19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Perşembe 29 Ekim 2015 yorum TASARIM: SERPİL ÜNAY 28 enzetmek gibi olmasın, bir köyde eşekler semerciden çok şikâyetçi imiş. Yaptığı semerler yüzünden sırtlarında yaralar açılıyormuş. Sabah akşam dua ediyorlarmış: “Ah şu semerci ölse de kurtulsak!” Semerci bir gün ölmüş. Yerine bir başka semerci gelmiş. Ancak onun yaptığı semerler de sırtlarında yara açmaya başlamış. “Dua edelim, bu da ölsün!” demeye başlamışlar: Ama içlerinden biri şiddetle karşı çıkmış: “Arkadaşlar, bu da ölürse başka semerci gelecek. Biz en iyisi, Allah’a bizi eşeklikten kurtarması için dua edelim!” Fıkra bu elbet. Ama halk arasında kadim bir inanç daha vardır: “Dünya dört şeyin üzerinde durur: Haklıların duası, bilgelerin ilmi, yücelerin adaleti, yiğitlerin cesareti.” Türkiye Cumhuriyeti’nin dünya durdukça duracağına inanıyoruz. Bunun için haklıların da neye, ne için ve ne zaman dua edeceğini iyi bilmesi şart. Ve elbette bu duanın kabul edilmesi için de bilgelerin ilim sahibi olması, yücelerde adalet, yiğitlerde de cesaret bulunması gerekiyor. Cumhuriyetin 92. yılını kutluyoruz. Benzersizliğini kanıtlamak istercesine de bu kutlamayı mekân dedikodusu ile gerçekleştiriyoruz. 12. Cumhurbaşkanımız 3 Kasım’da saltanatının 13. yılına girerken, Kaçak Saray’ının ebadını boyutlarını savunuyor. “Osmanlı dar mekânlardan hoşlanmazdı!” diyor. Böylece Cumhuriyet Bayramımızı, Cumhuriyetçi değil, Osmanlıcı zevklere sahip olduğunu beyan eden bir Cumhurbaşkanı ile kutluyoruz. Başbakan Davutoğlu ise ayrı bir âlemin davulcusu... O da patronuna laf çakmak istercesine: “Yansıttığı görkem ve kibir dolayısıyla Dolmabahçe Sarayı’nı hiç sevmediğini” ilan ediyor. B Sandık başında onları sakın unutmayın er sabah yaptığı gibi babasının yüzünü öpücüklere boğdu. Çocuk dilinin döndüğünce “Allah’a emanet ol. Allah işini gücünü rast getirsin” dedi. Belki o cümleyi böyle düzgün kuramamıştı ama babası Azem Dora anlamıştı ne demek istediğini. Çünkü eşi Kamile her sabah onu böyle uğurluyordu ustabaşı olduğu kebapçıya. Üç buçuk yaşındaki oğlu Tevriz de annesinden duymuştu. Görünürde o sabahın da diğerlerinden bir farkı yoktu... 12 Ekim Pazartesi’ydi. Ankara katliamını protesto gösterisi vardı o gün Adana’da. Göstericilerin olduğu yerden uzaktaydılar, ara sokaktaydı evleri. Annesi kucağında Tevriz’le güvenli olduğunu bildiği avluda komşusuyla sohbet ediyordu. Silah sesini duyunca içeri doğru kaçmaya başladılar. Bir anda kucağındaki oğlunun başından boşalan kanı gördü Kamile Dora. Çığlıkları ortalığı kapladı, komşular yardıma koştu. Tevriz hastaneye kaldırıldı ama kafasına sıkılan kurşun onu üç buçuk yaşında bu dünyadan aldı. Artık babasının evde olduğu günlerde cebinden arabasının anahtarını alıp “hadi baba parka gidek” diyemeyecekti. Televizyonda halay çekenleri gördüğünde kalkıp oynayamayacak, eline aldığı tahta parçasıyla saz çalamayacaktı. “Ne yani anlayamadım” diyor baba Azem, “Ufak çocuklardan ne istiyorlar. Bunu çözemedim.” Dora ailesinin en küçüğüydü Tevriz. 14 ve 11 yaşında iki ablası, 6 yaşında bir abisi vardı. “Küçük ablası okula gitmek istemiyor artık, tiksindi. Tevriz gelsin gideyim” diyor baba Azem, “Tevriz’i vurduktan sonra polisler ara sokaklara dalarak ’dışarı çıkın sizi de vuracağız’ diye bağırmış. Bizim yaralımız daha hastaneye varmadan 300400 polis yığılmıştı hastanenin önüne. Kim duyacaksa duysun artık, bir an evvel bunu yapanı bulsunlar ve cezalandırsınlar” diye isyan ediyor. Ailenin avukatı Yasemin Dora Şeker, aynı zamanda akrabaları. “Tevriz amcamın torunu” diyor Yasemin Dora, ailenin şikâyeti üzerine savcılık tam dört gün sonra gelmiş ve olay yeri incelemesi yapılmış. Savcılıktan MOBESE kamera kayıtlarının görüntülerinin ve o gün görevli polislerin listesinin alınmasını istemişler. Ancak daha ilk gün gizlilik kararı getirildiği için dosyada ne olduğunu bilmiyorlar. Son zamanlarda neredeyse her olayda olduğu gibi.. Her şeye rağmen sonuna kadar peşini bırakmamakta kararlı Dora ailesi, tıpkı 24 Temmuz’dan bugüne öldürülen 100’den fazla sivilin ailesi gibi. Diyarbakır Sur’da öldürülen 12 yaşındaki Helin Şen’in ailesi, 14 yaşındaki oğlu Bünyamin İrci’nin şakağından, kalbinden ve teslim olduğunu göstermek için kaldırdığı ellerinden vurularak öldürüldüğünü internetten öğrenen baba Tarık İrci, kızı Cemile’nin (Cizir) cesedini derin dondurucuda saklayan annesi Emine Çağırga, 19 yaşındaki oğlu kollarında can çekişerek ölen Sait Çağdavul gibi.. İHD Diyarbakır Şube Başkanı Raci Bilici’den bu cinayetlerin hiçbirinde bugüne dek olay yeri incelemesi yapılmadığını, delillerin toplanmadığını öğreniyoruz. Ailelerin şikâyette bulunmaya başladıklarını söylüyor Bilici. Buna rağmen cenaze törenlerine katılan insanlara ise peş peşe soruşturma açılıyor. Üç gün sonra sandık başı göreviniz var. Birincisi, sakın gitmeyi unutmayın. İkincisi de, bir kişinin diktatörlük özlemi için öldürülen çocuğundan kadınına, yaşlısına tüm sivilleri; bütün özlemleri bir özgürlük türküsü tutturmak olan gençleri; Saray’daki sultanın mutlak iktidarı için kör kurşunlara, bombalara sürülen gencecik askerleri, polisleri; “Artık şehitler gelmesin, barış gelsin” diyen ailelerini asla aklınızdan çıkarmayın. İşte 1 Kasım seçimleri bu kan ve gözyaşı üzerinden kurgulandı. 1 Kasım Pazar günü sandığa giderken bütün bunları sakın unutmayın! 29 EKİM 2015 SAYI: 32894 Sana dar gelmeyecek makberi kim kazsın? Hem de kim aracılığı ile? Gazetedeki köşesinde “Kasımpaşalı hallerini ve kullandığı dili çok avam bulduğu için Erdoğan’dan utandığını” yazan Nagehan Alçı adlı hanım yazara (11 Mart 2009 Akşam) HHH Bu iktidarın mekânlarla derdi var. Cumhuriyetin kurulduğu Çankaya Köşkü terk edildi. Davutoğlu’nun hiç sevmedim dediği Dolmabahçe Sarayı’nı ise tam aksine Tayyip Bey çok sevmişti. Ve Genelkurmay Başkanı Büyükanıt ile “sırrı mezara gidecek” esrarengiz anlaşmalar yapmıştı. Yetmemiş... Ülkenin seçmece akıllılarını orada toplamış ve teröre orada çareler aramıştı. Yetmemiş... Oradaki makam odası penceresinden vapurdan inen kadın vatandaşların etek boyları ile ilgili gözlemler yapmıştı. O da yetmemiş... Ulusal terör örgütümüzün silahsız kanadı sayılan ve hedefini Türkiye partisi olmak diye açıklayan siyasi partimiz ile bu sarayda görüşmeler yapmış ve önemli bir protokol imzalamıştı. HHH [email protected] H Ama hepsi fos çıktı... Eteklerin boyu ve terörün [email protected] yutları değişmedi. “Dolmabahçe’yi sevmiyorum!” dewww.ahmettan.com mekte Davutoğlumuz elbette çok haklı. Kendisine Dolmabahçe’den daha görkemlisini (!) yaptıran Tayyip Beyimiz ise daha da haklı. Çünkü Dolmabahçe uğursuz bir saray. Hayır. Atatürk haftalarca orada hasta yattığı ve son nefesini orada verdiği için değil. (Laf aramızda, bizimkiler için bu anlamda uğurlu bile sayılabilir!) Dolmabahçe Sarayı’nın uğursuzluğu çok daha Stratejik Derinlikli! “3 Mart 1924 günü – Son Halife Abdülmecit Efendi’ye görevinin sona erdiği burada tebliğ edildi. Öğleden sonra da aynı gün Sirkeci Tren Istasyonu’ndan çoluk çocuğu ile yurtdışına sürgün edildi!” Dolmabahçe Sarayı’nın kütüphanesinde Halife Abdülmecit’e bu tebligatı kim yaptı dersiniz? Istanbul Valisi ile Ankara’dan gelen TBMM heyeti. HHH Bu büyük günün, 4 ay 4 gün sonra Hilafet’in kaldırılmasının da yıldönümü. 13 yıldan beri iktidar bunu kutlamaya hiç yanaşmadı. Çünkü Asrın Liderimizin gözü o makamın yineden ihdasında! Yine de biz milletçe dua edelim. Hesap versin ve dar mekânlara kavuşmak daha sonra nasip olsun! KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK Ahmet bana kız bul! avutoğlu, Urfa’da konuştu, “Şimdi işiniz, maaşınız var, aşınız var. Ne kaldı? Eş kaldı eş. Biz bu toprakların insanlarının bereketlenmesini istiyoruz... Eş lazım dediğinizde önce annenize, babanıza gideceksiniz; inşallah onlar size hayırlı bir eş bulacak. Bulamazsa bize başvuracaksınız” dedi. İyi, güzel ama birçok bilinmez henüz karanlık; lütfen bizi aydınlatır mısınız? A. Kızlar da “Bana erkek bul” diyebilecekler mi? B. “Eş bul” ne demek? Kız, yaşlıların bulup çoluk çocuğa aktaracakları bir nesne midir? Kaça, nerde bulunur? Ya erkek? C. “Kız” dediğin “truffle” (= domalak) gibi, ağaçların köklerinde biten ve güç bulunan bir mantar türü müdür aslında? (Bulunması için köpek ya da Vietnam domuzu kullanılır.) D. Hayırlı eşle yapacağımız anlaşma burada mı yoksa Paris, Londra veya Oslo’da mı imzalanacak? Bu mutabakat metni, taraflar arasında arabuluculuk yapan hakem tarafından imza altına alınacak ve aslı, onun özel arşivinde mi saklanacak? E. Eş bulmadığımızda bize yardım edeceksiniz ama evlenmek için şahit de bulamazsak bize köşe yazarı ya da müteahhit olmazsa kayyum yandaşlardan tanınmış şahitler sağlayabilir misiniz? Zamanla şahidin yalancı şahit olduğu anlaşıldığında evliliğimiz geçersiz mi sayılacak? F. Benim adım Ahmet... Ona “Kızım seni Ahmet’e vereyim mi?” dediğinizde o aniden şarkı söylemeye başlar ve “Onun adı Ahmet. Okutmaz sana rahmet. Olur size zahmet. İstemem babacım, istemem!” derse ne yaparız? G. Damat ve gelin adaylarının başvuruları internetten kimlik ve anamızın kızlık soyadı sorularak filan mı yapılacak yoksa şahsen mi? Bir damat adayına kaç kız göstereceksiniz? Tek bir tane mi? Eğer böyleyse damatlar arasında becayiş yani eş değiştirme olabilecek mi? Kızlar arasında da koca becayişi? H. “Devlet Çöpçatan Kurumu” mu açacaksınız? Adayları sınavla mı yoksa akil adamlardan oluşan bir yetenek jürisiyle mi seçeceksiniz? Nereden kartvizit getirenlere öncelik sağlanacak? Değiştirme kartı verecek misiniz? Kaç zaman içinde iade edebileceğiz? İade edilenlerden ikinci el pazarı oluşacak mı? I. Kılıçdaroğlu’nun bir sonraki basın toplantısında bu kolaylığı emeklilere de sağlayacağını açıkladığında herhalde çok şaşıracaksınız. J. Son bir soru: Gençlerimizi, eşlerini kendileri bulacak kadar karşı cinsi tanıyan, kendine güvenen insanlar olarak yetiştirmeyi hiç düşündünüz mü? Bu ülkede aşka, sevmeye, sevişmeye yer yok mudur? D ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI [email protected] HARBİ SEMİH POROY İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına Orhan Erİnç Akın Atalay İcra Kurulu Başkanı Genel Yayın Yönetmeni Faaliyet var, düzenleme yok! ugün Cumhuriyet Bayramı… Bir ülkenin doğumunu kutladığımız çok önemli bir gün... Geleceğe umutla baktığımız; daha demokratik, daha özgür günleri görme dileğiyle Cumhuriyet Bayramı hepimize kutlu olsun.   Ticari ve iktisadi hayat çok hızlı bir gelişim ve değişim gösteriyor. Vergi mevzuatı da bu düzenlemeleri kavramaya çalışıyor. Gelir İdaresi, yeni ticari ve iktisadi gelişmeleri vergilendirmek için düzenlemeler yapmaya çalışıyor. Ancak, Gelir İdaresi belki de her zaman hızlı davranamıyor. Belki de koca bir yılın seçimlere feda edilmesi bürokrasiyi yavaşlattı. Gelir İdaresi’nin düzenleme veya açıklama yapmakta geciktiği bir konuyu paylaşayım sizlerle. Ülkemizde “gayrimenkul yatırım fonları” kurulmaya başlandı. Ancak, bu fonlardan elde edilecek gelirlerin ne şekilde vergilendirileceği konusu büyük bir bilinmez. 6362 sayılı yeni Sermaye Piyasası Kanunu ile ülkemizde gayrimenkul yatırım fonları ilk defa hukuki altyapıya kavuşturuldu. Can Dündar Genel Yayın Yönetmen Yardımcısı Tahir Özyurtseven Haber Koordinatörleri Murat Sabuncu Ayşe Yıldırım Başlangıç Yazıişleri Müdürleri Bülent Özdoğan Baydu Can Sorumlu Müdür Abbas Yalçın Görsel Yönetmen Hakan Akarsu l Haber l Ekonomi: B Reklam Tanıtım ve Halkla İlişkiler Genel Koordinatörü Ayşe Cemal Reklam Genel Müdürü Özlem Ayden Şalt Reklam Genel Müd. Yrd. Nazende Körükçü Reklam Grup Koordinatörü Hakan Çankaya Rezervasyon Yönetmeni Onur Tunalı Merkezi Müdürü: Aykut Küçükkaya l Dış Haberler: Pınar Ersoy Olcay Büyüktaş l Kültür Sanat: Evrim Altuğ l Spor: Arif Kızılyalın l Gece: Ayça Bilgin Demir l Yurt Haberler: Selin Görgüner l Fotoğraf: Uğur Demir l Düzeltme: Mustafa Çolak Web Koordinatörü: Oğuz Güven [email protected] Ankara Temsilcisi: Erdem Gül Ahmet Rasim İzmir Temsilcisi: Serdar Kızık Halit Ziya Sok. No: 14 Çankaya 06550 Ankara Bulvarı 1352 S. 2/3 İzmir Tel: (0232) 441 12 20 Tel: (0312) 442 30 50 Okur Temsilcisi: Güray Öz [email protected] Yayın Kurulu: Orhan Erinç (Başkan), Güray Öz (Bşk. Yrd.), Can Dündar, Ali Sirmen, Hikmet Çetinkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Mustafa Balbay, Hakan Kara. Mali İşler Müdürü: Bülent Yener l Muhasebe Müdürü: Günseli Özaltay l Satış Dağıtım: Tunca Çinkaya Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: [email protected] Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: [email protected] Yaygın süreli yayın Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul Dağıtım: Doğan Dağıtım Satış Pazarlama Matbaacılık Ödeme Aracılık ve Tahsilat Sistemleri AŞ Esenyurt/İstanbul Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. Yatırım fonları 1 Temmuz 2014 tarihinde yürürlüğe giren Gayrimenkul Yatırım Fonlarına İlişkin Esaslar Tebliği ile de bu fonların kurulmasına, faaliyetlerine, nitelikli yatırımcılara satışına ilişkin esaslar ayrıntılı olarak düzenlenmişti.Yurtdışında sıklıkla görülen ve daha çok kurumsal yerli ve küresel yatırımcılara yönelik kurulan bu tür fonlar, gayrimenkullerin menkul kıymetleştirilmesine imkân sağlayan, büyük ölçekli gayrimenkullere likidite kazandıran, yatırımcıları ve gayrimenkul sahiplerini buluşturan sermaye piyasası kurumları. Fonlar kurulmaya başlandı, yakında işlem yapmaya başlayacaklar. Bu fonlar ile ekonomik büyümemizin lokomotifi olan gayrimenkul sektöründeki büyümenin kalıcı hale getirilmesi amaçlanıyor. Bunu başarabilmek için de yurtdışı yatırımcıların bu fonlara yatırım yapması gerekiyor. Bunun için de yatırım yapacak kişilerin vergilendirilmesi konusunun netleştirilmesi gerekiyor. Şu an için böyle bir netlik yok. Netleştirmek için yapılan herhangi bir çalışma da yok.Gelir Vergisi Kanunu’nun geçici 67. maddesi, yatırım fonlarının vergilendirilmesinde çeşitli avantajlar sağlamaktadır. Ancak, bu maddenin gayrimenkul yatırım fonları açısından geçerli olup olmadığı belirsiz. Bu çerçevede; gayrimenkul yatırım fonlarından elde edilecek gelirlerin (kâr paylarının ve satış kazançlarının) vergilendirilmesi hususunun, gelir elde edenlerin hukuki niteliklerini göz önünde bulundurmak suretiyle netleştirilmesine acilen ihtiyaç var. Bu ihtiyaç giderilmezse, yatırımcılar için sonradan vergi sürprizleri oluşabilir. Bu fonlardan beklenen amaç gerçekleşmeyebilir. Enerji Bakanı Ali Rıza Alaboyun’un, Türkiye’de üçüncü nükleer santralın Kırklareli’nin biyolojik çeşitliliğiyle tüm dünyanın ilgisini çeken İğneada beldesine yapılmasının planlandığını açıklaması doğa savunucularını ayağa kaldırırken biz doğa severleri de oldukça üzdü. Doğa savunucuları, İğneada Longoz Ormanları’nda yapılması planlanan nükleerin; toprak yollara, heybetli ağaçlara, kuş seslerine, yer yer su birikintilerine ve yeşil çayırlara zarar vereceğini bildiriyor. Nükleer santralla sadece buradaki canlı yaşamının değil, İstanbul’un da büyük bir risk altına gireceği her aşamada dile getiriliyor. Türkiye’de bulunan 453 kuş çeşitliliğinden 258’ini, 670 çeşit bitkiyi, 668 çeşit özel yabani hayvan türünü, 61 tür memeliyi, 28 tür tatlı su balığını, 311 tür böceği, 25 tür sürüngeni içerisinde barındıran longoz ormanları, Türkiye’nin çok kıymetli alanlarından bir tanesidir. Yakmak için odun dahi alınmayan, milli park statüsüne sahip longoz ormanlarını yok etmek yerine, yenilenebilir enerji kaynaklarını tercih ederek daha yaşanabilir bir dünyayı her zaman desteklememiz gerekiyor! Netlik yok! İğneada’da nükleer santral! SOSYAL GÜVENLİK Takım Sözleşmesi’nde neler önemli? de takımı temsil eden takım kılavuzu ile sözleşme yapması ve ayrıca her bir işçinin de bu sözleşmeyi ayrı ayrı imzalayarak işin yürütülme şartlarının belirlenmesine olanak sağlanmaktadır. Takım Sözleşmesi’nin mutlaka yazılı yapılması gerekmektedir. Ayrıca Takım Sözleşmesi’nde her işçinin kimliği ve alacağı ücretin de mutlaka ayrı ayrı gösterilmesi gereklidir. Özellikle takım kılavuzunda işçiler, hak ettikleri ücret ve diğer hak edişlerini takım kılavuzundan değil, işverenden talep ederler. İstanbul Ankara İzmir İmsak 04.57 05.41 05.03 NAMAZ VAKİTLERİ Güneş Öğle İkindi 06.24 11.55 14.44 07.07 12.39 15.31 06.27 12.02 14.56 Akşam 17.14 18.00 17.25 Yatsı 18.34 19.19 18.42 Bazen, bir işçinin tek başına değil de bir grup olarak belli bir işi yapması gerekliliği ortaya çıkabilmektedir. İşte, bu tür durumlar için İş Kanunumuzda Takım Sözleşmesi düzenlenmiştir. Birden çok işçinin meydana getirdiği bir takımı temsilen bu işçilerden birinin, takım kılavuzu sıfatıyla işverenle yaptığı sözleşmeye Takım Sözleşmesi denilmektedir. Takım Sözleşmesi’nde, bir işverenin her bir işçi ile ayrı ayrı sözleşme yapması yerine, bir işin yapılması için takımdaki tüm işçileri kapsayacak şekil C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle