17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 8 AĞUSTOS 2019 PERŞEMBE EDİTÖR: ÖZGÜR ÖZKÜ TASARIM: SERPİL ÜNAY HABER Ayrıntılar Kutsanan cehalet ve çürümüşlük! Sosyal medya ciddi tehdit haline geldi insanlık için. Duygular hızla geçiyor, düşünceler derinleşmiyor. Akan bilgiler sağlıklı tahlil yapmaya engel oluyor. Üstelik veri diye sunulan çerçöpü ayıklamak da apayrı beceri istiyor. Şu yalın gerçekle yüzleşmek gerek: Dünya giderek daha gerici, otoriter liderlerce yönetiliyor! HHH Kapitalizmin ardı ardına kriz üreteceğini aklı başında herkes görüyor. Yeni sorunları da eklersek kriz süreleri daralacak. Bizde Kaz Dağları meselesi ile iyice açığa çıkan iki bakış var. İnsanlığın bir kısmı kendini doğaya egemen, hayvandan değerli sanma yanılgısı içinde. Bir tür iktidar kibri bu! Diğer kısmı ise olanın farkında, eğer doğa ile girişilen sonucu belli bu kavgada ısrar edilirse, ne yerküre kalacak ne herhangi bir canlı. Başka türlü söylersek betona tapanlarla, yaşamı korumak isteyenler arasında amansız mücadele söz konusu. Talihsizliğimiz, tarih bunca hızlı akarken kendini muhafazakâr mukaddesatçı diye tarif eden İslamcılarla sınav veriyor olmamız. Herhangi bir ölçüsü, değeri olmayan, doymak bilmez açgözlülükle her güzelliğe saldıran bu tiplere dert anlatmak olanaksız. Kendini şeyhlere, tarikat liderlerine teslim eden, akıldan çoktan vazgeçmiş bu kesim cehaletten besleniyor. Şeyhinin tükürüklü çayını keyifle yudumlayan, mikroplu ağzından çıkan lokmayı bebeğine yediren bu insanlarla aynı dünyada yaşamak cehennem! HHH Geçen gün, dönemin ruhunu en güzel biçimde ifade eden Alev Alatlı “cehaletin feraseti” dedi ve övdü! Haklı, eğer böylesine yaygın/salgın cehalet olmasa, hangi televizyon on saniye yer verir Alatlı’ya? Her sözüyle hakikati çarpıtan, iktidarın cehennem yoluna taş döşeyen bu kimse, elbette cahil değil. İhanetin büyüklüğü burada! Liberal demokrasi denen bu zavallı düzeni kutsayarak, yeni faşizm dönemini yarattı bu “liberal/muhafazakâr aydınlar (!)” Her dönem siyasal İslamcılara soluk oldular. Eğer bu çevre olmasaydı, siyasal İslamcılar hangi AB’li ile iletişim kuracaktı, sorarım? HHH Size ilginç bir örnek vereyim; televizyonda “Benimle Söyle” adlı bir şarkı yarışması var. Kızım izliyor, müziğe meraklıyım, takıldım. Seçici kurul yüz kişiden oluşuyor, içinde sınırlı sayıda yetkin müzik insanı var. Kalanı nasıl seçilmiş derseniz, bildiğiniz popüler kültür gerekçeleri. Sırasıyla yarışmacılar çıkıyor, abartmıyorum, o seçici kurulda bulunanlardan kaçı o derece şarkı söyler, müzik bilir emin değilim. Fakat ne oluyor biliyor musunuz, eline mikrofon alıp uzunca tahlil yapıyorlar ne idüğü belirsiz seçici kurul üyeleri. Kendine sormaz mı insan: “Yahu bana söyle deseler ben tonu bile bulamam, utanmadan burada ne yorum yapıyorum” diye. Mesele bu. Artık herhangi bir konuda fikir söylemek için yetkinliğe gereksinim yok. İşin gırgır yanı, bazen gösteri renklensin diye seçici kuruldakiler şarkı söylüyor, üstelik bayağı önemli isimler de var aralarında, acaba onlar oylansa kaç puan alır merak ediyorum! Dediğim gibi ölçüsüzlük çağın ruhuna uygun… HHH Kaz Dağları için fedakâr insanlar çaba sarf ediyor. Aklıma Gezi’nin o güzel günleri geldi. Erken, haklı uyarıydı o direniş! Elbette sanatçıların, tanınmış kimselerin varlığı önemli toplumu bilgilendirmek açısından. Sonra gördük ki birçoğu “kandırıldık” deyip Yenikapı ruhuna (!) dahil oldular. Bu ikiyüzlülük beni deli ediyor. Gerçek direnç gösteren, muhalefet etmek için çaba harcanan kimseler gölgeleniyor. Şimdi de moda Kaz Dağları ya, baktım hemen sosyal medyadan yazmalar başladı. “Düne dek neredeydiniz” diye sormayacağım, sabırla bekleyeceğim RTE kükreyince nasıl tavır takınacaklar, diye. Bir popçu vardı “Güzel büyük Türkiye için sen de var mısın bilmem ne kardeşim” diye video çeken, sonra İmamoğlu’na bağış yaptı. Bu iş popçudan beklenir de, edebiyatçı, klasik müzikçi, tiyatrocu yapınca ayıp oluyor. Burada dursun isterim, bellek önemli! HHH Her şeyden mutsuz, mıymıntı biri olmak istemem doğrusu, ancak insan ikiyüzlülük karşısında öfkeleniyor. Gerçek itirazı olmayan, salt siyasilerin paçasına tutunup, dönem ruhuna uygun konum alanlara karşı teyakkuzda olmak gerekir. Aydın sınavından geçtiğimiz günlerdeyiz. Gezi sürecinde arabuluculuğa soyunan heyeti anımsayın. Şimdi kimler bu işe soyunacak Kaz Dağları için sormayalım mı? Dünü unutan, siyasi kavgasında yalnız kalır. HHH Aziz Nesin’i sık düşünürüm. Çalışkan, ödünsüz yazar, aydındı. Ona yetişmek ne mümkün, ancak “herkese mavi boncuk dağıtanlardan uzak durulmalı” öğüdünü aklıma kazımışımdır. Ha bir de “şimdi sırası değil” diyenlerden usandık. Sosyalistler sıra beklemez! Bir milyon 761 bin üniversite adayından 647 bini çeşitli nedenlerle tercih yapmadı Ya iş bulamazsam?Ayrıntılar Ayrıntılar Yükseköğretim Kurumları Sınavı sonuçlarına göre tercih yapma hakkı olmasına karşın bunu KİMLER TERCİH YAPMADI? kullanmayan üniversite adayları birçok konuda tedirgin. nPuanları istediği bölüme yetmeyenler. n Tercih yapacağı bölümlerde mezuniyetten sonra iş olanağı bulama Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) sonuçlarına göre tercih yapma hakkı bulunan bir milyon 761 bin 394 adaydan 647 bin 754’ü bu hakkı kullanmadı. Tercih yapmama nedenleri, istediği bölüm için yeterli pua yacağı kaygısı taşıyanlar. n Vakıf üniversitelerinin ücretlerininin çok yüksek olması nedeniyle buna bütçe ayıramayanlar. n Özellikle barınma sorunu nedeniyle yaşadığı kent dışında tercih yapmak istemeyenler. nı alamama, mezuniyetten sonra iş bu n Puanına göre tercih yapabileceği lamama kaygısı, vakıf üni aralıktaki üniversitelerin eğitim kali versitelerinin ücretinin tesi konusunda kafasında soru işa çok yüksek olması, barın retleri olanlar. ma sorunu, üniversitelerin figen atalay kalitesini yeterli bulmama olarak sıralanıyor. Hacettepe Üniversite ğunun bilinmeyenleri ortaya çıkaran, gerçekleri arayan, bilgiyi üreten ve yayan, en üst düzeyde araştırma yapan si Eğitim Bilimleri Enstitüsü Müdürü kurumlar olma yerine salt meslek ele Prof. Dr. Ali Ekber Şahin, tercih yap manı yetiştiren kurumlara dönüşme mayan öğrencilerle ilgili şu değerlen leri nedeniyle adaylar tercih hakkı bu dirmeyi yaptı: lunduğu halde bu üniversiteleri tercih Maliyet hesabı etmiyor. Adaylar, bilimsel saygınlığı konusunda tereddüde düştükleri üni “Başarı sıralamasında ilk 10 binde ya versiteleri tercih etmeyerek bu üniver da 300 binde yer alan adaylardan ter sitelere gerçek anlamda üniversite ol cih hakkını kullanmayan çok sayıda maları için önemli bir mesaj veriyor.” aday bulunuyor. Bu adaylar sıralamada kendilerini daha iyi bir yere taşıyabile Boş kontenjanlar cek potansiyele sahip olduklarını sınav Rehberlik koordinatörü Yalın Kaya, sonuçları açıklandığında keşfediyorlar. başarı sırası baraj uygulamasının öğ Tercih hakkını kullanmayarak sahip renciler için net ve belirleyici bir yön olduğu potansiyelin hakkı olan sırala lendirici olmadığını, sistemdeki belir maya kendilerini taşımak istiyorlar. sizliklerin kafa karıştırdığını söyledi. Adayların bir bölümü de mezuniyet Kaya, “Öğrenciler hangi netler ile ka ten sonra iş olanağı sınırlı alanları çıncı sırada olacaklarını kestiremedik tercih etmeme eğiliminde. Bu adaylar leri için sınava yönelik çalışmalarında bir taraftan üniversite eğitiminin do motive olamıyorlar. Bunun yerine, her laylı maliyetini, yani öğrencinin dört program için belli bir net başarısı ba yıl süreyle çalışmamış olmasından rajı getirilmesi ve bunların öğrencile dolayı oluşan gelir kaybını, diğer ta re duyurulması hem öğrencilerin için raftan üniversite eğitimleri süresince daha net ve anlaşılır bir koşul olmasını yapacakları eğitim harcamalarını ya sağlar hem de geleceğin profesyonelle ni üniversite eğitiminin bireysel ma ri seçilirken ortaöğretim bilgilerini kul liyetini birlikte düşünürler. lanma becerileri daha adil biçimde de Üniversitelerin önemli bir çoğunlu ğerlendirilmiş olur” dedi Temel Yeterlilik Testi (TYT) netlerinin alan başarısından bağımsız ağırlıklandırıldığını, ayrıca bilgiyi işlemenin değil, hızlı olanın ödüllendirildiğini belirten Kaya, “Halbuki ne doktorlar, ne mühendisler ne de öğretmenler aceleci insanlar oldukları için işlerinde başarılılar. Aksine, iyi planlama ve doğru uygulama yaparlarsa başarılı olurlar” diye konuştu. YKS2019’da yaşanan bir diğer sıkıntının da biraz daha zor sorulardan oluşması nedeniyle yaşandığını anlatan Kaya, şunları söyledi: “Geçen sene 30 bininci olup bu sene tekrar giren bir öğrenci, bu sene de benzer bir başarı yakalayıp 25 bin ile 35 bin arasında bir sıralamada yer aldı. Geçen sene ile kıyasla bu seneki netleriyle 270 bininci olup mühendislik yazabilecek bir öğrenci, 305 bininci olup baraj dışı kaldığı için yazamadı. Buna benzer öğrenci sayısı o kadar çok ki 16 bin 690 mühendislik kontenjanı boş kaldı. Belirsizlik çok YÖK, başarı sırası barajı uygulaması ile yükseköğretimde kaliteyi artırmayı hedefliyor. Ancak sadece başarı sırası barajı yeterli gibi gözükmüyor. Mühendislik programlarına yerleşen son öğrencinin fen bilimleri neti 40 üzerinden 4. Yani fen bilimlerinin temel konularının yüzde 10’una hâkim bir kesim de mühendislik okuyacak. Yeni sınav sistemi her ne kadar daha az karışık olma hedefinde olsa da birbirinden farklı hedeflere sahip öğrencilerin aynı puan türlerinde birbirine çok yakın katsayılar ile üst üste yığılmasına sebep olduğu için belirsizliğe sebep oluyor. Bu belirsizlikler de tercih hataları yapılmasına ve birçok öğrencinin açıkta kalmasına sebep oldu. Önümüzdeki sene de bu seneden umduğunu bulamayan ve yeniden hazırlanmaya karar vermiş bir kalabalık daha sınava girecek. Ufak iyileştirmeler ile bu sene yaşanan bazı belirsizliklerin önüne geçilebilir.” DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ ÖĞRENCİLERİNİN DİRENİŞİ SÜRÜYOR DÜNYADA İLK 10 ÜNİVERSİTE en iyiLER SIRALAMASI İlk 500’de Türk yok The Center for World University Rankings (CWUR) “20192020 Dünya Üniversiteleri Sıralaması”nı açıkladı. Harvard Üniversitesi’nin birinci olduğu sıralamada, ilk 500’de Türk üniversitesi bulunmuyor. İki bin üniversitenin yer aldığı sıralamada, Türk üniversiteleri arasında en iyi dereceyi alan Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) 582. sırada. İlk bin üniversite arasında Türkiye’den 10 üniversitenin yer aldığı sıralamada ODTÜ’yü, İstanbul Üniversitesi (644), Hacettepe Üniversitesi (645), Ankara Üniversitesi (683), Boğaziçi Üniversitesi (700) İstanbul Teknik Üniversitesi (702), Ege Üniversitesi (795), Gazi Üniversitesi (841), Bilkent Üniversitesi (843) ve Çukurova Üniversitesi (946) izliyor. 1 Harvard Üniversitesi 2 Massachusetts Teknoloji Enstitüsü 3 Stanford Üniversitesi 4 Cambridge Üniversitesi 5 Oxford Üniversitesi 6 Columbia Üniversitesi 7 Princeton Üniversitesi 8 California Üniversitesi 9 Pennsylvania Üniversitesi 10 Chicago Üniversitesi Suriyeli öğretmen adımı ‘SESİMİZ SANATIMIZ OLSUN’ Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nin depreme dayanıksız olduğu gerekçesi ile Tınaztepe Kampusu’na taşınmak istenmesiyle rektörlük ve öğrenciler arasında başlayan kriz devam ediyor. Kendilerine destek veren 5 akademisyenin görevden alınmasına da tepki gösteren öğrenciler, karardan vazgeçilmesi için kentin farklı alanlarında konser, tiyatro gösterileri yapıp “Sesimiz sana tımız olsun” dediler. “Enstrümanını kap gel” çağrısı ile etkinlikte şarkılar söyleyen ve bildiri dağıtan öğrenciler, İzmir halkını mücadelelerine omuz vermeye davet etti. Kıbrıs Şehitleri Caddesi’nde yaklaşık 1 saat süren etkinlikte üniversite öğrencileri, amaçlarının daha iyi yerde eğitim görmek olduğunu ifade ederek, “Mesele bina değil, eğitim” afişleri asarak yurttaşları bilgilendirdi. Öğrenciler, “Bizler daha iyi eğitim almak için mücadele ediyoruz. Rektörlüğün fakültemizi başka yere taşıma nedeni depreme dayanıksız olduğu değildir. Yöneticiler yeniden kararlarını gözden geçirmeli. Ayrıca bize destek oldukları için atılan 5 akademisyen görevlerine iade edilmeli” dedi. Öğrenciler, önümüzdeki günlerde sokak ve tiyatro gösterileriyle seslerini duyurmaya devam edecek. l İZMİR/Cumhuriyet Veterinerlerden ortak açıklama: Merkezi yönetimsel logoları bir ay karartıyoruz ‘Yeni fakülte açılmasın’ SİBEL BAHÇETEPE Türk Veteriner Hekimleri Birliği (TVHB) Merkez Konseyi ve bağlı 56 bölge ve il oda başkanlıkları, plansız açılan ve yeterli altyapısı bulunmayan veteriner fakültelerine dikkat çekmek amacıyla, bir ay süreyle kurumsal logolarını karartma kararı aldı. TVHB, 56 bölge ve il veteriner hekimler odası başkanlığı imzasıyla yapılan ortak açıklamada, plansız açılan eğitim fakültelerinin eğitim sistemini, hayvancılığı ve toplum sağlığını tehdit ettiğine dikkat çekti. Meslek örgütlerinin ve akademik camianın tüm uyarılarına karşın, ülkemizde yeterli altyapısı olmayan yeni veteriner fakültelerinin açıldığına dikkat çekilen açıklamada, özetle şu ifadelere yer verildi: 32’ye ulaştı “Bunun son örneği Konya Ereğli’de açılan veteriner fakültesidir. Gelinen noktada 32 veteriner fakültesi ile nü TVHB, 56 bölge ve il veteriner hekimler odası başkanlığı imzasıyla yaptığı ortak açıklamada, plansız açılan eğitim fakültelerinin eğitim sistemini, hayvancılığı ve toplum sağlığını tehdit ettiğine dikkat çekildi. fusu 327 milyon olan ABD’yi bile geçmiş bulunmaktayız. Bu hatalı uygulamalar sonucu, eğitim yeterliliğine sahip olmayan ancak adı fakülte olan kurumlar, yeterli donanıma sahip olmadan mezun olan çok sayıda veteriner hekim ve hatalı uygulamalar ile zarar gören insan sağlığı, çevre sağlığı ve hayvancılığımız olacaktır. Uygulanan bu politikalar ile ülkemizde veteriner hekim imajı yıpratılmakta ve adı farklı olan ancak müfredatı veteriner hekimlik müfredatına benzetilen veteriner fakülteleri vasıtasıyla mesleki yeterliliği tam olmayan meslek mensupları yetiştirilmektedir. Aynı durum, yardımcı hayvan sağlığı eğitimi veren eğitim kurumları için de gerçekleşmiş, uzaktan eğitim veren kurumlar, uygulamalı hayvan sağlığı hizmeti veren prog ramlar açmışlardır. Buradan mezun olan kişiler eğitimlerinin hiçbir bölümünde hayvana veya laboratuvar alet ve ekipmanına dokunmadan mezun olmaktadırlar. Uygulanan hatalı politikaların mesleğimize, eğitim sistemimize zarar verdiği ama esasen ülkemiz hayvancılığına ciddi anlamda darbe vuracağı göz ardı edilmemelidir. Acilen yapılması gereken; veteriner fakültelerinin açılması için çekirdek eğitim programının netleştirildiği, asgari fiziki şartlarının belirlendiği, minimum öğretim üyesinin gerekliliği, destek personelin niteliği, öğretim üyesi öğrenci oranının ne olması gerektiği huşularında açılış kriterleri oluşturulmalıdır. ÖSYM sınavlarında veteriner fakültelerine giriş için taban puan oluşturulması gerekir.” l İSTANBUL MEB, sözleşmeli ve ücretli öğretmenden sonra devlet okullarında yeni uygulama başlattı. OZAN ÇEPNİ Suriyeli mültecilerin birçok alanda ucuz işgücü olarak görülmesinin ardından Milli Eğitim Bakanlığı’nın da (MEB) çeşitli okullarda “gönüllü” denilerek Suriyeli personel görevlendirmeye başladığı ortaya çıktı. Yabancı öğretmenlerin Suriyelilerin yoğun oldukları sınıflarda yardımcı eğitimci olması, veliler ile ilgili idari işlemlerde çalışması öngörüldü. Ancak “gönüllü eğitimci” adı altında görevlendirilmesi yapılan kişilerin akademik geçmişleri, formasyonlarının olup olmadığına ilişkin bilgilendirme ve araştırma bakanlık verilerinde yer almadı. Görevlendirilen öğretmenler okullara resmi yazı ile duyuruldu. Suriyeli personel “gönüllü” denilse de il milli eğitim müdürlükleri “teşvik ödemeleri”nin okullar tarafından yapılması talimatını verdi. Bakanlık, Suriyeli eğiticilerin “Suriyelilerin yoğun oldukları sınıflarda Türk öğretmen ile birlikte yardımcı eğitici olarak”, “Suriyeli velilerle ilgili idari işlerde”, “Suriyeli öğrencilerle iletişim ve rehberlik işlemlerinde”, “Suriyeli öğrencilerin devam takiplerini sağlamada ve aile ziyaretlerinde” görev alacaklarını belirtti. MEB ayrıca Suriyeli eğiticilere diğer öğretmenler gibi “kat nöbetçisi”, “bahçe nöbetçisi” görevlerinin verileceğini de duyurdu. Bakanlık yazısında “Suriyeli gönüllü eğiticiler, ikili eğitim veren okullarda yarım gün/tam gün eğitim veren okullarda tam gün görev alacaklardır. Gönüllü hizmetliler her durumda tam gün görev yapacaklardır” denildi. Gönüllü ama ‘disiplinli’ Görevlendirilen personelin “gönüllü” olduğu belirtilse de MEB, “DevamsızlıkDisiplin işlemleriyle ilgili tutanak tutulacaktır” talimatı verdi. Ayrıca okul yönetimlerine tutulan tutanakların il milli eğitim müdürlüğüne hızlıca ulaştırılması istendi. Personel hakkında da İl Milli Eğitim Müdürlüğü Yabancı Öğrenci Bilgi İşletim Sistemi (YÖBİS) birimi ile iletişim içerisinde olarak muhtelif konularda bilgi alışverişinde bulunulabileceği duyuruldu. l ANKARA
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle