22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Perşembe 10 Kasım 2016 Dünya ABD Seçimleri dishab@cumhuriyet.com.tr 13 nilgun@cumhuriyet.com.tr Trump’a uyandı ABD’de nefes nefese geçen başkanlık yarışında zafer Cumhuriyetçi Trump’ın oldu. Clinton’ın yenilgisi, ‘gidişattan mutsuz seçmenin değişim isteği’ olarak yorumlanıyor Yenilgi konuşmasında duygusallaşan Clinton, kadın destekçilerini de ağlattı Kaybeden taraftan hukuk devleti uyarısı ABD başkanlık seçiminin ardın dan barışçı devir teslim, hukukun üstünlüğü, değerlerin korunması gibi uyarıların yapılması dikkat çekti. Seçimin kaybedeni olan Demokrat Partili Hillary Clinton, yenilgiyi kabul konuşmasında “Hayal kırıklığına uğradığınızı biliyorum. Bu acı verici ve uzun süre de öyle kalacak” dedi. ‘Cam tavanı kıracağız’ ABD ulusunun bir bölünme içinde olduğunu ama yönetimin barışçı şekilde değişmesi, Trump’a ülkeyi iyi şekilde yönetme fırsatının tanınması gerektiğini söyleyen Clinton, sadece 4 yılda bir sandığa giderek değil sürekli ABD’nin değerlerine sahip çıkılması çağrısı yaptı. Yasalar, eşit haklar ve din özgürlüğüne saygı istedi. Bir kadının başkan olmasına engel olan çok yakında kıracaklarını söyledi. ABD Başkanı Barack Obama da Trump’ı tebrik etmesi ve geçiş sürecini konuşmak üzere bugün Beyaz Saray’a davet etmesinin ardından bir konuşma yaptı. Demokrasinin alame ti farikası barışçı devir teslimi gerçekleştireceklerini söyleyen Obama, “Ülkenin kurumlara, yaşam biçimimize, hukukun üstünlüğüne ve karşılıklı saygı duyulmasına ihtiyacı var” dedi. ‘Batı modeline meydan okuma’ 4 Financial Times: Trump’ın zaferi statükonun reddi. Dünyanın en güçlü ülkes, düşmanlarına, hukuka ve demokratik kurumlara karşı küçük düşürücü tarzı olan emlak kralını başkan seçti... Trump’ın zaferi Batı tarzı demokratik modele karşı bir meydan okuma. 4 Independent: Twitter’dan birinci sayfasını anonslarken “B.ku yedik” diye yazdı. Haberi şöyleydi: Brexit ile Trump’ın zaferi arasında çok fazla ortak nokta var. Atlantik’in iki kıyısı 2008 mali krizine geçikmiş reaksiyona tanıklık ediyor. İşçi sınıfı öfkeli. Sığınmacı krizi, sağ popülistler için kullanışlı günah keçisine dönüştü. 4 Guardian: Hitler ve Mussolini ile kıyaslanan Trump eli nükleer silahların tetiğinde gezegenin en güçlü kişisi olacak. 4 Süddeutsche Zeitung: Mümkün olabilecek en büyük felaket ortaya çıktı. Akla gelmeyen, başa geldi. 4 Liberation: Kıyamet. Şok. Dünyayı yöneten güç şimdi aşırı sağın elinde. Amerikalıların yarısı, tamamen bilinçli bir şekilde bir ırkçı, yalancı, cinsiyetçi, edepsiz ve nefret dolu bir adaya oy verdi. ABD’de mültimilyarder emlakTV kralı Donald Trump’ın ırkçı, cinsiyet ayrımcısı, İslam karşıtı söylemiyle yakaladığı popülist dalganın etkisiyle başkanlık seçimini kazanması, tüm dünyayı şoke etti. Hem ABD hem de uluslararası kamuoyu “bildiğimiz dünyanın sonu geldi” tepkisini verdi. Oy kullananlarla yapılan anketler ise seçmenin yüzde 40’ının değişim istediğini, yüzde 70’inin hükümetin işleyişinden mutsuz olduğunu, bu kesim içinden yüzde 25’inin hükümete öfkeli olduğunu ortaya koydu. Sonuç da daha önce hiçbir hükümet görevi üstlenmemiş, siyasi doğruculuktan nasiplenmemiş, adaylığını yaptığı Cumhuriyetçi Parti’nin bile dışla dığı Trump’ın (70) tarihi zaferi oldu. En çok oyu Clinton aldı Demokrat Parti’nin adayı olan eski first lady, senatör ve dışişleri bakanı Hillary Clinton ise Whitewater’dan Lewinsky skandalına, Wall Street’ten alınan paralardan Clinton Vakfı’ndaki yolsuzluklara, Irak işgaline destekten Libya ve Suriye savaşlarının müsebbipliğine, ABD’nin Trablus Büyükelçisi’nin öldürülmesine dair bilgilerin örtbasından göreviyle ilgili yüz binlerce yazışmayı kişisel eposta hesabından yapmaya uzanan bin bir skandalın yükünü atamadı. Buna rağmen halkoylamasını Clinton kazandı. Kadın aday 59 milyon 602 bin 599 oy, yani oyların yüzde 47.7’sini topladı. Trump ise 59 milyon 396 bin 462 oy, yani oyların yüzde 47.5’ini aldı. Ancak başkan, halkın doğrudan oyuyla değil her eyalete düşen seçici delegeler üzerinden seçiliyor. Kararsız eyaletlerin en önemlileri olan Florida, Ohio, Iowa ve Pennsylvania’yı alan Trump, başkanlık için 538 delegeden 270’i yeterken, 289’unu kazandı. Clinton ise 218’de kaldı. Birkaç eyalette sonuç netleşmemişti. Kongre’de de zafer Kongre için yapılan seçimlerde alt kanat Temsilciler Meclisi’nde ezici çoğunluklarını koruyan Cumhuriyetçiler, üst kanat Senato’da da Demokratlara karşı çoğunluğu 47’ye karşı 51’e çıkardı. ‘Çatışma değil ortaklık’ Trump, dün New York’ta zafer konuşmasına ailesiyle birlikte çıktı. Telefonla tebriklerini ileten Clinton’ın kamu görevlerinde ülkeye verdiği hizmetlere teşekkür eden Trump, “Beni desteklemeyenler, rehberliğiniz ve yardımınız için size elimi uzatıyorum ki birlikte çalışıp büyük ülkemizi birleştirelim. Ülkemizin her bir vatandaşına söz veriyorum: Tüm Amerikalıların başkanı olacağım” mesajını verdi. Tüm diğer uluslara adil muamele vaadinde bulunup “Düşmanlık, çatışma değil, ortaklık kuracağız” dedi. Şahinler kabinesi mi? Ama bunları lafta bırakma işaretle sevinç ve gözyaşı... rini de gönderdi. Kampanyası, FBI’nın iki kez soruşturduğu Clinton’a özel Sonuçla birlikte Cumhuriyetçiler savcı atayarak yeni soruşturma açma kutlamalara başlarken çoğu De ihtimalini dışlamayıp “Tartışmalar za mokrat destekçisi gözyaşlarına bo manı geldiğinde yapılır” dedi. Trump’ın ğuldu. Gayri resmi tahminlere gö olası kabinesinde dışişleri bakanı ola re 2012’deki yüzde 53.6 katılım 45 puan geçildi. Erkeklerin çoğu Trump’ı, kadınlar Clinton’ı destekledi. Trump’ın Meksikalı göçmenlerin ülkeden atılması ve siyahlara yönelik polis şiddetini savunduğu için ağır bir bedel ödemedi. Hispaniklerin yüzde 66’sı Clinton’a, 28’i Trump’a, siyahların yüzde 88’i Clinton’a, 8’i Trump’a oy verdi. Trump ise beyaz çalışan sınıfın oylarını toplamakta Cumhuriyetçilerin meşhur başkanlarından Reagan’ı bile geçti. rak eski Temsilciler Meclisi Başkanı Newt Gingrich, eski BM Temsilcisi John Bolton, Senato Dış İlişkiler Komitesi Başkanı Bob Corker’ın adı geçiyor. Hepsi birbirinden şahin isimler. Savunma bakanı adayları da benzer tarzda. New York Belediye Başkanı iken polisin azınlıklara yönelik şiddetine rekor kırdıran Rudy Giuliani adalet bakanı adayı. ‘Erdoğan ile uyuşabilir’ Trump’ın kampanya süresince dile getirdiği tartışma yaratan görüşlerinden hareketle başkanlığı döneminde yürütmesi beklenen olası politikalar şunlar: 4 Ortadoğu’da “ılımlı” İslamcılarla ittifakı sorgulayan, Suriye Devlet Başkanı Esad ve müttefiki Rusya’yla daha çok işbirliği yapılmasını savunan Trump, Twitter hesabından Suudi kraliyetini 11 Eylül ve IŞİD’den sorumlu tutan açıklamalar yaptı. Seçim gecesi de CNN muhabiri Ashley Killough, Twitter hesabından şu iddiayı paylaştı: Trump, soru sorumak isteyen Katar’ın Al Jazeera kanalının muhabirine “Sizin burada işiniz bitti” cevabını verdi. Bu yüzden yeni başkanın IŞİD’le savaşı sürdürmenin yanı sıra İslamcılara karşı sert politikalar benimseyebileceği, Rusya ile işbirliği yapıp NATORusya gerilimini Trump’ın ‘İslamcılık alerjisine rağmen tek adamlık üzerinden’ Erdoğan ile anlaşabileceği öne sürülüyor dindirebileceği yorumları yapılıyor. 4 Türkiye’deki darbe girişimi sonra sı NY Times’a konuşan Trump, 15 Temmuz gecesi sokağa çıkan insanlara hayranlığını dile getirdi ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın işleri tersine çevireceğine inandığını söyledi. Darbe girişiminin “Erdoğan’ın tezgâhı” olduğu iddialarına karşı çıktı. Erdoğan’ın darbeyi siyasi muhaliflerine karşı kullanıp kullanmadığı sorusuna “Dünya, ABD’nin ne kadar kötü olduğunu görüyor. Bizim ülkemizin de birçok yurttaşlık hakkı sorunu var” yanıtını verdi. Uzmanlara göre Trump İslamcılık alerjisine rağmen tek adamlık üzerinden Erdoğan ile uyuşabilir. Ama “Eyy Amerika” tarzı açıklamalara Obama ve Clinton gibi sessiz kalmayabilir de. 4 Clinton gibi Kürtleri destekleyen Trump, NY Times’ın “Ama Erdoğan değil, bu durumla nasıl baş edeceksiniz” sorusu üzerine şu cevabı verdi: “İdeali, onların hepsini bir araya getirmek olur. Ve bu bir olasılık olur. Ama ben Kürt güçlerin büyük bir hayranıyım. Aynı zamanda, Türkiye’yle potansiyel olarak çok başarılı bir ilişkimizin olabileceğini düşünüyorum. Ve ikisini bir şekilde bir araya toplamak gerçekten harika olacaktır.” Uzmanlara göre bu tutum AnkaraWashington hattında YPG anlaşmazlığının devam edebileceğine işaret ediyor. sAüyrrdımürceıcseökymlemi...ini Siyahların Yaşamları Önemlidir hareketini “sorunlu” bulan, Meksikalı göçmenleri toptan sınır dı şı edip Meksika’ya duvar örmeyi, pa rasını Meksika’ya ödetmeyi, ayrıca ABD’ye Müslüman sokmamayı va at eden Trump’ın bunları ne kadar gerçekleştireceği soru işareti. Ama ABD’deki kırılgan iç barışı parampar Trump, zafer konuşmasını yapacağı podyuma eşi ve çocukları ile birlikte çıktı. ça etme tehlikesi büyük. Trump’ın zenginlere vergi indirimi, Çin mallarına yüksek gümrük vergisi, uluslararası ortak ticaret bölgesi anlaşmala rına iptal, Obama’nın sağlık yasasın KANADA’YA YOĞUN TALEP Trump’ın kazanmaya yaklaşığı saatlerde da değişiklik, İklim Anlaşması’ndan ABD’lilerin akın etmesiyle Kanada’nın göçmenlik sitesi çöktü. Birçok ABD’li çıkma vaatleri de ABD ve dünya Trump’ın başkan olması durumunda Kanada’ya göç edeceğini söylemişti. ekonomisi için büyük risk. Trump’ın başkanlığı: Öfke, kin ve nefretin zaferi Bir zamanlar “gelecek” denen bir şey vardı… Trump’ın başkan seçilmesiyle ilk aklıma düşen cümle bu oldu. ABD seçimlerinden bir gün önce ünlü İtalyan yazar Claudio Magris’le bir toplantıdaydım. “Trump’ın başkan olması ihtimali” hakkında ne düşündüğü sorulunca Magris, “Bir zamanlar gelecek daha iyiydi!” yanıtını verdi ve ekledi: “Çünkü geleceği hep daha iyi yönde değiştirmek ve dönüştürmek yönünde bir umut vardı. Bugün böyle bir perspektiften yoksunuz.” Bu değerlendirmesinin ardından yazar, Marx’tan alıntıladığı bir cümleyi de sözlerine ilave etmeyi unutmadı: “Ezilenler, isabetli muhakeme yeteneğinden yoksundurlar!” ABD başkanlığının, Trump profilinde bir şahsiyetin eline düşmesi pek çok yönüyle konuşulabilir. Ama öncelikle iki husus öne çıkıyor. Biri, muhtemelen sekiz yıl Beyaz Saray’da kalacak Trump’ın, geleceğe yönelik her türlü iyimserliği yok etmesi… İkincisi, 2008 finans krizi ardından iflas eden ABD orta sınıfının, hiçbir siyasi deneyimi olmayan ve hastalıklı ölçüde benmerkezci, cinsiyetçi, ırkçı, yabancı düşmanı bir şahsiyeti bu noktaya taşıması… “Bu nasıl bir irrasyonel tercih/akılsızlık/ mantıksızlık” sorusu sorulduğunda Marx’ın işte saptaması devreye giriyor: “Ezilenler heyhat sağlıklı düşünemez!” Fareli köyün kavalcısı Clinton’ı aşırı “düzen temsilcisi” gören ABD’nin orta sınıf seçmenleri, oylarını tereddütsüz “kurulu düzen dışı/outsider” gördükleri mültimilyarder Donald Trump’a verdiler. Devlete vergi ödemeyen ödemediğini de itiraf eden emlak imparatoru Trump’la aklı sıra devrim yapıp “düzeni yıkacaklar!” İşlerini, evlerini kaybeden, göçten, küreselleşmeden korkan Trump’ın seçmenleri bu korkuların artık öyle esiri olmuş ki, mantık yürütemiyorlar. Ve salt korkularına konuşan, bu korkulara hitap eden bir “fareli köyün kavalcısının” peşinden gidiyorlar. Trump başkan adayı olarak piyasaya ilk çıktığında kendisinin bir “fareli köyün kavalcısı” olduğunu yazmıştım. Fareli Köyün Kavalcısı, biliyorsunuz bir Grimm Kardeşler masalı. Fareler basan bir köyü, müziğiyle kurtarmayı vaat eden bir kavalcı, köyün tüm çocuklarını da (yani köyün geleceğini!) sonunda arkasına takar ve fareler gibi onları da yok eder! “Fareli köyün kavalcısı” o sebeple “bilinçsizce, huşuyla birinin peşine takılıp güle oynaya felakete gidenleri” anlatmak için kullanılan bir göndermedir. ABD’nin ezilen orta sınıfları son tahlilde bunu yaptı. Amerika’yı yeniden “büyük ve rakipsiz kılmak” vaatleriyle akıllarını çelen “kavalcı” Trump’ın peşine düştüler. Başlarına gelecek her belaya şimdi dünyayı da ortak edecekler. Sırada Le Pen var Dünyanın tüm “fareli köy kavalcı”ları bu zaferden ivedilikle cesaret alacak. Trump’ın zaferini İngiltere’de önce Brexit müjdelemişti. Şimdi sırada gelecek yıl başkanlık seçimlerine hazırlanan Fransa var. Trump’ın söylemlerinin Eski Kıta’daki baş temsilcisi Marine Le Pen, 2017 baharındaki Cumhurbaşkanlığı seçimlerine tartışmasız bir Trump avantajıyla girecek. Zaman, seçmenlerine “büyüklük, görkem” vaat eden ve beri yanda “ötekilere” nefret kusan faşistler ve popülistlerin zamanı. David Remmick “New Yorker”da dün “Bir Amerikan Trajedisi” adlı yazısında Trump’ın zaferini irdelerken “insanların hangi kertede boş ve aptal olabileceklerini” Orwell’in geçmişte bu konuda ileri sürdüğü tespitlerle aktarıyordu. “İnsanların icabında ihtiyaç duydukları tek şey öfke, kin, nefret dalgalarını okuyabilecek sinsi bir demagogdur” diyen Orwell vaktiyle eklemiş: “Özgürlükler, yalnız kamuoyuna endekslidir. Yasalar güvence sağlamaz. Hükümetler kanunları yapar ama onların uygulanıp uygulanmayacağı veya polisin nasıl davranacağı, ülkenin genel ruh haline bağlıdır. Yasalar yasaklasa bile, yeterince insan eğer ifade özgürlüğünden yanaysa, ifade özgürlüğü yaşanır. (Buna karşın) yasalar tarafından korunsa da, kamuoyu eğer ağırlığını azınlıklardan yana koymazsa insanlar ezilir!” Gün aptalların günü! Bindik bir alamete gidiyoruz kıyamete. Anketler yine yanıldı ABD seçimlerinin sonuçları anket şirketlerini de şaşırttı. Zira seçimden bir gün önce düzenlenen anketlerde Demokrat Parti’nin adayı Clinton, Cumhuriyetçi rakibinin 4 puan önünde görünüyordu. Anketlerin yanılmasına kimi yorumcu seçmenlerin tabiatları gereği tahmin edilemez olduğu savunması getirdi. Demokrat Parti’nin anketörlerinden Geoff Garin ise anketlerin pek çoğunda üniversite eğitimi almamış beyazlar hakkında yeterli veri toplanmadığına dikkat çekti. Garin, farklı etnik grupların seçimin sonuçlarını değiştireceğine dair inancın çok büyük olmasının yanlış olmasına da vurgu yaptı. Brexit ve Kolombiya’da hükümet ile FARC arasında imzalanan barış anlaşmasına ilişkin referanduma yönelik anketler de yanlış sonuç vermişti. C MY B nilgun@
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle