25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
l Cemalettin Güzeloğlu l Mehmet Selçuk l Murteza Albayrak 8 18 ARALIK 2020 CUMA YÜKSEK YERİLİM HATTI / Erdinç UTKU Ev tipi kapalı cezaevi şimdi dünyamız! H “Geçiş garantili” ihaleler yerine, “geçim garantili” asgari ücret lazım bize... H ABD Başkanı Trump, başkanlığı devrettikten sonra Türkiye’ye gelsin... Bizim seçmen iki başkana da yeter. H Piyangoland’da yaşıyoruz. Ülkede hayat 7 rakam üzerine... H Türkücünün sesi güzel ama adam değil, dayakçı; Yazarın kalemi güzel ama adam değil, tacizci; H Ben sanatçıya sanatçı demem, sanatçı “insan” olmayınca! H Kardeş kardeş yaşamak varken kalleş kalleş yaşamak niye? H Kafasına çay atanı 18 yıl iktidarda tutan seçmen, kahve atılırsa 40 yıl mı tutar? H 18 yıldır iktidara katlanan vatandaşa da kişi başı 10 bin TL “huzursuzluk hakkı” verilsin! H SİGARA böreğini bıraktım. Diyete başlıyorum... H Yerli ve milli iktidar “Yerli Malı Haftası”nı unutturdu... Şimdi tüm haftalar yerli dizi haftası! HÜSREV BEY’İN GÜNLÜĞÜ / Günhan AYDIN 1982 Haziranı l Murat Sayın 15 ARALIK: Bu masa bir zaman makinesi olsaydı bir defacık, dilediğim yere ve zamana gitmek için de sadece tek şansım olsaydı, gözlerimi yumup, 1982 Haziranı’na, İspanya’ya gitmek isterdim. Zaman orada dursa da razıyız, değil mi Mikrop Rıza? Çünkü herkes oradaydı, “Bir daha onlar gibisi gelmez, gelmeyecek” dediklerimiz 1982 Haziranı’nda İspanya’daydılar. Socrates, Zico, Bruno Conti, Altobelli, Breitner, Littbarski, Maradona, Kempes, Eric Gerets, Kevin Keegan, Giresse, Tigana, Arconada, Dasaev, Blohin... Hepsi, herkes ve o da oradaydı: Paolo Rossi. Maradona’nın öldüğünü duyduğumda şaşkınlıktan üzülemedim bile. Bütün zamanların en büyük oyuncusu... Ama Rossi öldü, denildiğinde... Anladım, ilk defa bu yaşımda, bir daha geri gelmeyecek geçip giden güzel günler... “E la nave va”. Gemi gitti. Değil mi Mikrop? Sen niye hiç konuşmuyorsun? Gemi gitti ve sandalda bir gergedan gibi kalakaldık. Seninle mi seyrediyorduk maçları o yaz, Selanik Caddesi ile Ziya Gökalp’in kesiştikleri köşede bir birahane vardı; midye tava, derbeder patatesler... Maç yorumcusu Elbistanlı komiyi hatırlıyor musun? “İtalya mümkün değil, gruptan çıkamaz, bu Gentile Elbistan’a gelmesin...” Çenesi hiç durmazdı namussuzun. Rossi’yi duyunca aklıma Elbistanlı o çocuğun gelmesi tuhaf mı sence? Zihnimiz bizden azade “Mikrop”cuğum ve sen de ne yazık ki kaliteli ihtiyarlayamadın; göbeği saldın, bulanık bakıyorsun. Geçen gün televizyonda kaliteli ihtiyarlayan eski bir genel yayın yönetmeni, artık yurtdışından zeytinyağı getirtmek ihtiyacı duymuyorum, bizde de çok gelişti, diyordu. Çok rafine gusto insanları bunlar; 60 yıl önce Mehmet Ali Aybar’ın Cemal Gürsel’e yazdığı mektupta minicik bir notturlar: “Kısa görüşlü yakın çıkarlarına yönelmiş bir kurnazlıktan başka hiçbir hasleti olmayanlar...” Sen zeytinyağını nerelerden alıyorsun “Mikrop”cuğum? Rossi’den isteseydik, iki şişe yollardı bize Toscana taraflarından... Zira Sienalıdır kendisi. Trapattoni, futbolcular hocalarından önce ölmemeli, demiş. Ölmemeliler sahiden. Breitner’i çok severdim ama kupa Rossi’nin olsun istemiştim. Çok kişi öyle istemişti. Bir futbolcu ölür, anlarız, gemi gitti. Riminili abimizin filmlerindeki gibi bir şenlikmiş hayat, sen de hatırlıyor musun Mikrop? Uyandığında bir bakarsın, herkes gitmiş. Seni uyandırmaya kıyamadılar. Nereye gittiklerini de bilmiyorsun. Muhtemelen harika vakit geçiriyorlardır. Nerede olduklarını asla öğrenemeyeceğiz, burada da pek kimse kalmadı. Elbistanlı kominin adı neydi Mikrop? Onu görürsem, bir daha Rossi’ye “şikeci” dememesi gerektiği konusunda kesin bir dille ikaz edeceğim. Kalk hadi. 1982 Haziranı’na gidelim. Socrates, Breitner, Paolo Rossi... Ve gemi gidiyor usta. l Erdoğan Başol l Ahmet Öztürklevent CUK Günel ALTINTAŞ Kadına “Kaç!”, erkeğe “Tut!” ahlakından herkes memnun ama sonuçlarından şikâyetçi. H Türkiye’nin bir yarası da cinselliktir. Yüz binlerce Hasan AliToptaş’tan! ibaretiz. Ama bu konuyu işleyecek ne fikir adamlarımız, ne yayın organlarımız var. H Cinsellik, sıradanlaşmadıkça, toplumun gündeminden çıkmaz. H Millet açlıktan kırılırken Tunus’a beş milyon lira bağışlamışız. Satacak bir şeyler olduğu sürece, para AKP için sorun değildir. H İşte hayvanseverleri sevindirecek bir haber: İnsanlar yoksulluktan çocuklarına haftada bir bile kırmızı et yediremiyormuş. Yaşadı kuzular! H Örtülü demek, el altından demektir. El üstünden yapılan harcamalara bakınca, örtülü ödenekten yapılanları hayal bile edemeyiz herhalde. H Diyanet, meteorolojiden tüyo aldığı için mi, ekim aylarında yaptırmadığı yağmur duasını aralık ayında yaptırdı? H Sayın Bahçeli’ye sormak gerekir: Dinci bir partiyi desteklemek milliyetçilik midir? l Kadir Doğruer l İsmet Lokman l Raşit Yakalı l Zeki Bol l Burak Ergin
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle