18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
DUNYA Pazartesi 5 Eylül 2016 Libya’ya Britanya savaş gemisi ABD’nin IŞİD’e karşı özel kuvvetleriyle savaştığı Libya’ya Britanya da savaş gemisi gönderiyor. Libya açıklarındaki AB gemilerine katılacak HMS Diamond’ın gidiş sebebi son dönemde artan sığınmacı trajedilerine karşı insan kaçakçılığıyla mücadele olarak açıklandı. [email protected] TASARIM: MÜGE KAYGUSUZ Kaepernick Polis sendikalarından maç boykotu ABD’de polisin siyahlara yönelik şiddetini milli marş sırasında ayağa kalkmayarak protesto eden Amerikan futbolu oyuncusu Colin Kaepernick’e polis sendikaları tepkis gösterdi. Sendikalar Kaepernick’in takımı “San Francisco 49ers”ın maçlarını boykot etmekle tehdit etti. 7 Merkel evinde ‘vuruldu’ Şansölye sığınmacılara kapıyı açmasının yıldönümünde kendi eyaletinde seçim hezimetine uğradı. Sığınmacı karşıtı AfD, Merkel’in CDU’sunu geçip 2. parti oldu Almanya Başbakanı Angela Merkel, sığınmacılara açık kapı politikasının birinci yıldönümünde eyalet seçiminde hezimete uğradı. 2 Eylül 2015’te 3 yaşındaki Alan Kurdi’nin cansız bedeninin Bodrum sahiline vurması üzerine Suriyeli sığınmacılara sınır kapılarını açan CDU lideri Merkel, bir yıl sonra kendi seçim bölgesi Stralsund’un bulunduğu Mecklenburg–Vorpommern eyaletinde sığınmacı karşıtlarına yenildi. Protesto oyları AfD’ye Eski komünist Doğu Almanya’da bulunan ülkenin en yoksul ve en düşük nüfuslu, sadece 1 milyon 330 bin seçmene sahip eyaleti Mecklenburg– Vorpommern’i Sosyal Demokrat Parti (SPD) ile Hıristiyan Demokrat Birlik (CDU) koalisyonu yönetiyordu. Dün yapılan eyalet meclisi seçiminde tüm bildik partiler oy kaybetti ve protesto oyları henüz iki yıl önce kurulmuş Almanya için Alternatif (AfD) partisine gitti. ARD kanalına göre SPD, oyları yüzde 35.6’dan 30.4’e gerilese de yine birinci geldi. Yüzde 21.4 oyla AfD ikinciliği göğüslerken, oyları 23’ten 19.1’e inen CDU üçüncülüğe geriledi. Sol Parti’nin oyları yüzde 18.4’ten Çin ziyareti öncesi kendi seçim bölgesi Stralsund’un bulunduğu en yoksul eyalet MecklenburgVorpommern’i ziyaret eden Başbakan Angela Merkel, “Korku, nefret politikalarına teslim olmayın. Bunlar çözüm değil” dedi. 12.9’a indi. Yeşiller 4 puan civarı kayba uğrayınca yüzde 5’lik barajı geçemedi. Aşırı sağcı NPD ve Hür Demokrat Parti de baraja takıldı. SPD’li Başbakan Erwin Sellering’in nasıl bir koalisyona gideceği merak konusu. Dün oyunu kullanan emekli bir öğ retmen, AfD’ye oy verdiğini belirtip nedenini şöyle açıkladı: ‘Sığınmacıları vurun’ “Sığınmacı sorunu yüzünden. Almanya’ya bir milyondan fazla sığınmacı geldi. Onlara para var ama doğu dakilerin emekli maaşını batıdakilerle aynı seviyeye getirmek için para yok.” Avro karşıtı bir parti olarak kurulan AfD, sığınmacı karşıtlığına yatırım yapıp yükselişe geçti. Temmuz 2015’te liderliğe gelerek AfD’yi aşırı sağa çeken Frauke Petry, göçmenlerin Almanya’ya girmesini engellemek için polisin ateş açmasını savundu. ‘Boateng komşu olamaz’ İslam’ın Almanya’ya ait olmadığı ve anayasaya aykırı olduğu sözleri tartışma yaratan kadın liderin Alman milli takımının Gana asıllı futbolcusu Jerome Boateng için “Hiçbir Alman onunla komşu olmak istemez” demesi büyük tepki çekti. Lakin AfD’nin bu seçimin asıl kazananı olmasını engellemedi. Önceki gün Petry, seçmenlere “Sadece eyalet değil Almanya çapında tarih yazın” çağrısında bulunurken, anketlere göre bugün genel seçim yapılsa AfD yüzde 12 oy toplayacak. 16 eyaletin 9’unda muhalefet partisi konumuna gelen AfD’nin önlenemeyen yükselişi, Almanya’daki siyasi krizi derinleştirebilir. Anketler halkın yarısından fazlasının Merkel’in 2017 sonbaharındaki genel seçimde 4. kez aday olmasını istemediğini gösteriyor. İran’ın derdi bu kez Suudi destekli Kürtler İran’da 20 yıldır güvenlik güçlerine karşı silah kullanmayan Erbil destekli İran Kürdistan Demokrat Partisi’nin (İKDP) bir süre önce Devrim Muhafızları’yla çatışmaya başlaması, Tahran’da çatışmaların ardında Suudi Arabistan’ın parmağı olduğu kuşkularını körükledi. Silahlı saldırılara “başka çareleri kalmadığı için başladıklarını” savunan İKDP ve Riyad iddiaları yalanlarken, Reuters’a konuşan İKDP’nin Erbil bürosundan Kerim Perwazi “Ana hedefimiz silahlı çatışma değil. Politik, toplumsal ve örgütsel faaliyetler istiyoruz” dedi. Ancak Suriye ve Yemen krizinde Suudilerle mücadele eden, Irak ve Lübnan siyasetinde desteklediği aktörlerle Riyad’la ters düşen İran, iddiasında ısrarcı. Suudi Arabistan eski istihbarat şefi Türki el Faysal’ın temmuzda rejim karşıtı sosyalist Halkın Mücahitleri’nin Paris toplantısına katılması kanıt olarak gösteriliyor. Eski İranlı komutan Muhsin Rezai “Suudi Arabistan, sınıra gelen tüm karşıt gruplara para verip, ‘Hadi gidip operasyon yapın’ diyor. ‘Nerede yapalım’ diye sorduklarında ise ‘Hiç farketmez, biz İran’ı güvensiz bir yere çevirmek istiyoruz’ diyorlar” dedi. Siyah kilisesinde sürpriz ABD başkanlık seçimine iki ay kala siyah oyların peşine düşen Cumhuriyetçi aday Donald Trump, Detroit kentinin nüfusunun yüzde 83’ünü oluşturan ve Demokrat Parti’yi destekleyen siyahları etkilemeye çalıştı. Siyahların tarihi kilisesinde müzikli danslı ayine ayak uydurmaya çalışan ama yapaylığı üzerinden akan Trump, cemaate “Sizin endişelerinizi dinlemek için buradayım” diye seslendi. Finansal krizde iflas eden otomobil sanayinin merkezini kurtarmayı vaat eden Trump, ırkçı söylemiyle tanınmasına karşın, bu kez ulusun daha iyi eğitim ve iş olanaklarına kavuşması için bir sivil haklar gündeminin olması gerektiğini savunda. Ama ikna olmayan siyahlar “Beyaz Saray’da nefret istemiyoruz”, “Trump çöpe” sloganlarıyla protesto düzenledi. Adnani’nin halefi aranıyor 3. sayfa güzeli IŞİD’ci oldu Britanya’da tabloid gazetelere üstsüz pozlar veren model Kimberley Miners’ın IŞİD’e katılmaya kalkıştığı iddia edildi. Sunday Times’a göre, Miners’taki (27) değişim babasını kaybetmesinin etkileriyle boğuştuğu son bir yılda başladı. Müslüman arkadaşlarıyla yakınlaşıp İslama geçti. Ancak ilerleyen sürede radikalleşme yönelimine girdi. Suriye’de IŞİD için savaşan bir Britanyalı militanla iletişime geçti. Habere göre, ekimde iki kez Türkiye’ye “seyahat” yaptı, Suriye sınırı yakınındaki kamplara gitti. Örtünüp Facebook hesabında “Britanyalı Ayşe” ismiyle IŞİD’in şiddet görüntülerini de paylaşmaya başladı. Bu gelişmeler üzerine ise Britanya istihbaratı harekete geçti. IŞİD lideri Bağdadi’nin, öldürülen iki numara Adnani’nin halefini belirlemek için örgüt içinde mülakat yaptığı iddia edildi IŞİD’in en etkili ismi Ebu Muhammed Adnani’nin Suriye’de bir hava operasyonunda öldürülmesinin ar dından halefi aranıyor. Sunday Times gazetesine göre, IŞİD’in yabancı savaşçılarını örgütleyen, Batı’daki saldırılarını yönlendiren, propaganda şefliği de yapan Adnani’nin yerine kimi atayacağına karar vermeye Binali çalışan IŞİD lide ri Ebubekir Bağdadi, bunun için örgütün önemli isimlerini Rakka’da topladı. Onlarla mülakatlar yürütüyor. Tecavüzcü aday Köle yapılan Ezidi kadınlarına tecavüz etmenin meşruiyetine dair bir rehber kaleme alan Bahreyn asıllı Türki el Binali (32) ile kaçak petrol ticaretinin denetçisi ve Rakka’nın ilk yöneticisi Ebu Lokman (43) öne çıkan adaylar. Adnani’nin görevleri birden çok kişiye de paylaştırılabilir. Maduro karşıtları Madrid sokaklarına sel olup aktı Venezüella’da muhalefetin, Devlet Başkanı Nicolas Maduro karşıtı geniş çaplı eylemleri sürerken onlara destek İspanya’dan geldi. Başkent Madrid sokaklarını dolduran çoğu Venezüellalı kalabalık, Maduro’nun görevden alınmasını içeren referandumun yapılması çağrısı yaptı. Halep’te yeniden hükümet kuşatması ABD ile Rusya arasındaki Suriye için ateşkes görüşmeleri G20’de devam ederken ve iki taraf anlaşmaya yaklaştıkları ama bazı pürüzleri aşamadıkları işareti verirken, Halep’te hükümet cihatçıları yeniden kuşatmaya aldı. Suriye ordusu ve müttefikleri, Halep kentinin güneyindeki Ramuse Topçu Üssü’nü yeniden ele geçirdi ve böylece kent merkezindeki Nusra liderliğindeki cihatçıları bir kez daha kuşatma altına aldı. Hükümet güçleri, askeri üssün yakınlarındaki Cemiyet ve Ammara tepelerini de kontrolü altına aldı. Haberi muhaliflerin Suriye İnsan Hakları Gözlemevi de doğruladı. ABDRusya anlaşması Bir ay önce Nusra liderliğindeki Fetih Cephesi içindeki gruplar Ramuse Topçu Üssü ve çevresindeki köyleri ele geçirerek Doğu Halep’teki cihatçılar üzerindeki hükümet kuşatmasını kırmıştı. Ancak gazeteci Elijah Magnier, RusyaTürkiye anlaşması uyarınca Feylak’uş Şam, Nureddin Zengi Tugayı ve Sultan Murat Tugayı’nın Halep’i terk edip Türkiye’nin operasyonuna katılmasıyla hükümetin ilerleyeceğini öngörmüştü. Dün Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Sergey Ryabkov “ABD ile Suriye konusunda anlaşmaya yakınız. Ama tarih veremem” dedi. Dilma’nın darbesi Kafalarda soru işareti bırakmayan hakikilikte bir darbe mi arıyorsunuz? Dönün Latin Amerika’ya bakın. Brezilya’yı göreceksiniz... Bizim ‘muhafazakârlar’ bile Brezilya’da darbe olduğuna hükmetmiş. Sırf sandık demokrasisi üzerinden paralellik kurarak ‘mağduriyet’ devşirecekler. Tespitleri için önce ‘Aferin’ diyelim. Sonra soralım bakalım, niye darbe olmuş? Yoksa bizimkiler mevzu ekonomi politikaları, yolsuzluk ve talan düzeni, emeksermaye çelişkisi ile servetin yeniden dağıtımına geldiğinde, uluslararası sermaye ile zihniyet açısından çok mu farklı konumdalar? HHH Askeri dikta rejimine karşı elde silah savaşmış, zindanlarda işkenceden geçmiş eski bir gerilla olan kadın Devlet Başkanı Dilma Rousseff, mayısta askıya alınan görevinden geçen hafta azledildi. Yarıdan fazlası yolsuzluklara batmış, çoğu sağcı Senato üyeleri tarafından... Bir yerlerde ‘garanti altına alınmasını’ fısıldadığı para kasaları da yoktu, para sayma makineleri de... Dilma, ‘bütçe açığını saklamak için mali kuralları ihlalle’ suçlandı. Devlet bankasından alınan borçların ötelenmesi yoluyla bütçenin düzgün görünmesi, yani her hükümetin yaptığı iş... Bu durum ana akım medyanın cümle arasında ‘yolsuzluktan suçlu bulundu’ yalanı yaymasını önlemedi. HHH Haziranda ortaya çıkan ses kayıtlarıyla istifa eden Planlama Bakanı Romero Juca vakası, azlin ‘kongre, yargı ve ordu’ onaylı bir komplo olduğunu sergiliyor. Milyonlarca dolarlık rüşvet soruşturması altındaki Parlamento Başkanı Eduardo Cunha’nın öncülük ettiği parlamenterler, artık yolsuzluklarını kapatabilirler. 40 milyon doları bulan rüşvet skandalının zanlısı Brezilya Demokratik Hareket Partisi üyesi Devlet Başkanı Yardımcısı Michel Temer de, seçmenler sandıkta defalarca partisini reddetmiş olsa da 2018’e dek koltuğu garantiledi. Tabii İşçi Partisi’nde de kirli siyasetçiler eksik değilken, karambolde Dilma’nın selefi efsane lider Lula da Silva’nın 2018’de yeniden adaylığı yolsuzluk iddialarıyla engellenirse İşçi Partisi’nin önü kesilecek. HHH Azle direnilmezse Brezilya’yı bekleyenlere gelince... Hızlı özelleştirmeler, kemer sıkma programları, sosyal harcamalarda kesinti, ordu ve polis baskıları. Ve BRICS’in B’sinin kopartılması. Böylece 1980’lerdeki sağcı faşist askeri dikta rejimlerinin faili ABD’nin seçilmiş bir lidere sivil darbe karşısındaki sessizliği de anlam kazanıyor. 2009 Honduras’ta, 2012’de Paraguay’daki tartışmalı aziller sonrası Latin Amerika’nın en büyük ekonomisinde sol dalga kesilmiş oluyor. HHH Bu süreçte popülist solun günahı eksik değil. Sendika kökenli Lula’nın 13 sene önce başlattığı, 2010’da Dilma’nın devraldığı yürüyüşün özeti şu: Uluslararası mali sistem ve yerli oligarşinin neoliberal programı, serveti sosyal programlar aracılığıyla yoksullar hayrına yeniden dağıtımla dengelemek. ‘Mutabakatçı sol’ denilen bu yöntem, IMF anlaşmasını bitirdi, petrol zenginliği ve kendi reçeteleri ile ulusal serveti artırıp dağıtımı kısmen düzenledi. Büyüme hızı sürdükçe işe yaradı ve nüfusun üçte biri yoksulluktan kurtuldu. Herkes ‘tüketici’ oldu. Ancak tarım reformu boşlanırken, sağlık ve eğitimde, altyapı projelerinde özelleştirmelerle yürünürken, spekülatif sermayeye bağımlılık bitmedi. Mali kriz 2010’da ülkeyi vururken, paylarını isteyen oligarkların göz dikecekleri yer belliydi. Dilma’nın ulaşım zamları, eğitim ve sağlıktaki yetersizlikler dururken pahalı Dünya Kupası ve Olimpiyat Oyunları yatırımlarının 2013’te Gezi ile eşzamanlı olarak patlattığı orta sınıfı isyanını anımsayın. HHH Kıssadan hisse. Bu öfke elbette dönüp Temer’i vuracak. Ama kapitalizmin yapısal krizleri süreğenleşirken, Brezilya, ‘yeni bir dünya’ isteyen sola yeni sorular sordurmalı: Demokrasi ve mülkiyet ilişkileri üzerine düşünmeden olabilir mi? Örgütlü toplum için neoliberalizm onaylı sivil toplumculuk, çoğulculuk, kimlik siyaseti ve ademi merkeziyetçilik kafi mi? Brezilya bir kez daha bize ‘tüketme özgürlüğü’ dışında başka bir dünya tasavvuru için düşünme fırsatı olmalı. Fuhuşla mücadele etmesi gerekirken fuhuştan gitti Britanya’da muhalefetteki İşçi Partisi milletvekili Keith Vaz’ın 2 erkek seks işçisiyle Londra’daki dairesinde para karşılığı birlikte olduğu iddia edildi. Mirror, evli ve 2 çocuk babası milletvekilinin, dairesinde buluştuğu seks işçileriyle cinsel gücü artırıcı ilaçları da konuştuğunu aktardı. Mecliste suç ve uyuşturucuyla mücadeleden sorumlu komisyonun başkanı Vaz, cinsel gücü artırıcı ilaçları yasaklama girişimine karşı çıkmıştı. Vaz’ın fuhuş yasalarının değiştirilmesi üzerinde de çalışan komisyondan istifası bekleniyor. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle