15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
ekonomi [email protected], TASARIM: BAHADIR AKTAŞ 1125 ŞUBAT 2019 PAZARTESİ Herkes bedel ödeyecekBu yıl konkordatoların çoğu iflas olarak dönecek, çoğunun kurtulacağına inanmıyorum TÜGİAD Başkanı Anıl Alirıza Şohoğlu: Kalıcı önlemler almamız lazım. Günü kurtarıcı kısa vadeli Anıl Alirıza Şohoğlu Şehriban Kıraç’a konuştu. 850 üye değil, artık önümüzü göreceğimiz adımlar olmalı. Türkiye Genç İşadamları Derneği (TÜGİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Anıl Alirıza Şohoğlu, ekonomide ön ları üçüncü çeyrekte düşmeye başladı. Kur bir ara 7.20’yi aştı. Hükümet önlemler aldı. Yılı 5.30’lar civarında kapattık. n TÜGİAD’dan biraz bahseder misiniz, kaç üyeniz var? 850 üyemiz var. 50 milyar dolara yakın ticaret hacmi, 16 milyar dolar ihracat hacmi olan, 100 binden fazla görü yapamamaktan yakınarak, 2019 da 2018’in etkileri altın istihdam sağlayan bir yapı. “Ekonomistler bile öngörü yapamıyor. Neredeyse falcı getirip tarot açalım diyeceğiz. Tarota soralım bir de küre koyalım soralım anca o karar versin. Bu aslında sadece Türkiye ile ilgili de değil. Öngörülebilirliğin olmadığı bu denizde nasıl yol alacağız?” dedi. da başladı. Artık büyümenin durduğunu çok net gördük. İnsanlar ağustos eylül ayında kur 7.20’yi görünce bütün maliyetlerini 7 TL’ye göre ayarladılar. hammade hep 6.50 7 TL’lerden alındı. Şimdi kur 5.30’dan ürününüzü satmaya başlıyorsunuz. 5.30’u gördük mutlu ol Hepsi burada kazanan burada üreten burada yaşayan arkadaşlar. 32 yıllık bir geçmişimiz var. n Yeni dönemde hedefleriniz neler? En büyük hedeflerden biri yurtdışındaki iş hacmini genişletmek. Kanada, İngiltere, Yunanistan, Belçi Bol para döneminin de sona duk. Ama ihracatçı mutlu mu? ka, ABD, İtalya gibi ülkeler erdiğini, yönetenlerin de iş insanının da halkın da bedel ödeyeceğini dile getiren Şohoğlu, “İlk defa Türkiye’de zam yapılmayıp işçilerin evet ben çalışırım beni işten çıkarma dediği dönemi yaşıyoruz. Güzel bir restorana gittiniz yediniz içtiniz hesap gelir ya ha Değil. Yabancılar da bu dönemde çok pazarlıkçı oldu. Kur yükseldi çok kazandınız şimdi indirim yapın diyorlar. Ama yine de Türkiye şanslı. Fed 2019’da faiz artırmayacağını açıkladı. Avrupa Merkez Bankası faizleri artırmayacak. Bu durumun bizim gibi gelişmekte olan ül Vedat ARIK de temsilciliğimiz var. Girişimcilikle ilgili konulara ağırlık vereceğiz. Burada bir şeyler yapmaktan ziyade yurtdışından ülkeye döviz getirecek ne yapabiliriz diye bakıyoruz. Artık her uçakta bir TÜGİAD üyesi olsun istiyoruz. Var da. ni... İşte şimdi hesap geldi. Bu hesap ödenecek” ifadesini kullandı. G20 Genç Girişimciler İttifakı’nda Türkiye’yi temsil kelere faydası oldu. Ama bizde şöyle bir sıkıntı var; ülke faiz sarmalına girdi. Bugün tica Neredeyse tarot açacağızrikredifaizleriyüzde25’lere eden TÜGİAD’ın Yönetim Kuru gelmiş. Bu faiz oranıyla ne ev, lu Başkanı Anıl Alirıza Şohoğlu ile son ekonomik gelişmeleri konuştuk. Faiz sarmalı n Özellikle 2018 Ağustos’tan itibaren ekonomide dengeler altüst oldu, biraz o süreci değerlendirir misiniz, nasıl etki ne araba alırsınız ne de yatırım yaparsınız. Hepimiz şu anda 31 Mart seçimlerine kitlendik. O zaman ne olacağına bakacağız. Faizler inerse yatırımlar yine başlayabilir. Karamsar değilim n 31 Mart’tan sonrası için n Herkes bedel ödeyecek dediniz. Resmi rakamlara göre bile en az 1000 firma konkordato ilan etti, ne öngörüyorsunuz? Konkordatoların çoğu iflas olarak dönecek, çoğunun kurtulacağına inanmıyorum. İşsizlik olarak geri dö lamayınca ne oluyor zincirleme etki yaratıyor. İş insanının öz kaynağı yetersiz. Ne yapıyor 10 liralık evini gidip 5 liraya satmaya yer aradı. Faiz arttı, kur arttı ama para yok. arka arkaya gidiyor. Yani tek bir sebep yok. 2001 krizi kamu kaynak Adam gidip bir tweet atıyor... Böyle bir dünyada yaşıyoruz. Öngörülebilirlik yok. Öngörülebilirlirliğin olmadığı bu denizde nasıl yol alacağız? Tek şansımız var işimize sahip çıkacağız, daha çok çalışacağız. Reform olmalı ledi sizi? 2018’in ilk çeyreği iyiydi. Seçimlerden ve özellikle ağustostaki kur şokundan sonra işler değişmeye başladı. Kur şoku bizi çok yordu. Kurla birlikte faizler ve enflasyon da yükselmeye başladı. Büyüme rakam amZoargoelçaceackek n Bol para dönemi bitti, kemer mi sıkılacak? E olacak ama. Bir bolluk yaşandı. Bu bollukta ayağını yorganına göre değil ayağını bayağı uzattı. Güzel bir restorana gittiniz, yediniz içtiniz hesap gelir ya hani... İşte şimdi hesap geldi. Bu hesap ödenecek. Herkes ödeyecek. n Neler yanlış yapıldı da bu noktaya gelindi? Bedel dediğinizin içinde neler olacak? Yanlışı bir tek şeye bağlayamazsınız. Yanlışları bu ülkeyi yönetenler de, iş insanı da halk da yaptı. Herkes yaptı. Bir tarafta bolluk varsa nereye gider? Bizim gibi gelişmek öngörüleriniz ne, ekonomistler çok umutlu konuşmuyor? Karamsar değilim. Karamsarlığın kimseye faydası yok. Artık sadece Türkiye’yi değil dünyayı okumak lazım. Türkiye’de ekonomi daralıyor evet ama ciddi bir global sıkıntı da var. Bunu fırsata çevirmemiz lazım. Yoksa oturup 31 Mart’ta şöyle oldu, dolar düştü. Buna bakarsak hiç yol alamayız. Biz TÜGİAD olarak yurtdışı odaklıyız. Dünyayı geziyoruz. Geçen haftalarda Kanada’daydık. G20 Genç Girişimciler İttifakı’nın başkan ve yöneticilerinin katıldığı G20 YEA Liderler Kurulu toplantısında Türkiye’yi biz temsil ettik. Gittiğimiz her yerde bizim 2015’teki misafirperverliğimizi örnek veriyorlar. Mayısta Japonya’daki G20’ye gideceğiz. Bu ülkede son yıllarda 1725 Aralık oldu. 15 Temmuz oldu, bir sürü iniş çıkış oldu. Moralimiz bozuluyor mu bozuluyor. Motivasyonumuz düşüyor mu? Düşüyor. Ama STK’ler olarak oturup karamsarlık yaparsak bu necek. İki sene önce iflas erteleme modaydı. Bu konkordatoların birçoğu maalesef kötü niyetli kullanıldı. Bankalara çok ciddi bir yük bırakıldı. Konkordatonun denetlenir olması lazımdı. Konkordatoyu ilan eden kendini kurtardı ama ona iş yapan, istihdam sağlayan tedarikçilerin hepsini yaktı. Ama şimdi konkordato için de tedbir alındı eskisi kadar kolay olmayacak. Çok çalışacağız n Bankalara da ciddi eleştiri var, kredi alma konusunda zorlanıyor musunuz? Geçen yıl mayıs ayına kadar bankalar size şunu verelim ipoteğin iki katı kredi verelim derlerken, maalesef ağustostan sonra ipotek de verseniz ne verirseniz verin krediler kısıldı. Çünkü banka da yurtdışından sendikasyon alıyor o dönem yüzde 56 civarındaydı faiz, şimdi yüzde 10’a çıkmış. Şimdi banka da yurtdışından bu sendikasyonu alamıyor. Banka para bu lı krizdi. Ama bu kriz özel sektör krizi haline geldi. Özel sektör krizinin halka yansıması daha sert oluyor. İşçi çıkartmaktan kimse mutlu olmuyor. Ama mecbur kalıyorsunuz. Bugün yüzde 25’e varan bir enflasyon var. Enflasyon oranında artan bir asgari ücret artışı var ama hiçbir arkadaşımız ürettiği ürünü yüzde 25 zamla satmıyor. Şu su bir durulsa herkes o zamana göre planını yapacak. Ama şu anda öngöremiyoruz. Ama kasım ayından beri biraz duruluyor. Yani kur ne olur faiz ne olur demenin sonu yok. TÜGİAD’da biz ayda iki kez yönetim kurulu toplantsı yapıyoruz. Şubelerden ya da dernekden danışmanlardan ekonomik öngörüler alıyoruz. Ekonomistler bile öngörü yapamıyor. Şöyle diyor şöyle olursa böyle olur onu ben de biliyorum. Neredeyse falcı getirip tarot açalım diyeceğiz. Tarota soralım bir de küre koyalım soralım anca o karar versin. Bu aslında sadece Türkiye ile ilgili de değil. n Yüzde 25 faizlerden bahsettiniz, faiz düşse yatırım yapılır mı? Biz Türkler yaparız, ama yabancı yatırım yapmaz. Yabancı yapısal reformları bekliyor. Bugünü kurtarmamak lazım. Yabancı yatırımcı nereye gelir? Güvendiği yere gelir. Güven için yapısal reform lazım. Yapısal reformun birinci sırasında hukuk gelir, ikinci madde güvendir. Bunların olması lazım. Faiz düştü diye yoksa gelmez yabancı. Yapısal reformların olacağını düşünüyorum. Ekonomimiz sıcak parayla büyüyor. Sıcak para faiz yüksek olduğu yere geliyor. Para gelip de fabrikaya, sanayi kuruluşuna dönmüyor. Bir şekilde faize koyuyor dolar alıyor oradan tekrar geri gidiyor. Bizim gelen parayı yatırıma çevirmemiz lazım. Türkiye’nin hâlâ sermaye çekecek potansiyeli var. Şimdi herkes bundan ders alacak. Bu ülkenin yöneticisi de iş insanı da halkı da ders alacak. Yani bol para geldi harcayım olmayacak. te olan ülkelere gider. Güney Afrika, Brezilya vs gider. Çünkü faizin yüksek olduğu yere geldi. Biz burada bolluğu doğru değerlendiremedik. Biz bu nun kimseye faydası yok. Üreteceğiz, çalışacağız, ülkeyi temsil edeceğiz. Güven ortamı sağlanmalı bolluğu üretime yatırmadık. Herkesin bir evi varken bir tane daha büyük olsun bir yazlığımız daha olsun bilmem neyimiz olsun... Coştuk yani. Şimdi bedeli ödeyeceğiz ağır olacak acı olacak... Çıkalım pazara meyve sebze fiyatları belli, işsizlik artmaya başlayacak. Enflasyon olmuş yüzde 25. Yılbaşında herkes birbirine sordu sen ne kadar zam yaptın diye. İlk defa Türkiye’de zam yapılmayıp işçilerin evet ben çalışırım beni işten çıkarma dediği dönemi yaşıyoruz. Çünkü dışarıda iş yok. İşte bedeller bunlar bunları ödüyoruz. Zor olacak ama geçecek. Anıl Alirıza Şohoğlu n Bir öngörü yapabili yor musunuz ne kadar sü Yatırımların katma değer yaratan alanda olması lazım. Ülkenin re sonra düzlüğe çıkılabilir, şirketiniz açısında plan yapabiliyor musunuz? Revizyonlar çok ürettiği sacın tonu 800 sık geliyor. Eski 1000 dolar, ama onların den yıllık plan ya İphone’da kullandığı ürün pardık. Yıllık 2 bin dolardan başlıyor. Asıl alacağımız ve uçurum burada. receğimiz ar Şimdi denizde çok büyük dalga tık onlar kısal var. Ekonomiyi küçülterek o dı. Biraz daha dalgayı aşamazsınız. Denize çıktığınız zaman teknenin büyük olması lazım. Küçükseniz alabora olursunuz. O yüzden Türkiye’nin büyümesi lazım. ayağımızı yorganımıza göre uzatacağız, biraz bekleyeceğiz, bir ekonomimi zi düzelteceğiz, giderlerimizi kısacağız, ondan sonra atılacak adımları seyredeceğiz. Her inişin bir çıkışı vardır. Karamsar olup da gidip şirketi kapatalım yok öyle birşey. Acı çekmeden mutluluk yok. 2019’un ikinci yarısında düzelme olabilir diye bekliyorum. 2020’de artık işler düzelir. n 2019’un ikinci yarısında düzelme bekliyorum dediniz, öncelikle adım atılması gereken alanlar hangileri? Yapısal reformlar. Artık kalıcı önlemler almamız lazım. Bizim böyle günü kur tarıcı kısa vadeli değil artık önümüzü göreceğimiz adımlar olmalı. Ben şuna eminim bu halk bunu yapar. İkincisi güven ortamı ne olursa olsun kurulmalı. Bunlar olursa birçok şeyin düzeleceğine eminim. Hukukun olduğu, eğitimin düzeldiği, adaletin tekrar sağlandığı, herkesin huzurlu olduğu, bir sürü reformun yapıldığı, piyasaya içeriye dışarıya güven verildiği bir ortam olduğu zaman tekrar Avrupa Birliği’ne döndüğümüz zaman. Biz bu hedeflerden vazgeçmedik dendiği zaman her şey yapılabilir. Poşette ücrete dikkat Tüketici örgütü temsilcileri, alışveriş yapılan yerlerden alınan poşetlerin fişlere işlenip işlenmediği ve poşet ücretleri konusunda yurttaşı dikkatli olmaya çağırdı. Tüketici Başvuru Merkezi Onursal Başkanı Aydın Ağaoğlu, bazı satıcıların poşetin büyüklüğüne göre farklı ücretler talep edebildiğini, bazılarının da poşet ücretini fişe yansıtmadığını söyledi. Ağaoğlu, poşet talep eden tüketicinin poşetin fiyatını sorması gerektiğini vurgulayarak, “Önce poşetin fiyatını sor gulayıp ondan sonra satın alsınlar. Poşeti verdikten sonra fişe, faturaya 12 lira yazılabiliyor ya da yazılmadan para talep edile biliyor. Bazı noktalarda fişe işlenmeden poşet ücreti alındığına yönelik şikâyetler de geliyor bize. Tüketicilerimizde fiş alma alışkanlığı eskiye göre daha zayıf” dedi. Bursa Tüketiciler Derneği Başkanı Sıtkı Yılmaz da, poşetin ücretlendirilmesinden ziyade insan sağlığı için kullanımdan kaldırılması gerektiğini söyledi. l Ekonomi Servisi Golf için direkt uçuş olmalı Antalya’da gelen turist sayısı yüzleri güldürürken, kişi başı harcama miktarının düşük seyretmesi, 2019 ve 2020 için yeni stratejiler uygulanması gerekliliğini öne çıkardı. 2018’de Antalya’ya gelen turist, kişi başına ortalama 680 dolar harcadı. Cornelia Hotels grubu, kişi başı 1200 harcama yapan golf turisti için Avrupa’dan Antalya’ya direkt uçuş istiyor. Cornelia De Luxe Resort Otel Genel Müdürü Ali Şahin, Belek bölgesinde 2019 Haziran’a kadar tüm golf sahalarının dolduğunu açıkladı. Şahin, “Belek bölge sinde haftada 3 bin golfçü ağırlayacağız. Hazirana kadar 200 bin civarında golfçü gelecek” diye konuştu. Polonya, Ukrayna, Kazakistan, Slovakya, Slovenya gibi pazarlarda yükseliş olduğunu söyleyen Cornelia Diamond Golf Resort Spa Genel Müdürü Zafer Alkaya, “Ultra lüks villalı tatil tercih eden Rusya, BDT ülkeleri ve Turki cumhuriyetlerinden geçmişte gelen ve Antalya’dan uzaklaşan misafirlerin yeniden kazanılması gerekiyor” dedi. Cornelia Otelleri, 2018’i 78 doluluk oranı ile kapattı. Yangın yerinde mazotla dolaşmak Dünya yangın yerine dönmüş durumda. Münih Güvenlik Konferansı’nda yaşananların gösterdiği gibi ABD yönetimi adeta elinde mazot bidonlarıyla dolaşarak ateşleri besliyor. Her yerde yangın… Venezüella’dan Suriye’ye, Nikaragua’dan Yemen’e, Afganistan’a; Kuzey Kore’den Keşmir’e, Balkanlar’dan İsrailFilistin sorununa, Karabağ, Güney Osetya’ya; Ruanda’dan, Fildişi Kıyısı’ndan Çat, Kongo, Sri Lanka’ya savaş, iç savaş, terörizm. Etnik, dini çelişkilerle sarsılan iki nükleer güç, Pakistan ve Hindistan Keşmir’de yine düelloya hazır iki silahşor gibi göz göze… Hemen her zaman belli doğal, mineral, enerji kaynaklarının paylaşımıyla, ticaret yollarının kontrolüyle yakında ilgili bu çatışma noktalarının her birinde ABD, Çin, Rusya gibi büyük ve nükleer silahlara sahip güçlerin çıkarları sık sık çatışıyor. Bir yanlış değerlendirmenin, hesap hatasının sonucunda patlayarak bir büyük savaşla çevresini ateşe vermeye aday noktalarla dolu, ekolojik dengesi hızla bozulan, su, gıda kaynakları hızla aşınan bir dünya bu. Dünyanın önde gelen savunma güvenlik seçkinleri bu yıl Münih Güvenlik Konferansı’na bu arka plan üzerinde ve bu sorunlara ilişkin işbirliği olanaklarını konuşmak üzere toplandılar. Doğal olarak da gözler büyük güçlerin temsilcileri, özellikle de ABD yönetimi üzerindeydi. Bir realite sorunu Ne var ki, ABD liderliğinin sunduğu görüntü, hem realiteden uzaklığı hem de bunun aksine dayatmacı havasıyla, izleyenleri umutsuzluğa sürükledi. ABD ekibi, birbirini suçlayan taraflardan oluşan bir görüntü sunsa da, Münih Konferansı’na, Trump’ın yardımcısı Pence’in yanı sıra 55 Kongre ve Meclis üyesiyle, Meclis Başkanı Pelosi ve Obama’nın başkan yardımcısı Biden ile gelerek ne kadar önem verdiğini gösterir gibiydi. Pence’in, toplantıda ABD müttefiklerinin temsilcilerine hitaben yaptığı konuşmaysa tam anlamıyla fantastikti. Le Monde’daki bir yoruma göre Pence, adeta müttefik ülkelerin değil de, uydu ülkelerin temsilcilerine konuşuyordu. Konuşması “biz söyleyeceğiz siz yapacaksınız” anlayışı üzerine kurulmuştu: NATO üyeleri güvenlikleri için daha çok para harcamalıdır. Rakipler ülkelerden mal ve enerji almamalıdır. Almanya, Rusya ile arasındaki “Kuzey Akım 2” gaz boru hattı projesinden vazgeçmelidir, Avrupalılar İran’la yapılan nükleer anlaşmadan çıkmalı, ABD’nin İran’a uyguladığı yaptırımlara katılmalıdır, Huawei ürünlerini satın almaya son vermelidir. Türkiye Rusya’dan S400 füzelerini almaktan vazgeçmelidir. Pence, konuşmasında, 12 kez Trump’ı övdü, ABD’nin dünyanın en güçlü ülkesi olduğunu, dünyaya liderlik ettiğini söyledi. Ancak, bir Alman yorumcu toplantı biterken, “Burada iki gündür gördüğümüz veriler, bu iddiaların doğru olmadığını belirgin biçimde sergiliyor” diyecekti. Bir başka gözlemciye göre sözlerini “God bless America” diyerek bitiren Pence, adeta salondakilere değil “evanjelik oy tabanına konuşmuştu”. Pence’in yaptığı konuşma ne ABD’nin, günümüzdeki gerçek kapasiteleriyle ne de diğer ülkeler karşısındaki göreli konumuyla uygunluk halindeydi. İran’a karşı, İsrail ile birlikte düzenlediği ve tüm yorumcuların tam anlamıyla bir fiyasko olarak nitelediği Varşova toplantısından bir gün sonra yapılan bu konuşmayı, ABD grubundakiler dışında kimse alkışlamadı. Müttefikleri de, ABD’nin dayatmalarını kabul etmeye niyetli değillerdi; buna karşılık Çin’in istekleri söz konusu olduğunda gittikçe artan oranda ve sıklıkta o yönde eğiliyorlar. Trump yönetimi, “Önce Amerika” diyerek başladıktan sonra geldiği noktada “yalnız Amerika” konumuna düşmeye doğru hızla ilerliyor. Ancak, ABD yönetiminin liderliği bu durumun ayırdında değil. Kendilerini Reagan döneminin dünyasında sanıyorlar; gerçeğin yerine bir fanteziyi ikame etmiş adeta onun peşinden gidiyorlar. Özellikle mali krizden bu yana ABD, “vazgeçilmez ülke” değil. Mali kaynakları ve hızla genişleyen ittifaklar ağı içinde Çin şimdilerde bu tanımı kendisinin hak ettiğini düşünüyor. Bu koşullarda alevler patlayıcı madde depolarına doğru yayılmaya devam ediyor ve ortada herhangi bir yangın söndürme çabasının olduğuna ya da yakında olabileceğine ilişkin en ufak bir işaret yok! KISA...KISA... n Türkiye İş Bankası, dünyanın önde gelen ekonomi yayınları arasında yer alan Euromoney’nin yaptığı “Özel Bankacılık ve Varlık Yönetimi” araştırmasında “Varlık Yönetimi” ve “Araştırma ve Portföy Dağılımı Tavsiyesi” kategorilerinde Türkiye’nin en iyi bankası seçildi. n Tüpraş, BAMBOO isimli ArGe Projesi ile Avrupa’nın en önemli araştırma ve inovasyon programı Horizon 2020 Programı kapsamında, “Bir Proje ile En Yüksek Teşvik Miktarına Hak Kazanan” Türk sanayi kuruluşu oldu. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle