14 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 27 ŞUBAT 2013 ÇARŞAMBA 10 EKONOMİ ekonomi@cumhuriyet.com.tr İhalesi iptal edilen köprü ve otoyolların halka arz yoluyla satılması için çalışma başlatıldı İlla ki özelleştirilecek! Ekonomi Servisi Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, ihalesi iptal edilen köprü ve otoyollar için halka arz çalışması başlattıklarını açıkladı. Şimşek, Başkentgaz ihalesine ilişkin bir soruyu cevaplarken de Özelleştirme Yüksek Kurulu’nun (ÖYK) henüz iptal yönünde bir kararı olmadığını belirtti. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, şubat ayı başında yaptığı açıklamada, tekliflerin düşük bulunması nedeniyle bazı ihalelerin iptal edilebileceğini belirtmiş, 5.72 milyar dolar teklif alınan köprü ve otoyolların yanı sıra Başkentgaz ihalesini de örnek olarak göstermişti. u Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in açıklamalarına göre, masaya yatırılan bütün seçenekler arasında halka arz yoluyla özelleştirme formülü ağır basıyor. Bunun için Özelleştirme İdaresi’nin öncelikle köprü ve otoyolları şirketleştirmesi gerekiyor. Gelir İdaresi Başkanlığı’nca düzenlenen “Kayıtlı Ekonomiye Geçişte Sivil Toplum Kuruluşları ile Buluşma” toplantısında basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Şimşek, özetle şunları söyledi: l Köprü ve otoyolların özelleştirilmesinde şu anda ön planda olan seçenek halka açılma. Bu yönde çalışmalara başladık. Bütün seçenekler masaya yatırılacak. Özelleştirme İdaresi bunların şirketleşme sürecine bakacak. Sonra bu şirketin halka arzı gündeme gelecek. l ÖYK’nin henüz Başkentgaz ihalesinin iptaline yönelik bir kararı yok. Değerlendirme yapıldıktan sonra karar verilecek. l Özelleştirme ihalesinin iptalinin bütçeye herhangi bir olumsuz yansıması olmayacak. Bu yıl bütçede son derece mütevazı bir özelleştirme geliri koymuştuk. 4 milyar liralık öngörümüz vardı, ancak şimdiden 5.2 milyar lira ile hedefi aştık. Bundan sonraki özelleştirme uygulamalarının bütçeye etkisi ilave katkı şeklinde olacak. l Türkiye’de milli gelirinin yüzde 27.2’si kayıt dışı. Avrupa’da ise bu oran ortalama yüzde 19.2 civarında. Eğer Türkiye’deki kayıt dışılığı Avrupa ortalamasına çekebilirsek, vergi oranlarında herhangi bir oynamaya gitmeden bütçeye 58 milyar lira ek gelir sağlarız. Ucuz Dövizle Yıkım, Doludizgin… Dolar, geçen yıl bu zamanlar 1.85 TL dolayındaydı, bugünlerde 1.80 TL’nin altında. 2012’nin ortalaması 1.80 TL oldu kabaca. Bu, 2011’e göre yüzde 7 dolayında artış demekti. On iki aylık ortalama enflasyonun yüzde 9 olduğunu anımsarsak, 2012’de de değerlendi TL. Geçmiş yıllara rahmet okutan bu sonuçta da düşük büyümeye rağmen yaşanan dış kaynak akışı etkili oldu. 2012’de 50 milyar dolara yaklaşan cari açığın 20 milyar dolar üstünde gerçekleşen dış sermaye girişi, doların daha fazla yükselişini de önlemiş oldu. Çoğu devlet kâğıtlarına gelen ve “borç yaratan sermaye” girişi olarak adlandırdığımız dış kaynak girişi, cari açığı finanse ettiği gibi rezervleri de 20 milyar dolar dolayında artırdı. Döviz bu yolla bollaşınca fiyatı da pek fazla artmamış oldu. EKONOMİ BAKANI ÇAĞLAYAN ‘Özilhan 2 milyar dolarlık anlaşma yapacaktı’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, iki günlük bir ziyaret için Türkiye’ye gelen Almanya Federal Cumhuriyeti Şansölyeswi Angela Merkel’in de katıldığı “II. TürkAlman CEO Forumu”nun ardından yaptığı açıklamada, toplantıda 5 işadamının enerji, finans ve ulaşımda işbirliğine ilişkin önemli konuları masaya yatırdığını belirtti. Çağlayan, bir anlaşma olup olmadığı konusundaki bir soru üzerine de “Tuncay Özilhan’ın firmasının bir Alman firması ile yaklaşık 2 milyar dolarlık bir anlaşması söz konusuydu. Ama toplantının akışından dolayı herhalde yetişmedi. Enerji ile ilgili bir işbirliği yapacaklardı” dedi. Volkswagen’in Türkiye’de yatırım yapması konusunda girişimlerini sürdüren Çağlayan, “Türkiye ortada, pazar ortada, bizim otomotiv sektörüne vermiş olduğumuz yeni açılım da ortada. Herhalde Volkswagen de bunu ıskalamaz diye düşünüyorum” dedi. Sivil toplum kuruluşlarından hükümetlere çağrı: KHK’Yİ PROTESTO EDECEKLER Büro emekçisi tüm yurtta iş bırakıyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Büro emekçileri bugün 1 günlük iş bırakma eylemi yapacak. KESK’e bağlı Büro Emekçileri Sendikası (BES) Genel Başkanı Ahmet Kesik, “Kamuda ücret adaletsizliğini derinleştiren 666 sayılı KHK’ye karşı eşit işe eşit ücret, ek ödemelerin emekli aylığına dahil edilmesi, performans ve rotasyon uygulamalarına son verilmesi talebimizi bir kez daha haykıracağız” dedi. Türkiye KamuSen’e bağlı Türk BüroSen Genel Başkanı Fahrettin Yokuş da adliyeler, vergi daireleri, nüfus ve vatandaşlık işleri dahil olmak üzere hizmet kollarına bağlı 43 kamu kurumunda hizmet verilmeyeceğini belirtti. Türk BüroSen, saat 10.30’da Kızılay Güven Park’ta toplanarak Maliye Bakanlığı’na yürüyecek. “Ucuz döviz” politikası, AKP’nin 10 yıllık ekonomi siyasetinin sacayaklarından en önemlisi. Politikanın ana dayanaklarından biri, dış sermayeyi ürkütmemek ve akışını daim kılmak. Bunun için dışarıya nasıl gerçek dışı sunumlar yapılıyor, bilemezsiniz(*). Türkiye’de büyüme, ancak dış kaynak girişi ile mümkün oluyor. Dış yatırımcı da kur şoku gibi sürprizleri hiç sevmez. Böyle “kazalar”, anında çekip gitmesine neden olur. 2008 ve 2009’da bunu yaşadık. Yabancı yatırımcının kaçıp gitmesini önlemenin yolu, ona başka bir yerde elde edeceğinden daha cazip faizler sunmak, ayrıca kazancını transfer etmek ve/veya el sallayarak gitmek istediğinde, onu “kur farkı”ndan kayba uğramayacağına inandırmak, o güveni vermektir. Döviz kurunun düşük seyri ve kur şoklarının yaşanmaması, dış borcu 350 milyar doları aşan kredi borçlusu kuruluşlar için hayati önem taşır. Hele ki bu borcun üçte ikisini özel sektör, yani bankalar, firmalar kullanmış ise… Döviz kurunda zıplamalar, borçluların en korktuğu şeylerdir. Kur şokları ile, döviz borçlarının TL karşılığı birdenbire patlayan ve bu patlamanın altında kalan nice banka, nice firma yatıyor şirket mezarlıklarında… Dövizle borçlanan ve ekonomiye hükmeden kesim, içeride üretim adına ne yapıyorsa, bunun girdilerinin neredeyse üçte ikisini ithalatla temin ediyor. Döviz ucuz seyrettiği için, eskiden yurtiçinde üretilen birçok şey, daha ucuza geliyor diye, dışarıdan alınır durumda. Kurun, kontrolden çıkıp bir anda zıpladığını ve gevşemediğini düşünün, ne olur? Bir anda bütün ithal girdi fiyatları yükselir ve maliyetler artar. Bunu fiyata yansıtan, dışarı satmakta zorlanır, içeride de anında fiyat yükseltmek zorunda kalır. Bu da kur şokundan kaynaklanan bir yüksek enflasyon demek. Ucuz dövizi, bir tür ekonominin morfini haline getiren AKP rejimi, bütün bu kesimleri de kendisine biat ettirmiş durumda. Bu morfinmanlık, tutsaklık nedeniyle, rejim, dış kaynak girişine her geçen yıl biraz daha bağımlı ve onun aksamaması için, ne gerekiyorsa yapıyor; faizse faiz, mevzuat ise mevzuat… Ancak bu bağımlılığın Türkiye ekonomisine yaptığı tahribat doludizgin sürüyor. Ucuz döviz üretimi, özellikle sanayi üretimini, tarımı, hatta hizmet üretimini bile olumsuz etkiliyor, ucuz ithalatla temin edilen ürün karşısında yerli ürün tutunamıyor, o ürünü üretenler çalışanlarına yol vermek zorunda kalıyor. Üretim yerine ithalat istihdam yaratmıyor, işsizliğe tüy dikiyor. Türkiye’nin ihraç ürünleri bile yüzde 6070’leri bulan ithal girdilerle üretildiği için, ihracatın gerçekte rekabet gücü kalmıyor. İhracatçı bile, ucuz dövizle hammadde, ara malı sağladığı için, ithalatçı davranışı gösteriyor. Bu, topyekun bir bağımlılık hali ve tedavisi, öyle kozmetik filan değil, radikal dönüşümler gerektiriyor. (*) Bunlara son örnek için A. Babacan’ın, 1 Şubat’ta New York’ta yaptığı sunuma hazine. gov.tr’den bakmanızı hararetle tavsiye ederim. Çocuk işçiliğini önleyin Ekonomi Servisi İnsan hakları örgütleri, hükümetlere, çocuk işçiliğinin engellenmesi için Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) tarafından hazırlanan sözleşmeyi imzalamaları çağrısında bulundu. 10 örgüt tarafından ortaklaşa yapılan açıklamada, dünyada 15 milyondan fazla çocuk işçinin bulunduğu ve çocukların son derece güç şartlar altında çalışmak zorunda bırakıldığı belirtildi. Birleşmiş Milletler’e bağlı olan ve 183 üyesi bulunan ILO’nun 2011 yılında kabul edilen sözleşmesini şimdiye kadar sadece İtalya, Uruguay, Mauritius ve Filipinler imzaladı. 48 ülke ise sözleşmeyi imzalayacağını açıkladı. Çocuk işçiliğinin engellenmesini öngören sözleşme, çalıştırılacak işçiler için yaş sınırlaması getiriyor ve çalışma saatlerini düzenliyor. Kimlere yarıyor? Bankalar ‘vicdan’ yaptı Bali, yazışmaların İş Bankası kaynaklı olmadığını belirterek teşvik edici karar beklerken Açıkalın da vicdan ve adalete uygun bir sonuç beklediklerini söyledi Ekonomi Servisi Türkiye’de faaliyet gösteren 12 banka hakkında Rekabet Kurulu tarafından yürütülen soruşturmada bankaların savunması dün tamamlandı. Savunmalarının ikinci gününde, Garanti, Yapı Kredi, İş, Vakıflar, Ziraat ve Halk Bankası temsilcileri dinlendi. Mevduat, kredi ve kredi kartı hizmetlerinde rekabeti sınırlayıcı eylemlerde bulundukları iddialarıyla soruşturmaya uğrayan bankalar, suçlamaları kabul etmezken eğer bir ceza verilecekse onun da itibarı zedeleyici boyutta olmaması gerektiğine vurgu yaptı. İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali, Rekabet Kurulu’nun (RK) bankalar aleyhine yürüttüğü soruşturma dosyasında, İş Bankası kaynaklı herhangi bir yazışmaya yer verilmediğini, yazışmalardaki “piyasa yapıcı banka” tanımlamasının İş Bankası’na atfedildiğini söyledi. Bali, RK raporunda, “her ne kadar İş Bankası, uzlaşma konusunda fiili faize ilişkin davranışını değiştirmemiş olsa da bu uzlaşmaya katıldığı sonucuna varılabilecektir” ifadesinin yer aldığını; bu ifadenin hem bankanın faizleri değiştirmediğinin göstergesi olduğunu söyledi. Bali, verilecek kararın bankacılık sektörü için teşvik edici olmasını ümit ettiğini söyledi. Sermayelerinin en önemli kısmının itibarları olduğunu söyleyen Yapı Kredi Bankası Genel Müdürü Faik Açıkalın, “Kaybedilince itibar sermayesini yerine koymak zaman alıyor, tabii tamamen telafisi imkânsız değilse. Sonucun sadece hukuka değil, vicdan ve adalete uygun bir sonuç olmasını rica ediyorum; çünkü çıkacak sonucun itibar tarafında onarılamayacak hasarları olabilir” diye konuştu. Kamu bankalarını savunan Avukat Mehmet Haluk Arı, kamu bankalarının tek bir ekonomik bütünlük oluşturduklarını ifade ederken, Garanti Bankası Genel Müdür Yardımcısı Aydın Düren de rekabet politikalarının, RK’nin yönlendirmeleri ve BDDK’nin de katkılarıyla belirlenmesini istedi. Yaşlılar daha mutsuz Adnan Bali Ekonomi Servisi Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, Türkiye’de 2011’de, mutlu olduğunu beyan edenler yüzde 62.1 iken bu oran geçen yıl yüzde 61’e düştü. Kadınların erkeklerden, evlilerin bekârlardan ve gençlerin yaşlılardan daha mutlu olduğu sonuçlara göre, kadınlarda mutluluk oranı, 2011’de yüzde 64.6 iken 2012’de bu oran yüzde 62.8’e düştü. Erkeklerde mutluluk oranı 2011’de yüzde 59.5 olurken geçen yıl yüzde 59 oldu. Yaş gruplarına göre değişen mutluluk oranı, 1824 yaş grubunda 2012’de yüzde 64.6 iken, 65 ve daha yukarı yaştaki bireylerde bu oran yüzde 60.3 oldu. Sağlıkta genel memnuniyet azaldı. Ucuz ürün tüketimine eğilim arttı. Yıkım büyük “Gücünü sokaktaki kalabalıklardan ve internet kampanyasından aldı. Bir kere bile İtalya’da televizyona röportaj vermedi. Konuşmuyor Grillo, bağırıyor ve deyim yerindeyse verip veriştiriyor. İtalyan siyaset sistemine savaş ilan ettiğini söyleyen, alışılmışın dışında bir siyasetçi. Toplantılarına İtalyan gazetecileri kabul etmedi, sadece yabancı gazetecilerle konuşuyor. İtalyan gazetecileri ‘sistemin uşakları’ olarak görüyor. Grillo, durgunluk ve yolsuzluğa gösterilen öfkeyi temsil ediyor. Avrupa’daki liderlerin, Grillo’ya baktıklarında endişelenmeleri için çok nedenleri olacak.” BBC, İtalya’daki yerel seçimlerin sürprizi Cenovalı komedyen Beppe Grillo’yu işte böyle tanımlıyor. Daha 4 yıl önce adı sanı bile olmayan, şimdi ise ülkenin en popüler sıra dışı oluşumu haline gelen Beş Yıldız Hareketi ve onun ilginç lideri büyük siyasi partilerden ümidini kesen İtalyanların desteğini almayı nasıl başardı? Yanıt aslında çok basit: Günümüz iletişiminin en güçlü kanalı olan interneti ve sosyal ağları arkasına alarak. 70’li yıllardan beri tiyatro ve televizyonlarda başarılı komedyenliği ile tanındı Grillo, özellikle de bir döneme damgasını vuran Sanremo Müzik Festivali’ndeki sunuculuğu ile. Monologları ile yeri geldiğinde siyasi ve iktisadi güçleri hiç sakınmadan eleştiren, ölümden ve cinsellikten cesurca konuşan Grillo bu tavrı yüzünden televizyon kanalları kendisine sansür uygulayınca başka yollar denedi. Bir yandan meydanlara çıkarak konuştu bir yandan da kendine dijital bir blog oluşturdu. 2009 yılında dünyanın en çok okunan ve etki yaratan bloglarının yer aldığı Web Celeb listesinde beşinci sırada yer alan Beppe Grillo halen İtalya’nın en çok okunan blogu durumunda. İlk siyasi mesajlarını bu blogdan yayımlamaya başladı; yakınındaki en önemli isim ise sürekli fikir alışverişi yaptığı iletişim ustası Gianroberto Casaleggio oldu. Casaleggio’nun modern data tekniklerini büyük ustalıkla kullanması Grillo’nun kendine has üslubu ve hitabet hâkimiyeti ile buluşunca büyük kitleleri arkasına toplamayı başardı. İlk atağını kamu harcamalarını hedef alan söylemleri ile yaptı. 5* Hareketi’nin beş yıldızı ise “temiz suya herkesin erişimi, toplu taşıma, kalkınma, dijital ağlara herkesin erişimi ve çevre..” Hiçbir zaman sağ veya sol bir hareket olarak kendini sunmayan Beppe Grillo kapısının tüm bu konuları kabul eden kişilere açık olduğunu belirtiyor ve “Kimsenin hayatı değersiz değildir. Her gün iki insanın iş bulamadıkları ve borç içinde yüzdükleri için binaların tepelerinden atlayıp canına kıyması kabul edilemez. Bir dayanışma mekanizması geliştirmek durumundayız” diyor. 5*’ın en önemli özelliği şeffaf siyaset. Adaylar harekete üye olan yurttaşlar tarafından ağ üzerinden seçildi. Adaylar özgeçmişlerini herkese sunmak zorunda ve adli geçmişleri Grillo’nun 5* Hareketi ve Yeni Bir Siyaset Biçimi temiz olmalı. Ayrıca seçilen adayların altı ayda bir, ağ üzerinden seçmenlerin desteğini yenileyip yenilemediğini sorarak cevabın olumsuz olması halinde görevlerini bırakacakları bir şeffaf siyaset kültürü yarattı. 2009 yerel seçimlerinde 11 belediye meclisi üyesi seçimi kazandı. İngilizlerin ünlü thinktank kuruluşu Demos’un son araştırmasına göre Grillo’ya oy verenler İtalya’nın ortalamasının üstünde eğitime sahip olanlar, çoğunlukla erkekler, işsizler ve umutsuzlar. İlginç bir karma değil mi? “Yurttaşlık bilinci üzerine eğitim yatırımı yapılması, yenilenebilir enerji yatırımlarının artırılması, bilgi akışının bilhassa devlet tarafından ücretsiz ve şeffaf olarak yapılması, sürdürülebilir toplu taşıma tercihlerinin yapılması, sağlık ve eğitim harcamalarının kurallara oturtulması ve devlete verilmesi...” Ana hatlarıyla 5* Hareketi’nin programı böyle. Ancak madalyonun bir de öteki yüzü var. Grillo eski aşırı sağ militanlarını kabul etmekle, programında göçmenlik yasasına yer vermemekle, İtalya’da doğan göçmen çocuklarının İtalyan yurttaşlığına geçmesi ile alakalı yasanın ülkenin ilk ihtiyacı olmadığını söylemesiyle ve küfürlü ve cinsiyetçi söylemleriyle suçlanıyor. (Kaynak: Bianet/ Murat Çınar) 5* Hareketi İtalya’nın kronik hastalığına çözüm olabilecek mi? Yoksa hızlı parlayıp çabuk sönen bir yıldız mı olacak? Bunun yanıtını önce önümüzdeki yıl yapılacak olan parlamento seçimleri gösterecek ve tabii Grillo’nun kendisi... Ancak Grillo’nun kazandığı zafer, eski tarz siyasetin sonunun gelebileceğini gösteriyor. Tüm bu gelişmeleri diğer ülkelerdeki siyasi liderler de onlardan ve kirli politikalarından bıkan halk da ilgiyle izliyor. Acaba Türkiye’de bir cesur komedyen ortaya çıkar mı? Merakla bekliyorum doğrusu... CİNSİ MERKEZ BANKASI DÖVİZ ALIŞ SATIŞ 27 ŞUBAT 2013 EFEKTİF ALIŞ SATIŞ 1 ABD Doları: 0.9751 Avustralya Doları 5.7017 Danimarka Kronu 0.9306 İsviçre Frangı 6.4681 İsveç Kronu 92.04 Japon Yeni 1.0257 Kanada Doları 5.7075 Norveç Kronu 3.7502 Suudi Arabistan Riyali 1 Avro: 1 İng. S.: 1.3083 ABD Doları 1.5164 ABD Doları SERBEST PİYASA ABD Doları Avro İngiliz Sterlini İsviçre Frangı 24 Ayar Altın Cum. Altını 1.8040 2.3590 2.7150 1.9250 92.10 623.00 1 ABD DOLARI 1.8069 1.8102 1.8056 1.8129 1 AVUSTRALYA DOLARI 1.8487 1.8607 1.8402 1.8719 1 DANİMARKA KRONU 0.31642 0.31797 0.31620 0.31870 1 EURO 1 İNGİLİZ STERLİNİ 1 İSVİÇRE FRANGI 1 İSVEÇ KRONU 1 KANADA DOLARI 1 KUVEYT DİNARI 1 NORVEÇ KRONU 100 JAPON YENİ 2.3640 2.3683 2.3623 2.3719 2.7354 2.7497 2.7335 2.7538 1.9373 1.9497 1.9344 1.9526 0.27817 0.28105 0.27798 0.28170 1.7593 1.7672 1.7528 1.7739 6.3448 6.4278 6.2496 6.5242 0.31581 0.31793 0.31559 0.31866 1.9584 1.9714 1.9512 1.9789 ALIŞ SATIŞ 1.8070 2.3630 2.7600 1.9550 92.45 626.00 1 S. ARABİSTAN RİYALİ 0.48182 0.48268 0.47821 0.48630 GECELİK FAİZLER 1 Günlük Repo 4.55 1 Kuveyt D.: 3.5312 ABD Doları fonbul.com
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle