27 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazartesi 11 Temmuz 2016 EDİTÖR: ŞEHRİBAN KIRAÇ TASARIM: SERPİL ÜNAY ekonomi 9 ‘Organize’ çöküş Doğu ve Güneydoğu’daki OSB’lerde çatışmalar ve sokağa çıkma yasakları nedeniyle çarklar durdu. Yüzlerce fabrika kapanırken binlerce kişi işini kaybetti Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde Anadolu’da bulunuyor. Sitede, üretimin en önem aylarca süren sokağa çık li göstergesi elektrik tüke ma yasakları ve çatışmala timi ile ilgili verilerde yer rın artması nedeniyle sana alıyor. Buna göre 2014’te yi çarkları durma noktası ŞEHRİBAN çözüm sürecinin etkisiyle na geldi. KIRAÇ devreye giren yatırımların Bölgede üretimin kal özellikle Doğu Anadolu’da bi Organize Sanayi Bölgeleri’nde elektrik kullanımını gözle görülür (OSB) özellikle 7 Haziran seçim oranda arttırdığı görülüyor. Do lerinde en yüksek seviyeye ula ğu Anadolu’daki OSB’lerde Aralık şan üretim, 1 Kasım seçimlerin 2014’te elektrik tüketimi 259 mil den sonra sert düşüş gösterdi. 1 yon kWh’a ulaşırken bu miktar Kasım’dan sonra OSB’lerde elekt Kasım 2015’te 34 milyon kWh’a rik ve su tüketimi de yarı yarı kadar düştü. ya azaldı. Sokağa çıkma yasakları nedeniyle hammaddeye ulaşım Büyük düşüş yolları tıkanan, borçlarını ödeye Aralık 2014’te Güneydoğu’da meyen birçok fabrika iflas bayra ki OSB’lerde elektrik tüketimi 77 ğını çekmek zorunda kaldı ya da milyon kWh iken bu miktar Ara fabrikasında üretimi geçici sürey lık 2015’te yüzde 40’lar civarın le durdurdu. da düşüş göstererek 45 milyon Diyarbakır OSB’de 240 firma kWh’a kadar geriledi. dan şu anda sadece 180 faal ola OSB’lerde elektrik ve su tüke rak çalışıyor. Bu fabrikalarda da timinin artması sanayi çarkları kapasite yüzde 20 ile 50 arasında nın döndüğünün göstergesi. An düştü. En az 1000 kişi işini kay cak Doğu ve Güneydoğu’daki betti. Van OSB’de de 137 fabrika OSB’lerde elektrik tüketimi kadar üretim yaparken, 6 bin kişilik is su tüketimi de dip yaptı. Ağustos tihdamın 2 bini işini kaybetti. 2015’te Güneydoğu Anadolu’daki Tüketim çakıldı OSB’lerde 1 milyon 63 bin m3 su tüketimi yapılırken bu miktar Ara Bilim Sanayi ve Teknoloji Ba lık 2015’te 638 bin m3’e düştü. kanlığı OSB Bilgi Sitesi’ndeki ve Doğu Anadolu’da da su tüketimi rilere göre Türkiye’de 284 OSB Aralık 2014’te 6 milyon 483 bin var. Bunların yüzde 7.75’i yani m3 iken bu miktar Aralık 2015’te 22 tanesi Doğu Anadolu, yüzde yaklaşık yüzde 600 düşüşle 556 5.63’ü de yani 16’sı Güneydoğu bin m3’e geriledi. Su ve elektrik tüketimi azaldı Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı OSB Bilgi Sitesi’ndeki verilere göre Diyarbakır OSB’de Aralık 2014’te 11 milyon kWh olan elektrik tüketimi geçen yıl aralık ayında 9 milyon kWh’a’ geriledi. Şubat 2015’te Van OSB’de 2 milyon 575 bin kWh olan elektrik tüketimi de Aralık 2015’te yarı yarıya düşerek 1 milyon 828 kWh’ye indi. Mardin OSB’de ise Aralık 2014’te 80 bin m3 olan su tüketimi Aralık 2015’te 61 bin m3’e kadar düşüştü. Tahsilatta sorun var Taş üstünde taş kalmadı DOSİAD Başkanı Aziz Özkılıç: Sokağa çıkma yasaklarının oluğu yerlere has tedbirler gerekiyor. Altyapı, üstyapı her şey yeniden kurulmalı Şemsettin Bozkurt Van Organize Sanayi Bölgesi (OSB) Yönetim Kurulu Başkanı Şemsettin Bozkurt, OSB’nin şu anda yüzde 50’ye yakın kapasiteyle çalıştığını belirterek bölgede yaşanan gerilimden dolayı sanayicinin zor durumda olduğunu söyledi. Şu anda Van OSB’de 137 firmanın faal çalıştığını 3. etapta 5 firmaya daha yer verdiklerini dile getiren Bozkurt’un konuşması şöyle: n Çatışmalar ve sokağa çıkma yasakları nedeniyle hammaddeye ulaşamıyoruz. n Bu bölgede çalışan iş insanlarının çekleri teminatları kabul edilmiyor. Bankalar da büyük sıkıntılar çıkarıyor. 1 milyon TL’lik gayrimenkule 100 bin liralık teminat veriyorlar. Sanayiciler alacaklarını tahsil edemiyor. n En kötü dönemde çalışan sayımız 6 bin kişiden 4 bine düştü. Şu anda biraz toparlanma var. Diyarbakır Organize Sanayi İşadamları Derneği (DOSİAD) Başkanı Aziz Özkılıç, çözüm sürecinin başlaması ve 6. bölgeye sağlanan teşvikler sayesinde Diyarbakır OSB’nin 2014’te ivme kazanmaya başladığını anımsatarak “Ama 7 Haziran seçimlerinden sonra ateşkesin bozulmasıyla OSB için sırada bekleyen firmalar yatırımlarını ya askıya aldı ya da durdurdu. İflas edenler oldu. Artan çatışmalar yatırımlar için tehdit unsuru oldu” dedi. Sokağa çıkma yasakları ve çatışma ortamının şiddetlenmesiyle finansa erişim noktasında da sanayicilerin ciddi sıkıntı yaşadığını vurgulayan Özkılıç’ın konuşması nın satırbaşları şöyle: 4 Bankalar böyle bir ortam da kredilerini geri çağırmaya başladı. Mevduat kredilerinde revizyona gidip kredi limitlerini düşürdüler. 4 Suriye ve Irak’taki gelişmeler OSB’lerdeki ihracat ayağını da kapattı. 4 Bunların hepsini üs üste koyduğumuzda üretim ayağında ciddi sıkıntılar yaşadık. 4 Diyarbakır OSB’de 240 firma var. Şu anda 180 tanesi faal. 180’i de çatışmalar ve sınır kapılarının kapanmasın dan dolayı üre Aziz Özkılıç timlerinde yüzde 2050 arasında düşüş var. Yaralar sarılmalı 4 OSB’de 6 bin çalışan var. 180 milyon dolar ihracat yapılıyordu. 7 Haziran seçimlerinden bugüne en az OSB’de 1000 kişi işini kaybetti. 4 Buradaki yaraların kısa sürede sarılmasını istiyoruz. 4 Sokağa çıkma yasaklarının oluğu yerlere has tedbirler gerekiyor. Taş üstünde taş kalmadı. Altyapı üstyapı her şeyin yeniden kurulması gerekiyor. 4 Kısa süreli tedbir kısa süreli teşviklerle buralar gelişmez. Kalıcı tedbir şart. Sadece Diyarbakır’da 500 bir genç nüfus var. İş olmazsa nereye gidecek bu insanlar? 4 Bölgeler arası eşitsizliğin giderilmesi için acil bir teşvik paketi gerekiyor. En az 1015 yıl olmalı. Bu bölge tüm vergilerden muaf olmalı. Ağır sanayi hamlesi başlatılmalı. 4 Reel sektörün bu faizlerle yatırım yapma imkânı yok. En az yarısı Hazine tarafından karşılanmalı. Finans sektörünün de bu bölgede musluklarını açması için BDDK ve Merkez Bankası’nın adım atması gerekiyor. 4 Bu şekilde devam etmesi mümkün değil. Diyarbakır’daki sivil toplum kuruluşları olarak Başbakan’dan görüşme talep ettik. 4 Sermaye ve üretim çatışmaların olduğu yerde olmaz. Her şeyin başında huzur gelir. Ölümlerin olmadığı savaşsız, huzurlu bir ortam şart. Disiplin gerekiyor. Eğitim şart! Totaliter rejimler total disiplin ister. AKP, gençliği, toplumun seküler çoğunluğunu disiplin altına almayı hâlâ başaramadı. AKP bu başarısızlığını, günlük yaşamın mikro dinamiklerinden, grevlerden, Gezi olayına, liselilerin protestolarına, LGBTİ eylemlerine kadar birçok direniş örneğiyle yaşıyor. Bu durum, AKP ile iktidara gelen Müslüman entelijansiyanın bir sınıf olarak kendini yeniden üretme süreçlerini, değerlerini (hakikat rejimini) toplumda egemen kılamadığını, iktidarını açık şiddete başvurmadan, “rıza”ya dayanarak sürdürmenin koşullarını oluşturamadığını gösteriyor. Eğitim ve iktidar Bir egemen sınıf adayı devleti ele geçirirken, kendi ahlaki otokontrol tekniklerini, devletin düzeni sağlama çabalarıyla birleştirerek toplumun geri kalanına dayatmaya, toplumu yeniden şekillendirmeye başlar. Bu bağlamda eğitim rejimi önemlidir. Eğitim, ilköğretimden başlayarak bireylerin öznelliklerini şekillendirir, otoriteyi tanımalarını, kabullenmelerini sağlar. Eğitim yalnızca çocukları şekillendirmez aynı zamanda, yatay ilişkilerle aileleri üzerinde de dolaylı denetim ilişkileri kurar, çocuklarla ilgili bilgiler (karneler, raporlar) üretir, biriktirir. Eğitim sistemi, eğittiği bireylere belli bir cinsiyet rejimini benimsetir; zamanın, mekânın kullanım biçimlerini, toplumda egemen “iletişim ilişkilerini” (ne, nasıl söylenebilir), iktidar ilişkilerini (kimler söyleyebilir/konuşabilir) benimsetir. Eğitim sistemi iktidar ilişkilerini yeniden üretir. Foucault ve Bourdieu’den yararlanarak aktardığım bu kaba özetin tarihsel örneklerini kapitalist sınıfın iktidara yerleşmeye başladığı 17. yüzyıldan başlayarak gelişen kapitalizmin piyasa, üretim ilişkilerine uygun bireyleri yetiştirmek üzere şekillenen rasyonalist, bilimsel, düşünceye önem veren eğitim teknolojilerinin evriminde görebiliyoruz. Müslüman entelijansiyanın siyasi iktidarını korumasının, toplumsal artığa ulaşmasının aracı olarak dini bilgiyle çok özel ilişkisine geçmişte birçok kez değinmiştim. Vurgularsam: Bu iktidarın yeniden üretilebilmesi hem bu bilginin üretiminin, yeniden üretiminin, hem de bu bilgiyi tekelinde tutacak bu “araca” sahip olacak bireylerin üretiminin güvence altına alınmasına bağlıdır. Ve MEVAK Gerçekten de iktidara geldiğinden bu yana, Müslüman entelijansiya için, “dindar ve kindar” (bu sınıfın iki özelliği) nesillerin üretilmesi, kendi sınıfsal bekasının sağlanması açısından eğitim sisteminin, seküler özellikleri sökülerek yeniden yapılandırılması yaşamsal bir öneme sahip oldu. AKP hükümetleri, hem seküler eğitim rejimini hibridleştirme (din dersleri, 4+4+4, imam hatipleştirme) yoluyla dönüştürmeye, hem de özelleştirmelerle, dönüşümden toplumsal artıktan pay almak için yararlanmaya çalıştı. Bu süreç var olanı yıkmaya, yeni kuşakların eğitilerek kapitalist ekonomiye girme süreçlerini, dolayısıyla geleceklerini dejenere etmeye başladı ama yeni bir sistemi oturtamadı. Maarif Vakfı projesi, bu sorunu toplumsal artığa çok daha etkin biçimde ulaşmaya da olanak verecek biçimde çözmeye karar verildiğini gösteriyor. Bu, seküler kaynaklı eğitim sisteminin yanında ona paralel, eğitim sistemi dinci entelijansyanın “total” denetimi altında işleyecek hem de devlet kaynaklarıyla, vakıf kaynaklarıyla beslenerek ekonomik artığa ulaşmak açısından yeni ve geniş (ülke içinde ve dışında) bir alan inşa edecek. Belki MEVAK Müslüman entelijansiyanın daha da zenginleşmesine, yeni nesillerinin yetişmesine hizmet edecek ama eski eğitim rejimini yıkarken kapitalist ekonominin, teknolojinin gerektirdiği nesilleri üretemeyecek. Müslüman entelijansiya kendi servetini, geleceğini güvenceye almaya çalışırken içinde var olduğu toplumu yıkıma sürüklüyor! G20: Göçmenler de ekonomiye dahil olsun G20 Ticaret Bakanları Toplantısı’nın sonuç bildirisinde, göçmenlerin ekonomiye katkısı için çalışmalar yapılması kararı alındı. Çin’in Şanghay kentinde düzenlenen programın bildirisinde, küresel ekonomideki belirsizliklerin getirdiği risklere dikkat çekilirken, bu süreçte siyasi liderlerin etkin rol oynaması yönünde fikir birliğine varıldığı aktarıldı. Geçen yıl Antalya’da yapılan G20 Liderleri Zirvesi’nde yatırım ve ticaretin teşviki noktasında gösterilen iradenin hatırlatıldığı sonuç bildirisinde, Türkiye’nin talebiyle, göçmenlerin ticaret ve ekonomiye katkısı noktasında çalışmalar yapılması maddesi yer aldı. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle