Katalog

Salı 5 Temmuz 2016 EDİTÖR: ELİF TOKBAY RSF Türkiye temsilcisi Asıl mağdurErol Önderoğlu TGC’yi el pençe yargıziyaretetti Cezaevinde 10 gün tutuklu kalan Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü Türkiye temsilcisi Erol Önderoğlu, “Her dönemin kötüsü olarak damgalandık. Bu dönemde en şanslı olan bendim. İki günde iddianame hazırlandı 10 gün sonra çıktım. Arkamda büyük bir kitle vardı. Bu durumda kendimi mağdur saymıyorum. Asıl mağdur siyasiler karşısında el pençe duran yargıdır” dedi. Damgalandık Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’ni (TGC) dün ziyaret eden Erol Önderoğlu’nu TGC Başkanı Turgay Olcayto, Genel Sekreteri Sibel Güneş, Başkan Yardımcısı Recep Yaşar, Genel Sekreter Yardımcısı Niyazi Dalyancı ve Hukuk Danışmanı Gökhan Küçük karşıladı. TGC Başkanı Turgay Olcayto çok zor bir dönemden geçildiğini belirterek bu yaşına kadar bu 61ö0lagdyaüdzraeütledcüi Merkezi Diyarbakır’da bulunan Özgür Gazeteciler Cemiyeti (ÖGC), 6 aylık gözlem raporunu açıkladı. ÖGC raporunda, son 5’i Suriye’de, 5’i Türkiye’de 6 ayda 10 gazetecinin öldürüldüğü, 24’ünün tutuklandığı, 42’sinin şiddet ve tehdide maruz kaldığı belirtildi. Sadece son 6 ay içinde Türkiye’de 102 gazeteci gözaltına alınırken bunlardan 24’ü tutuklandı. Raporda, 190 gazeteci ve basın organı hakkında soruşturma açıldığı vurgulanırken 60 gazeteci ve basın kuruluşuna dava açıldığı belirtildi. Özgür Gündem gazetesi hakkında şimdiye kadar “terörle mücadele”den 149, “hakaret”ten 27 soruşturma açıldı. Özgür Gündem gazetesi için düzenlenen nöbetçi yayın yönetmeni kampanyası çerçevesinde ise 47 “nöbetçi genel yayın yönetmenine” soruşturma açıldı. Bu soruşturmalardan 16 tanesi hakkında dava açıldı. l MAHMUT ORAL / DİYARBAKIR Önderoğlu (solda) TGC Başkanı Olcayto’yla görüştü. ZeÖÖsüivızynnniea’ddnMrreedeeürretoToztyeGğeğks,llCeuuiM’n’n’nyieseayeetakrvbznioesıdornraCıitğulkduelıtmiznıB..aoaakt kadar baskıcı bir dönem görmediğini kaydetti. Gazetelerin yüzde doksanına iktidarın hâkim olduğuna değinen Olcayto gerçekten gazetecilik yapanların da gazetelerine, kanallarına el konulduğunu dile getirdi. Erol Önderoğlu ise TGC’nin AKP döneminde kurulmadığını köklü bir örgüt olduğunu belirterek her zaman mağdurlara destek verdiğine değindi. Önderoğlu, “Her dönemin kötüsü olarak damgalandık. Bu dönemde en şanslı olanı ben dim. İki günde iddianame hazırlandı 10 gün sonra çıktım. Arkamda büyük bir kitle vardı. Bu durumda kendimi mağdur saymıyorum. Asıl mağdur siyasiler karşısında el pençe duran yargıdır” dedi. l İSTANBUL Fitili üniversite yakmış Mersin Üniversitesi akademisyenler için suç duyurusunda bulunmuş Yerlerde sürüklenen üniversitelilere 6 ay hapis MÜSİAD’in (Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği) Mersin Üniversitesi’nde düzenlediği etkinliği protesto edince polis tarafından kelepçelenerek gözaltına alınan öğrenciler hakkında açılan dava sonuçlandı. Mahkeme, 11 öğrenciye 6’şar ay hapis cezası verdi. Bazı öğrenciler hakkındaki ceza ertelenirken bazı öğrenciler için hükmün açıklanmasının geriye bırakılmasına karar verildi. Son duruşmada sanık avukatları, olay günü çekilen kamera görüntülerinden, öğrencilerin polis tarafından darp edildiğinin, bazı öğrencilerin yere yatılarak kelepçelendiğinin, bazı polislerin kadın öğrencilere küfür ettiğinin anlaşıldığını kaydetti. Sanık avukatları, görevli memura direnme suçunun oluşmadığını savundu ve beraatlarını talep etti. Mersin 4. Asliye Ceza Mahkemesi hâkimliği ise olay gününe ait kamera görüntülerini inceleyen bilirkişinin öğrencilerin polislere direndiği yönündeki yorumunu dikkate aldı ve öğrenciler hakkında cezaya hükmetti. l ABİDİN YAĞMUR / MERSİN ABİDİN YAĞMUR Mersin Üniversitesi Rektörlüğü’nün, “Bu Suça Ortak Olmayacağız” bildirisinin yayımlanmasının ardından imzacı akademisyenler hakkında Mersin Cumhuriyet Başsavcılığı’na “terör örgütü propagandası yaptıkları”, “Türk milletini alenen tahkir ettikleri” iddiasıyla suç duyurusunda bulunduğu ortaya çıktı. Üniversite suç duyurusu dilekçesinde akademisyenleri KCK Eşbaşkanı Bese Hozat’tan talimat almakla suçlamış. Mersin Üniversitesi Rektörlüğü (MEÜ), 11 Ocak 2016’da yayımlanan “Bu Suça Ortak Olmayacağız” bildirisine imza atan 20 akademisyen hakkında idari soruşturma başlatmış, yardımcı doçent ve uzman kadrosuyla görev yapan 8 akademisyeni de çeşitli gerekçelerle işten çıkarmıştı. Suç duyurusu dilekçesinde Hozat’ın, “Bu kadar şiddetli katliam ve soykırım karşısında yapılacak olan şey mücadeleyi her yere yaymaktır” sözlerine gönderme yapıldı. l MERSİN Yüksekova bayrama böyle giriyor Hakkâri’nin Yüksekova ilçesinde hendek ve barikatların kaldırılması için 13 Mart’ta sokağa çıkma yasağı ilan edildi ve operasyonlar başlatıldı. Yasak 30 Mayıs’ta kaldırılırken Yüksekova’dan geriye harabeye dönmüş bir şehir kaldı. İlçede bir yandan ağır hasarlı evler yıkılırken bir yandan da buralarda oturanlar az hasarlı evlerini onarmaya çalışıyor. Operasyonların yoğun yapıldığı Cumhuriyet, Güngör, Orman ile Eski Kışla Mahallesi’nde ise büyük hasar gören binalar iş makineleriyle yıkılıp enkazları ilçe dışına çıkartılıyor. Binaları hasar görenler, yetkililerden tek beklentilerinin kış aylarından önce çalışmaların tamamlanması olduğunu söylüyorlar. l DHA Amedsporlu futbolcudan tepki çeken paylaşım Spor Toto 2. Lig ekiplerinden Amed Sportif Faaliyetler’de forma giyen Abdullah Çetin, Lice ilçesinde operasyona dikkat çekmek amacıyla “Kalaşnikof”la çektirdiği fotoğrafını sosyal medya hesabında paylaştı. Fotoğraf tepkilere neden olurken, Çetin bir süre sonra paylaşımını kaldırdı ve silahın oyuncak olduğunu duyurdu. BULDAN: Kürtler boyun eğmeyecek HDPİstanbul Milletvekili ve rü mağduriyetlerden geçti. Ancak bu ülkeyi yö TBMM Başkanvekili Pervin Buldan, partisinin Te netenler karşısında hiçbir zaman boyun eğmedi kirdağ İl Başkanlığı tarafından Ergene ilçesin ler, diz çökmediler, biat etmediler. Bugün de, şim de düzenlenen iftar yemeğine katıldı. Yemekte ko di de bu ülkeyi yönetenler karşısında diz çökme nuşan Buldan, milletveki yecekler, boyun etmeye li dokunulmazlıklarının kaldırıldığını belirterek, Pervin Buldan cekler, biat etmeyecekler. Davamız büyük bir dava, “Kürt halkı yıllardır, yüz onurlu bir dava ve özgür yıllardır tarihsel ve toplumsal lük davası. Eşitlik, demokrasi da olarak bir sürü acılardan, bir sü vası” dedi. l DHA vfMeaüdzseglriemaçs: mRyooezjnadvaan Lübnan’da yayımlanan El Hayat gazetesine konuşan PYD Eşbaşkanı Salih Müslim, Türkiye ve Rusya ilişkilerinin yeniden normalleşmesinin özerk yönetim programına etki etmeyeceğini, Rojava’nın federasyondan vazgeçmeyeceğini söyledi. Müslim, Afrin ve Kobani kantonlarını da birleştireceklerini belirtti. Müslim, “ABD öncülüğündeki Uluslararası Koalisyon ve Washington’ın desteğine güveniyoruz” dedi. l DHA haber 5 Kanlı topraklarda yaşamak... Rüzgârdık, sevdaydık, temmuz sıcağını unutmuş, el kadar mavilerle avunuyorduk... Sığ sulardaydık... Kan ısısında! Geride kalmış yılları arar gibiydik... Işık otların üstüne düşerken suskunluğu benimseyen bizdik. Uzaktaki karanfilleri seyrederken, gündoğumunun anılarıyla çoğaldığımızı sanırdık. O kıyı gölgeliğinde ölümlerle yaşayan, kıyımlara alışan, katliamlarla yüzleşen bir kanlı hayatın içindeydik... Sözcüklerin kaçıp gittiği yerlerde, soluksuz, kaygılı sabahları kovalıyorduk... Bomba yüklü araçlar, canlı bombalar, cellatlar... Gözlerimizin gizinde bir harf koparken sessizce ağlıyorduk. Gece yayılırken karanlık kuytuluklarda kaybolan bizdik. Bizdik hüzünlerle çoğalan, acıyı ekmeğimize katık eden. Güneş ışıkları yağmıyordu üstümüze... Isıtmıyordu artık bizi. Mavi çiçekler uykuya hazırlanırken çocuklar ölüyordu mayınlı tuzaklarda. O hüzünlü ıhlamur ağacı, kuşatılmış kentlerin yalnızlığı, masum insanların yakarışı. Külün içinde parlayan siyah gözler... Uzaktan gelen bir haykırış: “İki isteğimizin dışında bulunan şeye kulak verdiğin an, yalnızlığın gözyaşı ikimizden dökülür.” Gözlerim gözlerinde uyuduğum an, o sömürü bittiği zaman... Viraneye dönmüş o kentlerde, yaşadığım coğrafyaya barış geldiği an. Kaçıp giden tüm harfler geri dönüp gelecek biliyorum... Alevler bağrımı yakmayacak inanıyorum... HHH Sensizliği denizin gülünde çoğaltırken o çocuk ölümleri yüreğimi dağlarken... Gözyaşlarımı akıtırım gün içinde... Dağ başlarında olurum, soluk alıp verirken... Ufuk çizgisinde dolaşırken Madımak canileri gelir aklıma... Gözlerimi kapatır öylece kalırım. Gökyüzünün sıkılmış bir yumruk gibi gergin olduğu akşamlar... Donuk ve kaygılı bakışlar. Uçsuz bir deniz, bulanır gibi olur kuş gölgelerinde... Sen bir bayram sabahında, Kocasinan Mezarlığı’nda oğlunun mezarı başında dua ederken, ben seni uzaktan seyrederim. Acılarını içine gömmüş bir ana... Eski mevsimler gelir aklıma, ağaçlar çiçeğe durup ardından meyve verdiklerinde... Yıldızlar getirir beraberindeki geceyi hüzünleriyle birlikte... İşte o gece sessizce ağlarım... Bir zalim yalnızlık sarmalındayımdır. Belki ölümsüzlük bekliyor yıldızlar kavşağında var olmanın dayanılmaz hafifliğinde, belki bir yolcu... Sindirilmiş, susturulmuş bir insan ırmağı... Cehaletin batağı... Cihatçı katiller... Saatler duruyor... Sessizlik ezgilerle bozuluyor, eski bir gramofon çalıyor benim doğduğum evde, Edremit’in Yanık Değirmen Mahallesi’nde... Güre’de o görkemli çınar ağacının tam yanı başında... Tek katlı bir taş ev... Bir Prag sabahında Vitezslav Nezval öksüz bir bulutun öfkesine yenik düşüyor, Lice’de bir çocuk göğe bakıyor... Kızılırmak kıyısından Fırat’ın sularına uzanan bir yolda yolcular aynı tasayı paylaşıyor... HHH Biz acıları, hüzünleri çoğaltarak yaşayacağımızı, sevdalarımızı çiçeklendireceğimizi sandık... Kardeşim Esad’ı düşmanım Esed görüp emperyalist devletlerin buyruğuna girdik... Durduk yere düşman yarattık! Biz “Sünni Blok” gazıyla, emperyalistlerin kışkırtmasıyla, o büyük tezgâhın içine düştük, cihatçıların sırtını sıvazladık... Katar, Suudi Arabistan! Tüm renkleri unuttuk, çiçeklenmiş bahçeleri kuruttuk... Düşünceye kelepçe vurduk! Sandık ki IŞİD salt Kürtleri, Alevileri, turistleri öldürüyor. Rusya ne diyor: “IŞİD ve öteki cihatçı terör örgütleri Türkiye topraklarında çıkarılmalı...” Haydi çıkar bakalım! Uyuyan kaç hücre var bul ve çıkar... Gelin şu havalimanı katliamının nedenleri üzerinde konuşalım, tartışalım... Ve soralım: “IŞİD ve öteki cihatçı terör örgütleri Türkiye’nin dört bir yanında hücre yapılanmasına girdi mi girmedi mi?” Mutlu bayramlara, bunca acılara, ölümlere karşın! Hükümet ekonomi paketi açıkladı Şehit yakınlarına ÖTV muafiyeti Bakanlar Kurulu dün, Çankaya Köşkü’nde toplandı. Sabah saatlerinde toplanan kurul bir süre sonra bir ilke imza atarak basına açıldı. Başbakan Binali Yıldırım, “Ekonomik Müjdeler Paketi”ni açıkladı. Paketin ayrıntıları şöyle: ŞEHİT YAKINLARINDAN ÖTV ALINMAYACAK Terörle mücadelede şehit olanların yakınları araç alacağı zaman ÖTV alınmayacak. BİR YIL ERTELENECEK Doğal afet, tutukluluk ve sabotaj gibi nedenlerle ekonomik kayba uğrayan yatırımcıların ve sigortalı çalışanların süresi dolmuş borçları bir yıl ertelenecek. Böylece terör mağdurlarının mağduriyetlerinin giderilmesi hedefleniyor. Şehit yakınlarına kamuya atanma kolaylığı Şehit yakınlarına daha önce yılda iki kez tanınan kamu kadrolarına atanma hakkı sınırsız hale getirelecek. Şehit yakını, yakınını kaybettiği anda başvurması durumunda, branşına göre gecikmeden atanacak. Terörden etkilenen KOBİ’lere destek Terör ve doğal afetlerden etkilenen KOBİ’lere 100 bin lira kredi desteği verilecek. Yerli makine alımında 300 bin liraya kadar faizsiz krediyi KOSGEB verecek. İmalat sanayinde çalışan KOBİ’lerin yerli makine ev teçhizat alımında anlaşmalı bankalardan kullanacakları kredilerin faizini de KOSGEB karşılayacak. İsrail anlaşmasında 2. aşama İkinci adımı enerji, altyapı ile ilgili. Hazırlıklar yapıldı, bayramdan sonra hayata geçirilecek. Yurtdışı düzenlemeleri TURKUAZ KART DÖNEMİ Başka uyrukta olanlar için Türkiye’de çalışıp üretmelerini teşvik edecek Turkuaz Kart uygulaması geliştirilecek. YURTDIŞINDAKİ ARAÇLAR GELEBİLECEK Yurtdışında emekli olanlar 6 aydan kısa sürede kalırsa aracını getiremiyordu. Bu ortadan kaldırılacak. l ANKARA / Cumhuriyet C MY B