18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Çarşamba 30 Mayıs 2018 EDİTÖR: SERKAN OZAN Adalet ararken tutuklandımDKESDAVUATARLVMUİAAÇSMEITITİ K. Irak’ta 1 asker şehit Iırak’ın kuzey bölgesinde terör örgütü PKK mensuplarıyla çıkan çatışmada Piyade Uzman Çavuş Abdullah Kolcu (26) şehit oldu. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) Irak’ın kuzeyinde bölücü terör örAbdullah Kolcu gütü PKK’ye karşı sürdürdüğü operasyon sırasında çatışma çıktı. Çatışmada, teröristlerin açtığı ateş sonucu Piyade Uzman Çavuş Abdullah Kolcu şehit oldu. TSK’den yapılan açıklamada, “Irak kuzeyinde operasyon icra eden unsurlarımıza, bölücü terör örgütü mensupları tarafından gerçekleştirilen saldırı sonucunda bir kahraman silah arkadaşımız şehit olmuştur. Bölgede teröristlere ait hedefler imha edilmiştir” dendi. Tunceli’nin Hozat ilçesindeki birliğinden Irak’ın kuzeyindeki operasyon için görevlendirildiği öğrenilen Abdullah Kolcu’nun acı haberi, memleketi Ankara’nın Haymana ilçesine bağlı Sarıgöl Mahallesi’ndeki ailesine ulaştı. 2 çocuk annesi Nazmiye ve baba Erdal Kolcu oğullarının şehit olduğu haberini Haymana Kaymakamı Hüseyin Göktürk ve askeri yetkililerden aldı. Fenalık geçiren anne ve babaya, sağlık ekipleri müdahalede bulundu. Bekâr olduğu öğrenilen Şehit Piyade Uzman Çavuş Abdullah Kolcu’nun cenazesinin bugün öğle namazı sonrası Sarıgöl Mahallesi’nde son yolculuğuna uğurlanacağı belirtildi. l DHA SURUÇ’TAN YARALI KURTULANLAR, KATLİAMA İLİŞKİN DAVADA, BİR KEZ DAHA ADALET İSTEKLERİNİ DİLE GETİRDİ Şanlıurfa’nın Suruç ilçesinde 20 Temmuz 2015’te terör örgütü IŞİD’in canlı bomba sal Ancak Amara Kültür Merkezi çevresinde hiçbir arama yoktu. Biz katliam gerçekleştiğinde yanan beden edebildim. Nitekim hâlâ tutsak Suruç tanıkları var. Davaya katılmaları engelleniyor” diye konuştu. Müş dırısında, Kobani’ye oyuncak götür leri kurtarmaya çalışırken, üzerimi teki avukatları ize ortak talepte bu mek ve çocuk parkı yapmak isteyen ze gaz bombaları yağdırlar. Buna ne lunarak duruşmanın cezaevi kampü Sosyalist Gençlik Dernekleri Fede den olanlar davada sanık olarak yar sünde değil, bir adliyede görülmesi rasyonu (SGDF) üyesi 33 kişinin ya gılanmalıdır” dedi. ni Ankara 10 Ekim Gar Katliamıyla şamını yitirmesi 100’den fazla kişinin yaralanmasıyla ilgili davaya Şan Gösterin, nerede adalet? birleştirilmesini, sanığın duruşmalara bizzat getirilmesini talep etti. lıurfa 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde Uğur Özkan’ın babası Mehmez Öz Sanık Yakup Şahin ise “Eğer bir devam edildi. Davanın 5. duruşma kan da “Bizim çocuklarımızı koru şey yaptıysam en ağır cezayı versin sına sanık Yakup Şahin tutuklu bu mayanlar burada bize karşı önlem ler. Zaten beni Ankara’daki patlama lunduğu cezaevinde SEGBİS ile ka alıyorlar. Geçen duruşmadan çıktı dan dolayı gözden çıkardılar. Kimse tılırken, katliamdan yaralı kurtu ğımızda askerler bize saldırdı. Arka den adalet ve merhamet beklemiyo lanlar, Suruç Aileleri İnisiyatifi nızda adalet mülkün temeli yazıyor. rum. Ankara patlamasında ceza ala Üyeleri, Şanlurfa Baro Başkanı Ah Adalet nerede bize göstermenizi isti cağımı biliyorum” dedi. Verilen kısa met Tüysüz ve HDP’nin Şanlıurfa yorum” diye konuştu. aranın ardından kararını açıklayan Milletvekili adayı Ayşe Sürücü de Katliamda yaralanan ve davada ilk mahkeme sanığın duruşmaya bizzat duruşmayı izledi. Söz alan mağdur kez ifade veren Zindan Dorudemir, getirilmesi ve davanın adliyede gö ve müştekiler katliamda yaşamını ise “ Hiç unutmayacağız o günü. Du rülmesi taleplerini duruşma salonla yitiren Polen Ünlü’nün 3 Nisan’da ruşmanın 5’inci celsesi ve ben he rının küçük olması gerekçesiyle red kalp krizi geçirerek ölen annesi nüz beyanda buluyorum. Çünkü bu detti. Sanığın tutukluluğunun deva Şennur Ünlü’yü andı. dava için adalet aradığımdan dolayı mına karar veren mahkeme, duruş Katliamda yaralanan Volkan Uyar, tutuklandım. Bu davayı OHAL koşul mayı 28 Ağustos’a erteledi. “Yolda bebek mamaları dahi arandı. larında hapishanede gazeteden takip l Yurt Haberleri Kardeş olarak yaşayalım SOLINGEN SALDIRISINDA YAŞAMINI YİTİRENLER ALMANYA’DA ANILDI PANZER BİLEREK EZDİ SAVI Şahin Öner davası 5 yıl sonra başladı Terör örgütü PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın yakalanışının yıl dönümü nedeniyle Diyarbakır’da 10 şubat 2013’te düzenlenen protesto gösterileri sırasında zırhlı araç tarafından ezilerek yaŞahin Öner şamını yitiren 19 yaşındaki Şahin Öner’in ölümüyle ilgili dava 5 yıl sonra başladı. Diyarbakır 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen ilk duruşmaya “kasten öldürme” suçundan ağırlaştırılmış ömür boyu hapis istemiyle yargılanan zırhlı araç sürücüsü polis S.K, SEGBİS’le katıldı. Polis S.K, “Ben şahsı ezdiğimin farkında bile değildim. Karanlıktı her taraftan molotof yağıyordu” dedi. Tanık olarak dinlenen Yılmaz Dağ ise “Sokağın ortasında olan kişinin, her iki elini havaya kaldırdığı anda panzer üstünden geçti ve sürükledi. Sonra ellerinden ve ayaklarından tutarak araca bindirip götürdüler. Araç sürücüsünün karşısında el kaldırmış kişiyi görmemesi mümkün değildi” dedi. Tanık Levent Çıray ise “Bana göre olay kaza değildi, bilerek ezip öldürdü” dedi. Sanığın tutuklanması istemini reddeden mahkeme, davayı 18 Eylül’e erteledi. l DİYARBAKIR / Cumhuriyet PAKİZE HAZAR DAVASI Zırhlı araç uyarıya rağmen durmamış Diyarbakır’ın Lice ilçesinde 14 Ha ziran 2017 günü trafiğe kapalı bir caddede Kirpi tipi zırhlı aracın ezmesi sonucu yaşamını yitiren 85 yaşındaki Pakize Hazar’ın ölüm anına ilişkin güvenlik kamerası görüntüleri dava dosyasına girdi. Olayın yaşandığı PTT binasının karşısındaki askeri bölgeye ait olduğu anlaşılan güvenlik kamerası görüntülere göre, elinde baston bulunan Hazar, PTT şubesi önünde park halindeki Kirpi aracının sol tarafından geliyor. Hazar, aracın önünden geçtiği sırada araç bir anda hareket ediyor. Bu sırada aracın sağ tarafında bulunan ve aracın Hazar’a çarpacağını fark eden bir yurttaş, zırhlı araca 2 metreye kadar yanaşarak elleriyle aracın içindeki askerlere işaret ederek durmaları konusunda uyarıda bulunuyor. Buna rağmen durmayan aracın sağ tekerleği altında kalan Hazar, yaşamını yitiriyor. Davada uzman çavuş S.K. tutuksuz yargılanıyor. l Yurt Haberleri Almanya’nın Solingen şehrinde, 29 Mayıs 1993 günü ırkçı bir grup tarafından evlerinin kundaklanması sonucu yaşamını yitiren beş Türk, saldırının 25. yıl dönümünde anıldı. Solingen’de yaşamını yitirenlerin anısına, Düsseldorf’taki Kuzey RenVestfalya Eyalet Başbakanlık Dairesi’nde düzenlenen törene Almanya Başbakanı Angela Merkel ve Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile saldırıda iki kızı, iki torunu ve bir yeğenini yitiren Mevlüde Genç de katıldı. Yaptığı konuşmada Genç’e başsağlığı dileyen Merkel, “Bayan Genç, kaybettiğimiz Gülsüm’ün, Hatice’nin, torunlarınız Hülya ve Saime’nin ve yeğeniniz Gülistan’ın acılarını hiçbir söz ve özür telafi edemez. Siz kin beslemediniz, tam tersine anlayış ve barış yönünde hareket ettiniz. İnsanlık dışı bir saldırı karşısında siz insanlıkla karşılık verdiniz. Bundan dolayı size hayranlık duyuyor ve teşekkür ediyoruz. Bugün bile ülkemizde yabancı ve mülteciler fiziki ve sözlü saldırılara uğruyor. Bunlar utanç verici saldırılardır. Ülkemiz için kara lekedir. Eğer bizim için hukuk devleti ve insanın onuru bir değer teşkil ediyorsa bu saldırıları kabul edemeyiz, etmemeliyiz. Biz bilhassa yabancı düşmanlığı ırkçılık anti seminizim karşı sında koruyucu duvar olmalıyız. Devletin bu konuda büyük sorumluluğu vardır” dedi. Acısını paylaşmak için anma töreni düzenleyen yetkililere teşekkür eden Genç ise “Her zaman için 2 devletin parçasıyım. Türkiye’de doğdum Almanya’da doydum. Biz burada yaşıyorsak çocuklarımızın kalplerine nefret sokmayacağız. Arkaya bakmayalım ileriye bakalım. Bu çirkin olaylara dur densin. 25 yıldır çektiğim acıyı Allah bilir. Geceleri ağladım gündüzleri çocuklarımın yüzüne güldüm. Çocuklarımın kalbine nefret girmesin diye çocuklarımın önünde her zaman büyüklüğümü gösterdim. Ben aydınlık dünyada karanlık yaşıyorum. Kardeş olarak, dost olarak yaşayalım” diye konuştu. Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu ise “Bize düşen görev bu faciadan gerekli dersi çıkarmak. Irkçılık belasına karşı tek vücut olarak durabilmektir. Şansölye Merkel’in bu törene katılmasını çok anlamlı ve sembolik buluyorum. Ötekileştirici ve ayrıştırıcı söylemlerin terk edilmesi gerekiyor. Bizlerin ortak çıkarı yeni nesillerin tereddüt yaşamadan her iki kültürde kendilerini evlerinde hissetmelerini sağlamaktır” dedi. l Haber Merkezi Markel’den Erdoğan’a davet haberi yalanlandı Almanya’daki törenlere katılan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas ve Almanya Başbakanı Merkel ile görüştü. Anadolu Ajansı görüşmeye ilişkin haberinde Merkel’in, Çavuşoğlu’na, “Erdoğan’ı seçimden sonra bekliyoruz” dediğini, Çavuşoğlu’nun da daveti Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a ileteceğini söylediğini iddia etti. DW Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Alman hükümet kaynakları ise Merkel’in Erdoğan’a bir davet yapmasının söz konusu olmadığına işaret etti. “Türk cumhurbaşkanını ancak Almanya Cumhurbaşkanı’nın davet edebileceğine” dikkat çeken Alman hükümet kaynakları, dünkü görüşmede “gelecekte gerçekleşmesi olası ziyaretlere” değinildiğini kaydetti. l Haber Merkezi Gazeteci Demir’e hapis Gazeteci Hayri Demir hakkında “örgüt propagan dası yapmak” iddiasıyla Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılanan davanın ikinci duruşması görüldü. Mezopotamya Ajansı’nın haberine göre Duruşmaya Demir ve avukatları mazeret bildirerek katılmazken mahkeme, avukat savunması yapılmamış olmasına rağmen dosyayı karara bağladı. 90’lı yıllarda öldürülen gazetecileri anmak amacıyla verilen bir gazete ilanını Facebook hesabından paylaşmasını “propaganda” gerekçesi sayan mahkeme, Demir’e 1 yıl 6 ay 22 gün hapis cezası vererek hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verdi. Demir’in yargılandığı dosyada gazete ilanıyla birlikte kendi haberinin yayımlandığı bir gazete kupürü de “propaganda” gerekçesi sayılırken, toplamda dört ayrı paylaşım gerekçesiyle söz konusu ceza verildi. l Yurt Haberleri Toptepe için tazminat Şırnak’ın Kumçatı bölgesi Toptepe köyü cami mevki inde güvenlik güçlerinin 19 Ocak 2005 tarihinde düzenlediği operasyonda öldürülen Sibel Sartık (23), Nergiz Özer (16), Hamdullah Çınar (21), Zerga Esen (21) ve Zuhal Esen (13) için Temmuz 2013 yılında, “yaşam hakkı” ihlalinden Türkiye’ye 330 bin 930 euro ceza veren AİHM, mezar yeri ile ilgili yapılan başvuruda da Türkiye’yi haksız buldu. Mahkeme, avukat Reyhan Yalçındağ Baydemir’in başvurusu ile ilgili verdiği kararda; Sibel Sartık ve Nergiz Özer’in ailelerinin yıllardır İzmir’de yaşamalarına rağmen, cenazelerin Siirt Valiliği’nin aldığı karar ile ne İzmir’e ne de ailelelerin istedikleri köylerine defnine izin verildiğini ifade ederek, cenazelerin Eruh İlçe Mezarlığı’na defnedildiği kaydedildi. Mahkeme, Türkiye’nin 20 bin Avro manevi tazminat ödemesine karar verdi. l DHA haber 11 Kabadayılık dersleri Bu ülke, günbegün artan bir yılgınlık ve kabullenişle, sokaktaki insandan Meclis’teki muhalefete kadar, dinin siyasete alet edilmesinin kaçınılmazlığına ikna olmuş bir kalabalığa kurban verdiği aklını, yeniden başına mı toplayacak? Yoksa hepsini tümden mi kaybedecek? Bu sorunun cevabı, oluşmaya başlayan yeni siyasi dilin, bize unuttuğumuz hangi değerleri hatırlatacağında gizli. Nelerden neden vazgeçtiğimiz, gelecek günlerin önemli bir tartışması. Ama o tartışmayı sağlıklı yapabilmek için, bugün yaşananlara bakıp bundan sonra neden ısrar etmemiz ve nelerden asla vazgeçmemiz gerektiğine artık kesin bir karar verme zamanı. Ahmet Necdet Sezer gibi bir kişiliğin ardından aynı makamı, onun tam tersi değerleri temsil eden birine teslim edebilen bir ülkede yaşıyoruz. Eğer... Dini zaafları değil de bilimi, sanatı, rasyonel düşünceyi; Şaşaayı değil de mütevazılığı öne çıkaran bir muhalefetin; Herkesi eşit ölçüde aydınlatabilecek bir ışık yaydığına yeniden ikna olursak... Yerlerde sürünen çıtayı yavaşça kaldırıp yeniden yükseltme şansımız olabilir. O yüzden daha aydınlık bir döneme ılımlı bir geçiş yapmaya çalışan bu yeni siyasi dili, kaybettiğimiz değerleri yeniden edinebilmemiz için bir başlangıç olarak görmeliyiz. Her söze “Elhamdülillah Müslümanım” diye başlayan bir iktidar liderinin karşısına... Her söze “Ben bir fizik öğretmeniyim” diye başlamayı önemseyen bir muhalefet liderinin çıkması kıymetlidir. Eğer bu lider, cuma namazlarını kaçırmadığını, abdestsiz evden çıkmadığını söyledikten sonra “Kendime göre değerlerim var. Bunları kimseyle tartışmam, sorgulatmam. Kimin, ne düşündüğü umurumda değil. Nasıl yaşamak istiyorsam, öyle yaşıyorum” diyebiliyor ve ardından söze yine ilahi değil beşeri değerlerden bahsederek devam edebiliyorsa bu da kıymetlidir. İktidar, soyunun değerlerini, onların aslen ne olduğuna ve hangi sonuçlara yol açtığına bakmaksızın, hiç düşünmeden olduğu gibi benimseyen bir insan tarafından temsil edilirken; Muhalefet, babasına benzemediğini açık açık söyleyen, aile ve toplum değerlerini kendince süzgeçten geçirdiğini, hayat görüşünü geleneklere, göreneklere, alışkanlıklara, sosyal miraslara göre değil, kendi eğitimine, bilincine ve vicdanına göre yeniden oluşturduğunu anlatan bir siyasi rakiple beliriyorsa... Bu da kıymetlidir. Bunları, ilahi güçlere ya da sosyal tabulara değil, rasyonel aklın üstünlüğüne değer verilen bir siyasetin önemini hatırlatan bir geri dönüşün habercisi olarak okumak gerekir. Bu ülke... İktidarda ya da muhalefette, vereceği hizmetlere referans olarak cumaya gidip gitmediğinden ya da evden abdestli çıkıp çıkmadığından bahsetmek zorunda kalmayacak liderler görmeyi hak edecek bir geçmişe; Ve aksinin nasıl felaketlere yol açacağını anlayabilecek kadar büyük ve taze bir deneyime sahip. Bunu artık, dini referanslarla iktidara gelenler bile hissediyorlar. Ve tartışmaları dini zeminden çıkarıp beşeri zemine çekmeye çalışıyorlar. Cumhurbaşkanı’nın rakibini dinsizlikle değil, yeterince iyi kabadayılık yapamamakla itham etmesi bunun işareti. Dini işleri devlet işlerine karıştıran bir iktidar tehlikelidir. Ama kabadayılıkta iddialı bir iktidar... Olsa olsa eğlencelidir. BAKUR BELGESELİ DAVASI Sinema suç değildir, olamaz Terör örgütü PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın çağrısıyla 2013’te PKK’nin geri çekilme sürecini konu alan Bakur (Kuzey) belgeselinin yönetmenleri Çayan Demirel ve Ertuğrul Mavioğlu hakkında “örgüt propagandası yapmak” iddiasıyla 5’er yıla kadar hapis istemiyle açılan davanın ikinci duruşması Batman 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Mezopotamya Ajansı’nın haberine göre Demirel ve Mavioğlu’nun avukatları ile hazır bulunduğu duruşmada savunma yapan Ertuğrul Mavioğlu, “Öğrendiğime göre, Türkiye’de sinema eserlerine ilk kez dava açılıyor. İlginçtir, bu da artık neredeyse 100 yaşına merdiven dayamış Türkiye Cumhuriyeti’nin Batman iline nasip oluyor. ‘Suç tarihi’ hanesinde 6 Mayıs 2015 yazdığına göre, yargılamanın asıl konusu Bakur belgesel filminin, kayyıma devrinden sonra 30 Ocak 2017’de yanan, Batman’daki Yılmaz Güney Sineması’nda gösterilmiş olmasıdır. Filmi gösteren de biz değiliz, kaldı ki film göstermek suç değildir. Ayrıca bu film hakkında bir yasaklama kararı da yoktur” dedi. Yönetmen Çayan Demirel ise, “Ben bir sinemacıyım, işim sinema yapmak ve yaptım da. Bu suç değil, olamaz” dedi. Duruşma 23 Ekim’e ertelendi. l Yurt Haberleri C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle