19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
KÜLTÜR EDİTÖR: ORHUN ATMIŞ TASARIM: İLKNUR FİLİZ 137 EYLÜL 2019 CUMARTESİ SUSMUYORLAR20 müzisyen Türkiye’nin sorunlarını ele aldı, yaptıkları şarkı büyük yankı uyandırdı Rap’çi Şanışer’in 20 müzisyenle birlikte yaptığı Türkiye’nin gündemindeki sorunları ele alan “#Susamam” isimli şarkı projesi, bü yük yankı uyandırdı. Şarkıda Şanı şer ile birlikte Fuat, Ados, Hayki, Ser ver Uraz, Beta, Tahribadı İsyan, Sok rat St, Ozbi, Deniz Tekin, Sehabe, Yeis Sensura, Aspova, Defkhan, Aga B, Mi rac, Mert Şenel ve Kamuf le yer alıyor. Her bir sa natçı, Türkiye’nin günde mine damgasını vuran ko ORHUN ATMIŞ nularla ilgili söyleyecek sözlerini sakınmadan dile getiriyor. Şarkıda yer alan konu başlıkları sırasıyla şöyle: Doğa, kuraklık, hukuk, adalet, hukuk, Tür kiye, İstanbul, eğitim, sorgulamak, ka dın hakları, gurbet, hayvan hakları, intihar, faşizm, sokak, trafik... ‘Kadın nesne değildir’ “#Susamam”, dün gece 00.00’da yayımlanmasının üzerinden bir gün geç meden milyonlarca kez izlendi. Sanat ve siyaset camiasın dan birçok kişi şarkıyı paylaşırken, sanatçılara da destek oldu. Biz de şarkıda yer alan genç müzisyenlerden birka çıyla konuştuk. Şarkıda “ka dın hakları” bölümünde mik rofonun başına gelen Deniz Tekin erkek şiddeti, kadın ci nayetleri gibi konulara sözlerinde yer veriyor. Tekin’in Ados bölümünün ardından Emine Bulut’un sesiyle birlikte, Şu le Çet, Münevver Karabulut, Habibe Karadavut, Seda Ku zucu, Nurhayat Beytekin gi bi erkek şiddetine kurban gi den kadınların isimleri ek rana geliyor. Deniz Tekin’e şarkıya nasıl dahil olduğunu sorduk. Genç sanatçı, “22 ya Fuat şındayım ve psikolojik ola rak zor bir dönemden geçiyorum, ki şisel olarak da ‘#Susamam’da topluca anlatılanları sorguladığım bir dönem. Heyecanla karşıladım” diye cevap ver di. Kadın haklarıyla ilgili bir konuda şarkı yazması ve konu hakkındaki gö rüşleri de şu şekilde Tekin’in: “Kadına yüklenen rollerin düşünce sistemimiz le ve kullandığımız günlük dille bi re bir alakası var bence, hem Türkiye için hem de tüm dünya toplumları ve onların kültürleri için konuşmak ge rekirse. Dilimizdeki küfürlerin büyük bir kısmı cinsel etkinliği tarif eden ey lem üzerine kurulu ve toplumdaki bi reyleri ikilik bir sistemle kategorize ediyoruz, ‘erkek ve erkek olmayan’, ‘+erkek erkek’ olarak tanımlanabilir anlatmaya çalıştığım şey. Kadın erkeğin değili değildir. Cinsel yönelimler davranış örüntüleriyle birebir ilişkili değildir. Biyolojik olarak ‘kadın’ doğan ve kendini ‘kadın’ hisseden kimse nesne ya da eşya değildir, ille de ‘yuvayı yapan dişi kuş’ olmak zorunda değildir ve bir bireyin diğerine evlilik içinde, ikili ilişkiler içinde ya da hiçbir düzlemde fiziksel veya psikolojik şiddet uygulamaya hakkı yoktur.” Müziğin hayatında çok şeyi değiştirdiğini söyleyen Tekin, “Tedirginlik hissediyor musunuz” sorusuna ise şarkının nakaratıyla yanıt veriyor: “Gün olur hapsolur bu suçlu cümleler, yenilir hiç olurum fark etmezler, susmam, susamam...” ‘Baskı var’ Yılların rap sanatçısı Fuat Ergin, müziğin bir şeyleri değiştirebileceğine inanıyor ve “Ben çizgimden hiçbir zaman vazgeçmedim. Bu şekilde olduğu için hiçbir zaman değiştirmedim kendimi de müziğimi de. Müziğin kesinlikle çok ciddi bir psikolojik savaş gereci olduğunu düşünüyorum ben. İnsanları derbeder de ediyor, neşelendirebiliyor da. İnsanların sesi olduk. İnsanlar da bekliyorlardı böyle bir şeyi. Toplumumuz baskı altında ve susturulmuş durumda. Bu böyle tünelin ucu gibi oldu” diyor. Korkmadığını söyleyen Fuat, “Ben korkarak yaşayamam. Ben bunları söylemezsem de kendim Ezhel Şanışer’in (sağda) projesi büyük destek gördü. Deniz Tekin (solda) kadın hakları için söyledi. den utanırım. Hepimiz söylediklerimizin arkasındayız. Hiçbir şekilde korkum yok, geleceklerse de gelirler” diye konuşuyor. ‘Korkacak kadar vicdan sız değiliz’ Ados ise şarkıda “ku raklık” konusunu günde me getiriyor. Şanışer’den davet aldığında bu konu yu işleyebilecek bir pro jeye katılmaktan mem nuniyet duyduğunu ge tiren Ados, “Bireylerden daha da yükseğe, başka farkındalıklara ulaşma Aga B mız gerekiyordu artık. Bunu başardığımızı dü şünüyorum. Bu ilk adım dı. Bundan sonra çok da ha değişime yol açacak müzik. Buna canlı şahit oluyoruz” diyor. Şarkı nın 24 saat dolmadan 3 milyonu aşmasıyla ala kalı olarak da “Harika” Kamufle tepkisini veriyor ve “Eğ lencenin zirve yaptığı dönemde böyle keskin konulara da insanların kulak vermiş olması umut verici” diye ko nuşuyor. Son olarak ona da şarkının yarattığı etkinin ve dile getirilen sert sözlerin tedirginlik yaratıp yaratma dığını sorduğumuzda ise şu yanıtı ve riyor Ados: “Baştan söylediğimiz gibi ‘#Susamam’. Korkacak kadar vicdan sız değiliz.” Rap’çi Aga B de “faşizm” gibi cid di bir konuyu ele alıyor. Böyle bir ko nu hakkında bir şeyler söylemekten, şarkının da etkisinden tedirgin oldu mu acaba Aga B. İlk olarak “Kesinlikle çok ciddi ve bir o kadar da altı boşaltılmış bir konu. Hatta neredeyse sahip çıkılıp vatanseverlik ile karıştırılacak halde” diyor ünlü müzisyen. Şöyle devam ediyor: “Benim niyetim ise kelimeyi etnik ve siyasi halinin dışında, toplumsal değerlendirmekti. Çünkü bence her problemin temelinde ‘insan’ın dürtüleri ve açıkları var. Hangi hareketimizin/davranışımızın neyi karşıladığından ve neye sebep olduğundan bihaberiz. Empoze edileni yaşıyoruz toplumca. Ben de kendimce çözümü, ‘saygı ekmek’te buldum. Etki ise korku veya tedirginliğe sebep olmadı benim için. Umut daha doğru olur. Dahası, daha çok bizden korkuyorum ben.” Şarkıda “trafik” konusunu ele alan Kamufle ise “İlk çıkış amacımız memlekette göz ardı edilmiş konuları dile getirmekti. Olay illa politik olması da değildi. Ben de trafik terörünü ele aldım” diyor. Neyi amaçladıkları hakkında da Kamufle şöyle konuşuyor: “Bireysel olarak da biz albümlerimizde bu konulara değiniyoruz. 10 şarkılık bir albümde 23 tane böyle şarkı duyabilirsin bizden, ama tabii ki daha eğlenceli müzikler tercih edildiği için yaptığın diğer şarkılar ekarte ediliyor. O zaman bir elin nesi var iki elin sesi var mantığıyla o 10 şarkılık albümde en az dinlenen ama en çok dinlenilmesini istediğimiz şarkı türünü böyle yirmimiz bir araya gelip oluşturduk.” Ezhel de ‘Olay’ yarattı Rap müziğin en sevilen isimlerinden Ezhel de “#Susamam#” ile aynı saatlerde kendi şarkısı “Olay”ı dinleyicilerle paylaştı. Ezhel’in şarkısı da çok kısa sürede 1 milyon izlenme sayısına ulaştı. Sanatçı, “Olay”da 10 Ekim Ankara Garı Katliamı, Gezi Direnişi, 15 Temmuz dar be girişimi gibi Türkiye’nin gündem konularını işliyor. Ayrıca video klipte toplumsal muhalefetin çok sayıda eylem görüntüsü de yer alıyor. Öte yandan, ünlü rap’çi Ceza’nın da Sayedar ve Önder Şahin’le düet şarkısı “Komedi ve Dram” önceki gün yayımlandı. ‘Edebiyat en güzel afyon mudur?’ Afyonkarahisar’da 2013’ten bu yana çıkan Sinada dergisinin genel yayın nımızda edebi ürünü okurken bizi alıp baş yönetmeni Hasan Başdemir’le konuştuk. ka dünyalara götür Ürünlerinizi [email protected]’a mesi, sürüklemesi gi yollayabilirsiniz. bi noktalardan yola çıktık. n Dergi için sık sık sorulan o soruyla n Sinada çeşitli sosyal sorumluluk pro başlasak? “Nedir bu Sinada?” jeleri de üstlenmekte... Sinada, şu an Afyon’un Şuhut ilçesinin bi Her sayısı üç bin adet basılan, dört yüze linen en eski adı. Beş bin yıllık bir geçmişi yakın abonesi olan, Kültür Bakanlığı tarafın olan bir antik şehir ve orijinal yazımı “Synna dan da abone olunup desteklenen bir dergi da” olan, beş bin yıl önce nüfusu 80 binler yiz. Hemen her ilde bir temsilcimiz var. Der de, kültürsanat ve medeniyette giyi çıkarırken, her sayımızda bir çok ileri bir şehrin adı. Pek çok me okula kütüphane kuralım, dedik. deniyete ev sahipliği yapmış. Hat Finansını, kitap teminini de dergi ta Truva savaşlarında adı geçiyor. nin gelirinden, abonelerimizin, ta Kendi adına üzerinde haşhaş figür kipçilerimizin bağışlarından yapa leri olan taş paralar bile basmış lım. Kurduğumuz kütüphanelerin lar. Biz de Afyon’da, Şuhut’ta kuru sayısı belirsiz. Pek çok işadamı, lan bir edebiyat dergisi olarak bu bürokrat vb. kişiler de destek ol ismi kullanmak istedik. Biz sanatı, edebiyatı önce gençlere sonrasın Hasan Başdemir maya başladı. Son üç yıldır ayakkabı, kıyafet, atkı ve bere ihtiya da asıl okuması gereken kitleye ya cı olan çalışkan öğrencilere burs, ni halka yaymak istedik. Elitist bir oyuncak, kırtasiye gibi eşyala üsluptan ziyade genç, güzel kalem rı da destek olarak toplayıp okul lere yer vererek “edebiyatın vitrini” lara iletiyoruz. Kütüphaneleri ku olmak. Okuyan nesillere bir dam rarken bazen sadece kitap top la su taşıyalım diye yola çıktık. Tüm luyoruz ki en az bağışladığımız bunları yaparken de hiçbir siyasi da bile bin kitap veriyoruz mutla oluşuma, derneğe, cemaate bağlı ka. Bazen de rafı, halısı, boyası, kalmadık ve kalmayacağız. Tek der sırası her şeyini biz alıyoruz. Hat di “kültür, sanat ve edebiyat” olan ta kütüphaneyi kurarken eğer ya bir ekibiz biz. kınımdaysa boyasında bile bizzat gidip çalı n “Edebiyat, en güzel Afyon’dur!” diyor şıyorum boş zamanlarımda. Malzeme temini sunuz. Edebiyat aslında uyandırmaz mı? noktasında elimizde maddi güç yoksa bey “Edebiyat, en güzel Afyon’dur!” derken ki nimiz var, diyerek hareket ediyoruz. Mesela naye yapıyoruz aslında. İki anlam çıkarıyo birkaç okulda raf alacak paramız yoktu mey ruz buradan. İlki kurulduğumuz şehre bir se ve kasalarını toplayıp boyadık ve duvara sa lam ki biz ulusal bir dergiyiz ama vefalıyız da. bitledik. Alın size raf oldu! Atkı veya bere gi İkincisi de edebiyat hoş bir “afyondur” ya bi malzemeler mi lazım? Alamasak da ev ha ni olumlu anlamda bağımlılık yapar ve yine nımı ablalar, teyzeler bana ulaşıp biz öre olumlu anlamda bizi başka dünyalara götü lim boş zamanlarımızda, size gönderelim, di rür. Evet edebiyatın, kitapların bizi uyandır yorlar. ması ve sorgulatması gerek ki bu aşaması Dergilerinizi Nurduran Duman adına Cumhu edebi ürünü bitirdikten sonra olur. Biz sloga riyet gazetesinin adresine gönderebilirsiniz. Ödüller onun adına... “Bin Çiçekli Bahçe Yaşar Kemal” yarışmasında finale kalan öykü, şiir, halkbilimi ve kısa film dalında yarışan eserlerin adı ve eser sahipleri Anadolu Halk Bilimleri ve Kültür Derneği’nin resmi sitesinde yayımlandı. İlk üç eser ve bir mansiyon ödülü, finale kalanlar arasından seçilecek ve bugün Osmaniye Çardak köyünde eser sahiplerine ödülleri verilecek. Halkbilim araştırmasında birinci, “Dağların Efendisi Çoban” isimli eseriyle Seher Keçe Türker; ikinci, “Yaşamımın Can Damarları” ile Ayşe Karadağ; üçüncü ise “Kadınlar Neden Edebiyatın İçinde Olmalı” eseriyle İkbal Kaynar oldu. Mansiyon ödülü “Batıl inançlar” eseriyle Bekir Dağsever’e giderken, Türkan Gezer, “Khal Gağan gele neği” eseriyle özel ödül kazandı. Şiir dalında ise birincilik ödülü De niz Dağdelen Düzgün’ün oldu. Düzgün, “Serez’in Bin Yıllık Arısı” eseriyle ödüle ulaştı. İkincilik ödülü: “Hürriyetten Evvel Şehirler” Uğur Gürekin, üçüncülük ödülü: “Özgür Türküler” Muhammet Akyıldız, mansiyon Ödülü: “Güneşi Doğurur Kadınlar” Filiz Çimen, akademi özel ödülü: “Acılar Yurdumdur” Gülden Şimşek. Yaşar Kemal Son durak Fethiye! Eda Baba Milyon Yapım, bu yıl ilk kez Fethiye’de festival düzenliyor. MilyonFest Fethiye’nin ilk gününde Pislick Kedi, Eda Baba, Fuat, Pera, Umut Kuzey, Cem Adrian ve mor ve ötesi sahneye çıktı. Festival boyunca Şebnem Ferah’tan Athena’ya, Duman’dan Pentagram’a, Selda Bağcan’dan Manga’ya yıldız isimler hayranlarıyla buluşacak. Evanescence İstanbul’da Müziğinde rock, metal ve senfonik öğeleri birleştiren Evanescence, “Synthesis Live” turu ile markası İstanbul Blue Night sponsorluğunda 13 Eylül’de Volkswagen Arena’da konser verecek. Evanescence öncesinde, 2014’te kurulan Dallas çıkışlı, alternatif rock’ı ve pop’u kendine özgü stiliyle bir araya getiren Veridia sahnede olacak. Emin Özdemir’in dersi: Okuma tutkusu İki yıl önce (1 Eylül) aramızdan ayrılan Türkçenin öğretmeni Emin Özdemir’in O İyi Kitaplar Olmasaydı yapıtının başucu kitabı olması, Hayyam’ın Dörtlükler’i, Cervantes’in Don Kişot’u, Montaigne’nin Denemeler’i, Hugo’nun Sefiller’i, Nâzım Hikmet’in şiirleri gibi dönüp dönüp okunması gerektiğini hep vurgularım. Özdemir ailesiyle Dil Derneği’nin oluşturduğu “Emin Özdemir Ödülü”nün bu yıl bir gazeteci yapıtına verileceği değerbilirliğini alkışlayıp onun Türkçe tutkusuyla dolu yaşamını aktaran Göğüne Sığmayan Bulut’u bir kez daha anımsatırken kıvanç duyduğum güzelliklerden söz edeceğim.  Eşekli Kütüphaneci “Okumayan, yazmayan, düşünmeyen toplumlar içten içe çürürler” demişti Uğur Mumcu. Fakir Baykurt, hastalığının son günlerinde yazdığı Eşekli Kütüphaneci romanında, Ürgüp’teki kitaplığı yönetirken otuzdan fazla köye herkes, özellikle de kadınlar kitap okusun diye yıllarca eşekle kitap taşıyan, “Eşekli Kütüphaneci” adı takılan Mustafa Güzelgöz’ü anlatıyor. Türkiye’de Okuma Alışkanlığı ve Kitaplarımız Kanatlarımız adlı kitapları olan Ferhat Özen’in yıllardır “Okuyan Toplum Projesi” için verdiği emekle okul okul dolaşması, “Neden okumuyoruz, niçin okumalıyız, nasıl okumalıyız, neler okumalıyız” sorularının yanıtlarını araştırırken Emin Özdemir’in emeğinin boşa gitmediğini de kanıtlıyor. Orhan Tüleylioğlu ve okumak Barbar Uygarlık, Neden Öldürüldüler? (4 c.), Kahramanmaraş Katliamı, Yüreklerimiz Hâlâ Yangın Yeri, Ben Uğur Mumcu’yum, Uğur Mumcu Ölümsüzdür, Merdivende Üç Şair  ve daha birçok kitabıyla toplumsal ve siyasal sorunlarımıza ayna tutan Orhan Tüleylioğlu, Emin Özdemir’in tutkusu olan okuma ve kitaba yönelik düşüncelerini, incelikli, özgün yorumlarını Okumak mı O da Ne?, Yalnız Kitap, Mutluluk Konservesi gibi kitaplarında yoğunlaştırmıştı. Kitap ve yazar tanıma ya da kitap okuma kılavuzu ya da bir insanı insan kılan bilginin dolaşım sistemini irdeleyen, “insan nasıl insan oldu, insan nasıl insan olmalı” sorularının yanıtlarını veren bir ansiklopediyi çağrıştıran son iki yapıtında dünyanın ve ülkemizin kitaplarla çoğalan zenginliğiyle kucaklaşmıştık. Kucaklaşmayanlar üzülebilirler. Dünyanın Kitapları Tüleylioğlu, yeni kitabı Dünyanın Kitapları ile sarsıyor yüreğimizi. Kitaplardan yelken açarak sanatçı ve bilim adamı Da Vinci’den, Umut İşkencesi adlı müthiş öykünün yazarı Fransız L’IsleAdam’a demir atıyor. İspanya iç savaşının Cumhuriyetçi şairi Lorca’dan ABD’nin bir gün sosyalizmle yönetileceğine inanan Sinclaire’e, Sontag’ın kitap tutkusundan emperyalist İngiltere’yi dize getiren Gandhi’ye, Sefiller’i yayımlandığında yer yerinden oynayan Hugo’dan Nazi kamplarında kurşuna dizilen Max Jakob’a, “insanları uyandırmak gerek” diyen Guernica’nın yaratıcısı Picasso’dan Sinoplu nihilist Diyojen’e selam veriyor. Tek iletişim yolunun duygu olduğu, aklın kaynağına duyguyla gidildiği düşüncesiyle filmler yapan Bertolucci’den düşüncenin ilk gün ışığı olan felsefecilere, ozan, filozof, astronomi ve matematik bilgini Hayyam’dan sinemayı sinema yapan, korku filmleri ustası Hitchcock’a, bilimkurgu yazarı Gökdelen’le bir başyapıt sunan Ballard’dan “edebiyat insan zihni için bir gereklilik” diyen Borges’e ilişkin damıtılmış bilgiler sunuyor. Markopaşa efsanesinden Sait Faik, Orhan Veli, Mahmut Makal, Yaşar Kemal, Asım Bezirci, Uğur Kaynar’a, yaratılarından esinlenerek özgün, çarpıcı açıklamalarla okuma, okutma rehberliğini üstleniyor. Tüleylioğlu’nun Neruda’ya selamla nokta koyduğu Dünyanın Kitapları, ustası Emin Özdemir’in kitapları gibi başucu kitabı olmalı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle