25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumartesi 19 Mayıs 2018 haber 10 EDİTÖR: SERKAN OZAN / BURAK YURTTAŞ TASARIM: İLKNUR FİLİZ ‘Teksesli’ medyayı kapattılar Koşuyolu Yurttaşlar parklarda buluşarak taraflı yayıncılığa tepkilerini dile getirdi. Muhalefete yer vermeyen medyayı protesto etmek için sosyal medyada başlatılan kampanyaya destek veren yurttaşlar dün gece parklarda buluştu 24Haziran seçimleri yaklaşırken televizyon ekranlarında muhalefete neredeyse hiç yer ve etiketiyle tepkilerini dile getirdi. Yurttaşlar Twitter üzerinden kapalı televizyonlarının fotoğrafları rilmemesi protesto edildi. Ekranlarını kapatan yurt nı paylaştı. Kampanya kapsamında yurttaşlar yur taşlar parklarda buluşurken, Twitter’da #KapatGitsin dun çeşitli yerlerinde halk kürsülerinde buluştu. etiketi üzerinden yapılan paylaşımlar Türkiye günde İstanbul’da televizyonlarını kapatan yurttaşlar Ko minde birinci, dünyada ikinci sırada yer aldı. şuyolu Parkı ve Maçka Parkı’nda bir araya gele Ana akım medyanın iktidar yanlısı yayın poli rek ülke ve seçim gündemini tartıştı. Ankara’da tikaları, muhalif ve özgür medyanın susturulma Mamak halkı da parkta buluşurken Denizli’de de ya çalışılması, yayın kurumlarına kayyım atanma yurttaşlar Adalet Parkı’nda bir araya geldi. sı, gazetecilerin gözaltına alınıp tutuklanması ve RTÜK’te yapılan ve seçimlerin erken yapılaca halkın haber alma hakkının engellenmesi, Birle ğının belli olduğu 17 Nisan ile 6 Mayıs tarihlerini şik Haziran Hareketi öncülüğünde başlatılan sos Bir yurttaş “Çek fişi, kapsayan çalışmaya göre TRT’nin AK PartiMHP yal medya kampanyası ile protesto ediliyor. “Öy bitir işi” pankartı açtı. ittifakına 37 saat 40 dakika 2 saniye ayırken Sa leyse kapat gitsin” başlığıyla başlatılan kampanya adet Partisi ve HDP’ye bir saniye bile yer verme kapsamında dün akşam saat 20.00’de tüm televizyonlar ka diği, İYİ Parti’nin ise sadece 9.5 dakika yer alabildiği ortaya patıldı. Sosyal medya kullanıcıları da Twitter’da #KapatGitsin çıkmıştı. l Haber Merkezi ‘Susturun şunu’ Sever, ‘Abdullah Gül ile 12 Yıl’ kitabının ardından Cumhuriyet’te yayımlanan röportajını gören Erdoğan’ın kendisi için ‘hapse atın’ talimatı verdiğini yazdı KEMAL GÖKTAŞ 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün eski basın danışmanı Ahmet Sever, yaz dığı kitapta, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın kendisi hakkında “hapse atın” talimatı verdiğini ileri sürdü. Se ver, bu iddiasını dayandırdığı halen etkin bir görevde olduğunu belirttiği kaynağının “Erdoğan’ın hapse atın di ye talimat vermesine rağmen, cezae Ahmet Sever vine girmeyen bildiğim kadarıyla bir tek sen varsın” dediğini yazdı. Sever, 20032014 arasında Gül’ün basın başdanışmanlığı görevini yürüttü. Görev den ayrıldıktan sonra kaleme aldığı “Abdul lah Gül ile 12 Yıl” büyük yankı uyandırdı. Sever, “Kapalı Kapılar Ardındaki Siyasi Sır lar – İçimde Kalmasın Tanıklığımdır” ki tabında, ilk kitabından sonra yaşadıklarına yer verdi. Sever, kitapla ilgili Cumhuriyet gazetesinde yayınlanan röportajı nedeniyle Erdoğan’ın danışmanı Mustafa Varank’ın Erdoğan ve Gül’ün şikâyetiyle kendisi hakkında jet hızıyla dava açıldığını anlatarak şöyle devam etti: “Bu ‘Müdahale’ tartışmasıhızın nereden kaynaklandığını sonra öğren dim. Çok güvendiğim ve Erdoğan’ın yakın çevresiyle de iyi ilişkileri olan bir tanıdığım aktardı. Benim röportajımın manşetten yer aldığı Cumhuriyet gazetesini Erdoğan’a gös erdoğan Köşk’e neden geç geliyordu? Sever, ilk kitabından sonra Erdoğan ve Gül’ün, 19 Haziran 2015’de Süleyman Demirel’in TBMM’deki cena terdiklerinde çok sinirlenmiş ve şu talimatı vermiş: ‘Bu hâlâ konuşuyor mu ya? Susturun şunu!’ Evet, Varank benim susturulmam için aracıdan başka bir şey değildi.” Sever, mahkemenin 10 bin 260 lira para cezası verdiğini ve cezayı ertelediğini belirterek şunları yazdı: “Aslında ben ucuz kurtulmuşum. Mahkumiyetten bir süre sonra, eskiden tanıdığım ve sevdiğim bir arkadaşım yemeğe davet etti. Bir esnaf lokantasında buluştuğumuzda masaya oturur oturmaz, ‘Sen direkten döndün’ diye söze girdi: ‘Nasıl yani?’ ‘Erdoğan senin hapse girmen için talimat vermişti. Bir şeyler oldu ve sen son anda kurtardın. ‘Ne olmuş olabilir?’ ‘İki ihtimal var. Birincisi, Gül’ün devreye girmiş olması. Çünkü sana karşı dava açıldıktan bir süre sonra Gül ve Erdoğan Ankara’da 3 saat süren bir akşam yemeği yedi. İkinci olasılık da, o devreye girmese bile, senin içeri girmen halinde onun sessiz kalmayacağı ve tepki göstereceği varsayımından hareket ederek, Erdoğan’ı vazgeçirmiş olabilirler. Bir de tabii, seni FETÖ’cü olarak suçlamanın zorluğu ilave etki yapmış olabilir.’ “Başbakan olduğu dönemde 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ile Çankaya Köşkü’nde yapacağı haftalık görüşmelere tam zamanında giden ve son derece dakik olan Erdoğan, Abdullah Gül cumhurbaşkanı olduktan sonra, Köşk randevularına genelde geç geliyordu. Yani, Sezer’e gösterdiği özen ve saygıyı, Gül’den esirgiyordu. Neden? ‘Onu ben cumhurbaşkanı yaptım, benim sayemde Köşk’e çıktı’ düşüncesinin dışavurumuydu bu.” Gül’ün ekibi Gül’e büyük kötülük yaptı Gül’ün yakın çalışma ekibini eleştiren Sever, “Köşk’teki o kadronun çoğunluğu, buna Gül’e çok yakın bazı milletvekilleri de dahil, sürekli Erdoğan’ı kızdırmaktan kaçınmayı ve Gül’e sürekli bu yönde telkinde bulunmayı en doğru yol olarak gördü ve böyle hareket ederek aslında hem Gül’e hem de ülkeye büyük kötülük yaptı” diye yazdı. ze töreninden sonra Cemil Çiçek’in girişimiyle baş başa görüştüklerini de hatırlatarak şunları yazdı: “Çiçek ‘Azerbaycan Meclis Başkanı burada’ diyerek ayrıldı, Gül ve Erdoğan’ı baş başa bıraktı. Erdoğan lafı uzatmadan 4 gün önce çıkan kitabımı gündeme getirdi. Sözlerinde sitem ve tepki vardı: “Bu kitabın yayımlanması çok yanlış oldu. Niçin engellemediniz?” Gül, önce kitabın içinde yalan, hakaret, çarpıtma olmadığını, kitabın yazılmasına sıcak bakmadığını ama yazma da demediğini belirttikten sonra o da Erdoğan’a bir karşı soru yöneltti: “Uzun süredir sizin yakın çevrenizden bana yönelik saygısızca pek çok saldırı oldu. Siz neden müdahale etmediniz?” Erdoğan bu soruyu cevapsız bıraktı, konu da orada kapandı.” Sever, 2012’de Vatan gazetesinden Ruşen Çakır’a verdiği röportajdan sonra da Erdoğan’ın kendisine TV ekranlarından tepki gösterdiğini belirterek, “Bununla da yetinmemiş, Gül ile yaptığı ilk görüşmede benim kovulmamı istemişti: ‘Basın müşaviriniz böyle bir açıklamayı nasıl yapar. İşine son verin, bu iş kapansın.’ Gül hiç oralı olmamış ve Erdoğan’ın hoşuna gitmeyen bir cevap vermişti: ‘Onun yerine ben konuşsam daha mı iyi olurdu?’ ÇANDAR: Bugün kendimi helak etmezdim Sever, kitabında halen İsveç’te yaşayan Cengiz Çandar’la yaptığı söyleşiye de yer verdi. Çandar, AKP ile ilgili yaşadığı hayal kırıklığını şöyle anlattı: “Yenildik ve yanıldık. (...) Bu hayatı yaşadığım için ne pişmanım, ne kandırılmış ya da aldatılmış duygusuna kapıldım ve ne de kendimi kullanılmış olarak görüyorum. Bugün Türkiye’nin başında bulunan bazı insanlara ve en başta ‘Tek Adam’ olarak ortaya çıkan şahsa dair yanılgılar yaşamış olduğum bir gerçek. Mevcut iktidar mensuplarının, ‘derin devlet’ denilen yapıya bu kadar kolay teslim olabileceğini, onun bir parçası haline geleceğini düşünemedim. Zalim olma kapasitelerini fark etmedim. Müslümanlığın asgari ahlak ölçülerine sahip olmak gerektiğini varsaydığım için akıl almaz derecede yalancı olabileceklerini aklıma getirmedim. (...) Ne var ki, gelinen noktaya bakarak, ‘Bu kişilerle beraber olarak tekrar aynı mücadeleyi verir miydin?’ diye bir soru sorulsa, büyük bir gönül rahatlığıyla ‘Evet!’ diyemem doğrusu. En azından, 28 Şubat’ta başörtülülerin hakkı ve özgürlüğü için mücadele vermiş olmaktan ötürü pişman değilim ama o başörtülülerin bir bölümünün bugün ne kadar insafsız, vicdansız, benim gibilerin karakter katlinde ne kadar ön aldıklarını görerek, yine aynı durum ile karşılaşsak, kendimi bundan yirmi yıl önceki gibi helak edeceğimi hiç sanmıyorum. Sorulsa, ‘Haklarıdır!’ derdim kuşkusuz ama kendimi onlar için helak etmezdim doğrusu. Bir an kavga çıkacak zannettim Gül’ün İnternet Yasası’ndaki değişiklikleri onayladığı için daha sonra “Keşke bu yasayı veto etseydim. Pişman oldum” dediğini aktaran Sever, bir toplantıda, bu konuyu tartıştığı Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Mustafa İsen’e “Kusura bakmayın ama siz kendiniz Köşk’te, aklınız Başbakanlık’ta. Temel kaygınız, hep Başbakan ne der, nasıl karşılar oldu. Başbakan’ın ekibi onun yanlışlarının etrafında kenetleniyor, siz Cumhurbaşkanı’nın doğrularının yanında duramıyorsunuz” dediğini, bu sözlerinin buz gibi bir hava estirdiğini ve toplantının sonunu getirdiğini belirtti. Sever, ekonomi başdanışmanı Ahmet Ertürk’ün odadan ayrılırken kulağına eğilerek “Bir an kavga çıkacak zannettim. Allah’tan olmadı” dediğini aktardı. T.C. İSTANBUL 9. AİLE MAHKEMESİ’NDEN / BAŞKANLIĞI’NDAN ESAS NO: 2017/251 DAVALI: İBRAHİM DJEMALİ RANTHARTİNGER GASSE 19/22/15 1100 WİEN Davacı, NESİBE ŞİFA DJEMALİ ile Davalı, İBRAHİM DJEMALİ arasında mahkememizde görülmekte olan Boşanma (Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni İle Boşanma (Çekişmeli)) davası nedeniyle; Davalının RANTHARTİNGER GASSE 19/22/15 1100 WİEN adresine dava dilekçesi ve tensip tutanağı tebliğ edilemediğinden ve yapılan araştırmalara rağmen açık adresi de tespit edilemediğinden dava dilekçesinin ve tensip tutanağının ilanen tebliğine karar verilmiş olup; Davacı, NESİBE ŞİFA DJEMALİ ile Davalı, İBRAHİM DJEMALİ arasında mahkememizde görülmekte olan Boşanma davası açılmış olup, HMK 127/129 Maddeleri gereği 2 suret olarak dilekçe ile cevaplarını, usuli itirazlarını ve delillerini açıkça bildirmesi, ayrıca hangi vakıaların delili olduğunu da belirterek ellerinde bulunanları da2 suret olarak dilekçesine eklemesi başka yerden getirtilecek belgelere ilişkin gerekli bilgileri vermesi, getirtilmesi gereken delilleri için 65 TL diğer iş ve işlemler, 140 TL tebligat gideri olmak üzere toplam 205 TL delil avansını yatırması, bunu yapmadığı takdirde HMK 140/5 Maddesi gereği ön incelemede bu eksikliği tamamlayabileceği aksi takdirde bu delillerden vazgeçmiş sayılacağı dava dilekçesi yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur. 10/04/2018 Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 807954) T.C HEKİMHAN ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NDEN Esas No İli İlçesi Mahallesi Mevkii Parsel No 2018/324 Malatya Hekimhan Hasançelebi Davulku 574 Yukarıda tapu kaydı yazılı bulunan taşınmazlar Maliye Hazinesi tarafından kamulaştırılmış olup, kamulaştırıma bedelinin tespiti ile taşınmazın idare adına tescili için malikleri aleyhine mahkememize dava açıldığı 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunun 10/4. maddesi gereğince ilan olunur. 30/04/2018 Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 806767) T.C. İSTANBUL ANADOLU 10. AİLE MAHKEMESİ’NDEN / BAŞKANLIĞI’NDAN ESAS NO: 2017/650 Esas SAYIN DAVALI: ZEYTİN KAYA Davacı MUSTAFA KAYA tarafından aleyhinize açılan Boşanma (Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni İle Boşanma (Çekişmeli)) davasının yapılan yargılamasında; davalının tebligata yarar açık adresinin belirlenmemiş ve adres araştırmasında da bir netice alınamamış olması nedenleriyle; Ön inceleme duruşma gününü davalıya ilanen tebliğine karar verilmiş olup, H.M.K. 139. maddesi uyarınca, sulh için gerekli hazırlığı yapmanız, ön inceleme duruşmasına gelmediğiniz takdirde yokluğunuzda yapılan işlemlere itiraz edemeyeceğiniz ve karşı tarafın sizin muvafakatiniz olmadan iddia ve savunmasını genişletebileceği yahut değiştirebileceğinden, HMK. 150/1 maddesi gereğince, belirlenen duruşma gününde geçerli bir özrünüz olmadan duruşmaya gelmediğiniz taktirde dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verileceği, HMK. 150/2 maddesi uyarınca, duruşmaya gelen karşı tarafın talebi üzerine yargılamaya yokluğunuzda devam edildiğinde yapılan işlemlere itiraz edemeyeceğinizden bu nedenlerle ön inceleme duruşma günü olan 10/07/2018 tarih saat 10:05’e mahkemede bizzat hazır bulunmanız veya kendinizi bir vekille temsil ettirmeniz ilanen tebliğ olunur. 17/04/2018 Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 806763) T.C HEKİMHAN ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NDEN Esas No İli İlçesi Mahallesi Mevkii Parsel No 2018/352 Malatya Hekimhan Hasançelebi Davulku 49 Yukarıda tapu kaydı yazılı bulunan taşınmazlar Maliye Hazinesi tarafından kamulaştırılmış olup, kamulaştırıma bedelinin tespiti ile taşınmazın idare adına tescili için malikleri aleyhine mahkememize dava açıldığı 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunun 10/4. maddesi gereğince ilan olunur. 30/04/2018 Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 806769) HDP’nin alacağı oyun önemi Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerine beş hafta kaldı. İlk defa bu iki seçim birlikte yapılacak. Cumhurbaşkanı seçiminin ikinci tura kaldığı ve mecliste AKPMHPBBP koalisyonunun azınlıkta olduğu bir durumun 24 Haziran gecesi ortaya çıkması, bugün itibarıyla sadece teorik bir ihtimal değil. Eldeki veriler, Cumhur İttifakı’nın mecliste çoğunluk için gerekli olan 301’den daha az temsilciye sahip olması ihtimalinin yüksek olduğunu gösteriyor. İktidardaki ittifakın meclis çoğunluğunu kaybetmesi, Erdoğan’ın başkanlık seçimini kaybetmesi ihtimalinden daha yüksek. Cumhur İttifakı’nın meclis çoğunluğunu kaybettiği ama Erdoğan’ın birinci turda seçildiği bir durum da mümkün. Her ne kadar Tayyip Erdoğan bu durumda yeniden “seçim tekrarı” tehdidini gündeme getirmeye başlasa da, eli artık eskisi gibi rahat olmayacak. Erdoğan’ın bu tehdidi meclis çoğunluğunu kaybetmenin yeni düzende o kadar önemsiz olmadığını çok iyi gösteriyor. Ama artık meclisi lağvetmek için kendi seçimini de tekrar ettirmesi gerekecek. Cumhurbaşkanının göreve başlamasıyla yürürlüğe girecek anayasa değişikliği, cumhurbaşkanı ve meclis seçimini birbirinden ayrılmaz kılıyor. 24 Haziranda cumhurbaşkanı seçimi ikinci tura kalır ve Cumhur İttifakı mecliste çoğunluğu kaybederse, Erdoğan’ın ikinci turda seçilmesi de zorlaşacak. Ama ikinci turun tartışmasını bugün değil, 24 Haziran akşamını izleyen iki hafta süresince yapmak doğru olacaktır. Görüldüğü gibi önümüzdeki milletvekili seçimleri, başkanlık seçimi kadar önemli. AKP ve müttefiklerinin mecliste çoğunluğa sahip olmasını belirleyecek en önemli veri, HDP’nin alacağı oy oranı olacak. Bu açıdan Cumhur İttifakı’nın ve Millet İttifakı’nın oy oranlarından çok daha büyük bir öneme sahip HDP’nin barajı geçip geçmemesi. Nedeni basit: HDP seçimde yüzde 9.5 elde eder ve barajın altında kalırsa, alması gereken takriben 5455 milletvekilliğinin (meclis 600 üyeli olacak) yüzde 90’ına veya biraz azına AKP tek başına el koyacak. Bu da 4850 milletvekili demek. Geri kalan 56 milletvekilliği diğer dört partiye gidecek. Millet ittifakı seçimi rakip ittifakın birkaç puan önünde bitirse bile, meclis çoğunluğu AKP’de olacak. Buna karşılık HDP Kasım 2015 seçimlerinde elde ettiği sonucu (yüzde 10.5) elde ederse, 6567 arasında milletvekiliyle mecliste temsil edilecek. Bu durumda iki rakip ittifak başbaşa gelseler de, örneğin ikisi de yüzde 4345 arasında oy alsalar da, ne biri ne diğeri tek başına mecliste çoğunluğa sahip olacak. CHP’nin, İYİ Parti’nin veya Saadet’in oylarının bir puan az veya fazla olmasıyla, oyu baraj etrafında gözüken HDP’nin oy oranının yüzde 9.5 yerine yüzde 10.5 olması arasında kıyası mümkün olmayan çok büyük bir fark var. Bu durumun elbette herkes farkında. Millet İttifakı’nın mecliste etkili olabilmesi, HDP’nin barajı geçmesine bağlı. Bu durumda HDP’ye 7 Haziran 2015’de olduğu gibi, önemli bir destek oyunun sol, sosyal demokrat seçmenden gelmesi beklenir. Cumhurbaşkanı seçiminde Erdoğan’ın birinci turda seçilmemesi için birçok kişi gayet doğru bir kararla oy vermeyeceği bir aday için imza verdi. Bu aynı zamanda çoğulculuğa sahip çıkmak demekti. 24 Haziran’da HDP’ye oy vermek bundan da daha önemli ve gerekli. Buna seçim sandık kurullarında iktidar partisinin ezici hakimiyetini engelleme gereği ilave oluyor. Dün Çiğdem Toker sorunu etraflı biçimde Cumhuriyet’te anlattı ve alınması gereken tedbirler için on gün süre kaldığını hatırlattı. Özellikle binlerce üyesi, yöneticisi tutuklu olan HDP’nin güçlü olduğu seçim bölgelerinde, CHP ve Saadet’e büyük sorumluluk düşüyor. İYİ Parti sandık kurulu üyesi atayamayacak. Geri kalan muhalefet partilerinin yerel örgütlerinin diğer muhalefet partilerinin boş kalan üyeliklere isim önermeleri şart. Bütün kuralları kendi lehine işlemek üzere tasarlayan ve dayatan bir müstebite karşı “tamam” demek ve bunu somut olarak hayata geçirmek halen mümkün. Muhalefetin farklılıklara saygı içinde büyük bir dayanışma göstermesi koşuluyla... Mustafa Şentop: İddialar külliyen yalan AKP İstanbul Milletvekili Mustafa Şentop, gazetemizin dünkü sayısında yayımlanan “Aile Sırları açıldı” başlıklı haberle ilgili bir açıklama yayımladı. Habere konu olan Ahmet Sever’in kitabında kendisine atfedilen ifadelerin “külliyen yalan ve fabrikasyon” olduğunu savunan Şentop, kitapta kendisine atfedilen sözleri söylediği iddia edilen İngiliz Gazeteci David Gardner’a da konuyu sorduğunu, Gardner’in de iddiaların yalan olduğunu söylediğini belirtti. l Haber Merkezi C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle