18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12 12 MART 2019 SALI EDİTÖR: HAKAN AKARSU TASARIM: ECE KURTULUŞ YORUM / HABER Kişinin çıkarı ‘kamu’nun yararıyla çatıştırılırsa... Katılımcı demokrasinin geçerli olduğu ülkelerde (ve toplumlarda) bireyin yararı (ve çıkarı) ile toplumun yararı, büyük oranda “örtüşme ve tamamlaşma gösterir”. Buna karşılık demokrasinin işlemediği, demokratik toplumsal sivil örgütlenmelerin bulunmadığı ülkelerde bireyin çıkarı ile toplumun yararı sürekli çatışma halindedir. Birey, gelirini (ve mutluluğunu!) artırabilmek için topluma zarar verir, kamu yararını küçülterek kendi çıkarını büyütür. Merdiven altı hileli mal üretecektir örneğin... Vergi kaçıracaktır, sigortasız insan çalıştıracaktır, haksız rekabete sığınarak ayakta duracaktır, mesela karaborsa yapacaktır, torpille iş bulacaktır... Doğaya, çevreye, ağaca, komşuya zarar verecektir. Trafikte kırmızıda geçecek, kurallara uymamayı doğal bir yaşam tarzı olarak “kültürüne nakşedecektir”. Çocuğa, kadına şiddete, hatta uyuşturucuya meyledecektir. Hukuk dışında davranışlarda bulunmayı, hayatının bir parçası yapacaktır. Ve ‘çevre’den bir örnek Ortaköy’de yeşil alan ilan edilmiş, imara kapalı, ağaçlarına bile hukuken dokunulamaz bir alanda bir şahıs, sekiz tane koca ağacı bina yapmak için kesiyor, binanın altyapısı temelleriyle hazırlanıyor. Çevrede oturanlar Beşiktaş Belediyesi’ne şikâyette bulunuyorlar. Zabıta ancak ağaçlar kesildikten sonra geliyor; iş işten geçtikten sonra... Çevredeki, “kamu yararını ve doğayı korumaya çalışan iyi niyetli insanların çabaları” bile yetmiyor. Bireyin çıkarı için doğa tahrip ediliyor, kamu yararı yok ediliyor. Oysa demokrasinin işlediği ülkelerde, bireyin ve toplumun faydaları, ortak çıkarlar üzerine, birlikte yüceltilir. Hayatımda kimse ile “hiçbir bireysel çatışmaya girmedim”: sadece “fikri düzeyde kavgalarım oldu”. Tek istisnası, hukuk dışı ağaç kesenlere karşı mücadelemdir: 80’li yıllarda Levent’te, Sümbül Sokak’ta otururken, karşımızdaki koruda bir kişi, arabaların yolunu genişletmek için 100 yıllık ağacı devirmeye kalktı. Belediye başkanı olan Nurettin Sözen’e telefon ettim, hemen gelip durdurdular, gerekli cezayı en ağır şekilde kestiler. İkincisi Gündoğan’daki sitede, evimizin bahçesindeki koca zeytini, “deniz manzarası” için kesmeye kalkan kişilerle oldu. Üçüncüsü ise Ortaköy’de 8 ağacı kurtarmak için çevredeki komşularla gösterdiğimiz çabadır. Bunlar aslında, kesinlikle benim kişisel meselelerim olmuyor: bireylerin kamu yararına (ve doğaya) verdikleri zararları önleme çabasından başka bir şey değildir. Verdiğim örnekler çok basit, küçük hadiseler olarak görülebilir. Ancak özünde bireyin çıkarı (faydası) ile toplumun çıkarı (ve faydası) arasındaki çatışmanın göstergeleridir. Demokrasinin sağlıklı işlediği ülkelerde “birey ve toplumun çıkarları ve yararları örtüştürülür”: birey de mutlu, toplum da refah içinde olur. Buna karşılık “az gelişmişlik kısır döngüsü” içinde kilitlenmiş ülkelerde “bireyin çıkarı, ülkenin çıkarına rağmen” işler hale gelir ve bu bozuk düzen bir veba gibi bütün topluma yayılır. İşte hukukun üstünlüğü ve katılımcı demokrasi bundan dolayı uygar yaşamın olmazsa olmazlarıdır. Önce hukuk dışı yollarla ağaçları kesmeye koyulanlar sonra birbirlerini kesmeye, öldürmeye başlarlar. Yerel seçimlere giderken belediyelerde, “insanla ağaç ve doğa arasındaki bütünleşmeyi”, bir daha hatırlatmak istedim. Ağacı toplum zararına kesen kişiler sonunda canlarını aldıkları güzelim gövdelerin kütükleri haline dönüşürler. Toplum da kütüklerden oluşmuş bir odun yığını haline gelir. Acaba yerel seçimler yarışmasında “kimler birey çıkarı ile kentin ve ülkenin çıkarını örtüştürmeye çalışıyor”: kimler bireytoplum çatışmasına ortam hazırlıyor? Hiç düşünüyor muyuz? 1961 Anayasası’nı ortadan kaldırıp FETÖ’cülerin altyapısını hazırlayanlar özünde, “birey ile kamunun çıkar çatışmasını sağlayarak bu ortamı hazırladılar”. HHH Sevgili okurlarım, 16 Mart Cumartesi günü 14.0016.00 saatleri arasında CNR Kitap Fuarı’nın Cumhuriyet standındaki sohbet ve imzada buluşmak dileğiyle... 12 MART 2019 SAYI: 34124 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına ALEV COŞKUN Genel Yayın Yönetmeni Aykut Küçükkaya Yazıişleri Müdürleri Serkan Ozan / Olcay Büyüktaş Akça Sorumlu Müdür Ozan Alper Yurtoğlu Görsel Yönetmen Hakan Akarsu Reklam Genel Müdürü Ayla Atamer Törün l Haber Merkezi: Murat Hantaş l Dış Haberler: Mine Esen l Ekonomi: Şehriban Kıraç l İç Politika: Ali Açar l Spor: Arif Kızılyalın l Gece: Ayça Bilgin Demir l Fotoğraf: Uğur Demir l Kültür Sanat: Emrah Kolukısa l Düzeltme: Mustafa Çolak Ankara Temsilcisi: Sertaç Eş Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 l İzmir Temsilcisi: Hakan Dirik Halit Ziya Bulvarı 1352 sok. 2/3 Pasaport İzmir. Tel: (0232) 441 12 20 Yayın Kurulu: Alev Coşkun (Başkan), Ali Sirmen (Bşk. Yrd.), Aykut Küçükkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Kemal Işık Kansu, Orhan Bursalı, Mine Kırıkkanat, Miyase İlknur, Ataol Behramoğlu. l Mali ve İdari İşler Müdürü: Osman Selçuk Özer l Satış Dağıtım Müdürü: Tunca Çinkaya Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: [email protected] Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: [email protected] Yaygın süreli yayın Baskı: DPC Baskı Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul Dağıtım: Turkuvaz Dağıtım Pazarlama A.Ş. Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. İstanbul Ankara İzmir İmsak 05:50 05:36 06:00 NAMAZ VAKİTLERİ Güneş Öğle İkindi 07:15 13:19 16:36 06:59 13:04 16:21 07:21 13:26 16:45 Akşam 19:13 18:58 19:22 Yatsı 20:32 20:16 20:37 Bu yıl, Diyanet İşleri Başkanlığı bütçesi, geçen yıla kıyasla 7.7 milyar liradan, yüzde 34 artışla, 10.4 milyar liraya çıkarıldı. Diyanet bütçesi; Dışişleri, Enerji ve Tabii Kaynaklar, Sanayi ve Teknoloji bakanlıkları dahil, 29 kurumu geride bıraktı, MİT bütçesinin ise beş katı oldu! Ama kültürler ülkesi Türkiye’nin Kültür ve Turizm Bakanlığı’na 2019 bütçesinde, ancak yüzde 4 artışla, 4.2 milyar lira ödenek ayrılabildi. Bu bütçenin, yalnızca “Kültür” için değil; “Turizm” ile birlikte olduğunu da unutmayalım! HHH Diyanet İşleri Başkanlığı bu yıl; 6 bin imam, 3 bin Kuran Kursu öğretmeni ve 500 de müezzin olmak üzere, 9.500 kişiyi işe alacağını açıkladı... Önceki yıl, Bütçe Tasarısı’nda Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın arkeolog ve sanat tarihçisi kadrolarına 2 bin kişi alımını Maliye Bakanlığı reddetmiş, ancak 200 kişi alınabilmişti. Türkiye’deki üniversitelerin 74’ünde “arkeoloji” fakültesi ya da “bölümü” var. Bazı üniversitelere başvuru, düş kırıklığı yaratmıştır. Örneğin bazı üniversitelerde açılan arkeoloji kontenjanlarına karşılık yapılan başvuruları şöyle: Aksaray’a 60 kişi yerine 3, Ardahan’a 60 yerine 3, Bartın’a 50 yerine 4, Bilecik Şeyh Edebali 60 yerine 1, Bitlis Eren’e 40 yerine 1, Kafkas Kars’a 40 yerine 2, Kütahya Dumlupınar 60 yerine 3, Sinop 40 yerine 1, Zonguldak Bülent Ecevit’e 60 yerine 3... Genel rakama bakacak olursak arkeoloji öğrenimi için 4 bin kişilik kontenjan olduğu halde, ancak 1600 öğrenci kayıt yaptırmış! Neden arkeolojiye başvuru yok? Çünkü diplomalı işsiz olmak istemiyorlar! HHH   Türkiye’de 31’i yabancı ve 122 kadar Türk arkeologlarca olmak üzere, 153 noktada “bilimsel arkeolojik kazı” yapılıyor. Bu kazılar, genellikle yaz Diyanet ve Kültür! aylarında 45 60 gün sürüyor. Yerli kazıların süresini, Kültür Bakanlığı’ndan gelen “ödenek” sınırlıyor.       Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, “Gelecek yıl, en az 20 kazı yerinin 12 aya (365 güne) ve 2023’te ise, tüm kazı alanlarının bu kapsama çıkmalarını destekleyeceğiz!” dedi. HHH Diyelim ki şimdilik 20 kazı alanı, Türk kazı baş kanının ders verdiği üniversitenin il sınırları içinde ve denetim altında... Peki, yurdun çeşitli müzelerindeki “müzeciler”, bu kazılarda “hükümet temsilcisi” olarak görevlendirilmiyorlar mı? Demek ki “hükümet temsilcilerinin” görev yaptıkları müzelerde, işleri bundan böyle 12 ay değil, 12 ay aksayacak! Kazıların 12 ay uzaması halinde; örneğin İstanbul’daki bir üniversitenin kazı başkanı profesör Van’da, Ankara’daki kazı başkanı Diyarbakır’da nasıl kazı yapabilecek, üniversitesinde nasıl ders verebilecek, nasıl bilimsel yayın yapabilecek? Tabii hangi bütçeyle? Ya yabancı arkeologların Türkiye’ye gelip gitmeleri nasıl olacak? HHH Bakan Ersoy müjdeyi verdi! Bu amaçla arkeoloji, sanat tarihi, antropoloji, epigrafi, eskiçağ tarihi ve restorasyon dallarında “120 uzman” alınacakmış! Diyanet 9500 kişi alıyor, ama Sayın Bakan, gelecek yıl 120 kişinin alınacağı ile övünüyor! Ne demeli? Galiba bundan sonra arkeoloji, sanat tarihi, antropoloji, epigrafi, eskiçağ tarihi ve restorasyon mezunları, ister istemez Diyanet İşleri Başkanlığı’na “müezzin” olmak için başvuracaklar? HHH Sabah gazetesinde “Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank’ın, bakanlığının Göbeklitepe’ye çevre düzenlemesi ile birlikte 10 milyon Avro yatırım yapıldığını açıkladığına” ilişkin bir haber yayımlandı. Neden “TL” değil de “Avro” diye düşünürken, yanıt internet üzerinden, Avrupa Birliği’nin (AB) Ankara’daki Büyükelçiliği’nden geldi... Açıklamada AB’nin “Göbeklitepe ve çevre düzenlemesi için Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’na 7.7 milyon Avro yardım yapıldığı” ve Büyükelçi Vekili Angel Gutierrez Hidalgo’nun da açılış törenine katılacağı bildiriliyordu... Her nedense, Varank’ın açıklamasında “AB’nin önemli katkısından” söz edilmiyordu! HHH UNESCO, Göbeklitepe’yi geçen yıl Dünya Miras Listesi’ne aldı. AKP Reisi Umumisi Recep Tayyip Erdoğan, AKP grup toplantısında “2019’un Göbeklitepe Yılı” ilan edildiğini açıklamıştı. 8 Mart’ta Göbeklitepe’nin önemini anlatan bir konuşma ile “Göbeklitepe Yılı”nı açtı. Göbeklitepe’ye maddi ve manevi katkılarda bulunanlara teşekkür etti. O da Varank gibi AB’nin adını anmadı... Acaba, AB Reisi Umumisi, AB Temsilcisi Hidalgo ile törende karşılaştı mı? Karşılaştıysa, AB’ye teşekkür etti mi? HHH AKP Reisi Umumisi’nin, Göbeklitepe’de, açılış törenini yapmasına çok sevindim... Neden mi? Demek ki, arkeolojik kazılar “çanak çömlek” olayı değilmiş! En azından bu gerçeği öğrenmiştir... Göbeklitepe döneminde “çanak çömlek” daha icat edilmemişti... Acaba, bu nedenle mi bu törene katılındı? Sağlığa erişimde eşitsizlikProf. Pala: Şırnak’ta ölen yüz kişiden 56’sı 65 yaşını görmüyor. Şırnaklı daha erken ölüyor MAHMUT ORAL Uludağ Üniversitesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Kayhan Pala, sağlığa erişim konusunda Türkiye’nin doğusu ve batısı arasında korkunç bir eşitsizlik olduğunu belirterek “Türkiye’de ölen her üç kişiden biri 65 yaşını göremiyor. Kastamonu’da yüz kişiden 19’u, Şırnak’ta ise ölen yüz kişiden 56’sı, 65 yaş altıdır” dedi. Diyarbakır Tabip Odası (DTO), “14 Mart Tıp Haftası” etkinlikleri kapsamında, Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası (DTSO) toplantı salonunda, “Sosyal Eşitsizlikler” konulu panel düzenledi. Birçok sağlık görevlisinin izlediği paneli açan DTO Başkanı Dr. Mehmet Şerif Demir, Tıp Haftası kapsamında kent te etkinlikler düzenleyeceklerini söyledi. Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi Üyesi Dr. Halis Yerlikaya ise sağlığın yalnızca tıbba indirgenemeyeceğini, sağlık meselesinin bir sistem sorunu olduğunu vurguladı. Yerlikaya, barış ve adaletin olmadığı yerde sağlıktan bahsedilemeyeceğini söyledi. ‘Fotoğraf kötüleşiyor’ Türkiye’de sağlık eşitsizliği konusunda sunum yapan Uludağ Üniversitesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Kayhan Pala ise dünyadan ve Türkiye’den çeşitli veriler paylaştı. Ülkemizde yaşanan sağlık sorunların bölgesel farklılıklar gösterdiğini dile getiren Pala, sağlığa erişim konusunda Türkiye’nin doğusu ve batısı arasında korkunç bir eşitsizlik olduğunu söyledi. Pala “Türkiye’de ölen her üç kişiden biri 65 yaşını göremiyor. Kastamonu’da yüz kişiden 19’u, Şırnak’ta ise ölen yüz kişiden 56’sı, 65 yaş altıdır” dedi. Eşitsizliğin toplumun sağlığını doğrudan etkilediğini kaydeden Pala, sağlık gereksinimleri karşılanmayan insanlar arasında, doğubatı kıyaslaması yaptıklarında yine ciddi bir fark görüldüğünü anlattı. Türkiye’nin OECD ülkeleri arasında en fazla yoksul çocuk bulunan ülke olduğunu dile getiren Pala, ülkenin doğusuna baktıklarında bu fotoğrafın daha fazla kötüleştiğini vurguladı. Pala, “Doğduğu koşullardan dolayı bir yılını dolduramayan çocuklar var. Batıda bir yıl da doğan her bin çocuğun 11’i hayatını kaybediyor. Doğuda bu rakam 24’e çıkıyor” dedi. Eşitsizlik anne karnında TTB Merkez Konseyi üyelerinden Dr. Şeyhmus Gökalp ise sağlıkta eşitsizliğin anne karnında başladığını kaydetti. Sağlık alanında yapılan değişikliklerle Türkiye’de bizzat sağlığın eşitsizlik ürettiğini ifade eden Gökalp “AKP’li bakan ve sözcüler ne diyor, ‘sağlıkta devrim yaptık’, doğru mu, yapılan araştırma ve hastanedeki gözlemlerimize baktığımızda bunun sadece bir palavradan ibaret olduğunu görüyoruz maalesef. Sağlık politikalarını doğrudan yönlendiren piyasacı anlayış iyileştirmiyor” diye konuştu. l DİYARBAKIR Bugün açılacak GebzeHalkalı Marmaray hattı için uyarı ‘Büyük kaza olabilir’ Birleşik Taşımacılık Çalışanları Sendikası (BTS), bugün açılışı yapılacak olan GebzeHalkalı Marmaray hattı için uyarılarda bulundu. Sendikanın iddiasına göre, hattın açılmasına engel çok önemli eksiklikler bulunuyor ve bunlar giderilmeden hizmete girmesi büyük kazalara neden olabilir. BTS 1 Nolu Şube Sekreteri Veysel Akbayer, 35 yıllık makinist olduğunu anımsatarak “Bu hatta çalışıyorum. HalkalıGebze arasındaki yol güzergâhındaki sinyallerin ve makasların tamamen değişmesinden dolayı bunların yerlerini tam olarak bilmiyoruz. Hattın hazır olması için 3 aya ihtiyaç var. Mesela 10002 numaralı tren ekrandan kayboluyor ve kumanda merkezi bunu göremiyor. Bu trenin kaybolması demek kazaya sebebiyet vermesi demektir” dedi. İki hat arasındaki mesafeyi 185 dakikadan 115 dakikaya düşürecek olan projeye ilişkin Amerika’nın Sesi’ne açıklamalar yapan BTS’den Akbayer, GebzeHalkalı arasındaki hattın açılmasıyla bazı sorunların oluşacağını ve kazaların olabileceğini hissettiklerini vurguladı. Yeni işe alınan makinistlerle birlikte bütün makinistlerin yol güzergâhında tecrübe kazanması gerektiğini vurgulayan Akbayer, İŞKUR tarafından kurs verilen makinistlerin hemen göreve başlatıldığını söyledi. Sinyallerin de tam olarak çalışmadığını iddia eden Akbayer, bir kazaya sebebiyet vermemesi adına makas ve sinyallerin tam olarak çalıştırılıp faal hale getirilmesini talep ettiklerini söyledi. l Haber Merkezi Sümbül: Hiçbir eksik yok Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Altyapı Yatırımları Genel Müdürü Necdet Sümbül, bugün açılacak olan GebzeHalkalı hattıyla ilgili iddiaların doğru olmadığını belirterek “Bu hattın çalışmasını etkileyecek hiçbir eksikliğin olmadığını belirtmek istiyoruz” dedi. İstanbul’da gazetecilere açıklama yapan Sümbül, hattın Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan tarafından işletmeye açılacağını belirterek “Her zaman olduğu gibi açılış öncesinde doğru olma yan, asılsız haberler gündeme taşınarak kamuoyunda rahatsızlık, güvensizlik, endişe verici bir algı oluşturulmak istenmektedir” diye konuştu. Bu tür önemli projelerin öncesinde olduğu gibi bu projede de uluslararası kuruluştan “İşletmeye Uygunluk Belgesi” alınmış olup, güvenli olarak işletilebilir konumda bulunduğunu belirten Sümbül, iddia edilenin tersine, güzergâh üzerindeki tüm alt sistemlere ait testlerin uzun zamandan beri yapıldığını bildirdi. l AA ‘Ankapark’ta ticari sır olmaz’ Ankara 14. İdare Mahkemesi, Mimarlar Odası Ankara Şubesi’nin Atatürk Orman Çiftliği’nde Atatürk’ün şartlı bağışına aykırı olarak hukuksuz bir şekilde inşa edilen Ankapark ile ilgili yaptığı başvuruların, “ticari sır” denilerek yanıtsız bırakılmasını hukuka uygun bulmadı. Mahkemenin işlemi iptal etmesinin ardından Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan, süreci şöyle anlattı: “Ankapark projesinin Ankara Üniversitesi’ne yaptırdığı işletme modelinin raporlama işine yönelik olarak Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na verilen hizmetin hangi yöntemle verildiği, hizmetin verilmesine ilişkin olarak protokol veya sözleşmenin bulunup bu lunmadığı, var ise kendilerine iletilmesi istemiyle başvurmuştuk. Rektörlük ise ‘ticari sır’ diyerek başvuruyu reddetmişti. Ankapark projesine ilişkin hiçbir belgenin ve bilginin ticari sır olarak değerlendirilmesinin mümkün olmadığını ve bunun hukuka aykırı olduğunu belirterek, konuyu yargıya taşımıştık. Ankara 14. İdare Mahkemesi, Mimarlar Odası Ankara Şubesi olarak Ankara Üniversitesi Rektörlüğü’ne açtığımız davada, dava konusu işlemi iptal etti.” Ankapark için “Ankara’nın kara deliği” nitelemesi yapan Candan, “Bütün oyuncaklar tasfiye edilmeli, tüm harcamalar Gökçek’ten alınmalı. Ankapark, AOÇ’ye devredilmedir” dedi. l ANKARA / Cumhuriyet BULMACA SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 2 3 4 5 6 7 8 9 SOLDAN SAĞA: 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1/ Beton, çelik 1 P A S A R O F Ç A ya da tahta kazıkları toprağa çakmakta kullanılan büyük çekiç. 2/ “ Delon”: Fransız aktör... Büyük erkek kardeş. 3/ 2 3 4 5 6 7 8 9 I S I RAN OK RENK ATK I AS I AYRAN Z KAY O D VE B ALG I ALBATR ER NEON YA Z I ANT İ PAT İ K Memeli bir deniz hayvanı... Dört tekerlekli ve yaylı bir at arabası. 4/ Çok dikkat ve özenle davranan. 5/ Sevgide aldatma... Japon lirik dramı. 6/ Gemi leri bağlamada kullanılan üç ya da dört kollu halat... Bir dileği yerine getirme. 7/ Volga’nın kolu olan bir ırmak... Ödünç alınan ya da veri len şey. 8/ Hangi şey... Kartacalı ünlü komu tan. 9/ Rafineri. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Birincilik yarışması. 2/ Telefon sözü... Ta rihöncesi dönemlerde ölünün ana rahmindeki gibi gömülmesi durumu. 3/ Kiremit yerine kullanılan ya da kiremitlerin altına konulan çok ince tahta. 3/ Olta ipi... “Yiğit yiğidin yol daşı / yiğidin öz kardaşı” (Karacaoğlan). 5/ Hayvanlara vurulan damga... Bir cetvel türü... Yaşanmış olayların anlatıldığı yazı türü. 6/ “Güzel, hoş” anlamında argo sözcük. 7/ Duvar taşlarının ya da tuğlalarının harçla dolduru lup üzerinden mala çekilerek düzeltilen ara lığı... Kuran’da bir sure. 8/ Bayağı, sıradan.... Olumsuzluk belirten bir önek... Tuzağa düşü rülen şey. 9/ Ölmüş kimselerle cinsel ilişkiye girme şeklinde kendini gösteren sapıklık. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle