25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumartesi 19 Mayıs 2018 G12 ENÇLİĞE EN BÜYÜK ARMAĞAN Ulu Önder Atatürk, bu tarihe verdiği önemi ‘19 Mayıs benim doğum günümdür’ diyerek gösterdi... Cumhuriyet’in kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, 99 yıl önce bugün Samsun’a çıkarak bağımsızlık meşalesini yaktı. O meşalenin ışığı bir millete yol gösterdi. 19 Mayıs, 1936’dan bu yana gençliğin bayramı olarak kutlanıyor. Yolculuk başladı.. Mustafa Kemal’in kurtuluş mücadelesi, 9. Ordu Müfettişi olarak Samsun’a gitme göreviyle başlamış oldu. Yolculuk, 16 Mayıs 1919 Cuma günü başladı. ‘Bandırma’ vapuruyla hareket eden Mustafa Kemal, zorlu bir yolculuktan sonra, beraberindeki 18 askerle, 19 Mayıs sabahı Samsun’a çıktı. Bağımsızlığa, çağdaşlaşmaya ve demokratikleşmeye giden yolun ilk adımı böylece atılmış oldu. Mustafa Kemal, ulusal direniş örgütleri birleştirildi. ‘Benim kararım’ Ulu önder, Nutuk’un 1. bölümündeki ‘Benim Kararım’ başlığı altında bu göreviyle ilgili şunları yazdı: “Osmanlı ülkeleri bütün bütüne parçalanmıştı. Ortada bir avuç Türkün barındığı bir ata yurdu kalmıştı. Baylar, bu durum karşısında bir tek karar vardı. O da ulus egemenliğine dayanan, tam bağımsız yeni bir Türk devleti kurmak. İşte, daha İstanbul’dan çıkmadan önce düşündüğümüz ve Samsun’da Anadolu topraklarına ayak basar basmaz uygulamaya başladığımız karar, bu karar olmuştur.” Atatürk’ün gençliği... 24 Mayıs 1935’te Spor Günü olarak kutlanmaya başlanan Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı, 19 Mayıs 1936’da bayram niteliği kazandı. İsmi ise ‘Jimnastik Bayramı’ydı. İstanbul’daki gösteri adresleri ise Fenerbahçe ve Taksim statlarıydı. Atatürk, gençlere armağan ettiği bayram kutlamalarına ise sadece bir kez katılabildi. Ulu Önder Atatürk’ün 19 Mayıs 1938’deki katıldığı tek bayram, Ankara Stadyumu’nda yapıldı. Atatürk’ün katıldığı bayram törenine Yugoslavya Savunma Bakanı da katıldı. 1919’un Türkiyesi Atatürk, Nutuk’ta Samsun’a çıktığı günkü genel durumu ise şöyle anlatıyor: “Osmanlı Devleti’nin içinde bulunduğu topluluk, genel Atatürk bir okul ziyaretinde Cumhuriyet’i emanet ettiği gençlerle birlikte. savaşta yenilmiş. Osmanlı ordusu her yanda zedelenmiş, koşulları ağır bir ‘Ateşkes Anlaşması’ imzalanmış. Büyük savaşın uzun yılları boyunca, ulus yorgun ve yoksul bir durumda. Ulusu ve yurdu genel savaşa sürükleyenler, kendi başlarının kaygısına düşerek yurttan kaçmışlar. Padişah ve halife olan Vahdettin soysuzlaşmış, kendini ve yalnız tahtını koruyabileceğini umduğu alçakça yollar araştırmakta. Damat Ferit Paşa’nın başkanlığındaki hükümet, güçsüz, onursuz, korkak, yalnız padişahın isteklerine uymuş ve onunla birlikte kendilerini koruyabilecek her hangi bir duruma boyun eğmiş. Ordunun elinden silahları ve cephanesi alınmış ve alınmakta...” Kurtuluş yolu ararken, “İtilaf Devletleri’ne karşı düşmanlık durumuna girmemenin ve padişah ile halifeye canla başla bağlı kalmanın temel koşul olmasının istendiğini belirterek, şöyle devam ediyor: “Şimdi baylar, izin verirseniz size bir soru sorayım: Bu durum ve koşullar karşısında kurtuluş için nasıl bir karar düşünülebilirdi?.. O halde sağlam ve gerçek karar ne olabilirdi? Baylar, bu durum karşısında bir tek karar vardı. O da ulus egemenliğine dayanan, kayıtsız, koşulsuz, bağımsız yeni bir Türk devleti kurmak. İşte, daha İstanbul’dan çıkmadan önce düşündüğümüz ve Samsun’da Anadolu topraklarına ayak basar basmaz uygulamaya başladığımız karar bu karar olmuştur. Bu kararın dayandığı en sağlam düşünüş ve mantık şu idi: Temel ilke, Türk ulusunun onurlu ve şerefli bir ulus olarak yaşamasıdır. Bu ancak tam bağımsız olmakla sağlanabilir. Ne denli zengin ve gönençli olursa olsun, bağımsızlıktan yoksun bir ulus, uygar insanlık karşısında uşak durumda kalmaktan kendini kurtaramaz...” l İSTANBUL/Cumhuriyet Şiddetli fırtına vardı Atatürk ve 18 silah arkadaşını Bandırma vapuruyla 3 günlük zor ve tehlikeli bir yolculuktan sonra Samsun’a götürmeyi başaran kaptan İsmail Hakkı Durusu, hatıratında olayı şu sözlerle anlatmıştı: “Atatürk, hareketimizden bir gün önce 15 Mayıs’ta beni Deniz İdaresi’nden, Harbiye Dairesi’ne çağırttı. Sonra Ata’nın Şişli’deki evinde buluşup, önderin verdiği bilgiler doğrultusunda, rotamızı çizdim. Atatürk, 16 Mayıs’ta Samsun’a hareket edeceğimizi buyurdu. Atatürk gemiye Kız Kulesi açıklarında bindi. Zira vapurumuz, Sirkeci’de İngilizler tarafından sıkı kontrol den geçirildi. Boğazdan çıkarken müthiş bir fırtınayla karşılaştık. Şiddetli fırtınaya rağmen yolumuza devam etmeye karar verdik. Mahiyetindekiler, deniz tuttuğu için birer birer kameralara girip yattılar. Atatürk ise, kıç taraftaki köşkte bir köşeye dayanmış oturmakta idi. Metanet ve tefekkür içinde bulunuyordu. Son süratimiz olan 7 mil ile Karadeniz’in sert dalgaları arasında yolumuza devam ettik. Mustafa Kemal, Karadeniz’e açıldıktan sonra ‘İtilaf Devletleri’nin zarar vermesinden uzak olmak için sahili takip eden rotada gidiniz, bir tehlike halinde gemiyi sahile oturtunuz’ emrini verdi.17 Mayıs gece yarısı İnebolu’ya, 18 Mayıs öğle üzeri Sinop’a ulaştık. Bin bir türlü müşkülat içinde 19 Mayıs şafak vakti Samsun’a vardık. Paşa ve mahiyetindekiler iskeleye çıktı. Sonrası malum. Ancak, bazı yazılarda geminin pusulasız ve pareketesiz (vapurun hızını ölçen alet) olduğuna dair bilgiler doğru değildir. Karadeniz’e de ilk kez açılmadım. 1891 yılında stajiyer kaptan olarak ‘Kayseri’ isimli vapurda, daha sonraları pek çok gemide, 1915’te ‘Doğan’ vapurunda, son olarak da 1 Mayıs 1919’da Bandırma vapurunun süvari kaptanlığına atandım.” l İSTANBUL/Cumhuriyet Efendi kaptan unutulmasın Mustafa Kemal Atatürk’ü 99 yıl önce İstanbul’dan Samsun’a götüren ‘Bandırma’ vapurunun kaptanı İsmail Hakkı Durusu’nun yakınları, mahallelerine anıt yapılmasını istedi. Zincidere eski Belde Başkanı, Durusu’nun akrabası Mustafa Aksu, “İsmail Hakkı Durusu, Ata’mızı sağ salim, peşine takılan İngiliz gemilerini atlatarak Samsun’a ulaştırmıştır. Buraya bir anıt yapılmasını istiyoruz” diyor. Durusu’nun mütevazılığı, sakin mizacı ve ağzının sıkılığı, kaptanlıktaki mahir oluşu nedeniyle Mustafa Kemal Atatürk tarafından bu göreve özel olarak seçildiğini vurgulayan Aksu, şunları söylüyor: “1940 yılında İstanbul’da ölmüş, Feriköy Mezarlığı’na defnedilmiştir. Ölümünden sonra her 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramları’nda mezarı başında anma törenleri düzenlenmiş, ancak sonraları bu anmalar unutulmuştur.” l DHA Gençlere... Atatürk, Nutuk’ta gençlere de şöyle sesleniyor: “Son sözlerimi özellikle memleketimizin gençliğine yöneltmek istiyorum. Gençler! Cesaretimizi artıran ve sürdüren sizsiniz. Siz almakta olduğunuz terbiye ve irfanla, insanlık meziyetinin, vatan sevgisinin, fikir hürriyetinin en kıymetli timsali olacaksınız. Ey yükselen yeni nesil!.. Gelecek sizindir. Cumhuriyet’i biz kurduk. Onu yüceltecek, yaşatacak olan sizsiniz... Bu konuşmamla, milli hayatı sona ermiş sanılan bir milletin bağımsızlığını nasıl kazandığını ve bilim ve tekniğin en son esaslarına dayalı, milli ve çağdaş bir devleti nasıl kurduğunu anlatmaya çalıştım. Bugün ulaşmış olduğumuz sonuç, yüzyıllardan beri çekilen milli felaketlerden alınan derslerin ve bu aziz vatanın her köşesini sulayan kanların bedelidir. Bu sonucu, Türk gençliğine emanet ediyorum...” 19 Mayıs kutlu olsun EDİTÖR: HAKAN AKARSU TASARIM: İLKNUR FİLİZ 13 Bakanı Hasan Âli Yücel’in Köy Enstitü lerini kapatan, eğitimi gerici leştiren, “çağın en güzel gözlü maarif müfet Gençlik Bayramı tişinin” oğlunu cezaevine tıkıp avluda volta at Her 19 Mayıs’ta aklıma Can Yücel’in şiiri gelir: “Bugün maya mahkum eden bir ülke. Bu durum, parti devleti günlerinde daha da ağır. Ondokuz Mayıs, Mayısın Ülke bir cenderedeyken, ondokuzu! / Sen ey Türk sıkışmışlığı en çok his istiklâlinin koruyucusu, / sedenin gençler olması Sen ey ülkemizin geleceği da gayet doğal. Gezi’de / Ulusumuzun gözbebeği ağırlıklı olarak onlar vardı. / Sen ey demir parmak Seçimlerde genç seçmen lıklarda barfiks yapan / AKP’ye ülke ortalamasının Ranzalarda parende atan bir hayli altında destek / Sportmen ve kahraman veriyor. Anayasa referan Türk Gençliği / Önünde dumunda genç seçmenin senin bütün Kilitbahirler tercihi net bir şekilde ha açık / Ama her zaman yırdan yanaydı. Samsun’a çıkılmaz a / Bu Gençler, tek parti yö sabah da avluda volta at netiminde büyümelerine mağa çık!” rağmen, doludizgin yak Ülkemizin gençlik po laşan geleceğe kendilerini litikasını daha iyi anlatan mesleksiz ve niteliksiz bı bir çalışmaya henüz rast rakan bu düzeni kuranlara gelinmemiştir. “Geleceği karşı varlıklarını korumayı mizsiniz” diye sırtı okşanan amaçlıyor. Referandumda gençler, her zamankinden sadece gençler oy kul daha hızlı yaklaşan gelece lansa “hayır” kazanacaktı. ğe hazırlıksız yakalansınlar 24 Haziran’da sadece diye sanki özel olarak ta gençler oy kullansa aday sarlanmış bir eğitim siste Erdoğan’ın başkan olma mine mahkum bırakılmış. ihtimali çok düşecek. Yoksullukla baş edeme Yani gençlerin bir bildiği yenler, iktidarların destek var. Bu ülkenin de genç lediği tarikatların yurt ve lerine büyük bir borcu var. okullarına teslim edilmiş. Teknolojik gelişmenin ve Sınav sorularının çalın eşitsizliğin mevcut sosyo masına göz yumulmuş, ekonomik düzeni sürdürü devlette iş bulmaları için lemez hale getireceği yeni belli tarikatlara girmeleri bir dünya kuruluyor. Küre neredeyse şart koşulmuş. sel ölçekte bunun sancıları Biraz sesini çıkartan, çekilmekte. Gençleri zor nefes almaya çalışan bir dünya bekliyor. Ülkeyi mahkeme salonlarına, ce ileride yönetecek kadrolar, zaevlerine alıştırılmış. bunu tespit eden ve genç İhtiyarların aldığı ka kuşakların bu fırtınalı de rarlarla, onlar nutuk atıp nizde seyredebilmelerini güç devşirirken savaşlara sağlayacak siyasi çözüm yollanmış. Memleketin ci leri getirenler olacak. ğerlerine arsızca saplanan Bugün değilse yarın. Ya inşaatlarda, iş cinayetle rın değilse öbür gün. Ama rinde hayatlarını kaybet yakında. Bu karanlık devir miş. den çıkacaksak bu büyük Geleceğine iyi davran ölçüde gençlerin katkısıyla mayan bir ülke burası. Yeni başarılacak. Bu 19 Mayıs, kuşakları geleceğe hazır sürekli bir gençlik bayra lamaya çalışan Milli Eğitim mının ilk günü olsun. TED’den Ata’ya ziyaret Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu ve bu yıl 90. yılını kutlayan Türk Eğitim Derneği (TED), 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı etkinlikleri kapsamında Anıtkabir’i ziyaret etti. Gençlerin “milli bayram bilincini yeniden yükseltmek” için TED Genel Merkezi ve TED Ankara Koleji ev sahipliğinde üç günlük bir gençlik festivali düzenleyen TED, Türkiye genelindeki 38 okulundan öğrenci ve öğretmenleri, TED Üniversitesi’ni, okulların kurucuları, mütevelli heyeti, mezunları, gönüllüleri, spor takımları, mezun dernekleri ve genel merkezinin tam kadro yer aldığı büyük bir ekip ile Ankara’da bir araya getirdi. Binlerce TED’li Anıtkabir’de Aslanlı Yol’dan geçerek Ata’nın huzuruna yürüdü. Atatürk’ün mozolesine çelenk bırakılmasının ardından TED Genel Başkanı Selçuk Pehlivanoğlu, Misakı Milli Kulesi’nde Anıtkabir Özel Defteri’ni imzaladı. Pehlivanoğlu, “1928 yılında sizin öncülüğünüzde yaktığımız eğitim meşalesi, bugün 90 yaşında. Neredeyse Cumhuriyetle yaşıt olan Türk Eğitim Derneği olarak, Cumhuriyetin kurucu kadrolarının yol göstericiliğinde ilerlemenin haklı gururunu yaşıyoruz” dedi. ” l ANKARA / Cumhuriyet C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle