19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Salı 8 Mart 2016 14 ÖzAgecanr Düşman yaratmanın dayanılmaz cazibesi Bir şeye, bir yere, bir düşünceye saldıracaksanız önce bir düşman “yaratmanız” gerekir. Akıldışı, hukuk dışı, insanlık dışı bir eylem peşindeyseniz bir “düşmana” ihtiyacınız vardır. Hele toplumlarda rahatsızlıklar, huzursuzluklar varsa, bu taktik çok başarılı olur. Bakın ABD’de Cumhuriyetçilerin başkan adayı Donald Trump birdenbire öne geçiverdi yarattığı düşmanlara saldırarak. Siyahlar düşman, Müslümanlar düşman, yabancılar düşman deyip “ötekileştirerek” aptal Amerikalıların desteğini alıp öne geçmiyor mu? Gençlik yıllarından beri yakın arkadaşım Amerikalı diplomat, şimdi Protestan papazı John Molhte, Obama başkan seçildiği zaman bana, “Erol, sen anlayamazsın, ABD’de bir siyahın başkan seçilmesi bizim için büyük bir devrimdir” demişti. (*) 510 yıl sonra sanki Trump’ın nasıl öne çıkabileceğini sezmiş gibiydi. Akıllı olanlara karşı aptallar da vardır. Aziz Nesin’in dediği gibi. Bir kaldıraç mı? Yapay düşmanlar yaratarak bunu hedefe varmak için bir araç olarak kullanmak tarih boyunca siyasetin en kirli ve acımasız silahı olmuştur. Toplumsal rahatsızlıkları, insanların zaaflarını, inançlarını, cehaletlerini istismar etmek için bir “tekniktir”, hem de çok eski yıllardan beri. Avrupa’da en acımasız savaşlar din ve mezhep savaşları olmadı mı? Kendi güç ve egemenliklerini genişletmek isteyenler karşılarında bir düşman yaratmak zorundadırlar. Katolikler için “en düşman”, Ortodokslar olmadı mı? Bu çok defa öteki din, öteki mezhep, öteki ırk, öteki ideoloji, öteki kültür ya da öteki cins olur. Öteki olmak ya da yaratmak, sadece bir araçtır. Amaç, egemenliği ve gücü büyütmektir. Gelelim bugüne ve Suriye’ye bakalım; devletler (ve siyasiler) mezhepsel, dini, etnik ve ideolojik “düşmanlıkları öne çıkararak” birbirlerine saldırıp boğazlıyorlar. IŞİD ve Nusra gibi dinci örgütler din üzerinden en vahşi saldırılarını sürdürebiliyorlar. Ancak bu “düşman yaratarak saldırma” ortamında küresel güçler ve bölge devletleri de oyunun bir parçası haline geliyorlar. En uçtaki IŞİD, normal görünen devletlerin kaldıracı haline gelebiliyor. Hem “herkes birbirine karşı”, hem de “herkes birbirinden yararlanmış oluyor”. Sünni ve Şii kıskacında Türkiye’nin göbeğinde bulunduğu bölge en ilkel biçimde SünniŞii çatışmasının içinde bulunuyor. Bu yolla “yaratılan düşmanlıklar”, askeri ve diplomatik saldırıların aracı oluyorlar. Sistem, “düşman yaratma maksimizasyonundan sıyrılamıyor”. Bölge sanki, “kendi kendini yok etmeye programlanmış bir bilgisayar gibi çalışmıyor”. Düşmanlıkların odak noktasına din ve mezhep düşmanlıkları oturtulmuş. Hillary ve Akşener Ötekileştirme ve düşman yaratmaya karşı olarak: ABD’de Demokrat Parti’de Hillary Clinton öne çıkar ve başkan olursa bu ABD’de yeni bir devrim demektir. Çünkü Obama gibi bir siyahtan sonra, “bir kadın” başkan olacak. MHP’de Meral Akşener başkan olursa bu da MHP açısından bir “devrim” anlamına gelir. MHP, daha çağdaş algılanmaya başlar. Bir “erkekler topluluğu” imajından kurtulmuş olur. Darısı AKP’nin başına. Bu vesileyle, Dünya Kadınlar Günü’nü kutlamak istiyorum. (*) E.Manisalı, “Manastır’da Bir Amerikalı”, Der Yayınları, 2005 8 MART 2016 SAYI: 33025 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına Orhan Erİnç İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar Genel Yayın Yönetmen Yardımcısı Tahir Özyurtseven Haber Koordinatörleri Murat Sabuncu Ayşe Yıldırım Başlangıç Yazıişleri Müdürleri Bülent Özdoğan Baydu Can Reklam ve Pazarlama Direktörü Ayşe Cemal Reklam Grup Koordinatörleri Hakan Çankaya Deniz Tufan Sorumlu Müdür Abbas Yalçın Görsel Yönetmen Hakan Akarsu Rezervasyon ve Planlama Koordinatörü Bülent Gürel l Haber Merkezi Müdürü: Aykut Küçükkaya l Dış Haberler: Pınar Ersoy l Ekonomi: Olcay Büyüktaş l Kültür Sanat: Evrim Altuğ l Spor: Arif Kızılyalın l Gece: Ayça Bilgin Demir l Yurt Haberler: Selin Görgüner l Fotoğraf: Uğur Demir l Düzeltme: Mustafa Çolak Web Koordinatörü: Oğuz Güven [email protected] Ankara Temsilcisi: Erdem Gül Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 İzmir Reklam Tel: (0232) 441 12 20 0530 430 74 17 Okur Temsilcisi: Güray Öz [email protected] Yayın Kurulu: Orhan Erinç (Başkan), Güray Öz (Bşk. Yrd.), Can Dündar, Ali Sirmen, Hikmet Çetinkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Hakan Kara. lMuhasebe Müdürü: Günseli Özaltay l Satış Dağıtım: Tunca Çinkaya Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: [email protected] Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: [email protected] Yaygın süreli yayın Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul Dağıtım: Doğan Dağıtım Satış Pazarlama Matbaacılık Ödeme Aracılık ve Tahsilat Sistemleri AŞ Esenyurt/İstanbul Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. İstanbul Ankara İzmir İmsak 04.55 04.40 05.04 NAMAZ VAKİTLERİ Güneş Öğle İkindi 06.20 12.22 15.34 06.04 12.06 15.19 06.27 12.29 15.43 Akşam 18.11 17.56 18.19 Yatsı 19.30 19.13 19.35 EDİTÖR: SERKAN OZAN haber TASARIM: ZARİFE SELÇUK Kadın ve Sosyal Politikalar Bakanı Dr. Sema Ramazanoğlu, “Eski Türkiye’nin acısını en çok kadınlar çekti!” demiş… Galiba doğru söylemiş! Kuşkusuz acı çeken kadınlardan biri de Kastamonulu Şerife Bacı’dır. Devrekani ilçesinin Şeydiler bucağının San ckKöepyaühvnadnşeeanyküŞkelrüifearBabacaıs,ıyŞluabKaats1t9a2m1o’dneu Kışlası’na ulaşmış, ancak kente girmeden az önce donmuştu. Kollarını kağnısının üzerine doğru açmış olarak bulundu. Sanki bir şeyi korur gibiydi! Kağnısından kaldırmak isteyenler, otlara sarılı top mermilerinin arasında, çullarla kundaklanmış bir kız çocuğunun ağlayışı ile kendilerine gelmişlerdi… Bu olaydan yaklaşık iki yıl önce, yine Kastamonu’da Zekiye, Kamran, Saime, Bediiye, Münire, Refika, Neyyire hanımlar; 10 Aralık 1919’da, “Darülmuallimat” (kız öğretmen okulu) bahçesinde üç binden fazla kadının katılımıyla Türkiye’nin ilk toplu kadın eylemini düzenlediler. Toplantı, Polis Müdürü Halil Bey’in eşi Zekiye Hanım’ın şu konuşmasıyla başladı: “Kardeşler, hemşeriler! Daha bir sene evvel, kırmızı rengi ile başımızda dalgalanan ulu sancağımız görüyorsunuz ki siyahlara, matemlere büründü. Muharebe meydanlarında vatan ve din uğrunda binlerce evladımızı gömdükten sonra; haktan, adaletten bahseden Özgen Acar Zavallı Türk kadını! Kavşak “Ey kahraman Türk kadını! Sen yerde sürüklenmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın…” Mustafa Kemal Atatürk Ankara 1933 Avrupalıların bir seneden beri yenildik diye başımıza açmadıktan felaket kalmadı. Haktan en çok bahsedenler, haksızlığın en büyüğünü yaptılar. Daha dün bizim gibi refah ve saadeti; evi, barkı olan İzmir’deki dindaşlarımız beyaz saçlı kadınlarımız, kundaktaki yavrularımız Yunan’ın süngüsünden geçti. Her tarafı yüksek minarelerinden, beş vakitte ismi celalullah bağırılan Adana’mız, Antalya’mız ve en nihayet güzel Ayıntab, Maraş, Urfa’mız elimizden alınmak istenir. Hanımlar! Büyük felaketlerimiz önünde evlatlarımızın, kardeşlerimizin kanıyla suladığımız yurtlarımızın işgaline, kardeşlerimizin felaketine susacak mıyız? Hayır hanımefendiler! Mağlubuz, si lahımız yok, ancak göğsümüzde imanımız bütün dünyayı hak eden Allah’ımız var. İşte bizde imanımıza ve Allah’ımıza istinaden haksızlıklarını yüzlerine vurur ve cihan huzurunda ilan ettikleri adaleti talep ederiz. Hanımlar, biz dünyayı kanlara boğan erkeklere müracaat edecek değiliz. Bizim gibi şefkatle düşündüklerine şüphe etmediğimiz İtilaf Devletlerinin büyük kadınlarına müracaat edecek ve birer telgrafla bize yapılan haksızlıkları yazacak ve anlatacağız. Eğer onlar da hakkımızı teslim etmezlerse, evlatlarımızın kanlarına kanlarımızı karıştırarak erkeklerimizle bir safta, dinimiz ve istiklalimiz için ölecek; haksızlara, zalimlere, tarihin lanetlerini terk ederek şehametle (yiğitlikle) öleceğiz!” Çeşitli konuşmalardan sonra, yabancı devlet başkanlarının eşlerine telgraf çekilmesi kararlaştırılır. İşte “acı çeken” bu kadınların bıraktıkları “enkaz” günümüzde kaldırılıyor! HHH Sultan, “Kadın ile erkeği eşit konuma getiremezsiniz, o fıtrata terstir!” demedi mi? Eski Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç “kadının kahkaha atmaması gerektiğini” söylememiş miydi? “Mahalle baskısı” kadını “türbana ve çarşafa” sokma zorlaması ve bu söylemlerin etkisi altında kalan erkek “saçını kızıla boyatan” karısını ya da “boşanmak isteyen” eşini öldürmedi mi? 1919’da kahramanca sokağa dökülen Türk kadınlarına karşın, 2016’da başkentte “kadınlar gününün” kutlanmasını Emniyet Müdürlüğü yasaklamadı mı? Polis, kadınlarımızı yerlerde sürüklemiyor mu? Adalet Bakanlığı’nın rakamlarına göre, AKP döneminde, 2002 2015 yılları arasında öldürülen 5 bin 406 kadının cesetleri kaldırılmadı mı? Eskiden “Düriye’min güğümleri kalaylı!” diye bir türkü vardı. Kalayın devri geçti, günümüzde artık “Parmağında yüzükler, kolunda bilezikler, oy oy Emine’m nedir bu güzellikler…” türküsü güncelleşti… Not: Yazım bitmişti ki, AB’den; Avrupa Konseyi’nin, kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddetle mücadele alanındaki “İstanbul Sözleşmesi” bir uyarı olarak anımsatıldı! ‘Terörist adayı Gül’ Muhalefet, yakında Abdullah Gül’e de terörist de nilebileceğini belirtti, AKP’liler yanıt ver medi TBMM Genel Kurulu’nda, bütçe görüşmelerine dün de devam edildi. CHP’li Veli Ağbaba, AKP’nin dünyada örneği olmayan algı yaratmayı becerebilen bir parti olduğunu belirterek, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve kadrosunun kimin terörist olduğuna karar verdiğini söyledi. İlker Başbuğ, Mustafa Balbay, Nedim Şener ve Ahmet Şık’ın fotoğraflarını gösteren Ağbaba, geçmişte bu isimlerin terörist ilan edildiğine dikkat çekti. Şimdi de Boydak Grubu ve Zaman Gazetesi’nin terörist ilan edildiğini kaydeden Ağbaba, “Yeteneklisiniz kutluyorum. Bir de aday teröristleri var yani stajyer teröristleri var, aday teröristler. Onlar kim, geçmişte ayakta alkışladığınız. Kimmiş bu? Sayın Abdullah Gül” dedi. Bu sırada Gül ve Bülent Arınç’ın resimlerini gösteren Ağbaba, “Bu ne yapıyor? Şu anda Kayseri’de staj yapıyor. Bir yıl sonra reis emrederse o da stajını bitirip terörist olacak. Bakın iyi bakın” diye konuştu. Sataşma gerekçesiyle söz alan AKP’lilerin Gül’e dönük hiçbir şey söylememesi dikkat çekti. “Hükümetin yanlış algı yarattığı ve Türk milletini yanılttığını” belirterek parti grubuna sataştığı gerekçesiyle söz alan AKP Grup Başkanvekili Bülent Turan, “2 kardeş kavga edip düşman olabilir. Ancak, 2 düşman kardeş olmuşsa 3’üncü kişinin talimatını biz biliriz. O yüzden ben niçin paralelle kavga ettiğimizi tüm toplumunun takdirine sunuyorum” dedi. l ANKARA/ Cumhuriyet ‘Yasaklar geri teper’ ESKİ BAKAN HÜSEYİN ÇELİK’TEN ZAMAN’A KAYYUM TEPKİSİ Eski bakan ve AKP sözcüsü Hüseyin Çelik, Zaman lerle kirli amaçlara hizmet eden yapılar ve çeteler elbet gazetesine kayyum atanmasına te temizlenmelidir. Bu anlayışı tepki gösterdi. İnternet sitesin besleyen ve payandalık yapan de “Yasaklar tarihimizden bir medya da dahil olmak üze kaç sayfa” başlıkla yazı kaleme re” ifadelerini kullanan Çelik, alan Çelik, “İster sağ, ister sol, şöyle devam etti: ister muhafazakâr, ister şu ve “Ama hukuk içinde kalarak, ya bu uçta olsun, yayın organla ama somut delillere dayanarak, rına ve oralarda yazıp çizenle Çelik ama kurunun yanında yaşı yak re getirilen yasaklar ve her tür mayarak, ama suçların kişiselli lü engellemeler, oldum olası ters tep ği prensibini ayaklar altına almayarak, miştir. Hiç kimse 12 Eylülcüler kadar ama McCarthy’ci bir zihniyeti hortlat sıkı yasakçı olamadı ama onların da mayarak, ama işi cadı avına dönüştür akıbeti ortadadır” dedi. meyerek, ama öç alma duygusuna kapı “Devlet içindeki her türlü kumpas lıp adalet duygusunu ayaklar altına al çı, şantajcı, röntgenci, kirli yöntem mayarak. Çünkü Yüce Allah Kur’anı Kerim’de bizi uyarıyor: Bir topluluğa olan öfkeniz sizi adaletsizlige sürüklemesin (Maide, 8)” Tarihin tekerrürü Yazısını 28 Şubat döneminde kaleme aldığı bir yazıdan alıntı yaparak bitiren Çelik, “Gözlerde korkunun değil, ümidin ve sevginin parıldadığı bir Türkiye özlemiyle... Türkiye Korkular Cumhuriyeti’nden, Türkiye Sevgiler Cumhuriyeti’ne yelken açmanın zamanı çoktan geldi, geçiyor bile.” Bu temenni ne yazık ki 17 yıl öncesine aitti. Tarihin tekerrürüne imkân ve fırsat verilmemesi ümidiyle...” dedi. l Haber Merkezi İdam edilirse ilişkileri aydınlanmaz İran’da Babek Zencani için yolsuzluk gerek edilmesi, arkasında olan esas isimlerin orta Arman gazetesi, ise Zencani’den şikâyetçi çesiyle alınan idam kararı, ülke gazeteleri ya çıkmasını zorlaştıracak. Mahkumun infazı, olan İran Milli Petrol Şirketi yetkililerine da nin birçoğunun manşetinde yer aldı. Şark ga arkasındaki kişilerin deşifre olması için erte yandırdığı haberinde ünlü işadamının, hak zetesi, sürmanşetten verdiği haberde, “Zen lenmeli” ifadelerine yer verdi. Haberde, es kında kesin karar alınmadan önce dolandırı cani dosyasının arkasındaki isimler ortaya çı ki cumhurbaşkanı Ahmedinejad’ın 3 baka cılıktan elde ettiği paraları geri vermesi du karılmalı” diye başlık attı. Gazete, milletve nı ve dönemim merkez bankası başkanının rumunda kararda değişiklik yapılabileceğini Zencani: Hemen ödeyinkili Hüseyin Dehdeşti’nin, “Zencani’nin idam da Zencani’yle bağlantılı oldukları iddia edildi. kaydetti. l TAHRAN / Cumhuriyet İran’da yargılandığı davada “yeryüzünde fesat çıkarmak” suçlamasından idama mahkum olan ünlü milyarder işadamı Babek Zencani’nin idam kararını öğrenince, “Ben gerçekten yeryüzünde fesat çıkartan mıyım? Tüm hedefim yönetime hizmet etmekti, nasıl beni fesat çıkarmakla suçlarlar” dediği öğrenildi. Ünlü işadamının avukatına, “Verilen kararın ne olduğuna bakmayarak para transferi işlemini ve borcun ödenmesi konusunu ciddiyetle takip edin” talimatını verdi. İran yargı yetkilileri, 2.7 milyar doları bulduğu belirtilen yolsuzluk iddiası nediyle idama mahkum olan Zencani’nin söz konusu parayı devlete geri ödemesi durumunda cezasının hafifletebileceğini belirtiyor. l TAHRAN/Cumhuriyet AKSÜNGER: İpin ucunda 17 Aralık var 17 Aralık soruşturmasının kilit ismi Rıza Sar vanın açılıp yargılamanın yapılması için yeterliydi” de raf ve 4 eski bakan hakkında di. İran’ın, Zencani tarafın oluşturulan Meclis Araştırma dan gaspedildiğini belirledi Komisyonu’nda görev yapan ği parasının peşine düşeceği CHP Genel Başkan Yardımcı ni belirten Aksünger, “Zenca sı Erdal Aksünger, İran’da Ba ni, Sarraf’ın patronudur. İran, bek Zencai’ye idam cezası verilmesini değerlendirdi. “Her Aksünger şimdi gaspedilen parasının peşine düştüğünde uluslara halde Babek Zencani ‘Ben kararı ta rası hukuku işletecektir. İran, bunu nımıyorum, saygı duymuyorum’ de uluslararası davaya döndürdüğün miştir. İran’dan aldığımız bilgiler, de işin ucu Türkiye’ye dokunacak edindiğimiz izlenim, zaten bu yönde tır. Çünkü bu ipin ucunda 17 Aralık karar çıkacağını gösteriyordu. Oysa var. Gelecekte sıkıntı yaşamak iste bizde mahkeme kurulmaya bile te miyorsak, yargılamayı şimdi yapma nezzül edilmedi. Yalnızca Meclis ko mız gerekir” diye konuştu. misyonunda dinlediklerimiz bile da l HAKAN DİRİK / İZMİR l Çetin Emeç anıldı ‘Gazeteciler bedel ödüyor’ 7Mart 1990’da uğradığı silahlı saldırıda öldürülen Hürri yet Gazetesi Genel Yayın Yönetme ni Çetin Emeç ve şoförü Sinan Er can mezarları başında düzenlenen törenlerle anıldı. Çetin Emeç için Zincirliku yu Mezarlığı’nda düzenlenen tö rene Emeç’in eşi Bil ge Emeç, oğlu Mehmet Emeç, gelini Lale Emeç, kızı Mehveş Emeç Bi rol, Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetme ni Sedat Ergin, Hürri yet Gazetesi Yayın Danışmanı Doğan Hız Çetin Emeç lan, gazetemiz İmtiyaz Sahibi Or han Erinç, eski CHP Milletveki li Oktay Ekşi ile Emeç’in yakınla rı ve dostları katıldı. Törende konu şan Hürriyet Genel Yayın Yönetme ni Sedat Ergin, Türkiye’nin demok rasi tarihinde özgürlük mücadelesi veren gazetecilerin büyük bedeller ödediğini belirtti. Çetin Emeç Gün düz Çocuk Bakım Evi’nde devam eden anmada konuşan Doğan Hız lan, “Çetin Emeç boyun eğmeyen bir gazeteciydi” diye konuştu. Or han Erinç ise,“Öncü bir gazeteciy di. Onun için siyaset, gazetecilikten sonra gelirdi” ifadelerini kullandı. l Gazeteci Kepsutlu Başkandan başkana ABD Gazeteci Benan Kepsutlu, ABD’nin Ortadoğu politikasıyla ilgili ‘Amerika’nın Ortadoğu Politikası 90’lardan Bugüne, Başkandan Başkana’ adında kitap yazdı. Kepsutlu kitabında ABD’nin IŞİD politikasından, Kürtlere yönelik stratejisine, Arap Baharı’ndan Ortadoğu’nun tarihsel perspektifine kadar pek çok detaya yer veriyor. Kepsutlu, “ABD’nin Ortadoğu politikasında öne çıkan faktörler deyince petrol ve İsrail akla geliyor. ABD’nin Ortadoğu politikasındaki belirleyici unsurlara ve bunu olaylarla kanıtlamaya çalıştım” dedi. l İSTANBUL / Cumhuriyet C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle