25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 15 MAYIS 2019 ÇARŞAMBA EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN HABER Hacı Oruç ve Hacı Aga Sene 2010, ramazan ayı. Ağustos sıcağı yeri göğü kavuruyor Diyarbakır’da. Hacı Oruç, sabah el arabasına meyveyi, sebzeyi yüklemiş. Sıcakta Silvan sokaklarını karış karış gezecek. Hacı Oruç niyetli, iftara yakın eve dönecek. Ekmek parası gerek. 4 çocuğuyla ve eşiyle iki göz bir evde yaşıyorlar. Yaşamak denirse. Yaşamaya çalışıyorlar. Memleketin çoğunluğu gibi. İşler kötü bir süredir; eskiye göre seyyar para etmiyor. Marketler, zincirler, tekeller sarmış her yanı. Rekabet kolay değil. Nefsini yıl boyu yoklukla sınayan Oruç ailesi için iftar vakti yaklaştığında, Hacı eve dönüyor. Yorgun, sıcaktan bitkin, aç ve susuzdur. İftarda orucunu açmak için sofra bekler elbette. Eşine sorar: “İftara yemekte ne var?”. Eşi, “Yemek yapacak malzeme yoktu” der; başka akşamlar da vermiştir bu yanıtı. Yemek yoktur, iftar sofrası boştur. Acı ve çaresizlik, çocuklarının önüne lokma koyamamanın hüznüyle birleşir. Önce çocuklarına sarılıp ağlar; sonra sessizce diğer odaya geçer Hacı Oruç.  Bir süre ses gelmez odadan. Eşi şüphelenip odaya girer. Hacı Oruç, odanın tavanındaki demire bir ip geçirmiş ve kendini asmıştır. Hızla ipi keser eşi, hastanede üç gün yaşam savaşı verir Hacı Oruç. Ve sonunda kaybeder mücadeleyi. 11 yıllık evli, 4 çocuk babası Hacı Oruç, 40 yaşında ayrılır aramızdan.  Soyadı Oruç olan biri, orucunu açacak yemek bulamadığı için intihar etti bu ülkede.  Ben bu yüzden her ramazanda Hacı Oruç’u hatırlarım. Memleketimizde Hacı Oruç çoktur. Sofraya yemek götüremeyenler, iftarda ekmek ve zeytini suyla katık edenler, gün boyu çalıştıktan sonra dualarla bereket ve huzur dileyenler çoğunluktadır.  Bir de azınlık vardır. Lüks otellerde 50 çeşit yemekle orucunu açar, dönemine ve adamına göre davranır; oda sayısı binleri bulan binaların rejiminde ihale, koltuk, makam veya korunma elde etmek için dindarlık taslar millete. Hacı Oruç’ların karşısında tufeyliler vardır öyleyse. Tufeyliler ve Hacı Aga  Ekonomik gidişat bozulunca, sofraların davetsiz misafirleri çoğalmış geç Abbasi devrinde. Sonradan, üretmeden tüketenler sınıfını anlatmak için kullanıla kullanıla yayılmış “tufeyliler” ifadesi. Düşünce dünyamıza büyük katkılar vermiş Hilmi Ziya Ülken, ömrü vefa etmediği için basılışını göremediği Hakimiyet adlı nefis kitabında şöyle diyor tufeyliler için: “Bunlar gasp eseri olan mülkleri ile yaşarlar. Arsa fiyatlarının yükselmesinden faydalanan mülk sahipleri, faizciler, murabahacılar bunlardandır… Toplumda hiçbir iş görmeden kazanan zümreye, tufeyli diyoruz”.  Tufeyliler, emek vermeden başkalarının sırtından geçinenlerin toplamıdır yani. Yıllarca okulda dirsek çürüten gencin gelmesi gereken yere eş, dost, yandaş yardımıyla atanan da tufeylidir; halkın vergileriyle lüks içinde yaşayanlar da. Hak yiyenler, ihale zenginleri, koltuk düşkünleri, yüzlerce işçiyi madene gömenler, millete emeğinin karşılığını vermeden zenginleşenler bu sınıftandır. Bu sınıf bir ülkeye, bir millete, bir inanca özgü de değildir. Nereye gitseniz, üreten ve çalışan çoğunluğun sırtından geçinen ve üreten, çalışan çoğunluğu en sonunda Hacı Oruç olmaya iten bir sınıf vardır. İran edebiyatının usta kalemi Sâdık Hidâyet’in meşhur Hacı Aga tiplemesi bunun en güzel dışavurumudur. Hacı Aga her devrin adamıdır. Servetini ve statüsünü korumak için kullanmayacağı değer yoktur. Din de elbette bunların başındadır. Şöyle öğütler Hacı Aga romanda: “Dünyada iki türlü insan vardır: Çarpan ve çarpılan. Çarpılanlardan olmak istemiyorsan, başkalarını çarpmaya bak… Yüzsüz olmaya çalış, unutulma sakın! Günün adamı olmak lazım… Her şeyin aslı paradır. Dünyada paran varsa, onurun, itibarın, namusun, her şeyin var demektir.”  Hacı Aga için her şeyin ölçüsü paradır. Para için dindar görünür, para için oruç tutar, para için dinden de döner.  Hacı Oruç’ların kaderini parasızlık belirliyor; Hacı Aga’ların kararını para sahipliği.  Hacı Oruç’ları yaşatmak için daha adil, daha demokratik bir düzen gerekiyor. Hacı Aga’ların hükmünü kırmak için de elbette.  Öyleyse aslında mücadele, Hacı Oruç ile Hacı Aga arasında biraz da.  Ramazan ayı vesilesiyle anlatmak, hatırlatmak boynumuzun borcudur. CHP’den yasa teklifi: 23 Haziran’da bedelli ertelensin YSK’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerini iptal ederek 23 Haziran’da tekrar seçim kararı almasının ardından harekete geçen CHP, seçimin yapılacağı tarihle kesişen bedelli askerlik celbinin ertelenmesi için yasa teklifi verdi. CHP Sivas Milletvekili Ulaş Karasu’nun sunduğu yasa teklifinde, 23 Haziran seçimden 14 gün önce bedelli askerlik hizmeti nedeniyle silah altına alınacak yükümlülerin celp tarihlerinin ertelenmesi talep edildi. Teklifin gerekçesinde 31 Mart seçimlerinde 16. Bedelli Askerlik Celp Dönemi’nin TSK tarafından ertelendiğini ancak tekrar seçimde fiziksel koşullardan dolayı böyle bir ertelemenin mümkün olmayacağı belirtildi. l İç Politika Nasıl serbest kalırlar?CHP lideri Kılıçdaroğlu gazeteci Demirağ’a yapılan linç girişimini gündemine aldı: Gazeteci Demirağ’a yapılan saldırıya ilişkin CHP grubunda bilgi veren Kılıçdaroğlu, ‘Tutuklama için ölüm mü gerekiyor, savcı bir yerden talimat mı aldı’ diye sordu CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, gazeteci Yavuz Selim Demirağ’a saldıranların serbest bırakılmasına tepki göstererek, “Serbest bırakan savcıya sormak gerekiyor, senin başına böyle bir şey gelse ne olurdu? Senin çocukların, eşin sopalarla dövülse ne olurdu? Sopayla linç ne zamandan beri serbest bırakılıyor. Savcı bir yerden talimat mı aldı? Bunu araştıracağız” diye konuştu. Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında özetle şunları dile getirdi: Ölmesi mi gerekiyordu?: Yavuz Selim Demirağ, Yeniçağ gazetesinin saygıdeğer yazarlarından biri. Bir TV programına katılır, evine gelirken 7 kişinin saldırısına uğrar. Failleri bulundu ama serbest bırakıldı. Ölmesi mi gerekiyordu tutuklanması için? Kim azmettirdi onları? Bir gazeteciden ne istiyorlar? Korkarım ki üstü örtülecek, failler ellerini kollarını sallayarak gezecekler. Bu ülkenin sağduyulu yürekli insanları var. Kendisini hastanede ziyaret ettim. Olayı bütün ayrıntılarıyla anlattı. İktidar kanadının derhal harekete geçmesi gerekirdi. Savcı neden bıraktı: Polis görevini yaptı, failleri yakaladı. Savcı serbest bıraktı. Bu savcıya sormak gerekiyor, senin başına böyle bir şey gelse ne olurdu? Senin çocukların, eşin sopalarla dövülse ne olurdu? Sopayla linç ne zamandan beri serbest bırakılıyor? Savcı bir yerden talimat mı aldı? Bunu araştıracağız. Gazetecilere yönelik linç kampanyasını görmezlikten gelme hakkımız yok. Gazetecilik görevini yapıyorsa, o gazetecinin kaleminin ve onurunun korunması lazım. Anneler başımızın tacı: Cumartesi Anneleri. Tam 24 yıldır anneler evlatlarını arıyorlar. Ne oldu bunların çocuklarına? Bu annelerin tek isteği var: “Oğlumuzun kemiğini verin. Mezarını gösterin.” Galatasaray’da her cumartesi oturdular. Çocuklarımızın yerini bize bildirin dediler. Buna bile tahammül edilemedi. Biber gazıyla, copla dağıtıldı. Çocukları hapishanede olan anneler de var. Hapishane kapısında bekleyen anneleri de copluyorlar. Bir anneyi çocuğun hatası, kusuru olabilir, çocuğu hapse attın... Annenin çocuğunun ölmemesi için kapıda beklemesi kadar doğal ne olabilir? AKP’li kardeşlerime seslenmek istiyorum. Bir anneye el kalkmaz, cop kalkmaz, tekmelenmez, dövülmez. Bir anneye yapılacak tek şey saygı duymak. Sorsanız cennet annelerin ayaklarının altında diyecekler. Nasıl dövüyorsunuz? Polise değil, polislere talimat verene söylüyorum. Sözde inançlı kişiler bunlar. Kılıçdaroğlu CHP grubunda konuştu. Kılıçdaroğlu YSK üyelerine istifa çağrısı yaptı. Haysiyet varsa istifa edin: Yüksek Seçim Kurulu (YSK), yüksek hâkimlerden oluşuyor. Üç ayrı olayı anlatacağım. İtiraz ettiler, “Bu seçimlerde hile yapılmıştır” dediler. Geçersiz oylar sayıldı, bir şey çıktı mı? Hayır. Altı ilçede bütün oyları sayacağız dediler, bir şey çıkmadı. 22 ilçeden 57 sandık belirleyeceğim sondajlama yapacağım dediler, yaptı, tablo değişmedi. 41 bin 132 kısıtlı seçmen oy kullanmış dediler, 766 kısıtlı seçmen çıktı, sonuç yine değişmedi. Sonra YSK’nin bazı hâkimleri AK Partililere telefon ettiler, “Yahu böyle yapmayın, şöyle bir dilekçe verin. Şöyle bir dilekçe verirseniz ve zamanında verirseniz biz bu seçimi iptal ettirebiliriz.” Bunu söyleyen YSK’deki çete reisi. Yedi kişiden birisi. Oturdular bunun üzerine bir karar verdiler, ‘Sandıkların oluşumunda hile var’ dediler. Sandıkların oluşumunu kim sağladı? Siz. Seçmenin ne günahı var! Bu çete mensubu yedi kişiye soruyorum; sizde ahlak, onur, haysiyet varsa istifa edecek misiniz? Eğer bunlar varsa istifa edeceksiniz, bunlar yoksa koltuğunuzda oturacaksı Kılıçdaroğlu’na hakarete CEZA CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile bir grup partiliye, geçen yıl Ekim ayında Batman’da şehit olan Uzman Çavuş Neşet Gök’ün ailesine yaptıkları ziyaretin ardından sosyal medya üzerinden hakaret ettiği iddiasıyla yargılanan Bahtiyar Acar (59), 9 bin TL para cezasına çarptırıldı. Mahkeme, savunmasında ‘Bunları def etmek lazım’ yazacakken ‘klavye hatası’yla ‘linç etmek’ yazdığını söyleyen Acar’ı ‘hakaret’ suçundan 10 ay, ‘halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik, aşağılama’ suçundan da 6 ay hapis cezasına çarptırdı. 2 ceza toplam 9 bin TL adli para cezasına çevrildi. l DHA nız. Ben size acımıyorum, eşinize ve çocuklarınıza acıyorum. Saray’ın önünde bekçilik yapanlar adalet dağıtamaz. Tahammül edemediler: Ekrem İmamoğlu 18 gün büyükşehir belediye başkanlığı yaptı. “Suda yüzde 40 indirim yapacağım, ramazan pidesini 1 lira yapacağım, öğrenci kartını 50 liraya indireceğim, 04 yaşında çocuğu olan anneler ve 12 yaşına kadar olan çocuklarımız otobüse bedava binecek” dedi. Bunu hazmedemediler. Mazbatasını aldılar. Bütün İstanbullulara sormak istiyorum; otobüse binenler kimler? Fakir, fukara, gariban insanlar. İmamoğlu kimin için çalışıyor? Belediye otobüsüne binenler için çalışıyor. Yani sırtı kalınlar için, rantiye sınıfı için çalışmıyor. Onun için tahammül edemediler. Ben İstanbul’un varoşlarında ve fakir mahallelerinde yaşayan bütün İstanbullulara sesleniyorum, sizin Ekrem İmamoğlu’na 23 Haziran’da oy verme yükümlülüğünüz vardır. O ,sırtı kalınların hakkını savunmadı, sizin hakkınızı savundu, sizin için çalıştı. l ANKARA/Cumhuriyet İmamoğlu için Başlatılan kampanya için yüz binlerce yurttaş bankalara koştu ‘10 milyon lirayı aştık’ KURTULUŞ ARI İmamoğlu: Gönülleri çaldığım doğrudur Seçilmiş İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, dün Bahçelievler Şirinevler’deki Salı Pazarı’nda esnafı ziyaret etti. Pazar çıkışında gazetecilere açıklamalarda bulunan İmamoğlu, “Böyle bir ortamda, kol kola bir ekonomi seferberliği ilan etmek varken, dertlere çare olmak varken ne yazık ki ülkemiz, şehrimiz seçim gündemiyle boğuşmakta. Bu, bizi üzüyor. 8 gün oldu, bir karar verildi. Tamamen hukuksuz olduğuna inandığımız bu kararın içeriği şu: 123 sandıkta görev yapan sandık kurulu üyelerinin memur olmadığına dair bir şaibe üretildi ve bu şaibe üzerinden ilçe seçim müdürleri, kurul üyeleri, sandık kurulundaki o bah si geçen üyelerle ilgili soruşturmadan bahsedildi. Gerekçeli karar olmadığı gibi, ortada bir soruşturma da yok. Gerekçeli karara yönelik konuşmalar var ama bu konuşmaların karşılığında gerekçeli karar için talimat gibi yapılan konuşmalar nereye varacak? Milletçe endişeyle ve o hukuksuzluğun devamı adına kuşkuyla, kaygıyla takip ediyoruz. Bir gazetecinin “Rakibiniz oylar çalındı iddiasını sürdürüyor” sözleri üzerine İmamoğlu, Yıldırım’a cevap verecek dili bulamadığını vurgulayarak, “Akıldışı bir siyasi manevra olarak görüyorum. Seviyesi çok düşük bir dil kullanılıyor, üzülüyorum. Çalmak kelimesini kullanacaklarsa gönülleri çaldığım doğrudur” dedi. İmamoğlu, dün iftarını 5 Şubat’ta hal ziyaretinde tanıştığı 17 yaşındaki Cebrail Gümüştepe’nin Esenler’deki evinde açtı. 5 Şubat’ta okuyamadığını söyleyen Gümüştepe, dün İmamoğlu’na, “Ortaokul diplomamı aldım” dedi. Evde bulunan bir misafirin “Bir akşam bize de gelin” daveti üzerine İmamoğlu, “Allah razı olsun. Her ev benim. Kapısını çalarım hiç sorgusuz” diye konuştu. İmamoğlu, ilk tanışmasında okula gitmediğini söyleyen Gümüştepe’ye, “Okumak istemedin mi?” sorusunu yöneltmiş, “Maddi durumlar el vermedi. Utandığım için söyleyemedim” yanıtını almıştı. İmamoğlu da ,“Biz utanalım, sen niye utanacaksın” demişti. l İç Politika CHP İL BAŞKANLIĞI Ankara’dan İstanbul’a bağış desteği CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Kuşoğlu’nun Ekrem İmamoğlu’na destek vermek isteyen vatandaşların talebi üzerine 9 Mayıs’ta başlattığı destek kampanyası hem yurtiçinden hem de yurtdışındaki yurttaşlar tarafından yoğun ilgiyle karşılandı. CHP Ankara İl Başkanı Rıfkı Güvener de dün Ankara’daki ilçe başkanlarıyla birlikte kampanyaya destek veren bir açıklama yaparak bağışta bulundu. l ANKARA/Cumhuriyet BKKAUAĞYDRIIKŞUÖĞYU’DEkeDndeivpleatrinamdıezğlial CHP Kadıköy İlçe Örgütü, Ekrem İmamoğlu’nun kampanyasına destekte bulundu. Kadıköy İlçe Başkanı Ali Narin ve 250 kadar partili toplu olarak seçim kampanyasına para yatırdı. Kadıköy Belediye Başkanı Şerdil Dara Odabaşı ve meclis üyelerinin de yer aldığı etkinlikte, İş Bankası önünde “Her şey çok güzel olacak” yazılı dövizlerle, İmamoğlu’nun afişi taşındı. Narin, “Biz devlet olanakları ile değil kendi paramızla seçim kampanyasına destek oluyoruz” dedi. İLAYDA KAYA 23 Haziran’da yenilenecek İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanlığı seçiminde siyasi partilere Hazine yardımı yapılmazken, CHP Genel Merkezi tarafından Ekrem İmamoğlu için başlatılan yardım kampanyasına 250 binden fazla kişi 10 milyon TL’yi aşkın katkıda bulundu. CHP İdari ve Mali İşler Başkan Yardımcısı Erol Bektaş, “Ciddi anlamda bağışlar geliyor. CHP’ye hiç oy vermemiş yurttaşlarımız bile İmamoğlu’nun kampanyasına destek sağlıyor. Türkiye’nin en yoğun katılımlı kampanyası olacağına inanıyoruz” dedi. Cumhuriyet’in sorularını yanıtlayan Bektaş şunları söyledi: l Kampanyaya nasıl karar verildi? Kampanyasının başlamasına sebep olan yurttaşlarımızın iletmiş olduğu taleplerdi. Bizim geçmişte açılmış ama hiç işlenmeyen hesaplarımıza kendiliğinden para yatırmışlar. Biri 14 TL yatırarak “Her şey çok güzel olacak” demiş. Başka biri “Demokrasi için” diyerek katkı sunmuş. Bu bizi çok duygulandırdı. Ve partinin ilan etmesinin ardından kampanyaya yoğun bir ilgi oldu. l Bağışlar, nasıl yapılıyor? Bağışlarımızla ilgili olarak yurtiçerisinde 5, yurtdışında da 1 olmak üzere 6 bankayla çalışıyoruz. Yurttaşlarımız bu hesapları “chp.org.tr” internet sitesinden görebilir. Kampanyada amaç yurttaşlarımızın gönüllü katılımını görmek ve güç almaktı. Bu amacımız gerçekleşiyor. Bu seçim İstanbul’da yerel seçimin tekrarı ama tüm Türkiye bu haksızlığın karşısında pervane olmuş durumda. Türkiye’nin en yoğun katılımlı bir kampanyası olacağına inanıyoruz. Bir seferde 100 bin TL yatıranlar dahi olmuş. Ünlü sanatçıdan 100 bin TL Sanatçılardan da çok fazla destek aldıklarını belirten Erol Bektaş, ünlü bir sanatçının İmamoğlu için başlatılan kampanyaya 100 bin TL bağış yaptığını açıkladı. Yasa gereği bir kişinin en fazla 54 bin 566 TL bağışlayabildiğini söyleyen Bektaş, “Sanatçımıza 100 bin TL’yi iade ettik. 54 bin 566 lirayı tekrar yatırdı, geri kalanı ise annesi adına bağışladı” dedi. Biz bunlarla irtibata geçerek ikiye bölmelerini istedik. Özellikle öğrencilerden yoğun ilgi var. l Kampanya da durum ne? Cumhuriyet tarihinin en büyük kampanyasına ilerliyoruz. 250 binin üzerinde yurttaşımızın 10 milyon TL’yi aşkın bir bağışta bulunduğunu söyleyebiliriz. CHP’ye hayatında hiç oy vermediği halde bu haksızlık karşısında dayanamadığını söyleyenler de var. İstanbul seçimi İmamoğlu’nun İBB Başkanı olup olmayacağından öte demokrasinin var olup olmayacağını belirleyen bir seçim olacak. l Bağışlarla beraber nasıl mesajlar geliyor? İnsanların kendi bütçeleri doğrultusunda yatırdığı paralar var. Örneğin “Çocuğumun okul servisini ödeyemedim. Cebimde kalan son 10 TL’yi de size yatırıyorum”, “Demokrasi için”, “Her şey çok güzel olacak”, “Çocuklarımızın geleceği için”, “Doğmamış çocuğum için”, “Torunlarım için”, “Hak hukuk adalet için” gibi mesajlarla bağışlar geliyor. “Hesabımda 1 TL vardı bunu yolluyorum ama ailem para yollayınca tekrar gödereceğim Ekrem Abi kusura bakma” diyen öğrenciler, “Bin kilometre uzaktan demokrasiye selam olsun” diyerek para yatıranlar... l İSTANBUL İmamoğlu’na Bağış yapılabilecek hesap numaraları l Bağış yapılırken alıcı kısmına CHP yazılmalı ve TC numarası eklenmeli.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle