21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumartesi 2 Ocak 2016 haber EDİTÖR: SERKAN OZAN TASARIM: ZARİFE SELÇUK 4 Spor salonunda kafesler vardı Cemaate yönelik soruşturma kapsamında gözaltına alınıp 4 gün sorgulanan Prof. Laçiner, yaşadıklarını anlattı RTÜK’TEN KÜÇÜK’E SERT YANIT adyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), kurulun lağvedileceğini, üyelerinin ve çalışanlarının teröre yardım ve yataklıktan yargılanacağını söyleyen Star yazarı Cem Küçük’e isim vermeden sert tepki gösterdi. RTÜK’ten yapılan açıklamada, “RTÜK, sırf, birilerinin tamamen bilgiden yoksun, temelsiz, hadsiz saldırıları ile lağvedilecek bir kurum değildir. Hele bazılarının zaman zaman ileri sürdüğü gibi ‘12 Eylül artığı’ bir kurum hiç değildir” denildi. Anayasal bir kurum olan RTÜK’ü, bugün devletin tüm kurum ve ku Adil yargı argıtay üyesi Yargıç Fethi Alpergin’i, hukuk fakültesi öğrencisiyken okulu bitirince avukat olmayı düşündüğüm yıllarda tanımıştım. Bilgisiyle, yargıçlığının yanında bilgeliğiyle, dürüstlüğüyle çevresinde hak edilmiş bir saygı uyandırmıştı. Söylediklerini can kulağıyla dinlerdim. Hiç unutmuyorum bir gün yargıcın önemini anlatırken şunları söylemişti: Davanın yürütülmesinde birinci derecede önemi olan kişi yargıçtır. Eğer yargıç işinin ehliyse, avukat gerekli usuli muameleleri yerine getirsin yeter; gerisini yargıç götürür. Yok yargıç ehil değilse, avukat ne kadar iyi olursa olsun, derdini bir türlü anlatamaz. Kimi yargıçların kalitesi yüzünden rahmetli Fethi Alpergin’i son zamanlarda, sık sık anar oldum. TBB Başkanı Metin Feyzioğlu’nun belirttiğine göre, Türkiye’de şu anda 84 hukuk fakültesi var. Ama hukuk eğitiminin kalitesi yerlerde sürünüyor. Buralardan devşirilen ürünlerin hali de malum. Çok yargıç tanıdım, bilgisine, çalışkanlığına zekâsına hayran olduklarımın sayısı az değildir. Bendeki yargıç saygısını, örneklerine hâlâ rastlanan bu müstesna insanlar bu akil ve adil yargıçlar oluşturdular. Ama son zamanlarda yaşadıklarım, okuduklarım ve tanık olduklarımdan sonra bendeki bu yargıç saygısı yerini korkuya bıraktı. HHH Evet artık yargıçtan ve yargıdan korkuyorum. Bu korkunun nedeni bir ölçüde, yargının kalitesinden doğuyor. Yargının kalitesi yaşamın kalitesiyle doğrudan ilgili. Gelişmişliğin ölçütlerinden biri de yargının, dolayısıyla yargıcın kalitesi. O da sürekli düşmekte. Nedenlerini herkes biliyor, kimse aksaklığı gidermeye teşebbüs etmiyor, edemiyor. Pek de haksız değiller, kuvvetler ayrılığı ilkesini işletip, yargının bağımsızlığını sağlamadıkça, yargıcın kalitesini nasıl yükselteceksin ki? Bağımsız olmayan yargı nasıl adil olacak ki? Son zamanlarda, kimi şaşırtıcı adil yargı kararlarından sonra “canım yargı yine de direniyor. Tümüyle umudu kesmenin anlamı yok. Yeter ki insan helal süt emmiş bir yargıca düşsün!” türü yorumlara illet oluyorum. Eğer yargının adaleti düştüğün hâkimin helal süt emmiş olmasına kalmış ise, çek o yargının ipini gitsin! Yalnızca yargının gerçekten bağımsız, tarafsız, adil olması yetmez. Yargı ancak güvenceleri hâkimin kişisel niteliklerinden bağımsız olarak, nesnel ölçütlere bağlı olduğu takdirde gerçekten adildir. Örneğin, Çarşı Grubu’nun Gezi davasından, savcının talebine uyan mahkemenin kararı ile beraat etmesi sevindirici olmakla birlikte, yargı konusundaki endişeleri giderici nitelikte değildir. Münferit olay gibi, münferit adil karar da anlam taşımaz. Şimdi kimi yargı kararlarının garabetine mukabil, kimi yargı kararlarının adaletine bakarak teselli bulamayız. Çünkü “yargının yüzde şu kadarı adaletsiz, ama yüzde bu kadarı da adil!” gibi bir mantık olamaz. HHH Bir diyarda adil yargıdan söz edebilmek için, o yargının gerçekten adil olması tek başına yetmez. Aynı zamanda yargının adilliği konusunda kamuoyunda yaygın bir inancın da olması gerekir. Yargının adilliğinin varlığı zorunlu koşuldur. Ona olan inanç olmadan da yeterli koşul yerine gelmiş olmayacaktır. Bir ülkede eğer vatandaş tam güven içinde “bu ülkede hâkimler var!” diyemiyorsa, o yargının çekiver ipini gitsin! Y anakkale’de gözalGözaltına alınanların tına alınan eski Çabir kısmının bu spor nakkale 18 Mart salonunda ifade verdiÜniversitesi Rektörü Prof. ğini söylüyorlardı. SaDr. Sedat Laçiner, gözallonun yarısına polisler tında ağır uygulamalara kafeslerle bölmeler yapmaruz kaldığını belirtti. mıştı ve birçok insan bu Gözaltı sürecini haberkafeslerin arasında, spor dar.com’daki köşesinde Sedat La minderlerinin üzerinde çiner anlatan Laçiner, pazar yatıyordu. Üzerlerinde bir gecesi saat 02.00’de ifaden battaniye ya vardı ya yokalınacak diye uyandırıldığını an tu. Yerde yatanlara bakınca sağlatarak şöyle devam etti: lık durumlarının hiç de iyi olma“Hücreme döndüğümde saat dıklarını anladım. Kimi 70 ya05.00’e geliyordu. Polis ‘uyuma şındaydı, kimi 80. İçlerinde kalp sanız iyi olacak, çünkü 06.00’da hastası da vardı, kanser hastası Adliye’ye gideceğiz’ dedi... Ben da... Manzara toplama kamplarıadliyeye gideceğimizi sanırken nı andırıyordu...” araba Emniyet Müdürlüğü’ne ait Laçiner spor salonunda tutuspor salonunun önünde durdu. lanlar arasında bulunan bir ka Ç dının 1.5 yaşında çocuğuna iki gün boyunca emzirme izni verilmediği iddiasını da aktardı. Ardından Adliye’ye gittiklerini anlatan Laçiner, ifadesini sandalye üzerinde 12 saat bekletildikten sonra verebildiğini belirtti. Özgür Düşünce’ye de konuşan Laçiner, kendisini gözaltına alan polislerin daha önce “terör dersleri” verdiği öğrencileri çıktığını kaydetti. Laçiner, “Bu çok üzücü bir tabloydu benim için. Birçok polis benim yazılarımı okuyarak, PKK ve Güneydoğu ile ilgili olarak terör meselesini takip ederek öğrendiklerini söylediler” dedi. l CHA R Öğrencim çıktılar ruluşlarının, terör örgütü kapsamında mücadele ettiği ve yargılaması devam eden bir yapı olan ‘FETÖ Karargâhı’ diye suçlayan ve paralel yayınların korunduğunu ve kollandığını iddia edenler, bunu hangi bilgilere dayanarak yaptıklarını, elbette yargı önünde hesabını vereceklerdir. Anayasal bir kurumun lağvedileceğini, üyelerinin ve çalışanlarının teröre yardım ve yataklıktan yargılanacağını söylemek bir ‘gazetecinin’ yetkisi ve haddi içinde bir konu değildir. Bu konuda gerekli yasal süreçler işletilecektir.” l ANKARA / Cumhuriyet AKP’nin anayasa taktiği Uzlaşma Komisyonu’nda oybirliği yerine salt çoğunlukla karar alınmasını isteyen AKP, komisyonda CHP’nin karşı çıktığı maddeleri MHP ile MHP’nin karşı çıktıklarını CHP ile ikisinin de karşı çıktığı maddeleri ise HDP ile geçirmeyi planlıyor KP, Başbakan Ahmet yöntemle çalışacağı ve kaç üyeDavutoğlu’nun siyasi parden oluşacağı netleşecek. Koti liderleriyle görüşmelerinin tamisyonun kurulmasına karar mamlanmasının ardından kuverilmesi durumunda HDP’nin rulması olası TBMM Anayasürece nasıl dahil edileceği kosa Uzlaşma Komisyonu’nda bu EMİNE nusu, TBMM Başkanı İsmail kez kararların “oybirliği”yle de KAPLAN Kahraman’ın çağrısına bırakığil “salt çoğunluk”la alınmalacak. Kahraman’ın tüm siyasi sını istiyor. AKP, bu yöntempartilere komisyona üye vermele CHP’nin karşı çıkacağı maddeleri leri çağrısında bulunması ve bu yönMHP, MHP’nin karşı çıkacağı düzenle temle HDP’nin de komisyonda temsil meleri CHP, her ikisinin olumsuz yak edilmesi formülü öne çıkıyor. laşacağı maddeleri de HDP ile çıkarma ‘Daha işlevsel’ iddiası hesabı yapıyor. Yeni anayasa çalışmaları kapsaAKP, komisyonun kurulması durumında CHP ile yeni bir TBMM Anamunda bu kez geçen seferki gibi bir yasa Uzlaşma Komisyonu kurulmaçalışma yöntemi istemiyor. AKP, bu sı yönünde görüş birliğine varan Başkez her partiden eşit sayıda temsibakan Davutoğlu’nun, pazartesi güli kabul etmekle birlikte alınacak kanü MHP Lideri Devlet Bahçeli ile yararlarda “oybirliği” kriterini istemipacağı görüşmenin ardından komisyo yor. AKP, oybirliği yerine “salt çoğunnun kurulup kurulmayacağı, nasıl bir lukla” karar alınmasının komisyonun A çalışmalarının kısa sürede sonuçlandırılması açısından daha işlevsel olacağını düşünüyor. AKP, bu yöntemle tüm partilerle birebir uzlaşı aramak yerine her partiyle tek tek maddeler üzerinden pazarlık yaparak sonuç alma hesabı yapıyor. AKP, CHP’nin destek vermediği bir maddeyi MHP ile, MHP’nin karşı çıktığı bir maddeyi CHP ile, her iki partinin de olumsuz yaklaştığı bir düzenlemeyi HDP ile çıkarma yoluna gidebilecek. AKP yöneticileri “Geçen dönem oybirliği kriteriyle sonuç alınamadı. Salt çoğunluk ya da makul bir oy nisabı benimsenirse maddelerde uzlaşmak daha kolay olacaktır. CHP’nin istemediği bir düzenlemeyi MHP isteyebilir. O zaman AKPMHP uzlaşısıyla kabul edilir. Aynı şekilde MHP’nin karşı çıktığı bir madde AKP, CHP ve HDP uzlaşısıyla düzenlenebilir” dedi. l ANKARA Madenlere yeni düzen E nerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu yeni yıla Zonguldak’ın Kozlu ilçesinde madencilerle birlikte girdi. Yerin 425 metre altında kurulan sofrada madencilerle birlikte yeni yıl yemeği yiyen Albayrak, özel sektör madenciliği konusunda bir çalışma yaptıklarını anlattı. Albayrak, “Tüm kesimleri kapsayacak. Yani kamu, özel üzerinde rödevans dahil, maliyetler konusunda yaşanan süreçlerle ilgili bir çalışma yapıyoruz” dedi. AKP’li vekilin ‘Kandil’ gafı Erdoğan’ın eyalet sistemi konusunda 2013’teki açıklamaları unutan AKP’li Özlü, Meclis’te Erdoğan’ın sözlerini okuyan HDP’li Paylan’a “Kâğıdı eline Kandil mi verdi” diye tepki gösterdi. MAHMUT LICALI Erdoğan, Karakaya’nın toprağa verilmesinin ardından mikrofonu alarak Kuranıkerim okudu. Karakaya’ya ‘devlet töreni’ umhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Suudi Arabistan ziyaretini takip ettiği sırada hayatını kaybeden Yeni Akit Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hasan Karakaya, Fatih Camisi’nde kılınan cuma namazının ardından, Edirnekapı Mezarlığı’na defne KAÇAK VİLLALARI KİM YIKACAK? Urla’da yetki belediyede zmir’in Urla İlçesi’nde bulunan ve zaman zaman Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın da tatilini geçirdiği işadamı Mustafa Latif Topbaş’ın yaptırdığı villalar ile ilgili Danıştay’ın yıkım kararını onamasının ardından gözler Urla Belediyesi’ne çevrildi. Ancak CHP’li Urla Belediyesi ise topu Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na attı. Süreci değerlendiren avukat Ali Arif Cangı, “Urla Belediyesi Başkanı Sibel Uyar’ın ‘yıkamayız’ demesi siyaseten desteksiz bir durum. Bu mesele bir belediyenin kaçak yapıyı yıkmasından çıktı. Cumhurbaşkanı’nın adının karıştığı bir kaçak yapıdan bahsediyoruz” dedi. Cangı, yıkım yetkisinin Urla Belediyesi’nde olduğunu vurgulayarak şunları söyledi: “Urla Belediyesi yıkım konusunda İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından siyasi olarak desteklenmezse top çevirme devam eder. Arazinin SİT derecesiyle ilgili İzmir 2. İdare Mahkemesi’nde görülen davanın 17 Kasım’daki duruşmasında karşı tarafın avukatları ‘Urla Belediyesi sürekli bize ceza kesiyor’ diye itiraf etti. Sürekli ceza kesen belediye orayı da yıkmak zorunda.” l Haber Merkezi C dildi. Karakaya’nın cenaze törenine Erdoğan ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, Başbakan Yardımcıları Numan Kurtulmuş, Lütfi Elvan, bakanlar Bekir Bozdağ, Efgan Ala, Süleyman Soylu, Enerji ve Berat Albayrak da katıldı. Öte yandan mezarlıkta, polis aka demisi mezunu olduğu halde atanamadığını iddia eden bir gençle yakınları durumu Cumhurbaşkanı’na iletmek istedi ancak başarılı olamadılar. İçişleri Bakanı Ala devreye girerek, sınavlarda usulsüzlük yapıldığını ve incelemenin sürdüğünü söyledi. İ Saray ‘Hitler’i sansürledi SİNAN TARTANOĞLU Saray ‘dürüst olmamakla’ suçladı ama Erdoğan’ın sözlerini internet sitesinde tıraşladı umhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın başkanlık sistemi ile ilgili açıklamasındaki Hitler Almanyası sözlerine ilişkin Cumhurbaşkanlığı’ndan “tarafsız ve dürüst habercilik ilkeleri ile bağdaşmaz” açıklaması yapıldı. Ancak Saray, Erdoğan’ın o sözlerine Cumhurbaşkanlığı internet sitesinde yer vermedi. Saray, bu değerlendirmeleri çarpıtmak ve tam tersi bir mana vermek olarak görüp, yapanları ise tarafsız ve dürüst olmamakla suçladı. Ancak Saray’ın internet sitesinde bir tek Hitler benzetmesinin ya C Dünya ‘Erdoğan’ın Hitler Modeli’ni tartışıyor Erdoğan’ın sözlerini dış basın görmezden gelemedi. Erdoğan’ın ‘Hitler Almanyası’nı anması, Guardian, Independent, New York Times, Business Insider, El Arabiya gibi birçok basın kuruluşunun internet sitesinde yer aldı. Haberi, “Erdoğan Hitler Almanyası’nı etkili yönetim örneği olarak bahsetti” diye veren Guardian, Erdoğan’ın bu sözlerinin iktidarı tek elde toplayacağı yöpıldığı cümleler yer almadı. Cumhurbaşkanlığı ‘Hitler Almanyası’ benzetmesinin bazı haber kaynakları tarafından açıkça çarpıtılarak ve tam tersi bir anlam verilerek kullanıldığını iddia etti. “Böyle bir benzetme söz konusu değildir” denilen açıklamada Erdoğan’ın basın toplantısında altını çizdiği üç nokta anlatıldı: “4 Başkanlık sistemi üniter devletlerde de olur. Federaliznündeki eleştirilerin artmasına neden olacağını belirtti. Erdoğan’ın sembolik bir cumhurbaşkanlığından asıl yöneticiliğe gelmeyi istediğini kaydeden Guardian, bu durumun da muhalefette bütün gücü elinde tutarak otoriter bir sistem getireceği korkusunu doğurduğunu yazdı. Independent da “Erdoğan etkin hükümetin kanıtı olarak Hitler Almanyası’nı gösterdi” başlığını attı. me dayanmak zorunda değildir. 4Esas olan, adalet ilkesinin uygulanması ve halkın beklentilerinin karşılanmasıdır. 4İster parlamenter ister başkanlık modeli olsun, sistem kötüye kullanıldığında, Hitler Almanyası’nda olduğu gibi ortaya felaketle sonuçlanan kötü yönetimler çıkabilir. Önemli olan millete hizmet eden adil bir yönetim tarzının benimsenmesidir.” l ANKARA TK’nin özerklik konusunda yayımladığı deklarasyon geçen yılın sonunda TBMM Genel Kurulu’ndaki tartışmalara damgasını vurdu. Meclis’teki görüşmeler sırasında AKP ve HDP’liler arasında sık sık tartışma çıkarken 2015 yılının son mesaisinde ilginç bir diyalog yaşandı. Kürsüye gelen HDP İstanbul Milletvekili Garo Paylan, “başka bir siyasetçinin” görüşlerini açıklamak istediğini söyleyen Paylan, AKP’li vekillere “Lüften dinleyin, buna da kızacaksınız biliyorum” dedi. Paylan, 30 Mart 2013 tarihinde Başbakan olan Tayyip Erdoğan’ın yaptığı şu açıklamayı ismini vermeden okudu: “Dünyada gelişmiş ülkelere bakarsanız bunların hiçbirinde eyalet korkusu diye bir şey yok. Tam aksine, eyalet yapılanmaları o güçlü ülkelerde çok daha süratle kalkınmayı getiriyor. Bu güçlenme alametidir. Gelin bizim tarihimize, Osmanlı’ya baktığımız zaman Lazistan eyaleti, Kürdistan eyaleti var. Güçlü Türkiye asla eyalet sisteminden korkmamalıdır. Siz eyalet sisteminde de üniter yapıyı muhafaza edebilirsiniz. Belediye başkanlarını seçiyoruz da valileri niye halk seçmesin?” AKP’li vekiller, Paylan’a laf atmaya başladı. AKP’li Faruk Özlü ise bu sırada büyük bir gafa imza attı. Özlü ve Paylan arasındaki diyalog tutanaklara şöyle yansıdı: ÖZLÜ: Kâğıdı eline Kandil mi verdi? PAYLAN: Bunlar sizi kızdırır değil mi? Kim söylemiş bunu? ÖZLÜ: Onu Kandil’de kim verdi? Kandil mi verdi? PAYLAN: “Kandil mi tutturdu?” diyorsunuz, değil mi? Bunu, 30 Mart 2013’te Erdoğan söyledi. “Kandil mi tutuşturdu?” diyorsunuz değil mi? Erdoğan tutuşturdu. Bakın, üzerinden daha iki yıl geçmedi, daha mürekkebi kurumadı. l ANKARA D C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle