21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cuma 15 Ocak 2016 EDİTÖR: ZEKİ TEZER TASARIM: SERPİL ÜNAY 6 saatte bir işçi ölüyor İş cinayetlerinde Avrupa’da ilk sırada yer alan Türkiye’de günde 524 iş kazası yaşanırken 4 işçi hayatını kaybediyor. Geçen yıl toplam 1730 işçi yaşamını yitirdi rtak Sağlık ve Güvenlik Birimi (OSGB), Türkiye’de yaklaşık 2 milyona yakın işyerinin iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili hizmetleri almakla yükümlü olduğuna, ancak hizmetlerin yetersiz kaldığına dikkat çekti. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından işyerlerine iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerini vermek üzere yetkilendirilen özel kuruluşlardan oluşan OSGB, iş güvenliği uzmanlarına verilen 180 saatlik eğitimin yetersiz, uzmanların sahada tecrübesiz olduğunu vurguladı. ekonomi 9 O Eğitim yok OSGB Rehberi Genel Koordinatörü Muhittin Öncül konuyla ilgili açıklamasında, “İş güvenliği uzmanlarına yaptırılan staj da kâğıt üzerinde kalıyor. Burada uygulamaya yönelik bir eğitim verilmiyor. Bu da en büyük eksikliklerin başında geliyor” dedi. Sahadaki tecrübesizliğin birçok sorunu da beraberinde getirdiğini dile getiren Öncül, “Yaklaşık 140 bin iş güvenliği uzmanının yüzde 67’si gençlerden oluşuyor. 93 bin 800 uzmanın 2330 yaş aralığında olduğu görülüyor. İş bulmakta zorluk çeken birçok yeni mezunun bu alana yönelmesi bu durumun başlıca nedenidir. Bu işi tecrübeli insanların yapması lazım” diye konuştu. Öncül, eğitim kurumlarını denetleyen müfettişlerin azlığının da kaliteyi etkilediğini, doğru eğitim almak isteyenlerin iyi araştırma yapması gerektiğini söyledi. Sivil inisiyatif İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’nin açık kaynaklardan derlediği bilgilere göre de 2015 Aralık ayında 137 işçi, iş kazalarında hayatını kaybetti. Geçen yıl iş kazalarında aylık bazda en az can kaybı 85 işçiyle şubat ayında, en çok can kaybı ise 177 işçiyle eylül ayında görüldü. İstatistikler son üç yılın aralık ayında iş cinayetlerinde düzenli olarak artış olduğunu gösteriyor. 2013 yılının aralık ayında en az 112 işçi, 2014 yılının aralık ayında en az 127 işçi, 2015 yılının aralık ayında ise en az 137 işçi, iş kazalarında yaşamını yitirdi. İş cinayetleri sırasıyla inşaat, tarım, taşımacılık ve belediye işkollarında yoğunlaşıyor. 2015 aralık ayında inşaat ve yol işkolunda 40, tarım ve orman işkolunda 25, taşımacılık işkolunda 15, belediyegenel işler işkolunda 8 işçi hayatını kaybetti. Türkiye Avrupa birincisi Eurostat verilerini baz alındığında Türkiye’nin iş kazaları ve meslek hastalıkları ölüm oranlarında açık ara Avrupa birincisi olduğu açıkça görülüyor. 20032014 arasında iş kazası ve meslek hastalığı sonucu ölen işçi sayısı 14 bin 587. Kuşkusuz yıl bazlı bir karşılaştırma yapmak mümkün değil. Çünkü davalar ve müfettiş incelemeleri yılları alabiliyor. Ancak uzun dönemli bir karşılaştırma mümkün. Uzun dönemli toplam ve yıllık ortalama ölüm oranları arasında çarpıcı farklar ortaya çıkıyor. 20052013 döneminde açıklanan toplam işçi ölüm sayısı 11 bin 47 iken iş kazası ve meslek hastalığı sonucu gelir bağlanan dosya sayısı 20 bin 799’dur. Aradaki fark 9 bin 752’dir. Yıllık ortalama ölüm sayısı bir istatistikte 1227 iken diğerinde 2311’e ulaşıyor. Bakanlığı ve Çalışma ilgili kurumlar ile Hangi akademik anlayış? Hangi gelecek? rka panelde “Teknolojiye yatırım, Geleceğe Yatırım” yazısı... Önünde Başbakan Ahmet Davutoğlu konuşuyor. Daha doğrusu önce ArGe reform paketini açıklıyor... Hemen ardından sözü akademisyenlerin barış bildirgesine getiriyor. “Provokatif dil, fikir özgürlüğü kapsamında değerlendirilemez” diyerek bildiriye imza atan akademisyenleri topa tutmayı sürdürüyor. “Metni dikkatle, üzerinde uzun uzun düşünerek okudum” diyerek “Devlet ile terör örgütünü bir tutmanız hangi akademik anlayışınıza dayanıyor? Terör örgütünü eleştirmemenizi neyle açıklıyorsunuz” tarzı sorularını sıralıyor. Peki, AKP’nin politikalarını eleştiren herkesi terör örgütü propagandası yapmakla suçlamak, hangi akademik anlayışınıza dayanıyor Sayın Başbakan? Akademisyen olsam bildiriyi imzalar mıydım? Hayır. İmzalamazdım. Çünkü terörün, orada dökülen kanların tek sorumlusunun devlet olmadığını; karşı tarafın yani PKK’nin sorumluluğunu yok saymanın doğru olmadığını düşünüyorum. Ama bildirgeyi onaylamamam, bölgede olayların bu noktaya gelmesinde AKP iktidarının oynadığı rolü küçümsediğim ya da göz ardı ettiğim anlamına gelmiyor. Tıpkı IŞİD terörünün yükselmesindeki payı gibi. Bunların da geri planında yaşadığımız hukuk erozyonu, güven erozyonu yatıyor. Bunu unutmayalım. Bu erozyonun, iktidar eliyle yaratıldığını da kayıtlara geçerek... Akademisyenlere yönelen bu sınırsız öfke ve linç kültürü çok daha derin, neredeyse kangrene dönüşmüş bir yaranın, toplumsal bir yarılmanın da göstergesi. Daha birkaç gün önce aynı öfke ve linç kültürü Beyaz’a ve “orada çocuklar ölüyor, duyarsız olmayalım” diyen Ayşe Öğretmen’e yönelmişti. Bir hafta önce ODTÜ’lü gençlere... 50 gün önce Can Dündar ve Erdem Gül’e... Ve sonu gelmeyecek... 2015’in son günlerinde Amasya Üniversitesi’nde öğrencisi tarafından derste terör propagandası yaptığı iddia edilen ve gözaltına alınıp sonra serbest bırakılan öğretim görevlisi benzeri örnekler sürüp gidecek... Sultanahmet katliamının ardından IŞİD’i protesto edenlere “vatan haini” diye saldırmanın meşrulaştığı gibi... Bizzat iktidar eliyle pişirilip servis edilen o öfkenin sonuçlarını zaman kaybetmeden mafya babası Sedat Peker’in “kanlarınızla duş alacağız” tehdidinde, bildiriye imza atan akademisyenlerin bağlı bulundukları kuruluşlardan atılmalarında, haklarında yapılacak savcılık takiplerinde gördük bile. Başbakan Davutoğlu’nun konuşmasındaki “herkes saflarını belirlemek durumundadır” cümlesi peki? Bunu şöyle mi yorumlamalıyız: “Benden değilsen, sen bittin kardeşim. Bana eleştiri okunu yönelttin mi, seni ilk fırsatta harcarım bilmiş ol...” Başbakan’ın sözleri arka duvardaki “geleceğe yatırım” cümlesine çarpıp parçalıyor. Ak ile karanın; sap ile samanın birbirine karıştığı bir Türkiye gerçeğinin teatral sahnesi gibi. “Bilgi toplumu olma” hedefi, “Korku toplumu olma” haline dönüşmüş çoktan. Cehaletin, yozlaşmanın, din sömürüsünün dibine vurulmuş. Devlet kurumu Diyanet tarafından “Babanın 9 yaşından büyük öz kızına şehvet duyması haram değil” fetvası verildiği bir ülkede teknoloji, ArGe, ekonomik sıçrama gibi sözler biraz garip kaçmıyor mu? A Ölümler arttı GÖÇÜK İLK SIRADA Ölüm nedenleri arasında 32 işçiyle ezilme ve göçük başta geliyor. Aralık 2015’te trafik kazalarında 31, düşme nedeniyle de yine 31 işçi hayata veda etti. kip etti. Antalya, Aydın, Bursa, Konya, Mersin, Sakarya, Sivas, Şanlıurfa ve Van’da 3’er ölüm meydana geldi. l Ekonomi Servisi 2015 aralık ayında iş cinayetinde en çok ölüm İzmir’de görüldü. 13 kişinin hayatını kaybettiği İzmir’i, İstanbul 8, Kocaeli 7, Muğla 5 ölümle ta İşsizlik çift hane olacak TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi içerisinde faaliyet gösteren SPM, işsizliğin 10.5’e çıkacağına dikkat çekti stihdam konusunda kısa vadeli geleceğe dönük tahminler yapan TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi (ETÜ) Sosyal Politikalar Uygulama ve Araştırma Merkezi (SPM), işsizliğin artacağına dikkat çekti. SPM’nin tahminine göre bu hafMUSTAFA ta açıklanacak işÇAKIR sizlik oranları 0.2 puan artarak 10.5’e çıkacak. SPM, “Ocak 2016 Sanayide Gelişmeler ve İstihdam Eğilimleri” çalışmasında 15 Ocak’ta açıklanacak olan ekim dönemi işsizlik oranlarına ilişkin tahminine de yer verdi. SPM’nin çalışmasına göre, ekim dönemi işsizlik oranın 0.2 puan artarak yüzde 10.5, tarım dışı işsizlik oranı 0.1 puan artarak yüzde 12.5 seviyesine çıkacak. Mevsimsellikten arındırılmış tarım dışı işsizlik oranı ise sabit kalarak yüzde 12.4 seviyesinde yatay seyredecek. SPM, istihdam oranının ise 0.5 puan azalarak yüzde 46.3 seviyesine, sanayi istihdamının da 5 milyon 280 bin kişi seviyesine ineceğini öngördü. SPM, “3. çeyrekte yatırımların bir önceki döneme göre yüzde 11, özel sektör yatırımlarının ise yüzde 14 oranında azaldığı; son dönemdeki büyümenin lokomotifi kabul edilen (özel) inşaat sektöründeki genişlemenin bile yüzde 2’ye gerilediği görülmektedir. Diğer yandan, eylül döneminde hammadde ithalatı yüzde 5, yatırım (sermaye) malları ithalatı (taşımacılık araçları hariç) yüzde 1 oranında azalmıştır. İhracat ise yüzde 4 düzeyinde büyüyebilmiştir. Tüm bu ekonomik parametreler ekim döneminde işsizlik verilerinde herhangi bir iyileşme olmayacağına işaret etmektedir” değerlendirmesinde bulundu. l ANKARA İ İşsizlik Sigortası Fonu’ndan, aktif işgücü programları ve altı aylık toplum yararlarında kullanılmak üzere kullanılacak miktarın oranı geçen yıl nisan ayında Bakanlar Kurulu kararı ile yüzde 30’dan yüzde 42’ye yükseltilmişti. Fondan bir işsize 10 ayda ortalama 1800 lira verildi Gerek hükümetin eylem planı içinde yer alan pek çok yeni vaadin kaynağı gerekse geçmişten bugüne bir dizi projeye kaynaklık eden işsizlik fonundan en az işsizler yararlandı şsiz bir işçi kurulduğu günden bu yana 87 milyar lirayı aşan işsizlik fonundan işsiz kaldığında yararlandığı süre olan 3 ay da 10 ay olmak üzere 1.680 lira işsizlik ödeneği aldı. Yani ailesiyle birlikte bu parayla 10 ay ya da üç ay geçinmek zorunOlcay da kaldı. TürkBüyüktaş İş Genel Kurulu’na sunulmak üzere hazırlanmış rapora göre; 4 Nisan/2015 ayı sonu itibarıyla 87 milyar 177 milyon liraya ulaşan Fon başta Türk İş olmak üzere tüm işçi sendikalarının ve konfederasyonlarının tepkisine, karşı çıkmalarına rağmen amacı dışında kullanılmasına devam edildi. İ İyileşme olmayacak 4 5763, 5921 yasalar ile Fon giderlerinde yapılan değişiklikler sonucu, 2012 yılı sonu itibarıyla Güneydoğu Anadolu Projesi kapsamındaki yatırımlara öncelikli olmak üzere ekonomik kalkınma ve sosyal gelişmeye yönelik altyapı yatırımlarının finansmanı için Fondan 11 milyar 500 milyon lira aktarıldı. 4 İşkur Genel Müdürlüğünün yaptığı açıklamaya göre ise 2011 yılından itibaren İstihdamı teşvik amacı ile işverenlere Fondan sağlanan yıllık katkı 500 milyon lirayı geçti. 4 Soma’da meydana gelen iş cinayeti niteliğindeki kazada şehit olan işçilerin hak sahiplerine ve kazazede işçilere Hazine’den karşılanması gereken sosyal yardım niteliğindeki ödemeler de İşsizlik Sigortası Fonundan karşılandı. 4İstihdamın teşvik edil mesine ilişkin 2011’de 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu’na eklenen madde ile yıllık teşvik tutarı 500 milyon lirayı geçti. 4 Soma’daki faciadan etkilenen mağdurlara 66 milyon 476 bin 367 lira ödendi. Ancak İşkur verileri incelendiğinde, işsizlik sigortasının başladığı Mart/2002’den 30.06 2015’e kadar işini kaybeden 5.796.467 sigortalı işsiz, işsizlik ödeneği almak için başvurmuşsa da, yalnız 4.025.286 sına işsizlik ödeneği verildi. 4 1.771.181 sigortalı işsize ödenek verilmedi. Başka bir söyleyişle işsizliğin yapısal hale dönüştüğü ülkede tekrar iş bulma şansı düşük olan 2 milyona yakın sigortalı işsiz, aileleri ile açlığa mahkum edildi. 4 13 yılda ödenek hak eden sigortalı işsize yapılan ödeme İşçiye verilen sınırlı miktarı 9.491.052 lira. 4 Oysaki sadece 2012 yılında İşsizlik Sigortası Fonu’ndan, Güneydoğu Anadolu Projesi kapsamındaki yatırımlara öncelikli olmak üzere ekonomik kalkınma ve sosyal gelişmeye yönelik altyapı yatırımlarının finansmanı için kullanılmak için 11 milyar 500 milyon lira aktarıldı. 4 Görülüyor ki İşsizlik Sigortası Fonu kaynakları bugüne kadar işini kaybeden sigortalı işsizlerden çok amacı dışında kullanılmıştır. 4 13 yıllık sürede sigortalı işsiz başına ödenen ortalama işsizlik ödeneğinin tutarı 1.638 liradır. Bu tutarın kanunda belirtilen asgari 180 gün, azami 300 gün için ödendiği göz önüne alındığında, sigortalı işsiz en az 3 ay, en çok 10 ay ailesi ile birlikte1.638 lira ile yaşamını sürdürmek zorunda bırakıldı. Ekonomide ArGe’nin payı yüzde 3’e çıkacak aşbakan Ahmet Davutoğlu, araştırma geliştirme (ArGe) faaliyetlerinin ekonomi içerisindeki payının yüzde 1’den yüzde 3’e çıkarılmasını hedefleyen reform paketini açıklarken, paketin içerisinde tasarım ve araştırma faaliyetlerine destek ve vergi muafiyeti gibi teşviklerin bulunduğunu dile getirdi. Paketteki diğer teşvikler de şöyle olacak: 4 ArGe teşviki alacak firma çalışan sayısı 30’dan 15 kişiye düşürülecek. 4 Çalışanların maaşlarının brüt asgari ücret kadarını iki yıl devlet ödeyecek. 4 Bu firmalara gelir vergisi, stopaj ve damga vergisi istisnası sağlanacak. 4 Makine, teçhizat giderleri için yüzde 50’ye varan hibe desteği verilecek. 4 Projeler için dışarıdan temin edilen ürünlerden gümrük vergisi alınmayacak. 4 Yurtdışında geçirdikleri süreler de kendilerine tanınan vergi muafiyetlerinin kapsamına alınıyor. 4 Teknogirişimde 100 bin liraya kadar olan destek limiti 500 bin liraya çıkacak. 4 Teknogirişimle ilgili mezuniyetten sonra 5 yıl içerisinde başvurma şartı, 10 yıla çıkarılacak. 4 Üniversite sanayi işbirliği faaliyetinde bulunan öğretim üyelerinin, faaliyetleri sonunda elde ettikleri gelirlerden gelir vergisi alınmayacak. l Ekonomi Servisi B Kıdem tazminatı ‘zoraki nikâh’mış bahçesi isteyen işveren, büyük bir kambur olarak gördüğü kıdem tazminatını mümkün olduğunca az ödeme için elinden geŞeref Fayat leni yapıyor. lışma yaşamı alaÇanında dikensiz gül “İş Hukuku Semineri”nde konuşan TGSD Başkanı Şeref Fayat, “İstihdam edilenlerin yüzde 50’si kayıtdışı. Hükümetimizin kıdem tazminatı konusunu üç ay içinde çözme kararlılığını önemli bir adım olarak değerlendiriyorum” dedi. Kıdem tazminatının, ülkede istihdam ve katma değer yaratan işverenleri adeta cezalandırma müessesine dönüşmüş olduğunu savunan Fayad, “Mevcut haliyle istihdam üzerinde en büyük kamburu oluşturan kıdem tazminatı, belli bir süre sonunda işveren ile çalışan arasında zoraki nikâh halini alıyor. Mutsuz personel tazminatı nedeniyle istemediği halde çalışmaya devam ediyor, işveren de verimsiz çalışanın iş akdine son veremiyor. Bu zoraki nikâh nedeniyle resmi rakamlara göre sektörde istihdam edilenlerin yarısı kayıt dışı çalışıyor. Hükümetimizin kıdem tazminatı konusunu üç ay içinde çözme kararlılığını önemli bir adım olarak değerlendiriyorum” diye konuştu. l Ekonomi Servisi C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle