18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Salı 19 Ocak 2016 eğitim EDİTÖR: FİGEN ATALAY 14 5 yıl önce İstanbul’da gazete ile telefonla konuşmak için ucuz “normal basın” bağlantısı istediğimizde, saatlerce beklerdik. Ancak konunun önemine göre “acele basın” ya da “yıldırım basın” bağlantısı isterdik. “Yıldırımın” fiyatı “normalin” 3 katı idi. Gazetecilere “basın” önceliği ve indirimi sağlanırdı. 55 yıl sonra bugün, bırakın masa başındaki telefonu, cebinizdekiyle saniyesinde dünyanın en uzak köşesi ile görüntülü konuşabiliyorsunuz. Bu çağdaşlaşma, dünyada özellikle genç kuşaklarda “basılı gazete” okumayı gittikçe azaltıyor, interneti öne çıkartıyor. Böyle olunca gazete satışlarındaki düşüşe, reklam gelirlerindeki düşüş de ekleniyor. Gazeteler, ekonomik güçlüklerle boğuşmak zorunda kalıyor. HHH 55 yıl önce partilerin sözcüleri olan gazeteler vardı. Demokrat Parti’nin (DP) “Zafer”, Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) “Ulus” ve Millet Partisi’nin (MP) “Kudret” gazeteleri yayımlanırdı. Bugün partilerin gazeteleri yok! Ne var? Yalnızca iktidarın yandaş gazeteleri var. 55 yıl önce “Akşam” gazetesinde Çetin Altan, iktidardaki DP’ye tepki olarak köşesinde yalnızca “Bugün canım yazmak istemiyor!” diye yazınca olay olmuştu. Günümüzde ise Akşam gazetesin 5 PKK, IŞİD ve ‘İmzacılar’ üçgenindeki iktidar aha üç yıl öncesinde AKP üçü ile de ılımlı ilişkiler içindeydi: PKK ile görüşüyordu, masaya oturuyor, kabulleniyordu. Kendi beyanları ile bütün bunları açık açık kamuoyu ile paylaşıyordu. IŞİD’le, en hafif deyimi ile “düşman ve karşıt değildi”. Türkiye’de tedavi ediliyorlar hatta IŞİD’e yakın örgütler toplantılar yapabiliyorlardı. Hükümeti (ve devleti) eleştiren imzacı akademisyenlerin önemli bir bölümü, daha dün AKP’ye var güçleri ile destek veren kişilerdi. Ve bugün iktidar her üçü ile kanlı bıçaklı hale geldi. Ankara, terör örgütü PKK ile savaş halinde. Çünkü örgüt devlete baş kaldırıyor, gerilla savaşı yapıyor. Ancak “dün” de üç aşağı beş yukarı aynı şey geçerliydi. PKK’nin ve destekçilerinin stratejilerinde hiçbir değişiklik olmadı. Ankara’nın (dünkü) büyük yanlışları, işi bugün kalkışma noktasına getirdi. D 55 Yıl Sonra (2)! IŞİD meselesi Dünkü “ılımlı” ilişkiler bugün topyekun savaşa dönüştü. Çünkü IŞİD de en az PKK kadar vahşi ve insanlık dışı bir terör örgütüydü. Yöntemleri aynıydı. İnsanları canlı bomba gibi kullanıyorlardı. Biri kılıçla diğeri bomba ile kelle alıyordu. IŞİD ve PKK ile (dünkü) ılımlı ilişkiler ve hoşgörü, bugünkü vahşeti ve kaosu hazırladı. Her şey kanıtları ile ortada. IŞİD’den kimler yararlandı: l Suriye ve Irak’ı parçalamak isteyen iç ve dış odaklar IŞİD’i tepe tepe kullandılar ve hâlâ da kullanıyorlar. l Irak ve Suriye’de, Kürdistan bölgesini genişletmek isteyenler yararlandılar. l Türkiye’yi karıştırıp bölmek isteyen iç ve dış odaklar da IŞİD’den fazlasıyla yararlandılar. l Devletler olarak en kârlı çıkanlar ABD, Rusya ve İsrail oldu. l Kuzey Irak’taki Kürt yönetimi, IŞİD’i en çok kullananlardan biridir. l Türkiye’de bazı radikal İslamcı çevreler de IŞİD’i kullanmaya kalktılar. Ancak hesap ters tepti; ülkeye kaos getiren terörün lokomotifi oldu ve olmaya devam ediyor. Oldukça geniş bir akademisyen grubu Güneydoğu’daki olaylarda AKP’yi (ve devleti) oldukça ağır bir dille eleştirdiler. Ve bildirinin arkasından gözaltılar başladı. Burada da elmalarla armutlar, doğrularla yanlışlar birbirine karıştı.. Ben olaylara şöyle bakıyorum: 1) PKK bir terör örgütüdür ve devlete baş kaldırmaktadır. 2) Devletin PKK ile mücadelesi meşrudur. 3) Mücadelenin, sivil halka zarar vermemesi gerekir. 4) PKK, “sivil halkla devleti karşı karşıya getirme yöntemleri uyguluyor”. 5) Hükümetin (ve devletin) kullandığı yöntemler eleştirilebilir. Bu demokrasinin gereğidir. 6) İmzacıların gözaltına alınmaları antidemokratik bir tutumdur. PKK ve IŞİD’in arkasındaki bölgesel ve küresel odakları masaya yatırmadan ne Kürt meselesi ne de dinci terör sorunu çözülebilir. Çözümü, büyük resmin içinde bulmak zorundayız. Akademisyenlerin de bu konuda kalem oynatmaları gerekir. lerde toplusözleşme var? Çünkü “çıkardaş” basın, Türkiye’de sendikalı gazeteci kavramını sıfırladı. Bu nedenle “çıkardaş” basın ve TV’lerde son iki yılda köşe yazarı, muhabir ve yöneticilerden 772 kişi işsiz kaldı. Eskiden Kavşak Sultan’ın “paraleli” olan İpek medyaya el konulunca, kayyum 140 kişinin işine son vermedi mi? Ayrıca “Hürriyet” gazetesi binasına, bir AKP’li de, 13 yıldır AKP’nin yoldaşı olan bir milletvekilinin önderliğinde saldırılıp kadın gazeteci, bırakın Sultan aleybirkaç yıl önce gazetenin sahibi Ayhinde yazmayı, Sultan’ın gözdesi bir dın Doğan, yüksek vergi cezasına meslektaşı hakkında “pespaye” diye çarptırılmadı mı? yazınca kovuluyor. HHH HHH Cumhuriyet’te Fırat Kozok, CHP Günümüzde “yandaş” gazetelerin milletvekili Levent Gök’ün kamu dışında bir de “çıkardaş” basın türebelgelerinden derlediği değerlendirdi! Tarafsız görünen “çıkardaş” bası meyi yayımladı. Son 5 yılda, üç kanın sahibi holdingler, devletten ihamu bankası “yandaşlara” 1 milyar le almak, çıkar sağlamak için iktidaTL’yi aşan reklam vermiş! “Çıkarra övgüler düzüyorlar. daş” basının destekçisi öteki hol“Yandaş” basını okuyanlar, bir andingler Tarafsız gazeteler ise dolaylamda 55 yıl öncesinin “Zafer’ini”, lı dolaysız siyasal ve ekonomik basokuduklarının bilincindeler. Hiç olkılara hedef oluyorlar. Böyle olunca mazsa bu gazeteler, bu açıdan dübu gazeteler kemer sıkmak zorunrüst kabul edilebilirler. Peki, “çıkarda kalıyorlar. Cumhuriyet de bu basdaş” basının “tarafsızlığından” söz kıların altında… İstemeyerek bir öredilebilir mi? neği kendimden vereyim… 55 yıl önBugün hangi gazetemizde çalıce işe başladığım ay iki maaş birden alan ben, 55 yıl sonra haftada iki gün şanlar sendikalı ve hangi gazete Özgen Acar ar Özgen Ac Hürriyet gazetesinden olan yazılarım bire indirilince gelirim de yarıya inmiş oldu… HHH Türkiye’de 31 gazeteci, yeni yıla tutuklu girdi. Hükümetin açıklamasına göre Türkiye’de bir tane bile tutuklu gazeteci yokmuş! Örneğin Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül, “basın suçundan” değil “casusluktan” içerideymişler! Gel de inan! Arama motoru Google’da “Recep Tayyip Erdoğan’a hakaret davaları” diye yazınca, karşınıza çıkacak yanıtlara şaşırırsınız. Genelde bizler İstanbul, Ankara, İzmir’deki davalardan haberdar oluyoruz. Oysa yanıtlardan Sultan’ın Türkiye’nin her köşesindeki insanları dava ettiğini öğreniyoruz. Bu koşullar altında Türkiye’de “basın özgürlüğünden” ve “çalışanların haklarından” söz edilebilir mi? K MYO’lara geçiş için uzmanlardan farklı öneriler geldi Ve akademisyenler meselesi eslek Liselerinden Meslek Yüksekokullarına geçiş konusunda bu okulların yöneticilerinden farklı öneriler geldi. Aydın Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Dr. Mustafa Aydın, her program için ayrı sınav sistemi getirilmesi gerektiğini belirtirken, İstanbul Kavram Meslek Yüksekokulu Müdürü Yrd. Doç. Dr. Sakin Öner, Figen sınavsız geçiş yeriAtalay ne ek puan uygulamasının daha yararlı olacağını ama bunun da yüksek tutulmamasını önerdi. Her programa ayrı sistem M ce lisanstan değil; dikey geçiş yolu MYO yöneticileri sınavsız geçiş ile lisans ve akabinde yüksek lisans, yerine ek puandan yana. doktora yapabilme imkânlarının bulunmasından söz ediyorum. Bu kulvarın açık olması meslek liselerinin de kalitesini yükseltecek önemli bir argümandır.’’ Aşçılık, Engelli Bakım ve Rehabilitasyon, Kuyumculuk ve Takı Tasarımı, Ayakkabı Tasarımı ve Üretimi, Moda Tasarımı vb programlara sadece merkezi sınav sistemiyle öğrenci almanın kaliteyi yükseltici bir seçim yöntemi olmayacağını belirten Dr. Aydın’ın önerileri şöyle: n Meslek liselerinin bir programından MYO’nun aynı programına belli oranlarda sınavsız geçiş. n MYO’nun her programın gerekliliğine göre, üniversite senatoen öneriler: Sakin Öner’d gele değil, ihtiyaç larının belirleyecekleri bir ölçme st 4 MYO’lar, ra uygun yerlerde açılve değerlendirme sistemiyle geçiş. rak la pı ya i iz al an n Genel programlara ise merkezi malıdır. vap veresınav sistemiyle (ÖSYM) geçiş. rı ihtiyaca ce la na bi l ku O 4 lmalıdır. Ne yapılmalı? Dr. Mustafa Aydın, meslek liselerinin ilgili programından ilgili ön lisans programlarına geçişi kolaylaştırıcı geçiş sistemlerinin iyi dengelenmesi gerektiğini belirterek, “Burada vurgulamak istediğimiz, her programın özelliğine göre ayrı bir sınav sistemi getirilmesidir’’ dedi. Dr. Aydın, yapılan çalışmaları şöyle değerlendirdi: ‘‘Kaliteli öğrencinin meslek yüksekokulunu tercih edebileceği bir ortamın yaratılması da gereklidir. Türkiye’de meslek lisesinin herhangi bir programını bitirmiş bir öğrencinin, kendi mezun olduğu alandaki bir yükseköğrenim programına devam edebilmesinin yollarının açık olması önemlidir. Burada sade ar? Kalite nasıl art Motive etmiyor ON NUMARA 01, 07, 08, 14, 15, 17, 18, 25, 27, 28, 29, 34, 41, 42, 44, 55, 56, 57, 60, 62, 72 ve 76 10 BİLEN: 285 bin 495’er TL (1 kişi) 9 BİLEN: 2 bin 69’ar TL 8 BİLEN:117.40’ar TL 7 BİLEN: 22.45’er TL 6 BİLEN: 3.90’ar TL HİÇBİR NUMARAYI DOĞRU TAHMİN EDEMEYEN: 3.25’er TL 19 OCAK 2016 SAYI: 32976 İstanbul Kavram Meslek Yüksekokulu Müdürü yrd. Doç. Dr. Sakin Öner’in sorularımıza yanıtları şöyle: n MYO’lara geçiş nasıl olmalı? Sınavsız geçiş, bu okullardaki eğitim kalitesini olumsuz etkilemiştir. Bu kolaylık, öğrenciyi yeterince motive etmemekte, yükseköğretimde de bu kolaylığın sürdürülmesini beklemektedir. n Meslek liselerine ek puan verilmeli mi? Ek puan verilmesi, sınavsız geçiş hakkı verilmesinden daha da yapı cek fiziki yapı im yapılan programet 4 Binada öğr n atölye ve laboratuola ların ihtiyacı e ve ekipgerekli makin ı, al ılm aç r la ar edilmelidir. manlar temin im elemanlarının bu et ğr ret ska4 Kaliteli ö etmesi için, üc okulları tercih idir. el lası yükseltilm doğru bir karardır. Yalnız bu ek puanın, çok yüksek oranda uygulanmaması gerekir. nMYO’lardaki eğitim kalitesini değerlendirir misiniz? MYO’ların eğitim kalitesi çok dü şüktür. a. MYO’ların yüzde 80’i devlet üniversiteleri bünyesinde olup çoğu ilçelerde açılmıştır. Bu okulların fiziki yapısı, altyapısı, öğretim elemanları sayısal ve nitelik yönünden yeterli değildir. b. Vakıf MYO’larda da buna benzer sorunlar yaşanmaktadır. Mütevelli heyetleri, bu okulların finans girdilerinin düşük olmasını öne sürerek, akademik kadroda çalıştırdıkları personelin ücretlerini düşük tutmaktadırlar. c. Açılan programlar, yöresel, ulusal ve küresel ihtiyaçlara göre değil, ekonomik getirileri düşünülerek açılmamaktadır. ‘Katil 4+4+4’ Berrin Yılmazlar için Türkiye Liseliler Birliği (TLB) üyeleri İstanbul, Ankara, İzmir, Denizli ve Bursa’da eşzamanlı basın açıklamaları yaptı. Ankara İl Başkanı Yusuf Emre Doğan “Berrin’in  katili AKP’nin 4+4+4 eğitim sistemidir. Öğrenciyi bir yarış atı olarak gören, bu eğitim sistemini yıkacağız’’ dedi. 45 günlük eksiği 1 0 günde kapatacaklar İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına Orhan Erİnç Akın Atalay Sur’da öğrenciye yatılı telafi şansı SİNAN TARTANOĞLU İcra Kurulu Başkanı Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar Genel Yayın Yönetmen Yardımcısı Tahir Özyurtseven Haber Koordinatörleri Murat Sabuncu Ayşe Yıldırım Başlangıç Yazıişleri Müdürleri Bülent Özdoğan Baydu Can Sorumlu Müdür Abbas Yalçın Görsel Yönetmen Hakan Akarsu l Haber l Ekonomi: Reklam Tanıtım ve Halkla İlişkiler Genel Koordinatörü Ayşe Cemal Reklam Genel Müdürü Özlem Ayden Şalt Reklam Genel Müd. Yrd. Nazende Körükçü Reklam Grup Koordinatörleri Hakan Çankaya Deniz Tufan Rezervasyon ve Planlama Koordinatörü Bülent Gürel Merkezi Müdürü: Aykut Küçükkaya l Dış Haberler: Pınar Ersoy Olcay Büyüktaş l Kültür Sanat: Evrim Altuğ l Spor: Arif Kızılyalın l Gece: Ayça Bilgin Demir l Yurt Haberler: Selin Görgüner l Fotoğraf: Uğur Demir l Düzeltme: Mustafa Çolak Web Koordinatörü: Oğuz Güven [email protected] Ankara Temsilcisi: Erdem Gül Ahmet Rasim Sok. No: 14 Çankaya 06550 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 Okur Temsilcisi: Güray Öz [email protected] Yayın Kurulu: Orhan Erinç (Başkan), Güray Öz (Bşk. Yrd.), Can Dündar, Ali Sirmen, Hikmet Çetinkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Hakan Kara. l Muhasebe Müdürü: Günseli Özaltay l Satış Dağıtım: Tunca Çinkaya TEOG’da istediği puanı alamayınca intihar ederek hayatını kaybeden Berrin Yılmazlar’ın ardından benzer örneklerin yaşanmaması için uzmanlar uyarıyor DENİZ ÜLKÜTEKİN Çocuklara baskı yapmayın S lerinde baskı hissetlar, üstüne ek programları var. Bu ortamda, çomeleri oldukça yaycuğun ruh sağlığı en az gın bir durum. Öte önemsenen konu.” yandan bu baskıyı hisseden her çocuk, 99 bile üzüyor 4Uyku bozukluğu. intihara yönelmiyor. . sızlık İştah 4 Temur, “100 yerine Burada, çocuğun in4Alışkanlık ve hobilerle es 99 aldığı için depresyotihara yönelmesi, kisi kadar ilgilenmemek. na giren çocuklarla çok muhtemelen bir dep4Arkadaşlarıyla ilişkilerikarşılaşıyorum. Şehirde resyonu olduğunu ni sağlıklı bir şekilde sürev yaşantısı, sadece tegösterir. Depresyona dürememek. mel ihtiyaçları karşılameyilli bir çocuğun 4Kendini ifade ederken maya yönelik. Çocuklar, baskı ve başarısızsıkıntı yaşamak. sabah okula gidiyor, aklık hissiyle mücadeşam eve dönüp, yemek le edememesi mümyiyip, uyuyor. Ailelerin, çokün. Her annebaba, çocukları üzerinde nasıl baskı oluştu cuklarını dinleyecek, onların ruh halrup, baskıyı sıradanlaştırdığını sorgu lerini farkedecek zamanı yok. Çocuklarının ruh hali iyi izlenmeli.” lamalı. Çocuklar, bütün gün okulda Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: [email protected] Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: [email protected] Yaygın süreli yayın Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul Dağıtım: Doğan Dağıtım Satış Pazarlama Matbaacılık Ödeme Aracılık ve Tahsilat Sistemleri AŞ Esenyurt/İstanbul Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. İstanbul Ankara İzmir İmsak 05.48 0531 05.51 NAMAZ VAKİTLERİ Güneş Öğle İkindi 07.18 12.22 14.48 07.00 12.06 14.36 07.19 12.29 15.03 Akşam 17.12 16.59 17.27 Yatsı 18.3 6 18.22 18.47 ekizinci sınıf öğrencisi Berrin Yılmazlar’ın, TEOG 1. dönem sınavında istediği puanı alamayınca intihar etmesi, özellikle sınav dönemindeki çocukların annebabalarını korkuttu. Uzman Pedagog BelBerrin Yılmazlar gin Temur, Berrin’in intiharının sorumluluğunun, sadece aileye ya da eğitim sistemine atılamayacağını, çocuğun gelişiminde payı olan her birey ve kurumun sorumluluğu üstlenmesi gerektiğini kaydetti. Temur sözlerine şöyle devam etti: “Çocukların özellikle sınav dönem Depresyon belirtileri ! iyarbakır’ın Sur ilçesinde sokağa çıkma yasakları nedeniyle verilemeyen eğitimin nasıl telafi edileceğinin ayrıntıları belli oldu. Sur İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü, 2 Aralık’tan bu yana yaklaşık bir buçuk aydır verilemeyen eğitim için yarıyıl tatilini kapsayan bir telafi eğitimi programı hazırladı. Buna göre telafi eğitimi 25 Ocak’ta başlayacak 5 Şubat’ta tamamlanacak. Ancak telafi eğitimi ilçedeki yatılı okullarda verilecek. D 10 bin öğrenci Diyarbakır Milli Eğitim Müdürlüğü daha önce Sur’daki sokağa çıkma yasağı bulunan mahallelerdeki ve yasak uygulanmasa da terörden etkilenen komşu mahallelerdeki okullarda okuyan öğrencileri güvenli okullara nakletmişti. Bu kapsamda yaklaşık 10 bin öğrenci Diyarbakır içindeki okullara nakledildi ya da misafir öğrenci olarak kabul edildi. Sur İlçe Müdürlüğü, öğrencilerin mağduriyetlerinin giderilmesi için 25 Ocak5 Şubat tarihleri arasında telafi eğitiminin verileceğini açıkladı. C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle