22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cuma 16 Şubat 2018 EDİTÖR: MÜNEVVER OSKAY / ELİF TOKBAY TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN Parçalı Bulutlu Açık Sağanak Bulutlu Karlı Yağmur Karla K. Yağmur Sisli İstanbul 10/6 Ankara 12/3 İzmir 16/9 Antalya 19/12 Mersin 21/12 Trabzon 17/9 Kars 4/5 Diyarbakır 15/2 Bursa 140/7 0 Adana 210/1 0 0 Artvin 140/4 0 Çanakkale 100/5 0 Balıkesir 110/4 0 Sivas 110/1 0 Erzurum 40/ 8 0 Eskişehir 130/4 0 Aydın 170/8 0 Gaziantep 140/5 0 Konya 130/4 0 Atina 150/7 0 Berlin 70/1 0 Girne 180/1 3 0 Londra 90/2 0 Moskova 40/ 9 0 Paris 100/2 0 Madrid 170/6 0 Amsterdam 80/2 0 Roma 130/2 0 New York 120/ 1 0 Tokyo 90/2 0 TARİHTE BUGÜN 1925: Atatürk tarafından sivil ve askeri havacılığı desteklemek amacıyla, Türk Tayyare Cemiyeti adlı dernek kuruldu. Derneğin adı 1935’te Türk Hava Kurumu oldu. 1973: Rauf Denktaş, Kıbrıs Cumhurbaşkanı Yardımcılığı’na seçildi. Ölümüne mesai 3. Havalimanı’nı 29 Ekim 2018’e yetiştirme baskısı yüzünden iş güvenliği hiçe sayılıyor. 31 bin işçinin çalıştığı inşaatta mesailer 16 saati aşıyor. İşçiler haftada 500600 iş kazası yaşandığını, kayıtlara geçirilmediğini söylüyor. Havalimanında en çok sarı baretliler ölüyor. Çalışanlar, 400 ölüm iddiasının ‘uçuk’ olmadığını söylüyor: ‘Ölümler sumen altı ediliyor.’ D.K, 32 yaşında, iş güvenliği uzmanı. Yaklaşık rul toplantılarında, ‘Şantiye mahremimiz, mahremimizi dışarda paylaş yasalara göre değil, uzmanlara bırakılmış. Yasalar 4550 km’de işi durdururken bura mıyordu. Revir, ‘acil değilse siz getirin’ dedi. Yaklaşık 45 dakika ambulans bekliyoruz. Ocak bir yıl 3. havalimanının mayın’ diyorlar. Yanımıza da 6070 km’ye kadar devam ayının başında, bir şantiye şe Terminal piyer bölgelerinde çalıştı. Çalışma MEHMET KIZMAZ gelip ses kaydı alıp almadığımız kontrol ediliyor. koşulları yüzünden ge Çoğu uzman, saha yeri çen hafta istifa etti. “Ya mes ne ofislerinde oturuyor. En bü leğimizi onurlu şekilde yapa yük problem imalatta. İGA’nın caktık ya da maaşımızı alıp (İstanbul Grand Airport) kad yan gelip yatacaktık. İmalat rolu uzmanı tehlikeli bölgelere baskısı had safhadaydı, bunu gönderilmiyor. Taşeron firma kaldıramadım” diyor. uzmanlarına tehlikeli işi de ediliyor. Bu durumda işi durdurmak isteyen bir arkadaşımız işten çıkarıldı.” Onlarca vücut parçası D.K. de inşaatta iş kazası geçirmiş. Ambulansta, sağlıkçıya, “Kaç ölümlü kaza gördü fi, “Dün 3 ölümlü kaza oldu. Sakın bir yerde söyleme” dedi. Sayı 27’den çok fazla, eminim. Arkadaşım üç dört ölümlü kazanın şüpheli olarak gösterildiğini görmüş. Ordulu bir kamyon şoförünün ölümünü yerel sitelerde tesadüfen gördüm. Ama ertesi gün haber siteden Uzmana da mobbing vam ettiriyorlar. İGA uzmanı nüz” diye sorunca, “Vücut par kaldırıldı. Uzmanlar gördüğü na, ‘Sen o bölgeye gitme, taşe çaları topladığım onlarca ölüm kaza bilgilerini İSİG’ye verilerron uzman kalsın. İşten çıka oldu” yanıtını almış. Hastanede se daha net veriye ulaşılabilir. D.K, inşaattaki çalışma ko rılma korkusuyla işi durdura de doktor, “Yine mi 3. havali Mesela, Haziran 2017’de be şullarını şöyle anlatıyor: “Sa maz’ deniyor. Kendi uzman manı? Kamyon mu devrildi? Ne ton santralında iskeleden dü bah 08.00’de başlayan mesailer ları tutanak tutup, ‘Ana fir var orda? Her gün onlarca ya şen işçini öldüğü kazayla ilgi gece 01.0002.00’ye, hatta ba ma olarak bundan sonra be ralı getiriyorsunuz’ diye tepki li veriyi hiçbir yerde göreme zen sabaha kadar devam eder. nim sorumluluğum yok’ de vermiş. Revirde tek bir ambu dim” diyor. D.K. çalıştığı süre İmalat baskısı haddinden faz yip sorumluluğu taşerona atı lansın çalıştığını söyleyen D.K. boyunca bir gün bile Çalışma la var. Tepki gösterince işten yor. Ben bunların hepsini ya “30 Ocak’ta çalışanım iş kaza Bakanlığı’nın yaptığı denetime çıkarılma durumu oluyor. Ku şadım. İnşaatta rüzgâr hızı sı geçirdi. Ayağını hiç oynata denk gelmediğini belirtiyor. İş güvenliği uzmanı: Çöpe atılacak bareti veriyorlar İş güvenliği uzmanı D.K. “İşçilere asgari geçim indirimi bile verilmiyor. Maaşlar asgari ücretten gösteriliyor. Birçok firma çalışanlarına, kişisel koruyucu donanım yani baret, ayakkabı, yelek almıyor. Uzmanlar, başka firmanın tarihi geçmiş, çöpe atacağı ürüne talip oluyor. ‘Abi çöpe atma, ben işçilere vereyim’ diyor. İşçi servisleri bölgelerine göre en son saat 19.00 ve 20.00’de kalkar. İşçi birkaç dakika ile servisi kaçırdı mı, ya bulunduğu yerde kalacak ya da mesai yapacak. Başka alternatifi yok. 29 Ekim 2018’e yetiştirme baskısı var. Uçak inerken çalışmalar nasıl sürecek? Orda toplu bir katliam da yaşanabilir. Açılıştan sonra iç hatlar terminali yapılacakmış” diye konuştu. Dört işçi intihara kalkıştı Siyasi D.K. ve Y.A havalimanı inşaatının iç yüzünü anlattı. şov uğruna D.K. konuştuğumuz kamyon şoförünün “400 ölüm var’ açıklamalarını ise şöyle değerlendiriyor: “Sayı belki tam olarak 400 olmayabilir, ama ona yakındır. Toprağın altında işçi cesedi olduğu iddiasını da duyduk. En çok kazanın olduğu yer kamyoncuların alanıdır. Ölümü iş kazası diye bildirmezseniz kayıtlara girmez. Yaklaşık haftalık 500600 iş kazasının meydana geldiği bir yerdeyiz. SGK verilerinde bu bilgi var mı? Bulamazsınız, bildirilmemiştir. Bundan 20 gün önce 4 işçi çatıya çıkıp intihar etmek istedi. 10 dakika sonra tüm alacakları ödendi.” CHP araştırma komisyonu istedi CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, 3. havalimanı inşaatındaki kazaların araştırılması için komisyon kurulmasını istedi. Havalimanında ilk uçuşun Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın doğum günü olan 26 Şubat’ta yapılacağı yönünde iddiaların bulunduğunu belirten Ağbaba, “Deneme uçuşunu yetiştirmek için işçilerin hayatı riske atılıyor. Açık çağrı yapıyoruz, bir komisyon kurulsun, bu komisyon oradaki kazaları araştırsın” diye konuştu. l Haber Merkezi 28yaşındaki makine teknikeri Y.A., Ocak 2017’den beri havalimanında çalışıyor. Y.A, inşaattaki işçi ölümlerine ilişkin şunları söylüyor: “Mart 2017’de Terminal 1 binasındaydım. Bir işçi, arkamdaki platformdan, alttaki çelik platforma düştü. Ambulansla götürülürken öldüğü söylendi. İşe başlayalı bir hafta olmuştu. Üç gün peşpeşe beş iş kazası yaşandı. 2 işçi öldü. Bir işçinin vinç raylarının üstüne düştüğü söylendi. Kışın şantiye çok karanlık. Yeterli aydınlatma olmadığından işçi bastığı yeri görmemiş, iskeleden düşmüş. Bu kazaları, formenlerin ofisinde duydum. Formen arkadaşlar konuşuyorsa yüzde 80’e yakın doğrudur. Her bölgeyi, bir müdürden, teknikerden daha iyi biliyorlar.” İşten kovarız tehdidi Y.A., gazetemizin manşetinde yer alan haberin de şantiyede konuşulduğunu dile getirerek, “Doğruluk payına katılıyorlar. Bazıları da, “Bunlar İsrail oyunu, projeyi yıpratmaya çalışıyorlar’ diyorlar. Bence, şantiyenin başladığı günden bugüne kadar, 400 rakamı hiç uçuk bir rakam değil. Oradaki çalışma şartlarını görünce ‘Olmaz’ diyemiyorsunuz” diyor. Bakanlığın 27 işçinin öldüğüne dair açıklamasını ise komik bulan Y.A., şöyle devam ediyor: “Yetkililer, gelip çalışsınlar bir daha konuşsunlar. Çoğu iş kazası bildirilmiyor. 31 bin kişinin çalıştığı alanda, binlerce kaza ve ölümlere ilişkin tazminat, dava gibi yasal süreçle kimse uğraşmak istemez. Çoğu bir şekilde sümenaltı ediliyor. Ambulanslar geliyor, işçiyi alıyor ama nereye götürüldüğünü bilmiyorsun. O kadar büyük bir alan ki, bazen bir üst katta ya da yan tarafta olanlardan haberiniz olmuyor. İşçiler de konuşmaktan çekiniyor. Sarı, mavi ve beyaz renkte baretler var. Sarı bareti, hiçbir vasfı olmayan işçiler kullanıyor. Maviler, işinde biraz daha usta olanlar. Beyazı ise mühendis, formen, tekniker ve yöneticiler takıyor. Beyaz baretle işçilerin yanına gidince, her şeyi konuşmuyorlar. İşçi bir ay boyunca işe geliyor. İzin kullanayım deyince, “Niye izin kullanacaksın?” deniyor. Mesaiye kalmak istemeyenler, “Sizin kafanızı kopartırız. Sizi işten kovarız” diye tehdit ediliyor. İşçiye zorla mesai yaptırılıyor. Çalışma şartla rı çok kötü. Ben böyle bir yeri ömrümde görmedim. Mesai paraları ya eksik veriliyor ya hiç verilmiyor. İşçiler ağır şekilde azarlanıyor, küfre maruz kalıyorlar. Paralarını istediklerinde yalancı konumuna düşürülüyor... Hiçbir şekilde işçiye itimat yok. Sosyal medya paylaşımı bile işçiye yasak.” Y.A’ya göre, havalimanı inşaatının 29 Ekim’e yetiştirilmesi pek mümkün değil. “Yetiştirseler de açıldıktan sonra çok tehlikeli durumlar ortaya çıkabilir” diyor ve ekliyor: “Büyük bir alanda çalışma devam edecek ve yolcular da işin içine girecek. Uçak, kepçeler, dozerler... Sırf siyasi şov uğruna, oldu bittiye getirilirse her şey berbat olabilir. Buraya vergilerimizle devlet kasasından büyük para aktarılıyor. Bir duvarın 45 defa yıkılıp, yapıldığını gördüm. Ya da yeni malzemelerin hurda diye atıldığını... Son dönemlerde de Cumhurbaşkanı gelecek diye acele ettirilmeler, baskılar artı. Şu an yönetim tutuşmuş durumda. Haberleri yalanlıyorlar. Peki, siz oraya gelip gördünüz mü? İnsanların canına kıyıldığında yapılan hiçbir projenin de anlamı kalmıyor.” l İSTANBUL Oğlu ile birlikte öldü Mersin Mut’ta tarlada taşları gömmek için açtıkları çukurda kayan toprağın altında kalan oğlu Ali Rıza’yı kurtarmak isteyen Zeynel Çelik de toprak altında kaldı. Hayatını kaybeden baba ile oğlunun cesetlerini itfaiye ekipleri çıkardı. Olay, ilçeye bağlı Narlıdere Mahallesi’nde meydana geldi. Çiftçilik yapan Zeynel (58) ve oğlu Ali Rıza (26), tarlalarındaki taşları toplayıp gömmek için iş makinesiyle çukur açtı. Ali Rıza Çelik, su dolmaya başlayan çukura indi, ancak bu sırada toprak kayması meydana geldi. Oğlunu kurtarmak için çukura inen Zeynel Çelik de devam eden kayma nedeniyle toprak altında kaldı. haber 3 Avukat, Alperen’in ölümünü Allah’ınböyle yorumladı: takdiri Duruşma öncesi çocuk istismarlarına da dikkat çekildi. İzmir Çiğli’de, kreş servisinde unutulan Alperen Sakin’in (3) ölümüne neden olmakla suçlanan ve olayın ardından tutuklanan servis şoförü Tamer İ. ve eşi okul sahibi Yurdagül İ’nin de aralarında bulunduğu, 4’ü tutuksuz 6 sanığın yargılanmasına devam edildi. Tutuklu 2 sanığın avukatının, Alperen’in ölümü için “Allah’ın takdiri olarak değerlendirilmesi gerektiğini” söylemesi, duruşma salonunda tepkilere neden oldu. Sakin ailesinin avukatı, davanın Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmesi için ve olaydan sonra okulda silindiği iddia edilen kamera kayıtlarının uzman bir kuruluş tarafından geri getirilerek, incelenmesi amacıyla dilekçe verdi. Yurdagül İ. ve Tamer İ’nin avukatı ise ola yın basit taksirden kaynak landığını ve kamu vicdanı nın tatmin olduğunu söyle yerek, müvekkilleri için tah liye talebinde bulundu. Mahkemenin ağır cezada görülmesi talebini reddeden hâkim, sanıkların tutuklu Alperen Sakin. luk hallerinin devamına karar vererek duruşmayı erteledi. Dava öncesi konuşan minik Alperen’in baba sı Serkan Sakin, “Biz, çocuğumu zun hâlâ nasıl öl düğünü bilmiyo ruz. Servis içe risinde öldüyse kreş içindeki ka meraların kayıtlarının silin mesi ne anlama geliyor. Ka mera kayıtları hâlâ çıkarıla madı. Gerçekten çok mağdu ruz; ama adalete güveniyo ruz. Hiçbir annenin, babanın canı yanmasın. Mahkeme den güzel bir karar bekliyo ruz” dedi. l İZMİR / DHA DENİZLİ’DE FACİA Eşini ve kızını öldürdü Denizli’nin Sarayköy ilçesinde, boşanma arifesinde olduğu eşi Ayşe Şahin’in işlettiği bakkala giden Oktay Şahin, çıkan tartışmada pompalı tüfekle eşine ve kızı Nurdan Şahin’e (15) ateş ederek yaraladı, ardından kendini vurdu. Saldırıda Ayşe Şahin ve kızı yaşamını yitirirken, ağır yaralı Oktay Şahin hastanede tedaviye alındı. l DENİZLİ / DHA Teleferiğe değil altyapıya harcayın CHP’den projeye tepki HAZAL OCAK İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Meclisi’nde Sultanbeyli Gölet Parkı ile Aydos Kalesi arasına yapılacak Sultanbeyli Teleferik Hattı projesinin büyük ve küçük ölçekli imar planları kabul edildi. Teklife itiraz eden CHP’li meclis üyesi Tarık Balyalı yüksek maliyetten ötürü metro ihalelerinin iptal edildiğini anımsatarak “Böyle maliyetli bir projeye gerek yok. Bu projeye harcanacak maliyet Sultanbeyli’nin altyapı sistemine harcanmalı” dedi. İBB Meclisi’ne dün Sultanbeyli Gölet Parkı ile Aydos Kalesi arasına yapılması planlanan ‘Sultanbeyli Teleferik Hattı Projesi’ ilişkin imar planı teklifleri geldi. Teklifte proje alanının 1. derece doğal sit ve arkeolojik sit sınırları içerisinde kaldığı belirtildi. Proje ilişkin teklifte ‘Sultanbeyli Teleferik Hattı, Sultanbeyli Gölet Parkı’ndan başlayıp Aydos Kalesi’nde sonlanmaktadır. Proje turizm potansiyaline sahip Aydos Ormanı ve Aydos Kalesi’ne erişilebilirlik bakımından önem arz et mektedir’ denildi. Teklif görüşmeleri sırasın da mecliste söz alan Balyalı “Son dönemde metro ihaleleri yüksek maliyetlerden ötürü iptal edildi. Maliyetlerin düşülmesi gerek. Kaynakların etkin kullanılmasından yanayız. O yüzden bu proje, kaynakların etkin kullanılması açısından doğru bir proje değil. Bu yatırımın Sultanbeyli’nin altyapısına harcanmasından yanayız” dedi. Teklif CHP’li meclis üyelerinin ret oyuna karşın AKPli meclis üyelerinin oylarıyla kabul edildi. l İSTANBUL C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle