27 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Salı 19 Temmuz 2016 14 ÖzAgecanr Garip bir darbe seyrettik 15Temmuz’daki askeri darbe girişimini televizyonların karşısında bir Oliver Stone belgeseli izler gibi seyrettim. Önce Boğaziçi köprüleri tanklar ve kamyonlar marifetiyle kapatıldı. Sonra Genelkurmay’dan, Meclis’ten, TRT’den asker ve polisleri yan yana ve karşı karşıya getiren sahneleri, 78 milyon insan şaşkın şaşkın izliyorduk. Bu bir Oliver Stone eseri mi yoksa gerçek darbe miydi? Cumhurbaşkanı, Başbakan ve bakanların art arda açıklamaları geldi: “TSK’nin bir bölümünü oluşturan kumpasçılardı bunlar.” Yani Fethullah Gülen’in cemaati idi, açıklamalar bu yönde geldi. Hani Ergenekon ve Balyoz kumpasları ile hapishanelere gönderilen Atatürkçü generaller yerine monte edilen subaylar var ya; işte 15 Temmuz darbesini yapanlar bu FETÖ’cü subaylar. Dün işbirliği yaptığı AKP’yi, bu sefer devirmek için çalışanlar Ergenekon ve Balyoz sivil darbelerine (ve kumpaslarına) bu defa postallı olan eklenmişti. Sonra Erdoğan’ın ekranlara yansıyan çağrısı geldi; halkın meydanlara toplu bir hareket halinde yürüme talebiydi bu. Başta AKP’liler olmak üzere yürüdüler de. Bu yürüyüşler sırasında orada güç bela görevlerini yapmaya çalışan medya mensuplarına da zarar verenler oldu. Bir de İslami sloganlar sıkça görüldü. Asker ve polis çatışması yanında sokağa dökülenler askere saldırdı. Muhalefetin tavrı Muhalefet partileri darbecilere karşı ortak bir tutum sergilediler. Hükümete destek verdiler, postallı darbecilere karşı çıktılar, hükümetin tarafını tuttular: Bunu da “demokrasinin gereği olarak ifadesiyle değerlendirdiler.” Bir anlamda, AKP hükümetini demokrasi gereği desteklediklerini ve FETÖ’cülere karşı olduklarını ifade ettiler. AKP üst yönetimi her şeyden çok memnun: FETÖ’cülere karşı muhalefet yanlarındaydı, cepheleri genişlemişti, AKP imajını güçlendirdi. Üstelik FETÖ’cü darbecilere karşı kendilerine destek, “demokrasi” için veriliyordu. AKP’nin “demokratlığı konusunda” muhalefetten destek gelmiş oldu. Ve ayrıca Ergenekon, Balyoz faturaları FETÖ cemaatine yükleniyor, kendileri temize çıkıyorlardı. Anlaşılmayan bazı şeyler var: Bu Fethullah ne güçlü bir adammış ki Türkiye’de orduyu, üniversiteleri, İslami yapıyı, iş çevrelerini kontrol edebiliyor, darbe girişimlerinde bulunabiliyor. Üstelik yıllardır koskoca ABD, topraklarında ve himayesi altında bulunduruyor. O zaman bütün bu akıl dışı olaylar sonucu görülen adli, askeri, dini, siyasi kaos kimlerin işine yarıyor? AKP’nin mi? PKK’nin mi? ABD’nin mi? Türk milletinin mi? Sarraf’tan sonra ikinci öneri! Sarraf’ın ABD’ye gidip teslim olması planından sonra Oliver Stone’a “Sarraf üzerine film” önerisi yapmıştım; şimdi de “15 Temmuz FETÖ darbesi” üzerine yeni bir öneride bulunuyorum. 15 Temmuz akşamı televizyon ekranlarında izlerken gözlerimi ayıramayıp sabaha kadar seyretmiştim. Bir de koca ekranda seyrettiğinizi düşünün. Üstelik bu sayede, gerçekte 15 Temmuz’un kimin darbesi olduğunu belki anlama olanağımız olur. Bir duyuru; Cumhuriyet Kadınları Derneği Yalıkavak Şubesi yararına 20 Temmuz saat 20’de kitaplarımı imzalayıp okurlarla söyleşeceğim, görüşmek üzere… ON NUMARA 02, 05, 07, 08, 11, 14, 24, 27, 37, 39, 45, 48, 49, 52, 55, 56, 62, 69, 75, 76, 78 ve 80 10 BİLEN: 237 bin 472’şer TL (Devretti) 9 BİLEN: 2 bin 879’ar TL 8 BİLEN:136’şar TL 7 BİLEN: 25.05’er TL 6 BİLEN: 4.25’er TL HİÇBİR NUMARAYI DOĞRU TAHMİN EDEMEYEN: 3.10’ar TL yorum 27Mayıs 1960 devriminden bu yana yapılan tüm askeri ihtilal ve darbelere tanık oldum. 27 Mayısçılar, sivil diktayı önleyip demokrasinin yolunu açmak amacıyla Kurucu Meclisi toplamışlardı. Çağdaş anayasa hazırlanıp demokrasinin uygulanması KnaaBvbuaşaşarlaakdnadı“.Milli Birlik Komitesi” için de bir ayrılık yaşandı. Albay Alparslan Türkeş ile birlikte 14 komite üyesi seçimin yapılmamasını, askeri yönetimin sürmesini, buna karşılık Komite Başkanı Cemal Gürsel ve arkadaşları bir an önce demokratik düzene geçilmesini istiyorlardı. 13 Kasım 1960’ta bu 14 komite üyesi Mürted Havaalanı’nda gözaltına alınarak yurtdışına sürgüne gönderildiler. Ben de işte o gün, Cumhuriyet gazetesinde mesleğe ilk adımımı atmıştım. HHH Daha sonra çeşitli ihtilal, darbe girişimleri ve muhtıra olayları yaşandı. Darbelerin olumsuz sonuçları nedeniyle, halkın “ordu uyuyor mu” söylemleri kayboldu! Ama bunların hiçbiri 15 Temmuz Cuma gecesi yaşanan katliam gibi değildi! Dünyaya rezil olduk! PKK’nin ve IŞİD’in yapamadığını, “Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ)” ile TSK yaparak, 200’ü aşkın insanın Özgen Acar Kavşak PKK IŞİD FETÖ TSK ölümüne, 2 bine yakın masum insanın yaralanmasına neden oldular… Bu olaylardan dolayı, PKK ve IŞİD’in zevkten dört köşe oldukları rahatlıkla söylenebilir! HHH 15 Temmuz darbe olayında aydınlanması gereken bazı noktalar var! FETÖ’cü subaylardan başka, olayın içyüzünü bilmeden “emirkomuta zinciri içindeki” subayların katılımı da var. Ayrıca bazı subaylar ve askerler de “tatbikat amacıyla” iradeleri dışında görevlendirilmişlerdi. Masum erler, darbeye karşı sokağa dökülenlerin hedefi oldular. Ellerindeki silahlarını ateşlemedikleri halde, ayaklar altına alındılar, tıpkı IŞİD’cilerin kafa kesme olaylarının kurbanı oldular. Olay resimlerinde bu saldırıyı ya panların giysileri ne mal olduklarını da sergiliyordu. Oysa Türkiye’de kılık kıyafet yasası yürürlükteydi. Bu kişilerin, FETÖ’nün yerine geçme heveslisi tarikatlardan oldukları anlaşılıyor. HHH Sultanın başyaveri tutuklandı, 3 yaveri ve Muhafız Alayı Komutanı da gözaltına alındı. Güvendiği (!) emir subayı ile özel kalem müdürü Genelkurmay Başkanı’nın boğazını sıktılar. Benzeri bir olayı Genelkurmay 2. Başkanı da yaşadı. Milli Savunma Bakanı’nın özel kalem müdürü albay da gözaltına alınanlar arasında… Burunlarının önlerini göremeyen, “koyunlarında yılan besleyen” bu yüksek düzey görevlilerin, Türkiye’nin güvenliğini nasıl sağlayacakları önemli bir sorundur! MİT neden uyudu? Genelkurmay İstihbaratı neden uyudu? Jandarma Komutanlığı’nın bağlı olduğu İçişleri Bakanlığı neden uyudu? Bu görevliler neden istifa etmiyorlar? Bu olaydan sonra 2745 yargıç ve savcı ile 8 bini aşkın polisin görevden alındığı açıklandı. Bu kişiler biliniyordu da “yumurta kapıyı geçtikten sonra” bu uygulamanın yapılmasının mantığı nedir? “Kurunun yanında yaşın da yanacağı” bu tasfiyeler hakkında İngiliz Guardian gazetesi yazarı Simon Tisdall, Sultan’ın “itidalli bir devlet adamı olması gerektiğini, toplu tasfiyelerin ülkeye yarardan çok zarar vereceği” yorumunu yaptı. HHH Sultan, bir zamanlar “beraber yürümüyor muydu” FETÖ ile? Çıkar kavgası başlayınca, “beslediği karga göz oymaya” 1725 Aralık olayları ile başlamıştı. Sonrasında ipler kopmuş, “düşman kardeşler rolü” oynanır olmuştu. Kuşkusuz Sultan’ı devirmeyi hedefleyen 15 Temmuz darbesi ona yaradı. İktidarını daha da güçlendirecektir. İngiliz Economist dergisi, darbe girişiminin ardından Sultan’ın “daha etkili bir konuma geleceğini ve başkanlık sistemi için daha kararlı olacağını” yazdı… Olaylar ve GOrUSler EDİTÖR: ÖZGÜR MUMCU ve SİNEM USER KARA [email protected] ‘Darbe sendromu’ ve sonrası KUTLU YILDIZHAN İnsan Kaynakları ve Eğitim UzmanıYazar 15Temmuz gecesi ne oldu? Yapmacık olduğuna, danışıklı dövüş olduğuna dair birçok emare var. Yazıldı, çizildi bütün bunlar. Bir kez daha tekrar etmeye gerek yok. Başarıya ulaşması hiçbir şekilde mümkün olmayan hukuk dışı bir girişimin engellenmesi elbette herkes için iyi oldu. Ancak bunun da ötesinde “darbenin” lafzının geçmesi ve girişim düzeyinde kalması bile bazı kesimleri harekete geçirdi. “Cin şişeden çıktı” yani. Kimdir o kesimler? Meydanları dolduran kalabalıktan bahsediyoruz. Elbette halkın demokrasiye sahip çıkması iyidir, hoştur ve gereklidir de. Ancak meydanları dolduran kitlelerin saiklerinin ve taleplerinin de biraz irdelenmesi gerekir. Türk toplumu 80’li yıllardan beri kâh Ortadoğu bölgesinde çıkarları olan emperyalist aktörlerin kışkırtması, kâh içerideki politikacıların oy ve menfaat hesaplarıyla sürekli bir ayrışma bombardımanına tabi tutuldu. 30 yıldan fazla bir zamandan beri devam eden TürkKürt ayrışması, 2000’li yıllarla beraber yerini dincilaik, AleviSünni gibi yeni ayrışma eksenlerine bıraktı. Mezhepsel ya da daha doğru bir tabirle inançsal bölünme ilkinden çok daha yok ediciydi. Irak ve Afganistan’ın işgali ve nihayetinde Suriye’de yaşanan iç savaş mikro etnisiteyi ve inanç 15 Temmuz gecesi yaşananlardan sonra elbette halkın demokrasiye sahip çıkması iyidir ve gereklidir de. Ancak meydanları dolduran kitlelerin saiklerinin ve taleplerinin de biraz irdelenmesi gerekir. Türkiye, sorumsuz politikacıların kendi ikbal ve ihtirasları uğruna, kitlelerini ne pahasına olursa olsun elinde tuttukları ve sahaya sürdükleri bir ülke haline geldi. düzleminde bir ayrışmayı körükledi. Her şey BOP planı çerçevesine uygun bir şekilde yürütüldü. Zihinsel bölünmeler Türkiye, sorumsuz politikacıların kendi ikbal ve ihtirasları uğruna, kitlelerini ne pahasına olursa olsun elinde tuttukları ve sahaya sürdükleri bir ülke haline geldi. Bugün bir değil birçok “Türkiye”den bahsetmek mümkün. Bu zihinsel bölün me “biz” ve “onlar” algısını körükledi. Taraflar bilendi! Toplum olmanın gereği olan ortak paydalar azaldı ya da zayıfladı. Bir diğerinin sevinci ötekini çok da mutlu etmiyor artık! Sürekli iktidarda kalma arzusu, karşı tarafı her daim “düşman” olarak göstermek, elbette tabanlarını bir arada tutmak ve oy depolarını başkalarına kaptırmak istemeyen ucuz politikacılar için elzemdir. O kadar ki, iktidara şu veya bu sebeple “muhalif” olmak, “eleştirmek” hatta “şöyle de yapabilirdiniz” de mek bile “vatan haini” olarak damgalanmaya yeter hale geldi. Demokrasi bayramı mı? İsteyen istediği sloganı atar ve istediğine destek verir. Buna da bir itirazımız yok ama camilerden aralıksız verilen salâlarla sokağa çıkmaya davet edilen halk kitleleri durmadan tekbir getirirken, idam isterken, zikir çekerken, “vur de vuralım, öl de ölelim” derken,1820 yaşlarında dünyadan haberi olmayan masum, kandırılmış çocukları linç ederken bir “demokrasi bayramı”ndan veya “demokrasiye sahip çıkmaktan” bahsetmek olası mıdır?  Darbe sendromu derken işte bu ruh halinden bahsediyoruz. “Aman darbeci yaftası yemeyelim” derken, halkın bu ayrışma haline ses çıkaramayan politikacılar ve muhalif kesimlerde aymazlık içindedirler. Türk halkı bu zihinsel bölünmeyle iç savaşın bir adım gerisindedir artık. Keşke politikacıların iddia ettiği gibi bir “demokrasi bayramı” olsaydı da hangi görüşten olursa olsun herkes beraber meydanları doldursaydı. Keşke idam için değil de, “adil yargılanma” hakkı için slogan atılsaydı... Keşke o “tek adam” için değil de, “sonsuza dek eksiksiz bir demokrasi” için çağrı yapılsaydı... Keşke linç için değil de “yaşatmak” için eylem yapılsaydı... En başta ben giderdim o meydanlara... 19 Temmuz 2016 SAYI: 33158 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına Orhan Erİnç İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar Yayın Koordinatörü Murat Sabuncu Yazıişleri Müdürü Bülent Özdoğan Reklam ve Pazarlama Direktörü Ayşe Cemal Reklam Grup Koordinatörü Deniz Tufan Sorumlu Müdür Abbas Yalçın Görsel Yönetmen Hakan Akarsu Rezervasyon ve Planlama Koordinatörü Bülent Gürel l Haber Merkezi Müdürü: Aykut Küçükkaya l Ekonomi: Olcay Büyüktaş l Kültür Sanat: Evrim Altuğ l Spor: Arif Kızılyalın l Gece: Ayça Bilgin Demir l Yurt Haberler: Selin Görgüner l Fotoğraf: Uğur Demir l Düzeltme: Mustafa Çolak Web Koordinatörü: Oğuz Güven [email protected] Ankara Temsilcisi: Erdem Gül Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 İzmir Reklam Tel: (0232) 441 12 20 0530 430 74 17 Okur Temsilcisi: Güray Öz [email protected] Yayın Kurulu: Orhan Erinç (Başkan), Güray Öz (Bşk. Yrd.), Can Dündar, Ali Sirmen, Hikmet Çetinkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Hakan Kara. l Muhasebe Müdürü: Günseli Özaltay l Satış Dağıtım: Tunca Çinkaya Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: [email protected] Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: [email protected] Yaygın süreli yayın Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul Dağıtım: Doğan Dağıtım Satış Pazarlama Matbaacılık Ödeme Aracılık ve Tahsilat Sistemleri AŞ Esenyurt/İstanbul Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. İstanbul Ankara İzmir İmsak 03.48 03.40 04.11 NAMAZ VAKİTLERİ Güneş Öğle İkindi 05.41 13.17 17.13 05.29 13.02 16.56 05.56 13.25 17.16 Akşam 20.41 20.22 20.41 Yatsı 22.24 2202 22.17 Şişli Belediyesi’nde silahlı saldırı Ruhsat ve imardan sorumlu müdür Cemil Candaş başından vuruldu Şişli Belediyesi İmar ve Şehircilikten Sorumlu Belediye Başkan Yardımcısı Cemil Candaş’a yönelik dün ögleden sonra silahlı saldırı gerçekleşti. Kafasından ağır yaralanan Candaş, Şişli Florence Nightingale Hastanesi’nde ameliyata alındı. Gazetemize konuşan Şişli Belediyesi Basın Danışmanı Şermin Terzi saldırının imar ve ruhsat işlerimizden dolayı gerçekleştiğini belirterek, “Kendisi zaten ruhsat işlerinden ötürü tehdit alıyordu. Suç duyurusunda bulunmuştu. Hangi ruhsat olayı olduğunu şu an bilmiyoruz” dedi. Çalışanlar fenalık geçirdi Saldırı iki kişi tarafından gerçekleştirildi. Saldırıyı gerçekleştirdiği belirtilen Şenol Şahin isimli zanlı ve arkadaşı gözaltına alındı. Olay sırasında binada görev yapan personel’den bazıları fenalaşırken, bazı çalışanlar gözyaşlarını tutamadı. Fenalık geçiren ve bayılan çalışanlara belediye önünde hazır bekletilen ambulanslarda müdahale edildi. Polis ekipleri tarafından güvenlik çemberine alınan binada, olay yeri inceleme ekipleri çalışmalar yaptı. İki saldırgan sorgulanmak üze Cemil Candaş Olay sırasında binada görev yapan personelden bazıları fenalaştı. re Asayiş Şube Müdürlüğü’ne götürüldü. ‘Saldırıyı lanetliyoruz’ Şişli Belediyesi adına yapılan yazılı açıklamada şu ifadeler kullanıldı: “Şişli Belediyesi İmar ve Şehircilikten Sorumlu Başkan Yardımcımız Cemil Candaş, belediye binasında silahlı bir saldırıya uğramıştır. Emniyet güçleri saldırganı gö zaltına almıştır. Kendisi daha önce iki kez silah ile tehdit edilmiş ve konu hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunulmuştur. Tüm personelimiz tarafından çok sevilen ve dürüstlüğü ile tüm kamu personeline örnek olan Cemil Candaş’a yapılan menfur saldırıyı lanetliyoruz” ifadeleri kullanıldı. Candaş'ın hayati tehlikesi sürüyor. l İSTANBUL/Cumhuriyet Türksat’taki kesinti panik yarattı Darbe girişimi sırasında hasar alan Türksat’ta, dün akşam saatlerinde yaşanan kesinti panik yarattı. İnternet ve TV yayınlarının kesilmesinin ardından Ulaştırma Bakanlığı, yaşananların nedeninin elektrik kesintisi olduğunu belirterek, “Yaşanan teknik arıza en kısa sürede giderilecektir” açıklaması yaptı. Cemaatçi cuntanın darbe girişimi sırasında önemli hedefleri arasında yer alan Türksat’ta dün meydana gelen kesinti panik yarattı. Ülke çapında yaşanan kesintinin ardından, sosyal medyada kesintinin nedenine ilişkin tartışmalar yaşandı. İnternet ve TV hizmetlerine bir süre ulaşılamaması sonrasında Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’ndan kısa sürede açıklama yapıldı. Sosyal medya üzeriden yapılan açıklamada, “Elektirik kesintisinden dolayı Türksat ve Kablo TV üzerinden yapılan yayın geçici bir süre verilememektedir. Yaşanan teknik arıza en kısa sürede giderilecektir” ifadeleri yer aldı. Meydana gelen arızaya ilişkin çalışmaların 4 ile 10 saat arasında süreceği öğrenildi. l ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle