Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Salı 3 Kasım 2015 yorum TASARIM: müge kaygusuz 18 Özgen Acar AKP’nin başarısına kimler katkı yaptı? unlar olamaz mı? 1) CHP’nin örgüt olarak, liderlik olarak, strateji olarak yetersizlikleri ve Türk siyasetinin omurgasına yerleşememesi mi? 2) Solun yüzde 35 geleneksel oranının yüzde 25 ve yüzde 10 olarak ayrışması mı? Yüzde 10’nun PKK, KCK, PYD ve YPG ile işbirliği sonucu, İslami cephenin güçlenmesi mi? 3) 7 Haziran sonrasında yüzde 60’ı oluşturan üç muhalefet partisinin, halkın iradesine boş vererek havanda su dövmelerinin getirdiği büyük umutsuzluğun, “beterin beteri varmış, ehvenişerdir” diyerek AKP’yi tek başına iktidara getirmesi mi? 4) Merkez sağdaki bir lider olarak Bahçeli’nin 7 Haziran sonrasındaki inanılmaz davranışlarının yarattığı umutsuzluklar mı? 5) Türk toplumunda iki kişiden birinin, artık ben bu düzenin iyi kötü bir parçası oldum, yapacağım başka şey kalmadı diyerek sandığa gitmesi mi? Statükonun (yapının) bireyi esir alması mı? Herhalde bunların hepsinin AKP’nin başarısında etkisi oldu. Bu şaşırtıcı sonuca nüfusun yalnız yüzde 51’i değil, yüzde 49 içinden de çok şaşıranlar olmuştur. Bekliyorduk ama bu kadar değildi diyenler çok olmuştur. Anketlerin bu kadar gerçek dışı kalmalarını, bilimsel olarak açıklamak zor. Ş azar günkü seçim, kuşkusuz herkes için, hatta Sultan için bile sürpriz sonuçlar verdi. 7 Haziran’da Sultan’ın “başkanlık yönetimi için anayasa değişikliğini gerektiren” 400 sandalye istemi değil gerçekleşmek, AKP’nin tek başına bile hükümet kuramayacak bir konuma düşürmüştü. AKP, koalisyon olasılığıKavşak nı defterden silmek için, son seçime “Tek başına, işbaşına!” söylemiyle, yelken açtı. Bu hedefi, beklenenin çok üstünde sandalye kazanarak başardı. Oysa partinin kıdemlilerinden bazıları “5. partiye” heveslenmişlerdi. Örneğin Bülent Arınç, “300’ün üzerinde sandalye kazanımını beklemiyordum!” itirafında bulundu. AKP’nin “abileri” denilen 3 dönemliklerden adaylık için başvuran 27 kişiden 24’ü, TBMM’ye geri döndü. Şimdilik AKP’de bölünme başka bahara kaldı. Veziriazam, 317 sandalye ile koltuğunu korudu. Sultan’a gelince… Koalisyonun kurulmasını önleyip yeniden seçime gidilmesi kararından olumlu sonuç alması ile kendine güveni iyice arttı… Bundan sonra yabancı basında “diktatör” yazıları daha çok çıkarsa şaşırmamak gerekir. 17 25 Aralık yolsuzlukları ile bağlantılı gerçeklerin aydınlanması ise bir başka bahara kaldı. İnsan, ister istemez kendisine soruyor: “Yolsuzlukla suçlanan 4 bakanın günahları neydi? Neden yalnızca onlar istifa ettirildiler?” Pazar gününün sonucu, Türkiye’de “demokrasi” ve “istikrar” için önemli olabilir. Yarım yüzyılı aşkın bir süredir Türkiye’yi “üyeliğe” almayan Avrupa Birliği, bir “jest” yaparak seçimden ön P ar c A n e g z Ö Kavşak ‘Tek Başına, İşbaşına!’ şembenin gelişi çarşambadan bellidir… HHH CHP’nin sandalye sayısındaki 2 artış, yerinde saymadır… CHP’nin silkinip, kendine gelmesi, Türkiye’nin sorunlarını, halka indirgenecek biçimde yeni söylemleri saptaması gerekir. Türkiye’nin en eski partisi CHP, 35 ilde hiç milletvekili çıkaramadı. Sorumlu o ildeki yöneticiler mi, yoksa genel merkez mi? Ne demişler? “Balık baştan kokar…” CHP, önümüzdeki kurultayda iyice silkinmeli, silkelenmelidir… HHH Bir zamanlar Türk filmlerinde başroldekiler “hayır” yerine “nayııırrr!” derlerdi. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de 7 Haziran’dan sonra “nayııırrr”cı oldu… 7 Haziran seçimleri öncesine bir tak ce “ilerleme raporunu” açıklamamıştı. Çok şiddetli eleştiriler içeren bu raporların daha da ağırlaşması bundan sonra Sultan’ın davranışlarına bağlı olacaktır. Eleştirilerin kapsamının azalabileceğini sanmıyorum! Çünkü per siye binmiştim. Genç şoför, iktidara veryansın edip duruyordu… Dayanamayıp hangi partiden olduğunu sorduğumda “MHP” yanıtını almıştım. Ardından hemen eklemişti: “Bahçeli ayrılmadıkça MHP’ye şans yok…” Bu yargı, son seçimde parti tabanından AKP’ye önemli kaymalara yol açtı. 7 Haziran’da yüzde 16.4 oranında oyla 80 milletvekili çıkarırken pazar günü yüzde 11.9 oyla yarısı kadar, 40 sandalye kazanabildi. 58 ilde bir tane bile sandalye kazanamadı… Dünyanın neresinde, 9 seçim yitirmiş bir parti başkanının koltuğundan ayrılmayışı görülmüştür? Bahçeli’nin inatla “istifa etmeyişi” yalnızca partisine değil, Türk demokrasisine de zarar veriyor. HHH HDP her ne kadar TBMM’de dördüncülükten üçüncü sıraya yükselmişse de bu bir başarı değildir. Bu yer değişimi MHP’nin olağanüstü başarısızlığından kaynaklanmıştır. HDP’nin 5 ayda 1 milyon oy yitirmesinin nedeni, birbirine karışan IŞİD ve PKK terör olaylarıdır. PKK’ye destek çıkan dolaylı açıklamalar, ayrıca IŞİD’in marifeti olsa da, Suruç ve Ankara katliamları Kürtleri hedef alsa da 7 Haziran’da HDP’ye oy verenleri ürkütmüştür. HDP, kalesi sayılan Bitlis, Muş, Ağrı ve Bingöl’de yüzde 11 oy yitirdi. Geçen seçimde birinci çıktığı Kars ve Ardahan’da bu kez en çok oyu AKP’ye kaptırdı. Koalisyonun istikrarsızlığı, tek başına iktidarın istikrar getirip getirmeyeceği Sultan’ın izleyeceği siyasaya bağlı olacaktır. İNLİ OUTLU HAYATLAR KazıKazan OUT KandırKazan İN tanahmet@ www.ahm Erdoğan, Davutoğlu ve diğer parti yöneticileri önünde iki seçenek var; Radikal olanlar, “Bak gördünüz mü? Fiilen uyguladığımız politikalarda, yürüttüğümüz işlerde ne kadar haklıymışız. Halk bize iktidar olma desteğini verdi; yaptığımız işleri aynen sürdürelim” diyecekler; demokrasiden uzaklaşmayı, baskı politikalarını artırmayı ve Türkiye’yi yalnızlaştırmayı sürdürmek seçeneğini tercih edecekler. Diğerleri ise, “Biz bu oyları çok özel koşullarda, daha çok muhalefetin hataları ve yetersizlikleri sonucu aldık; artık yaptığımız hatalardan dönmemiz gerekir; demokratikleşmek ve çağdaşlaşmak zorundayız, bundan kaçılamaz” diye düşünebilirler. Abdüllatif Şener, Turhan Çömez, Nevzat Yalçıntaş gibilerin partiden uzaklaşmaları hatta kaçmak zorunda bırakılmaları 2015’te bizi yaşamakta olduğumuz kriz ortamına getirdi. AKP iki kişiden birinden aldığı oyları Türk milletinin geleceğinin demokratik özlemleri, çağdaş değerlere ulaşmanın talebi olarak görmek durumundadır. Merkez sağdaki “normal” bir parti yapısına ulaşmanın yollarını aramak zorundadır. İstisnai bir biçimde seçim kazandırmasına rağmen son 56 yıllık uygulamaların devamı, ülkeyi yarın çok daha büyük bir kaosun içine sürükler. Tüm dünya bu gerçeği gördü ve tepkisini gösterdi. AKP’nin önündeki iki seçenek OTOBÜS İlerleyelim beyler deyince arka tarafa ilerlemek nasıl bir yolculuksa?! HANGİSİ? Adamın biri yalan söylüyo diğeri doğru söylüyosun diyo.. Hangisi daha yalancı SKANDAL Kiloyla demokrasi uygulamasında terazi hileli çıktı Argodan al haberi Durakçı: Hırsız LÜPÜRT: Çalmak ANADOLU ETMEK: Kandırmak “H Hayırlı şerler Şerli hayırlar OLSUN Sandık AVM olsun!.. FEYSBUK Hayret bişi!.. Vatandaş senin gönderine yorum yaptı: Daha çoook hayret edersin. ‘O’ milyonlara ihanet etti... zatmayın yorumları: 7 Haziran gecesinden sonra ortada bir fırsat vardı, ortada milyonların umut dolu oylarının ağırlığı vardı. Tek bir adam bunların hepsini çöpe attı. Toplumların kaderine yön veren kavşaklar vardır: Seçilen istikametler ülkelerin, ulusların, milyonların geleceğini belirler. 1 Kasım gecesi, 7 Haziran gecesi yaşananları tersyüz etti. 02, 05, 06, 09, 17, 18, 29, 31, 34, 39, 41, 47, 50, 53, 54, 60, 63, 64, 69, 72, 76 ve 79 10 BİLEN: 267 bin 613 TL (1 kişi) 9 BİLEN: 2 bin 287’şer TL 8 BİLEN: 134.85’şer TL 7 BİLEN: 26.65’er TL 6 BİLEN: 4.50’şer TL HİÇBİR NUMARAYI DOĞRU TAHMİN EDEMEYEN: 2.90’ar TL ON NUMARA 3 KASIM 2015 SAYI: 32899 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına Orhan Erİnç Akın Atalay İcra Kurulu Başkanı Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar Genel Yayın Yönetmen Yardımcısı Tahir Özyurtseven Haber Koordinatörleri Murat Sabuncu Ayşe Yıldırım Başlangıç Yazıişleri Müdürleri Bülent Özdoğan Baydu Can Sorumlu Müdür Abbas Yalçın Görsel Yönetmen Hakan Akarsu l Haber l Ekonomi: Reklam Tanıtım ve Halkla İlişkiler Genel Koordinatörü Ayşe Cemal Reklam Genel Müdürü Özlem Ayden Şalt Reklam Genel Müd. Yrd. Nazende Körükçü Reklam Grup Koordinatörü Hakan Çankaya Rezervasyon Yönetmeni Onur Tunalı Merkezi Müdürü: Aykut Küçükkaya l Dış Haberler: Pınar Ersoy Olcay Büyüktaş l Kültür Sanat: Evrim Altuğ l Spor: Arif Kızılyalın l Gece: Ayça Bilgin Demir l Yurt Haberler: Selin Görgüner l Fotoğraf: Uğur Demir l Düzeltme: Mustafa Çolak Web Koordinatörü: Oğuz Güven editor@cumhuriyet.com.tr Ankara Temsilcisi: Erdem Gül Ahmet Rasim İzmir Temsilcisi: Serdar Kızık Halit Ziya Sok. No: 14 Çankaya 06550 Ankara Bulvarı 1352 S. 2/3 İzmir Tel: (0232) 441 12 20 Tel: (0312) 442 30 50 Okur Temsilcisi: Güray Öz guray@cumhuriyet.com.tr Yayın Kurulu: Orhan Erinç (Başkan), Güray Öz (Bşk. Yrd.), Can Dündar, Ali Sirmen, Hikmet Çetinkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Mustafa Balbay, Hakan Kara. Mali İşler Müdürü: Bülent Yener l Muhasebe Müdürü: Günseli Özaltay l Satış Dağıtım: Tunca Çinkaya Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: posta@cumhuriyet.com.tr Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: reklam@cumhuriyet.com.tr Yaygın süreli yayın Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul Dağıtım: Doğan Dağıtım Satış Pazarlama Matbaacılık Ödeme Aracılık ve Tahsilat Sistemleri AŞ Esenyurt/İstanbul Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. İstanbul Ankara İzmir İmsak 06.01 05.46 06.08 NAMAZ VAKİTLERİ Güneş Öğle İkindi 07.29 12.55 15.39 07.12 12.39 15.26 07.32 13.02 15.52 Akşam 18.08 17.54 18.20 Yatsı 19.29 19.14 19.37 kan kaybı gerekçesi gün gibi aşikârdı. Kendisini, partisini ve hatta Türkiye’yi uçuruma süren Bahçeli ise bu sefer 7 Haziran’daki gibi atıp tutacağı bir basın toplantısı yapamadı. “Milletimiz koalisyon kurmaktan köşe bucak kaçan AKP’ye tek başına iktidar görevi vermiştir. (...) İçimizden veya dışımızdan ise yalnız Akşener değil, beyin hiç kimse boş yere hesap kullanan herkesi pasifize etti. yapmamalı, boş yere Milliyetçi Şimdi kendisi ve ona biat eden Hareket’in istikrarsızlık sarmalına kimliksiz siyasi kurmayları, 80’den düşeceğini zannetmemelidir. 40’a düşen sayılarıyla Bahçeli’ye Partimizin tüm kadroları sabırla, kulluk yapmaya devam etsinler. Bahçeli’nin intiharı özveriyle, inanmış bir yürekle “Oyumuzun düştüğünü kim görevlerinin başındadır” diye ve ötesi nereden çıkardı?” diye atıp tutan açıklama yaptı. Güler misiniz, 5 ay önce, 13 yıldır süren Bahçeli, artık HDP’nin bile ağır ağlar mısınız? MHP’liler bu AKP zulmünün bitmesi için şekilde gerisinde kaldı. Kaybettiği sözlere hâlâ kanıyorlarsa, sorun oy veren halkın yüzde altmışı, 1.8 milyon oyun neredeyse tümü yok, uyuşturulmuş penguen gece mutluluktan coşmuştu. ise AKP’ye gitti. Az mı ikaz ettik dansı devam ediyor demektir. AKP büyük depresyona girmiş, bu sütunlardan! Aynı özeleştiri eksikliği Kemal halk sanki koca bir işgalden Kılıçdaroğlu için de geçerliydi. kurtulmuştu. Günler geçtikçe, Demirtaş PKK’yi Kılıçdaroğlu “istifa” ile ilgili soruları bu durum net algılanır hale geldi. aşamadı bir ragbi oyuncusu kıvraklığı ile AKP ülkeye yayılan mutluluk İkazlara kulak asmaya gücü geçiştirdikten sonra, tam tersine havasına karşı, günlük mantık dışı az da olsa, yüzde 0.4 artan ortaçağ çıkartmalarını artık büyük yetmeyen bir diğer isim de “eşbaşkan” Demirtaş oldu. oyların başarı sayılamayacağını oranda bırakmıştı. (!) gündeme getirdi. Ülkenin bu Her birimiz içimizde ne umutlar Onun ortaya koyduğu “Türkiye Partisi” imajının uzaktan bile olsa seçime “olağanüstü şartlarda” yeşertmiştik. Hatta Bahçeli’nin sürebilmesi için, o alçak PKK gittiğini hatırlatarak yaşanan daha ilk gece yaptığı agresif terörüne hak ettiği adıyla hitap terör olaylarına gönderme yaptı. huysuz çıkışını bile “belki ani edebilmesi, onlarla arasına ciddi Bunlar unutularak yapılacak adrenalinidir” diye geçiştirmiştik. bir duvar koyabilmesi lazımdı. değerlendirmenin haksızlık Ama inat ağır bastı. Her teklife olduğunu vurguladı. Halbuki bu hayır diyen, muhalefeti iktidar için Ne gezer? Demirtaş, “silahlar sussun, kardeşlik kazansın” gibi şartları biliyorduk. Mühim olan hayali senaryo bile kuramaz hale ütopik romantik bazı demeçlerle o olağandışı şartları haklıyken getiren Bahçeli, sanki Erdoğan konuyu geçiştirmeye çalıştı. Her lehimize çevirecek açıları, için bir rüya planı uygulamaya gün asker cenazesi kaldırtmaya judo hamlelerini bulabilmekti. girişmişti. Seçim sonrası yeminli, insanlık dışı bir terör Kılıçdaroğlu da aynen daha Saraycığına kapanan Erdoğan, Bahçeli’nin çözümsüzlük duvarını örgütünün oyuncağı oldu. Sonuç: önce Baykal ekibinden O da 1 milyon oy kaybetti, 59 görmeye alıştığımız gibi, en mükemmel reflekslerle milletvekiline düştü. O oyların yüzde yarım puan artıların değerlendirmeyi bildi. Zamanı çoğunluğu AKP’ye giderken, arkasına sığınarak ana konuları sinsice harcayan bir sündürme belki 250.000 civarında ödünç oy süpürdü. Bu hesaba göre politikası, sonunda muradına ortalama 175 yıl sonra CHP, erdi ve böylece Türkiye tarihinde CHP’ye geri geldi. AKP’yi yakalayacağına göre ilk defa “45 günde hükümet CHP dahil, kimsede sorun yok demektir! Israrlı kurulamadığı için yenilenen” özeleştiri yok! vurgulamalarımıza rağmen ne seçimi yaşadı. Uzun lafın kısası, Atatürkçü kesimlere, ne de Demirtaş seçim sonrası hiçbir Bahçeli, tek başına belki bir Gezi’ye doğru açılan CHP, limitli özeleştiri yapamayan siyasiler kuşağın geleceğini yok etti. vizyonuyla sepetini daralttı. kervanına katılarak “ yok aslında Uyduruk mantıklarla yarattığı Bunu ayrı bir yazıda, gündem engeller ve tıkanmalar, Erdoğan’ın birbirimizden farkımız, beni de o elverirse önümüzdeki hafta ele kadar gözünüzde büyütmeyin ” gole çevirdiği bir mükemmel asist alacağız. dedirtmeyi başardı! Halbuki halini aldı. Kendi kadrolarında U er şer’de bir hayır vardır!” Halkımızın bel bağladığı “ilahi gerçek”lerden biri de budur. Ama yine de arada bir neyin “hayır”, neyin “şer” olduğunu karıştırır. AKP’liler ise halkın bu zaafını çok iyi bilirler. En “şer” işleri çevirirken en karanlık başlangıçlara yönelirken bile.. “Hayırlara vesile olsun!” demeyi hiç ihmal etmezler. HHH Saraylı’dan ders almayı da öğrenmeliyiz. Böyle bir öneri elbette nahoş bir şey. Ama onun bir özelliğine dikkat etmeli hatta buna selam da durmalıyız. En şer başlangıçların bile sonunu hayırlıya çevirme inancını ve azmini hiç kaybetmiyor. 1725 Aralık’ta ortaya saçılan ses ve görüntülerden sonra sokağa çıkamaz diyenlere inat meydanlarda yüz binleri toplamayı ve “darbecilere lanet” diye coşturmayı başardı. Pazar günkü seçimde sağladığı sonuçlar bunun son örneği. 7 Haziran seçimlerinde “şer” işlerden bıkan halkımız iktidara yüzde 60’lık “hayırlı” bir tokat atmıştı. Üç gün kendine gelemedi. Ama çabuk toparlanıp harekete geçti. Çünkü “Her şerrin içinde barınan bir (hatta bin) hayır”a inanıyor. Ki maddeci diyalektiğe inanmış iman etmiş gibi davranıyor. Hayırlı sonuca bu kez, çok kestirmeden ulaştı. Bir dönem, Anayasa Referandumu’nda solun Cunta’ya karşı kullandığı “Hayır’da hayır var!” sloganından ilham almış gibi... Bu kez şerre hayıra tebdil etme fırsatını “Hayırcı Bahçeli” marifetiyle elde ediyor. HHH “Şerdeki hayır ile hayırdaki şer” filolojikteolojik bir felsefe tartışması gibi görünse de, özünde, CHPMHPHDP için bir silkinme ve daha etkin bir siyaset yapma formülünü de içeriyor. Bahçeli’nin hayırsız gibi görünen “Hayır”ı... HDP’nin barajı nefesleri tutturmak suretiyle geçmesi... CHP’nin binde 5’lik başarısı aslında çok yönlü hayırlara vesile olacak bir öz taşıyor. HHH 7 Haziran’dakine benzer bir tablo çıksa ve mesela, CHP bu kez “müstekşafi tuzağına” düşmez ve AKP ile koalisyon kurmayı başarsa bile kıytırık sayısal üstünlüğün şantajı ve Saray’ın manevraları ile üstlendiği bakanlıklardaki işleri yüzüne gözüne bulaştıracaktı. “Hırsız var!” diye artık hiçbir zaman bağıramayacaktı... Yüce Divan’a gönderemediği bakanları koruyan siyaset mekanizmasının dişlileri arasında debelenip duracaktı. Bu yüzden de belki bir daha iktidar olma şansını ebediyen kaybedecekti. HHH CHP’nin düşlediği yüzde 10’luk oy sıçramasını AKP yaptı. Bu aslında halkımızın CHP’ye yaptığı bir iyilik... CHP’ye yeniden toparlama, genç, ehil, inançlı kadrolar yetiştirip, yeniden umut olma şansı... CHP için “şer gibi görünen hayırlı bir karar”... HHH Bunda 50 küsur milyon seçmenin “Iti öldürene sürütürler!” düşüncesi rol oynamış olabilir. Seçmen, CHP’nin AKP ile koalisyon kurarak, betonlaşmaya dayalı rantçı kalkınma politikalarının üretken bir planlamaya dönüştürülemeyeceğini gördü... Hele maceracı Suriye ve Ortadoğu politikalarının faturasını günbegün ağırlaştığı da ortada iken... Ve ülkenin her yanına dağılmış 2.5 milyonluk Suriyeli göçmen kitlesiyle başa çıkacak ekonomik, sosyolojik ve diplomatik bir altyapı oluşturmak da görünür bir gelecekte mümkün görünmezken... CHP AKP ile ortak olsa ne olacak? 1970’lerde Erbakan ile koalisyon kuran Ecevit CHP’sinin yaptığı gibi, kaçınılmaz sığınak bir an önce “erken seçim” olacak! HHH MHP ve HDP için de seçim sonucu “şer” gibi görünse de bu “şer” de Türkiye için de bu partileri için de hayırlara vesile potansiyele sahip! Halkımız belki korktu, panikledi, ama sonuçta sağduyunun sesine yöneldi ve herkes için hayırlı bir karar verdi: “Siz bozdunuz, siz yapın bakalım!” dedi. C M Y B