02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
6 30 ARALIK 2020 ÇARŞAMBA Dükkân sahibi imam: Kirasını ödemiyordu Kiracı: Pandemi dönemi borcum var ‘Cemaat ne yapsın’ HABER Antalya Serik’te pandemi nedeniyle işleri kötüye giden, çanta satışı yapan esnaf Ramazan Çınar’ın mallarının işyerinin kirasını ödeyemediği için icra memurları eşliğinde dışarı atıldığı öne sürüldü. Çınar, “Belek Mahallesi imamı benim dükkân sahibimZEHRA di. Pandemi döneminÖZDİLEK de kiramı ödemekte zorlandım. “Sezon başına kadar idare et” dememe rağmen icra memurları ve polis eşliğinde mallarımı dışarı attı. İmam böyle yaparsa bu zor günlerde cemaat ne yapsın” dedi. İmam Süleyman Yıldırım ise, “Son bir buçuk yıldır kiramı ödemiyordu. Avukat aracılığıyla tahliye kararını aldırdık. İtiraz etmedi. Kendi isteği ile mallarını dışarı çıkardı” dedi. Serik ilçesi Belek Mahallesi’nde bulunan ve 7 yıldır çanta satışı yapan Çınar, 25 yıldır Belek’te turizme hizmet verdiğini belirtti. Çınar, “Yetkililerden yardım istiyorum. Malları koyacak depo param bile yok. Geçmişe yönelik hiç borcum yoktur. Sadece pandemi sürecine ait kira borcum var ve 6 yıldır kiramı düzenli ödedim. Pandemi öncesine ait 1 lira bile borcum yoktur” dedi. Mülk sahibi Süleyman Yıldırım ise, “Benim imam olmamdan dolayı insanlar diyanete saldırıyorlar. “Böyle imam mı olur” diye. Biz karşılıklı sözleşme yaptık? Kanuni yollara başvuru yaparak hakkımı aradım bunda illegal olan nedir. Benim kredi borçlarım var. Üniversiteye, liseye giden çocuklarım var. Şu tarihte boşaltacağım diye taahhüdütü var. 2019’un ekim ayında sözleşme yaptık, pandemi 2020’nin Mart ayında başladı. Peki bu süreçte bana niye kira ödememiş. Pandemi yoktu o zaman. Herkes Belek’te dövizle kiraya verirken ben TL üzerinden verdim” dedi. Yıldırım’ın avukatı Fatma Mecek ise “16 Kasım 2020 tarihinde tahliye takibi kesinleşmiştir. Tahliye emrine itiraz dahi etmeyen Ramazan Çınar tahliye için icra memurları ile söz konusu dükkana gidildiğinde kendi isteği ile taşınmaya hazır bir şekilde dükkânı boşaltmış, tarafımızdan hiçbir baskı ve zorlama dahi yapılmamıştır” ifadelerini kullandı. l İSTANBUL Çalışanlar taşınmaya karşı çıkıyor, kurumun arşivleri de tehlikede TRT’nin binalarını çalışanları taşıyor Türkiye Radyo Televizyon Kurumu’nun (TRT) İstanbul Ulus Yerleşkesi (İstanbul Televizyonu) ve Harbiye’deki İstanbul Radyosu’nun (Radyoevi) tarihi binaları depreme dayanıklı olmadığı gerekçesiyle boşaltılıyor. Taşınmaya şiddetle karşı çıkan TRT çalışanlarının boşaltma işinde de görevlendirildiği öğrenildi. ANKA’da yer alan habere göre, Radyoevi Müzesi’ndeki tarihi malzemelerin de aralarında bulunduğu eşyaların taşınması için bir firmayla anlaşma yapılmadı. Malzemeleri kutulama, bunları taşıma işini TRT personelinin yaptığı belirtildi. Kesk HaberSen Merkez Yönetim Kurulu Üyesi Banu Savaş, taşınma işinin de profesyonelce ve gerekli özen gösterilerek yapılmadığını kaydederek, “Bizi binadan taşıma ve depreme karşı güçlendirme çalışmalarını duyduğumuzdan itibaren, HaberSen olarak, TRT yönetiminden defalarca randevu istedik, ayrıca yazılı olarak sorularımızı da ilettik. Yönetim bu konuda hiçbir zaman şeffaf davranmadı” dedi. Savaş, taşınma esnasında kutuların üstüne fosforlu kalemle yazılar yazıldığını kaydederek, “18 ay sonra o yazılar umarım okunur. Bantlar hâlâ yerde poşet içinde. Bant sistemi toz içinde, üstünde kablolar. Bunların toz, rutubet görmemesi lazım. Yönetim bantlar için ‘Dijitale aktardık, bunlar boşa çıkanlar, personelin kendi arşivi’ diyor. Dijitale tabii ki aktarılacak ve dijitalden kullanılacak. Ama bunlar arşiv niteliğinde, atılmaması gerekir. O zaman müzeleri de dijitale taşıyalım, eserleri atalım. Ya da ‘Yayıncının kendi arşivi’ diye bir şey olamaz. Yaptığımız her kayıt kurumundur. Kendi arşivimiz ancak kendi paramızı verip, kurumun işi haricinde çektiğimiz ürünlerdir. Ve onların işyerinde olması biraz saçma. Yani baştan sona, nereden tutsanız elinizde kalan açıklamalar bunlar” ifadelerini kullandı. Haber Merkezi Yeni başsavcı göreve başladı Hâkimler ve Savcılar Kurulu’nun (HSK) geçen günlerde yayımladığı kararname ile İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na atananan Adalet Bakan Yardımcısı Şaban Yılmaz önceki gün İstanbul Adliyesi’ne gelerek göreve başladı. Başsavcı Yılmaz’ı, Başsavcı Vekili Zafer Koç kapıda çiçeklerle karşıladı. l İSTANBUL/Cumhuriyet URLA BELEDİYESİ Kayyım görevden alındı Kadıköy’e cami projesi iptal Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından Kadıköy rıhtımında yapılmak üzere hazırlanan ‘Ulu Cami’ projesine onay veren koruma kurulu kararı, İstanbul 3. İdare Mahkemesi tarafından iptal edildi. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın talebi doğrultusunda Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, 2015 yılında Kadıköy rıhtımına cami projesi hazırlamıştı. ‘Ulu Cami’ adı verilmesi planlanan proje, mevcut atık su arıtma tesisinin yanında bulunan ve İSKİ’nin ileri biyolojik arıtma tesisi yapmayı planladığı alanda kalan 30 bin metrekarelik dolgu alanına yapılacaktı. Halihazırda otopark olarak kullanılan alana yapılması planlanan cami, şadırvan, kültür merkezi ile yeraltı otoparkı projesine; İstanbul 5 Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu 9 Kasım 2017 tarihli kararı ile onay vermişti. Kadıköy Belediyesi de kurul karanın iptali için Kültür ve Turizm Bakanlığı’na dava açtı. Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi’nin de müdahil olduğu davada karar çıktı. İstanbul 3. İdari Mahkemesi “İstanbul ili, Kadıköy ilçesi, Rıhtım mevkiinde yapılması planlanan; cami, şadırvan, kültür merkezi ve diğer hizmetler yapısı ile yeraltı otoparkı yapısına ilişkin kararı ve eki projenin hukuka uyarlılık bulunmadığı” gerekçesiyle dava konusu işlemlerin iptaline karar verdi. Mahkeme istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verdi. l İSTANBUL/Cumhuriyet İçişleri Bakanlığı İzmir’in Urla ilçesinde aynı zamanda kayyım belediye başkanı olarak görev yapan ilçe kaymakamı Önder Can’ı görevden aldı. Van Vali Yardımcılığı görevindeyken 2017’de Urla’ya atanan Kaymakam Can, 2019 yerel seçimleri sonrasında CHP’den belediye başkanlığı koltuğuna oturan İbrahim Burak Oğuz’un FETÖ/PDY soruşturması kapsamında tutuklanmasının ardından kayyım sıfatıyla belediye başkanvekili olarak görevlendirilmişti. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun da onayıyla alınan değişim kararında Kaymakam Can’ın son günlerde ilçede ortaya çıkan arazi/arsa soruşturmaları konusunda pasif kalmasının neden olduğu iddia edildi. İlçede son olarak aralarında orman işletme şefi ve bazı memurların bulunduğu bir organize çete orman arazilerini ve Hazine arazilerini fahiş fiyata üçüncü şahıslara satmaya çalıştıkları gerekçesiyle tutuklanmıştı. Can’ın yerine gelecek olan isim henüz belli olmadı. l Haber Merkezi Darp raporu almak için firar eden asker baskılar sonrasında yeniden firar etti Askere darp iddiası KAYHAN AYHAN Tekirdağ Çerkezköy 3. Zırhlı Tugay Komutanlığı’nda askerlik hizmetini yaparkan firar eden er Hasan Düdük (23), komutanı tarafından darp edildiği iddiasıyla suç duyurusunda bulundu. Tekme, tokat ve yumrukla darp edildiğini savunan Düdük, itiraz edince de elinde sigara söndürüldüğünü iddia etti. Tekirdağ Çerkezköy’de bulunan 3. Zırhlı Tugay Komutanlığı’nda vatani görevini yapan Hasan Düdük, iddiaya göre 10 Kasım’da temizlik faaliyetine katılmadığı gerekçesiyle Uzman Çavuş R.K. tarafından darp edildi. Engellemelere rağmen hastaneye giderek darp raporu aldığını söyleyen Düdük, “Bölük komutanı beni darp eden komutanı haklı görüp onu koruyup kolladı. Bana ‘şikâyetçi olursan askerliğini uzatırım, burayı sana zindan ederim’ dedi ve beni tehdit etti. Ben de korktuğum için şikâyetçi olamadım” diyerek yaşadıklarını anlattı. Her gün intihar ve firar vakaları yaşanan tugayda 2 arkadaşının gözleri önünde intihar ettiğini savunan Düdük, ailevi ve yaşadığı şiddet sorunları nedeniyle askerden firar etti. Düdük, firar ettiğinde darp raporunu Çerkezköy’de bir tanıdığına saklaması için verdikten sonra birliğine tekrar teslim oldu. Teslim olduktan sonra Kovid19 salgını nedeniyle tedbir amaçlı karantinaya alınan Düdük, karantina binasındayken kendisini darp eden komutanın arkadaşlarına “Gidin Hasan’a çok selam söyleyin o çıktıktan sonra bakın ona neler neler yapacağım” diyerek tehditler yolladığını iddia etti. Hergün küfür, hakaret, tehdit ve baskılara dayanamadığını söyleyen Düdük, tekrar 25 Kasım tarihinde tekrar firar etti. Şu an firari bir asker olduğunu belirten Düdük, “Ben vatanıma olan bağlılığım ve sadakatimden dolayı askere gittim ama orda gördüğüm şiddet ve kötü muamelelere dayanamadım kaçtım. Eğer ben kaçacak olsaydım en başından beri askerlikten kaçar veya çürük raporu alır gitmezdim. 8 yıl önce 4. kattan düştüm sağ kalça kemiğim kırıldı. Şu an sağ kalçamda 3 tane platin var. Askere gitmeden önce beni muayene eden doktor çürük raporu teklifi sundu ama ben askerlik yapmak istediğim için kabul etmedim. Askerdeyken Çerkezköy Devlet Hastanesi Sağlık Kurulu’ndan spor, egzersiz ve uzun süre ayakta duramaz raporu aldım ama raporum olduğu halde komutanlarım bana 10 saat kule nöbeti yazıyordu” ifadelerini kullandı. Düdük, avukatı aracılığıyla söz konusu kişiler hakkında suç duyurusunda bulundu. l İSTANBUL Ankara’ya yeni AOÇ Mevcudunda talan hız kesmeden sürüyor, ancak yeni umutlar da yeşeriyor SERTAÇ EŞ Atatürk’ün kentleşme, tarım ve örnek projeler yaratma yaklaşımının kendisinden sonra gelen yöneticiler tarafından hiç anlaşılmadığının en büyük kanıtıdır Atatürk Orman Çiftliği... İktidara gelen, kendini yetkili ve gerekçesini “haklı” bulan herkes AOÇ’yi bir ucundan tırtıklamış. Kimi üniversite yapıyoruz diye büyük parça koparmış, kimi askerlere “lojman lazım” gerekçesiyle, darbelerden sonra gözünü Atatürk’ün emaneti olan AOÇ’ye dikmiş. Şu anda başkentin merkezi noktalarında kalan yerleşim yerlerinin eski imar altlıklarına bakınca altından mutlaka Ata’nın mirası çıkar. Gazi Üniversitesi, çok sayıdaki askeri lojman ve hatta bazı toplu konut projeleri... Arsa kalmamış gibi Bu tırtıklamalar, mevcut iktidar döneminde yıkıma dönüştürüldü. Melih Gökçek döneminde yapılan ve 750 milyon dolar harcanan Ankapark çürümeye terk edilmiş durumda. Direkleri dikilmiş ancak teleferik kabinleri ortada yok. Her Ankaralının anılarında yer alan “Çiftlik”in yerinde yeller esiyor. Hayvanat Bahçesi tamamen ortadan kaldırıldı. Çocukların, zürafayı gösterirken çekilecek bir anı fotoğrafı olmayacak. Ankara’da arsa kalmamış gibi, önce Başbakanlık binası, ardından Cumhurbaşkanlığı Sarayı olarak inşasına başlanan yapı, AOÇ’yi geri dönüşü olmayan bir şekilde kuruluş mantığından uzaklaştırdı. Cumhuriyetin ilk yıllarında, bütünsel bir anlayışla yapılan çok sayıda yapı ortadan kaldırıldı ya da sığıntı konumuna düşürüldü. Yeni yapılaşma gündemde AOÇ’den son haber, yine betonlaşma üzerine. Çiftliğin Etimesgut bölgesinde kalan taraflarına yeni yapılaşmalar gündemde. Devasa bir alan MİT’e, bir o kadarı Özel Kuvvetler Komutanlığı’na (ÖKK) ve Tarım Bakanlığı’nın yapılaşmasına açılıyor. İlk iki kurumun gizlilik nedeniyle ne tür bir yapılaşmaya gidecekleri bilinmiyor. Ancak Tarım Bakanlığı’nın araziye yangın söndürme helikopterleri için hangar yapacağı söyleniyor. Öngörüsüzlük, burnunun dibini göremeyecek noktaya gelmiş durumda. Öyle ki yine AOÇ arazisine yapılan askeri havaalanının tamamen yerleşim alanlarının ortasında kaldığı gerçeğinin kimse farkında değil. Tersine yerleşim alanlarının göbeğine helikopter hangarı yapılıyor. Bu yıkımı yalnızca öngörüsüzlükle açıklamak mümkün mü? Yeni AOÇ 2023’te Ülke “Beş betoncu”ya teslim edilmişken, Cumhuriyetin başkentinin bundan etkilenmemesi olanaksız. Ancak Atatürk’ün Çankayası’ndan güzel bir örneği size aktarmak istiyoruz. Çankaya Belediye Başkanı Alper Taşdelen, tamamen kurumun tapulu malı olan Bademlik’teki 750 dönümlük alanı kent ormanı yapmaya hazırlanıyor. Çiftlik anılarıyla büyümüş birisi olan Taşdelen, çalışmalar süren projeye bahar aylarında başlayacaklarını söylüyor. Taşdelen’in anlatımlarına göre, bölgenin 500 dönümlük alanı tamamen orman olarak ağaçlandırılacak, bademler ve diğer yerel örtü korunacak. “Bölgede 1 santimetrekareye bile betonlaşma mantığıyla yaklaşmıyoruz. Piknik alanı olacak. Ancak dumanaltı olmayacak. İlçe belediyesi ölçeğinde, vahşi hayvanları kapsamayan bir hayvanat bahçemiz olacak. Ağırlıkla çocuklara yönelik binicilik merkezi olacak. Mevcut egemen betonlaşmaya karşı yeşilde inat ediyoruz. Ankara’da olmayan kent ormanını Cumhuriyetimizin 100. kuruluş yılına yetiştireceğiz” diyor. Oluşturulacak yeşil alan aynı zamanda Mamak ilçe sınırında bulunuyor. Tesislere Mamaklıların da yoğun ilgi göstermesi bekleniyor. İktidar partisinin yönetiminde bulunan ilçelerde yapılan millet bahçelerine merkezi hükümetin kaynakları akıtılıyor. Çankaya ise özkaynaklarıyla yapacak. AOÇ’deki yıkımı tüm iliklerimize kadar hissettiğimiz bir dönemde, Atatürk’ün “örnek” anlayışının yaşatılacak olması teselli oluyor. Yıkanı eleştirmek haksa, yapanı da alkışlamak o kadar hak olmalı... l ANKARA
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle