25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazartesi 28 Ağustos 2017 EDİTÖR: ŞEHRİBAN KIRAÇ TASARIM: SERPİL ÜNAY ekonomi 9 Hesabını yapamayan AVM’ye girmesin!inydKüiirrziamdleayr8daap15ıldı Perakendecilerin AVM’lerdeki kiralar yüksek olduğu eleştirisine AYD Başkanı Hulusi Belgü, “Firmalar pazarlığını yapacak, işine geliyorsa girecek işine gelmiyorsa girmeyecek” yanıtını verdi ŞEHRİBAN KIRAÇ Türkiye’de şu anda 386 tane Alışveriş Merkezi (AVM) var. Bu yıl sonuna kadar devreye girmesi beklenen 10 AVM yatırımı da devam ediyor. Alışveriş Merkezleri ve Yatırımcıları Derneği (AYD) Yönetim Kurulu Başkanı Hulusi Belgü’ye göre AVM’ler bir ihtiyaç. Belgü, “İtalya’da bu kadar AVM yapın hepsi batar. Çünkü insanların gidecekleri şehir meydanları ve parklar var. İstanbul’da şehir meydanı yok. Cadde çok az. Artık bazı şehirlerde AVM konusunda doygunluğa ulaşıldı. Ankara, Denizli Bursa Antalya, İstanbul’un bazı bölgeleri. Buralara yapılmaması lazım” ifadesini kullandı. Perakendecilerin AVM’lerdeki kiraların yüksek olması ve dövizle yapılması eleştirisine de Belgü, “Perakendeci hesabını kitabını doğru yapacak. Bir AVM’de 200 dükkân varsa 30 tanesi boşalırsa hayalet AVM’ye döner. Biz AVM’ler olarak perakendecilere destek olmak için yüzde 815 arasında indirim yaptık” dedi. AYD Başkanı Hulusi Belgü ile AVM’lerin perakendecilerle yaşadığı sorunlar ve sektörün geleceğini konuştuk. n AYD ile perakendeciler arasında kiraların TL’ye dönmesi ve indirim sağlanması konusunda orta yol bulundu mu? Kiracıların kira ciro oranları Hulusi Belgü DAYASMILIAYHORUZ n Kira kontratlarında sözleşme şartlarının çok ağır olduğunu söylüyorlar, perakendeci gerçekten büyük cezalar ödeyerek mi AVM’den çıkıyor? Kimin kafasına silah dayıyorlar 5 yıllık imzalayacaksın diye? Çıkışta 3 ile 6 ay arasında ceza veriliyor. Ee dükkân boş kalıyor o zararı kim ödeyecek. O diyor ki ben burada bu işi yapacağım iyi de yapacağım diye giriyor. Ev kirasında bile sözleşmelerde 12 ay önceden haber verip evi boşaltıyorsun. Biz bir ticaret yapıyoruz. Her iki taraf da muteber iki tüccar gibi pazarlığını yapacak, işine geliyorsa girecek işine gelmiyorsa girmeyecek bu kadar basit. Girmeyin kardeşim senin yüzünden sonra ben yanlış yatırım yapıyorum. Ben AVM yaparken oturup markalarla konuşuyorum, önce kabul ediyorlar girmeyi. ben 150 milyon dolar yatırım yapmışım, sonra pardon ben iş yapamadım diyorsun. na bakıyoruz. Bir dükkân ne kadar kira veriyor ne kadar ciro yapıyor, bu o sektör için sağlıklı mı değil mi ona bakıyoruz. Mesela hipermarketler yüzde 45 kira ciro oranı yapıyorsa orada işler iyi demektir. İşini düzgün yapan kirasını zamanında ödeyen gerekli yatırımını yapanlara biz de destek veriyoruz. Bu sadece kriz olduğu dönemlerde değil. Her ay AVM yönetimi toplanır. Toplanan kiranın yüzde 8’i normal zamanlarda bile AVM’deki kiracılara destek olarak dağıtılır. Kriz olduğu zaman bu rakam yüzde yüzde 15’e çıkar. Kirası 50 Avro ise o ay 42.5 Avro’ya indirilir. 15 Temmuz darbe girişiminden sonra işlerde büyük düşüş yaşandı. Yeni yılla işler kendini toparlamaya başladı. Geçen haziranda AVM cirolarında yüzde 21 artış yaşandı. Enflasyonu yüzde 10 düşündüğümüzde yüzde 11 reel bir artış söz konusu. TL'ye dönülmez n TL’le dönün çağrısına ne cevap verdiniz? Cumhurbaşkanının öyle bir talebi oldu. Biz de çalışma yaptık. Ama bu iş tek başına yapılacak bir şey değil. AVM yapılırken yüzde 7080 dövizle kredi kullanılıyor. Türkiye’de bankaların uzun vadeli TL kredi verme imkânı yok, fonlama yurtdışından yapılıyor. Şu anda Türkiye’de AVM yatırmaları 55 milyar dolar seviyesinde. Dolayısıyla böyle bir fonlamayı hadi TL’ye döndük desek yapmamızın imkânı yok. Bankalar Birliği ile de konuştuk bunun pek yapılması mümkün gözükmüyor. Türkiye’deki AVM yatırımlarının yüzde 30’u yabancı sermayeli. Adam buraya gelirken dövizle yatırım yapmış. Döviz getirmiş koymuş burdan da döviz alıp götürecek. Burada bir şey yapılacaksa devlet banka ve AVM’ler beraber yapmak zorunda perakendeci de katkı sunmalı. n Bazı markalar, kiralar çok yüksek, o yüzden yurtdışına gidiyorum diyor, bunu nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu serbest ekonomi. Pahalıysa girmesinler. Perakendeci hesabını kitabını doğru yapacak. AVM yatırımı şöyle yapılıyor; bir lokasyon seçiyorsun planı çiziyorsun pazarlamadaki arkadaşları çağırıyorsun lokasyon bu çizim şu.. Şöyle dükkânlar var. Yerleştirin dükkânları. Şimdi gidin arayın ne kadar kiraya verirsin. Tek tek arıyorlar markaları. Diyor ki biz bu kadar düşünüyoruz sen ne kadar verirsin. Biz ona göre kira belirliyoruz. Yani biz bu kadar paraya mal ettik. Siz de şu fiyata gireceksiniz diye markaları zorlamıyoruz. Hesabımızı kitabımızı yapıyoruz. Cebimizde ne kadar rakam kalır onların verdiği fiyatlarla belirliyoruz fakat bu rakamları veren arkadaşlar AVM açılıyor imzaları da atıyorlar aradan 1 yıl geçiyor biz küçülüyoruz. AYD Yönetim Kurulu Başkanı Hulusi Belgü, Şehriban Kıraç’ın sorularını yanıtladı. Bu kadarı İtalya’da yapılsa hepsi batar n Özellikle Gezi olayları döneminde Türkiye’de AVM algısı bozuldu bu devam ediyor mu? Gezi’den bu yana AVM algısını değiştirmeye çalışıyoruz. Yani çok düzeldiğini söyleyemem. AVM’ler ihtiyaç. Bazı yerlerde yoğunluk var. Türkiye’de şehirlerde başta İstanbul’da şehir meydanı yok. İnsanları bir araya geldikleri sosyalleştikleri yerler ne yazık ki yok. Cadde çok az. İtalya’da bu kadar AVM yapın hepsi batar. Çünkü insanların gi decekleri şehir meydanları, parklar var. n İstanbul’da AVM’lerin yerine parklar meydanlar yapılamaz mı? İstanbul’da alanlar küçük. Mesela Cevahir AVM’nin 110 bin m2 kiralanabilir alanı var 3 kat yapılıyor. Oraya 45 bin m2’lik bir meydan yaptığınız zaman Cevahir’deki dükkanların 5’te birini yerleştirebilirsiniz. Maalesef İstanbul’da yer pahalı ve az. Böyle olunca AVM’ler yapılıyor. Ama yan yana AVM yapılması doğru mu, ürün farklılaştırılması mağaza karması, hedef kitle farklılaştırması yaparlarsa olabilir. Ama yan yana 6 tane AVM olmaz. Büyükdere caddesinde mesela çok fazla. Hele bir Ankara’ya gidin 37 AVM var. Ankara’nın alım gücü ne kadar ki.. Bu kadar da yapılmamalı. Artık Ankara, Denizli, Bursa, Antalya ve İstanbul’un bazı böl gelerinde AVM konusunda doygunluğa ulaşıldı. İnsanlar artık alışverişten ziyade AVM’ye sosyalleşmeye gidiyor. Biz alternatif yerleri yaratmadığımız sürece AVM ihtiyacı olacaktır. Bu alternatifi yaratmak için de artık geç kaldık. İstanbul’da park yapmak meydanlar yapmak artık çok zor. n AVM’ler için yatırım iştahı devam ediyor mu? 10 tane AVM inşaatı sürüyor. Yabancı yatırımcının iştahında birazcık problem var. Ama Türk yatırımcı yatırım yapmaya devam ediyor. Yatırım engelleyen borçlar kanunu var. 2018’de yürürlüğe girecek o ciddi bir risk taşıyor. Ticari kiralamada sorun yaşatacak. Bir de ortak alanların perakendecilere dağıtılmasıyla ilgili 2016’da çıkarılan yönetmelik yatırımların önünde engel. 500 BIN ÇALIŞAN n Yabancı yatırımcılar hiç indirim yapmadı deniyor doğru mu? Yabancı yatırımcı kimsenin kara kaşına kara gözüne indirim yapmaz. Yatırımcı AVM’sinin boş olmasını ister mi, çıkan adamın bacağına yapışmaz mı, indirim vermez mi? Ticaret yapıyoruz. Bir AVM’de 200 dükkân varsa 30 tanesi boşalırsa hayalet AVM’ye döner. n AVM’lerden yoğun marka çıkışları var mı? 386 tane AVM var. 500 bin kişi çalışıyor. Perakendeciler 4 bin tanesi boş diyor. Yani her AVM’de 10 dükkân boş. Doğru. Gayet normal biri giriyor biri çıkıyor. Boş olanların büyük bölümü de merdiven altları, terzisi berberi boş. Ben herkesle iddiaya girerim Türkiye’deki AVM’lerin doluluk oranı yüzde 9095’tir. Boş AVM var mı var. Her AVM tutacak diye bir şey yok. Yanlış marka karması seçebiliyorlar. Bir AVM en iyi yerde bile açsanız 3 yıl sonra iş yapmaya başlar. Biz hep hesabımızı şöyle yaparız, ilk 3 yıl AVM’ye giren dükkânların yüzde 15’i ayrılır. Borç riski büyüyor Dünya genelinde borç riski artışta. Uluslararası Finans Enstitüsü’ne (IIF) göre, küresel borç bu yılın ilk çeyreğinde 217 trilyon dolar ile rekor seviyeye ulaştı. Küresel borç bir önceki yıla göre 500 milyar dolar ve on yıl öncesine kıyasla 50 trilyon dolar artış kaydederek, kü resel GSYH’nin yüzde 327’sine erişti. ABD, Japonya ve 5 Avrupa ülkesinde uzun zaman önce kamu borcu/GSYH oranlanın alarm eşiğini geçtiğini görülürken, gelişmekte olan ülkeler kısa vadeli borçların geri ödenmesi nedeniyle oluşan baskı ve daha yüksek borç riski ile karşı karşıya. Enflasyona ekimde ayar yapılacak Ekonomiden sorumlu Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, gıda enflasyonunu düşürmek amacıyla yapısal sorunlara yönelik önemli kararlar aldıklarını belirtti. Şimşek, “Ülkemizde yaklaşık 80 milyonu ilgilen diren gıda enflasyonunu düşürmek için aldığımız kararlar, ekim ayı gibi hayata geçmiş olacak. Gıda arzını artıracak yapısal tedbirleri uygulamaya koyacağız ” dedi. Şimşek, “Yaptığımız son Gıda Komitesi toplantısın da nihai değerlendirme yapılarak karar alındı. Buna göre yaş meyvesebze ürünleri hasat sonrasında uluslararası standartlara uygun tek ve çok kullanımlık ambalajlar kullanılarak paketlenecek” diye konuştu. Her yerde korku Televizyonsuz, bilgisayarsız bir tatilden sonra hızlı bir medya taramasıyla dünyanın hallerine bakınca bana bir haftada içinde bile korkunun düzeyi artmış gibi geldi. Trump ve nükleer silahlar Trump’ın, Charlotesville olaylarının ertesinde yaptığı, önce ırkçıları kayıran sonra eleştiren, sonra yine kayıran açıklamaları, ırkçılık üzerinden insan haklarını ihlal etmekten yargılanan, Arizona şerifi Arpaio’yu, başkanlık yetkisini kullanarak affetmesi, ABD’de kimi yorumculara göre, “böyle Dr. Jekyl ve Mr. Hide halleri”, kafaları karıştırıyor; ülke yönetimine güveni sarsıyor. Bu ortamda kimileri Trump’ın etrafını saran generallere, kimileri de sokaklara umut bağlıyor. Trump’ın dış politikası da karmakarışık. Bir “U” dünüşle, Afganistan’da süresiz kalmaya karar veriyor. Kuzey Kore sorununu alevlendirecek konuşmalar yapıyor. Foreign Policy’de bir analist, “Eğer Trump’ın aklına aniden nükleer silahları kullanmak gelirse, bunu kim önleyebilir” diye soruyor. Nükleer silah kullanma sürecinin çok hızlı bir tempoya göre düzenlenmiş olmasına atıfla korkutucu bir sonuç çıkarıyor. Monterey’den nükleer silahlar uzmanı, Jeffery Lewis, Washington Post’taki yorumunda, “Trump’ın başkanlığı benim kişisel kâbusumdur” diyor. ÇinHindistanPakistan Trump, Afganistan’da süresiz kalmaya ilişkin açıklamasını yaparken, Pakistan’ı, hem ABD’den milyarlarca dolar yardım alıp hem de teröristlere ev sahipliği yapmakla suçladı. Bu suçlama da korkutucu gelişmelere işaret ediyor. Birincisi, bu suçlama, Afganistan ilişkilerini, Hindistan karşısında “stratejik bir derinlik” olarak gören, Hindistan’ın Afganistan üzerinden ülkesini destabilize etmesinden korkan Pakistan iç siyasetini etkiliyor. Bu açıklama, ABD’nin “terörizmle” savaşına, IHA saldırılarına karşı çıkmasıyla bilinen siyasi lider İmran Khan’ı daha da güçlendirecek. İkincisi, ABD ile Pakistan arasındaki stratejik işbirliğini olumsuz etkileyecek. Böylece Çin’e yeni manevra alanları açabilecek. Nükleer bir güç olan Pakistan’ın bir başka nükleer güç Hindistan’la tarihsel, bir türlü çözülemeyen siyasi ve askeri sorunları var. Bu sorunlara ilişkin denklem, “Yeni İpekyolu” projesi içinde Çin’in Pakistan’la ilişkilerinin derinleştirmesiyle daha da karmaşıklaşıyor. ABD’de dış politika çevreleri, bu gelişmelerin, hem Hindistan hem de ABD açısından, öncelikle Afganistan’da yeni sorunlar yaratmasından korkuyor. Bu korkunun bir nedeni de, Çin ve Hindistan arasında, zaman zaman sertleşen bir sınır anlaşmazlığı yaşanıyor olması. Hindistan, Çin’in “Yeni İpek Yolu” projesinden ve bunun kapsadığı alandaki kaynaklar üzerindeki etkilerden dışlanmaktan, bu projenin Çin’e sağlayacağı askeri olanaklardan kaynaklanacak jeopolitik kayıplar yaşamaktan korkuyor. Ve Ortadoğu Ortadoğu’da gittikçe yayılma eğilimi gösteren dağılma süreci korkuları artırıyor. Katar’ın, üzerindeki tüm baskılara karşın İran’la diplomatik ilişkilerini yeniden canlandırması, Suudi topraklarındaki Şii nüfus içinde artan huzursuzluklar, Yemen’de savaşın çıkmaza girmesi de Suudilerin korkularını artırıyor. İsrail, İran’ın Suriye’ye kalıcı bir biçimde yerleşmesinden, Hizbullah’a denge bozucu silahlar transfer edecek konuma gelmesinde, Golan Tepeleri’nin kuzeyinde bir askeri, üs kurmasından korkuyor. Birçok gözlemci, Suriye’nin yanı sıra, Lübnan ve Ürdün’ün bütünlüğünün de hızla zayıflamakta olduğunu düşünerek tüm bölgenin entegre bir yangın yerine dönmesinden korkuyor. Türkiye Kuzey Irak’ta Kürdistan’ın bağımsızlığını ilan ederek Irak’tan kopmasından korkuyor. Petrol şirketleri de, bu bağımsızlık ilanının piyasalarda yaratacağı sarsıntılardan... Bu ortam da beni de, “Almanya’nın dünyada saygınlığı yüksek (rıza, yumuşak güçE.Y). Amerika zayıflar, otoriter güçler yükselirken, askeri alandaki (şiddet sert güç E.Y) isteksizliğini terk ederek, Avrupa’nın liderliğini (rıza+şiddet=Hegmonya) üstlenmesi gerekir” (Spiegel, 23/08/2017) türünden yorumlar, dünyanın durumunun giderek 20. yüzyılın başındaki yılları anımsatıyor olması korkutuyor. Cezayir’e ihracat durdu Cezayir’in resmi bir açıklama yapılmamasına karşın 24 ürün kaleminde bankacılık kanalıyla ithalatı durdurması ile ortaya çıkan kriz sürüyor. İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamülleri İhracatçıları Birliği (İKMİB), yaşanan sorunları dinlemek ve gelişmeler hakkında bilgilendirmek üzere Cezayir’e ihracat yapan firmalarla bir araya geldi. Cezayir’in uluslararası anlaşmalara aykırı olarak aldığı bu kararın kabul edilemez olduğunu vurgulayan İKMİB Yönetim Kurulu Başkanı Murat Akyüz, gıdadan plastiğe mobilyadan halıya kadar birçok sektörde bu ülkeye yapılan ihracatın durma noktasında olduğunu belirtti. l Ekonomi Servisi C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle