17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cuma 11 Kasım 2016 14 “Dağ başındaki haydutlar diye isimlendirdiğiniz kahraman Mustafa Kemal ve O’nun tüm askerleri burada olsalardı, teker teker hepsinin heykellerini dikerdik. Böylesine kahraman bir antlaşma imzalamaktan gurur duyuyorum.” (Fransa Başbakanı Aristide Briand, 1921) “Mustafa Kemal Atatürk, kuşkusuz 20. yüzyılda dünya savaşından önce yetişen en büyük devlet adamlarından biri, hiçbir millete nasip olmayan cesur ve büyük bir inkılâpçı olmuştur.” (İsrail Başbakanı Ben Gurion, 1963) “Ben şimdiye kadar on beş hükümdar ve cumhurbaşkanı ile özel ve resmi konuşmalar yaptım. Bu geceki kadar ezildiğimi hatırlamıyorum. Mustafa Kemal’de büyük bir ruh kuvvetinin esrarı var.” (Charles Townssend, İngiliz Generali, 1922) “Yüzyıllar nadir olarak dâhi yetiştirir. Şu talihsizliğimize bakın ki 20. yüzyılın dâhisi Türklere nasip oldu ve kader onu bizim karşımıza çıkardı.” (İngiltere Başbakanı David Lloyd George) “Bir ulusun hayatında bu kadar az sürede bu denli kökten değişiklik pek seyrek gerçekleşir. Bu olağanüstü işleri yapan Mustafa Kemal, hiç kuşkusuz kelimenin tam anlamıyla büyük adam Derik’te BOMBALI Saldırı Kayyım kaymakam ağır yaralı Mardin’in Derik İlçe Hükümet Konağı’na, PKK’liler tarafından el yapımı patlayıcı ile düzenlenen saldırıda, ilçe belediyesine kayyım olarak atanan Derik Kaymakamı Muhammed Fatih Safitürk ile 2 kişi yaralandı. Derik Hükümet Konağı’na dün saat 12.15 sıralarında PKK’liler tarafından önce el yapımı patlayıcıyla saldırı düzenlendi, ardından uzun namlulu silahlarla ateş açıldı. Polisin de karşılık vermesi üzerine çatışma çıkarken PKK’liler kaçtı. Saldırıda, ilçe belediyesine kayyım olarak atanan Muhammed Fatih Safitürk ile 2 kişi yaralandı. Ağır yaralanan Safitürk Kızıltepe Devlet Hastanesi’ndeki ilk müdahalesinin ardından Gaziantep’e sevk edildi. İki yaralının sağlık durumlarının ise iyi olduğu öğrenildi. Öte yandan emniyet ekiplerinin saldırıyla ilgili 38 kişiyi gözaltına aldığı açıklandı. l İHA Doğubayazıt’ta şüpheli cinayet Ağrı’nın Doğubayazıt ilçesinde düğünlerde Kürtçe şarkı söyleyen yerel sanatçı Fevzi Bayat, otomobilinde öldürüldü. Geçen ay Bayat’ın evinde 2 PKK’li güvenlik güçleriyle girdiği çatışmada öldürülmüştü. Bayat, önceki gece bir düğünden çıkarken eşine telefonda, “Geliyorum” dedi ancak kendisinden daha sonra haber alınamadı. Sanayi Mahallesi’nde bir vatandaşın ihbarı üzerine olay yerine giden polis, Bayat’ın otomobilin arka koltuğunda kurşunlanarak öldürüldüğünü tespit etti. Cinayetle ilgili olarak çok yönlü soruşturma başlatıldı. l DHA Ardından söylenenler niteliğine hak kazanmıştır. Ve bundan dolayı Türkiye övünebilir.” (Yunanistan Başbakanı Elefterios Venizelos, 1933) “O büyük insan yalnız Türkiye için değil, bütün doğu milletleri için de en büyük önderdi.” (Afgan Kralı Emanullah Han) “Kemal Atatürk, yalnız bu yüzyılın en büyük adamlarından biri değildir. Biz Pakistan’da, O’nu geçmiş bütün çağların en büyük adamlarından biri olarak görüyoruz. Askeri bir deha, doğuştan bir lider ve büyük bir yurtsever...” (Pakistan Cumhurbaşkanı Eyüp Han) “Benim üzüntüm, bu adamla tanışmak hususundaki şiddetli arzumun gerçekleşmesine artık imkân kalmamış olmasıdır. Sovyet Rusya Hariciye Nazırı Litvinof ile görüşürken kendisine onun fikrince bütün Avrupa’nın en kıymetli ve en ziyade dikkate değer devlet adamının kim olduğunu sordum. Bana Avrupa’nın en kıymetli devlet adamının Türkiye Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal olduğunu söyledi.” (ABD Başkanı Franklin Roosevelt) “Atatürk bu yüzyılın büyük insanlarından birinin tarihi başarılarını, Türk halkına ilham veren liderliğini, modern dünyanın ileri görüşlü anlayışını ve bir askeri lider olarak kudret ve yüksek cesaretini hatırlatmaktadır. Çöküntü halinde bulunan bir imparatorluktan özgür Türkiye’nin doğması, yeni Türkiye’nin özgürlük ve bağımsızlığını şerefli bir şekilde ilan etmesi ve o zamandan beri koruması, Atatürk’ün Türk halkının işidir. Şüphesiz ki Türkiye’de giriştiği derin ve geniş inkılâplar kadar bir kitlenin kendisine olan güvenini daha başarı ile gösteren bir örnek yoktur.” (ABD Baş 10 Ekim sanığı kanı John F. Kennedy) HHH Bu liste Avrupa’dan Afrika’ya, Asya’dan Amerika’ya kadar daha yüzlerce devlet adamı, yazar, gazeteci, diplomatla uzatılabilir. Ülkemizin kurtuluşu ve Cumhuriyetimizin kuruluşunun önderi Mustafa Kemal Atatürk’ün büyüklüğü üzerinde tüm dünya liderleri söz birliği ederlerken, “içimizden(!)” birileri gazetelerinde, televizyon kanallarında O’na hayâsızca saldırıyorlar. Ağızları salyalı bu kudurganları anlayabiliyorum. Geçmişlerinde O’nun gibi bir önderleri olmamış. Önder olarak belledikleri, biat ettikleri zavallılar tarihin çöplüğüne süpürülmüşler; adları bile hatırlanmıyor. Her 10 Kasım günü yüz binlerce gençyaşlı, kadınerkek, çocuğun Anıtkabir’e koşmasını, ülkenin dört bir yanında milyonların O’nu artan sevgi, saygı ve özlemle anmasını içlerine sindiremiyorlar. Ne demişler? “İt ürür, kervan yürür!” Sözde liberalinden beyni örümceklenmiş yobazına kadar ellerinden geleni artlarına komasınlar, bu kervan yürüyecek… Baraç: Hâlâ AKP üyesiyim 10 Ekim katliamı davasının sanıklarının avukatlarından ‘Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da Esad ve FETÖ ile fotoğrafları var’ savunması Ankara katliamı davasının 4. duruşmasında tutuklu sanık Nihat Ürkmez, İnsani Yar dım Vakfı ile Suriye’ye yasadışı yollar la aşçılık yapmak üzere gittiğini söy lerken, bilirkişi tarafından “kesin” ola rak raporlaştırılan ve Suriye’de IŞİD kampla rında çekildiği belirtilen fotoğrafları “İnsanlar çift yaratılmıştır” diyerek reddetti. Davanın tutuk OZAN ÇEPNİ suz sanıklarından Suphi Alpfidan ise avukat sorgusunun ardından IŞİD üyeleri ile ilişkisinin olduğu belir tilerek tutuklandı. Sanık Mehmeddin Baraç’ın ise avukat sorgusunda “Halen AKP üyesiyim” cevabı dikkat çekti. 10 Ekim Ankara katliamı davası nın 3. duruşması, saldırının 13. ayı ne deniyle Gar önünde düzenlenen anma programının ardından devam etti. Da vanın 4. gününde savunmasını yapan sanık Nihat Ürkmez, “Ben Suriye’ye İHH aracılığıyla aşçı olarak gittim. Elazığ’da örgüt üyeliğinden hakkım da açılmış dava vardı, kayıt altınday dım zaten” dedi. Savcı sorgusu sırasın da kendi rızası ile çekilen fotoğrafları ile Suriye’deki IŞİD kamplarında çeki len fotoğrafların bilirkişi tarafından ya pılan incelemele sonucu “kesinlikle fo toğraflar şahsa aittir” verisi elde edil diği hatırlatılan Ürkmez, “Sadece ba na benziyor, insanlar çift yaratılmıştır” diyerek kendisini savundu. Ürkmez’in avukatı Hüseyin Almaz, sanık Ürkmez hakkında yaptığı ilginç savunmada “Sa yın Cumhurbaşkanımızın da Esad’la fo toğrafı var. FETÖ örgütüyle Cumhur başkanı ve başkalarının da fotoğrafla 10 Ekim katliamının 4. duruşması öncesinde katledilen yurttaşların yakınları, saldırının yaşandığı Ankara Garı önüne giderek bir anma etkinliği gerçekleştirdi. rı var. Bir insan yanlışlıkla bir fotoğraf karesine girmiş olabilir” dedi. ‘Şıha ‘şarlatan’ dediler’ Davada savunmasını yapan bir diğer isim ise tutuksuz sanıklardan Suphi Alpfidan, Yunus Durmaz’ı tanıdığını söyleyerek, “Adıyaman Menzil şıhına ‘şarlatan’ deyince ilişkimizi kestik” dedi. Yunus Durmaz’ın arabasında parmak izinin bulunması nedeniyle davaya dahil edilen Alptekin, başka bir IŞİD davasında da aynı şekilde araçtan parmak izinin çıkmasının hatırlatılması üzerine “Parmak izim, Halil İbrahim Durgun’la bir siteye daireye bakmaya onun arabasıyla gittik, o yüzden parmak izim çıktı” yanıtını verdi. Alpfidan, tutuklanarak cezaevine gönderildi. Emniyetteki sorgusunda ‘Bingöl AK Parti Gençlik Kolları üyesi’ olduğunu söyleyen sanık Mehmeddin Baraç çarpıcı ifadelerine mahkemede de devam etti. Emniyetteki sorgusunda IslahDer ile ilişkisi olduğu belirtilen Baraç, avukat sorgusunda, “Orada sadece namaz kılmışlığım var. Eskiden Muhafazakâr Gençlik Derneği’nin başkanlığını yapmıştım. O dernekten de benim görüşüm belli olur” dedi. Baraç, avukatların “Üye olduğun siyasi parti var mı” sorusuna ise, “Halen AKP üyesiyim” cevabı dikkat çekti. Sanık Yakup Karaoğlu savunmasında “Çevremdeki insanlar suç işlemişler diye beni suçlu ilan ederseniz; vay halime. Ben Hüda Par üyesiyim. Oy kullanırım, sigara içerim; IŞİD bunları kabul etmez” dedi. Kod adı Ebu Eymen olarak geçen sanık Metin Akaltın ise “Ben kasabım, Halil İbrahim Durgun bana haftada bir koyun kestiriyordu. Tek ilişkim budur. Ankara olayından sonra evimde saklanmak istedi. Kabul etmedim ama beni çocuklarımla tehdit etti” dedi. l ANKARA /Cumhuriyet 11 KASIM 2016 SAYI: 33273 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına Orhan Erİnç İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay Genel Yayın Yönetmeni MURAT SABUNCU Yazıişleri Müdürü Bülent Özdoğan Haber Koordinatörü Aykut Küçükkaya Yayın Danışmanı Kadri Gürsel Reklam ve Pazarlama Direktörü Ayşe Cemal Sorumlu Müdür Abbas Yalçın Reklam Grup Koordinatörü Deniz Tufan Rezervasyon ve Planlama Koordinatörü Bülent Gürel l Görsel Yönetmen: Hakan Akarsu l Ekonomi: Olcay Büyüktaş l Dış Haberler: Mine Esen l Spor: Arif Kızılyalın l Gece: Ayça Bilgin Demir l Yurt Haberler: Selin Görgüner l Fotoğraf: Uğur Demir l Düzeltme: Mustafa Çolak Web Koordinatörü: Oğuz Güven [email protected] Ankara Temsilcisi: Erdem Gül Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 İzmir Reklam Tel: (0232) 441 12 20 0530 430 74 17 Okur Temsilcisi: Güray Öz [email protected] Yayın Kurulu: Orhan Erinç (Başkan), Güray Öz (Bşk. Yrd.), Ali Sirmen, Hikmet Çetinkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Hakan Kara. l Muhasebe Müdürü: Günseli Özaltay l Satış Dağıtım: Tunca Çinkaya Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: [email protected] Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: [email protected] Yaygın süreli yayın Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul Dağıtım: Doğan Dağıtım Satış Pazarlama Matbaacılık Ödeme Aracılık ve Tahsilat Sistemleri AŞ Esenyurt/İstanbul Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. İstanbul Ankara İzmir İmsak 06.10 05.54 06.16 NAMAZ VAKİTLERİ Güneş Öğle İkindi 07.40 12.55 15.32 07.22 12.40 15.19 07.41 13.02 15.45 Akşam 17.59 17.45 18.11 Yatsı 19.21 19.06 19.30 Van ve Hakkâri şehitleri uğurlandı Van’ın Başkale ilçesinde PKK’lilerin minibüsü taraması sonucu şehit olan 3 korucu ve yaşamını yitiren bir vatanadaş ile Hakkâri’nin Hisar Dağı’ndaki operasyonda şehit olan sözleşmeli er Nurullah Çakır dün düzenlenen törenlerle toprağa verildi. Şehit olan korucular Hüsnü Keskin, Ekrem Keskin ve emekli korucu Şahabettin Keskin ile çiftçi Mehmet Demir için Eşmepınar Jandarma Karakolu’nda tören düzenlendi. Şehit korucu Hüsnü Keskin’in 6, Ekrem Keskin’in 7, emekli korucu Şahabettin Keskin’in ise 10 çocuğu yetim kaldı. Çiftçi Mehmet Demir’in ise bekâr olduğu öğrenildi. Hakkâri’nin Yüksekova ile Çukurca ilçeleri arasında bulunan Hisar Dağı bölgesinde PKK’lilerin havanlı terör saldırısında şehit olan 25 yaşındaki sözleşmeli er Nurullah Çakır için memleketi Sivas’ta tören düzenlendi. Şehidin cenazesi Yukarı Tekke Mezarlığı’nda bulunan Garnizon Şehitliği’nde gözyaşları içerisinde toprağa verildi. l DHA/ İHA ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI [email protected] haber/yorum EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: SERPİL ÜNAY ‘İnsan gibi insan’lar Onlardan birini, “Duayen Gazeteci Mete Akyol”u, geçen cumartesi günü Büyükada’da doğanın kucağına bıraktık. Gazetemiz “Cumhuriyet”e başlatılan saldırıların daha ilk sürecinde dayanışma içinde olmuş, “Dündar” ile “Gül” için, sandalyesini alıp Silivri tutukevinin kapısı önünde tek başına nöbete başlamıştı. Bu “Silivri zindanını” iyi bilirdi. Çünkü, “Silivri Çadır Mahkemesi”ndeki duruşmalarda da nöbetteydi. Mahkeme salonunda, kısa süreli, duruşma aralarında tutuklularla yakınlarının, ziyaretçilerinin iki metrelik bir arayla yakınlaşıp konuşmaları sırasında, onca tutuklu ile birlikte, can dostu “Prof. Dr. Haberal”ı görebilmek için, oturduğu sıranın üstüne çıkar, kollarını açarak selamlardı. Cumartesi günü Akyol’u, Büyükada’ya götürürken bunları benzer onca anıyı anımsayıp durdum. “Başkent Üniversitesi Kültür Yayını” olan “Bütün Dünya” dergisinin, “Yayın Genel Yönetmeni”ydi; derginin “Kasım” sayısında çoğu kez olduğu gibi yine “Atatürk” ile ilgili bir yazısı yer almıştı; başlığı ilginçti, “Atatürk’ün Varlığa Dönüşen Yokluğu”. Şöyle başlıyordu: “Atatürk’ün aramızdan ayrılmasıyla oluşan ‘yokluk’, her geçen yıl giderek büyüyen bir ‘varlığa’ dönüşmektedir. Bu varlık, ‘Atatürk’ün yokluğu’ olgusudur ve her geçen ay büyüyerek, Türkiye Cumhuriyeti için büyük bir ‘tehlike’ ortamı yaratmaktadır!” “Mete Akyol”, bir “tümör”e benzettiği bu varlığın yarattığı “yıkım”ın, ülkemiz için artık “görev başına” çağıran bir “uyarı” olduğunu vurgular. Katılmamak olası mı? Değerli dostlar, Akyol’un bu denli birdenbire bizi bırakmasını, ne inanç bağlamında ne de akıl yoluyla kabullenmek kuşkusuz çok güç... Evet öyle; ne ki bir de, oldukça tehlikeli bir rahatsızlığınızı duyar duymaz, anında yanı başınızda belirip, en kısa sürede hastaneye kaldırtarak, güvenli ellere teslim edip, sağlığınızı yeniden kazanmanız için canla başla ilgilenip evinize dönmenizi sağladıktan biriki gün sonra kendi yaşamını kaybediverirse, nasıl bir durumda olurdunuz? İşte şimdi ben öyleyim... Olanları kısaca sizinle paylaşmak istiyorum; 26 Ekim gecesi ciddi bir sağlık sorunu yaşadığımın haberini alan Mete Akyol, Başkent Hastanesi’nin cankurtaranının yola koyulmasını sağlayıp, “Prof. Dr. M. Haberal”ı arayarak bilgilendirmiş; hastanenin kardiyoloji bölümüne getirilip “Prof. Dr. Pehlivanoğlu’na teslim edildim; ikinci günün sonunda ayaktaydım. Demek ki, ilk andan başlayarak yanı başımdan ayrılmayan “GülçinMete Akyol” ve “FerdaMustafa Mutlu” ile “29 Ekim” yürüyüşüne katılabilecektim. Onlar, “Kartal Belediyesi”nin çağrılısı olarak Kartal’da yürürlerken, ben de kardeşimle, artık iyice gelenekselleşen “KadıköyBağdat Caddesi” yürüyüşüne katıldım. Ve Mete Akyol bu sıralarda, büyük bir tutkuyla, titizlikle, coşkuyla hazırladığı, “Çorum Belediyesi Temizlik İşçilerinin Yürüyüşü” adlı “Belgesel”inin “Kanal B”de ekrana getirilmesi beklentisiyle de dopdoluydu. Bu işçilerle birlikte, “1966” yılının “40” derecelik Ağustos sıcağında, “Çorum Ankaraİstanbul”a ulaşan “750 km”lik yolu üstelik “çıplak ayak” yürümüştü, “17 gün” boyunca... İşte bu tarihsel yürüyüşün tüm ayrıntılarını içeren belgeselin, geçen çarşamba gecesi “Kanal B”de gösterimi bitince, aradığımda içi içine sığmıyordu, haklıydı, çok beğenilmişti, arkası da gelecekti. Ertesi sabah bir toplantıda bulunmak için Ankara’ya gitmek üzereyken birdenbire bizi bırakıverdi. Oysa dönüşünde, Cumhuriyet’in bahçesindeki eyleme katılacaktı, elinde Atatürk posteriyle... “Böylece, Cumhuriyet’in adının O’nun tarafından konduğunu bir kez daha hatırlatmış olalım” diyordu. Yine kendisine katılmamak olanaksız değerli dostlar; iki milyara yaklaşan “İslam” dünyasındaki tek “laik” ülke olan “TC Devleti”nin bu yapısını hem de Atatürk dönemine karşı gelenlere bunu anımsatmak için O’nun posterleriyle Cumhuriyet’in bahçesinde olmak kuşkusuz anlamlı olur; ne dersiniz? Ayrıca değerli dostlar, dokuz tutuklu yazar ve görevlilerimiz için “Silivri” yollarına düşsek... Umarım, Saniye Yurdakul, bu yazıyı okur... Kılıçdaroğlu’ndan felçli gence ziyaret CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu dün Sultangazi’de 2 Ağustos 2015’te arkadaşları ile yolda yürürken rastgele ateş eden bir kişinin tabancasından çıkan kurşunla yaralanan ve göğüsten aşağısı felç olan lise öğrencisi Ahmet Emre Çavuş’u Şişli’de tedavi gördüğü rehabilitasyon merkezinde ziyaret etti. Kılıçdaroğlu doktorlardan Ahmet Emre’nin sağlık durumu hakkında bilgi aldı. Ahmet Emre’nin babası Bülent Çavuş, “Genel başkan, ilk günden itibaren Emre’nin sağlık durumuyla yakından ilgilendi. Çok teşekkür ediyorum” dedi. l Haber Merkezi C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle