27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazar 20 Aralık 2015 haber EDİTÖR: AYŞEGÜL ÖZBEK TASARIM: MÜGE KAYGUSUZ 8 evgili, Kör adam, tam da ısıtmayan ateşin çevresinde toplanmış olanlara canavarlar, yarı tanrılar, tanrılar ve fanilerle dolu dünyanın, aşk, savaş, yolculuk maceralarını anlattıkça, dinleyenler soğuğu, karanlığı unutuyorlar, geceleri gün, karanlıkları ışık oluyordu. Öyküleri anlatan kör adamın gördüklerinin acaba ne kadarını, dinleyenler, görürler görebiliyorlardı? Binlerce yıldan sonra insanlar ellerinde iyiden yana bilge Jedi’lerin ışın kılıçları sırtlarında masalın kötü kişisi Darth Vader’ın pelerini, başlarında o garip ürkütücü maskesi ile sanayi ötesi bilgi toplumunun çağdaş masalının içine giriyorlardı. Bu kez, geçmişte kör adamın anlattıkları görüntülerle sunuluyordu, hem de üç boyutlu olarak. Binlerce yıl aradan sonra, insanoğlu masal peşinde koşmayı masal da egemenliğini sürdürüyordu. Bilgi toplumu teknolojisi ürünü masalların öyküleri değişmiş olmakla birlikte özü aynı kalmıştı. S Masal peşinde Yine güç, tutku, sevgi, aşk ihanet, yiğitlik vb. öğeleriyle bezeliydiler. Şu farkla ki, eski masallarda uçan insanlar gibi düşsel olan öğeler, artık gerçek yaşamın bir parçası olmuşlardı. HHH Hayal sanılanlar, birer birer gerçekleşiyor, yerini gerçeklerin gemleyemediği yeni hayaller alıyor... Homeros’tan bu yana insanlık nereden nereye gelmiş olmasına karşın hâlâ masal peşinde koşmayı sürdürüyor, eskilerin hayal bile edemeyecekleri, yeni öykülerle sürüyor masal çağı. Yeni teknolojinin ürünü, masallar, yani hayallerimiz, kapitalizmle birlikte her şey gibi metalaşmıştır. Halt etmiş “hayal para etmez” diyenler! Hayal de artık satışında büyük paraların döndüğü bir sektör. 17 Aralık 2015’te yedinci bölümü, Türkiye’de dahil dünyanın birçok yerinde aynı anda gösterime giren Star Wars (Yıldız Savaşları) filmi çağdaş bir masal. 200 milyon dolar masrafla çekilen masal filmin (bilgisayarın sunduğu olanaklar olmasaydı, ne bu olağanüstü görüntüler elde edilebilirdi, ne de bu görsel şölen bu paraya mal edilebilirdi) gişe hasılatı olarak 2 milyar dolar bırakması bekleniyor. Ama bu buzdağının görünen kısmı. Buna DVD ve dijital film bilgisayar oyunu ve oyuncak satışlarından gelen hasılatı da eklediğinde, ciro daha da artıyor. Kısacası, ilk Star Wars çevrildiğinden bu yana geçen 38 yılda 40 milyar dolarlık bir ekonomi oluşmuş. HHH Tabii, bu sonuçta masalın oluşturulması, görselleştirilmesi kadar pazarlanmasının da payı var. Çağımız pazarlama çağı. Her şey, ama her şey pazarlamaya tâbi. Sanayi ürünlerimiz, sportif yeteneklerimiz, sanatsal becerilerimiz, doğal güzelliklerimiz, siyasal projelerimiz, hayallerimiz, masallarımız, hatta tesellilerimiz... Devirler kapanıyor, devirler açılıyor, ama masal çağı değişmiyor, yalnızca masallarımız da meta oluyor ve masallarla birlikte daha bize neler sokuşturuluyor hepsi bu. Bu söylediklerimden sakın çağdaş masal Yıldız Savaşları’na karşı olduğumu sanma! Masala değil, metalaşmaya karşıyım. Sömürüsüz dünya, illa masalsız değil... Ama sömürüsüz dünya masal da değil. Star Wars 7 masalların ölmeyeceğini bir kez daha gösterdi. Bu olgu da sevgili bana dönme dolapları anımsattı. Sahi, çocukluğumuzun bütün oyuncakları ve oyunları birer birer yok olurken lunaparklardaki seçkin yerleri hiç değişmeyen, “dönme dolap”ın saltanatının hâlâ sürmesini nasıl açıklayacağız? AKP MHP’yi bitirecek gibi mi? azılarımda Cumhurbaşkanı RTE’nin ana iç politika hedefinin MHP’yi hammm yapmak olduğunu sık belirtmiştim. Bu 2011’de böyleydi, 2015’te de değişmedi. 2011’de seks kasetleri siyasi suikastıyla MHP baraj altına itilseydi, bugün RTE’nin derdi çözülmüş olacaktı; Meclis’te 367’yi aşan milletvekili ile referanduma gerek kalmadan anayasayı değiştirip Başkan koltuğunda oturuyor olacaktı! Bu olmadı, ama hedef hiç değişmedi. RTE’nin gündeminde Başkanlık Sistemi’nden daha önemli hiçbir şey yok... Bunun altını çizin. 7 Haziran seçimlerinden sonra da uyguladığı strateji tamamen buna yönelikti. O seçim sonuçları kendisi için büyük felaketti; Başkanlığı da yerin dibine gömmekti, kaybedeceğim hiçbir şey yok diyerek 1 Kasım seçimlerine kilitlendi. İki seçim arası yaşadığımız her şey, seçimi kazanmak amacını taşıyordu. Oyunu tuttu, kazandı; ama referanduma götürecek çoğunluğu yakalayamadığı için Meclis’te bir ayağı topal kaldı. Ayağına bir protez takması gerek, kendi 316 milletvekilinin oyu garantiyse, en az 1617 milletvekillik protez ki, 330’la yeni anayasayı referanduma götürebilsin. CHP ve HDP’den en az 10 milletvekili oy vermediği sürece, referandumsuz başkanlık anayasasını geçirmesi mümkün değil. MHP’nin tüm oyunu yese 316+41=357 yapıyor. Hayatının oyununu oynuyor Cumhurbaşkanı: Ya başkan olacak ya başkan olacak. Başkan olamazsa, kendisiyle başlatmayı planladığı “Yeni Türkiye” (2. Türkiye) propagandası, rüyası düşecek. Atatürk’ün Kurucu pozisyonuna ulaşamayacak. Herkes gibi başbakan, cumhurbaşkanı olarak kalacak. Kendisi için tarih yazımı, bu açıdan en azından sıradanlaşacak. Oysa tüm hazırlığını Başkanlığa göre yaptı. Atatürk’ün artık ancak mütevazı diyebileceğimiz Çankaya’sını bile boşalttı, ama Atatürk’ün halka mirası olan Atatürk Orman Çiftliği bir sürü yasadışı karar ve uygulamalarla adeta gasp edildi, oraya bugün dünyada hiçbir liderin yapmaya cesaret edemeyeceği bir Saray inşa edildi... Tüm bunlar Başkanlık için hazırlıktı. Yasal olarak Başkan olamaz Y sa, düşünün artık, tüm bunlar tarihsel büyük bir ironi olarak kayda geçecek. Yani yazmaya çalıştığı tarihle anakronik bir duruma düşecek. Mesele budur. MHP’lilere 4 mesaj RTE’nin 2016’da Başkanlık anayasasını ülkeye kabul ettirmeyi planladığını düşünebiliriz. Bu işin onun açısından artık bekleyecek tarafı kalmadı. Davutoğlu’nun da hükümetin tüm eylemlerinden sorumlu ve yetkili olduğunu vurgulaması aslında bu durumdan rahatsız olduğunun da göstergesi. Bu yıl dananın kuyruğu kopacak gibi de, kuyruk kimde dana kimde kalacak belli değil. Bu nedenle oyunun kilit noktasında duran tek parti MHP. RTE’nin tüm dış politika girişimlerinin ardında MHP’yi siyasi ve ideolojik olarak çökertmek yatıyor aslında. Yoksa bu dış girişimlerden elde edeceği hiçbir şey gözükmüyor. Var da ben mi göremiyorum!? Bakın: 1) Suriye’deki Türkmenlerin büyük koruyuculuğuna soyunması da.. (MHP’nin Türkmen duyarlığını kaşıma, elinden alma ve AKP’ye geçirme...) 2) Rus uçağının vurulması da.. (Hem Rus uçaklarının bölgeye saldırısına karşı Türkmenleri koruma gösterisi.. MHP’lilerde geçmişin “Moskof” edebiyatını canlandırma, Çeçen dayanışması çağrısı vb.) 3) Musul’da askeri birlik bulundurma ve bu birliği takviyeye girişme de.. (Musul bizimdir bizim olacaktır, fetih edebiyatı...) Bütün bunlar, MHP’lilere “yahu MHP diye bir partiye gerek mi var, nedir o öyle pısırık pısırık oturuyor yerinde. Hükümet biziz, istediğiniz her şeyi yapma iktidarı bizdedir, biz milliyetçiyiz, Türkçüyüz, daha ne istiyorsun, gel katıl bize..” mesajıdır. Kahramanmaraş’ta anmaya abluka 37. yIlI Anma bu yıl da valilik tarafından yasaklandı. Şehir dışından otobüsle anmaya gelmek isteyen grubun kent merkezine girişine izin verilmedi SERMET ÇUHADAR/ MEHMET MENEKŞE KATlİAM In ahramanmaraş katliamının 37. yılında kentte düzenlenmek istenen anma törenleri bu yıl da valilik tarafından yasaklandı. Kentin giriş ve çıkışıları kapatılırken, Türkiye’nin dört bir yanından gelenler kente alınmadı. CHP Milletvekilleri Elif Doğan Türkmen ve Mehmet Gökdağ’ın girişimlerinin ardından Alevi derneklerinin temsilcilerinin cemevi inşaatı önünde basın açıklaması yapmasına izin verildi. Dernek temsilcileri devletten özür ve yüzleşme istedi. Kahramanmaraş’ta 19 26 Aralık 1978’de 111 kişinin öldürüldüğü katliam için Alevi derneklerinin düzenlemek istediği yürüyüşe valilik bu yıl da izin vermedi. Valilik kentte yapılacak tüm etkinlikleri yasakladı. Önceki gün Vali Mustafa Hakan Güvençer ile yapılan görüşmenin ardından Alevi dernekleri, Yörükselim Mahallesi’ndeki cemevi önündeki basın açıklaması sonrasında akşam da cem töreni yapacaklarını açıkladı. Anma törenleri öncesi kentte yoğun güvenlik önlemleri alındı. Çevre il ve ilçelerden çok sayıda polis Kahramanmaraş’a sevk edilirken, TCDD gar meydanı ile Erenler Kültür ve Dayanışma Derneği çevresinde polis barikatları kuruldu. Adana, Gaziantep ve Kayseri karayollarında da polis ve jandarma ekipleri geniş güvenlik önlemi aldı. Anadolu’nun çeşitli kentlerinden anma için gelenlerin kente girişine izin verilmedi. Otobüsler bekletildi. K Hayatının oyunu Yeniden seçime bile gidilebilir Kahramanmaraş’a çevre illerden gelecek gruplara yönelik şehrin giriş noktalarında panzerlerle desteklenen birçok uygulama noktası oluşturuldu. Sivas’a, Çorum’a, Suruç’a, Ankara katliamına engel olmalıydı” dedi. Gökdağ ise “Buraya gelen arkadaşlarımız yaşamını yitirenleri anmaya ve bir daha böyle olayların yaşanmamasını hatırlatmak için, barış için, kardeşlik için buradalar. Eğer Maraş aydınlansaydı Çorum olmazdı, Çorum aydınlansaydı Sivas olmazdı. Her kapatılan, her üstü örtülen olay başka bir olayın tetikçisi oluyor” diye konuştu. Şimdi MHP’yi kıstırma ve yutma planının en önemli dönemecine gelindi. MHP’de koltuk kavgası mı veriliyor yoksa AKP karşısında bütünlüğü koruma ve büyüme mi, bilmiyorum. RTE, MHP milletvekillerinden yerse başarır. Yiyemezse, MHP seçmeninin AKP’ye akacağını ve partiyi baraj altına iteceğini görürse, gündemde 3. seçim var demektir. Her şey başkanlık için... Alİ TATAR ÖlÜMÜnÜn 6. yIlInDA AnKARA’DAKİ MEzARI BAŞInDA AnIlDI leri mahalleye girebildi. Erenler Kültür Derneği önünde toplanan HDP İstanbul Milletvekili Erdal Ataş ile HDP Adıyaman Milletvekili Behçet Yıldırım, Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Başkanı Baki Düzgün, Alevi Kültür Derneği Genel Başkanı Doğan Demir, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Başkanı Gani Kaplan, Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Genel Başkanı Ercan Geçmez, İngiltere Alevi Federasyonu Başkanı İsrafil Erbil, İsviçre Alevi Federasyonu temsilcisi Müslüm İbili ve yöre derneklerinin temsilcileri inşaatı devam eden cemevi önüne yürüyerek burada basın açıklaması yaptı. Gülbent (dua) okunmasının ardından, katliamda yaşamını yitirenler için mumlar yakıldı ve karanfiller bırakıldı. Avrupa Alevi Konfederasyonu Başkanı Hüseyin Mat, “37 yıl önce Maraş’ı Alevisizleştirmek istediler ama başaramadılar, biz yine buradayız” dedi. Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Başkanı Baki Düzgün, “Burada iki gündür adı konulmamış bir olağanüstü hal uygulanıyor” dedi. ABF adına konuşan Erenler Kültür ve Dayanışma Derneği Kahramanmaraş Şube Başkanı Müslüm İbili ise “Katliamcıların amacı Alevileri, sosyalistleri kıyıma uğratarak, sağ kalanları da baskı ve korkuyla sindirerek, göçe zorlayarak 12 Eylül darbesine zemin hazırlamaktı” dedi. Anmaya, Alan ve Çiçek de katıldı rgenekon davasında gözaltına alınmasını gururuna yediremeyerek intihar eden Yarbay Ali Tatar, ölümünün 6. yılında anıldı. Ankara KarşıyaAli Tatar ka Mezarlığı’ndaki anmaya yine aynı isimli davalarda yargılanan CHP Milletvekili Dursun Çiçek ile eski MHP Milletvekili Engin Alan da katıldı. Anma sırasında konuşma yapan Tatar’ın ağabeyi Ahmet Tatar, kardeşine, “Bu memlekette hukuk adalet hâkim oluncaya, zalimler, kıyıcılar, yüreği kara cüppeliler sanık sandalyelerine oturup hesap verinceye kadar yılmadan mücadele edeceğiz. Emanet ettiğin davanın peşini bırakmayacağız” diye seslendi. Tatar, ölümünün 6. yılında Karşıyaka Mezarlığı’ndaki mezarı başında anıldı. Ayrıca Tatar için, Ankara Tuzluçayır Yuva Külahlı Derneği’nde lokma dağıtıldı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın ardından Tatar’ın ağabeyi Ahmet Tatar, bir konuşma yaptı. Tatar, “Bize bıraktığı mücadele bayrağına sımsıkı sarılarak, unutmamaya, mücadelesini genişlet 6’sı çocuk 28 gözaltı E ‘Katliamlar engellensin’ Anma töreninin yapılmak istendiği Yörükselim Mahallesi de abluka altına alındı. Türkmen ve Gökdağ, polis müdürleri, Vali Güvençer ve yetkililerle görüşerek etkinliklere izin verilmesini istedi. Türkmen, “Bu engeli yapanlar, Öte yandan barikatları aşarak Yörükselim mahallesine girmek isteyen 6’sı çocuk 28 kişi gözaltına alındı. Alevi örgütlerinin temsilcileri ve HDP İstanbul Milletvekili Erdal Ataş, emniyet yetkilileri ile görüştü. 28 kişi görüşmelerin ardından serbest bırakıldı. Türkmen ve Gökdağ’ın Vali Güvençer ile görüşmesinin ardından Alevi derneklerinin temsilci meye, davasını devam ettirmeye, zalimlerden hesap sormaya yemin ederek söz verdik Ali’ye. Altı yıl geçti. Sözümüz sözdür Ali! Yeminimiz yemindir. Zalimlerin peşindeyiz” dedi. Dünün muktedirlerinin, zırhlı arabalarla, korumalarla, padişah edasıyla gezenlerin “birer fare gibi sıvışma telaşında olduklarını” belirten Tatar, şöyle konuştu: “Ama nafile. Bizden kaçabileceğiniz bir yer yok. Dünya küçük. Siz baki değilsiniz. Atlantik ötesindeki hocanız söylemedi mi size? Anlatmadı mı mahşeri, hesap gününü... Nafile kaçamazsınız. Bunca suçsuzun günahı var sırtınızda. Bunca yetimin, öksüzün gözyaşı var ardınızda. Vebaliniz çok. Yükünüz ağır. Yerin dibine de girseniz, sımsıkı kapatsanız da gözlerinizi, yine de, bizimle yüzleşeceksiniz, hesap vereceksiniz. Üstelik bize bu dünyada, cehennemi yaşattığınız sorgu odalarında, mahkeme salonlarında... Sabırla bekliyoruz o günün gelmesini.” l ANKARA / Cumhuriyet ‘Yükünüz ağır’ KumpasDer ilk kongresini yapıyor SERTAÇ EŞ ERgEnEKon, BAlyoz vE cASuSluK DAvAlARInIn MAğDuRlARI KuRDu rgenekon, Balyoz ve Casusluk davalarından mağdur olanların kurduğu KumpasDer, ilk olağan genel kurulunu bugün yapıyor. Dernek Başkanı Hanifi Yıldırım, genel kurulun ardından ilk aşamada İstanbul, İzmir, Kocaeli ve Eskişehir’de bulunan temsilciliklerin şube haline geleceğini söyledi. Yıldırım, amaçlarının yaşanan hukuksuzlukların yargı yoluyla hesabının sorulması olduğunu söyledi. E Derneğin genel kurulu, bugün saat 10.00’da Türkiye Emekli Subaylar Derneği’nin (TESUD) binasında yapılacak. 160 üyeleri bulunduğunu belirten Yıldırım, kapılarının kendileri gibi düşünen herkese açık olduğunu söyledi. Türkiye’deki hukuk sisteminden kaynaklı sorunların giderilmesinin birinci hedefleri olduğunu belirten Yıldırım, “Bu haksızlığı yapanların adalet önünde hesap vermesini sağlamak istiyoruz” diye konuştu. Derneğe üyeliğin mağdur ol muş askerlerle sınırlı olmadığını, hukuksuzluk karşısında kendilerine destek vermiş herkesin üye olabileceğini belirten Yıldırım, “Vardiya Bizde, Sessiz Çığlık eylemlerine katılan çok sayıda arkadaşımız var. Onlar da üye olabilir. Malatya Zirve ve Odatv davasının mağdurları, Türk Silahlı Kuvvetleri’nden haksız yere ilişiği kesilmiş çok sayıda arkadaşımız var. Askeri liseler ve Harp okullarından atılarak mağdur edilmiş arkadaşlarımız var, onlar da derneğimize üye olabilir ler” dedi. TSK’de kumpas sonucu mağdur olanların özlük haklarının karşılanması için CHP Milletvekili olan Dursun Çiçek’in geçen hafta konuya ilişkin bir önerge verdiğini belirten Yıldırım, “Yürüyen Casusluk davaları var. Onlara müdahil olmayı düşünüyoruz” diye koHanifi yıldırım nuştu. l ANKARA C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle