02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 1 AĞUSTOS 2020 CUMARTESİ DİZİ/HABER Bir kentin kırsalı yok ediliyor PARSEL PARSEL KANAL İSTANBUL HAZAL OCAK 1 Kadim kent İstanbul, Türkiye’nin en değerli şehri. Yüzyıllar boyunca birçok uygarlığın başkentliğini yapmış ve bugüne kadar gelmiş. Ancak şimdi çok büyük bir tehlikeyle karşı karşıya. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 2011 yılında İstanbul için “çılgın” olarak nitelendirdiği bir proje açıkladı: Kanal İstanbul. Uzmanların, hayata geçmesi durumunda İstanbul’da felakete neden olabileceği konusunda uyardığı projenin çalışmaları hızla devam ediyor. 7 etaptan oluşan projenin ilk 3 etabına ilişkin imar planları hazırlandı ve askıya çıktı. Planlar bir iki gün içinde askıdan inecek. Peki, bu planlar ne anlatıyor? Proje rant odaklı mı? İki günlük dizide, parsel parsel metrekarelerce alan neydi, ne oldu, güzergâhta köylere ne olacak gibi sorular yanıtlanacak. İlk 3 plandan anlaşılıyor ki bir kentin kırsalı ölüyor. Tartışmalı proje kanal istanbul’un imar planları şehri değiştirecek Köyler silinECEK Tartışmalı proje Kanal istanbul’un tüm itirazlara karşın hayata geçmesi için adımlar atıldı. Projenin çevresine kurulacak “Yenişehir”in imar planları, “projenin şimdiden rant odaklı” olduğuna ilişkin yorumlara neden oldu. İstanbul’un kırsalını oluşturan proje alanı göz alabildiğine uzun tarım alanlarıyla ve köyleriyle meşhur. Yeni planlarda köylünün bölgede tutunması zor görünüyor. Hayvancılık ve tarım bitiyor. Tarım alanları, meralar ve birçok alan yeni planlarla imara açıldı. Çilingir Köyü Mezarlığı’nın üzerindende yol geçti. Yeni planlarla birlikte genel olarak proje güzergâhında yer alan köyler tamamen değişti. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden alınan verilere göre 2009 yılı 1/100.000 ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı incelendiğinde toplam tarım alanı 11 bin 218 hektarken 2020 yılı Kanal İstanbul’a ilişkin plan değişikliği incelendiğinde bu rakamın 733 hektara düştüğü görülüyor. Yani 10 bin 485 hektar tarım alanı kaybedilecek. Yine 2009 planında 2 bin 984 hektar orman alanı varken 2020 plan değişikliğinde bu rakam 2 bin 134 hektara iniyor. Yani 850 hektar orman alanı kaybediliyor. 2009 yılında 497 hektar görünen mera alanı ise 2020 planında sıfıra iniyor. Bölgede artık köylülerin hayvanlarını otlattığı mera niteliğinde alan da kalmayacak. Proje alanında mevcut planlı alan 12 bin 509 hektarken Kanal İstanbul projesi sonrası planlı alan sayısı da 35 bin 714 hektara çıktı. Bu durum, yapılaşmayı da beraberinde getirecek. Şu an bölgede yapılaşmaya açık alan 2 bin 526 hektarken projeyle yapılaşmaya açılan toplam alan 9 bin 446 hektara ulaştı. Projeyle birlikte ilave 1.2 milyon nüfus gelmesi de öngörülüyor. Yapılaşma ve nüfus artacak Mezarlıktan Ç RAKAMLARLA 1. ETAP evre ve Şehircilik Ba kanlığı, projeye iliş kin yedi etaptan oluşan 1/5000’lik nazım ve 1/1000 uygulama imar planı hazırlıyor. Projenin ilk üç etabından oluşan ve Arnavutköy ile Başakşehir ilçelerini kapsayan planlar, bakanlık tarafından 2 Temmuz’da itiraz süreci için askıya çıkarılmıştı. Planlar yarın askıdan iniyor. Kanal İstanbul projesinin 1. etabına ilişkin küçük ölçekli imar planları Dursunköy Mahallesi’nin bittiği 802 bin 185 m2 Ticaret alanı 2 milyon 76 bin 582 m2 Lojistik tesis 2 milyon 183 bin 866 m2 Ticaret+konut 1 milyon 393 bin 453 m2 Ticaret+turizm 1 milyon 571 bin 846 m2 Ticaret+turizm +konut 2 milyon 269 bin 831 m2 Teknoloji geliştirme noktada başlıyor, ku zeyde Karadeniz’e kadar ulaşıyor. Arnavutköy Baklalı, Boyalık, Tayakadın, Yeniköy ve Yassıören köylerini kapsayan planlama alanının toplam büyüklüğü 3982.60 hektar. Köylerin toplam nüfusu şu an 6 bin 899 kişi. Planlara göre projenin Karadeniz girişinin doğusunda ayrılan ve yeni havalimanına komşu Yeniköy’ün tamamı lojistik tesis alanı ilan edildi. Bu alan 2 milyon 76 bin metrekare büyüklüğünde. Yani bir köy yok olacak. Planlarda Baklalı köyü Turizm+Ticaret, Mülkiyet yapısına bakıldığında ise alanın yüzde 73’ü özel mülkiyet, yüzde 11’i ise orman mülkiyetli alanlar. Planlama bölgesinde şu an konut alanı 403 hektar, boş alan 3 bin 25 hektar. Konut + ticaret 15 hektar büyüklüğünde. Toplam alanda 2 bin 791 adet yapı bulunuyor. Bu yapıların 1992’si konut fonksiyonlu. Ticaret faaliyeti gösteren 34 yapı var. 5 köyü kapsayan imar planında ise toplam 3 bin 982 hektar alanın ana fonksiyonun “turizmticaret, diğer köyler ise gelişme konut turizmticaretkonut, teknoloji alanı olarak görünüyor. Taya geliştirme bölgesi, lojistik te kadın köyünün tarım alanları sis alanı, fuar alanı ile konut ise büyük oranda fuar ve tek ticaret” olarak belirlendi. Böl noloji gelişme bölgesi olması gede nüfusun 83 bin 872 kişi öngörülüyor. olması öngörülüyor. yol geçecek Projenin 2. etap planları ise Dursunköy, Çilingir, Baklalı, Yassıören, Boyalık, Tayakadın, Haraççı, Hadımköy ve Fatih olmak üzere 9 köyü kapsıyor. Toplam alan 3 bin 488.63 hektar. 2. etapta köy merkezi olarak Dursunköy var. Yassıören, Boyalık, Baklalı, Tayakadın ve Çilingir köylerinin tarım alanları plan sınırı içinde kalıyor. Bunların da tamamı konut, konut+ticaret ya da ticaret gibi kullanımlarda görünüyor. Hatta planlarda mezarlık alanları korunacak denmesine rağmen yeni planlarda Çilingir Köyü Mezarlığı yol alanında kalıyor. Mahallelerin şu anki toplam nüfusu 42 bin 026. Toplam orman alanı 126.23 hektar. Ayrıca alan içerisinde 25.15 hektar Sazlıbosna Deresi’nin bir kolu olan su yüzeyi bulunuyor. 334.6 hektarlık Şamlar Tabiat Parkı da bu bölgede yer alıyor. Şu anda alanın küçük bir kısmı yapılaşmış durumda. Çoğu özel mülkiyet Planlama alanının yaklaşık yüzde 89’luk kısmını boş alan, mera ve orman alanları ile Sazlıbosna Deresi’nin bir kısmı oluşturuyor. Mahallelerde genelde 4 katlı yapılaşma mevcut. Bölgede yapı sayısı şu an 870. Yapılaşmış parsel sayısının 356 olduğu bölgede şu an yapılaşmamış parsel sayısı ise 2 bin 367. Alanın yüzde 84.18’i özel mülkiyete ait. Yani 2 bin 769.74 hektar alan özel mülkiyetin. Maliye hazinesinin ise 54.97 hektar alanı var. TOKİ ise 268.32 hektar alana sahip. Proje kapsamında bölgede toplam nüfusun 125 bin 328 kişi olması öngörülüyor. Şu an yapılaşma az Az yapılaşmış bölgede tarım yapılan alanlar da var. Şu anda 215.67 hektar konut, 126.23 hektar orman, 3.32 hektar konut+ticaret, 3.78 hektar da ticaret alanı var. RAKAMLARLA 2. ETAP 11 milyon 39 bin 100.80 m2 Gelişmiş konut alanı 669 bin 3 milyon 17 bin 644.76 m 2 899.90 m2 Ticaret alanı Ticaret+konut 44 bin 275 .59 m2 Konut dışı kentsel çalışma alanı 14 bin 505.67 m2 Bakım akaryakıt alanı YARIN: 3. ETAP PLANLARINDA NE OLDU? YURTTAŞLAR NEDEN İTİRAZ EDİYOR? ZMO BAŞKANI SUİÇMEZ: Zirai ilaçlar zehir olur SEFA UYAR Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Genel Başkanı Baki Remzi Suiçmez, zirai ilaçları satabilecek meslekler arasına orman mühendisleri ve orman endüstri mühendislerinin de eklenmesine tepki göstererek ziraat mühendislerinin zirai ilaç satışında yönlendirici rol üstlendiklerine, zirai ilaçların, kullanıma kadarki sürecin iyi yönetilmediğinde zehre dönüştüğüne dikkat çekti. Resmi Gazete’de, 18 Temmuz’da zirai ilaçların satışına ve depolanmasına ilişkin yönetmelikte yapılan değişiklik ile eczacılar, kimya mühendisleri ve kimyagerler ile bitki sağlığı dersi alan teknikerler ve ziraat teknisyenlerinin ardından orman mühendisleri ile orman endüstri mühendislerine de zirai ilaç satma yetkisi verildi. ZMO, söz konusu değişikliği yürütmeyi durdurma ve kararın iptal edilmesi talebiyle yargıya taşıdı. Cumhuriyet’e konuşan ZMO Genel Başkanı Suiçmez, söz konusu yönetmelikte 2007’den itibaren 12 kez değişiklik yapıldığını ve değişiklikler için 9 kez yargıya başvurduklarını söyledi. Açılan bir dava sonuçlanmadan yönetmelikte değişikliğe gidildiğini, bu nedenle açılan davaların konusuz kaldığını aktaran Suiçmez, “Dava açıyoruz, yeni yönetmelik çıkıyor, dava düşüyor. Biz de yeni dava açıyoruz. Sonuçlanmamış davalar varken yeni düzenlemeler yapılmasını doğru bulmuyoruz. Bir yerde hukuk kadük kalıyor. Bu bir anlamda hukuki hile” dedi. ‘Mesleğe saygı’ Zirai ilaç satışı konusunda farklı mesleklere yetki verilmesini, yalnızca ziraat mühendislerinin istihdamı açısından değerlendirmediklerini ancak mesleğe saygı konusunu gündeme getirdiklerini vurgulayan Suiçmez; çiftçilerin, zirai ilaç alırken hangi ilacın, hangi ürüne, hangi dozda verileceğini de danışığına dikkat çekti. Zirai ilaç satışının “ilacın prospektüsüne bakarak satma” boyutuna indirgenmemesi gerektiğini, zirai ilaçların yeraltı sularını, toprağı, tüketiciyi etkileyebileceğini söyleyen Suiçmez, şunları kaydetti: “Konu, sağlıklı bitkilerin tüketilmesi, tarımsal üretimin sürekliliği, verim artışı, hastalıklı zararlıların yok edilmesi açısından değerlendirilmeli. Eğer bu süreç doğru kontrol edilmez, tarımsal ilaç yanlış kullanılırsa zehir olur. Değişikliği, bitkisel üretimin devamlılığı; toprak, yeraltı suları ve halk sağlığı açısından zararlı görüyoruz. Bu konuda bir iki ders almak yetmez. Değişiklik; toplum sağlığı, bitkisel üretim ve ürünlerin ihracatında kalıntı sorununun sürekliliği açısından büyük tehlike.” ‘İhraç geri gönderiliyor’ İhraç edilen meyve ve sebzelerin, kimi zaman üzerlerindeki ilaç kalıntısı nedeniyle Türkiye’ye geri gönderildiğine işaret eden Suiçmez, “İlaçlamanın zamanı, dozu, aşılamada kullanılacak makinenin kalibrasyonu, aşılamada kullanılacak su miktarı ve sulama zamanı gibi teknik konular göz ardı edilirse ilaç kalıntısı sorunu da artar. Değişiklik, teknik konuları göz ardı ediyor” uyarısında bulundu. l ANKARA GÜRER: CEZALAR YETERSİZ Gıdada bir yılda 100 bin şikâyet Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, gıda güvenliğiyle ilgili 2018’de ALO 174 Gıda Hattı’na 93 bin 388 başvuru yapıldığını açıkladı. Yapılan ihbarlar kapsamında 3 bin 670 yasal işlem uygulandı. CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Bu konudaki cezaların caydırıcı olmaması, gıda terörünün her geçen yıl biraz daha artmasına neden oluyor. Daha sıkı denetim sağlanmalı” dedi. CHP’li Gürer, gıda güvenliği sorununu Meclis’e taşıdı. Gürer, gıda güvenliğine ilişkin yurttaşlardan gelen ihbarların istatistiki verilerinin açıklanması amacıyla Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından yanıtlanması istemiyle yazılı soru önergesi verdi. Gürer’in önergesine yanıt veren Bakan Pakdemirli, ALO 174 Gıda Hattı’na 2018’de 93 bin 388 başvuru yapıldığını açıkladı. Başvurular kapsamında 58 bin 325 denetim yapıldığını belirten Pakdemirli, CİMER’e yapılan başvurular üzerine de 4 bin 671 denetim gerçekleştirildiğini bildirdi. Pakdemirli, gıda hattına gelen başvurular kapsamında 3 bin 670, CİMER’e yapılan başvurular kapsamında da 354 yasal işlem yapıldığını kaydetti. Farkındalık oluşturulmalı Gürer, gıda güvenliğine ilişkin ihbarlar konusunda yurttaşların daha fazla bilgilendirilmesi; gıda üretimi ve satışı yapılan tesislere, yurttaşların dikkatini çekecek boyutlarda afişlerin asılarak ihbarların yapılabileceği numaraların yazılması gerektiğini ifade etti. Son yıllarda gıda ürünleriyle ilgili ciddi sorunlar yaşandığını belirten Gürer, “Cezaların caydırıcı olmaması, gıda terörünün her yıl biraz daha artmasına neden oluyor” dedi. l ANKARA / Cumhuriyet
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle