07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Perşembe 6 Temmuz 2017 haber Tek dilek: Hak, hukuk, adalet10 11EDİTÖR:SERKANOZAN ‘Reis’in savcıları’ desem ne olur? Biliyorum, kimileriniz başlığı okur okumaz “Bu yine kaşınıyor” diye mırıldandı, homurdandı... Öyle ya, yüce Türk yargısının ayrılmaz halkası savcılık kurumunda görevli, ilkesel olarak kesinlikle bağımsız ve tarafsız olmaları gereken, görevleri kamunun, o kamuyu oluşturan yurttaşların hakkını, hukukunu savunmak, adaletin ete kemiğe bürünmesini sağlamak olan savcılara “Reis’in savcıları” yakıştırması yapan bir gazetecinin başına neler geleceğini tahmin etmek için yüksek zekâ, derin kavrayış gücü gerekmiyor. Ama yine de bildiğimi okuyacağım, başlığı da, konusu da “Reis’in savcıları” olan bir Tırmık yazacağım. Hatta gözümü daha da karartacağım ve “Reis derken Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı kastediyorum” diye ekleyecek, yani eşyayı adıyla çağıracağım... Buyrun... HHH Başlangıçtaki paragraflara bakıp sekiz yıl önce, 2009’da Mithat Sancar ve Eylem Ümit’in TESEV için kotardıkları o çok önemli “Yargıda Algı ve Zihniyet Kalıpları” araştırmasından; orada savcı ve yargıçların yüzde 60’tan çoğunun kendini “Devletin hukukçusu” olarak gördüklerini övünerek belirttikleri söyleşileri hatırlatmayacağım. O araştırmada görüşüne başvurulan bir yargıcın “Ben devletçi hukukçuyum. Önce devlet gelir”; bir savcının “Benim ülkem söz konusu olduğunda hukuk mukuk dinlemem” dediklerini aktarmayacağım. O kadar gerilere gitmeye gerek yok. Keza OHAL koşullarında iktidarın ele geçirdiği KHK olanakları ile 6000 yargıç ve savcıyı kapının önüne koyduklarından da söz etmeyeceğim. Birkaç gün önce yaşadığımız HSK’nin son kıyımını da geçeceğim. HHH “Eee, onu anlatmayacak, şunu aktarmayacak da Reis’in savcıları diye neyi göstereceksin” diyeceksiniz. Twitter “yiğidi” iki savcıdan söz edeceğim. Sosyal medyada epey dolandı ama ola ki Adalet Yürüyüşü, pazar günkü Maltepe mitingi, Katar sorunu, Erdoğan’ın Trump’la, Putin’le telefon temasları arasında gözünüzden kaçmıştır. Bu “yiğit” savcılardan biri Gümüşhane Cumhuriyet Başsavcısı Bozan Çevik. Gümüşhane vilayetimizin başsavcılığı makamında oturan Bozan Çevik, “Erdoğan’ın Fedaileri” başlıklı, başlığından ne olduğu kolayca anlaşılan bir Facebook sayfasının sıkı ziyaretçilerinden. O sayfada yayımlanan videoları paylaşıyor. Sonunculardan birinde Kılıçdaroğlu’nda aklınca ayar veren, anladığım kadarıyla Fevzi Konanç adlı birinin yüklediği videoyu paylaşmış. Bir de not eklemiş: “Kılıçdaroğlu ve Feyzioğlu’na AYAR!!!. FEVZİ KONANÇ adamsın”... Öteki savcıya gelelim. O İstanbul’dan. Anadolu Cumhuriyet Savcısı Nihat Demir. Bu savcı da kendi Twitter hesabında, 16 Nisan referandumu arifesinde Tayyip Erdoğan’ın afili bir portresini yerleştirip altına not düşmüş: “Hiçbir tehdit bizi birbirimize kenetlenmekten yıldıramaz. 15 Temmuz da olduğu gibi 16 Nisan’da seninleyiz. Allah yâr ve yardımcın olsun”. HHH Bu iki savcı da halen görevlerinin başında. Siyasal eğilimleri ise mesajlarından besbelli. Şimdi bunlara “Reis’in savcıları” dedim diye bana dava açarlarsa yasaları, hukukun temel ilkelerini mi ölçü alacaklar yoksa kendi siyasal görüşlerine zıt görüşlere sahip şu gazeteci hakkında daha farklı bir tercihte mi bulunacaklar? Bunu bilemem. Ama sormak isterim: Soruşturma açmak yerine “Reis’in savcıları” yerine ne dememi önerirler acaba? Benimki şimdilik katıksız bir gazeteci merakından ibaret... HHH Özür notu: Dünkü Tırmık’ta savrukluğun doruğuna çıkmışyım. Kaç yıllık arkadaşım Sezai Temelli’nin soyadını Solelli yazmışım. HDP Eşbaşkanı Serpil Kemalbay’ı da Kılıçdaroğlu’nun eşi Selvi Kılıçdaroğlu sanmışım. Hepsinden ve okurlardan özür dilemekten başka çarem yok. N’olur hoşgörün… Maltepe’de nöbet sürüyor Maltepe Cezaevi önündeki Adalet Nöbeti dün de devam etti. Nöbeti CHP’nin Çekmeköy ve Üsküdar ilçe örgütleri devraldı. Nöbete CHP Milletvekili Selin Sayek Böke de katıldı. YÜRÜYÜŞE KATILAN 7’DEN 70’E HERKESİN BEKLENTİSİ AYNI Adalet Yürüyüşü’nün 21. günü, Kocaeli Tüpraş ayrımında, günlerdir yürüyen binlerce yurttaşın kahvaltısıyla başlıyor. Kalabalıktan sürekli “Hak, hukuk, adalet” sloganları yükseliyor. Konuşmaların yapıldığı otobüsten provokasyonlara karşı dikkatli olunması isteniyor. Gün, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun basın açıklamasıyla başlıyor. Bir grup Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın özgürlüğüne kavuşması için ses çıkarıyor. Kılıçdaroğlu kalabalığın içinde yürüyüşe başlıyor. Binlerce kişi de arkasından... İlk dakikalarda Kılıçdaroğlu’nun temposuna ayak uydurmayı başaran kalabalık saatler geçtikçe yorulmaya başlıyor. Yollarda yürüyüşü alkışlayan da protesto eden de var ama çoğunluk sevgi ve alkışlarla tepki veriyor. Evinden korteje destek vermek için çıkan 80 yaşındaki Saadet ve 91 yaşındaki Sami Girgin çifti “adalet için sokağa çıktıklarını” söylüyor. Kortejin tamamı geçene kadar evlerinin önünden alkışlarla destek veren çift şöyle diyor: “İnsanlar için büyük bir uyanış olur bu. Bu uykudan uyanalım.” Yol boyunca dayanışma tüm direnciyle sürüyor. Yerlere çöp atılmıyor, atılanlar temizleniyor. Yorulan yurttaşlara CHP’li belediyeler su dağıtıyor. Suları kapan yurttaşlar da polislere ve yorulan arkadaşlarına su veriyor. ‘Geleceğim için’ Önümüzde görme engelli Hüseyin Sönmez (61) beliriyor. 4 gündür adalet için yollarda. Sönmez şöyle konuşuyor: “Çok mutlu ve onurluyum. Ben bu kadar kalabalık kitle beklemiyordum. Adalet ne CHP’nin ne de başka birinindir. Bu adalet ülkemiz, memleketimiz içindir. ‘Adalet Yürüyüşü’ Türkiye’nin gündeminden çıkıp dünyanın gündemine oturmuştur. Herkes için bol adaletli günler bekliyorum ve yürüyüşe davet ediyorum. Gelsinler beni görsünler de HAZAL OCAK ZEHRA ÖZDİLEK 80 yaşındaki Saadet ve 91 yaşındaki Sami Girgin çifti, geçişi bitene kadar korteji selamladı. utansınlar. Ben görmüyorum, yaşım 60’ı geçiyor. Mutluyum, huzurluyum, ailem, çocuklarım ve geleceğim için. Bir kez daha çağrıda bulunuyorum; Maltepe sahiline milyonlarca insanı bekliyoruz.” Torunlu adalet isyanı Yanımızda pandalı çocuk arabasıyla bir aile yürüyüşe katılıyor. Körfezde oturan aile dede, baba ve çocuk olarak gelmişler. Emekli 58 yaşındaki dede Ahmet Torun, torunun arabasını sürüyor. Torun’a mikrofan uzattığımızda “Hak, hukuk, adalet için torunum ve oğlumla yürüyoruz. Yürüyebildiğimiz yere kadar gideceğiz. Tabii torunum daha küçük olduğu için İstanbul’a kadar yürüyemeyeceğiz” diyor. Oğlu 30 yaşındaki Can Torun ise “Ülkemiz için adalet için ve çocuklarımızın geleceği için yürüyoruz. İnşallah bir yerlere sesimizi duyurabiliriz. Tek amacımız bu. Sadece adalet ve hak istiyoruz” diyor. Yürüyüşte yer alan bazı çocuklar ise “Çocuklar için adalet” yazılı tişörtler giymiş. Kortej boyunca sık sık İzmir Marşı ve çeşitli marşlar söyleniyor. 8 km sonra Kocaeli Körfez’de ilk ara veriliyor. Yorulan yurttaşlar ilçe belediyelerin hazırladıkları çadırlar altında dinleniyor, yemek yiyor, çay, meşrubat içiyor. Bazı yurttaşlar ise sağlık alanlarında tedavi ediliyor. İşlerinin başındalar Molada da görevinin başında olan Beylikdüzü Belediyesi temizlik çalışanı 46 yaşındaki Durmuş Altundağ, yol boyunca ve molada temizliği sürdürdü. Altundağ şöyle konuşuyor: “Dün akşam geldik. Yarın sabaha kadar devam edeceğiz. Yürüyüş sırasında ve molalarda yurttaşa hizmet ediyoruz, temizlik görevimizi en iyi şekilde yerine getiriyoruz. Kortejle beraber de yürüyoruz. Böyle bir yürüyüş yapıldığı için çok gururluyuz.” l KOCAELİ Madalya gibi taşınan Durmuş Altundağ, Beylikdüzü’nden geldi. Üç kuşak Torun ailesi... yaralar Başkan 6 ayakkabı eskitti, vekiller sağlıklarından oldu, parti uzun yıllar sonra halka ‘dokundu’ Serin bir haziran sabahı Ankara Güvenpark’ta başlayan ‘Adalet’ Yürüyüşü’nün artık sonu geliyor. Genel Başkan yardımcıları Veli Ağbaba ve Özgür Özel’in de aralarında bulunduğu milletvekilleri kortejde düzeni sağlamak için büyük çaba harcıyor. Sert rüzgâr, fırtına, yakıcı güneş, sis, pus derken neredeyse 400 kilometre geride kaldı. Ayaklar su topla dı, topuklar patladı, güneş yanıkları ayyuka çıktı, solu num ve ses telleri hastalıkları tavan yaptı, kimsenin gıkı çıkmıyor; “Eğer 69 AKırzifılyalın yaşındaki genel başkanımız, her sabah Meclis’e gider ciddiyette bu yürüyüşe başlıyor ve güneş batarken, hedeflenen parkuru tamamlıyorsa, bizim ayağımız yara oldu diye ses etme hakkımız yok diyor” CHP’li bir milletvekili dostumuz. Kendi tıraş oluyor, 6 ayakkabı eskitti Gerçekten de adalet yürüyüşünün ağır yükünü Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu, 30 civarı milletvekili, İstanbul ve Ankara’nın ilçe belediye başkanları çekiyor. Özellikle Kılıçdaroğlu, neredeyse Gebze’ye yaklaşan yürüşüşte tam 6 ayakkabı eskitmiş. İstanbul’a girişte 7. ayakkabısını giymeye hazırlanıyor CHP Genel Başkanı. 2 ortopedistin önerileri sayesinde ayakları yara olmamış, sabahları sakal tıraşını kendi oluyor, kuaför çağırtmıyor karavana. Verdiği kilo ise 3 civarı. Kendi ifadesiyle, “kemerinde bir delik geriye” gitmiş, ancak eşi Selvi Kılıçdaroğlu, Kemal Bey kadar şanslı değil. Hem diz, hem ayak bileğindeki rahatsızlık nedeniyle kafileye ara ara katılabiliyor. Peki ya vekiller? Ankaraİstanbul yolunda en büyük yarayı Örgütlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Tekin Bingöl aldı. Etabın yarısında kalp rahatsızlığı ile ara vermek zorunda kaldı Adalet Yürüyüşü’ne. Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan’ın kalp damarlarına 3 stent takıldı. Hüseyin Yıldız ise açık kalp ameliyatı olmaktan kurtulamadı. Bu üçlü dışında en ağır yaralanmaları yaşayanlar ise Özgür Özel ve Veli Ağbaba. Özgür Özel, önce üst solunum yolları rahatsızlıkları geçirdi, ardından ses telleri iltihabı nedeniyle sesini kaybetme noktasına geldiği halde anons işini bırakmamakta ısrarlı. Topu ğuna basıldığı için aşil ten donundan sakatlığı var, aksayarak Ali Şeker 8 kilo verdi yürüyor. Keza Veli Ağbaba da Özel gibi, sadece 8 saat ara verip (cenaze için) 21’de 21 yapanlardan. Saç sakal tıraşı olmayı unutmuş günlerdir, bir ara güneş çarpmış, itiş kakışta kaburgası çat lamış, ayakları yanmış sıcak asfalttan. 21’de 21 yapanlardan Mahmut Ta nal, Bolu’da kafasını çarpıp yarmıştı. İzi geçmemiş: “Madalyam o benim.” derken güneş yanığını gösteriyor ve “Biz Urfalıyız, güneşe alışığız, ama yine de çarpılıyoruz” diyor. Güneşten mustarip olanlardan biri de Dr. Sibel Özdemir, aşırı kilo kaybı yaşamış. Kafilenin yan bariyerini tutuyor, itiş kakışta defalarca düşmüş, vücudunda çeşitli yara bere izleri var. Keza Eren Erdem de elinde megafon, Kemal Bey’in arkasındaki ilk grubun ön tarafa fazla yaklaşıp, olası ezilme olaylarına engel oluyor. Onun da ayakbileklerine basan basana. Kafilenin en arkasındaki sorumlu ise Musa Çam. Pazar günü, 2. etapta, Kemal Bey mola alanına vardığında Musa Bey yeni yürü meye başlamış çünkü o gün 35 bin kişi ve 7 kilometrelik kafile ile rekor kırılmış. Vedat ARIK Eski Spor Bakanı Erdoğan Toprak, Genel Başkan’ın hemen arkasındaki grupta, sporcu geçmişi ve spor giyimi ile vekil arkadaşlarına göre biraz daha dinç, keza Barış Yarkadaş da öyle. Yarkadaş, MaçkaMaltepeyürüyüş arasında git gel yapanlardan. Yasemin Cankurtaran Öney, soluk ve cilt problemi yaşamış, ancak şimdi durumu iyi. Bülent Tezcan’ın adaleleri iflas etmek üzere.. Hilmi Yarayıcı, akciğerlerindeki rahatsızlık ve doktor uyarısına rağmen elde megafon kafilenin önünde. Onun 2 görevi var, katılımcıları uyarıp düzeni sağlamak ve zaman zaman “Geliyoruz zincirleri kıra kıra hey..” şarkısını çıplak sesle söylemek. Bilinen türküleri de seslendiriyor, kafileyi coşturuyor, güler yüzünü hiç eksik etmiyor. Yasemin Cankurtaran’ın ifadesine göre, CHP Bursa Milletvekili Nurhayat Altaca’nın seslendirdiği ve sloganlaşan “zincirleri kıra kıra geliyoruz” şarkısı, “Adalet arayanların ortak sesi ve halkı coşturuyor...” Su toplayan yere bant! Saçı sakalına karışan, haziran ortasından bu yana 8 kilo veren Ali Şeker, hem kafile güvenliği, hem de “ŞekerTV medya” sorumlusu. Milyonlarca kişinin öyle ya da böyle yer aldığı yürüyüşü, TV kanalları görmezden gelirken, iletişimi Ali Şeker sağlıyor. Onursal Adıgüzel su toplayan ayaklarına bant yapıştırıp devam ediyor yola. Gülay Yedekçi, Mustafa Balbay, yürüyüşe kızı Turna’yı kucağına alıp katılan Gamze Akkuş İlgezdi, özellikle mola alanlarında halkla yan yana geliyorlar, tıpkı Selin Sayek Böke gibi. Böke’nin bir görevi ise yabancı medyayı bilgilendirmek. Aykut Erdoğdu ise yürüyüşün en üzüntülüsü, çünkü 20. gün annesini kaybetti ve aralıksız katıldığı Adalet Yürüyüşü’ne bu büyük acı ile ara verdi. Başkanlardan destek Elbette, yürüyüşün en önemli destekçileri İstanbul CHP İl Örgütü Başkanı Cemal Canpolat ile 39 ilçenin yönetimleri. Canpolat, “Hem yürüyüşteyiz, hem mitinge hazırlanıyoruz, bu hakları elinden alınanların onurlu başkaldırışıdır” diyor. Kadıköy Belediye Başkanı Aykurt Nuhoğlu, Sarıyer’den Şükrü Genç, Beylikdüzü’nden Ekrem İmamoğlu, Avcılar’dan Handan Toprak, Kartal’dan Altunok Öz, Maltepe’den Ali Kılıç, Şişli’den Hayri İnönü, Beşiktaş’tan Murat Hazinedar, Bakırköy’den Bülent Kerimoğlu, Ankara Çankaya’dan Alper Taşdelen ile Ayvalık’tan Rahmi Gencer ise hem lojistik destek, hem de bireysel katılımlarla sürekli ‘Adalet’ Yürüyüşü’nün içindeler. Sözün özü, parti içi muhalefeti bırakan CHP’li vekillerin 30’u sürekli, 50’si ara ara Adalet Yürüyüşü’nün en önemli paydaşları, çoğu ayak jeli ve koruyucu güneş kremi ile ilk kez tanışmış, çoğunun ayağı ilk kez yara olmuş ama bu başkaldırışın CHP için en önemli noktası, parti içi muhalefetin bir yana bırakılıp vekillerin elde megafon sahaya inmeleri, kol kola girmeleri ve halka dokunmaları. Yürümek özgürlüktür Adalet Yürüyüşü’nün 21. günü sabahında, kortejin en sonunda, “Geliyoruz zincirleri kıra kıra” şarkısı eşliğinde attığım her adımla içimdeki özgürlük hissi daha da büyüyor. Hemen yanı başımdaki “dinlenme otobüsü”nden İnen 67 yaşındaki Ferzan Hanım zihnimi okumuş gibi “bu yürüyüş bana özgürlüğümü hissettiriyor. Yürürken kim bana engel olabilir ki” diyor. Kumburgaz’dan iki arkadaşıyla sabah 5’te yola çıkan Ferzan Hanım’ın “Neden buradasınız?” sorusuna cevabı “Bu yaşta ezanla kalkarak buralara geldim ve yürüyorum, çünkü bu vatan bizim.” aEmdaelkeçtilere FAigtaelany Emekçiler için yürüdüğünü söyleyen DİSK’in bankacılık işkolundaki ilk kadın sendika yöneticilerinden Fatma Yıl dırım, “Sınıf mücadelesi öldürülerek köleliğin temeli atılıyor. Düşünce özgür leşmedikçe yaşam hep tutsaktır” diyor. Adalet terazisi Aslen Adanalı olan, İstanbul Sultangazi’de yaşayan Akkuç Kurt, babasından miras kalan teraziyi 3 günde “adalet terazisine” çevirerek dünkü yürüyüşü 7 kiloluk bu teraziyle yaptı. Kızım Zeynep ve arkadaşı Gökçe ile birlikte fotoğraf da çektirdiğimiz Kurt, teraziyi tasarlama sürecini şöyle anlattı: “Bu terazi evde duruyordu. Adalet yürüyüşü başlayınca ihtiyaç gördüm, kendim tasarladım ve 3 günde bitirdim. Bununla yürümek zor, çok ağır ama ilgi çok. Herkes alkışlıyor bana teşekkür ediyor.” Öğlen nohut pilav Bu kadar hızlı karar verilmesine ve bunca kalabalığa rağmen bu kadar iyi organize edilmiş, disiplinli, temiz, saygı, sevgi dolu bir yürüyüş ben görmedim! Görene kadar da inanmak imkânsız. Arkada tek çöp kalmıyor. Sürekli herşey toplanıyor. Mola yerine vardığımızda kafamdaki, binlerce insan ne yiyecek ne içecek, tuvalet sorunu nasıl çözümlenecek, saatler nasıl geçecek sorularının yanıtları da şöyle: l Tertemiz tuvalet karavanları var. Sayıları da yeterli, kimse sıra beklemiyor. l Su, çay, yoğurt, elma her yerde. l Öğlende çorba, etli nohut, pilav ekmek paketleri dağıtıldı. Hiç itiş kakış olmayan bir kuyrukta kısa süre bekleyerek yenildi yemek. l Kuyrukta beklemeyen, oturduğu yerden kalkmayana da hem meyve, hem yemek servisleri yapıldı. l Molanın verildiği 11.30’dan yürüyüşün ikinci aşamasının başladığı 15.00’e kadarki süreyi yürüyüşçüler, dinlenerek, halay çekerek, sohbet ederek, kitap okuyarak geçirdi. Adalet Yürüyüşü’ne eski TBMM Başkanı Hikmet Çetin, Balyoz KURTULUŞ davasında yargılanan emekli orgeneral Çetin Doğan da katıldı. ARI CHP MYK üçüncü kez yürüyüş sırasında toplandı. Adalet siyasetin emrine girerse demokrasi olmaz KILIÇDAROĞLU’NDAN ‘EVRENSEL ADALETE UYUN’ VURGUSU HAZAL OCAK / ZEHRA ÖZDİLEK CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ‘Adalet Yürüyüşü’nde 21. günü geride bıraktı. Kılıçdaroğlu, Hakim ve Savcılar Kurulu’nun (HSK) 780 hâkim ve savcının görev yerlerini değiştirmesine ilişkin “Adaleti siyasetin emrine verirseniz Türkiye’de demokrasi olmaz, insan hakları ihlalleri olur” dedi. Ankara Güvenpark’tan çıkılan Adalet Yürüyüşü’nün 20. gününün sonunda 368 kilometre geride kaldı. İstanbul Maltepe’ye ise yaklaşık 50 kilometre kaldı. Kılıçdaroğlu 21. günün sabahı 09.00’da Kocaeli’de basın açıklaması yaptı. Sözlerine Başbağlar katliamında yaşamını yitiren yurttaşları anarak başlayan Kılıçdaroğlu, HSK’nin 780 hakim ve savcının görev yerlerini değiştirilmesine değindi. Kurulun göreve yeni başladığını anımsatan CHP lideri, “56 günlük görev süresi içinde, bayram tatillerini falan çıkarıyoruz, bir kararnameyle 780 hâkim ve savcının yerini değiştirdiler. Niçin? Hangi gerekçeyle? Siyasi otoritenin beklentileri uygun yeni hakimler yeni savcılar görevlerine başlasınlar diye. Adaleti siyasetin emrine verirseniz Türkiye’nin başı beladan kurtulmaz. Kendi adalet anlayışlarını topluma dayatmak değil evrensel adalet anlayışını hepimizin kabul etmesi lazım” dedi. Kılıçdaroğlu, sinema sanatçısı Hakan Balamir’in hayatını kaybetmesi nedeniyle yakınlarına da başsağlığı diledi. Yürüyüş sırasında zayıflayıp zayıflamadığının sorulduğunu belirten Kılıçdaroğlu, “Kemerde bir ilik kazandım onu ifade etmek isterim. Ama öyle 5 kilo vermem söz konusu değil” Rock grubu Redd’in üyeleri Kılıçdaroğlu’na eşlik etti. Sanatçı Mustafa Alabora, Kılıçdaroğlu’yla birlikte yürüdü. diye konuştu. Kılıçdaroğlu’nun basın açıklamasının ardından yürüyüş başladı. Yaklaşık 9 kilometre yürüyüşün ardından Körfez’de mola verildi. CHP burada Adalet Yürüyüşü boyunca her Çarşamba yaptıkları MYK toplantısının üçüncüsünü gerçekleştirdi. Toplantının ardından açıklama yapan Parti Sözcüsü Bülent Tezcan “Adalet Yürüyüşü’müzü Maltepe’deki büyük buluşma ile tamamlayacağız. 9 Temmuz’da saat 18.00’ de Maltepe’de o büyük buluşmayı ger Yazarımız Meriç Velidedeoğlu da Adalet Yürüyüşü’ne katıldı. çekleştireceğiz. MYK’de pazar günkü mitingin son konuşmaları ve rötuşları yapıldı” dedi. Türkiye’nin adalete ne kadar ihtiyacı olduğunun bir kez daha ortaya çıktığını söyleyen Tezcan, “780 hâkim, savcı sürgün edildi. İçerisinde FETÖ ana dava iddianamesini hazırlayan Necip Cem İşçimen var. Oysa çok ciddi bir hazırlık yapmıştı. Adil Öksüz’ü tutuklama istemiyle sevk eden savcı sürgün edildi. E hani FETÖ ile mücadele” diye konuştu. l KOCAELİ Yine mi Almanya! Geçen akşam televizyon kanallarında şöyle bir dolandım. Kanal kanal, Almanya konuşuluyordu. “Almanya Türkiye’yi bölmeye çalışıyor”, “Berlin darbenin arkasında”, “Almanya CHP’nin Adalet Yürüyüşü üzerinde ikinci bir Gezi hazırlıyor” vs. Bu kanallarda çalışanlar sahiden buna inanıyor mu yoksa ellerine verilen metinleri mi okuyor insan kestiremiyor doğrusu. Zaten çoğunu tanımıyoruz. Türkiye’nin en ciddi siyasi yorumcularına ekran yasağı olduğu için, boşluk iktidara yakın olmak dışında fazla özelliği olmayan goygoycularla doldurulmuş vaziyette. En kritik dış politika meseleleri bile, sosyal medya trollüğü kıvamında tartışıyor. “Aman arkadaşlar, yavaş!”, “Biraz diplomasi!” dediğinizde, anında vatan haini muamelesi görüyorsunuz. Son kriz, Berlin’deki başbakanlık binasının dışında Almanya’nın “modern sanat”, Ankara’nın ise “tehdit” ve “hakaret” olarak gördüğü bir enstalasyonla ilgili. Önce haberlerden tam olarak ne olduğunu anlayamadığım için, daha sonra internette araştırmam gerekti. Bu arada bizim Dışişleri de Almanya’ya bir nota verdi. Ülkeler arasında bazı meseleler vardır ki, memleketin ulvi çıkarları adına büyütmezsiniz. Yapılan çirkin olsa da, ki bu durumda öyle, eğer resmi bir tavır değilse sineye çekersiniz. Örneğin Trump, ABD’ye girişlerde Müslüman yasağı koyduğunda, Ankara fazla ses çıkarmadı. Trump’la arayı ilk günden bozmak istemedi. Aynı şekilde son dönem Suudilerden gelen sataşmaları da görmezden geliyorlar. Keza geçen yıl Rusya’yla kriz varken, Putin’in sözlerini de alttan almıştı. Almanya ile olan ilişkilerindeki tuhaf durum ise, aslında bu ilişki Türkiye’nin çıkarları açısından en az ABD ya da Rusya kadar önemli olsa da, sanki değilmiş gibi davranmamız, konuya sanki Almanya, Avrupa’nın kalbi ve Türkiye’nin en önemli ticari partneri değil de küçük ve alakasız bir ülkeymiş gibi yaklaşmamız. Türkiye’nin yurtdışında neredeyse her cephede sıkıştığını, itibar görmediği, Rusya ve Katar dışında kimseyle pek arasının olmadığını bir dönemde, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın bu hafta G20 Zirvesi için Hamburg’a gideceğini düşünürsek, bu kriz hiç de iyi olmadı. Tam toparlama fırsatı varken yeniden zorlanan bir ilişki. Naçizane fikrim, Ankara’dakilerin biraz daha serinkanlı olması, duygusal tepkiler yerine stratejik düşünmesi yolunda. Türkiye’nin çıkarları, her geçen gün Avrupa’nın lideri konumuna biraz daha yaklaşan Almanya’yla daha iyi geçinmeyi ve doğrudan siyasi diyaloğu gerektiriyor. Dün Türkiye’nin önde gelen Avrupa uzmanlarından EDAM Başkanı Sinan Ülgen’e, Berlin ve Ankara arasında bu karşılıklı krizlerin faturası ne olur diye sordum. İlginç bir noktaya dikkat çekti: “Almanya şu anda Türkiye’nin üyelik müzakerelerini askıya almaktan yana değil. Ancak Almanya’nın tutumu oradaki seçimler sonrasında ortaya çıkacak koalisyon formülü ile değişebilir. Zira Merkel’in yeni ortakları Liberaller ya da Yeşiller olacak. Her ikisi de Türkiye konusunda mevcut hükümetten daha sert bir söyleme sahip ve Merkel gibi mülteci anlaşmasının siyasi sorumluluğuna sahip değil.” Kötü. Almanya’yla turizm, ticaret ve oradaki Türkiye diyasporası gibi konuların önemini anlatmaya gerek yok. Bir de buna, Türkiye’nin Avrupa Birliği ile ilişkilerin akıbetinin Berlin’den geçtiği gerçeğini ekleyin. Ankara artık AB defterini kapatmış gibi davranıyor, “Bizi şu Kopenhag Kriterleri ve üyelik işleriyle uğraştırmayın. O kâğıt üzerinde kalsın ama biz zaten o defteri kapattık. Gelin gümrük birliğini genişletelim ve karşılıklı ticaret yapalım” diyor. Ancak bunun olabilmesi için dahi TürkiyeAlmanya arasında tansiyonun düşmesi, karşılıklı siyasi diyalog gerekiyor. O zaman neden günü gelince Trump’a susuyor da her gün Almanya’yla krizi göze alıyorsunuz? SALDIRI SON ANDA ÖNLENDİ Dünkü yürüyüş yoğun güvenlik önlemleri altında başlarken saldırı hazırlığında olduğu öne sürülen Oğuzhan K, Kartepe’de gözaltına alındı. Adalet Yürüyüşü’ne yönelik saldırı girişiminin son anda önlendiği iddia edildi. Saldırı girişimine ilişkin Kocaeli ve Kayseri’de düzenlenen operasyonlarda IŞİD üyesi oldukları öne sürülen 6 kişinin gözaltına alındığı açıklandı. Adalet Yürüyüşü’nün 21. günü yoğun güvenlik önlemleri altında başladı. D100 Karayolu yürüyüşün başlamasının ardından ilk kez tamamen ulaşıma kapatıldı. Yürüyüşe katılanlar tek tek aramadan geçirildi. İlerleyen saatlerde güvenlik önlemlerinin bir araçla Adalet Yürüyüşü’ne yönelik saldırı düzenleneceği ihbarı üzerine artırıldığı öne sürülürken emniyet güçlerinin de Kocaeli’nin Kartepe ilçesinde operasyon düzenlediği haberi geldi. Kayseri Emniyet Müdürlüğü tarafından takibe alınan 38 UU 962 plakalı siyah renkli minibüs, Kocaeli poli si tarafından Kartepe İlçesi Köseköy mevkiine durduruldu. Minibüste bulunan ‘Ebu Hüseyin’ kod adlı Oğuzhan K. adlı kişi gözaltına alındı. Emniyet yetkilileri, araçta ve bu kişinin üzerinde yapılan aramada herhangi bir suç unsurunun bulunmadığını ancak, şüphelinin cep telefonu kayıtlarından korteje aracıyla girerek saldırı yapacağı yönünde mesajlar bulunduğunu açıkladı. Zanlının kalabalığın arasına araç ile dalmayı planladığı iddia edilirken araçta AKP bayrak ve şapkaları bulundu. Tomarza nüfusuna kayıtlı Oğuzhan K.’nin bir inşaat şirketinde beton kamyonu şoförü olduğu belirlendi. Oğuzhan K. ile birlikte büyük eylem hazırlığı içinde bulundukları ve IŞİD militanı oldukları ileri sürülen Emre E. ve Ali M. ile 1’i kadın 5 kişi daha Kayseri’de gözaltına alındı. Gözaltına alınan kadının, Oğuzhan K.’nin eşi Ayla K. ol duğu ortaya çıktı. DHA’da yer alan habere göre Emniyet kaynakları Oğuzhan K’nin, IŞİD’in uyuyan hücrelerinden birinde olduğu ve Suriye’den gelen emir üzerine bu eylemi gerçekleştirmek istediği, Emre E. ve Ali M.’nin ülke genelinde ses getirecek eylemler yapmaya hazırlandığını belirtti. Oğuzhan K.’nin minibüsü önceki gün bir haftalığına 2 bin 500 liraya kiraladığı saptandı. Tezcan: Rutin operasyon CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan, “Özel olarak yürüyüşe yönelik bir saldırı değil, rutin bir operasyon olduğu bilgisini aldık. Önlemlerin artırılmasından rahatsız değiliz. Provokasyon girişimlerine karşı güvenli bir şekilde yürüyüşü gerçekleştirmek gayretindeyiz. Bütün güvenlik personellerine teşekkür ediyoruz” dedi. CHP güvenlik için önerge verdi CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ve arkadaşlarının imzasıyla Meclis Başkanlığına sunulan önergede, yürüyüşe yönelik her türlü provokatif girişim ve eylemlerin önlenerek, güvenliğin sağlanabilmesi için tüm ek güvenlik tedbirlerinin acil olarak alınması istendi. Yürüyüşçülerin İstanbul’a yaklaştığı, bu süreçte başta iktidar tarafından olmak üzere yürüyüşe yönelik pek çok karalama kampanyası yürütüldüğü ileri sürülen önergede, provokasyon olabileceği ihtimaline işaret edildi. Önergede, şunlar kaydedildi: “Düzce’den İstanbul’a kadar olan yürüyüş güzergâhı başta olmak üzere İstanbul Maltepe’de gerçekleştirilecek olan mitingi de kapsayacak şekilde, Adalet Yürüyüşü’nün yarattığı olumlu etkiyi kırmak için dışarıdan gelebilecek her türlü provokatif girişim ve eylemlerin önlenerek, barışçıl yürüyüşün güvenliğinin de sağlanabilmesi için tüm ek güvenlik tedbirlerinin acil olarak alınması ve uygulanması amacıyla Meclis Araştırması açılması için gereğini arz ederiz.” C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle