25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cuma 6 Mayıs 2016 EDİTÖR: MÜNEVVER OSKAY TASARIM: ZARİFE SELÇUK Adaya ‘bıyık’ kriteri haber 5 Erdoğan’ın telkini ve Davutoğlu’nun genel başkanlığa aday EMİNE olmayacağını açıklaması üzerine AKP’de bıyık bırakanlar arttı KAPLAN AKP’nin Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun genel başkanlığı bırakaca yeni genel başkanın seçimiyle birlikte aynı gün ya da bir gün sonra Cumhurbaşkanlığı Sarayı’na çıka ğı ve yeni genel başkanın seçile rak 64. hükümetin istifasını sun ceği 22 Mayıs’taki 2. Olağanüstü ması bekleniyor. Erdoğan da istifa Kongresi’nde, MKYK, Merkez Di yı kabul ettikten hemen sonra ye siplin Kurulu, Parti İçi Demokra ni genel başkana hükümeti kurma si ve Hakem Kurulu, Siyasi Erdem görevini verecek. ve Etik Kurulu da yeniden belirlenecek. Böylece genel başkanlıktan Yeni kabine ayrılacak olan Davutoğlu’nun, bir Olağanüstü kongreyle birlik önceki kongrede kurullara aldı te yeni kurulacak 65. hükümetin ğı kendine yakın isimler de tama kabinesinde de değişiklik olması men tasfiye edilecek. Yeni genel bekleniyor. Davutoğlu’na yakınlı başkan adaylığı için “düşük profil” ğıyla bilinen Başbakan Yardımcısı kriterinin uygulanacağı dile geti Bekir Bozdağ Yalçın Akdoğan Efkan Ala Lütfi Elvan’ın kabine dışında kala rilirken, Binali Yıldırım ve Bekir cağı konuşuluyor. Kabine dışında Bozdağ’ın isimleri öne çıkıyor. Son misyonu Başkanı Mustafa Şentop, sa bazı isimleri kurula almayı ba kalacak isimler arasında Çevre ve dönemde bıyık bırakan bakanların Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğ şarmıştı. Kongreye sunulacak ye Şehircilik Bakanı Fatma Güldemet sayısının artması dikkat çekerken, lu da genel başkan adayı olabile ni listede, son MKYK toplantısında Sarı, Başbakan Yardımcısı Yalçın İçişleri Bakanı Efkan Ala, Adalet cekler arasında sayılıyor. Davutoğlu’nun yetkilerinin alın Akdoğan ile birlikte sürpriz bakan Bakanı Bekir Bozdağ ve Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan’ın bıyık bırakmasında Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “bıyık bırakın” AKP’ye yeni dizayn Başbakan Davutoğlu’nun genel başkan seçildiği 27 Ağustos’ta ması için imzası istenmeyen Selçuk Öztürk, Mehmet Babaoğlu ve Cemil Çiçek’in çizilebileceği belirtiliyor. MDK, Parti içi ların da yer alabileceği belirtiliyor. Erdoğan’ın telkini Son dönemde Başbakan Yardım telkininin etkili olduğu öğrenildi. ki 1. Olağanüstü Kongre’de yal Demokrasi Hakem Kurulu, Si cısı Yalçın Akdoğan, Adalet Baka ‘3 B’den biri nızca genel başkan seçimi yapıl yasi Erdem ve Etik Kurulu’nda nı Bekir Bozdağ ve İçişleri Bakanı mış, Davutoğlu, Erdoğan’ın bir ön Davutoğlu’nun belirlediği ve ona Efkan Ala’nın bıyık bırakması dik Erdoğan ile uyum içinde çalışa ceki olağan kongrede belirledi yakın olan isimlerin de liste dışı kat çekiyor. Üç bakanın bıyık bı cak isimler arasında en güçlü ilk ği MKYK üyeleriyle çalışmaya de kalması bekleniyor. rakmasında Erdoğan’ın “bıyık bı sıralarda Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, Adalet Bakanı Bekir vam etmişti. 12 Eylül 2015’te yapılan olağan kongrede ise kriz ya İstifasını sunabilir rakın” telkininin etkili olduğu konuşuluyor. Kulislerde, “Genel baş Bozdağ ve Erdoğan’ın damadı Be şanan MKYK listesini ağırlıklı ola Kongreye kadar genel başkanlık kanlık ve bakanlık koltuğu için bı rat Albayrak gösteriliyor. Bu isim rak Erdoğan belirlemiş, ancak Da ve başbakanlık görevini yürütecek yık mı bırakmak gerekiyor” yo lerin yanı sıra TBMM Anayasa Ko vutoğlu da kendine yakın az da ol olan Davutoğlu’nun, 22 Mayıs’ta rumları yapılıyor. l ANKARA ‘Milimden öte’ 15 fark 21 ayda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Başbakan Ahmet Davutoğlu arasındaki krizi kopuşa götüren 15 adım SİNAN TARTANOĞLU Başbakan Ahmet Davutoğlu, 21 aylık görev süresi içinde, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile 15 farklı olayda görüş ayrılığı yaşadı. Görüş ayrılıkları, medya üzerinden verilen mesajlarla gün yüzüne çıktı. Saray ile Köşk arasındaki ayrılık sertleştikçe sorulan sorulara Davutoğlu “Aramızda milim fark yok” yanıtını verdi. 15 farklı konuda Erdoğan ile Davutoğlu arasında yaşanan “milimden öte” farklar şöyle: 1 Şeffaflık Davutoğlu Ocak 2015’te il ve ilçe başkanlarının, parti yöneticilerinin bile mal beyanında bulunması zorunlulğu içeren şeffaflık paketini açıkladı. Erdoğan, pakete “Bu gidişle, görev alacak il ve il başkanı bile bulamazsınız” tepkisini gösterdi. Şeffaflık paketi aradan geçen 1.5 yıla karşın yaşama geçirilemedi. 2 HAKAN Fidan Erdoğan’ın “sır küpüm” dediği MIT Müsteşarı Hakan Fidan, milletvekilliği aday adaylığı için görevinden istifa etti. Erdoğan, “Ben olumlu bakmıyorum. Başbakan’a da söyledim” dedi. Erdoğan, “Müsaade edilmiyorsa, orada kalması, ayrılmaması gerekirdi. Kırgınım” dedi. Fidan kısa süre sonra aday adaylığından vazgecerek Müsteşarlığa döndü. 3 KONGRE 7 Haziran seçimleri sonrasında partinin olağan kongresinde MKYK listesi konusunda ikili arasında restleşme ilk kez ‘genel başkanlık’ tehdidine vardı. MKYK listesine ağırlığını koymak isteyen Erdoğan, Binali Yıldırım kozunu öne sürdü. Yıldırım’ın genel başkan adaylığı için delegelerden imza toplandı. Davutoğlu geri adım atınca MKYK listesini Erdoğan belirledi. 4 KABİNE Kongrede yaşananların ardından 1 Kasım seçimleri yapıldı. 64. hükümetin kabinesinde hangi bakanların olacağı konusunda da uzun süren bir belirsizlik yaşandı. İkili arasındaki görüş ayrılıkları yine Erdoğan’ın kabine listesine damgasını vurmasıyla sonuçlandı. Davutoğlu, Önceki gün Saray’da bir araya gelen Erdoğan ve Davutoğlu’nun gerginliği basına böyle yansımıştı. Ali Babacan ve Taner Yıldız’ı kabineye almak istedi, başarılı olamadı. Davutoğlu, Erdoğan’ın Berat Albayrak başta olmak üzere itiraz ettiği isimlerin kabineye girmesini ise engelleyemedi. 5 DOKUNULMAZLIK Erdoğan, sık sık HDP’lilerin dokunulmazlıklarının kaldırılması gerektiği yönünde açıklamalar yaptı. Ancak Davutoğlu, uzun süre bu konuda adım atmadı. İkili arasında krizin büyümesi üzerine Meclis’te fezlekesi bulunan tüm milletvekillerinin dokunulmazlığının kaldırılması için anayasaya geçici madde eklenmesini öngören anayasa değişikliği formülü gündeme getirildi ve muhalefete sunuldu. Bu sürecin uzaması ve Erdoğan’ın “Ağırdan alınıyor” eleştirisi üzerine Davutoğlu, anayasa değişikliği sürecini başlat 6 mak zorunda kaldı. AKADEMİSYENLER Davutoğlu, akademisyen lerin tutuksuz yargılanması gerektiği yönünde açıklamalar yaptı. Erdoğan ise “Suçluysa tutuklu yargılanacak” diyerek ısrarını sürdürdü. 7 TERÖR TANIMI Erdoğan, terör tanımının yeniden yapılarak Türk Ceza Yasası’nda düzenlenmesini istedi. Bu konuda sık sık bir çalışma olmadığını açıklayan Davutoğlu, şimdiye kadar bu konuda bir adım atmadı. 8 VATANDAŞLIK Erdoğan’ın “Terör örgütünün yandaşlarını devre dışı bırakmak için vatandaşlıktan çıkartma dahil gereken tüm önlemleri almakta kararlı olmalıyız” açıklamasına karşı Davutoğlu “Şu ana kadar gündememize gelmedi, üzerinde çalışılması gereken bir konu” demekle yetindi. 9 BÜROKRATLAR İkili arasında bürokrat atamaları konusunda Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlık arasında görüş ayrılıkları yaşadığı kulislere yansıdı. Davutoğlu, genelgeyi kaldırmak zorunda kaldı. 10 ÇÖZÜM Davutoğlu, Diyarbakır ziyareti sonrasında çözüm süreci ile ilgili “PKK, 2013 Mayıs’ına dönerse her şey konuşulabilir” dedi. Erdoğan bir gün sonra “Ortada müzakere edecek de görüşecek de bir konu yoktur” yanıtını verdi. Davutoğlu daha sonra “Bizden kimse elinde silah ve kan olan terör örgütünü muhatap alacağımızı beklemesin” dedi. 11 DÜNDARGÜL Can Dündar ve Erdem Gül’ün haberleri nedeniyle yargılandığı MIT TIR’ları davasında Anayasa Mahkemesi’nin tahliyeye yol açan kararı ile ilgili Erdoğan, “Saygı duymuyorum, tanımıyorum” açıklamasını yaptı. Davutoğlu, doğrudan yanıt vermese de Hükümet Sözcüsü “Kişisel görüşünü ortaya koymuştur” dedi. 12 OBAMA Kulislerde, Erdoğan’ın Obama’dan son anda ve uzun uğraşların ardından aldığı 1 saatlik randevunun ardından Davutoğlu’nun çok kısa sürede Beyaz Saray tarafından kabul edilecek olmasına tepki duyduğu konuşuldu. 13 VİZE Davutoğlu’nun başarılarından biri olarak kabul edilen AB ile vize muafiyetine yönelik adımlar Erdoğan tarafından Davutoğlu’nun bir başarısı olarak değerlendirilmedi. Erdoğan, “Bu konu benim Başbakanlığım döneminde Ankara Palas’ta açıklanmıştı zaten. Bu tür küçük şeylerin büyük kazanımmış gibi sunulmasına üzülüyorum” dedi. 14 YETKİ 29 Nisan’da düzenlenen MKYK toplantısında il ve ilçe başkanlarını atama yetkisi Genel Başkan’dan alınarak yeniden kurula verildi. Daha önce Erdoğan’ın AKP Genel Başkanı olduğu dönemde söz konusu yetki Erdoğan’a verilmişti. 15 VE PELİKAN... Davutoğlu’nun yetkilerinin azaltıldığı MKYK toplantısının ardından “Pelikandosyası” adıyla açılan blogda, Erdoğan ve Davutoğlu arasındaki çekişmeyle ilgili yazı, olağanüstü kongre sürecini başlatan krizin derinliğini gözler önüne serdi. l ANKARA Saray darbesi Olan biten karşısında hâlâ tüm bu olanlar normalmiş gibi, “Cumhurbaşkanı’nın kafasında şu var”, “önce şu olacak, sonra bu olacak” diye yorum yapanlara hayret etmemek elde değil. Tevil edilecek yanı yok, bu bir “saray darbesi”. Başka bir izahı olabilir mi? Ne oldu da, Davutoğlu’nun başbakan olarak devam etmesi imkânsız hale geldi? Komplo teorisi açıklamalarından, Davutoğlu’ndan bile kuşkulanan zihniyetten bahsetmiyorum, normal bir ülkede olması gerekenden, yani olayın izaha muhtaç yanından söz ediyorum. Muhalefet olarak başbakanı eleştirmemiz gayet tabii, ama bizler için mesele şahsı ve şahsi icraatı değil, partisinin genel politik çizgisi. Oysa şimdi söz konusu olan “parti”sinin Davutoğlu ile yola devam etmeme noktasına gelmesi, nedir bunun gerekçesi? Davutoğlu, kendi partisi nezdinde hangi siyasi hatayı yaptı, ne konuda siyasi kriz yaşandı, bunu bilmek hakkımız. Yoksa, Cumhurbaşkanı ile arasında gerilim olduğunu, neden olduğunu az çok tahmin edebilir, bu konuda bolca yorum yapabiliriz, ama hiçbir normal ülkede seçimlerden az bir zaman sonra, esrarengiz bir şekilde başbakan yerinden edilmez, edilirse adı siyasetin olağan akışı değil, başka bir şey olur. Normal bir ülke... Diyeceksiniz ki burası zaten uzunca bir süredir normal bir ülke olmaktan çıkmadı mı? Önce “normal”den neyi kastettiğimi izah edeyim; her ülke için normal olan, o ülkenin siyasal sistemi, kurumları kendini nasıl tanımlamışsa odur. O sistem elbette değişmez değildir, değişmesinin iki yolu vardır; ya sistem içinde uzlaşı ile ya da “devrim” ve “darbe” dediğimiz kökten müdahaleler ile. Türkiye’de halihazırda cari olan, iyi işlesin veya işlemesin; çok partili, parlamenter demokratik sistem. Son zamanlarda yaşanan gelişmeler, bu sistemin uzlaşı ile yani demokratik yol ile değişimi çabasının fazlasıyla dışına taşmış vaziyette. En son yaşadığımız, bu “olağanüstü hal”in, “fevkalade durum”un, bir eşik daha atlayarak, tek adam rejimini pekiştirme yönünde yapılan bir müdahale. Bu sistemi beğenmeyenler olabilir, dahası değişiminin bu tür bir müdahale ile gerçekleşmesini yadırgamayan da olabilir. Ve nihayet, “AK Parti= Erdoğan veya Türkiye=Erdoğan, o halde o ne derse hayırlı olan odur” diye düşünen olabilir, ama bunun adı tek bir liderin yönetime tümüyle el koymasıdır, o halde, hiç olmazsa adını koyalım. ‘Davaya sadakat’ AK Partililer ve Davutoğlu da bu durumu, “davaya sadakat” adına içine sindirebilir, kendi telakkileridir. Ancak bunun adı da “ülkenin felakete sürüklenmesine ortak olmak”tır. Dün en çok saygı duyduğu adam(lar)dan kuşkulanan, dahası onu/onları dahi olmadık şeyler ile itham eden bir “dava”nın aslı faslı nedir? Böyle bir davanın kime ne hayrı olur? “Aman fitne çıkmasın” diye katlanılanların sonunda, ülkenin ne hale geldiği ortada, daha ne “dava”sı? Ayrıca muhalifleri çalışsa bu kadar “fitne” çıkaramazdı, düşmanları toplansa bu kadar istikrarsızlık yaratamazdı, bu nasıl iş? Nedir hedeflenen, nedir paylaşılamayan? Neden, nereye sürükleniyor bu ülke, bilen var mı, sormak hakkımız değil mi? İktidar siyasetinin muhalifi olabiliriz, ama ülkede fazladan siyasi kriz çıkmasının bedelini hep birlikte ödeyeceğiz. Dahası, siyasi kriz göze alınarak pekiştirilmeye çalışılan “tek adam rejimi” projesi karanlık bir gelecek vaadinden başka bir şey değil. Ve nihayet, beğenelim beğenmeyelim, Davutoğlu’nun siyaset anlayışı, artık kırıntısı kalmış olsa da, demokrasi ile son bağımızdı. AB ile ilişkimiz için de aynı şey söylenebilir, gerisi ise büyük bir belirsizlik veya meşum bir belirlilik. Cumhurbaşkanı: Kendi kararı EMİNE KAPLAN Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun olağanüstü kongre takvimini belirlemek için MYK’yi topladığı saatlerde, Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda Meclis’teki 4 komisyonun üyesi AKP’li milletvekilleriyle biraraya geldi. Davutoğlu’nun genel başkanlığı bırakmasıyla ilgili değerlendirme yapan Erdoğan, “Zaten yürümeyecekti, uzasaydı sıkıntı olurdu. Şimdi olması daha iyi oldu” dedi. Erdoğan, TBMM İnsan Haklarını İnceleme, Dilekçe, Bayındırlık ve Çevre komisyonlarının AKP’li üyeleriyle bir araya geldi. Toplantıda Erdoğan’a, daha Davutoğlu açıklamadan kongre tarihiyle ilgili not geldi. Erdoğan’ın kongrenin 22 Mayıs’ta yapılacağını söylemesiyle Saray’daki milletvekilleri tarihi öğrenmiş oldu. “Hayırlı olsun” diyen Erdoğan, Davutoğlu ile görüşmesinin iyi ‘Paralel yapıyı’ şikâyet etti Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başbakan Davutoğlu’nun olağanüstü kongre kararını açıklamasından sonra Uluslararası Yüksek İdari Yargı Mercileri Birliği’nin Dolmabahçe Sarayı’nda yapılan Gala Yemeği’nde kameraların karşısına geçti. Danıştay Başkanı Zerrin Güngör’ün ev sahipliğinde düzenlenen yemekte Erdoğan, Davutoğlu krizine girmedi. Gülen cemaatini uluslararası yargıçlara şikâyet eden Erdoğan “Türkiye, illegal siyaset yürüten örgütle mücadelesini sürdürüyor” ifadesini kullandı. Erdoğan, “Adalet çemberi, kadim devlet anlayışımızla birlikte, yönetim ve siyaset tarzımızın da pusulasıdır” dedi. geçtiğini, herhangi bir olumsuzluk yaşanmadığını söyledi. ‘Yürümezdi’ “Kongre kararıyla geldi, kendi kararı takdirle karşıladım” diyen Erdoğan, zaman zaman sıkıntı yaşadıklarını söyledi. Buna örnek olarak bekleyen kararnameleri gösteren Erdoğan, “Zaten yürümeyecekti. Uzasaydı sıkıntı olurdu” dedi. Yeni anayasa ve başkanlık sistemi konusunu değerlendiren Erdoğan, “Parlamenter sistem, her dönem çift başlılığa neden oldu, sorun yarattı. Mesela Cumhurbaşkanı olarak ben anayasaya göre başkomutanım. Ama TSK, MİT, Başbakanlığa bağlı, ortada sistem sorunu var” diye konuştu. Fire uyarısı Bazı milletvekillerinin dokunulmazlıklarla ilgili anayasa değişikliğinde destek veren muhalefetin fire verebileceğini belirtmeleri üzerine Erdoğan, “Diğer partilerden oy çıkmaz diye düşünmeyin. Yeter ki 330367 aralığında Meclis’ten geçsin. Halka gidecek noktaya geldikten sonra kimse tereddüt etmez. Anketler gösteriyor, halk bu işin yanında. Meclis’ten çıkartmalısınız. Yoksa tarihi vebal altında kalırsınız” diyerek anayasa önerisini referanduma götüreceği mesajı verdi. Parti kapatmalarla ilgili anayasa değişikliğinin reddedildiğini, o dönemde AKP içinden de fire olmasının kendisini üzdüğünü kaydeden Erdoğan, “Parti kapatmadaki gibi bir durum olursa bir hakkım varsa onlara helal etmem” diye konuştu. HDP’lilerin Meclis’te okudukları marşları anımsatan Erdoğan, “Onlar Meclis’teki teröristler” dedi. l ANKARA C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle