Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 18 ŞUBAT 2013 PAZARTESİ 8 CHP’de ‘İstanbul’ hareketliliği hızlanmış durumda. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun rakibi Tayyip Erdoğan ’a karşı hazırladığı stratejinin omurgasının İstanbul’a dayandığı biliniyor. Yani Erdoğan’ı yenmek için her şeyden önce İstanbul’un kazanılması lazım. Parlamento Büro Şefimiz Ayşe Sayın’ın CHP İstanbul İl Başkanı Oğuz Kaan Salıcı ile röportajından, yeni stratejinin ayrıntılarını okuyabilirsiniz. Strateji hazır da önemli bir eksik var: Aday! CHP yönetimi AKP’nin karşısında kazanabilecek ismi belirlemek için İstanbul’da anket üstüne anket yaptırıyor. Sadece onlar değil, AKP ve iş dünyası da benzer araştırmalarla nabız yokluyor. Tüm taraflar da birbirinin anketini biliyor. HABERLER Sarıgül açık ara önde CHP yönetimi yaptırdığı kamuoyu yoklamasında kendi partilerinden aday olmak istediklerini açıkça ortaya koyan iki ismi, Genel Başkan Yardımcıları Gürsel Tekin ve Akif Hamzaçebi’yi Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül’ün isminin karşısına koyarak halka sormuş: “Hangisini büyükşehir belediye başkanı seçersiniz?” Sonuç tahminlerin de ötesinde. Sarıgül’ü isteyenler yüzde 40’ları bulurken diğer isimler yüzde 5’e ancak yaptırılan farklı anketlerde Sarıgül yüzde 35’in altına inmiyor. Geleneksel CHP seçmeninin yanı sıra Orta Anadolu’dan göç eden MHP ve Güneydoğulu ama daha az keskin BDP seçmeninden de oy alabilir durumda gözüküyor Sarıgül. olan endişe de dile getiriliyor CHP kulislerinde: “Sarıgül partiye gelir de ya Büyükşehir adayı olmazsa!!!” Sarıgül’ün riski büyük olan büyükşehir yarışına girmek yerine, garanti gördüğü Şişli’de CHP adayı olarak seçimleri kazanıp, sonrasında Genel Başkanlık koltuğu mücadelesine gireceğini düşünenlerin sayısı bir hayli fazla. Kendisinin son dönem dile getirdiği “İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’ndan çok Başbakanlık hedeflediğini” ortaya koyan sözleri de bu kaygıları yok etmek yerine daha da pekiştiriyor. Uzun sözün kısası, Sarıgül’ün ‘tanınırlık’ konusunda bir problemi yok. Ama ‘güvenilirlik’ konusunda çok büyük bir soru işareti yaratıyor CHP yönetiminin kafasında. GÜNDEM n Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY Sarıgül Yüzde 40, Tekin Yüzde 5 ulaşabilmiş. Bu sonuç sadece bir anketin sonucu da değil. Ankara ve İstanbul’da CHP tarafından birbirinden bağımsız CHP’nin İstanbul Anketi: üven krizi aşılmış değil G Bu sonuçlar da C HP’de yaygın olan AKP karşısında en iddialı adayın Sarıgül olacağı kanaatini daha da pekiştirmiş durumda. Ancak aynı şekilde baskın AKP’DE İBRE TOPBAş’TAN YANA CHP anketlerinde halka, partinin ana rakibi AKP’nin olası adayları da sorulmuş. Mevcut belediye başkanı Kadir Topbaş yüzde 38 ile ilk sırada. Arkasından Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım geliyor. Onun arkasından üçüncülük koltuğunda ise geçen hafta Londra Belediye Başkanı ile fotoğraf vererek İstanbul arzusunu bir kez daha hissettiren Egemen Bağış geliyor. SÜRPRİz ‘B PLANI’: BOYNER Sarıgül ile uzlaşma sağlanamaması olasılığına karşı da CHP kurmayları sürpriz ‘B planları’ hazırlamayı ihmal etmiyorlar. Bilinen partili adayların yanı sıra dışarıdan isimler ile görüşmeler de yürütülüyor. Eski TÜSİAD Başkanı Ümit Boyner’e ulaşılarak bir nabız yoklaması yapılmış. Ankara ve İstanbul’a giden birbirine zıt iki yanıt var ortada. Genel merkeze “Evet, koşullar uygun olursa değerlendirebilirim” yanıtı ulaşmış. İstanbul’a ise “Hayır, kesinlikle düşünmüyorum” denmiş. Boyner olmasa da yine iş dünyasından bir isim arayışının sürdüğü anlaşılıyor. ADALAR ALARM vERİYOR İstanbul’da 12 CHP’li ilçe belediyesi var. Bunların 10’unda CHP’nin seçimi kaybetme riski yok. Ama Adalar’da var. CHP seçim kazandığı bu bölgede AKP’nin 10 puan gerisinde görünüyor. Farkı kapatmak için önümüzdeki günlerde CHP bir ‘Adalar seferberliği’ne hazırlanıyor. SALICI YEREL SEÇİMLER İÇİN İDDİALI: İstanbul’u kazanacağız AYŞE SAYIN ANKARA CHP İstanbul İl Başkanı Oğuz Kaan Salıcı, yerel seçimi kazanmanın yolunun “seçmene dokunmaktan” geçtiğini, bunun için 4 ayaklı bir proje hazırladıklarını belirterek, “Seçimde CHP’yi anlatmayacağız, onlara bir şey empoze etmeyeceğiz, dinleyeceğiz” dedi. Gazetemizin Ankara bürosunu ziyaret eden Salıcı’nın değerlendirmeleri şöyle: Sürpriz aday kozu: Ya kamuoyunun yakından tanıdığı popüler bir ismi aday yapacağız ya da sürpriz bir aday çıkaracağız. Kampanyaları incelediğimizde, sürpriz adayla seçim kazanma şansının yüksek olduğunu gördük. Bunun da arayışı içindeyiz. Obama’nın, Hollande’ın kampanyasını inceledik. Seçmene “dokunmak” çok önemli. Mesela Hollande’ın kampanyası ev ziyaretleri üzerine kurulu. Evlere girmemiz lazım. Her sandıkta görev yapacak 2 kişi belirledik. Gerekli eğitimleri veriliyor. İstanbul önemli: İstanbul’daki 12 ilçe belediyemizi koruyoruz. CHP bu seçimlerde en büyük süprizi Başakşehir’de yapacak. İyi bir çalışmayla Beylikdüzü ve Çekmeköy’ü de alacağımızı düşünüyorum. Sarıgül gelebilir: Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül konusunda bizim partide bir problem yok, kendisine önyargımız da yok. Ama CHP’nin de adayları olacaktır, Sarıgül de bu adaylardan biri olur. Seçmene dokunacağız: Davayı halk izliyor Ergenekon’da mütalaanın en geç hafta içinde açıklanması bekleniyor u Anketler, yurttaşların büyük çoğunluğunun “AKP muhaliflerinin cezalandırıldığını” düşündüğünü ve kamuoyunda davaya desteğin ve inancın kalmadığını ortaya koyuyor. İstanbul Haber Servisi Ergenekon davasında, bugün savcıların mütalaa vermesi beklenirken CHP, İşçi Partisi ve çok sayıda sivil toplum kuruluşu üyeleri ve duyarlı yurttaşlar da duruşmayı izlemek üzere Silivri’ye gidecek. CHP milletvekilleri Mustafa Balbay ve Prof. Dr. Mehmet Haberal, eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ ile aydınların, emekli ve muvazzaf askerlerin 5 yıldır cezaevine tutulduğu Ergenekon yargılamalarına yurttaş tepkisi nedeniyle Silivri Cezaevi ve duruşma salonunun çevresi abluka altına alındı. Kamuoyu anketleri, yurttaşların büyük çoğunluğunun “AKP muhaliflerinin cezalandırıldığını” düşündüğünü ve kamuoyunda davaya desteğin ve inancın kalmadığını ortaya koyuyor. Müvekkilleriyle görüşmek üzere dün Silivri Cezaevi’ne giden avukatlar Hüseyin Ersöz ve Serkan Günel sosyal paylaşım sitesi Twitter’dan duruşma salonu ve çevresindeki barikatlardan fotoğrafları paylaştılar. Güvenlik önlemlerini anlatan avukatlar “Karar Salon ablukada Mütalaa beklentisi S ilivri Cezaevi yerleşkesinin bitişiğindeki duruşma salonu çevresinde yoğun güvenlik önlemleri alındı. Duruşma salonunun bulunduğu yola E5 ve TEM’den girişler barikatlarla kapatıldı. Yalnızca avukatların E5 yönünden giriş yapabilecekleri, davayı izlemek üzere gelen yurttaşların ise TEM’de araçlarından indirileceği öğrenildi. ların mülki amir” tarafından alındığını duyurdular. Ergenekon davasına bugün bir aylık aradan sonra devam edilecek. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından görülen davada Balbay ve Prof. Haberal 4 yıldır tutuklu bulunuyor. Özkan’ın avukatı Hüseyin Ersöz, davaya ilişkin yazılı değerlendirmede, “Dosyanın belli bir olgunluğa ulaştığını söylemek artık mümkün. 18 Şubat’ta duruşma salonu önünde toplanacağı tahmin edilen büyük kalabalık ve Başbakan’ın son dönemde verdiği mesajlar mütalaanın açıklanma zamanını belki biraz geciktirebilir. Ancak pazartesi olmasa bile hafta içinde mutla ka açıklanacağı yönündeki beklentim, bir tahminden çok öte, kesin bir yargıya dayanıyor.” Ersöz, 18 Şubat’ta Silivri’de bir mitingin yapılacağını belirterek “Kamuoyu yoklamaları, halkın yüzde 60’lara varan oranlarda bu davalara olan inancı ve desteğinin kaybolduğunu gösteriyor” ifadelerine yer verdi. Balbay ve Tuncay Özkan, dün “Hukuku halkla aramak artık başlıca pusulamız oldu. 13 Aralık büyük Silivri buluşması bu yolda milat oldu. Tüm yurtseverleri bugün bir kez daha Silivri’de buluşmaya çağırıyoruz. Hepimiz çok güçlüyüz, Hiçbirimiz hepimiz kadar güçlü değiliz” çağrısında bulundu. Balbay ve Özkan’dan çağrı CHP’DEN GÜL’E HİLMİOĞLU MEKTUBU: Kasten adam öldürme suçu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ergenekon davasında tutuklu yargılanan Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu için Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e mektup yazan CHP Cezaevleri İnceleme ve İzleme Komisyonu sözcüsü Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, “Hilmioğlu’nu da zindanlarda ölüme terk edersek iştirak halinde kasten adam öldürme suçunu işlemiş oluruz” dedi. Ağbaba, mektubunda Hilmioğlu’nun sağlık durumuyla ilgili kritik eşiğe gelindiğini anımsattı. Ağbaba, şunları kaydetti: “Kimsenin başına gelmemesini dilediğim bu acı, hastalıklarla boğuşan bir mahpusun başına gelmiş, Hilmioğlu bu dayanılmaz acı sonrasında bunalıma girmiş ve ağır depresyon tanısı konulmuştur. Hilmioğlu infaz koruma memurları yardımcı olmadan yürüyemez haldedir. Koğuş arkadaşlarının yardımı olmadan temel ihtiyaçlarını bile görememektedir. Sayın Cumhurbaşkanım, vicdanlar kanamaktadır. Bir bilim adamı, bir Türkiye ve Malatya hizmetkârı, her şeyden önemlisi bir insan ölüme terk edilmiştir. Başta zatıâliniz olmak üzere herkesi bu konuda duyarlı olmaya davet ediyorum. Hilmioğlu’nu da zindanlarda ölüme terk edersek iştirak halinde kasten adam öldürme suçunu işlemiş oluruz.” 28 ŞUBAT SORUŞTURMASI HAK İHLALLERİ DUYULMUYOR siyasallaşmasına kadar, bir hukuk devletinde olmaması gereken ne varsa, tümünü içeriyor. Balyoz davasında avukatlar savunma haklarını kullanmadıkları için eleştiriliyordu, İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal ve yönetim kurulu üyeleri bu hakkı kullandığı için yargılanıyor. Kocasakal ve arkadaşları, Balyoz davasının 6 Nisan 2012 tarihli celsesinde söz alarak hukuksuzlukları eleştirdiler, olması gerekenleri sıraladılar. Konya Barosu da bunun “yargı görevini etkilemeye teşebbüs” suçunu oluşturduğunu ihbar etti! Bu ihbarı değerlendiren savcılık hemen soruşturma başlattı, iddianame hazırlayıp dava açtı. Ardından AKP İstanbul Milletvekili Bülent Turan, daha dava başlamadan baro yönetiminin düştüğünü “açıkladı”! Turan, zamanında Hukukçular Derneği yönetim kurulu üyeliği yapmış bir “hukukçu”! Oysa yasaya göre baro yönetimine seçilen kişilerin bu görevde iken haklarında dava açılabilmesi için Adalet Bakanlığı’ndan izin alınması gerekiyor. Dava daha başlamadan baro yönetiminin düşmesi de söz konusu değil. HHH Yukarıdaki yanlışların hangisini düzeltmek gerekir sorusuna uzun uzun yanıt aramak yerine, İstanbul Barosu’nun 10 Şubat tarihli tam sayfalık mücadele ilanını aynen aktaralım: “İleri demokrasi yutturmacası altında, halkın hak arama özgürlüğüne vurulan darbelerin son aşaması olarak, İstanbul Barosu Başkan ve Yönetim Kurulu üyeleri hapis cezası ile tehdit ediliyor. Toplumsal adaletin temsilcileri olan avukatlar üzerinden yürütülen itibarsızlaştırma kampanyalarından sonra, şimdi sıra barolara geldi. Bu ‘örgütlü’ güç susturulursa, avukatların da savunmasız kalmasının sağlanacağı ve böylece halkın adalet arayışının kırılabileceği umulmaktadır. Bu tuzağa düşmeyeceğiz. Önce kuşatılan, ardından da teslim alınan yargının bağımsızlığı için verdiğimiz mücadeleyi yılmadan sürdüreceğiz. Bedel ödememiz gerekiyorsa, bu bedeli onurumuzla ödemeye hazır olduğumuzu bir kez daha ilan ediyoruz. 135 yıllık baro tarihimizi şanlı kılan özgür kimliğimiz, teslimiyeti reddeden azim ve kararlılığımızdır. 135 yıldır hiç zulme boyun eğmedik. 135 yıldır hiç biat etmedik. Adalet yolunun hancıları olarak, dikta heveslisi yolculara karşı verdiğimiz demokrasi mücadelesinde şehit verdik, hapis yattık, işkenceden geçtik ama 135 yıldır özgürlük ve bağımsızlıktan hiç ödün vermedik. Biz avukatız. Bükülmeyiz, kırılmayız. Zulme karşı adaleti biz temsil ederiz. Zalime teslim olmayız. Şimdi ‘hodri meydan’ diyoruz. İstanbul Barosu’nun olağanüstü genel kurulunu ‘zulme karşı adalet şöleni’ olarak toplayacağız. Avukatların ‘zulüm’ karşısındaki tavrını merak edenler, ‘adaletin onurunu’ zulmün karşısına koyanların hak mücadelesine tanık olacaktır. Artık ‘adalet’ konuşacağız. Hemen şimdi!” HHH İnsanlar, toplumlar bir tehlike ile karşı karşıya kaldıklarında, belirleyici olan, tehlikenin büyüklüğünden çok buna karşı mücadele gücü ve azmidir. Bu yoksa, tehlike küçük olsa bile yenilirsiniz. İstanbul Barosu, tümünü paylaşmadan geçemediğim ilanıyla, hukuka yönelik saldırıların boyutu ne olursa olsun, nereden gelirse gelsin bunu göğüslemeye hazır olduğunu bir kez daha duyurdu. Türkiye’de yargılama üçgeni şöyle kurulmak isteniyor: Polissavcıyargıç... Savunmayı yargılamanın ana ekseninden çıkarmak, ikincilleştirmek için her şey yapılıyor. Tek tek avukatları terörist ilan etmekten baroları susturmaya kadar... İstanbul Barosu’nun buna direnci, sadece kendini korumak için değil, savunmayı hak ettiği yerde tutmak ve güçlendirmek içindir. Küçük bir anımsatma: İstanbul Barosu en son 12 Eylül döneminde böyle bir yargılamayla karşı karşıya kaldı. Demek ki demokrasimiz 12 Eylül’e kadar ilerlemiş! ‘Hukuki ve yasal dayanaktan yoksun’ ALİCAN ULUDAĞ Mektuplar F Tipi’ni aşamıyor ALİCAN ULUDAĞ Yolcu otobüsüne silahlı saldırı ANKARA 28 Şubat soruşturmasında bulunan bir grup asker, uzun süren suskunluklarını bozdu. 28 Şubat’ın “asla bir darbe olmadığını” belirten askerler, soruşturmanın “siyasi mülahazalarla başlatıldığını ve hukuki ve yasal dayanaktan yoksun olduğunu” bildirdi. Soruşturmaya dayanak yapılan bir belgenin üst yazısının 1997 yılı “Ariel” karakterinde, ekindeki listenin ise 2000’de kullanılmaya başlanan “Calibri” karakterinde olduğuna dikkat çeken askerler, “Belgenin üzerinde oynama yapılmıştır” dedi. Bir grup tutuklu askerin avukatları aracılığıyla Cumhuriyet’e gönderdiği ortak açıklamanın sonuç bölümü şöyle: “15 yıl önce yaşanan bir süreçle ilgili olarak 21 ay önce başlamış soruşturmaya ve 10 aydır süren tutukluluğa rağmen iddianame hazırlanmaması, tutukluluğun cezaya dönüşmesi, masumiyetleri delillerle/belgelerle ortaya konan itiraz dilekçelerinin görmezlikten gelinmesi, ilgili ve sorumluların her şey yasalara uygunmuş gibi umurmamaz şekilde davranabilmesi vicdanları kanatmaktadır. Haklılığımıza inancımız, ülkemize sevdamız ve TSK’ye sadakatimiz ile sabretmekteyiz. Ancak yapılanların adaletsizlik, haksızlık hatta vicdansızlık sınırlarını aşması ve bir nevi zulme dönüşmesi Türk adaleti adına derin üzüntü vermektedir.” ANKARA F tipi cezaevlerinin olumsuz koşulları ile yaşanan hak ihlallerini anlatan mektuplar, cezaevi duvarlarını aşamıyor. Kırıkkale F Tipi Cezaevi’nde hükümlü Emrah Yayla’nın bu amaçla avukatına gönderdiği mektup, “sakıncalı” bulunarak infaz hâkimliğinden döndü. “Yasadışı terör örgütü üyesi” olmak suçundan hükümlü Yayla, cezaevinin kötü koşullarını anlatan bir mektup hazırladı. Mektup, avukatına verilecek olması nedeniyle kapalı zarf içine konuldu; yasa gereği cezaevi yönetimi mektubu açamıyor. Cezaevi yönetimi, mektuba “avukatın örgütsel amaçlı haberleşmelere aracılık ettiği” savıyla el koyarak açılması ve avukata verilip verilmeyeceğinin belirlenmesi için Kırıkkale İnfaz Hâkimliği’ne başvurdu. Mektubun avukata verilmesini reddeden infaz hâkimliği, hükümlülerin açık dilekçe ile göndermek istediği mektupların “yalan yanlış bilgiler içerdiği” gerekçesiyle alıcısına gönderilmediğine dikkat çekti. n VAN (Cumhuriyet) Çaldıran’dan Ağrı’nın Diyadin ilçesine 8 yolcusuyla giden Nurettin Demirtaş yönetimindeki minibüse dün 18.00 sıralarında Kavuklu köyü yakınlarında kimliği belirsiz kişi ya da kişilerce pompalı tüfekle ateş açıldı. Saldırıda minibüs sürücüsü Nurettin ve kardeşi Ahmet Demirtaş hafif yaralandı. arar hukuksuz ve keyfi’ ÇHD Cezaevi Komi syonu üyesi Avukat Engin Gökçoğlu, F tipi hapishaneden çok sayıda şikâyet aldıklarını belirterek “İdare ve infaz hâkimliği, hukuksuz ve keyfi uygulamaların kamuoyunda tartışılmasından, haksızlıkların duyulmasından rahatsız” dedi. ‘K n ŞIRNAK (Cumhuriyet) Batman’dan Şırnak’ın İdil ilçesindeki Çığır köyündeki akrabalarına hasta ziyaretine gitmek üzere yola çıkan ve içerisinde 10 kişinin bulunduğu, Abdurrahman İregür yönetimindeki otomobil, henüz belirlenemeyen nedenle taklalar atarak şarampole yuvarlandı. Kazada sürücü Abdurrahman İregür (45), hamile eşi Nurhan İregür (38) kızları Rojin İregür (10) olay yerinde yaşamını yitirdi. İregür çiftinin yaşları 4 ile 10 arasında değişen çocukları Delila, İdris, Furkan, Zilan ve Emirhan İregür ile sürücü Abdurrahman İregür’ün annesi Vasfiye ve ağabeyi Mehmet Sait İregür yaralandı. Kazada ölen 7 aylık hamile Nurhan İregür’ün karnındaki kız bebek ise sezaryenle alınarak kuvöze konuldu. Ancak bebek de 1 saat sonra yaşamını yitirdi. Yaşama 1 saat tutunabildi