13 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
20 ŞUBAT 2013 ÇARŞAMBA CUMHURİYET kultur@cumhuriyet.com.tr SAYFA Uluslararası Caz Günü’nün bu yılki merkezi İstanbul James Genus KÜLTÜR 15 Hoşgörü ve barış için köprü Herbie Hancock u UNESCO yetkilisi Neil Ford, “Caz günü etkinlikleriyle şehre cazın en iyi örneklerini taşıyacağız. Caz, tüm kültürleri bir araya getirdiği için çok özel bir müzik, hoşgörü ve özgürlük için bir köprü” diyor. Kültür Servisi UNESCO ve Thelonious Caz Enstitüsü tarafından düzenlenen “Uluslararası Caz Günü”nün bu yılki merkezi İstanbul seçildi. Her yıl 30 Nisan’da gerçekleştirilen Uluslararası Caz Günü, dünyanın dört bir yanından insanları, caz müziğini kutlamak, bu müziğin kökleri hakkında bilgilendirmek ve farklılıkları aşan bir iletişim biçimi olarak sahip olduğu önemli rolü vurgulamak amacıyla bir araya getiriyor. Bu yıl İstanbul’da gerçekleştirilecek kutlamalar da, Herbie Hancock, John Beasley, James Genus, Marcus Miller, Joe Louis Walker, George Duke, Robert Glasper, Keiko Matsui Eddie Palmieri, Anat Cohen, Jean Luc Ponty, Pedro Martinez, Bilal Karaman, Hüsnü Şenlendirici gibi dünyadan ve Türkiye’den önemli isimler katılacak. 30’dan fazla ülkede kutlanması planlanan etkinlik, konserlerin yanı sıra eğitim programları ve çeşitli performanslarla devam edecek. Konuyla ilgili dün İKSV Salon’da düzenlenen basın toplantısına İstanbul Caz Festivali Direktörü Pelin Opçin, UNESCO Dış İlişkiler Direktörü Neil Ford, Thelonious Monk Caz Enstitüsü Başkanı Tom Carter, Dışışleri Bakanlığı Kültürel Diplomasi Dairesi Başkanı Cem Kahyaoğlu katıldı. Burada konuşan Neil Ford, “UNESCO olarak çok heyecanlıyız” diyerek başladığı konuşmasında “Caz günü etkinlikleriyle şehre cazın en iyi örneklerini taşıyacağız. Caz, tüm kültürleri bir araya getirdiği için çok özel bir müzik, hoşgörü ve özgürlük için bir köprü. Biz de İstanbul’dan, cazın dünyaya neler katabileceğini göstereceğiz” ifadelerini kullandı. Tom Carter, “Festivale tüm kentin katılımını sağlamayı amaçlıyoruz, özellikle gençlerin” diye konuşurken Cem Kahyaoğlu ise “Bu, çok aktörlü bir organizasyon, biz de bakanlık olarak üzerimize düşen her şeyi yapmaya kararlıyız. UNESCO’nun değerleriyle cazın değerleri örtüşüyor; biz buna İstanbul kimliğini de ekliyoruz” dedi. Keiko Matsui BİFO, SACHA GOETZEL YÖNETİMİNDE MAHLER’İN 3. SENFONİSİNİN İSTANBUL PRÖMİYERİNİ YAPIYOR İyimser ve aşk dolu Yarın akşam İstanbul’da ilk kez Mahler’in 3 numaralı senfonisi çalınacak. Yüz dakikayı aşan süresi, 160 kişilik kadrosu, kadınlarçocuklar korosu, mezzosopranosu, sahne arkasındaki çalgıları ve 19. yüzyılın derin çağ sonu duyarlılığıyla tam bir postromantik başyapıt. 18931896 arasında yazılmış. Mahler kendisi ilk kez 1902’de bütünüyle Krefeld’de yönetmiş. Bu dönemin diğer bestecileri, Richard Strauss ve Anton Bruckner de uzun süreli senfonileri, betimleyici içerikleri ve geniş orkestra kullanımlarıyla özel bir yere sahiptirler. Postromantik akım, 19. yüzyılın romantik duygularını doruğa taşımış, yoğun müziksel dokusuyla 20. yüzyıla kapılar açmıştır. Bugüne dek kayıtlardan duyduğumuz bu senfoniyi ilk kez canlı olarak dinleyeceğiz. Yapıtı seslendirecek olan Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası ilk kez çalacak, şef Sacha Goetzel de ilk kez yönetecek. Böylece Mahler’in 3. senfonisi bestelendiğinden neredeyse 120 yıl sonra ayrı heyecanlarla İstürünün de göstergesi. Dionyonitanbul prömiyerini yapıyor. Şef Sacha sos kültünden Pan’ın doğasından, Goetzel ile bu coşkuyu paylaştık: Nietzsche’nin felsefesinden dem vu BİFO’nun artık böylesi dev bir ruyor... başyapıtı çalmaya hazır olduğuna Felsefe, şiir, resim sanatı, dramatik nasıl karar verdiniz? öğeler, müthiş bir mimari var. İnsanın Bu yıl BİFO ile dördüncü konser se da sahip olduğu her çeşit duygu: Zafer, zonunu bitiriyoruz. Oryenilgi, utanç, coşkestra giderek güçleniu “Bu senfonide felsefe, şiir, ku, kötümserlik, yor; her bir üye kendi roiyimserlik, gizemresim sanatı, dramatik öğeler, sellik. Ve her şeyin lünü çok iyi biliyor. Ben müthiş bir mimari var. İnsanın üstünde aşk! Besteçalışacağımız yapıtın tarihçesini ve tarih içindecinin gençlik yıllada sahip olduğu her çeşit ki yerini onlara anlatırında, mutlu günleduygu: Zafer, yenilgi, utanç, yorum. İlk CD kaydımırinde yazılmış, gücoşku, kötümserlik, iyimserlik, zel melodilerle işzı yaptıktan sonra üyeler bir başka coşkuyla gizemsellik. Bestecinin gençlik lenmiş. Dolayısıytopluluğa sarıldılar. Orla iyimser bir havayıllarında, mutlu günlerinde kestranın kendine özgü da ve aşk dolu çayazılmış, güzel melodilerle bir sesi oldu. Geçen yıl lınmalı. Dramatik Mahler’in 6. senfonisini işlenmiş. Dolayısıyla iyimser bir kurgu öne çıkarılçalınca bunu da yapabihavada ve aşk dolu çalınmalı.” malı. leceklerine inandım. İlk bölüm, Bir zamanlar, yaPan’ın uyanışı ve rım saat süren ilk bölümden sonra yazın başlaması. Sonraki 5 bölüm ise ara verirlermiş, siz ne yapacaksınız? “Çayırdaki Çiçeklerin Anlattığı”, Mahler kendisi arasız çaldırtmış. “Ormandaki Hayvanların AnlattıBen de öyle yapacağım. Konsantrasğı”, “İnsanların Anlattığı”, “Melekyon bozulur yoksa. Mahler bir şeflerin Anlattığı”, “Aşkın Anlattığı” besteci. Dolayısıyla her bir yorumcugibi başlıklar taşıyor. BİFO’nun yanı nun rolünü, ondan ne istediğini notanın sıra 3. ve 4. bölümlerde Santa Cecilia üstüne yazmıştır. Her yorumcu sanki Akademisi Korosu, Avusturyalı Supekonçerto çalar gibi bir solist rolü üstle rar Çocuk Korosu ile Borusan Çocuk necektir. Korosu ve Fin mezzosoprano Monica Bu senfoni Mahler’in derin külGroop da yer alıyor. DANİMARKA PEN’DEN PROTESTO MEKTUBU Fazıl Say’a uluslararası destek artıyor Dış Haberler Servisi İngiltere PEN’in ardından Danimarka PEN’den de Fazıl Say’a destek geldi. Twitter mesajları nedeniyle “halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılama” suçlamasıyla 1.5 yıla kadar hapsi istenen Say’a açılan davanın ikinci duruşmasının ardından Danimarka PEN, Kopenhag’daki Türkiye Büyükelçiliği’ne protesto mektubu kaleme aldığını açıkladı. Danimarka PEN tarafından yapılan açıklamada, Fazıl Say aleyhinde açılan davanın izlenmekte olduğu ve önümüzdeki günlerde bir deklarasyonla Say’a olan desteğin dile getirileceği belirtildi. Danimarka PEN adına Cumhuriyet’e konuşan Mille Rode, “Fazıl Say’a yapılan suçlamaları ve hakkında dava açılmasını kınıyoruz. İfade özgürlüğü pazarlığa tabi değildir. İfade özgürlüğünü korumak ve savunmak herkesin çıkarınadır” dedi. Mille Rode, Türkiye’de açılan davaları izlemenin genellikle zahmetli olduğunu belirterek nasıl bir destek sunacaklarını önümüzdeki günlerde belirleyeceklerini söyledi. Rode ayrıca, en kısa zamanda yönetim kurulunda Fazıl Say ile ilgili gelişmeleri de ele alacaklarını belirtti. n Kültür Servisi TÜYAP Tüm Fuarcılık Yapım A.Ş. tarafından Türkiye Yayıncılar Birliği işbirliği ile Antalya Valiliği, Antalya Büyükşehir Belediyesi, Antalya Ticaret ve Sanayi Odası’nın katkılarıyla düzenlenen Antalya 2. Kitap Fuarı, bu yıl 98 bin 241 okurun ziyaretiyle sona erdi. Fuara bu yıl toplam 80 yayınevi ve çok sayıda yazarın katılımı sağlanmıştı. Antalya Kitap Fuarı sona erdi DOB DEVLET OPERA VE BALESİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ T . C . K Ü L T Ü R V E T U R İ Z M B A K A N L I Ğ I İSTANBUL DEVLET OPERA VE BALESİ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle