Katalog

Pazartesi 9 Nisan 2018 EDİTÖR: ŞEHRİBAN KIRAÇ TASARIM: BAHADIR AKTAŞ Yatırımcıyı yeniden heyecanlandıralım Siemens Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Gelis: Yeni yatırımcıları Türkiye’ye çekmek için daha çok çalışmalıyız. Kendimizi iyi anlatmalıyız şehriban kıraç Türkiye’de 162 yıldır faaliyet gösteren Alman şirketi Siemens hızlı tren üretimi için kolları sıvadı. Siemens Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı ve Üst Yöneticisi (CEO) Hüseyin Gelis, üretimi yerli ortaklarla den geçti. Bu dönemde de Türkiye’yi bilmeyenler tabi biraz durdular. Türkiye’yi takip ettiler. Onları tekrar heycanlandırmamız gerekiyor. Burada güven çok önemli. Yeni yatırımcıları Türkiye’ye çekmek için daha fazla çalışmamız gerekiyor. İletişim ve diyalog çok önemli. Kendimi Hızlı tren üretebiliriz n Şirket olarak altyapı, sağlık, enerji, beyaz eşya gibi çok alanda varsınız, gelecek dönemde hangisi öne geçecek? Her yıl sıralama değişiyor. Bu yıl ulaşım öne geçecek gibi. yapacaklarını söyledi. 42 yıl zi daha iyi anlatmalıyız. Belki de dünyanın en fazla hız dır Siemens’te çalıştığını vur n İyi anlatacağız ama ya lı tren yatırımlarını önümüzdeki gulayan Gelis, “Son 1.5 yıldır bancı yatırımcının en çok yallarda Türkiye’de göreceğiz. ülkemiz zor dönemden geç ürktüğü şeyler neler? Türkiye’nin ilk çok yüksek hız ti. Bu dönemde de Türkiye’yi Bu sadece Türkiye’nin so lı treni Siemens Türkiye tara bilmeyenler tabii biraz durdular. Onları tekrar heyecanlandırmamız gerekiyor. Burada güven çok önemli. Yeni yatırımcıları Türkiye’ye çekmek için daha fazla çalışmamız gerekiyor” dedi. Hüseyin Gelis ile Türkiye Almanya ilişkileri, ekonomideki riskler ve Siemens’in hedefleriyle ilgili konuştuk. Kavgalar aşktan n Referandum döneminde runu değil siber güvenlik ve terör. 1.5 2 yıl önce yaşadığımız sorunlar... Bazı insanlar Türkiye’ye gelmeye bile korktular. Siz ne kadar deseniz ki korkmayın herşey kontrol altında... Önemli olan bundan sonra ne yapacağız. İki taraf da bir araya gelidğinde birbirlerini dinlemeleri gerekiyor. Hükümetler de kendi aralarında bir araya geldiğinde konu problem çözmek olmaması lazım. En önemlisi problemi Hüseyin Gelis Şehriban Kıraç’ın sorularını yanıtladı. fından TCDD’ye tedarik edildi. Son olarak Siemens TCDD’den 340 milyon Avro tutarında 10 Yüksek Hızlı Tren siparişi aldı. Bundan sonra ne var? Tabii ki yerli üretim yerli ArGe var. İyi bir ArGe varsa üretim zaten geliyor. Şimdi yurtdışından trenleri getiriyoruz. Ama Türkiye’de hızlı tren üretme projemiz var. Nerede olacağına daha karar vermedik. Ama çalışmalarımız var. Yerli partnerler olacak. Almanya ile Türkiye ilişkileri gerildi etkileri hâlâ sürüyor, siz nasıl etkilendiniz? Almanya ile Türkiye arasında bir akrabalık var. Akra miz nedir, nasıl oldu ve bu bizi nasıl etkiliyor? Evvela bunlar konuşulduktan sonra kısa orta uzun vadede sorunlarımızı çözebiliriz. Bir araya ge Top 10’a gireceğiz balıklar arasında bazen kav lip sohbet etmek ileriye doğru galar olur. Türkiye ile Alman bakıp çare üretmek gerekiyor. n 162 yıldır Türkiye’de 2017 ArGe bütçesi 27 mil dalanıyor. Türkiye genelinsiniz hedefleriniz neler? yon Avro oldu bu yıl 34 mil de Siemens’in görüntüleme ya arasındaki o kavgalar, aşktan sevgiden akrabalıktan geliyor. İlişkiye o kadar önem veriyorlar ki çok duygusal Büyük şirketler frene basmadı Siemens, Türkiye topraklarına Almanya’da faaliyete geçmesinden dokuz yıl gibi kısa bir süre sonra gel yon Avro’ya çıkacak. Şu anda 550 kişi olan ArGe çalışan sayımız 5 yılda 1000 kişiye çıkacak. cihazlarına erişebilen kişi sayısı 32.4 milyon. Siemens Türkiye, yenilenebilir enerji üretimin davranıyorlar. Bence güzel olan yön di yalog var. Almanya’sız bir Türkiye hiç göremiyorum. Türkiye’siz bir Almanya onu da göremiyorum. Aile ortamından da bir araya geldiğimizde n Kısa vadede Türkiye’ye yeni yatırım bekliyor musunuz? 15 Temmuz’dan sonra bu zor dönemde evvela ne gördük... Evet turistlerde bir problem miş. Türkiye globalde 30 lider ülke arasında yer alıyor. 2023’te Türkiye top 10 içine girecek. Siemens Türkiye, ülke ekonomisine, doğrudan, dolaylı ve teşvik edilen olmak 3 binden fazla çalışanı bulunan Siemens Türkiye, dolaylı olarak 40 bin kişiye istihdam sağlıyor. Siemens Türkiye’de kadın çalışan oranı yüzde 24.5. 2023’e kadar kadın yönetici oranı de yüzde 10’luk paya sahip. Avrupa’nın en büyük rüzgâr enerjisi üreticilerinden biri olabilecek konumdaki Türkiye’de pazar payını 2020’ye kadar yüzde 30’a çıkarmayı hedefli evvela problemlerden bahsediyoruz, iyi giden konuları unu gördük. Büyük şirketlerde bir frenleme ol üzere 3.2 milyar TL tutarın nı yüzde 30’a yükseltmeyi yor. Siemens Türkiye, Gebda katkı sağlıyor. 2023’te amaçlıyoruz. Türkiye’de her ze’deki Entegre Üretim Te tuyoruz. Problemleri çözerek ufuğa bakmamız lazım. Diyalog çok önemli madı. Biz dünya harplerini gördük. Küçük şirketlerde bir frenleme oldu. Şimdi trende bak bunu 4.3 milyar TL’ye yükseltmeyi hedefliyoruz. Siemens Türkiye’nin gün 200 bin kişi Siemens sisleri ile bu yıl toplam Healthineers’ın sunduğu 110 milyon Avro ihracat sağlık teknolojilerinden fay gerçekleştirecek. n Türkiye’ye yatırım akışı çok azaldı, bu konuda hangi adımlar atılmalı? Yatırım dediğimiz zaman finansman gerekiyor. Bu konuda da en kritik nokta yurtdışından yatırımcılar getirmek. Tabii ki Siemens gibi şirketler 162 yıldır burada. Türkiye’yi tanıyoruz. Biz neler neler gördük... Fakat yeni yatırımcıları da Türkiye’ye getirmek gerekiyor. Son 1.5 yıldır ülkemiz zor dönem tığımızda yine yatırımların geldiğini görüyoruz. Türkiye’de yaklaşık 6 bin 500 Alman şirketi var. Almanya’da da 70 bin Türk kökenli şirket varmış. Onların sayesinde bu trendin devam edeceğini düşünüyorum. Ama daha fazla sorular soracaklar. Bizim de duygusal olmadan o sorulara cevap vermemiz gerekiyor. Kriz dönemlerinde fabrika kurdu n Gebze’de geçen yıl üretim tesisi açtınız, yeni yatırımlar olacak mı? Biz 2008’de kriz döneminde Gebze’de fabrika kurmuştuk. Aralık 2017’de Gebze’de Entegre Üretim Tesisleri bünyesindeki yeni Alçak Gerilim Şalt Cihazları Fabrikası’nın açılışını gerçekleştirdik. Tesisler ülke eko Siemens’te çalışıyorum. Benim işim sembolik olarak Türk bayrağını alıp merkeze gidiyorum ve Çin’den de Brezilya’dan da Rusya’dan da geliyorlar. Ben yatırım Türkiye’de diyorum. Diğeri Çin, Hindistan diyor. Şimdiye kadar zorlanmadım ama son 2 yılda zorlandım. Çünkü daha fazla anlatmam gerekti. Problem yaşamadım ama daha fazla anlatmam gerekti. Da nomisine yılda yakla ha fazla sorular soruyorlar. Gayet nor Odak dijitalleşme şık 100 milyon Avro mal çünkü yatırımcı diyor ben yatırım katkıda bulunacak. yapıyorum. Her şey kontrol altında mı n Şu anda odağınızda neler var? Dijitalleşme konusuna çok odaklanıyoruz. Burada büyük fırsat var. Zaman kaybetmemek için yatırımlar gerekiyor. Eğer dijitalleşme konusunda başarılı olmak istiyorsak... önce şirketin içinde evde dijitalleşmek gerekiyor dedik. Biz şirket olarak pazara dijitalleşmeyi anlatmadan önce tüm elemanlarımızın dijital olgunluk seviyelerini ölçelim dedik. Tüm çalışanları online üzerinden eğitime tabi tutuyoruz. Eksiklerine göre eğitimler veriliyor. Dijitalleşmeye önce kendi içimizde hazır olmalıyız ki ona göre Bu da ilginç bir mesaj; krizlerde yatırıma devam ediyo ruz. Biz 2019’da ne yapacağımı za 2 yıl önce karar verdik. Türkiye’de ya tırıma devam ediyoruz. Ben 42 yıldır daha fazla riskler var mı. Eskiden fırsatlardan daha fazla bahsediyordum şimdi riskleri nasıl kontrol altına alınacağından bahsediyorum. O dönem kolay değildi benim için. Fakat başarı noktası nedir diyorum. Güven. Bize güvendiler. En yeni teknolojiye hazır olan ülkelerden biriyiz. Bazen Türkiye ile Almanya kültürlerdeki farklılıklar nedir diye sorulduğunda, Almanlar bir konuya başladıklarında evvela hep öncelikle riskleri analiz ederler. Türkiye’deki bakış fırsat var mı atlayalım. Riskleri sonradan Türkiye’ye ortaklarımıza, müşterilerimize hallederiz. Ne demişler bir iş yapacak hizmet verelim. Dijital dönüşüme global san Türk gibi başla Alman gibi bitir. de başladı. Ama eğitim ilk bizde başladı ve Hüseyin Gelis Buradan gelir. 5 tane pilot ülke seçildi. OHAL’de 50 bin milyoner OHAL ilan edildiğinde Türkiye’deki milyoner sayısı 93 bin civarındayken, OHAL’le birlikte milyoner sayısı yüzde 60 arttı. Böylece 50 bine yakın kişi OHAL döneminde yeni milyoner oldu. HDP Ekonomi Komisyonu Sözcüsü Garo Paylan, AKP’nin yoksullardan aldığı vergilerle yandaşlarını zenginleştirdiğini söyledi. Paylan, “81 milyon Türkiye Cumhuriyeti vatan daşının bankalarda toplam 1 trilyon 600 milyar lirası var. Bunun 1 bir trilyonu yalnızca 140 bin kişinin elinde. Para kazananlardan, rant elde edenlerden vergi alınmıyor, geniş kesimlerden vergi alınıyor, bu vergiler de küçük bir azınlığı zenginleştiriyor. 2008 yılında kişi başına düşen milli gelir 11 bin dolar iken bugün 10 bin doların altına düşmüş” dedi. l Ekonom Servisi ‘Ülkede derin bir kriz var’ CHP İzmir Milletvekili Murat Bakan, İzmir’deki kamu arazilerinin satışında ve kiralanmasında büyük bir artış gözlemlediğini belirterek, “Derin bir kriz var. AKP, ekonomik krizi bir şekilde fırsata çevirerek iktidara geldi. AKP’nin gidişi de bu satışlar ve derin ekonomik kriz nedeniyle olacak. AKP iktidarı, devasa bir ekonomik enkaz bırakarak çöküyor” dedi. Başbakan Binali Yıldırım’ın yanıtla ması istemiyle TBMM’de soru önergesi veren Bakan, Özelleştirme İdaresi ve İzmir Defterdarlığı’nın neredeyse her ay, değerli kamu arazilerinin satışı ya da kiralamaları için ihaleye çıktıklarını anımsattı. İzmir’de son 10 yılda kaç metrekare kamu arazisinin satıldığı ya da kiralandığı konusunda bilgi isteyen Bakan, bunlardan ne kadar gelir elde edildiğini de sordu. l İZMİR / Cumhuriyet ekonomi 11 Ticaret savaşları ve ötesi Dünya ekonomisinde korumacılık çabaları geçen hafta hızlandı. Açıklanan önlemler uygulamaya konursa, ABD ile Çin arasında başlayacak “ticaret savaşları”, ittifaklar zincirinin, ekonomik modellerin dayanıklılığını sorgulayan bir hegemonya savaşına dönüşebilir. kAaByDg’dıleı mali piyasalar Trump yönetimi, 8 Mart’ta demir, çelik, alüminyum ithalatına vergi koyacağını açıkladı. Önlemlerin, Çin’in yanı sıra ABD’nin Kanada ve AB gibi ittifaklarını da etkileyeceği belli oldu. ABD de, son Ulusal Güvenlik Strateji belgesinde birinci rakip olarak saptanan Çin’in dışında kalan ülkeleri muaf tutabileceğini açıkladı. Böylece “ticaret savaşları”na gidecek bir süreç başladı. Çin yönetimi, havacılık ve otomotiv sektörünün yanı sıra, tarım (özellikle soya fasulyesi), domuz eti üretimini hedef alan önlemlerle cevap verdi. Çin’in açıkladığı önlemler, muhafazakâr parti seçmeninin yoğun olduğu sektörleri hedef alıyor, bu yıl yapılacak ara seçimleri etkileme potansiyeli taşıyor. Bu da, Trump yönetiminin ne kadar ince hesaplar yapabilen bir siyasi rakiple karşı karşıya olduğunu gösteriyor. Trump, 4 Nisan’da, Çin kaynaklı elektronik, havacılık, makine imalat ürünlerine yönelik, 50 milyar dolarlık yeni bir korumacılık paketi, sonra da 100 milyar dolarlık ek bir paket açıklayarak süreci daha da tırmandırdı. Hafta kapanırken, Halkın Günlüğü yorumcuları, Çin’in “küreselleşmeyi, serbest ticareti korumak için” gereken cevabı vereceğini yazıyor; ABD’ye “Ateşle oynama” diyor. ABD borsaları düşmeye devam ediyor. Hafta kapandığında, mart başından bu yana DowJones, S&P 500 ve Nasdaq indekslerinin kayıpları sırasıyla, yüzde olarak, 4.3’e, 5.5’e, ve 8.6’ya ulaşmıştı. “Ticaret savaşları” olasılığı mali piyasaları etkiliyor; muhafazakâr partinin seçmen tabanını korkutuyor, soya fasulyesi üreticilerinin temsilcilerini harekete geçirerek siyasi sonuçlar üretmeye başlıyor. Trump yönetiminin, muhafazakâr seçmeni kaybetmemek için tarıma destek getirme olasılığı, Latin Amerika ve Avrupa ülkelerinin tarım üreticisine karşı “rekabet avantajı” getireceğinden, “ticaret savaşlarının” kapsamını genişletme potansiyeli taşıyor. Kısacası, “öngörülemeyen sonuçlar yasası” işliyor, kontrolden çıkma potansiyeli, yüksek bir “ticaret savaşları” olasılığı artıyor. Kim kazanır? Trump, “Ticaret savaşları kolay, hemen kazanırız” diyor. Bunun için ABD’nin uluslararası ittifaklarının, ülkesindeki ekonomik modelin, “ticaret savaşlarının” basıncına dayanabilmesi gerekiyor. Neoliberal küreselleşme içinde, korumacılık önlemlerinin etkileri hızla ilk anda hedeflenen sınırları aşarak ittifakları da vurmaya başlıyor. Önlemler, tüm ekonomik modeli tehdit eden siyasi sonuçlar yaratıyor. ABD’de devletin ne mali kaynakları, dış ticarette korumacılıktan etkilenecek sektörleri destekleyecek kadar güçlü, ne de yapısı, mal ve emek piyasalarını denetleyerek riskleri sınırlamaya uygun. ABD yönetimi, istikrarlı, homojen bir kadrodan da yoksun. Buna karşılık, Çin devleti, merkezi bir örgütlenmeye, uzun dönemli plan yapmaya yatkın istikrarlı, homojen bir liderliğe, güçlü bir devlet kapitalizmine, bunu destekleyecek 3 triyon dolarlık rezervlere sahip. Çin devleti bu mali kaynağı kullanarak, yapay zekâ, kuantum bilgisayarı, uzay araştırmaları, genetik mühendisliği gibi stratejik alanlarda ABD ile rekabet edecek sanayileri, araştırmaları destekliyor; talep yetersizliğinde sıkıntıya düşen firmaları yaşatabiliyor, ya da tasfiyelerini yumuşak biçimde gerçekleştirebiliyor. ABD devletinin benzer bir kapasiteye ulaşması için çok ciddi hukuki, yapısal, hata kültürel değişiklikler geçirmesi gerekiyor. Ancak, “bu değişiklikleri finanse edecek kaynak ve toplumsal mutabakat var mı” sorusu bir yana, ABD ekonomisinin tüketici talebi, devlet harcamaları, çoğu Çin tarafından satın alınan borçlanmayla finanse ediliyor. Diğer bir deyişle Çin’in elinde, ABD’ye karşı kullanabileceği bir koz daha var. Eğer, “ticaret savaşları” başlarsa hızla kontrolden çıkarak açık bir hegemonya rekabetine dönüşmesi kaçınılmaz. 3.9 milyarlık yapılandırma Maliye Bakanı Naci Ağbal, yeniden yapılandırma kapsamında yılbaşından beri tahsil edilen tutarın 3 milyar 945 milyon lira olduğunu belirterek, “2018 yılı için yeniden yapılandırma kanunları kapsamında tahsil etmeyi beklediğimiz rakamı, ilk 2 taksitte geçtik” dedi. Ağbal, “Yatırım, üretim, ihracat ve istihdam güçlü devam ediyor. İstihdamın güçlü devam etmesi bize gelir vergilerinde önemli katkı sağlıyor, tüketimin canlı olması dahilde alınan KDV’yi olumlu yönde etkiliyor” iddiasında bulundu. l Ekonomi Servisi C MY B