22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
YASAM Hitler’in evi istimlak edilecek Avusturya Hükümeti, Nazi sempatizalarının ilgi odağı haline gelmesini engellemek için Adolf Hitler’in doğduğu evi istimlak etmeyi planlıyor. Nazi lideri Hitler, Braunau am Inn’deki evde Nisan 1989’da dünyaya geldi. Ev 1972’de devlete kiralandı. Burası yıllar boyunca engelli çocuklar için bir merkez olarak kullanıldı. Ancak evin tadilatına izin vermeyen ev sahibi Gerlinde Pommer ile hükümet arasındaki anlaşmazlık nedeniyle bina 2011’den beri boş. 2 EDİTÖR: HAKAN AKARSU TASARIM: FUNDA YAŞAR ERDOĞDU Pazartesi 11 Nisan 2016 Adana’dan memlekete Portakal Çiçeği kokusu Hitler A3241dana’ya Dair 5 şeyMsabdYdmbalieieüaealykmrldlAbşhemeıiümnaiaeadd.yTiZtşAlseKymllhlemHiaeçileaüeoeğgnıdyeknzekraarnyriieialsıeakçabçt.dkeksmdöniysmilitoKielşbnruyıyaızaçiüad.Aaaknneasmeoanelezmıevşa.z“d’lrnnmççn.aKAgkib,öayeddooİriiaaaadzeannrçoriokcrnbmnmrhaaemiarehiluhıienyay?.llaiiSanikiatrçk”şaouyBnveilraiımaombreüyyuys.vrürnyoozalhua.aâyüilrlranraiş,.ük,.snrıalkakı’ekı.nri KONUK YAZAR KÇoarlıaşykan 5oTdrieela(knSniegztgThyieeüaöh(çknKrlaiük)yaşn,iorye()naSerhveteu’readhzyiş.e..). Büyük bir hızla hepimiz boğucu günlere savrulurken, Adana’dan, delikanlılarına ters bakılmayan, az öfkeli, az esrikli kentten, memlekete pembe, mavi, turuncu barış ıslıkları çalınıyor Portakal Çiçeği Karnavalı Türkiye’nin ilk karnavalı. Büyük bir hızla hepimiz boğucu günlere savrulurken, Adana’dan, delikanlılarına ters bakılmayan, az öfkeli, az esrikli kentten, memlekete pembe, mavi, turuncu barış ıslıkları çalınıyor. Her şeye inat burada kadınlar erkekler sokaklarda sanatla hemhal. Binlerce insanın yüzünde aynı gülücük, Akdeniz’in mavisiyle, Anadolu’nun kara sını birbirine katıyorlar. Adana bir âlem. Ali Haydar Bozkurt diye bir kahraman Adanalı, bir kaç yıl önce neden olmasın diyor ve Türkiye’nin ilk karnavalını planlayacak gönüllü ordusunu kuruyor. Bu yıl beşincisi, biraz sıkıntıyla yapılıyor. Bir garip âlem Malum, hükümetin ve cumhurbaşkanının istikrar başarısı memlekete huzur ve güven getirdi, Adana dahil... Bu kadar insanı, bu kadar palyaçoyu, mutlu çocuğu, kostü mü, sokakta hayatı bir arada gören terörün biti kanlanabilir. Ancak Adanalı kendine yan baktırmıyor. Sokakları doldurmuş, kentte birçok yerde iğne atsan yere düşmüyor. Bir tarafta yoga yapanlar, diğer tarafta kebap, bir tarafta gondolla ge Adana’daki festivale katılanlar bol bol fotoğraf çektirmeyi ihmal etmedi. zenler, diğer tarafta şırdan, bici bici sırasında bekleyenler... Adana bir acaip dünya. Nebil Özgentürk’ün karnaval için çektiği belgeseli bulup izleyin, anlarsınız. Burası kendi güneşi, ayı, havası olan bir evren. Çok güzel ve sert kadınlarıyla (aslen pek yumuşak olurlar), dalyan gibi ve bıçkın erkekleriyle (biraz kilo almışlar), kendi kurallarıyla yaşayan bir ülke. Büyüksaat’e yakın bir yerde hapçılar var. Ucuz, jenerik viagraları (viağra diyorlar) reçeteyle satıyorlar. Kalender bir oğlan yanında babası yaşındaki adama anlatıyor, “tok içeceksin, yengeme saygıdan yarım saat önce falan.” Rahatça konuşuyorlar, çekinme yok. “Yarım saat ha” diye soruyor amca. Başını sallıyor Kalender, evet tok... Karataş yolunda “Göçük Düzleme” yazan tabelalar hayat kurtaran işletmeler. Adanalı araba seviyor. Evinin sıvasız duvarını mı sıvatıp boyatsın, arabaya aksesuar mı alsın diye sor, cevabı dinleme. Yeni arabayı çarpmak fena. Küçük kazalara göçük deniyor, gidiyorsun göçüğünü düzlüyorlar. Memlekete de bir el atsalar keşke diyor insan. “Güllü Abiye” dükkanından nişan için güllü bir elbise kiralayabilir, altındaki seyyar arabadan tanesi elli kuruşa yirmi gül alabilir, onun yanındaki arabadan hıyar soydurup yiyebilir, onun yanındaki tezgâhta “ucuz ayfon” bulabilir, ilerdeki kelleciden iki tane sardırabilir, birini köşedeki Suriyelilere verebilir, 30 dakikaya şalvar diktirebilir, köşedeki çiçek olmayan çiçekçiden tülden yapılmış havalı “sabit çelenk” hazırlatabilirsin. Bunların tümünü 200 metrekareye sığdırabilen bir çılgınlık Adana. (Turşucuyu, makasçıyı, milli piyangocuyu, tatlıcıyı, “inanç malzemeleri satıcısını” eklemiyorum). Seneye bilet ayırtın Seneye Nisan’da karnavala gelin. Biletinizi otelinizi şimdiden ayrıtın, çünkü yerler aylar öncesinden bitiyor. Türkiye bu karnaval gibi etkinliklerle inadına nefes alıyor. Siyasi İslamın tek amacı var. Kadını, erkeği eve tıksın, sokaktaki hayatı karartsın, sanat deyince tespihten, gece deyince teravihten başka bir şey insanın aklı almasın. Burası öyle değil. İnsanlar sokakta, herkes inadına umutlu, inadına hayata bağlı, sıkıntıya yan gözle bakıyor. Burayı görünce insanın içi umut doluyor. Adanalılar varken, uzun lafın kısası, bu memlekete nazar değmez. İnsan görüyor, seviniyor, inanıyor. Geçecek bugünler... Selma Ergeç Öz çiftinde hayat sil baştan Yarım Elma, Kalp Ağrısı, Muhteşem Yüzyıl gibi projelerde yer aldıktan sonra en son ‘Gönül İşleri’ adlı diziyle ekranlarda boy gösteren güzel oyuncu Selma Ergeç’in geçtiğimiz günlerde bir kız çocuğu oldu. Bir yıl önce Can Can Öz ve Yasmin Yayınları’nın sahibi Can Öz’le evlenen Selma Ergeç, kızına Yasmin ismini verdi. Can Öz, 3 kilo 950 gram ağırlığında ve 54 santimetre boyunda doğan bebeğin fotoğrafını Twitter hesabından ‘hayat sil baştan’ notu ile paylaştı. THY, Lizzy ve ailesini İstanbul’da gezdirdi Hastalığı nedeniyle yakında görme ve işitme yetisini kaybedecek 6 yaşındaki Lizzy (Elisabeth) Myers’in Vatikan’da Papa ile buluşmasına sponsor olan Türk Hava Yolları (THY), Lizzy ve ailesine İstanbul’u gezdirdi. Lizzy ve ailesinin İstanbul’a gidiş dönüş uçak biletini veren THY, Myers ailesine unutulmaz günler yaşattı. Lizzy ve ailesi, dün THY uçağıyla Şikago’ya gitti. ABD’nin Ohio eyaletinde yaşayan Myers ailesi, nadir görülen bir genetik hastalık olan Usher sendromlu kızlarının görme ve işitme yetkisini kaybetmeden önce hafızasına kaydetmek istediklerini, bir bir yerine getirmeye çalışıyor. l İSTANBUL / DHA Minik Lizzy çok sevinçliydi. Palmiye yaprakları kurtardı Pasifik okyanusunda yerleşimin olmadığı bir adada mahsur kalan üç denizci, palmiye yapraklarıyla yazdıkları ‘Help’ (Yardım edin) yazısının fark edilmesiyle kurtarıldı. Robinson Crusoe romanını hatırlatan olayda denizciler botlarının dalga lar yüzünden alabora olması nedeniyle yüzerek Fanadik Adası’nda kıyıya çıkmışlardı. Adada 3 gün geçiren denizciler, bir uçağın “help” yazısını fark etmesi sonucu gönderilen bir botla kurtarılarak hastaneye kaldırıldı. l Dış Haberler C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle