Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cuma 15 Nisan 2016 yorum Artık rahat uyu ninem13 Öteki ‘ayyaş’ dedi Bu da ‘tarih’ten sildi Öyle sandı; “Eğitim Bakanı”nın, tarih öğretiminden “Atatürk”ü çıkaran atılımı ile sildirdiğini sandı Başbakan Davutoğlu. Yetmedi, Cumhurbaşkanı Erdoğan’la birlikte “Türk”süz, Atatürk’süz anayasa” dedi. İlkin geriye dönüp, “Osmanlılık” sevdasına daldılar; Osmanlı’nın “Etrakı biidrak!” (idraksız Türkler) dünyasından “Türk”süz anayasa” söylemine geçtiler. Bu tutkunun ardından da, “1950”lilerin “TBMM”sinde, “siz isterseniz ‘hilafet’i bile geri getirebilirsiniz!” diye haykıran Başbakan A. Menderes ile, mitinglerde “Kuran”ı kaldırıp göstererek konuşan Cumhurbaşkanı C. Bayar’ın ardılları olduklarını ilan ettiler. Ne ki, izlerini sürdürdükleri “Demokrat Parti” (DP) iktidarının bu ikilisinin, “ABD” tarafından davet edilip “Disneyland” gibi ünlü eğlence merkezlerinin de ziyaret edildiği “Amerika” gezisiyle iyice pekiştirilen (!) ilişkilerin bir ürünü olan, “Barış Gönüllüleri” tezgâhına değinilmez hiç... Genç “Amerikan” kadınlarından oluşan bu gönüllüler, “İngilizce öğretmek (!), dostluk kurmak” amacıyla Anadolu’nun köylerine dek uzanıp yıllarca sürecek olan kanlı “mezhep çatışmaları”nın tohumlarını attıkları da anımsanmaz. Ayrıca, “DP” iktidarının başındaki bu ikilinin “dinci” söylemleriyle böyle bir siyasal yapıya kucak açması, her türlü “Atatürk” düşmanının ortalara dökülmesine neden olur ki, dönemin “Ticani” tarikatının üyeleri de çekiçlerle, keserlerle Atatürk büstlerini parçalamaya, heykellerine saldırmaya başlarlar; kırarlar, dökerler... Bunlardan da hiç söz etmez, günümüzün “BayarMenderes” düşkünleri. Yine araya girip, bu “Ticani” tarikatına karşı “DP” iktidarının tutumunun, günümüz “AKP” iktidarının, yani Erdoğan’ın, “Fethullah Gülen Terör Örgütü” (FETÖ) ile ilgili olarak, “ne isterlerse verdiklerini” belirten bir bağlamda olmadığını söylemeliyiz; ama yine de “Ticaniler”in yakalanması için, kapsamlı bir çalışmaya çok da gönüllü olmadıkları bilinir. Kuşkusuz, “1923 Atatürk Devrimi”ne karşı çıkışlar, dolayısiyle “Atatürk” düşmanlığı, “DP” iktidarından sonra da sürdürüldü; “1990”lara gelince ortaya çıkan “İkinci Cumhuriyetçiler”, “Soros”un çocukları” yeni yöntemlerle o günlerin pek tutulan söylemiyle “Atatürk’e saldırmanın dayanılmaz hafifliği”ni yaşarlar. Dönemin kısaca belirtilen bu ortamlarında “R. Tayyip Erdoğan”ların, “Abdullah Gül”lerin sahneye çıkmaları ya da çıkartılmaları gecikmeyecektir. “A. Gül” daha “1995”lerde, “Türkiye’ye en ağır tahribatı ‘laiklik’ ilkesinin yaptığını “belirtip, “Anayasa’nın cumhuriyeti ve laikliği tanımlayan ‘ilk üç maddesi’nin çok ‘ilkel’ olduğunu” söyler durur... Anımsanacağı gibi “R.T. Erdoğan da, o sıralarda” İstanbul Belediye Başkanı”dır; ama görevini “Ben İstanbul’un imamıyım!” diye belirtir ve bu imamı “ABD” çok sever... “2000” yılına girilip, “Mayıs” ayı ortalarına varıldığında, “Cumhurbaşkanı A.N. Sezer”dir; ant içerek göreve başlarken yaptığı konuşmada, laikliği yalnızca “din ve vicdan özgürlüğü” olarak görenlere seslenip: “Laiklik, din ve vicdan özgürlüğü değildir. Laiklik tüm özgürlüklerin bu bağlamda din ve vicdan özgürlüğünün de güvencesidir!” der ve ardından da “Laiklik, devletin, sosyal, ekonomik, siyasal ve hukuksal temel düzenin kısmen de olsa din kurallarına dayandırılamayacağı düzenin adıdır!” diyerek vurgular. (16.05.2000) Değerli dostlar, bu söylemin anayasada (1982) belirtilen “tanım ve anlayış”a bağlı, özellikle de kimi siyasetçiler için ders niteliğinde olduğu vurgulamasına bilmem katılır mısınız? “2002”ye gelindiğinde, “AKP” kurdurulmuş, “Atatürk”e hiç sıkılmadan “ayyaş” diyen “R.T. Erdoğan” da, “Başbakan”dır artık; “AKP” iktidarı, “AB”ye girmek için kıpırdanmaya başlayınca, “AB Parlamenteri Ooslander”, “Atatürk”ün, Atatürkçülüğün anyasamızdan silinmesini, yaşantımızdan da çıkartılmasını” ister. (2003) Başka bir “AB parlamenteri J. Toubon” da: “Sevr’i kabul edin!” diye bastırır (2005). “2007” seçiminin üç günlük “AKP” milletvekili “Zafer Üskül” de Atatürk’ün dolayısiyle de “ulus”un anayasadan çıkartılmasını ister... Noktalayalım; bu kadarı da yeter, “AKP”nin ‘Yeni Anayasası’nın doğrultusunu dahası “ne mene” bir şey olacağını anlamak için; ne dersiniz? 15 NİSAN 2016 SAYI: 33063 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına Orhan Erİnç İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar Genel Yayın Yönetmen Yardımcısı Tahir Özyurtseven Haber Koordinatörleri Murat Sabuncu Ayşe Yıldırım Başlangıç Yazıişleri Müdürleri Bülent Özdoğan Baydu Can Reklam ve Pazarlama Direktörü Ayşe Cemal Reklam Grup Koordinatörleri Hakan Çankaya Deniz Tufan Sorumlu Müdür Abbas Yalçın Görsel Yönetmen Hakan Akarsu Rezervasyon ve Planlama Koordinatörü Bülent Gürel l Haber Merkezi Müdürü: Aykut Küçükkaya l Dış Haberler: Pınar Ersoy l Ekonomi: Olcay Büyüktaş l Kültür Sanat: Evrim Altuğ l Spor: Arif Kızılyalın l Gece: Ayça Bilgin Demir l Yurt Haberler: Selin Görgüner l Fotoğraf: Uğur Demir l Düzeltme: Mustafa Çolak Web Koordinatörü: Oğuz Güven editor@cumhuriyet.com.tr Ankara Temsilcisi: Erdem Gül Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 İzmir Reklam Tel: (0232) 441 12 20 0530 430 74 17 Okur Temsilcisi: Güray Öz guray@cumhuriyet.com.tr Yayın Kurulu: Orhan Erinç (Başkan), Güray Öz (Bşk. Yrd.), Can Dündar, Ali Sirmen, Hikmet Çetinkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Hakan Kara. lMuhasebe Müdürü: Günseli Özaltay l Satış Dağıtım: Tunca Çinkaya Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: posta@cumhuriyet.com.tr Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: reklam@cumhuriyet.com.tr Yaygın süreli yayın Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul Dağıtım: Doğan Dağıtım Satış Pazarlama Matbaacılık Ödeme Aracılık ve Tahsilat Sistemleri AŞ Esenyurt/İstanbul Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. NAMAZ VAKİTLERİ İmsak Güneş Öğle İkindi Akşam İstanbul 04.45 06.18 13.11 16.52 19.52 Ankara 04.33 06.04 12.56 16.36 19.35 İzmir 04.44 06.27 13.21 17.04 19.59 Yatsı 21.17 20.59 21.28 Ninemin 1938’de Hozat’ta yakılan kardeşleri ve yeğenlerinin kemikleri ailemize teslim edildi. Yıllarca “Bir mezarları bile yok ki başlarına gidip ağlayam” diye hayıflanan ninem Elif İlknur’ın yakınlarının artık mezarı olacak Ninem hep yaslıydı ninem hep üzgün. Çevresindekiler bazen ken nenem artık hayatta değildi. Dedem Niyazi İlknur’dan dinlediğim kadarıyla o meşum gü di aralarında konuşurlardı “Elif ne şöyle gelinmiş: 14 Ağustos Ana bunca acıya nasıl dayandı? 1938 günü Hozat’ın Bargini, Taş olsa yıkılırdı, demir olsa MİYASE erir” diye. Yasına ve acısına da İLKNUR şimdiki adıyla Karabakır köyünde Canan ve Baran ailesin ir çocukluk yıllarımızda en kü den 24 kişi Sakasure denen ye çük bir bilgimiz yoktu. Sordu re götürülerek yakılmıştı. Ya ğumuzda ise hep susturulduk aile bü kılanlar arasında ninemin annesi, abi yükleri tarafından. si, yeğenleri, gelinleri ve yeğenlerinin Ne olduğunu anlamaya çalışsak da çocukları da vardı. çözemedik bir türlü ninemin derdini. O meşum günden bir hafta önce Yarım yamalak öğrendiğimde liseye Hozat Alay Komutanı Sabit Sağıroğ gidiyordum. Kardeşim sünnet olmuş lu, ninemin muhtar ağabeyi Hasan tu. Elazığ’ın Koruk Köyü’nde sünnet Canan ile Turabi Baran’ı çağırarak düğünü için gelen nenem, halay çe sakallarını kesmeleri talimatını verir. kenleri izlemek yerine evde oturmayı Hasan Canan ile Turabi Baran, “Biz de yeğlemişti. Komşular gelip, “Elif Ana deyiz, bizim inancımızda dedeler sakal artık yeter bitir bu yası gel aşağıya” larına makas vurmazlar. O yüzden sa dediklerinde manzum şekilde şöy kalamızı zinhar kesmeyiz. Ayrıca sakal le demişti ninem: “Bana derler ki, Elif uzatmak suç da değildir” deyip kalkar Ana bitir bu yası yeter/Bilmezler ki lar. Birkaç gün sonra komutanın taz benim derdim Kerbela’dan beter/Bu yikleri sıklaşır. Ailelerinin başına bir can bu bedende oldukça ne acım aza şey geleceği korkusuyla Hasan Canan lır ne yasım biter./Bir şey gelmez el ile Turabi Baran birlikte komutanı ziya den böyle yazılmış kader.” rete giderek, “Tamam sizin istediğiniz ‘Bir mezarı olsaydı..’ gibi olsun. Sakalamızı kesiyoruz” demişlerse de komutan, “Geç kaldınız ar Anneanneme sorduğumda yarım ya tık emir geldi yapacak bir şey yok” de malak anlatmıştı. “Dersim’de kardeşle yip gönderir ikisini. Ancak birkaç gün ri yanmış” deyip geçiştirivermişti ko sonra köye gelen bir müfreze 24 kişiyi nuyu. Onu anlamıştım ama ninemin önüne katıp götürür. Gidenler arasında ikide bir konu açıldığında “Hiç olmazsa ninemin annesi Hatice Canan, ağabeyi bir mezarları olaydı. Gidip başlarında Hasan Canan, kız kardeşi Sara Baran, ağlasaydım, bir dua etseydim” demesi yengesi Gülsüm Canan, yeğenleri Dert ne bir anlam veremiyordum. li, Hıdır, Ahmet, İsmihan, Besime ve Olayın ayrıntılarını öğrendiğimde ise Sultan Canan, yeğeni Dertli’nin eşi Zey Aileler, torbalar içine konulan kemikleri alırken hüzünlüydü. Mezarlardan, mühür, at nalı benzeri metal eşyalar da çıktığı görüldü (Solda). nep Canan ve onun oğlu Feramuz Ca lan kazılarda çıkarılan kemikler torba nan da olmak üzere Canan ailesinden lara doldurularak aile üyelerinden alı 11, Baran ailesinden ise 12 kişi orman nan DNA örnekleri ile karşılaştırıldı. lık alandan Sakasure mezrasına doğru Aslında bizim için o kemiklerin aile bü yola çıkarılır. Hatice Canan yolda, geri yüklerimize ait olduğu kazıda çıkarılan kalanlar ise samanlığa doldurulup ya Hasan Canan’a ait muhtarlık mührü ile kılmak suretiyle katledilir. Aslında an kesinleşmişti. DNA resmi bir formalite nemin küçük kardeşi Veli Canan da den ibaretti. Kemiklerin Canan ve Ba vardır götürülenler arasında ama o kaç ran ailelerine uyduğu tespit edilince ön mayı başarıyor. Gizlenerek onları takip ceki gün kemikler Hüseyin Baran’a bez ediyor. Nereye götürüldüklerini ve akı torbalar içinde teslim edildi. 4 Mayıs’ta betlerini uzaktan izliyor. çıkarıldıkları yere defnedilecek. 4 Mayıs’ta defnedilecek Kemiklerin çıkarıldığı gün olan 15 Mayıs günü Sakasure’deki kazı alanın Kardeşlerinin kemiklerine ancak geçen yıl yeğeni Hüseyin Baran’ın Sakasure’de tahmini mekân olarak belirledikleri yere anıt mezar yapmak için kazı çalışmalarına başlamasıyla ulaşıldı. Savcılık gözetiminde yapı dan bir kürek toprak alıp nenemin Elazığ’daki mezarının üzerine dökmüştüm. Bu kez bir daha gideceğim ninemin mezarına. Ona diyeceğim ki, “Rahat uyu nenem, artık kardeşlerinin ve yeğenlerinin de bir mezarı var.” AKP’nin hedefi İstanbul Tabip Odası İstanbul Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Selçuk Erez: AKP, seçim öncesi odayı ele geçirmek için tüm yolları deniyor. SİBEL BAHÇETEPE Türk Tabipleri Birliği’ne (TTB) bağlı odalar içinde en fazla üyeye sahip İstanbul Tabip Odası’nın seçimleri öncesinde, hükümetin odayı ele geçirmek için attığı adımları da hız kazandı. İstanbul Tabip Odası Başkanı, aynı zamanda Demokratik Katılım Grubu’ndan ikinci kez oda yönetimine başkan adaylığını açıklayan Prof. Dr. Selçuk Erez, AKP’nin muhalif sesleri susturmak için her yolu denediğini belirterek “Hükümet, kazanmasını is Erez arkadaşımız Sibel Bahçetepe ile. tediği grup için elinden geleni yapıyor. Seçimlerde bizi cezalandırmak istiyor. Son birkaç ayda çeşitli hastanelerden 200’e yakın asistanı odaya üye yaptılar. Odamıza çamur atmak için de çalışıyorlar” dedi. Yanlış sağlık politikalarının her zaman karşısında olacaklarını söyleyen Erez, şöyle devam etti: “Türkiye’de sağlık tehlikede. Bunun da düzeleceğine dair belirti yok. Sağlık sistemi, oturup da halka nasıl hizmet ederiz düşünülerek geliştirilen sistem değil. Nasıl para kazanırız, nasıl para üretiriz bu düşünülüyor. Tıp eğitimi giderek kötü hale geldiği. Nitelikle hekimler yetişmiyor. Bir hekim günde ortalama 85 hastaya bakıyor. Şimdiye dek derdimizi devlete anlatıyorduk, şimdiden sonra artık halka anlatacağız. Bunun için toplantılar yapacağız, alanlara çıkacağız. ” 37 bine yakın üyesi bulunan İstanbul Tabip Odası, 23 Nisan’da genel kurul yapacak. Hekimler, 24 Nisan günü 09.0017.00 arasında oy kullanacak. Seçimlerde halen oda yönetiminde olan Demokratik Katılım Grubu, gazetemiz yazarlarından Kadın Hastalıkları ve Doğum uzmanı Erez’in başkanlığındaki liste ile girecek. Öteki adaylar Bu liste dışında, seçime gireceği konuşulan gruplar arasında AKP, MHP ve Vatan Partisi’ne yakınlığıyla bilinen doktorların ittifak yaparak oluşturduğu iddia edilen “İstanbul Hekim Dayanışması” grubu geliyordu. Ancak Vatan Partili hekimlerin bu grup ile ortak seçime girmekten vazgeçtiği, yeni liste ile seçime girmek için çalışmalar yaptığı, bu konunun ise henüz netlik kazanmadığı belirtiliyor. Seçime girme ihtimali olan diğer grup ise Komünist Parti’ye yakınlığı ile bilinen bir grup hekimin de bir araya gelerek oluşturduğu “Toplumcu Hekimler Grubu” ve ağırlıklı olarak özel ve muayenehanede çalışan hekimlerin oluşturduğu “Özgür Hekimler Platformu.” l İSTANBUL Soma’da tazminat yok, icra var Soma’da iki yıl önce meydana gelen faciada yaşamını yitiren 301 madenciden Özay Eren’in anne, baba ve 7 kardeşi, Soma Kömür İşletmeleri A.Ş.’ye açtıkları tazminat davasının ardından icralık oldu. Şirket avukatları, 8 bin 300 lira vekâlet ücretinin tahsili için acılı aileye icra takibi başlattı. Aile, üç ay önce sonuçlanan davada, 395 bin lira tazminat kazanmıştı. Şirket aileye hiçbir ödeme yapmadı. Ancak şirketin avukatları, madencinin kardeşlerinin istediği 40 bin lira tazminat yerine, 35 bin liraya hükmedilmesi üzerine harekete geçti. Aradaki 5 bin liralık fark, yedi kardeş için toplam 8 bin 300 lira vekâlet ücreti tutuyordu. Bu ücretin, ölen ma dencinin kardeşlerinden tahsilat yapılmasını talep ettiler. ‘Kabul edilemez’ CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, “Şirket 395 bin lirayı ödememek için her yola başvuruyor. Beş parası olmayan aileden ise icrayla para istiyor. Bu vicdan yaralayan bir durumdur” dedi. l DHA KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK behicak@yahoo.com.tr Başbakanlık uçağından ‘ATA’ silindi Kamuoyu Aydınlatma Platformu’na (KAP) bir açıklama yapan Türk Hava Yolları (THY), VIP uçuşlarında kullanılmak üzere bir adet Gulfstream G450 ve bir adet de aynı imalatçının uzun menzilli uçuşlarında kullanılan G550 tipi toplam iki özel jet alındığını bildirdi. İkinci el olarak alınan G550 tip uçak İstanbul Atatürk Havalimanı’na geldi. AirportHaber’e göre, yeni alımlardan sonra Turgut Özal’ın başbakanlığı döneminde alınan 28 yıllık TCATA’nın tescili TCGVA, TCGAP uçağının tescili de TCGVB olarak değiştirildi. Başbakanlık TCA TA uçağının yeni tescili TCGVA oldu. Uçağın beyaz zemin üzerine kırmızı şerit boyaması değiştirilmezken tescilinin neden değiştirildiği konusunda bilgi edinilemedi. TCA TA tescilinin yeni gelecek Gulfstream G550 tipi uçağa verileceği öne sürüldü. l Haber Merkezi ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI kamilmasaraci@gmail.com.tr Sputnik: Sitemize erişim engellendi Rusya’nın Sesi’nin yayın organı Sputnik TR Genel Yayın Yönetmeni Mahir Boztepe “TİB’den Sputnik’e erişim engeli. Gerekçesi yok, bahanesi çok. Engel Sputnik Türkiye’yle sınırlı değil. Doğrudan http://sputniknews. com adresine. 31 dile de erişilemiyor” dedi. Boztepe, “Sputnik olmasaydı, Türkiye’nin Rus uçağını düşürmesinin absürdlüğünü, AKP IŞİD ilişkilerini kimse öğrenemeyecekti. Sputnik’ten korkarak da olsa alıntı yapan Türkiye basınına selam olsun. Bu günler geçecek” diye konuştu. Sputnik Türkiye muhabiri Hikmet Durgun da Twitter hesabından “Bu karar basın özgürlüğüne ve okuyucunun haber alma hakkına vurulmuş bir darbedir” ifadelerini kullandı. l Haber Merkezi 04 06 19 SONUÇLARI 31 35 ve 46 6 BİLEN:17 milyon194 bin 293 TL (Devretti) 5 BİLEN: 9 bin 337’şer TL 4 BİLEN:185’er TL 3 BİLEN:14.90’ar TL C MY B