25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
DUNYA Slovakya’da gazeteci cinayeti Slovakya’da araştırmacı gazeteci Jan Kuciak ve sevgilisi Martina Kusnirova’nın pazar günü kimliği belirsiz kişiler tarafından düzenlenen silahlı saldırıda yaşamını yitirdiği duyuruldu. Cinayetle ilgili soruşturma başlatan polis, Kuciak ile sevgilisinin öldürülme sebebinin “büyük ihtimalle gazeteci nin araştırmalarıyla ilintili” olduğunu söylerken hükümet bilgi paylaşanlara bir milyon Avro vereceğini açıkladı. Bir haber portalı için araştırma dosyaları hazırlayan Kuciak’ın bir süredir inşaat sektörü ve bu sektör üzerinden vergi cennetlerine aktarılan paraların izini sürdüğü belirtildi. Gazetecinin ölümü ülkede infial yaratırken önceki akşam başkent Bratislava’da gazeteci ve sevgilisi için anma töreni düzenlendi. Çarşamba 28 Şubat 2018 dishab@cumhuriyet.com.tr EDİTÖR: BETÜL BERİŞE TASARIM: BAHADIR AKTAŞ Ateşkes sözde kaldı 7 Yeni atamalarla reform sürecinin hızlandırılmak istendiği tahmin edilen Riyad’da gözler uluslararası tepkilerin de merkezinde olan Yemen operasyonlarının geleceğine çevrildi. Suudi ordusunda deprem Suudi Arabistan’da Kral Selman’ın oğlu Prens Muhammed bin Selman’ı veliaht yapmasıyla başlayan değişim rüzgârları sürüyor. Kral Selman’ın yayımladığı kararname ile genelkurmay başkanı da dahil olmak üzere ordudaki üst düzey komutanlarını görevden aldığı duyuruldu. Resmi haber ajansı SPA’da yayımlanan haberde, “Genelkurmay Başkanı General Abdul Rahman bin Salih el Bunyan’ın hizmetlerine son verilmiştir” denildi. General Abdul Rahman’ın yerine Fayyad el Ruvayli’nin atandığı ifade edildi. Hava Kuvvetleri Komutanı Muhammed bin Avad Suhaym emekliye sevk edildi. Kara Kuvvetleri Komutanı Fehd bin Turki bin Abdülaziz ile birlikte İçişleri, Çalışma ve Sosyal Kalkınma ve Dışişleri Bakan yardımcıları ise görevden alındı. Kara Kuvvetleri Komutanlığı’na orgeneralliğe terfi ettirilen Fehd elMatir’in, Hava Kuvvetleri Komutanlığı’na ise yine orgeneralliğe yükselen Turki bin Bender bin Abdülaziz’in tayin edildiği kaydedildi. Aynı zamanda Savunma Bakanı da olan Veliaht Prens Selman’ın, iktidardaki önemli pozisyonlarda geniş çaplı kadro değişiklikleri yaptığı ve kritik noktalara kendisine yakın isimleri getirdiği yönündeki haberler daha önce basına yansımıştı. KADIN BAKAN VEKİLİ Kral Selman nadir görülen bir adım atarak Çalışma ve Sosyal Kalkınma Bakan Yardımcılığı’na bir kadın getirdi. Tamader bin Youssef AlRammah’ın ataması, ülkede kadınların çalışma hayatına kazandırılması yönünde atılmış bir adım olarak değerlendiriliyor. 2009’da Eğitim Bakanı Yardımcılığı’na getirilen Norah Al Faiz hükümete giren ilk kadın olmuştu. Taliban’dan ABD’ye davet Afganistan’da Taliban örgütü, ABD’ye ülkedeki çatışmaya “barışcıl çözüm bulma amacıyla doğrudan konuşma” önerisinde bulundu. Son aylarda art arda intihar saldırıları düzenleyen örgütün internet sitesinden yayımlanan açıklamada, “Afgan sorununa barışçıl bir çözüm için ABD’li yetkilileri Katar’da doğrudan görüşmeye çağırıyoruz” denildi. Açıklama, ABD yönetiminin Afganistan’da barış ve istikrarın sağlanması için Taliban ile müzakerelere yakın olduklarına yönelik mesajlarının ardından geldi. ABD’nin Güney ve Orta Asya’dan sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı Alice Wells pazar günü Taliban’ın barış için hâlâ şansı bulunduğunu, müzakere kapısının açık olduğunu söylemişti. Taliban, ABD halkı ve kongresine de mektup yazarak, “Barışçıl diyalog için yönetiminizi zorlayın” mesajı vermişti. Taliban’ın geçen ay Kâbil’de polis noktasına düzenlediği saldırıda 100’den fazla kişi yaşamını yitirmişti. Doğu Guta’da Rusya’nın ilan ettiği, günlük beş saatlik insani ateşkes yürürlüğe giremedi, suçlamalar havada uçuştu Suriye’nin Doğu Guta bölgesinde insani yardım koridoru açılması için devreye sokulması planlanan 5 saatlik ilk ateşkesin dün yürürlüğe girmediği bildirildi. Rusya, muhalifleri ateş açmakla suçlarken muhalifler iddiaları reddetti. Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu, Devlet Başkanı Vladimir Putin’in talimatı doğrultusunda dünden itibaren 09.0014.00 saatleri arasında “insani mola” vereceklerini, açılacak koridorla sivillerin bölgeden çıkabileceğini duyurmuştu. Birleşmiş Milletler (BM) Sözcüsü Jens Laerke bölgede çatışmaların devam ettiğini belirterek, bunun “Doğu Guta’da şu an bir şey yapabilmelerini imkansız kıldığını” söyledi. Laerke, “Bir ölüm kalım meselesi. Suriye’de BM Güvenlik Konseyi’nin talep ettiği gibi 30 gün süreyle ateşkese ihtiyacımız var” uyarısını yaptı. BMGK, geçen cumartesi günü oybirliği ile 30 günlük ateşkes kararı almıştı. Bu arada AFP’nin haberine göre bölgedeki İslamcı gruplar İslam Ordusu, Feylak el Rahman ve Ahrar el Şam BM’ye bir mektup yazarak “30 günlük ateşkes ilan edildiğinde Nusra Cephesi’nin çoğunluğunu oluşturduğu cihatçı Heyet Tahrir el Şam örgütünü Doğu Guta’dan 15 günde çıkartacaklarını” öne sürdü. Mektupta “Herhangi bir tahliyenin BM liderliğindeki koordinasyon mekanizmasının kontrol ve gözetiminde gerçekleştirilmesinin istendiği” belirtildi. Biri çocuk iki kişi öldü Tass ajansının Rus ordusundan kaynaklara dayandırdığı haberine göre ise Doğu Guta’daki çatışmasızlık bölgesinden sorumlu General Viktor Pankov, “Si Doğu Guta’da Suriye hükümet güçlerinin kontrol noktasında Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad ile Rus lider Vladimir Putin’in portreleri dikkat çekti. villerin çıkması için sabah 9’da insani koridor açıldı. Ancak muhaliflerin tarafından yoğun ateş söz konusu, hiçbir sivil bölgeden ayrılmadı” dedi. Bölgede etkin olan cihatçı İslam Ordusu Rusya’nın “ateş açıyorlar” iddiasını reddetti. Muhaliflere yakın Londra merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi “helikopterlerin Doğu Guta’daki bir kasabaya iki bomba attığı, bir savaş uçağının ise bir başka kasabayı vurduğunu” duyurdu. Gözlemevi, biri çocuk iki kişinin öldüğünü, yedi kişinin yaralandığını açıkladı. Suriye ordusu kaynakları hava saldırıları iddiasını yalanladı. Suriye haber ajansı SANA, muhaliflerin Rusya’nın sivillerin ayrılması için ilan ettiği koridora roket fırlattığını savunarak El Kaide bağlantılı Nusra Cephesi’ni, sivilleri canlı kalkan olarak kullanmak için ayrılma larını önlemeye çalışmakla itham etti. Kremlin Sözcüsü Dimitri Peskov ise “beş saatlik ateşkes süresinin artırılıp artırılmayacağı sorusuna, “Bu, teröristlerin davranışlarına bağlı” yanıtını verdi. Fransız mevkidaşı JeanYves Le Drian ile Moskova’daki görüşmesinin ardından basın toplantısında konuşan Lavrov, Doğu Guta’da Şam’a yöneltilen suçlamalarla ilgili konuştu. Lavrov, “Fransız dostlarımıza ve diğer partnerlerimize bulguları detaylı şekilde incelemeyi tavsiye ediyorum. Ayrıca Şam’a saldırmayı sürdüren muhalifler üzerinde nüfuzu bulunan ülkelerin, militanları BM’nin taleplerini yerine getirmeye ikna etme konusunda sorumluluk alacağını umuyorum” dedi. Le Drian’ın ise, “Suriye hükümetinin ateşkese uymasını ancak Moskova’nın sağlayabileceği” sözleri aktarıldı. sİtaağlıynay’deani profili Bir elde Gözlerin pazar günü yapılacak parlamento seçimlerine çevrili oluğu İtalya’da, geçen cumartesi Matteo Salvini liderliğindeki Kuzey Birliği destekçileri bir gösteri düzenlemişti. Faşizm karşıtları da (üstte, solda) sokaklara çıkmış, polis eyleme müdahale etmişti. tespih, diğerinde İncil... ROMA İtalya’da pazar günkü seçimle re geri sayım başladı. Siyasi fikirler, pro jeler, gelecek vizyonundan çok hamaset ve popülist vaatlerle özdeşleşen kampan yanın son ayağına “şok, şok, şok” siyasete ge ri dönen Berlusconi’nin sürpriz hamleleri ve Le Pen’in İtalya şubesi Salvini’nin “din sömürü sü” damga vurdu. Siyasi NİLGÜN CERRAHOĞLU yaşamına Kuzey İtalya’nın bağımsızlığını savunan “Kuzey Birliği” partisinde başlayan ve genel sekreterliği devraldı ğı son 5 yılda bir Udönüşle tam aksi yön deki milliyetçilik çizgisine oturan Matteo Salvini, son olarak dinciliğe sardı. Din siyasette olmamalı Geçen pazar günü Duomo Katedrali önünde düzenlediği büyük Milano mitingini elinde tespih ve İncil’le tamamlayan; kürsüden seçmene “60 milyon İtalyana dürüstlük, cesaretle hizmet edeceğime, anayasayı uygulayacağıma, bunu kutsal İncil öğretileri doğrultusunda yapacağıma yemin ederim!” sözü veren “Lega/Birlik” partisi liderinin bu son çıkışından sonra adı “Aziz Salvini” ye çıktı. Yerelcilikten milliyetçiliğe, milliyetçilikten dincilik sathına sıçramakta mahsur görmeyen ve süreçte partinin adını “Kuzey Birliği”nden “Birlik”e devşiren Salvini’nin, sınır tanımayan oportünizmi din adamlarında bile rahatsızlık yaratıyor. Milano Psikoposu Mario Delpini örneğin “Mitinglerde (din değil) siyaset konuşulmalı” diye uyarıyor. Ferrara psikoposu Gian Carlo Perego daha ileri gidiyor: “Birilerine karşı siyaset yapmak, oy toplamak için imanın simgeleri kullanılmamalı. Dini semboller, kişiler, yerler siyasette araçsallaştırılmamalı. Din siyasete alet edilmemeli!” sözlerini sarf ediyor.  Kampanyanın son haftasındaki 2. bomba, Salvini ile Salvini’nin de sağında bulunan “İtalya’nın Biraderleri” partisiyle seçim ittifakı yapan Berlusconi’nin, ittifakın kazanması halinde, başkanlığa geçiş için harekete geçeceğini beyan etmesi oldu. İttifakın kazanması durumunda, cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi için yapılacak bir referanduma ön ayak olacağını belirten 81 yaşındaki lider, Erdoğanvari girişimle parlamenter sistemi değiştirmeyi arzuluyor. Yasaklı olduğu için hâlâ parlamentoya giremeyen Berlusconi, yasağa meydan okuyarak, kontrolündeki TV’lerde “For za Italia” için bol bol kampanya yapıyor. Gelecek yıl yasakları sonlanacak olan lider, siyasi kariyerini “İtalya’nın köşkü”, “Quirinale”de bitirmek istiyor. Anayasacıların, anayasanın sadece anayasal yollarla değiştirilebileceğini ve de bir referandumla tersyüz edilemeyeceğini söylemelerine rağmen, Berlusconi kalan zamanını cumhurSalvini başkanlığı projesine harcamayı düşlüyor. Böylece hem skandallarla kirlenen ismini temizlemeyi umuyor, hem hasımlarından intikam planlıyor. Renzi’nin kibri Yoklamalarda yüzde 22’de kalan, düşüş eğilimindeki merkez solun kampanya bombası, “Demokrat Parti (PD)” lideri Matteo Renzi’den geliyor. Seçime günler kala “sandıktan kayıpla çıksa da, ye rinde kalacağı nı ve liderliği bı rakmayacağı nı” beyan eden Renzi, “par ti bir yana, ben bir yana” tavrıy la sade hasım ları arasında de ğil, seçmenle Renzi rinde de tepki yaratıyor. Türkiye’de alışık olduğumuz bu koltuğa zamklanma hali, İtalya’da “kibir” olarak algılanıyor. Siyasi yelpazede sağ dan sola seçmenden ve seçmenin dert lerinden kopan siyasetin, bahane ara maksızın yalın bir “güç” adına yapıldığı tablo çıkıyor ortaya. Weimar benzetmesi İtalya’da tüm partileri kapsayan bu değerler ve demokrasi krizini, Repubblica hafta sonu yayımlanan bir başyazıda bu yüzden Almanya’da faşizmin önünü açan Weimar dönemine benzetiyor. Berlusconi’nin dönüşü, neofaşizmin yükselişi ve siyasi sınıfın yetersizliğinin sadece sol siyasetin içinin boşalmasıyla mümkün olduğuna dikkat çeken gazete, özetle 192030’lar arasındaki “Weimar yıllarından ders alınmadığını” vurguluyor. Bugün de agresif sağ karşısında solun aşırı çekingen kaldığını belirten başyazı, krizin çaresinin solun toparlanmasından geçtiğini hatırlatıyor. “İtalyan solunun anlaması gereken şey” diyor Repubblica, “Temsil ettiği değerlerin, liderlerinin kişisel kaderlerinden üstün olduğudur!” Tek başına hiçbir parti ve ittifakın hükümet oluşturmaya yetmeyeceği söylenen bir büyük parçalanmışlık ve kafa karışıklığında seçime giden İtalya, bu noktadan ne yazık ki çok uzak. ‘Doğu Guta operasyonu’ Suriye, dünya tarihinin belki de en sofistike psikolojik savaş operasyonunun sahası kılındı. Çatışma bitmiyor, bitmesi de istenmiyor. Batı’nın sözde “aydınlanmış” ve “medeni” şahsiyetleri, beş dakika yan yana nefes alamayacakları cihatçı terör gruplarının kesin mağlubiyetlerini engellemek üzere seferberler. Operasyon alanları şimdilerde Suriye başkenti Şam’ın burnunun dibindeki Doğu Guta. Ana temaları “siviller”. HHH Ajandalarının birinci maddesi geçen seneye kadar Halep’in doğusunda cihatçı terör gruplarının kontrol ettikleri bölgeydi. Batı medyası her gün bitmeyen “son hastane vuruldu” haberlerini yaydı. Küçücük çocuklar savaş propagandasının aygıtı haline getirildi, bilmedikleri dillerde metinler okutuldu. Amerikan Başkanı’na üçüncü dünya savaşı başlatma çağrısı bile yaptırıldı! Halep’in doğusu terör gruplarından arındırılalı beri normale döndüğünden, Batılıların ilgisini çekmiyor. Sırada 250 bin sivilin cihatçı terör gruplarına rehin düştüğü Doğu Guta var. Bu kez 15 yaşında bir çocuğa bilmediği dilde metinler kameraya okutuluyor.    HHH Suriye’nin 7 milyonluk başkenti, Doğu Guta’yı yıllardır elde tutan silahlı cihatçı terör gruplarının ateşi altında. Beş senede havan topu ve roket saldırılarında 10 bin sivil can verdi. Gel gör ki, Batılılar onları hiç dert edinmiyor. Tersine pek çok katliama ve zulme imza atmış silahlı terör gruplarının kontrolü yitirmesinden kaygılılar. Çünkü Suriye çatışmasının kent merkezleri ayağı tümden kapanacak. Tartışmaların sonucu olarak BM Güvenlik Konseyi, 2401 sayılı bir aylık ateşkes kararı aldı. Bu ateşkesi dün olduğu gibi bugün de bu cihatçı terör gruplarına uygulatabilecek bir irade zaten yok. BM kararı ABD’nin arzuladığı gibi çıksa, sivilleri kalkan eden 10 bin militanın toparlanmasına hizmet edecekti. Rusya’nın devreye girmesiyle karara IŞİD ve El Kaide ile bağlantılı bütün terör grupları ve örgütlere yönelik askeri operasyonların devamını sağlayan unsur eklendi. Sivillerin kurtarılması için umut doğdu. Nitekim Rusya, Suriye hükümetiyle birlikte Doğu Guta’daki siviller için koridor oluşturup, yardım merkezleri kurdu. Ve militanlar derhal bu koridoru vurdular. HHH Peki, Batılıların “ılımlı” diye pazarladığı bu militanlar kim? Suudi destekli Selefi İslam Ordusu. 2013’te Duma’nın karşısındaki Adra katliamında kafa kesen, canlı canlı insan yakanlar, kaçırdıkları insanları kafeslerde sergileyenler. Heyet Tahrür üş Şam, namı diğer Nusra yani Suriye El Kaidesi. Aralık 2016’da bir militanın 7 ve 9 yaşlarında iki kızını intihar saldırısına yolladığı grup. Şam’ın merkezine defalarca bombalı saldırıda bulundular. Katar destekli Rahman Kolorduları Amerika’nın “ılımlı” bulup MGM71 TOW’larına layık gördükleri. Ve meşhur Selefi cihatçı Ahrar üş Şam. El Kaide lideri Zevahiri’nin temsilcisi El Suri’nin kurduğu grup. Hepsi tekfirci ideolojiyi benimsiyor. HHH Batılıların umurlarında değil. Medyaları zaten savaşı haberleştirmiyor, savaşın parçası. Batılı muhabirler hiç ayak basmadıkları yerlere dair El Kaide medyasından aldıkları haberleri yayıyorlar. “Daha ılımlılar”, “daha az aşırılıkçılar” gibi sıfatlar icat ediyorlar. The Guardian gibi sözde “solcu” yayınlar Britanya istihbaratının kurdurduğu El Kaide’nin yardım örgütü Beyaz Miğferler’in “Srebrenitsa” söylemini yayıyor. “Suriye”ye hiç ayak basmamış Batılı uzmanlar televizyonlarda askeri müdahaleyi salık veriyor. Kendini “liberal sol” diye tanımlayanlar “çok katmanlı Suriye çatışması” safsataları üzerinden derin analizler kasıyorlar. HHH Ortadoğu’yu daha rahat sömürmek için arzulanan biatkâr, gerici ve gelenekçi kodların hâkimiyeti. Azıcık “ıslah” olmaları kâfi. Şuursuz değiller yani. Bu yüzden siyasal İslamcılarla rahat rahat koalisyon yapabiliyorlar. Direniş damarına yenik düştükleri için bu savaşın bitmesini istemiyorlar. Doğu Guta olmazsa yeni bir kimyasal silah yalanı bulurlar, olur biter. Çipras kabinesinde istifa Yunanistan Ekonomi ve Kalkınma Bakanı Dimitri Papadimitriou, önceki gün devletten konut yardımı aldığının ortaya çıkmasının ardından görevinden ayrılan eşi, Çalışma Bakan Yardımcısı Raina Antonopoulou’nun peşi sıra istifa ettiğini dün duyurdu. Papadimitriou’nun danışmanı yaptığı açıklamada, “siyasi hassasiyet nedeniyle” gerçekleşen istifanın pazartesi gecesi Başbakan Aleksis Çipras’a sunulduğunu ifade etti. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle