18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
10 6 EKİM 2020 SALI DOLAR AVRO STERLIN FAİZ [email protected] BORSA EKONOMI ALTIN CUMHURİYET ALTIN 24 AYAR 7.7620 0.1 kuruş 9.1590 6.1 kuruş 10.0970 3.2 kuruş 12.93 0.04 1161 15.68 puan 3216.77 16.77 lira 475.83 1.74 lira Her üç işletmeden ikisi sigortalı değil Türkiye’deki işletmelerin yüzde 99.8’ini KOBİ’ler oluştururken, yapılan araştırmalara göre her üç işletmeden ikisinin sigortası yok. MAPFRE Sigorta Genel Müdür Yardımcısı Nevzat Volkan Babür de işletme sahiplerinin hasarsız geçirilen günleri göz önünde bulundurarak sigorta yaptırmayı arka plana attıklarını gözlemlediklerini söyledi. Babür, şöyle devam etti: “Kendimizin veya yakınlarımızın başından kötü bir olay geçmediği sürece sigorta yaptırmayı maalesef ihmal edebiliyoruz. Ancak bu durum büyük bir özveriyle kurulan işletmelerin yangın, hırsızlık, deprem, su basması gibi aslında her an yaşanabilecek risklere karşı korunmasının önüne geçiyor. Oysa önlemleri önceden almak olNevzat Volkan Babür dukça önemli.” Uğur Gülen Cengiz Eroldu ‘Akıllı fiyatlandırma’ dönemi için işbirliği Tofaş ArGe merkezi ve Comodif işbirliği ile geliştirilen bağlanabilirlik teknolojisi “Fiat Yol Arkadaşım Connect”in, sigortacılık sektörüne adapte edildiği açıklandı. Tofaş Üst Yöntecisi Cengiz Eroldu ve AKsigorta Genel Müdürü Uğur Gülen’in verdiği bilgiye göre, “Fiat Yol Arkadaşım Connect Kasko” uygulamasıyla kasko tutarı sürücünün kullanım şekli ve süresine göre avantajlı hale gelecek. Uygulamayı kullananlar, araç kullanım verileri analiz edilerek hesaplanan sürüş puanının haricinde, otomobilin kullanım süresine göre kasko poliçelerinde yüzde 10’un üzerine çıkan indirimlerden faydalanabilecek. Cihazın uzaktan kapı ve bagaj kontrolü, lastik basıncını takip etme gibi özellikleri de var. 17 MILYAR DOLARA INDI Otomotiv ihracatı yüzde 24 azaldı Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği (OİB) verilerine göre, sektörün ocakeylül dönemindeki ihracatı geçen yılın aynı dönemine göre yaklaşık yüzde 24 azalışla 17 milyar 140 milyon 579 bin dolara indi. Eylül ayında en çok ihracat, ana pazar Almanya’ya yapıldı. Bu ülkeye eylülde, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 0.73’lük düşüşle 334 milyon 276 bin dolarlık dış satım yapıldı. En çok ihracat yapılan ikinci ülke ise Fransa oldu. İkinci ana pazar olan Fransa’ya geçen ay yüzde 20 artışla 304 milyon 870 bin dolarlık otomotiv ihracatı yapıldı. Fransa’yı yüzde 42.35’lik yükseliş ve 282 milyon 152 bin dolarlık dış satımla Birleşik Krallık takip etti. l Ekonomi Servisi MÜŞTERI SAYILARI ARTTI Covid, mahalledeki restorana yaradı Metro Türkiye ile Nielsen işbirliğiyle yapılan, otel ve restoran müşterilerinin Covid19 dönemindeki davranışlarını mercek altına alan araştırmasına göre, restoran müşterinin sayısı arttı. Ankara, İstanbul ve İzmir’de 1222 kişi ile yapılan araştırmaya göre, restoranları ziyaret eden tüketicilerin oranı temmuzda yüzde 63 iken ağustosta yüzde 78’e çıktı. Pandemi döneminde ortaya çıkan diğer bir önemli husus da tüketicilerin tanıdık mekânlara duyduğu güven oldu. Araştırmaya göre evlere yakın ve mahallede bilinen işletmeler eskiye göre daha fazla tercih ediliyor. Her üç kişiden biri ziyaret edeceği işletmenin sosyal medya hesabını kontrol ediyor. l Ekonomi Servisi Alacak ve devlet destekli alacak sigortasında 224 milyon TL prim üretildi ‘Alacak’ basitleşmeli Marsh Türkiye Başkan Yardımcısı Gürkan, alacak sigortalarının yeterince tanınmadığını belirterek verimli kullanım için basit, kolay ve ekonomik teminatlar önerdi. Sigorta sektörü, 20212023 dönemini kapsayan “Yeni Ekonomi Programı”na (YEP) iki başlıkla, alacak (kredi) ve katılım sigortasıyla girdi: “Ticari bir alacağın ödenmemesine bağlı olarak ortaya çıkabilecek kayıpların tazmin edilmesine hizmet eden alacak sigortasının yaygınlaştırılması sağlanacaktır”, “Katılım sigortacılığı yaygınlaştırılacaktır.” Bu kapsamda özellikle alacak sigortası, ekonomik krize eklenen Covid19 salgınıyla daha da ön plana çıktı. Hem iç hem dış ticaret yaşanan sorunlar, şirketleri ciddi tahsilat sorunuyla baş başa bıraktı. Bu durum alacak sigortasına ilgiyi artırmaya başladı. Yüzde 19.9 arttı Yılın ilk 8 ayında alacak (kredi) sigortasında prim üretimi, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 19.9 artarak 208.6 milyon lira, devlet destekli alacak sigortasında ise yüzde 61 artarak 15 milyon lira oldu. 2019’un tümünde alacakta Servet Gürkan, kefalet ve kredi sigortalarının sektör için önemli girdi kaynağı olacağını söyledi. yüzde 19.8 artışla 232.8 milyon liralık prim üretilirken ilk kez başlayan devlet destekli alacakta üretim 10.3 milyon lira oldu. Teminat sayısı da alacak sigortasında ilk 8 ayda 32 bin 404 adet, geçen yılın tümünde 18 bin 856 adet, devlet destekli alacakta 8 ayda 252 adet, 2019’un tümünde 5 bin 471 adet oldu. Kefalet, kredi, borç ödeme sigortalarının ekonomi için önemine dikkat çeken Marsh Türkiye Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Servet Gürkan, “Bu pazarın verimli kullanılması sigorta sektörünün büyümesine yardımcı olması yanında, tüketicilere sağlanacak basit, kolay ve ekonomik teminatlar ile ihtiyaçlarına daha kolay ulaşabilmeleri sağlanırken, ekonominin canlanmasına da büyük katkı sağlanacaktır” dedi ve önerilerini sıraladı: Altyapı güçlenmeli n Toplumun bu ürünlerle ilgili bilinçlendirilmesi ve ürün tanıtımları yapılması gerekli. n Sektörümüz de bu tür poliçeleri yaygın olarak toplumun hizmetine sunabilmek için gerek altyapı gerek reasürans çalışmalarını geliştirmeli. n SEDDK’nin de, ilgili yasaları günün şartları doğrultusunda sade, anlaşılır ve kolay uygulanacak şekilde düzenlenmesi önemli. ZORDAKI KADINLARA IŞ IMKANI SUNACAKLAR AvivaSA’nın, lise mezunu, kadın sığınma evlerinde yaşamını sürdürmek zorunda kalan, ekonomik açıdan zor durumda olan ve farklı nedenlerle ev dışında çalışamayan kadınların istihdamına katkı sağladığı açıklandı. Çağrı merkezi ATOS işbirliğiyle ilk etapta Düzce’de yaşayan kadınlara AvivaSA çağrı merkezinde iş imkânı sağlanacak. AvivaSA Genel Müdürü Fırat Kuruca, “Hedefimiz projeyi Türkiye’ye yayarak daha fazla kadının yanında olmak, işgücüne katılmalarını sağlamak, yaşam koşullarını iyileştirmek” dedi. Fırat Kuruca YANGIN GÜVENLIĞI IÇIN YALITIM ÖNEMLI İzocam Genel Direktörü Murat Savcı, insanların toplu halde bulundukları bina, ofis, okul, yurt, fabrika, hastane ve AVM gibi mekânların “Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik”e uygun olarak inşa edilmesi gerektiğine vurgu yaptı. Savcı, şöyle devam etti: “Binalar inşa edilirken zeminden çatıya, duvardan döşemeye ve tesisata kadar uygulanan etkili yalıtım sistemleri ile hem yangın güvenliği sağlanarak can ve mal kaybının önlenmesini sağlıyor hem enerji tasarrufuna katkıda bulunuluyor.” CHP’li Başarır’a göre bir mahallede yüzden fazla işsiz genç var SARAY UTANMIYOR CHP Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır: ‘Saray işsiz genç sorunundan utanmıyor, kahrolmuyor.’ ABİDİN YAĞMUR CHP Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır, üniversite mezunu olup da iş bulamayanların sorunlarına dikkat çekmek için gençlerle bir araya geldi. Diplomalı işsizlerle bir araya gelip bir video çeken Başarır, “Ben muhalefet milletvekili olduğum halde utanç duyuyorum. Ama iktidarın yüzü kızarmıyor” dedi. Gençler ellerindeki diplomaları gösterirken Ali Mahir Başarır ise yayında şunları söyledi: “Mersin Tarsus Yenice Mahallesi’ndeyiz. Görüyorsunuz ki sadece bir mahallemizde yüzden fazla iş bulamayan üniversite mezunu kardeşimiz var. Bunun bir sorumlusu olmalı. Ben bir milletvekili olarak utanç duyuyorum muhalefette olmama rağmen. Ama iktidarın yüzü kızarmıyor. Maalesef kızarmıyor. Ben utanç duyuyorum ve Tarsus’un Yenice Mahallesi’nde üniversite mezunu olduğu halde iş bulamayan gençler. üzülüyorum. Pamukkale, Mersin, Gazi üniversitelerinden çok iyi bölümleri bitirmişler ama iş bulamıyorlar. Ben üzülüyorum, Saray üzülüyor mu? Ben utanıyorum, Saray utanıyor mu? Ben kahroluyorum, Saray kahroluyor mu? Olmuyor. Onlar her şeyin iyi olduğunu düşünüyor. Ama gerçek burada. Gerçek bu.” 150 milyon kişi yoksulluk riski altında Gelişmekte olan ülkelerin Covid19’dan daha fazla etkilendiğine dikkat çekildi. Dünya Bankası Başkanı David Malpass, Covid19 salgınının en fakir ülkelerde bir borç krizini tetikleyebileceği ve yaklaşık 150 milyon kişinin yeniden yoksulluk sınırının altına düşebileceği uyarısında bulundu. Alman ekonomi gazetesi Handelsblatt’a röportaj veren Malpass, gelişmekte olan bazı ülkelerin Covid19’un sebep olduğu ekonomik resesyon nedeniyle daha zayıf büyüme ve finansal zorluklarla mücadele içinde olduğunu belirtti. Malpass, “Bazı ülkelerin aldıkları borcu ödeyemedikleri aşikâr. Bu nedenle borç seviyesini düşürmeliyiz. Buna borç erteleme veya iptali denebilir. Yatırımcılar, borç iptalini de içerebilecek bir tür hafifletme sağlamaya hazır olmalıdır” dedi. l Ekonomi Servisi Yılsonu enflasyon tahminleri değişmedi Dün açıklanan eylül ayı enflasyon verileri beklentilerin altında kaldı ama piyasanın yılsonu enflasyon tahminlerini değiştirmedi. Üretici fiyatlarındaki yüksek artış ve geciken kur etkisinin son üç aydaki enflasyon oranlarını hızlandırması ve yılsonunu yüzde 12’nin üzerinde tamamlaması bekleniyor. Piyasaların eylül ayı tüketici fiyat artışı beklentisi ortalama yüzde 1.3 oranındaydı ama yüzde 0.97’de kaldı. Ağustos sonu yıllık enflasyon oranının yüzde 12’nin üzerine çıkması beklenirken yüzde 11.75 oranında gerçekleşti. Bu oranlarda kalınmasında özellikle giyimdeki düşüşün etkili olduğu görüldü. Aynı ay içinde ev eşyalarındaki yüksek oranlı fiyat artışını da dikkate alan analistler, kredilerdeki artışın durması ve turizmdeki durgunluk nedeniyle böyle bir sonucun ortaya çıktığı yorumlarını yaptı. Bununla birlikte tüm piyasa analistleri, sadece eylül ayında sepet bazında yüzde 10’un üzerinde kur artışı yaşandığını hatırlatarak eylül ayında düşük kalan kur geçişkenliği etkisinin yıl sonuna kadar endekslere yansıyacağı görüşünde. Aslında kur etkisinin hem çekirdek enflasyon hem de üreteci fiyatlarına eylül ayında yansıdığı, bu nedenle nihai tüketiciye benzer şekilde yansımamasında talepteki azalmanın etkili olduğu görüşü ileri sürülüyor. Eylülde üretici fiyatlarındaki artış yüzde 2.65’i bulurken, yıllık artış ise yüzde 14.33’e çıktı. Bu da kur etkisinin talepteki gelişmelere bağlı önümüzdeki dönem tüketiciye yansıyacağı tahminlerini artırıyor. Eylül ayı fiyatlarıyla birlikte ilk 8 aydaki birikimli tüketici enflasyonu oranı da yüzde 8.33’e çıkmış durumda. Son üç ay için yorum yapan analistler, geçmiş yıllara bakıldığında, son 3 ayın toplam enflasyon ortalamasının yüzde 3’ün üzerinde olduğunu, bu oran gerçekleşse bile yılsonunda tüketici enflasyon artışının yüzde 11.5’e ulaşacağını söylüyorlar. Dolayısıyla Yeni Ekonomik Programındaki yüzde 10.5 yılsonu enflasyon tahmininin tutmayacağının şimdiden anlaşıldığı da söylenilebilir. Buna ek olarak son üç aya mutlaka kur etkisinin yansımak zorunda kalacağı, ayrıca son yapılan elektrik zammının bile enflasyonu tek başına yüzde 0.30.4 oranında artıracağı, dolayısıyla yılsonu enflasyonu için yüzde 12’nin aşılacağının hâlâ büyük ihtimal olarak görüldüğü kaydediliyor. Faizde bu oran yeter denilirse… Bu enflasyon oranlarından sonra doğal olarak Merkez Bankası’nın bu ay faiz artırımına devam edip etmeyeceği de tartışılmaya başlandı. Merkez Bankası, son faiz kararı aldığı toplantının ardından enflasyondaki beklentilerin sınırlanması, risklerin azaltılması gerektiğini, çünkü yüksek seyrettiğini açıklamıştı. Buradan yola çıkarak eylül ayı enflasyonunun Merkez Bankası açısından da sürpriz olduğu söylenebilir. Merkez Bankası’nın bundan sonra ne yapacağı ise merakla bekleniyor. Bazı analistler ekimde faiz artışı baskının böylece azaldığını, bu nedenle Merkez Bankası’nın bu ayı faiz artırmadan geçme imkânı kazandığını söylüyorlar. Bu yorumu yaparken yüzde 10.25’e çıkan politika faizine rağmen koridor içindeki araçları kullanarak piyasadaki ortalama fonlama faiz oranlarının yüzde 11.4 civarına çıkarıldığını hatırlatıyor. Bu oranın çıkan enflasyonla uyumlu olduğu için siyasi otoritenin yeni faiz artışına izin vermeyeceğini belirtiyorlar. Buna karşılık önümüzdeki üç ayda enflasyonun hızlanacağı, yılsonu yüzde 12’lik beklentinin sürdüğü, faiz oranlarında en azından başa baş noktaya gelmek için yeni artışlara ihtiyaç olduğu savunuluyor. Kaldı ki böyle bir ortamda güven verebilmek için, artık mutlaka reel faize geçmek gerektiği, bu arada politika faiz oranlarının yükseltilip bu yolun kullanılmasının kredibiliteyi artıracağına kesin gözüyle bakılıyor. Merkez Bankası’nın faiz oranlarının, hükümetin kredi faizlerinin daha da artmasından çekindiği için artırılmayacağı tezini savunanlar da var. Ancak buna karşılık kredi faiz oranlarının yüzde 15’lere kadar çıktığı ve artış hızının çok yavaşladığı, yani bir doyma noktasına zaten gelinmeye başladığı tezi savunuluyor. Bankaların Merkez Bankası’nın kredibilite sağlayıp enflasyonu gerçekten düşürme inisiyatifi koyduğunu görmesi, hem mevduat hem de kredi faiz oranlarında Merkez’in faiz artışı kadar artırıma gitmemeleri sonucu doğurabilir. Özetle, enflasyon oranları hâlâ yüksek ve enflasyonla mücadele konusunda Merkez Bankası hâlâ güven sağlayabilmiş değil. O nedenle temel aracı olan faizi kullanarak iç ve dış piyasalara güven vermesi, biraz da zorunlu hale gelmiş durumda. Amaçlandığı söylenen dolarizasyonun önlenmesi isteniyorsa mutlaka, hem de anlamlı bir reel faiz verilip gereken politikalara dönüldüğü konusunda tüm piyasaların ikna edilmesi gerekiyor. Umarım, ekonomi yönetimi artık durumun aciliyetini kavramıştır.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle