Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Katledilen gazetecinin ailesinden hükümete veto Malta’da bombalı saldırıda hayatını kaybeden muhalif, araştırmacı gazeteci Daphne Caruana Galizia için dün düzenlenen cenaze törenine ailesinin isteği üzerine devlet görevlilerinin katılmadığı açıklandı. Avru DUNYA pa Komisyonu Başkan Yardımcısı Frans Timmermans, Malta hükümetine katillerin bulunması için herşeyin yapılması çağrısında bulundu. Libya’da Enka’nın Türkiyeli üç çalışanı kaçırıldı Libya’nın güneybatısındaki Ubari’de Enka’nın inşa ettiği elektrik santralinde çalışan üçü Türkiyeli, biri Güney Afrikalı dört kişi kaçırıldı. Yerel yetkililerin “havaalanından şantiyeye giderken yolda silahlı kişilerce kaçırıldılar” açıklamasını, İstanbul merkezli şirket teyit etti. Enka, Türk ve Libya makamlarıyla temas halinde konuyu yakından takip ettiğini duyurdu. Cumartesi 4 Kasım 2017 dishab@cumhuriyet.com.tr EDİTÖR: BETÜL BERİŞE TASARIM: MÜGE KAYGUSUZ Uzun süren çatışmalar, Rusya ve Suriye’nin IŞİD’e yönelik hava saldırılarıyla harabeye dönen Deyr ez Zor’da mayın ve patlayıcıların temizlenmesine başlandı. IŞİD, vilayetin yüzde 35’ine denk gelen, kimsenin yaşamadığı çöllük bölgede hâlâ faal. Deyr ez Zor kentine giren Suriye tanklarından askerler zafer işareti yaptı. nilgun@cumhuriyet.com.tr 7 IsŞilİiDnirhkaernit..a. danDcdSieahuryabrrtiyeçeekılezöuvrZrretvgoauürIrrrtıavludekeluı’tsKyaooanirm. Suriye hükümet güçleri bir yandan, Irak hükümet güçleri diğer yandan ilerleyerek IŞİD’in elinde kalan son kaleleri kurtardı. Suriye güçleri Irak sınırına yakın Deyr ez Zor kentini, Irak güçleri de Suriye sınırına yakın Kaim kasabasını aldı. Deyr ez Zor’u kaybetmesiyle Suriye’de kontrol ettiği büyük kent kalmayan IŞİD, Irak’ta da Kaim’i kaybedip sadece Ebu Kemal kasabasına tutunma noktasına geldi. Irak güçlerinin Kaim’den sonraki hedefi tam sınırdaki Ebu Kemal olacak. ABD destekli Suriye Demokratik Güçleri (SDG) dört aylık bir operasyonla “IŞİD’in fiili başkenti” denilen Rakka kentini geçen ay kurtarmıştı. Doğuda petrolgaz zenginliğine ve stratejik öneme sahip Deyr ez Zor vilayetinde ise hem SDG hem de Suriye hükümet güçleri operasyon yürütüyordu. Hükümet güçleri, vilayetin aynı isimli kentini eylülde IŞİD kuşatmasından kurtar malarının ardından dün tümüyle aldıklarını “Deyr ez Zor’da güvenlik ve istikrarı yeniden tesis ettik. Bu, IŞİD’in tümüyle yok edilmesinde son aşamaydı. Liderlik karargâhını kaybederek terör operasyonları yönetme kabiliyetini yitirdi” diye duyurdu. ‘ABD’den Şam’a ziyaret’ IŞİD’den temmuzda Musul kentini, ekimde Havice kasabasını kurtaran Irak güçleri de dün Kaim’e girip Hüseybe Sınır Kapısı’nı alarak militan ve silah geçişi açısından kritik önemdeki Ebu Kemal’e dayandı. ABD’li bir güvenlik yetkilisinin ise Şam’a gidip Suriyeli yetkililerle görüşerek ABD’nin IŞİD’den sonra Suriye’de kalmayacağını söylediği ileri sürüldü. Lübnan’ın El Ahbar gazetesinin Suriye hükümetine yakın üst düzey bir bölgesel kaynağa dayanarak duyurduğu ziyaret, 2011’de Suriye savaşının başlamasından beri ABD’den en üst düzey ziyaret niteliğinde. Sadece “David” diye söz edilen ABD’li yetkiliye Suriye Ulusal Güvenlik Konseyi Başkanı Ali Memluk “ABD güçlerinin Suriye topraklarında bulunmasını işgal olarak değerlendiriyoruz” dediği, David’in “Bizim varlığımız danışmanlık düzeyinde, sadece IŞİD’le savaşmaktayız” yanıtını verdiği öne sürüldü. “Amerikan hükümeti, IŞİD ortadan kalktıktan sonra Suriye’de herhangi bir askeri üsse sahip olmak veya as ker bulundurmak istemiyor. Suriyeli muhaliflerden hiçbir gruba Suriye topraklarında kalacağına dair bir vaatte bulunmadı” diye eklediği iddia edildi. ‘Kürtlere özerklik yok’ ABD’nin pozisyonuna güvenmeyen Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad’ın ise Şam’daki ziyaretçilerin ardından müttefiklerine “Siyasi çözüm doğrultusunda Suriye topraklarının bir bölümünün Türkiye, ABD ve Ürdün egemenliğine girmesini öngören bir planı kabul etmeyiz” dediği savunuldu. Esad’ın, Kürtlerle bölgelerin yönetimi konusunda müstakil bir şekilde müzakere yapmadıklarını söylediği, “Bu bölgelerin özerk şekilde yönetilmesine izin vermeyeceğiz” ifadesini kullandığı aktarıldı. ‘Haşdi milisleri dağıtılamaz’ ABD’nin ‘terörist’ diye nitelediği Irak’taki Haşdilerin komutanı Muhendis, milis grubunu dağıtma baskılarına karşılık “Irak ordusu Haşdiler olmadan yapamaz, Haşdiler de Irak ordusu olmadan” dedi. Sünnilerle entegrasyon, Kürtlerle kardeşlik mesajları verdi. Katalonya Özerk Yönetimi’nin merkezi Barselona’da parlamento önünde toplanan yaklaşık 20 bin kişi “Siyasi mahkumlara özgürlük” pankartları taşıdı. AB’de Katalan tutuklama krizi Katalonya Bölgesel Yönetimi’nin bağımsızlık ilanına karşı Madrid’in özerkliği feshetmesinin ardından İspanyol yargısı Katalan liderleri hapse atma kampanyasını genişletiyor. Başsavcının talebi üzerine dün yargıçlar beklenen kararı aldı. Feshedilen Katalan hükümetinin başkanı Carles Puigdemont için Avrupa Birliği (AB) çapında yakalama emri çıkarıldı. Puigdemont hafta başından beri Belçika’da bulunuyor ve Madrid’de mahkemeye ifade vermeye gitmiyor. Önceki gün Katalan hükümetinin eski sekiz bakanı, mahkemeye ifade vermelerine rağmen, yurtdışına kaçmalarını önlemeye yönelik gözaltı kararı uyarınca hapse atılmıştı. Dün Belçika Başsavcılığı, Puigdemont hakkındaki yakalama kararını inceleyip yargıçlara havale edeceklerini söyledi. Belçika hükümetinin Katalan liderlere AB içinde sığınma verebileceği açıklaması üzerine Puigdemont Brüksel’e gitmişti. AB: Yargıya saygılıyız Seçimle işbaşına gelen yöneticilerinin hapse atılması üzerine sokaklara dökülen Katalanların krizi çözmek için araya girme çağrılarını AB bir kez daha reddetti. Daha önce krizin İspanya’nın iç meselesi olduğunu vurgulayan AB’den dün de Puigdemont için tutuklama emri çıkarılmasının “bağımsızlığına saygı duydukları” mahkemelerin görevi olduğu açıklaması geldi. Alman hükümeti de Madrid’e destek çıktı. “Ayaklanma, halkı isyana teşvik, kamu fonlarını kötüye kullanmakla” suçlanan Katalan yetkililere 30 yıla varan hapis cezaları verilebilir. Puigdemont’un avukatı Paul Bekaert, İspanyol yargısının Belçikalı savcılara iade talebinde bulunmasını beklediklerini, sığınma başvurusu yapmadan olası bir suçlu iadesi kararında temyize gideceklerini söyledi. Puigdemont “durumun artık İspanya’nın içişleri olmaktan çıktığını” savundu. CEYDA KARAN Irak’ta IŞİD’e karşı savaşın ordu ve federal bir likleriyle birlikte öne çı kan unsuru Haşdi Şaabi, ya ni Halk Seferberlik Güçleri. Ayetullah Sistani’nin çağrı sı ile başbakanlığa bağlı ola rak Irak parlamentosu ona yıyla kurulan Haşdilerin as keri lideri Cemal Cafer İbra him, namı diğer Ebu Mehdi el Muhendis ise en güçlü ve tartışılan figürlerinden birisi. 2007’de “Irak Hizbullah”ı adıyla anılan Kataib Hiz Ceyda Karan, Muhendis ile Bağdat’ta Yeşil Bölge’deki karargâhında konuştu. bullah grubunu kuran Mu sınız” esprisini yaptı. Sonra ciddi hendis, İran ile ilişkilerinden ötü yetle “Haşdi resmen siyasete atıla rü ABD’nin “Irak’ın istikrarına teh maz. Ama gönüllülerden bazıları se dit teşkil eden şahsiyetler” listesinde. çimlere girmek isteyebilirler” diye 2003 işgali sonrası Irak’ta milletvekili rek ekledi, “Girenler Haşdi olmayı seçilse de istifaya zorlanan Muhendis, bırakmalıdır.” şu günlerde “terorizmle” itham edili Haşdiler için “Mezhepçi deği yor. Haşdilerin 2018 seçimlerinde et liz. Çoğunluk Şii, Irak nüfusu öy kinlik kurmasına kesin gözüyle bakı le. Sünni gönüllülerimiz de var, di lırken dikkatler de Muhendis’te. ğer azınlıklar da. Onların Haşdi’de H‘Saiyşadsi’edteengçiırkeanr’ temsil oranı Irak nüfusundakinden yüksek” diyen Muhendis, “Biz vatanımız için savaşıyoruz. Kurtarılan Vaktini bir cepheden ötekine gide yerleri sahiplerine verdik. Oraları rek geçiren, nadiren konuşan Muhen için kanımızı döktük” vurgusu yap dis ile uluslararası bir gazeteci grubu tı. Muhendis Şii milislere atfedilen eşliğinde Bağdat’ta Yeşil Bölge’deki katliamlar için ise Haşdi’nin IŞİD’e karargâhında konuştuk. Dikkat çekici karşı kazanım elde ettiği her yerde mesajlar verdi. Muhendis, ABD baskı bu söylentilerin çıkartıldığı, bunun larına karşın IŞİD’i yenmekte büyük “medyanın algı yaratma” amaçlı rol oynayan Haşdi’nin dağıtılmayaca operasyonu olduğunu savundu. ğını söylerken vurgusu “Irak ordusu Muhendis’e göre, Irak’ın Sünnile Haşdiler olmadan yapamaz, Haşdiler ri yıllarca hakiki hizmet görmediler. de Irak ordusu olmadan...” idi. “Kurtuluş sırasında Anbar’da gör Muhendis, Haşdilerin Irak siya dük. Hükümetin onlarca yıl burala setinde manzarayı değiştirecekleri ra hiç uğramadığını gördük. Sadece ni söylerken “Bundan bahsetmeyin, ana yollar kontrol edilmiş” derken yoksa bütün siyasileri korkutacak “Yerel hükümet ve yönetim ihtiya ‘Türkiye, IKBY’yi kendi Kıbrıs’ına çevirmek istedi’ IrakTürkiye ilişkileri geçen sene Irak Başbakanı Haydar el Abadi’nin Başika’daki Türk askerlerinin çekilmesi talebi ve Ankara’nın reaksiyonuyla büyük krize girmişti. Bağdat Türkiye’yi BM Güvenlik Konseyi’ne şikâyet etmişti. IKBY’deki bağımsızlık referandumu işleri değiştirdi. Bağdat’ın Kerkük’ten Sincar/Şengal’e uzanan hatta kontrolü alması ile yıllar sonra Habur sınır kapısında iki ülke doğrudan bağlantı kurdu. Ebu Mehdi Muhendis, Ankara’nın Iraklı Kürtlere yıllarca cesaret verip sonra vazgeçtiğini söylerken şu görüşünü dile getirdi: “Türkiye IKBY’yi kendi Kıbrıs’ına çevirmek is tedi. Ulusal çıkarlar devreye girince durum değişti.” “Gerilimin iki ulusa da faydası yok” diyen Muhendis, Ankara’nın son tutumu için “Tarih Türkiye’yi şükranla anımsayacak” diye ekledi. Bu yıl Haşdi güçlerinin “Türkiye’nin Telafer hassasiyetine uygun davranmak için” operasyonları ertelediğini söyleyen Muhendis, geçen hafta Şii ve Sünni Türkmen heyetlerinin Ankara’da buluştuğu bilgisini verdi. Muhendis, Musul için “Zaten Türkiye’nin tarihi ve kültürel varlığı ve hegemonyası orada güçlü” derken, “Bizleri 500 sene yönetmişsiniz. Sizden korkuyoruz” esprisini yaptı. cı” olduğunun altını çizdi. y‘İraarndıhmepet ti ’ Peki İran’ın tartışmalı rolü? Muhendis, “İran bu krizin başında Irak’ı açıkça destekleyen ilk ve tek ülke oldu. Haziran 2014’te IŞİD neredeyse Bağdat’ı ele geçirecekken Amerikalılar yoktu. İçişleri Bakanlığı’nda silah, mühimmat kalmamıştı. Erbil’i ilk destekleyen ve IŞİD’in eline düşmesini engelleyen de İran’dı. Şöyle bir benzetme yapılabilir: Eğer bir hastanede operasyon yapılıyor ve kana ihtiyaç varsa, İran kanı veren ilk ülke oldu. Amerikalılara kalsaydı, hasta ölecekti.” Amerikalıların Bağdat düşecekken, diplomatlarını tahliye için iki Apache hazırladığını söyleyen Muhendis, aynı durumun IKBY için de geçerli olduğunu belirtip Barzani’nin yardımından ötürü Tahran’a teşekkür mektubu yolladığını anımsattı. ABD güçlerinin varlığı içinse, açıkça, “Irak hükümetinin kararıdır. Bizim şahsi fikirlerimize rağmen, ki biliniyor, kararı onlar verir, biz uyarız” demekle yetindi. ABD’nin “terörist” nitelemeleri sorulunca da “ABD’ye hiçbir yanıtım yok” dedi. ‘Kürtlerle kardeşiz’ Bağdat tartışmalı bölgelerde federal yönetimi tesis ederken Haşdilerin rolü tartışma konusu. Muhendis ise özellikle Kerkük için “Irak Başbakanı, başkomutan olarak otoritenin tesisini istedi. Saatler içinde çatışmadan sağlandı. Kerkük’te yaşananlar en başka Irak ordusu ve işbirliği yapan peşmergenin başarısıdır. Sadece Kerkük değil, Musul ve Selahaddin de. Biz şehirlerin içine girmedik, sadece etrafında vardık. Bütün bunlar peşmerge ile konuşarak ve anlayış içinde olup bitti” vurgusu yaptı. Sadece Tuzhurmatu’da bazı intikam olayları olduğunu anlatan Muhendis, “Kendi güvenlik güçlerimizin başını yolladık. Kararlı hareket ettik” diyerek asıl şiddeti dindirdiklerini aktardı. Kürtlerle “kardeş oldukları, savaş istemediklerinin” altını çizen Muhendis, “Kürtlerle ve Kürt liderliğiyle Saddam’a karşı mücadelede gelişmiş çok uzun dostluğumuz var. En başta Mam Celal ile. Ben Halepçe’de kimyasal silahlı saldırıda vuruldum. Orada da şehit düşmüşlerimiz var” dedi. Devlet intikam alınca... Barselona Belediye Başkanı Ada Colau, “Katalonya’nın seçilmiş temsilcileri hapiste. Bu kara bir gündür” diyor ve devam ediyor: “Katalan kurumlarına ve demokrasinin temeline yapılmış bir saldırı bu ve İspanyol devletinin intikamı!” Avrupa’da kaygıya yol açan sabık (azledilmiş) 8 Katalan hükümet üyesinin Madrid tarafından cezaevine yollanmasını, Katalonya’da Ada Colau gibi bağımsızlıkçı cepheden olmayanlar bile bu şekilde “intikam” diye yorumluyor. Olay henüz sıcak. Ama Eski Kıta’da on yıllardır unutulan “siyasi tutuklu” kavramının yeniden gündeme girmesi bile, Katalonya’nın sınırlarının ötesinde, Avrupa’da çok geniş tedirginlik yaratıyor. Tarafların keskin biçimde bilendiği İspanya’nın dışındaki yorumlarda bile bariz bir “yön” ve “pusula kaybı” olduğu fark ediliyor. Eski Kıta’nın büyük siyasi tartışmalarını tanımlayan referansların muğlaklaştığı ve kafaların karıştığı görülüyor. Yangın yayılır mı? Avrupa başkentleri, Katalonya krizinde her gün yeni bir dönemeç alan sıra dışı gelişmeler karşısında suskunluklarını korumayı yeğliyor; konuya özellikle girmek istemiyorlar. Herkesin dolabında zira iskeletler var. Kimse içindeki Flaman, Korsika, İskoç, Tirol ayrılıkçılarının ellerine koz vermek ve onları yeni argümanlarla tahkim etmek istemiyor. AB liderleri bu sebeple… “Katalonya’nın siyasi tutukluları” manzarasından hazzetmeseler de… Madrid’e açık demokrasi vaazı vermekten kaçınıyorlar. Beri yanda kendi ayrılıkçılarını tahrik etmemek için, Madrid’le ortak cephe görüntüsü yaratmaktan da çekiniyorlar. “İspanya’nın demir yumruğu” ile beraberlik fotoğrafı vermekten imtina ediyorlar. Aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık… Özetle Tarzan zor durumda. Tarzan burada AB oluyor… Ama bu, AB liderlerinin kapalı kapılar ardında Madrid hükümetini hiç uyarmadıkları anlamına gelmiyor. Geçen ay başındaki “korsan bağımsızlık referandumunda” oy kullanan Katalanlara şiddet uygulayan Madrid’e o günlerde de yaptıkları gibi bu defa da, “Bu çağda hapishaneye siyasetçi göndermek de ne” diye soruyorlar: “Bu siyasi bir sorun ve yargıyla değil, siyasetle çözülür. Aman dikkatli olun, yangını Avrupa’ya yaymayın!” Katalan özerkliğinin askıya alınması ardından kodesi boylamamak için soluğu Brüksel’de alan yerel hükümetin “sabık” başkanı Carles Puigdemont’un yapmaya çalıştığı tam da bu aslında: Avrupa’nın diğer ayrılıkçılarını da yanına alarak Katalan meselesini İspanya’nın iç sorunu olmaktan çıkarıp Avrupa geneline taşımak… Ancak Puigdemont’a şimdiye dek yalnız Belçika’nın Flaman ulusalcıları destek çıkıyor ve kendisinin Belçika da onlar tarafından ağırlandığı yaygın bir dedikodu olarak dolaşıyor. İskoçlar ve İrlandalılar da geri planda Katalan lidere çiçek atmaktan kaçınmıyorlar… ‘Mandelacılığa soyunacaklar’ İspanya’nın hissiyatını öte yanda en iyi “El Pais”in dünkü başyazısı özetliyor: “Eski Katalan hükümetinin yarısının hapse gönderilmesinin endişe yaratması normal” diyor merkeziyetçi basının amiral gazetesi ve özetle ekliyor: “Ancak bu liderler fikirleri nedeniyle değil, anayasa mahkemesi kararlarını defalarca ihlal ettikleri ve siyasiekonomik istikrarsızlık yaratarak devleti ayrılıkçılık pazarlığına oturtmaya teşebbüs ettikleri için orada bulunuyorlar. Siyasi sorunlar evet… politikayla çözülür ama adalet ve yasaya saygının olmadığı yerde de demokrasi ve politika yapmak imkânı ortadan kalkar…. Bizi zor günler bekliyor.” Başyazının yamacındaki bir diğer yorum da hapisteki kadronun “zulüm yapan İspanya devleti” imajını işleyerek Mandelacılığa soyunacağını teslim edip arkadan, “Ne var ki” diyor, “güçler ayrılığı ilkesi ve adalet, siyasi faydacılığa feda edilemez.” Madrid basını özetle İspanyol yargısının arkasında.Dijital basında da “İsyancılar şimdi artık Madrid hapishanelerinde ‘Viva España/ Yaşasın İspanya’ türküsü çığırırlar!” coşkusu esiyor. İntikam duygusu bir kez azmaya görsün. Medeniyet cilası hızla böyle dökülebiliyor. Trump Tillerson’a ‘savaş açtı’ ABD Başkanı Donald Trump,12 gün sürecek, 5 ülkeyi kapsayan Asya gezisine çıkarken Dışişleri Bakanı Rex Tillerson’ı yaylım ateşine tuttu. Fox News’a konuşan Trump, Amerikan dış politikasını sadece kendisinin belirlediğini söyleyip “Önemli olan sadece benim, çünkü hangi politika uygulanacağını ben belirlerim” dedi. 4 yıllık görev süresi boyunca eski Exxon CEO’su Tillerson’ı dışişleri bakanı tutup tutmayacağı sorusunu “Bakalım, göreceğiz, bilmiyorum” diye yanıtlayan Trump, kendi gündeminin ABD Dışişleri’nin bazı çalışanları tarafından desteklenmemesi yüzünden “mutsuz” olduğunu dile getirdi. C MY B