19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER EDİTÖR: ELİF TOKBAY TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN CHP’li Kaya: Sel uyarısına karşın, işçiler bölgede çalıştırıldı Ölüme gönderildiler AHMET ŞEFİK / CEMİL CİĞERİM Trabzon Araklı’da 7 kişinin öldüğü sel felaketinin ardından kayıp 3 kişinin aramaları sürüyor. CHP Trabzon Milletvekili Ahmet Kaya, felaketin meydana geldiği köyde 4 gün önce küçük çaplı bir taşkının olduğunu, bu taşkının kalıntılarının temizlenmesi için DSİ ve belediye yetkilileri çalışırken asıl büyük felaketin gerçekleştiğini anımsattı. Ölenlerin büyük kısmının burada çalışan işçiler ya da çalışmaları izleyen yurttaşlar olduğunu söyleyen Kaya, “Yetkililer sel uyarısı yaparken, yoğun yağışın olduğu bir ortamda, işçilerin hâlâ o bölgede çalıştırılması nasıl açıklanacaktır? Bakanlar, yerel yetkililer olayları normalmiş gibi göstereceklerine bu cinayetin hesabını vermelidir” dedi. Akif Hamzaçebi ise “Karadeniz Bölgesi’nin genel sorunu olan dere yatağındaki binalar” dedi. Felakette yaşamını kıl payı kurtaran bir yurttaşın, aynı yerde yakın bir zamanda 5 kez sel olduğu belirttiğini vurgulayan Kaya, “Dere yatağına bırakın koca apartmanlar yapılmasını, okul binası inşa edilmesine kim onay vermiştir” diye sordu. 10 kişiyi kurtardı Sel esnasında Çamlıktepe Ortaokulu’nun bahçesinde çalışma yapan Abdülkadir Köseoğlu’nun (20), taşkını erken fark etmesiyle bodrum katında temizlik yapan 10 kişiyi uyararak hayatlarını kurtardığı ortaya çıktı. Öte yandan hayatını kaybedenlerden Hasan Çakar, Baki Turhan ve emekli Mehmet Cevahir (66) dün toprağa verildi. YÜKSEKLERE ÇIKIN Trabzon’un Araklı ilçesi Çamlıktepe’de önceki gün etkili olan sağanak yağış sonucu 7 kişi hayatını kaybederken, bölgede 3 kişiyi de arama çalışmaları sürüyor. Bölgede şiddetli yağmur yeniden başlarken yetkililer vatandaşlara yüksek kesimlere çıkmaları konusunda uyarılarda bulunuyor. Trabzon Büyükşehir Belediyesi vatandaşlara sıcak yemek dağıttı. l İHA İsa Akgün Bartın’da sel: 1 ölü, 1 kayıp Bartın’ın Hasankadı beldesinde dün etkili olan sağanak nede niyle bazı ev ve işyerlerini su bastı. Heyelan sonucu beldeye ulaşımı sağlayan yolun kapandığı bölgede, sel sularına kapılan biri çocuk 2 kişi için arama çalışması başlatıldı. AFAD, Sahil Güvenlik, jandarma ve itfaiye ekiplerince yapılan çalışmalarda sele kapılan 70 yaşındaki İsmail Çeliktaş’ın cansız bedenine 5 kilometre uzakta ulaşılırken, 11 yaşındaki İsa Akgün’ü arama çalışmaları sürüyor. Çeliktaş’ın cenazesi, Bartın Devlet Hastanesi morguna kaldırılırken, sel nedeniyle meydana gelen heyelan sonucu kapanan yol, ekiplerin çalışmasıyla açıldı. l DHA ‘Doğal olay’ tepkisi Sel felaketini “doğal olay” olarak nitelendiren bakanları ve yetkilileri isim vermeden eleştiren İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Trabzon Şubesi ise şu açıklamaları yaptı: “Kısaca doğa olayı olarak tanımladığımız bu vakaları plansız yapılaşmayla doğal afet haline getiren ne yazık ki biz insanlarız.” Samsun Çevre Platformu (SAMÇEP) Dönem Sözcüsü Mehmet Özdağ ise “Felaketin nedeni dere yataklarındaki yapılaşma, Karadeniz Sahil Yolu’nun oluşturduğu setin derelerin Karadeniz’e ulaşmasına engel olması, HES’ler nedeniyle derelerin akış rejiminin bozulmasıdır” dedi. l TRABZON / SAMSUN 321 HAZİRAN 2019 CUMA Ekmek elden su gölden “Kendisi çalışmayıp başkasının kazancıyla geçinme” anlamına gelen deyişin Mersin’de söylenen bir değişkesi vardır: “Ekmek elden su gölden çimelim arvat çimelim!” Bu deyiş, AKP ekonomi politikasını tam anlamıyla özetliyor. Orhan Kemal’in romanlarında sık sık geçen “Herkeş gendi cebinden harcasın gardaş” repliği de bu anlama gelir ama ben, çok daha doğrudan ve çarpıcı olduğu için “Ekmek elden su gölden çimelim arvat çimelim!” deyişini severim. İşin sonunda doğacak çocuk için de kestirme bir formül vardır: “Allah deldiği boğazı aç gomaz!”. Bu cümle, aklım erdikten sonra, hayatımı cehenneme çevirmiştir. Şimdi bu paragrafın anlamını özetleyelim: “Ekmek elden su gölden çimelim arvat çimelim! Allah deldiği boğazı aç gomaz!” İşte size AKP’nin ekonomi siyasetinin veciz özeti! HHH Eveeet! AKP ve cemaati 2003’ten bu yana “Ekmek elden su gölden” siyaset anlayışıyla ülkeyi yönetmektedir. Sanki ülkeyi kanlı bir fetih savaşı ile ele geçirmiş gibi. Ülkenin zenginliklerini “gaza” sonunda ele geçirdikleri “ganimet” saydılar. 19232002 yılları arasında Cumhuriyetin sıfırdan yarattığı üretim araçlarının neredeyse tamamını üç kuruşa sattılar. Tıpkı, Sovyetler Birliği ve blok ülkelerinde komünizmin yıkılmasından sonra bütün üretim araçlarının daha sonra oligark adını alacak olan nomenklotura bürokrat ve yöneticilerine bedavaya yakın devredilmesi gibi. Sovyetlilerde köklü bir rejim değişikliği olmuştu, evet, ama ülkemizde sadece iktidar değişmişti. Güya! Cumhuriyetin 80 yılda yarattığı zenginliklere “ganimet” muamelesi yaptılar ve neredeyse tamamını yerli oligark adayı yandaşlarına (satmadılar) devrettiler, paylaştırdılar: HHH Cam, çimento, soda, metal, demir, alüminyum, traktör, gübre, sigara, iç ki, iplik, dokuma, halı, deri, kundura, şeker, kâğıt, soda fabrikaları; barajlar, çeşitli taşınmazlar ve tesisler, depo arazileri, tuzlalar ve tuz işletmeleri, Tekel, Sümer Holding, Eti Holding, fosfat tesisleri, Tümosan işletmeleri, Petkim, Asselsan hisseleri, Sütaş hisseleri, Et ve Balık Kurumu, Tüpraş, Seka, sigortalar, devlet bankaları, elektrik santralları, elektrik dağıtım şirketleri, tatil köyleri, Bursagaz, Ergaz, Oyak, Araç Muayene İstasyonları... Fazla değil çok eksik, yüzlerce işletme ve fabrika... Üretim araçlarını satıp hıyar gibi yükselen binalar yaptılar. Yandaş müteahhitleri zengin eden, üretilmiş ama üretmeyen iğdiş nesneler... Ülkenin üretim damarları hoyratça kesildi. HHH AKP Genel Başkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanı unvanıyla yayımladığı bayram mesajında Eldorado’dan söz edermiş gibi Türkiye’nin acı gerçeklerini şekere banıyor: “Türkiye, maruz kaldığı terör saldırılarına, kuşatmalara, tuzaklara rağmen, demokrasisi ve ekonomisiyle dimdik ayakta kalarak, kendi halkı yanında tüm dostlarının ve insanlığın umudu olmayı sürdürüyor. Dünya, önümüzdeki bir asrını şekillendirecek büyük bir dönüşüm sürecine girmiştir. Ülkemizin en büyük şansı, bu kritik dönemi, 1990’lı yıllardaki gibi zayıf değil, güçlü bir şekilde karşılıyor olmasıdır. Geçtiğimiz 17 yılda ülkemize kazandırdığımız yatırımlar, hayata geçirdiğimiz projeler, yaptığımız hizmetler sayesinde Türkiye, bu süreci fırsata çevirebilecek bir yerde durmaktadır.” HHH Hangisi doğru? Terör saldırıları dışında hiçbirinin gerçeklerle ilgisi yok! 1990’ların Türkiyesi, AKP Türkiyesi’nden her bakımdan iyi durumdaydı. Tarım ve sanayi üretimi yapıyordu; AKP’nin batan geminin malı gibi sattığı işletme ve fabrikalarda işçiler çalışıyor, üretim yapılıyordu. Şimdi, ülke, sayelerinde, topluiğne üretemeyecek hale geldi, ama saltanat dönemlerinde yaptıkları yatırımlar (?), hayata geçirdikleri projeler (?), yaptıkları hizmetler (!) sayesinde Türkiye, önümüzdeki süreci fırsata çevirebilecek bir yerde durmaktaymış. Elbette, imam hatiplerde yetiştirdikleri nefesi kuvvetli hocalar sayesinde!
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle