17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cuma 11 Kasım 2016 6 KCIULMIÇHDUARRİOYEĞTL’TUE Vedat ARIK teslim olmayız EDİTÖR: SERKAN OZAN TASARIM: ZARİFE SELÇUK Çok sayıda milletvekiliyle birlikte gazetemize ziyarete gelen Kılıçdaroğlu’nu gazetemizin binasının önüne desteğe gelen binlerce kişi karşıladı. CHP GENEL BAŞKANI, YARGIÇLARA SESLENDİ: Baskılara direnin vicdanınızı dinleyin ALİ AÇAR / SİBEL BAHÇETEPE CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, gazetemiz İmtiyaz Sahibi ve yazarımız Orhan Erinç ve gazetemiz çalışanlarını ziyaret ederek, geçmiş olsun dileklerini iletti. 9 yöneticimizin tutuklanmasına karar veren yargıçlara seslenen Kılıçdaroğlu, “Cumhuriyet dar bir alandan geçiyor. Buradan yargıç arkadaşlara seslenmek istiyorum; medya sadece benim için değil, yargı için de önemli. Çünkü yargının sorunlarını da geniş kitlelere aktaracak olan medyadır. 12 Eylül ve 12 Mart askeri darbe dönemlerinde bile yargıçlar daha bağımsızdı. Hukukun üstünlüğüne daha fazla bağlıydılar. Bugün de aynı tabloyu görmek isteriz. Baskıya direnmeli, vicdanının sesini dinleyerek hukukun üstünlüğü ve uluslararası sözleşmelere bakarak karar vermeli” dedi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu dün eşi Selvi ve kızı Zeynep Kılıçdaroğlu ile birlikte gazetemizin Şişli’deki merkez binasına gelerek, dayanışma mesajı verdi. Çok sayıda milletvekili, parti meclisi üyesi, belediye başkanı, il ve ilçe başkanlığı yöneticilerinin yanı sıra partililer de Kılıçdaroğlu’na eşlik etti. Kemal Kılıçdaroğlu’nu Cumhuriyet Vakfı Başkanı Orhan Erinç, yazıişleri müdürümüz Bülent Özdoğan, Haber Koordinatörümüz Aykut Küçükkaya, yazarlarımız Hikmet Çetinkaya, Şükran Soner, Ayşe Yıldırım, Ankara Temsilcisimiz Erdem Gül, spor servisi müdürümüz Arif Kızılyalın, bir süre gözaltında kalan muhasebe müdürümüz Günseli Özaltay ile tutuklu yazar ve yöneticilerimizin aileleri karşıladı. Kılıçdaroğlu’na binaya girişte, “Benim Cumhuriyetim” yazılı rozet takıldı. Herkesin ihtiyacı var Kılıçdaroğlu. ziyaret sonrası bahçede bekleyen gazetecilere açıklama yaptı. Mustafa Kemal Atatürk’ü anarak sözlerine başlayan Kılıçdaroğlu, “Bugün 10 Kasım! Cumhuriyetin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü sonsuzluğa uğurladığımız gün. Kendisini minnetle ve şükranla yâd ediyoruz. Onun koyduğu ilkelerin ne kadar önemli olduğunu bugün çok daha iyi biliyoruz” dedi. Bir ülkede medya özgür değilse, medya üzerinde baskılar var ise ve gazeteciler tutuklu ise demokrasiden ve özgürlüklerden bahsedilemeyeceğini söyleyen Kılıçdaroğlu, “Eğer bir toplumda medya özgürlüğü yoksa halkın haber alma kanalları tıkanmış demektir. Kuşkusuz biz bir medya derken medyadaki çeşitliliğe özenle vurgu yapıyoruz. İkti Vedat ARIK 1 DOLAR ARADILAR Basına kapalı olarak gerçekleştirilen görüşmede Kılıçdaroğlu, Cumhuriyet Gazetesi ve yazarları ile dayanışma içinde olduklarını söyledi. Kılıçdaroğlu, operasyon kapsamında gözaltına alınan ve ardından serbest bırakılan yazarımız Hikmet Çetinkaya’ya “Nasılsınız, iyi misiniz?” diye sordu. Çetinkaya da “İyiyim” yanıtını verdi. Gözaltında iken VIP denilen bölümde kaldıklarını söyleyen Çetinkaya “6.15 gibi geldiler bize. Ben eşime çay hazırlıyordum. ‘Bilgisayar ve Ipad benim de ğil, eşimindir’ dedim. Yalnız telefonumu aldılar. Çorapları mın içini karıştırmışlar. 1 dolar var mı diye herhalde. Ama ki taplara hiç dokunmadılar, ki bardılar, kelepçe vurmadılar. Kötü muamele yapmadılar. FE TÖ, PKK/KCK böyle şeyler sor dular. Aydın (Engin) ve benim salıverilmem yaş durumumdan” diye konuştu. CCHumP hGuerniyeeltBimaş”kyaanzıılKı ırlıoçzdeatrotağkluıl’dnıa. “Benim darın yanında veya karşısında diye özellikle bir ayrımdan kaçınmamız gerektiğini biliyorum. Hapiste gazeteci olmaz. Gazetecinin elinde kalemi, önünde kâğıdı vardır. Dünyaya ve halka bakar yorumlar ve yazısını yazar. Arzu ederseniz katılırsınız, arzu etmezseniz katılmazsınız. Dolayısıyla medya özgürlüğüne hepimizin ihtiyacı var” diye konuştu. Çok acı bir tablo Türkiye’de tutuklu gazeteci sayısının 142’ye çıktığını anlatan Kemal Kılıçdaroğlu şöyle devam etti: “Dünyada bizim kadar gazetecisi hapiste olan başka bir ülke yok. Bu çok ağır bir tablodur. Şairin dediği gibi hava kurşun gibi ağır. Medya açısından da, demokrasi açısından da özgürlükler açısından da hava kurşun gibi ağır. Bu ağırlık sadece medyayı değil, esnafı da vuruyor. Bunun yanında turizmci, sanayici ve çiftçiyi de vuruyor. Dolayısıyla demokrasi ve özgrürlük eksikliği toplumun her kesimine kademe kademe yansıyor. Biz kim tutuklu ise onun yanında olmaya özen gösterdik. Murat Sabuncu, Kadri Gürsel, Musa Kart, Hakan Kara, Güray Öz, Turhan Günay, Önder Çelik, Mustafa Kemal Güngör, Bülent Utku, Nazlı Ilıcak, Murat Aksoy, Ali Bulaç, Ahmet ve Mehmet Altan, Şahin Alpay, Ahmet Turan Alkan, Aslı Erdoğan, Necmiye Alpay ve Atilla Taş, sayılabileceğim 142 kişi. Hiç bir ayrım yapmıyorum. Bu bizi destekledi, şu karşı çıktı diye ayrım yapmıyorum. Eline kâğıt alıp gazetecilik yapan herekese saygı gösteriyorum. Bunu Cumhuriyet’in önünde Cumhuriyet ile yaşıt bir gazetenin önünde söylemekten Cumhuriyet’e kimler geldi Kılıçdaroğlu’na, ziyareti sırasında CHP milletvekilleri Gürsel Tekin, Erdoğan Toprak, Barış Yarkadaş, Hilmi Yarayıcı, Utku Çakırözer, Ali Şeker, Ali Özcan, Nihat Yeşil, Onursal Adıgüzel, Mehmet Gökdağ, Ahmet Akın, Oğuz Kaan Salıcı ile birlikte CHP PM Üyeleri Kadir Gökmen Öğüt, Çetin Soysal, Sera Kadıgil, Canan Kaftancıoğlu, Ayşe Eser Danışoğlu, Tuğba Ütebay ile CHP Yüksek Disiplin Kurulu Üyesi Turan Aydoğan, Avcılar Belediye Başkanı Dr. Handan Toprak Benli, Şişli Belediye Başkanı Hayri İnönü, CHP İstanbul İl Başkanı Cemal Canpolat, eski Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül, CHP’nin 39 ilçe başkanı ve yöneticileri, Hürriyet Gazetesi yazarı Yalçın Bayer, avukat Eşber Yağmurdereli, Berkin Elvan’ın annesi Gülsüm ve babası Sami Elvan, DİSK Genel Başkanı Kani Beko da eşlik etti. l İSTANBUL gurur duyuyorum. keşke bunları söyleyebilecek bir ortam olsaydı. Gazeteciler özgür olsaydı ve bizde onlara gelip sorunlarımızı anlatıp, geniş kesimlere ulaşabilseydik.” Baskıya direnin Cumhuriyetin dar bir alandan geçtiğini ve yargıçlara seslenmek istediğini söyleyen Kemal Kılıçdaroğlu, “Medya sadece benim için değil, yargı içinde önemlidir. Yargı da kendi sorunlarını medya aracılığıyla geniş kitlelere aktarır. Dolayısıyla medyanın özgür olması, kendisine otosansür uygulamayacak konuma taşınması yargı açısından da önemlidir. Yargı Türkiye’nin önünü açmalıdır. Baskıya direnmelidir. 12 Eylül ve 12 Mart askeri darbe dönemlerinde bile yargıçlar daha bağımsızdı. Hukukun üstünlüğüne daha fazla bağlıydılar. Bugün de aynı tabloyu görmek isteriz. Baskıya direnmeli, vicdanının sesini dinleyerek hukukun üstünlüğü, anayasanın kendisine verdiği güvenceyle bakmalı. Bağımsız ve hukukun üstünlüğüne inanarak da demokratik kurallar içinde uluslararası sözleşmelere bakarak karar vermelidir. Yargıya açık ve net çağrımdır. Bugün Cumhuriyet ve pek çok yazara uygulanan baskıcı, özgürlükleri kısıtlayıcı uygulamalar yargı içinde geçerli olabilir. Herkes demokrasi ve özgürlükler konusunda duyarlı olmaladır” ifadelerini kullandı. Atatürk’süz Mustafa Kemal ne iştir? Her yıl 10 Kasım’da aynı tartışmayı tekrarlamak âdetten oldu. Bu sene de Cumhurbaşkanı Erdoğan, gayet kararlı ve de anlamlı şekilde Atatürk’ü 78’inci ölüm yıl dönümünde anarken ağzından “Atatürk” adının çıkmamasına “özen gösterdi”. Bu “özen”, önceki yıl da fark edilir mahiyetteydi ama sanırım ölçek itibarıyla bu yılki kadar vurgulu hale gelmemişti. Şöyle ki Cumhurbaşkanı önce 9 Kasım’da bir mesaj yayımladı ve artık bir “Erdoğan klasiği” haline gelmiş terkiple “Cumhuriyetimizin bânisi Gazi Mustafa Kemal” diye başlayan 185 kelimelik bu metin içerisinde 7 defa “Gazi Mustafa Kemal” veya “Gazi” denirken “Atatürk”ün esamisi okunmadı!.. Dün de 10 Kasım münasebetiyle Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu tarafından düzenlenen “Atatürk’ü Anma Töreni”nde yaptığı konuşmanın “içerik analizi”ne gidildiğinde, Cumhurbaşkanı’nın “Atatürk” lafzından bilinçlice bucak bucak kaçtığını düşünmek ve kaydetmek mümkün. HHH Yanlış anlaşılmasın, Erdoğan, konuşması boyunca son derece övücü ifadeler kullandı Atatürk’e ilişkin… Onun pek çok veciz sözüne de olumlu atıfta bulundu. Ama Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ndeki konuşmada, arkasında görkemlice “Atatürk’ü Anma Töreni” başlığı yer almasına, konuşmayı baştan sona aktaran ekranlarda da “Külliye’de Atatürk’ü Anma Töreni” şeklinde altyazı geçilmesine karşılık… 25 dakikalık konuşması boyunca Cumhurbaşkanı, neredeyse her dakikaya bir tane düşecek şekilde 22 kez “Gazi Mustafa Kemal”, “Mustafa Kemal” veya “Gazi” dese de... Hiç Atatürk demedi. Pardon, pardon!.. Sadece bir kez, konuşmasını hitama erdirirken ağzından “Atatürk” lafzı çıktı. “Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu’nu, Sayın Başkan’ı, düzenledikleri bu anlamlı toplantı için tebrik ediyorum” şeklinde!.. HHH Bunun yanı sıra Cumhurbaşkanı, “Atatürkçülük” adı altında Mustafa Kemal’in mirasına talip olanların (büyük ihtimal CHP kastediliyor) onun adını ağızlarına dahi almayı hak etmediklerini birkaç kez vurguladı. Konuşmasının ağırlıklı bir kısmını 15 Temmuz darbe girişimine, onun şehit ve gazilerine hasretti, İstiklâl Harbi ile de ilinti kurdu. Ve Cumhurbaşkanı, ilginç ama aynı ölçüde de kafa karıştırıcı bir şekilde 10 Kasım’ları yastan çok “yenidendoğuş”a vesile kılmak gerektiğinden dem vurdu. Kendisinin de Atatürk’ün ölüm gününü bir “yeniden doğuş” olarak kutlamayı tercih ettiğini belirtti. Garip?! Neyin “yenidendoğuş”una yol açmıştır Atatürk’ün ölümü?.. Ki ne 23 Nisan’da Meclis’in açılışı, ne 30 Ağustos’ta Büyük Taarruz, ne de 29 Ekim’de Cumhuriyet’in İlanı böyle bir tasavvuru karşılamazken 10 Kasım bunu hak ediyor?! HHH Neyse, bunu da çok kurcalamayalım ve “Atatürk” lafzından adeta günahmışçasına kaçınılıyor olmaya geri dönelim!.. İster “Gazi” deyin, ister “Gazi Mustafa Kemal”, mevzu bahis ettiğiniz şahsın bir soyadı var. Ve bu, 1934’te kabul edilen “Soyadı Kanunu”nun ardından (eminim sizin de takdir edeceğiniz tabirle) “Yüce Meclis” tarafından oybirliğiyle kendisine verilmiş. Bu durumda acaba 1919’dan 1922’ye kadar Kurtuluş Savaşı’na önderlik etmiş, 1923’te Cumhuriyet’i kurmuş şahsın 1934’te “Atatürk” olduktan sonraki varlığı ve pratiği mi reddediliyor?.. Acaba “Kurtuluş Savaşı’mızın başkomutanı”, “Cumhuriyet’imizin bânisi” ve “İlk cumhurbaşkanımız” diye tavsif ettiğiniz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün bir tarihsel şahsiyet olarak varoluş serüveni, “A.Ö.” (Atatürk’ten Önce) ve “A.S.” (Atatürk’ten Sonra) olarak ikiye mi ayrılıyor? Bu doğrultuda “Atatürk” adı bir “menfi milat” mı sayılıyor? “Atatürk”, Mustafa Kemal’in “negatif”i bir tarihsel çehre mi oluyor? Ve bu yüzden mi onun ölüm günü 10 Kasım, bir “yenidendoğuş”a vesile sayılma cihetine gidiliyor?! HHH Kabul, “Atatürk” ismi sembolik olarak size hitap etmiyor olabilir, amenna… Fakat hiç olmazsa artık hemen herkes için aşikâr bu tercihinize ilişkin Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı olarak bir açıklamanızı duyalım! Toplum olarak buna ihtiyacımız da, hakkımız da var. “AtaTürk” adı size ne(ler) çağrıştırıyor? Animist inancın bir ileri aşaması denilebilecek “Atalar Kültü”nü mü? Ortak bir atadan soy aldığına inanan toplumların totemizm inancını mı? Ya da bunların her ikisinin de içkin olduğu düşünülebilecek putperestliği mi? Mustafa Kemal “Gazi” size göre, tamam. Peki, “Atatürk” ne? “Put” mu?.. Ki böyle bir telakki doğrultusunda mı kaçınıyorsunuz onu ağzınıza almaktan?.. Kullanmayın, tercihinizdir, ne yapalım, itirazımız yok da… Açıklayın, bilelim, “Atatürk” deyince ne olup bittiğini içinizde. Başkanlar Cumhuriyet dağıttı Gazetemizin 9 yönetici ve yazarının tutuklanmasının ardından CHP’li Maltepe Belediye Başkanı Ali Kılıç ve CHP Maltepe Gençlik Kolları üyeleri, Maltepe Meydanı’nda Cumhuriyet gazetesi dağıttı. Bakırköy Belediye Başkanı Dr. Bülent Kerimoğlu da ilçedeki Cumhuriyet Meydanı’nda binlerce gazeteyi Bakırköylülere dağıttı. Kerimoğlu, basın özgürlüğüne sahip çıktıklarını vurgulayarak “Varlığımızı borçlu olduğumuz büyük önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün isim babası olduğu ve bizlere emanet ettiği Cumhuriyet gazetesine ve basın özgürlüğüne sahip çıkıyoruz” dedi. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle