02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 18 ARALIK 2020 CUMA [email protected] OLAYLAR VE GÖRÜŞLER Cumhuriyet şehidi ‘NECIP BEY’ Necip Hablemitoğlu’nun yaşamı ve katli, kendi ülkesinde, Cumhuriyet’in kuruluş felsefesini, Atatürk ilkelerini, milli bütünlüğü savunmanın, ülkeye yönelik açık ve örtülü tehditlerle mücadelenin bedelinin nerelere kadar uzanabileceğinin kanıtıdır. Necip Hablemitoğlu AV.HÜSEYIN ÖZBEK TÜRKIYE BAROLAR BIRLIĞI BAŞKAN YARDIMCISI Dr. Necip Hablemitoğlu; 16 Temmuz 2016 FETÖ kalkışmasını 20 yıl öncesinden haber veren Cumhuriyet aydını. Necip Hablemitoğlu; Türkiye Cumhuriyeti’nin varlığına, ulus devlete, üniter yapıya yönelik dış destekli konsorsiyuma bayrak açan yurtsever. Necip Hablemitoğlu; sivil ve kolluk bürokrasisi, yargı başta olmak üzere tüm devlet aygıtını kanserojen bir ur gibi saran paralel ihanete karşı sorumluları harekete geçirmek için çırpınan akademisyen. Necip Hablemitoğlu; emperyal güçlerce fonlanan sivil makyajlı oluşumların, etki ajanlarının maskelerini indiriveren titiz araştırmacı. Necip Hablemitoğlu; Türkiye ve Türk milleti için elini değil, boylu boyunca gövdesini taşın altına koymaktan çekinmeyen erdemli insan. Necip Hablemitoğlu’nun yaşamı ve katli, kendi ülkesinde, Cumhuriyet’in kuruluş felsefesini, Atatürk ilkelerini, milli bütünlüğü savunmanın, ülkeye yönelik açık ve örtülü tehditlerle mücadelenin bedelinin nerelere kadar uzanabileceğinin kanıtıdır. Yine Necip Hablemitoğlu’nun katli, ülkesi için kendilerini feda eden soylu evlatlarının nasıl savunmasız, sahipsiz bırakıldığının, aradan geçen bunca yıla rağmen hesabının sorulmamış olmasının acı örnekleri olarak ortadadır. Ağır bedel Fethullah Gülen övgüsünün neredeyse devlet seremonisine dönüştüğü, paralel ihanetin başının ahir zaman evliyası muamelesi gördüğü bir dönemden bahsediyoruz. Devletin başındakilerin, FETÖ’nün yurtdışı okullarının açılması için tavsiye mektupları yazdıkları bir yakın zaman kesitine ilişkindir anlattıklarımız. Kamuoyuna yönelik bir “FETÖ Hipnozu” olarak düzenlenen “Türkçe Olimpiyatları” maskaralığı için devletin darphanesinde metelik bastırıldığı bir dönemde gerçeği haykırmanın ağır faturasını hiç kuşkusuz çok önceden düşünmüştü Necip Bey. Paralel ihanet şebekesinin teşhiri amacıyla yazdıkları ve söyledikleri yüzünden kaç kez yargılandığı, kaç kez idari soruşturma geçirdiği, ne türden baskılarla karşılaştığı ayrı bir yazının konusudur. Kimi devlet yetkilileri ve kimi sivil/liberal (!) kesimlerin Fethullah Gülen ile aynı fotoğraf karesine girebilmek için yarıştıkları, Abant Toplantıları’na katılmak için araya torpil koydukları bir dönemde zor olanı seçti Necip Bey. Çünkü namuslu insanlar kârlı olanı değil doğru olanı seçerler! Emperyal güçlerce kimi cemaatlerin hangi amaçlar doğrultusunda kurgulanıp piyasaya sürüldüğüne ilişkin değerlendirmesi, Dr.Necip Hablemitoğlu’nun niçin hedef alındığının da ipuçlarını vermektedir: “Küreşelleşme sürecinde,uluslararası sermayenin koşulsuz dolaşımını öngören ABD, bunun önündeki en büyük engel gördüğü ulus devletler yerine, din esasına dayalı çok hukuklu ya da siyasal bölünmeyle oluşmuş güçsüzküçük etnik devletleri yeğlemektedir. Bu tercih, Yugoslavya ve Irak’ta yaşama geçirilmiştir. ABD, Avrupa ülkeleriözellikle de Almanya için “Scientology”, Uzakdoğu için “Moon”, “FalunGong”, Rusya Federasyonu ve Orta Avrupa ülkeleri (CIS) için “Krişna”, “Bahai”,”Yehova Şahitleri” gibi tarikatları pazarlayan ABD, Türkiye için de Fethullahçılığı “iktidar modeli” olarak kabul ettirme gayretkeşliği içindedir.” (1) ‘Başka Türkiye yok’ 18 Aralık 2002’de hain bir elin sıktığı kurşunun hedefini bulmasıyla ulus devlet / üniter yapı düşmanlarından, paralel ihanet şebekesi, etki ajanları, emperyal güçlerin sivil makyajlı uzantıları, Kuvayı İnzibatiye artıkları, Damat Ferit ardıllarına kadar uzanan geniş konsorsiyum nihayet rahat bir nefes alabildi. Stratejik derinliğe sahip, ülkeyi ve dünyayı doğru analiz eden, sorunlara çok geniş bir açıdan bakabilen, Türkiye’nin vicdanının sesi, Atatürk’ün öğretmeni en sonunda susturulmuştu! 48 yıllık onurlu bir ömür üzerine hiç kuşkusuz çok şeyler söylenebilir. Son sözü şehit kardeşim, kalem arkadaşım Necip Bey’e bırakalım: “Almanlardan Fethullahçılara, Türkiye Cumhuriyeti’nin üniter ve laik yapısına göz diken tüm unsurlara karşı bunca zahmete ve mihnete değer mi diyorsanız, Atatürk’ün manevi mirasçısı olarak evet değer, diyorum. Çünkü Türküm ve başka Türkiye yok!” (2) 1) Şeriatçı Terörün ve Batının Kıskacındaki Ülke: Türkiye, Necip Hablemitoğlu 2) Köstebek, Necip Hablemitoğlu DAYANIŞMA Basın İlan Kurumu’nun belgeli haberleri nedeniyle Cumhuriyet Gazetesi’ne uyguladığı resmi ilan kısıtlamasını kınıyoruz. Basın özgürlüğünü yok sayan kararı protesto ediyoruz. Haber alma özgürlüğümüz için C’in yanındayız. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ 78 MEZUNLARINDAN BİR GRUP Artık herkes, siyasetteki bu kavgacı, suçlayıcı, dışlayıcı, bölücü, azarkiye pastasının kaymağını yiyen kesimden oluşuyor, Türkiye yansa bunların umurunda değildir” layıcı dilden bıktı: diyor. Örneğin koronavirüs salgıVarlığıyla onur duyduğunı ile ilgili şeffaf ve doğru bilmuz Metin Akpınar’a Müjdat gi istiyorsunuz... Gezen’e “sanatçı müsveddeleBu istek karşılığında, ya ri, zehirli, alçak zihniyet, imanKavga değil, bedelsiz gerçek olmadıkları belli birtakım birbirini tutmaz bilgilere sızlar” diyor. Gelmiş geçmiş tüm siyaya da siyasal kavga söylemsi tarihimiz boyunca “bana lerine ve hatta ihanet suçlamalarına muhatap oluyorsuaşı istiyoruz! hakaret ediyorlar” diyerek, kendi vatandaşlarını en çok nuz! Benim de çok karşı olduğum siyasetteki bu kavga diline örnek vermek için, Yılmaz Özdil’in “Parodi” başlığıyla, sevgili Levent Kırca üzerinden yazdığı mizahi ama belgesel bir eleştiriyi, aşağıya alıntılıyorum HHH “Ayyaş” diyor. İsmet İnönü’ye “Hitler” diyor. CHP’ye “geçmişi lekeli” diyor. “Tezek” diyor. “Cibilliyetsiz, sicili bozuk” diyor. “Kanalizasyon çukuru, çöplük, “Be” diyor. “Profesör müsveddesi” diyor. “Sözde profesör” diyor. “Aydın müsveddeleri, cahiller” diyor. “Öğretmen kılığında insan müsveddeleri” diyor. “Eğitim için Batı’ya gidenler ajan oluyor” diyor. Gazetecilere “akbabalar, tasmalılar, maaşlı şarlatanlar, terörist, ajan” diyor. Bekir Coşkun’a “kaleminden pismahkemeye veren kim? Levent Kırca. HHH Ben, kimseye “hain” bile diyemeyen, örneğin bu vatana, bu millete gerçekten ihanet etmiş, Atatürk ve arkadaşlarının idam fermanını imzalamış, sonunda İngiltere’ye sığınarak, bir İngiliz savaş gemisiyle ülkeden kaçmış olan Vahdettin’e bile “hain” diyebilmek için sekiz defa yutkunan bir insanım. O nedenle sevgili Yılmaz Özdil’in pislik” diyor. lik akıyor” diyor. yazısında örneklerini verdiği dili hiç Siyasi rakiplerine “soysuz, kirMine Kırıkkanat’a “provokatör, kullanmadığım gibi kendimi de bu li dudaklı, terörist, ahlak yoksunu, si kin ve nefret kusuyor” diyor. dilin dışında tutmaya, bu dile muhayasi sapık, bahtsız bedevi, tinerci, Fatih Portakal’a “mandalina mı tap olmamaya çalışıyorum. çirkef, vampir, kan emici, ırkçı, ka dır narenciye midir nedir, ahlaksıza Şimdi çok masum bir isteğim fatasçı, faşizm bunların ruhuna iş bak, millet enseni patlatır” diyor. var: lemiş, darbeci, cüce, ağzından salBenim için “insan müsveddesi, İngiltere, Amerika Birleşik Devyalar akıyor, vatan haini, alçak, adi, sürüngen” demişti. letleri gibi ülkelerin uygulamaezanımızı hazmedemezler, evladı “Karakteri bozuk şehit babalaya başladıkları COVID19 aşısının yok bunun aile nedir bilmez, may rı var” diyor. Türkiye’de de elbette başta sağmun, namert, namussuz, zerdüşt, “Ananı da al git” diyor. lıkçılar olmak üzere, risk gruplaateist, iblisin yolundan yürüyenler, Heykele “ucube” diyor. rı da dikkate alınarak, bütün halnekrofiller, ölü seviciler, bunlar neb Baleye “belden aşağı” diyor. ka BEDELSİZ OLARAK yapılmabaş, bunlar mezarlık soyguncusu, Tiyatroculara “despot” diyor. ya başlamasını ve bu konuda kaşerefsiz, haysiyetsiz, müptezel, has Feministlere “bizim dinimizle se muoyunun aydınlatılmasını istita kafa, contaları yakmış, şizofren nin ilgin yok” diyor. yorum. tip, kudurmuştan beter, zavallı ke“Afedersin çok daha çirkin, Erme LÜTFEN İLGİLİLER BU MASUM mirgen, soytarı, beyinsiz” diyor. ni diyenler oldu” diyor. İSTEĞİME, BENİ DE BU UTANDI“Hayır diyen darbecidir” diyor. “Bunlarda yalan var, iftira var, fitne RICI SİYASET DİLİNE MUHATAP Okullarımızda Andımız’ın okun var, fesat var, bunlar Şia’yı geçmiş ETMEDEN YANIT VERSİNLER! masını isteyenlere “azgın azınlık” vaziyette, Şia bunların eline su dö(Önemli not: Bu isteğim kişisel de diyor, “histeri” diyor, “psikiyatrinin kemez” diyor. olabilirdi ama değil! Ben COVID olkonusudur” diyor. “Çankaya, Beşiktaş, Kadıköy, dum ve iyileştim, altı aylık bağışıklı“Ulan” diyor. Şişli, buralardaki seçmen profili Tür ğım olduğu söyleniyor.) Yarbay Ali Tatar’dan 11 yıl sonrası AHMET TATAR Adalet sistemimiz KUMPASDER BAŞKANI bağımsızlığını hızla kaybetti ve insanların Bir yandan bütün dünyanın dengesiadalete olan güveni tarihin en düşük noktani bozan pandemi, öte larına geriledi. yandan ülkemizde yaDevlet, demokratikleşanan büyük bir siyaşeceğine, çıkartılan yasal, ekonomik krizin salarla baskıcı karaktegölgesinde Yarbay Ali ri belirginleştirildi. LiyaTatar’ı anıyoruz. Ülkemizin üstüne çöAli Tatar katten uzaklaştı. Tek seslilik olağanlaştı, bir tek ken, “Ne istediyse” veinsanın her konuda tek rilen, devletin anahtarını ele ge yetkili hale geldiğine, tanık olduk. çiren bir çetenin yarattığı hukuk Paramız pul oldu, hayat daha suzluğa isyanın 11. yılındayız. da pahalı hale geldi. Ama ahlak Yarbay Ali Tatar’dan sonraki 11 ucuzladı. Ajans haberlerini yüyılda ülkemizde hiçbir şey bir ön zümüz kızarmadan seyredemez cekinden daha iyiye gitmedi. hale geldik. Yer yer bizleri umutlandıran, kumpasların kabullenilmesi, FE12.30’da Karşıyaka TÖ nün gerçek yüzünün ortaya Mezarlığı’nda çıkması gibi mevzi gelişmeler olduysa da suçlulardan hesap sorulmadı. Her türlü mafyatik ilişki ve uyuşturucu, kentin varoşlarına egemen oldu. Gittikçe Latin Amerika ülkeUyardık, uyanmadılar Siyasi iktidarın desteği ile yaratılan hukuksuzluk cehenneminde canlarını kaybedenlerin; gelecekleri karatılan, haksız yere esarete tabi tutulanların hiç birinden özür lerine benzemeye başladık. Genç insanların üniversite okuyarak bu cendereden, yoksulluk girdabından kurtulma umutları her geçen gün biraz daha sönüyor. Kimi siyasilerin bu gidişe çözüm bulmak yerine, kurdukları dilenmedi. Kayıpların telafisi için ilişkilerle bu sürecin aktörlerini hiçbir ciddi adım atılmadı. meşrulaştırdıklarına, muammalar Bütün uyarılarımıza rağmen ül üzerinden kahraman yaratmaya kemiz 15 Temmuz kanlı darbe gi çalıştıklarına tanık oluyoruz. rişimini yaşamak zorunda kaldı. Görünmez bir virüs dünyaHukukun yerleşik bütün değer yı esir aldı. Bugün attığımız her lerinin altüst edildiği bir süreç adımda, yapacağımız her işte o te FETÖ ile mücadele gösterme görünmez düşmanı hesaba katlik hale dönüştü. Para sahibi, güç mak zorundayız. sahibi yine gemisini yüzdürdü de Bu düşmanın gücü, niteliği sözolan yine garibana oldu. de, bizlerin faydasına olarak, olKuvvetler ayrılığı yok edildi. Ül duğundan küçük gösterildi. Gükemiz evrensel hukuktan daha da vendiğimiz, bize en doğru bilgiyi uzaklaştı. vereceğine, siyasileri yönlendireceğine inandığımız bilim insanları bizleri hayal kırıklığına uğrattı. Bilimsel haysiyetin gereği olarak, asgari yapmaları gerekeni yapmadıkları gibi, her akşam aynı pişkinlikle televizyonlarda bize ne yapıp ne yapmayacağımızı anlatmaya devam ediyorlar. Gerçeklerin kamuoyundan gizlenmesine ya aracı oldular ya da seyirci kaldılar. Ama hep olduğu gibi sonunda gerçeklerle yüzleşmek zorunda kaldık ve daha etkili, kısıtlayıcı tedbirler alındı. İşte bu yüzden tedbirlerin izin verdiği ölçülerde bu yılki anmayı bir gün önce gerçekleştireceğiz. İnsan sağlığını tehlikeye atmadan, alınan önlemlere dikkat ederek Cuma günü saat 12.30’da çok dar bir grupla Karşıyaka Mezarlığı’nda Yarbay Ali Tatar’ın kabri başında olacağız. Bizimle birlikte olamayacak olan bütün dostlarımıza “Her işin başı sağlık, gönüller birlik” diyorum. Sızımız hâlâ diri Yaşadığımız ortak sorunlar gibi düşüncelerim de karmaşık. Neredeyse 20 yıldır yalan dolan bir dünya hepimize dayatılıyor. Adeta koca ülkenin başına çuval geçirilmiş vaziyette. 11 yıl geçti. Yaram hala kanıyor. Yüreğimde Ali’nin sızısı var. Ama derdim sadece Ali değil ki. Şöyle bir ülkeme baktığımda söyleyecek sözü ancak Pir Sultan Abdal’ın dizelerinde buluyorum: “Derdim çoktur hangisine yanayım Yine tazelendi yürek yarası Ben bu derde, nerden derman bulayım Meğer, dost elinden ola çaresi” Saygıyla. DAYANIŞMA Basın İlan Kurumu’nun belgel haberler neden yle Cumhur yet Gazetes ’ne uyguladığı resm lan kısıtlamasını kınıyoruz. Basın özgürlüğünü yok sayan kararı protesto ed yoruz. Haber alma özgürlüğümüz ç n C’ n yanındayız. ROBERT COLLEGE (LİSE) 6566 MEZUNLARINDAN BİR GRUP
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle