17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER EDİTÖR: CAFER KURT TASARIM: SERPİL ÜNAY 5 29 MART 2020 PAZAR CHP GENEL BAŞKANI ‘EVDE KAL’ AŞAMASININ GERİ KALDIĞINI AÇIKLADI ‘Evde tut’ çağrısı CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu; iktidarın koronavirüs salgınına karşı aldığı tedbirlerin tek başına yeterli olmadığına dikkat çekerek, “Bugün geldiğimiz noktada; geniş, yaygın ve etkin bir sokağa çıkma yasağı ve karantina ihtiyacı olduğu açıktır” uyarısında bulundu. Salgını kontrol altına almak için OHAL ilan etmenin gerekmediğine dikkat çeken Kılıçdaroğlu, tüm faturaların salgın geçene kadar faizsiz ertelenmesi ve Hazine garantisi alan kişilerin fedakârlık yapması gerektiğini ifade etti. Süreç içinde yasal bir desteğe ihtiyaç duyulması halinde, destek vereceklerini belirten Kılıçdaroğlu, “Artık sorun ‘evde kal’ aşamasından ‘evde tut’ aşamasına geçmiştir. Bir an önce iktidarın bu önlemleri alması gerekmektedir” ifadelerini kullandı. Kılıçdaroğlu, dün, “Evde Tut” başlığıyla yaptığı açıklamada, özetle şunları kaydetti: 4 Zafiyet gösterildi: İktidar maalesef bugüne kadar salgın ile ilgili önlem almakta önemli zafiyetler göstermiştir. Testlerin yaygınlaştırılmasındaki gecikmeler, sınırların kapatılmasındaki gecikmeler, ulaşım kısıtlamalarındaki gecikmeler bunlara örnek verilebilir. Bu bağlamda, Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın önceki gün açıkladığı 7 maddelik yeni önlemler dizisi de tek başına yeterli değildir. Bugün geldiğimiz noktada; geniş, yaygın ve etkin bir sokağa çıkma yasağı ve karantina ihtiyacı olduğu açıktır. Bu süre içinde evde kalanların geçimlerini sağlayacak ekonomik önlemlerin de doğrudan iktidar tarafından alınması gereklidir. 4 Fedakârlığı yapacak olanlar: “Daha çok fedakârlık” yapması gereken kesimlerin başında Hazine garantili köprü, tünel, yol, hastane, havalimanı gibi işletmelerin işleticilerinin geldiğini de kamuoyunun takdirlerine sunuyoruz. Bu kapsamda döviz kuruna endeksli ödemele Kılıçdaroğlu rin doğrudan Türk Lirası’na çevrilerek, bir yıl süreyle ertelenmesi, geçiş garantisinin askıya alınması işleticilerin de yapmak isteyeceği bir fedakârlıktır. 4 Fatura ödemeleri ertelenmeli: Doğalgaz ve elektrik dağıtım şirketlerinin yapması gereken fedakârlık da unutulmamalıdır. Fatura ödemeleri, faizsiz olarak ertelenmelidir. TOBB, TÜSİAD, MÜSİAD ve TESK gibi kuruluşların üyeleri, çalışanlarının iş akdine son vermemeli, onlar da üzerlerine düşen fedakârlığa katlanmalıdırlar. l ANKARA / Cumhuriyet CHP’den kriz uyarısı MAHMUT LICALI CHP’nin koronavirüs raporunda; “ülke ekonomisinin salgının öncesine dayanan kırılganlığının hastalığın yarattığı ekonomik baskılarla birleşince ekonomik ve sosyal bir kriz yaşanma riskiyle karşı karşıya kalındığı” belirtildi. Raporda, işsizliğin ve iflasların artmasıyla geliri düşen yurttaşların temizlik malzemelerine ulaşımının da azalmasıyla salgının yayılmasının daha da artacağı belirtildi. Raporda, “Ekonomik ve sosyal krizle milli mutabakat halinde mücadele edebilmek için Ekonomik ve Sosyal Konsey ivedilikle toplanmalı ve düzenli aralıklarla devam edilmelidir” denildi. Kılıçdaroğlu’nun siyasi parti liderlerine gönderdiği raporda, salgının ekonomide yapacağı olası yıkımlara dikkat çekildi. l ANKARA Virüse karşı ulusal önlemler yetmedi, olağanüstü nitelik kazanıyor, daha kapsamlı önlemler gerekiyor Siyaset sorumluluk almalı Türkiye iyi başlamıştı... Virüsün ülkemize gi rişi uzun süre engellendi ancak umrede virüs bu laşanların büyük bölümü nün yurda dağılması, o ana kadar alınan önlemleri etksiz leştirdi. Virüs ve virüsle mü cadele artık ülkenin her yerin de. Can kayıpları artık listelerle gündeme gelmeye başladı. Geçen iki haftada sosyal me safenin yeterince korunamadı ğı, temastan kaçı nılmadığı rakam larla ortaya çık tı. Virüs testi sayı SERTAÇ EŞ sının 2 binler düzeyinde yapıldı ğı günlerde has ta oranları yüzde 8 düzeyin de kalıyordu. Ancak test sayı sı 7 binli rakamlara çıkınca bu oran yüzde 27’lere fırladı. Vi rüsün yayılma hızı tatsız nok taya gelmiş durumda. Çin, her ülkeye olduğu gibi, ülkemize de deneyimlerini ak tarıyor. Ancak koşullar değiş miş durumda. Virüs salgını ilk olarak Vuhan’da ortaya çıktığı için bu kent karantinaya alın dı, sızmalar sert önlemlerle en gellendi ve ülkeye yayılım kont rol altına alndı. Ancak Türki ye ve diğer ülkelerin koşulları çok farklı. Virüs birden çok böl gede aynı anda görülmeye baş landı. Bu aşamadan sonra böl gesel karantinaların yaygın şe kilde gündeme gelebileceği dü şünülüyor. Etkili önlem alınmalı Kentler arası ulaşımın önemli oranda kısıtlanması, özel sektörde personel sayısının en aza indirilmesi gibi önlemler açıklandı ve valiler devreye alındı. Ancak yaşanan sorun daha kapsamlı. Doğrudan siyasi iradenin ekonomik sonuçlarına da hazırlık yaparak daha kapsamlı önlemler alması gerekiyor. Sağlık sistemindeki kapasitenin yarı sından biraz fazlası dolmuş durumda. Acil servislerden, hastanelerin virüs için ayırdıkları katlardan tatsız görüntüler yayılma ya başladı. Virüsün bulaşma hızının yükselişi mutlaka durdurulmalı. Türkiye’nin yoğunbakım yatak kapasitesi dünya ölçeğinde iyi. Ancak normal yatak kapasitesi ve sağlık çalışanı sayısı için aynı şeyi söylemek olanaklı değil. Sağlık sistemine yüklenme artarsa, zorlanmalar başlayabilir. İstenmeyen yönde gelişebilecek durumun Türkiye’ye etkileri farklı alanlarda ağır tablolar ile karşılaşmamıza neden olabilir. Sorun valilerin inisiyatifini epeyce aşıyor. Bağımsız sosyal bilimcilerin de Cumhuriyet’in sayfalarında kapsamlı olarak dikkat çektiği gibi, sorunun boyutu büyük, önlemler de köktenci olmalı. Sağlık sistemi özel sektörün elinde olan ABD, virüsün yayılması konusunda merkezileşti ve rakamlarda hızla dünya liderliğini aldı. Son yıllarda Türkiye’de de sağlığın bir gelirrant kapısı olarak görülmesi politikası yaygınlaştı. Özel hastane sayısı arttı, giderler arttı. Çok sayıda kalifiye sağlık personeli özel sektöre geçti. Virüsle mücadelede özel sağlık kuruluşlarından ne ölçüde yararlanılabildiği şüpheli. Yük kamu hastanelerinde. O zaman kamusal sağlık temel olmalı. Tıp tarihi çalışan doktorlar, halk sağlığı, salgınla mücadele, önleyici tıp gibi kavramların bu aşamadan sonra dünyanın gündemi olacağını dile getiriyor. Hem sosyal hem sağlık bilimcilerin itiraz etmediği bir nokta var: Siyasi irade güçlü bir şekilde sorumluluk üstlenmeli. Tüm toplum kesimlerini kapsayacak şekilde ekonomik sonuçlarını da planlayarak hızla etkili önlemler almalı. l ANKARA ACI KAYBIMIZ VOLKAN RIŞVANOĞLU 15.04.1948 27.03.2020 1967 Deniz Harp Okulu mezunu Dz. Tğm. Volkan Rişvanoğlu, 12 Mart 1971 darbesi sırasında TSK’dan uzaklaştırılan devrimci yurtsever subaylardan biriydi. Uzun süredir direndiği amansız hastalık O’nu aramızdan aldı. Sorulmamış hesabının, gasp edilmiş haklarının takipçisi olacağız. Ailesi ve yakınlarına başsağlığı diliyor, anısı önünde saygıyla eğiliyoruz. Askeri Darbelerin Asker Muhalifleri Derneği (AdamDer) iğneli fırça zafer temoçin Yavaş, sayaç okumayı durdurdu Ankara Belediye Başkanı Mansur Yavaş, öğrenci evleri ve işyerlerine nisan ayında fatura yansıtılmayacağını açıkladı. Başkan Yavaş, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, yeni tip koronavirüs salgınının etkilerine karşı aldıkları yeni bir kararı duyurdu. Yavaş, sayaç okuma ve fatura dağıtım işlemlerinin durdurulduğunu belirterek, nisan ayı içinde öğrenci evleri ve işyerlerine faturalandırma yapılmayacağını duyurdu. Yavaş, şubat ayı için ise tüm konut aboneleri için faturanın yüzde 80 oranında yansıtılacağını açıkladı. Açıklamada, “Yaşanan olağanüstü dönem sona erdiğinde, tüm abonelerde normal faturalandırma yapılacak ve bu dönemde yapılan geçici faturalandırılmış miktarlar toplam miktardan mahsuplaştırılacaktır” denildi. l ANKARA Ulaştırma Bakanı Turhan görevden alındı Erdoğan’dan gece yarısı kabine değişikliği Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdo rarı bilindiği için ihaleyi iptal etmekten çe ğan sürpriz bir karar kinmiş olabileceği la Ulaştırma ve Alt ne” işaret ediliyor. An yapı Bakanı Mehmet cak kamuoyundan bü Cahit Turhan’ı ge yük tepki gelmesi üze ce yarısı görevden al rine bütün sorumlu dı. Turhan’ın “Kanal luğun da bu kez Ca İstanbul” ile ilgili ilk hit Turhan’ın üzerin ihalenin yapılmasının de bırakılmış olabile hemen ardından görevden alınması dik Karaismailoğlu Turhan ceği yorumları da yapılıyor. Turhan ile İBB kat çekti. gını ile uğraşırken, bakan Başkanı Ekrem İma Turhan’ın alınması lık ihaleyi iptal etmedi. İha moğlu da Kanal İstanbul ve na ilişkin karar, dün Res le 26 Mart’ta maskeli ve el HaydarpaşaSirkeci gar iha mi Gazete’de yayımlandı. divenli komisyon üyeleri leleri yüzünden birçok kez Cumhurbaşkanlığı’nın ka nin katılımı ile gerçekleş karşı karşıya gelmişti. rarında, Ulaştırma ve Alt tirildi. Tahmini bedeli 566 yapı Bakanlığı’na Adil bin 649 TL olan ve 4 teklifin ‘Projeye yeterince Karaismailoğlu’nun atandığı belirtildi. Turhan’ın sürpriz kararla görevden alınması dikkat çekerken, nedenleri konusunda da farklı görüşler dile getirildi. Turhan’ın “tüm eleştirilere karşı gerçekleştirilen Kanal İstanbul kapsamındaki ilk ihaleden” ötürü görevden alındığı ileri sürüldü. Kanal İstanbul Projesi’nin Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı tarafından yapılması öngörülüyor. Bu kapsamda bakanlık, projenin etki alanında yer alan Başakşehir’deki tarihi Odabaşı ve Arnavutköy’deki tarihi Dursunköy köprülerinin taşınması için de ihale yaptı. Dünya ve Türkiye koronavirüs sal sunulduğu ihalenin sonucunun açıklanması beklenirken, Turhan bir gün sonra görevden alındı. En çok Erdoğan istemişti İhale kamuoyunun büyük tepkisini çekmişti. Birçok ekonomi yazarı da Türkiye’nin kaynak arayışında olduğu bu dönemde Kanal İstanbul için ilk ihalenin yapılmasına tepki göstermişti. Ancak burada başka bir ayrıntı daha bulunuyor. Kanal İstanbul konusunda en fazla ısrarı Cumhurbaşkanı Erdoğan göstermişti. Bakanlığın da “Erdoğan’ın Kanal İstanbul konusundaki bu ıs sahip çıkmadı’ Turhan’ın “Kanal İstanbul” projesine yeterince sahip çıkmadığı için görevine son verildiği de ileri sürüldü. Eski CHP Milletvekili Ali Özgündüz de sosyal medya hesabından “Turhan’ın, Kanal İstanbul’un proje süreciyle ilgili rahatsızlıkları varmış ve bazı imzaların atılmasından imtina ediliyormuş!” paylaşımında bulundu. Turhan’ın yerine bakanlığa atanan isim olan Adil Karaismailoğlu da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İBB Başkanlığı döneminde belediyede görev yapan bir isim. l ANKARA Tıp bilimi... Çin’de koronavirüs salgını ile mücadelede adı öne çıkan Wuhan Wuchang Hastanesi Başhekimi Li Wenliang’in ölümü tıp biliminin bir gerçeğini daha gösterdi. Özellikle salgın hastalıklarda, salgına yakalananın ilk bulaştırabileceği kişilerin başında sağlık çalışanları geliyor. Bu konuda Türkiye’den acı bir haber hiç arzu etmiyoruz ama testi pozitif çıkan doktorlar var. Salgınla mücadelede en önemli güç olan doktorlar ve tüm görevliler olabilecek bütün güvenlik önlemleriyle donanmış şekilde çalışmalı. Hastalığın tanısında Türkiye koşulları içinde röntgen uzmanları ayrıca öne çıktı. Onların çalışma koşullarında da iyileştirmelere gereksinim olduğu belirtiliyor. Hasta sayısındaki artış, aklın ve bilimin ışığında, ortak akılla alınacak kimi kararları da kaçınılmaz kılıyor. Doktorların önerilerinden biri şu: Hastanelerde yoğunluk artınca tedavi süreci belli bir aşamaya gelmiş olanların tedavisinin evde devam etmesi mümkün. Buna hangi aşamada karar verilebileceğine ilişkin merkezi bir planlama gerekli. Bir noktanın daha altını çizelim: Sağlık Bakanlığı, daha çok veri açıklamayı ve Bilim Kurulu kararlarının bir bölümünü paylaşmayı tercih ettiği için doktorlar WhatsApp grupları kurarak düşünce ve deneyim alışverişine girmiş durumda. HHH Sağlık sistemindeki kimi olumsuzluklarla ilgili gerçekler dile getirilmeye başlandığında iktidar çevresinden gelen ilk ses şu oluyor: Şimdi sırası mı? Soralım: Ne zaman sırası? Bir yandan alınması gereken önlemleri yerine getirirken bir yandan sağlık sisteminin ne durumda olduğunu irdelememiz gerekiyor. İktidar işbaşına geldikten sonra Türkiye’nin birikimlerini “özelleştirme” mantığı içinde satarken, kimilerini de kapattı. Bundan payını alanlar arasında Sosyal Sigortalar Kurumu’nun (SSK) ilaç fabrikaları da geliyordu. Türkiye’de en çok kullanılan ilk beş ilacı üreten bu fabrikaların fiyatlandırması için bir örnek verelim. 2004 yılında yapılan bir araştırmaya göre SSK fabrikalarında üretilen ve çok kullanılan 10 ilacın fiyatı ile çoğu uluslararası tekel olan fabrikalarda üretilenin fiyatı arasında yüzde 20 ile yüzde 600 arasında değişen fark vardı. 2005 yılında halkın lehine olan bu farka çare bulundu, SSK ilaç fabrikaları kapatıldı. Yıllar sonra ilaç harcamaları çok yükselince şu soruya yanıt aradılar: Yerli ilaç üretimi olamaz mı? İlaç fabrikalarını kapattınız, tek aşı üretebilen uluslararası ölçekteki Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsü’nü kapattınız. Bugün önce özür dileyerek işe başlayın. Bu da bir erdemdir. Şehir hastanelerine de değinmeden geçemeyeceğiz. Kamu Özel Ortaklığı (KÖO)! Kâr garantili hastane fabrikaları! Aslında KÖO’nun gerçek açılımı şöyle: Kâr Ölçekli Ortaklık! Kâr yoksa ortaklık da yok. İzmir’deki hastane, işletme şeklinde anlaşma olmadığı için hayli gecikti! HHH Bu anlayış, doktorların ve eczacıların da “memurlaştırılmasını” hedefliyor. İktidarın yeri geldikçe doktorlara yönelik şiddetin önünü açan açıklamalar yapmasının bir nedeni de buydu. Onlar, “işin uzmanı” olmak yerine sadece “verilen işin yapanı” haline getirilince sağlığı daha da ticarileştirmek kolay olacaktı. Bütün bunlar, koronavirüs salgını ile bir adım geride kaldı. Şu söz sık kullanılır: Bundan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacak! Bu kez gerçekten öyle olmalı. Tıp bilimi hak ettiği yeri almalı. Ticarete kurban edilmemeli. Hiroşima’ya 6 Ağustos 1945’te atom bombası atıldığında yaşamını yitirenlerden en az on bininin bombadan hemen sonra bölgeye giden yardım ekiplerinin olduğu, başı da doktorların ve sağlık çalışanlarının çektiği biliniyor. Bugün Hiroşima’da bombanın atıldığı yerdeki anıtın hemen yanında bir de sağlık ekiplerine saygı anıtı vardır. Tıp bilimi rant için değil, insan için insanlık için var. Dünyada ve Türkiye’de de iktidarların böyle bakacağı bir dönem istiyoruz. İmamoğlu: Her yerden feryatlar yükseliyor İstanbul Valiliği’ndeki İl İdare Kurulu toplantısı sonrasında konuşan İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, “16 milyon İstanbulludan sokağa çıkma yasağı varmış gibi hareket etmelerini istiyoruz. Lütfen bunu hafife almayın. İBB olarak en üst düzeyde karar almakta ısrarlıyız” dedi. Sosyal medya hesabından açıklama yapan İmamoğlu, çeşitli ülkelerden 45’e yakın belediye başkanı ile dijital ortamda görüştüğünü belirterek, “Los Angeles’tan, Tokyo’ya kadar her yerden feryatları duydum. Özellikle yanı başımızdaki Madrid’te, Milano’da feryatların ne kadar yüksek olduğunu duydum” ifadelerini kullandı. Vali Yerlikaya ise İstanbul'dan şehirler arası otobüs yolculuğunun durdurulduğunu açıkladı. l İç Politika
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle