28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Salı 29 Aralık 2015 haber EDİTÖR: ELİF TOKBAY TASARIM: BAHADIR AKTAŞ Kılıçdaroğlu’na il başkanı şoku ’de 81 ilin kongre süreci dün itibarıyla tamamlandı. Ancak bazı illerde genel merkez yöneticilerinin desteklediği isimlerin kongreyi kaybetmesi tartışmaları da beraberinde getirdi. İstanbul, İzmir, Adana ve Bursa’da Genel Merkez’in desteğini aldığı ifaFIRAT KOZOK de edilen adaylar seçilemedi. Bu durumun 1617 Ocak’ta Kılıçdaroğlu’nu etkilemeyeceği ancak, PM seçimlerini yönlendireceği belirtiliyor. 1617 Ocak’ta yapılacak 35. olağan kurultay öncesi en kritik virajı hafta sonu geçen CHP’de iki günde 41 il kongresi yapıldı. Kongre süreci dünkü 3 kongreyle birlikte sona erdi. Ancak süreçte Genel Merkez bazı sürprizlerle de karşılaştı. İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa ve ve Adana’da genel merkez yöneticilerinin desteklediği adaylardan yalnızca Ankara’nın mevcut il başkanı Adnan Keskin seçimlerden bir kez daha zaferle ayrıldı. Buna karşın İstanbul’da Cemal Canpolat, İzmir’de Alaattin Yüksel, Adana’da Ayhan Barut ve Bursa’da ise Şadi Özdemir, yerel dinamiklerle seçimi kazanan isimler oldu. Bazı illerde de seçime tekrar giren mevcut başkanların çok küçük farklarla seçimi 6 GENEL BAŞKANIN ÜÇ RAHATSIZLIĞI 4 Kongre arbedeleri 4 Adayların AleviSünni diye tanıtılması 4 Belediye başkanlarının adaylara desteği CHP Balbay’a PM yolu İstanbul İl Başkanlığı’na seçilen Cemal Canpolat, PM üyeliğinden istifa edecek. Canpolat’ın istifasıyla birlikte Genel Başkan adayı Mustafa Balbay’ın PM’ye girmesi bekleniyor. Balbay, PM için 9. yedek sırada yer Mustafa Balbay alıyordu. ‘ODTÜ Yıkılsın Üniversite Kurulsun’cular nereli? kazanabilmeleri dikkat çekti. PM’ye dokunur Ortaya çıkan bu tablo, kurultayda Kılıçdaroğlu için bir tehlike arzetmiyor. Zira, seçilen il başkanlarının büyük çoğunluğu Genel Merkez yöneticilerinin desteğini alamasa da Kılıçdaroğlu ile ters düşmüyor. Kurultayda Kılıçdaroğlu’na destek vermeyecek il başkanı sayısının en fazla 67 civarında olacağı belirtiliyor. Buna karşın 17 Ocak’ta yapılacak PM seçimlerinde delegelerin özellikle süreçte rol oynayan Genel Merkez yöneticilerine karşı tavır alabilecekleri yorumları yapılıyor. Kongre sürecini dışarıdan izle yen ve hiçbir adayı işaret etmeyen Genel Başkan Kılıçdaroğlu, süreçte özellikle üç konudan rahatsızlık duydu. Bunlardan ilki, hemen her ilde CHP’li belediye başkanlarının adaylar konusunda açık tavır takınmaları oldu. Birçok kapalı toplantıda başkanlara “örgüt işiyle uğraşmayın, halka hizmete odaklanın” diye seslenen CHP lideri Kılıçdaroğlu, bunun için yerel seçimlerde adayların merkezden belirlenebileceği mesajını dahi vermişti. Ancak buna rağmen belediye başkanları kongre sürecinde başat rol oynadı. Süreçte partide tartışma yaratan ikinci konu ise adayların “AleviSünni” şeklinde tanıtılması oldu. Adaylıklar sıra sında örgütte bu noktada ayrışmaların yaşanması da Kemal Kılıçdaroğlu’nu rahatsız etti. Son olarak CHP liderinin tepkisini çeken bir konu ise kongrelerdeki “üslup ve yöntem” oldu. Yakın çevresine “süreci son derece demokratik bir tavırla yönettik” diyen Kılıçdaroğlu’nun buna karşın yaşanan bazı arbede görüntüleri nedeniyle de tepkili olduğu ifade edildi. CHP liderinin bu çerçevede bazı kongrelere ilişkin kamera kayıtlarını istettiği yapılan incelemenin ardından gerekirse bazı yerlerde disiplin soruşturması başlatılabileceği belirtiliyor. l ANKARA Kayıtları istedi Barış Yarkadaş’tan 19 maddelik gizli terör genelgesine tepki: aşbakan Ahmet Davutoğlu, Suruç saldırısının ardından terörle mücadele ile ilgili gizli bir genelge gönderdi. Milliyet Gazetesi’nin haberine göre, Ağustos tarihli 19 maddeli genelge, “gerekli durumlarda sokağa çıkma yasağının ilan edileceği, yol kontrollerinin arttırılacağı, terörle mücadeleyi engelleyen, teröre destek veren kamu Yarkadaş görevlileri hakkında işlem başlatılacağı, uluslararası STK’ler bünyesinde ülke menafaatleri leyhine, terör örgütü aleyhine faaliyette bulunanların izlenmesi” gibi çok sayıda yaptırımı ve talimatı içerdi. CHP İstanbul Milletvekili ve TBMM Güvenlik ve İstihbarat Komisyonu üyesi Barış Yarkadaş, genelgeye tepki gösterdi. Yarkadaş, genelgenin, AKP’nin sorunu siyasetle çözemediğinin göstergesi olduğunu söyledi. CHP milletvekili ve TBMM Güvenlik ve İstihbarat Komisyonu üyesi Barış Yarkadaş, “AKP iktidarının Kürt sorununu çözme noktasında sadece askeri ve polisiye önlemler alacağının itirafıdır. Toplumsal barışı ortaya koyacak çözüm önerilerinden çok yeni kamplaşmaları ve gerginlikleri arttıracak bir önlem paketidir. Siyaseten iflasın belgesidir. Davutoğlu’nun çaresizliğinin ifadesidir” dedi. Siyasetin iflas belgesi B alatya Üniversitesi’ndeki fotoğraf tüyler ürperticiydi... Yukarıda, bir bakın. Pek çok açıdan kötü, karamsar. Sadece, ikiüç bin yıl öncesinin ilkelliklerini toplum düzeni olarak bugüne satmaya çalışan IŞİD’ci ve benzeri uygarlık yıkıcısı kafaların üniversitelerde bulunuyor olması açısından değil. Bu hep olacak. Batı toplumlarında da olacak, bizde de. Şüphesiz bizde daha çok, çünkü bu kafanın izdüşümü yukarıya doğru iktidar ortamına kadar uzanıyor. Tüyler ürpertici veya dehşet uyandıran yönü, olayın, taşıdıkları veya ilan ettikleri “ODTÜ Yıkılsın Üniversite Kurulsun” sloganında yatıyor. ODTÜ üniversite değil mi? Hem de ülkemizin en baba birkaçından biri. Üniversite nedir? Üretendir, araştırandır ve yetiştirendir, öğretendir öncelikle. Toplumların gelecekleri orada filizlendirilmeye çalışılır. Bunlar hiç tartışılmayan konulardır. Ama bu sloganı taşıyan örümcek kafa, bunların hepsini reddediyor. ODTÜ dünyanın sayılı üniversitelerinden biriyse eğer, birileri ODTÜ’nün yıkılmasını istiyorsa, burada tam bir ihanet var demektir. Ülkenin geleceğini ayaklar altına alan bir ihanet, tabii ki topluma karşı bir ihanet. Toplumun daha mutlu ve refah içinde yaşamasını sağlayacak, bu isteğe katkıda bulunacak iyi bir kurumun yıkılmasını istemek, geleceğin yıkıcılığına soyunmaktır. Hainlik buradadır. M zai Karakoç” Sempozyumu yapıldı. * Ve bazı değişik haberler daha... Bir de bir gazeteden haber var: İnönü Üniversitesi Türkiye’ye model oldu. Burası hangi üniversite? Peki bu hangi üniversite? Mısır’daki El Ezher veya Suudi Arabistan’da bir üniversite mi? Hayır, Malatya’daki İnönü Üniversitesi. Ve hemen hepsi İlahiyat Fakültesi’nin aktiviteleri... Sanki baştan sona bir İlahiyat Üniversitesi sanırsınız. O pankartçılar da orada yürümüşler. Eylem haremselamlık biçiminde vuku buldu ayrıca. Eylemi düzenleyenler de “İnönü Üniversitesi Müslüman Öğrenciler İnisiyatifi” imiş. Şimdi tabii ki o pankartı taşıyan ilkel beyinler, bakıyorlar ki ODTÜ’nün duyurularında böyle bir şey yok... Eh öyleyse orası üniversite değil diyorlar. Yıkılsın ve dini tartışmaların yapıldığı bir üniversite kurulsun istiyorlar. Parlayan bilim yuvasıydı Sitedeki duyurulardan ODTÜ yıkılsın, üniversite kurulsun diyenlerin kafalarındaki “üniversite düşü” nedir diye baktığınızda, şunları görürsünüz: * Panel: Vahyin Işığında Salih Amel ve Müslümanlar.  * Konferans: Edebiyat ve Sembolün Dili.  * Din ve Trafik Sempozyumu. * Konferans: Orta Dönem İslam Devlet Düşüncesinde Siyasal İktidarın Meşruiyeti (Maverdi Örneği). * Konferans: Dindarlık ve Küresel Süreç. * Konferans: Kur’an ve Medeniyet Tasavvurumuz.  * Panel: Ehli Beyt, Hz. Hüseyin ve Kerbela.  * Çalıştay: Uluslararası Arapça Çalıştayı.  * Uluslararası Fazlur Rahman Sempozyumu. * “Diriliş Dünya Görüşü ve Se İlahiyat Fakültesi, bir zamanlar tarikat yuvası haline geldiği için YÖK’çe kapatılmıştı, bugün ise üniversitenin parlayan yıldızı olduğunu söylüyor oradaki bazı öğretim üyeleri. Peki bilim? Yani Fizik, Kimya ve Biyoloji bölümleri ne durumda? Eski rektör Fatih Hilmioğlu orayı bir bilim yuvasına dönüştürmek için büyük yatırımlar yapmış, İnönü Üniversitesi’nin bilim yuvası olarak yıldızı parlamıştı. Ben bu durumu yakından izleyen bir insandım. Hilmioğlu’nun bu parlak başarısı, Ergenekon davasına dahil edilmesi ve Silivri’ye tıkılmasıyla ödüllendirildi! Derecesiz bir alçaklık yaşadık. Sonrası, bugünkü yapı ortaya çıktı; bu bölümlerin araştırma görevlisi kadroları çok azaldı. 8 yıldır buralara tek asistan bile alınmadığı ileri sürülüyor. Bir öğretim üyesi diyor ki: “Büyük emeklerle 30 yıl önce kurulmuş olan ve geçen yıla kadar varlığını sürdüren Drosophila (meyve sineği) laboratuvarı son yetişmiş elemanı da rektör tarafından işten atıldığı için (50D kadrosu asistanı olduğundan) kapanmıştır. Nobel ödüllü bilim insanı Prof. Sancar, araştırmalarını bu organizma üzerinden yürütüyordu!” Şimdi fotoğrafa bir daha bakın ve taşınan yazının anlamı üzerine yeniden düşünün... Selvi Kılıçdaroğlu şehidin baba evini ziyaret etti Genel Başki baba evini ziyaret etti. CHP kanı Kemal Ziyaretin ardından gazeteciKılıçdaroğlu’nun eşi Selvi Kılıçlere açıklama yapan CHP İl BaşŞehit babası Feyzi Yenikapı daroğlu, Şırnak’ın Cizre ilçesinde zırhlı aracın geçişi sırasında yola döşenen patlayıcının infilak ettirilmesi sonucu şehit olan piyade er Gürkan Necati Yenikapı’nın Buca ilçesindekanı Yüksel, “Giderek birbirinden uzaklaşan bir ülke içinde ayrışmaya giden bu kanlı çatışmanın bir an önce sonlandırılması gerekiyor” diye konuştu. l İZMİR Tanrıkulu’ndan ‘randevu’ tepkisi CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun HDP ile görüşmesini iptal etmesine tepki gösterdi. TBMM’de basın toplantısı düzenleyen Tanrıkulu, “Ya randevu istemeyeceksiniz ya da iptal etmeyeceksiniz. Sonuçta HDP meclistedir. Bu iptal siyasete olan inancı daha da zayıflatmaktadır” dedi. yaset alanlarında; parti ilkeleri, örgütlenme modelleri gibi konularda uzmanlaşmış, bilgi birikimi yüksek, buna karşılık örgüt bağları ister istemez zayıf kişilerin partiye kazanılması ancak atama yoluyla mümkündür. Bunu biliyoruz. Sanırım ya da umarım itirazlar böylelerine karşı değildir. Ama partiyi Ankara’dan biçimlendirmek, yönlendirmek, il ve ilçe örgütlerini belirlemek gibi CHP’nin “kronik hastalıkları”nı taşıyanlara itiraz ediliyorsa galiba haklılar. Yine finalde yarışan her iki il başkanı adayının vurgularında yer alan ilçe belediye başkanları sorunu var. Anlaşıldığı kadarıyla bu örgüt içinde ciddi bir sıkıntı ve yakınma kaynağı. Yeni il başkanı Cemal Canpolat’ın konuşmasından bir Cemal Seymen yaşamını yitirdi Eski SHP Milletvekili olan, Ürgüp Belediye Başkanlığı, SHP Genel Sekreter Yardımcılığı ve CHP İstanbul İl Başkan Yardımcılığı yapan Cemal Seymen yaşamını yitirdi. Gazeteci Cem Seymen’in babası olan Cemal Seymen, bugün Teşvikiye Camisi’nde kılınacak ikindi namazının ardından toprağa verilecek. cümle: Belediye başkanlarını kendi alanlarına çekeceğiz... Belediye başkanları örgütün üstünde değil, örgütün benimseyeceği çizgide saf tutmak zorundadırlar... Izlediğim ilçe kongrelerinde de bu vurgu ağır basıyordu, iki günlük il kongresinde de yinelendi... Yani sadece CHP genel merkez yöneticilerini değil, CHP’li belediye başkanlarını epey zor günler bekliyor... Tabii Istanbul il kongresinde delegelerin ve partililerin alkışlarıyla onayladıklarını belli ettikleri çizgi ve parti anlayışı kurultayda da ağırlık kazanırsa... 2016 Türkiye’sinde ve dünyasında sosyal demokrat parti olmanın anlamına gelince... Yer bitti. O yarına kalacak... Tartışmalı maddeler 19 maddelik genelge şu yaptırımları ve uygulamaları da içeriyor: 4 Terörle mücadeleyi destekleyen aileler, toplumsal kesimler ve gruplar, gaziler ve şehit aileleri ile geçici ve gönüllü köy korucuları ihtiyaçları olması halinde sosyal yardımlardan yararlandırılacak. 4 Cenaze törenlerinin, terör örgütleri ve terörle bağlantılı kesimlerce terör propagandası amacıyla kullanılması engellenecek. 4 Uluslararası sivil toplum kuruluşları bünyesinde ülkemiz menfaatleri aleyhine veya terör örgütü lehine faaliyette bulunanlar takip edilecek. l ANKARA İstanbul kongresi CHP’de ağır basarsa... aşlıktaki soruyu kestirmeden cevaplayacağım: Basmaz... Benim epey uzun yıllara dayanan deneyimlerim bunu gösteriyor... Ama ya basarsa!.. Eğer delegelerin ve tribünleri dolduran partililerin alkışları bir ölçüyse ve İstanbul’un 176 delegesi büyük kurultayda sahiden de belirleyici bir güç oluyorsa CHP’nin genel merkez kadrolarını zor günler bekliyor demektir. İl başkanlığı yarışında finale kalan iki adayın ikisi de birer saat konuştular ve konuşmalarında “sol”a yaptıkları vurgular, Kürt sorunu B na yaptıkları vurgular tribünleri tümüyle, delegeleri de kısmen ayağa kaldırdı; alkışlar, alkışlar, alkışlarla karşılandı... Her iki başkan adayının “sol” derken tam olarak neyi kastettiklerini, hangi ya da nasıl bir sosyal demokrasiyi savunduklarını bir kongre konuşmasının sınırları içinde anlamak mümkün değildi. Zaten bu çetrefil, karmaşık ve önemi İstanbul kongresinin çok ötesine taşan tartışma bir başka Tırmık’a kalsın... Yarışı kazanan Cemal Canpolat’ın da, yitiren Gökan Zeybek’in de salondan güçlü alkış desteği alan vurgularından biri genel merkez kadrolarına yönelikti. Kılıçdaroğlu’nu özenle, üstüne basa basa onlardan ayırdılar ve fakat “atanmışlar, örgütten kopuk” gibi nitelemelerle tanımladıkları genel merkez kadrolarına veryansın ettiler. Haklılar mı? Bilmiyorum. Yaşamın çeşitli dallarında, kültür, ekonomi, si C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle