23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
KULTUR Pınar Kür okurlarıyla Piramid Sanat’ta buluşacak Yazar Pınar Kür, 18 Şubat’ta saat 14.00’da okurlarıyla Piramid Sanat’ta buluşacak. “Sadık Bey” adlı romanından bölümler okuyacak olan yazar aynı zamanda okurlarının sorularını da yanıtlayacak. Etkinlik ücretsiz olacak. Perşembe 16 Şubat 2017 EDİTÖR: ÖZNUR OĞRAŞ ÇOLAK kultur@cumhuriyet.com.tr 15 ‘Sıradışı’ müzikLondraOdaOrkestrası İKSV’nin düzenlediği 45. İstanbul Müzik Festivali’nin programı açıklandı İstanbul Kültür Sanat Vakfı’nın düzenlediği (İKSV) 45. İstanbul Müzik Festivali 29 Mayıs 21 Haziran tarihleri arasında ECA sponsorluğunda gerçekleşecek. Pumeza Matshikiza Bu yıl festivalin teması “Sıradışı” olarak belirlenmiş. Festival direktörü Yeşim Gürer Oymak tüm konserlerin bu tema çerçevesinde olmadığının altını çiziyor çizmesine ama elimize verilen programa baktığımızda gerçekten de sıradışı bir festivalle karşı karşıya olduğumuz hissine kapılıyoruz. Malum “klasik” biraz da tanımı gereği konservatiftir ama bu yılki festivalde yenilikçi, farklı ve müziğin ötesine geçen o kadar çok etkinlik var ki, meraklanmamak elde değil. Sadece fes tivalin bu yılki afişi bile (bir cambaz gibi ip üstünde piyano çalan bir müzisyen) fikir vermeye yeter aslında. Festival programında ilk dikkatimiz çeken her birinin heyecan verici konserlere imza atacağına inandığımız piyanist virtüözler, besteci kimliğiyle de öne çıkan, bu yıl müzik dün yasının en prestijli payelerinden Beethoven Ödülü’ne layık görülen Fazıl Say iki konserle birden boy gösterecek festivalde. Sanatçı önce 15 Haziran’da Lütfi Kırdar’da doyumsuz bir resital sunacak, ardından 21 Haziran’da bu kez Viyana Oda Orkestrası ile birlikte yine aynı mekânda Beethoven, Mozart ve Mendelssohn’dan eserler icra edecek. Günümüzün bir diğer “dâhi” virtüözü İzlandalı piyanist Vikingur Olafsson’un 7 Haziran’da BÜ Albert Long Hall’da vereceği “Goldberg Çeşitlemeleri” konseri ise bizce bu yılın kaçmazlarından. Festivalin “sıradışı” temasına birebir uyan konserlerden birini ise Özbek asıllı Fransız piyanist Mikhail Rudy verecek. Rudy eskiden beri hayranı olduğu iki ressamın, Kandinsy ile Chagall’ın eserlerinden yola çıkarak hazırladığı ve her iki ressamın eserlerinin de sahneye yansıtılacağı “Renklerin Sesi: Kandinsky & Chagall” adlı gösterisini 31 Mayıs’ta İş Sanat’ta sunacak. Ülkemizin yetiştirdiği değerli sanatçılardan Hüseyin Sermet 9 Haziran’da St. Petersburg Rus Oda Orkestrası ile vereceği konserde sahneyi Yunan piyanist Vassilis Varvaresos ile paylaşacak. İki virtüöz Aya İrini’deki “Sol Elim” başlıklı konserde Ravel ve Prokofiev’in sol el için yazdığı besteleri icra edecek. Ses, müzik, görüntü... Bu yılın sıradışı konserleri arasında ses, müzik ve görün tüyü harmanlayan, disiplinle rarası sanat anlayışının uzantı sı olan gösteriler var. Örneğin Zorlu PSM’de 5 Haziran’da izleyiciyle buluşacak olan ve bir yandan geri plan da İtalya’yı bir uçtan diğeri ne kateden görsel bir yolcu luğa yer verirken bir yan dan da baroktan yola çıkıp caz, rock, elektronik ve pop gibi günümüz türlerini yorum larına katan En semble Soqquad ro Italiano’nun “La Stravagan za” başlıkı gös terisi. Ya da yine sınırla rı zorlayan, Mari Samuelsen Trio İmmersio Les Echos dergisinin “Sirk ve müzikten oluşmuş bir düş dünyası” diye tarif ettiği ve sahnede akrobatik koreografilerin yürekleri ağızlara getirdiği “Opus 2” başlıklı gösteri. Circa Ensemble ile en az onlar kadar sıradışı işlere imza atan Debussy Quartet’in birlikte sahne alacağı “Opus 2” muhtemelen bu yılın en uç gösterilerinden biri olacak. Philip Glass’tan yeni senfoni İstanbul Müzik Festivali 2011’den beri dünyanın önemli bestecilerine verdiği siparişlerle klasik müziğe hatırı sayılır bir katkı sağlıyor. Bu yılın siparişi ise çağdaş müziğin en önemli isimlerinden Philip Glass’a verildi. 2017’de 80. yaşını kutlayan Glass’ın 31 Ocak’ta Carnegie Hall’da dünya prömiyeri yapılan 11. Senfonisi festivalde Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası tarafından 16 Haziran’da Aya İrini’de icra edilecek. Bu yıl festivalin Yaşam Boyu Başarı Ödülü’ne de layık bulunan Philip Glass’ın İstanbul’a gelemeyecek olması ise böylesi par lak bir programla müzikseverlerin karşısına çıkan festivalin tek hayal kırıklığıydı kanımca. Öte yandan böylesi zorlu bir dönemeçten geçen ülkemizde bu festivalin yapılıyor oluşu bile azımsanmayacak bir başarı. Ne derler; chapeau! l Kültür Servisi Festivalin Onur Ödülü bu yıl yazarımız Evin İlyasoğlu’nun ‘Bu festivalle büyüdüm...’ Hayatını klasik müziğe adamış, eleştirmen ve eğitmen olarak sayısız kitaba ve makaleye imza atmış, gazetemizin düzenli yazarı Evin İlyasoğlu 45. İstanbul Müzik Festivali’nin Onur Ödülü’nü alacak. İKSV’nin düzenlediği basın toplantısında hazır bulunan ve mutluluğu gözlerinden okunan İlyasoğlu bakın neler söylüyor ödül için: “Ben kendimi bu festivalin çocuğu olarak görüyorum. O kadar küçük yaşlarımda festivale başladım ve o kadar gençliğim buralarda geçti ki... Ve o büyük insanları tanıdım: Nejat Eczacıbaşı’nı, Cevat Memduh Altar’ı, Talat Halman’ı, Aydın Gün’ü... Hep onları incelerdim, bakardım, bir fırsat bulup beraber yemek yerdim on larla. Ne kadar başka yerden dünyaya bakarlardı. Biz şimdi ne kadar sığ bakıyorsak, onlar o kadar derin bakarlardı. Bugünün festivalleri de o derinlikle oluştu bence. O yüzden büyük bir mutluluk bu ödülü almak benim için.” Sanat, edebiyat neye yarar? Toplumun yüzde 49’u hiçbir zaman sinemaya gitmiyor. Toplumun yüzde 39’u hiç kitap okumuyor. Toplumun yüzde 66’sı konser, tiyatro ya da opera gibi herhangi bir etkinliğe katılmamış... Toplumun yüzde 81’i hiçbir enstrüman çalmıyor; yüzde 57’si video, VCD, DVD, internetten film, dizi izlemiyor; yüzde 47’si hiç dergi okumuyor; yüzde 86’sı hiçbir hobi kursuna gitmemiş. En sık yapılan aktivite ise yüzde 85’le televizyon izlemek... HHH Bu gerçekler, “Türkiye’yi Anlama Kılavuzu”ndan... Bunu bana yeniden anımsatan İstanbul Kültür Sanat Vakfı’nın (İKSV) kültür politikaları çalışmaları kapsamında yayımlanan “KültürSanatta Katılımcı Yaklaşımlar” başlıklı yeni raporu. Okudukça sadece içinizi acıtan gerçeklerle değil, önerilerle, olumlu ve olumsuz örneklerle, yapılması gerekenlerle yüz yüze geliyorsunuz. Emek veren Ayça İnce, Ceren Yartan, Rumeysa Kiger’e teşekkürler! Türkiye’de kültürsanat hayatına katılma ve katılmama nedenlerini inceliyor rapor. “Kullanıcılarının” kimler olduğunu anlamaya çalışıyor. Daha çok insanın kültürsanat etkinliklerine katılmasının sağlanması için Türkiye ve dünyadan iyi uygulamalar, işbirliği modelleri ve yenilikçi yaklaşımlar sunuyor. Bu yol gösterici raporu burada bir minicik köşeye sığdırmam olanaksız. Meraklılar raporun tümünü iksv.org adresinden okuyabilir. Topluma katkıda bulunmak Milletin derdi sonsuz, savaşta ölenler, işten atılmalar, hapisteki yazarlar... Bunlar varken sanat manat neye yarar, kültür sanata katılmışım, katılmamışım kime ne... Böyle düşünenlerin, eğitim müfredatından sanat, kültür, felsefe derslerini sıfırlayanların, sanatçıları düşman belleyenlerin, tiyatromuzun eğitim kalesi Ankara Üniversitesi Dil Tarih Coğrafya Fakültesi’ni işlevsiz hale getirenlerin, bu raporu dikkatle okumaları, ders almaları gerekir. Çünkü özetin özeti şu: Sanattan, edebiyattan, tiyatrodan, nitelikli müzikten uzak düşen bireylerin ve yığınların, topluma katkıda bulunması olanaksız... Katkı ve güven duygusu Küresel sorunların üstesinden ancak kolektif şekilde gelinebileceği fikrinden yola çıkan “İyi Ülkeler Endeksi” de raporda yer alıyor. Bu endekse göre Türkiye dünya düzenine katkıda 163 ülke arasında 126. sırada. Dünyanın ortak geleceğine katkı sağlamada yetersiziz! Ülke içinde milli çıkarlarımızın ne denli korunduğundan kuşkumuz varken dünyaya katkımızdan bana ne diyenler çıkabilir... Ama işte durum pek öyle değil... Önemli bir gerçek: Dünyaya katkımız ve kültürel alanlara, toplumsal hayata katılım yükseldikçe, topluma duyulan aidiyet ve güven duygusu güçleniyor. Türkiye’de sendika üyeliği oranı yüzde 6; spor kulübü, kültürel derneklere üyelik oranı yüzde 6. (İkisinde de sondan ikinciyiz.). Araştırmaya katılanlar arasında bireylerin birbirlerine karşı en güvensiz olduğu ülkeyiz. Türkiye’deki katılımcıların ancak yüzde 14’ü diğer insanlara güvenilebileceğini düşünüyor. Referandumda tavrımız Özetle, rapor, kültürsanat alanının tüm aktörlerini güncel ihtiyaçlara cevap veren yeni yaklaşımları benimsemeye, bütüncül bakmaya çağırıyor. Katılımcılık kavramını daha geniş bir kitleyle buluşturmayı hedefleyip yol gösteriyor. Hayır elbette raporda, referandumdan söz edilmiyor. Onu ben ekledim. Sanat etkinliklerine katılım, edebiyat neye yarar sorusuna yanıtımı artık genişlettim: Baktığını görmeye, işittiğini kavramaya, yorumlamaya, tartışmaya, değerlendirmeye... Yalanla gerçeği; dindarla dinciyi, hainlikle dürüstlüğü, korkaklıkla çıkarcılığı birbirinden ayırmaya... Sizi geri zekâlı yerine koyup kandırmaya çalışanları püskürtmeye... Hangi partiye yakın olursanız olun, (Cumhurbaşkanı’na âşık bile olsanız) referandumda doğru karar vermenize, HAYIR demenize yarar. !f İstanbul’da bugün 16. !f İstanbul Bağımsız Filmler Festivali başladı. İşte bugünün filmlerinden sizler için oluşturduğumuz bir seçki: 4 Paralel Evren (The Darkest Universe) y: Tom Kingsley Will Sharpe / 11.00 Nişantaşı City’s 4 Bir JT LeRoy Hikâyesi (Author: JT LeRoy Story) y: Jeff Feuerzeig / 16.00 Nişantaşı City’s 4 David Lynch: Yaşam Sanatı (David Lynch: The Art Life) y: Jon Nguyen / 19.00 Nişantaşı City’s 4 Ay Işığı (Moonlight) y: Barry Jenkins / 21.30 Nişantaşı City’s C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle