Katalog
                    Yayınlar
                
                - Anneler Günü
 - Atatürk Kitapları
 - Babalar Günü
 - Bilgisayar
 - Bilim Teknik
 - Cumhuriyet
 - Cumhuriyet 19 Mayıs
 - Cumhuriyet 23 Nisan
 - Cumhuriyet Akademi
 - Cumhuriyet Akdeniz
 - Cumhuriyet Alışveriş
 - Cumhuriyet Almanya
 - Cumhuriyet Anadolu
 - Cumhuriyet Ankara
 - Cumhuriyet Büyük Taaruz
 - Cumhuriyet Cumartesi
 - Cumhuriyet Çevre
 - Cumhuriyet Ege
 - Cumhuriyet Eğitim
 - Cumhuriyet Emlak
 - Cumhuriyet Enerji
 - Cumhuriyet Festival
 - Cumhuriyet Gezi
 - Cumhuriyet Gurme
 - Cumhuriyet Haftasonu
 - Cumhuriyet İzmir
 - Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
 - Cumhuriyet Marmara
 - Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
 - Cumhuriyet Oto
 - Cumhuriyet Özel Ekler
 - Cumhuriyet Pazar
 - Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
 - Cumhuriyet Sokak
 - Cumhuriyet Spor
 - Cumhuriyet Strateji
 - Cumhuriyet Tarım
 - Cumhuriyet Yılbaşı
 - Çerçeve Eki
 - Çocuk Kitap
 - Dergi Eki
 - Ekonomi Eki
 - Eskişehir
 - Evleniyoruz
 - Güney Dogu
 - Kitap Eki
 - Özel Ekler
 - Özel Okullar
 - Sevgililer Günü
 - Siyaset Eki
 - Sürdürülebilir yaşam
 - Turizm Eki
 - Yerel Yönetimler
 
                        Yıllar
                    
                    - 2025
 - 2024
 - 2023
 - 2022
 - 2021
 - 2020
 - 2019
 - 2018
 - 2017
 - 2016
 - 2015
 - 2014
 - 2013
 - 2012
 - 2011
 - 2010
 - 2009
 - 2008
 - 2007
 - 2006
 - 2005
 - 2004
 - 2003
 - 2002
 - 2001
 - 2000
 - 1999
 - 1998
 - 1997
 - 1996
 - 1995
 - 1994
 - 1993
 - 1992
 - 1991
 - 1990
 - 1989
 - 1988
 - 1987
 - 1986
 - 1985
 - 1984
 - 1983
 - 1982
 - 1981
 - 1980
 - 1979
 - 1978
 - 1977
 - 1976
 - 1975
 - 1974
 - 1973
 - 1972
 - 1971
 - 1970
 - 1969
 - 1968
 - 1967
 - 1966
 - 1965
 - 1964
 - 1963
 - 1962
 - 1961
 - 1960
 - 1959
 - 1958
 - 1957
 - 1956
 - 1955
 - 1954
 - 1953
 - 1952
 - 1951
 - 1950
 - 1949
 - 1948
 - 1947
 - 1946
 - 1945
 - 1944
 - 1943
 - 1942
 - 1941
 - 1940
 - 1939
 - 1938
 - 1937
 - 1936
 - 1935
 - 1934
 - 1933
 - 1932
 - 1931
 - 1930
 
                    Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
                    Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
                    Sayfayı Satın Almak İstiyorum
                
            
                SAYFA	  CUMHURİYET	  31	OCAK	2013	PERŞEMBE  8 GÜNCEL n Baştarafı 1. Sayfada  HABERLER CÜNEYT ARCAYÜREK  MEB, ders kitaplarının incelenmesine yönelik kriterlerini yeniledi  çıktığını öğrendikçe keyifleniyor olmalı... Partide ırkçılık, ulusalcılık üzerine başlayan tartışmalar tam istediği kıvamda. Bakmayın, kulak asmayın RTE’nin CHP’nin iktidar olamayacağını içeren yüksek perdeden ukalalıklarına. CHP’den korkuyor. CHP’nin mayasındaki bağımsızlık tutkusundan, laiklik kavramının üstünlüğünü savunmasından ve Türkiye’ye özgü sosyal gerçeklerin ışığında gelişen milliyetçi, ulusalcı kimliğinden korkuyor!.. Çünkü RTE; kimin liderliğinde ve yönetiminde olursa olsun... ...Cumhuriyetin temel ilkelerini silmeyi amaçlayan çarpık anlayışına CHP’nin kolay aşılmaz bir engel, bir baraj olduğunun pekâlâ bilincinde... HHH “Bu ülkede ulusalcı geçinenler önümüzü kesmeye çalıştılar, kesemediler, kesemeyecekler” cümlesi... ... CHP’nin öncülük ettiği kavramlardan, ilkelerinden korkusunu özetliyor... Bir başka açıdan bakalım bu söylemine... RTE ne zaman bir başarısızlıkla karşılaşsa, bu sonucu, mutlaka önünü kesmeye çalıştığını iddia ettiği bir kuruma bağlıyor. Çanına ot tıkamak, bağımsızlıktan bağımlı çemberi alabilmek için aylarca yargı engeliyle karşılaştığını söyledi durdu. Danıştay’ı, Yargıtay’ı “benzetti.” Bağımsız yargının gereklerini yerine getiren yargıçları, HSYK’yi kullanarak ya tasfiye etti ya da başka illere sürdü. 2002’de iktidara geldikten sonra üç dört yıl, parti kadrolarının, yandaş ve yalaka medyanın eşliğinde TSK’yi, demokrasimizi ve ülkenin gelişmesini engelleyen kurum diye gösterdi. Ergenekon, Balyoz davaları bu saldırının birer ürünü. Şimdi de Melih Aşık’ın Açık Penceresi’nde özetlendiği gibi; “tamamen yerli… içinde çok farklı eğilimler barındıran… soldan da sağdan da unsurlar taşıyan... bir ideoloji değil yeni durumlara göre (örneğin RTE’ye karşı) yeni bir İstiklal Savaşı olan, ülkenin vazgeçemeyeceği ilkeleri ve yararları savunan” ulusalcılığa, ulusalcılara düşman… “İktidarın ayağında bir kilit adeta” ulusalcılık!.. Ülkenin yararlarını RTE gibi Arabistan çöllerinde, doğadan nimetlenip zenginleşen şeyhlerin yanında değil, ulusun vicdanında, belleğinde arayan ve yaşatan CHP’deki son tartışmalar... ...Ne çare partiyi bölünmeye sürüklemek isteyen RTE’ye hizmet ediyor. HHH Kılıçdaroğlu, CHP’de ırkçılığın asla yer etmeyeceğini, edemeyeceğini vurgulayan grup konuşmasında... partiyi kafatasçı göstermeye gayret eden AKP ve hatta BDP’yi gerektiği ölçüde yanıtladı ve ama partide yenilerle ulusalcılar diye tanımlanan tartışmaları bir yana atmanın zamanı geldiğini söylemedi. CHP açısından önemli üç seçimin yapılacağı 2014 yılına on bir ay kaldı. Artık ülkede aranan birlik ve beraberliği partide simgeleştirmenin zamanıdır. Şayet seçimlerde gerçek varlığımızı kanıtlamak istiyorsak ... tartışmalara paydos diyemedi! Son grup konuşmasından sonra geride inandırıcı olmayan gazete başlıkları kaldı: “Kırılma yok!.. Ayrışma yok!.. Partide tasfiye söz konusu değil!.. Tartışmaların güçlenerek gelişmesindeki temel neden genel başkanın engin hoşgörüsü!..” HHH Ne var ki Kılıçdaroğlu, tartışmayı başlatan milletvekiline ve arkadaşlarına gerekli uyarıyı yaparken... biraz da kendi çevresinde olanların, genel başkanın görüş ve düşüncelerini yansıttığı havasıyla medyada sütunlara, ekranlara yayılanların... ...örneğin kısa süre önce “çevresini üç beş kişi aldı, onları dinliyor” diye genel başkanını eleştiren ve “CHP’de, CHP’li olmayanlar var” diye ayrımcılığı kışkırtan Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin’in... ... BDP’ye koşut Kürtçü görüşler yansıtan, Birgül Güler’in sözleriyle ilgili üstelik Meclis kürsüsünden aleyhte konuşan, “Partide ulusalcılık hattının ortaya çıkması CHP bakımından da Türkiye açısından da hayırlıdır” diyen Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu’nun, dışarıdan ulusalcı tartışmaları kışkırtanlara hizmet eden ayrışmayı tetikleyen konuşmalarına da eğilmesi gerekmiyor mu? HHH Hem ayrışmayı, kırılmayı reddedeceksin... hem de yanı başındaki genel başkan yardımcılarının ayrışmayı, kırılmayı körükleyen tersi söylemlerine ses etmeyeceksin! Olmaz! Ama oluyor!..  Bilim yerine değer yargısı uYeni inceleme kriterlerinde, bilimsel olmayan görüş veya kanaat, kaynağı belirtiliyorsa kitapta yer alabilecek. SİNAN TARTANOĞLU  Masamdaki	Kitaplar Masamda kitaplar yine birikti. Hepsi birbirinden önemli, hepsi birbirinden ilginç. İçlerinden bir ayrım yapmak zor. Benim için her kitap ayrı bir define gibidir. Alıp hepsini karşıma dizmek, kitaplıkları doldurmak apayrı bir güzellik. Güldal Mumcu’nun, “İçimden Geçen Zaman”, “Bütün Dünyada Haberal”, “Belgelerle Silivri Gerçeği”, yine Prof. Dr. Haberal’ın dört yıldır tutukludur “Belgeler ve Gerçekler”, Nurer Uğurlu’nun “Türk Kavimleri”... Bütün bu çağdaş sorunlarımızı sergileyen, aynı zamanda yargılayan bu yazarlar, içinde yaşadığımız koşulları gerçekçi bir gözle eleştirmişler. Türkiye’nin yıllardan beri içinde çırpındığı dertler bir bir halkımızın gözlerinin önünde. Ya edebiyat? O yok mu? Muzaffer İzgü gibi usta bir mizahçı durmadan yeni yapıtlar sunuyor sizlere, bizlere. “Ayıya Bak” adlı yeni kitabında bir kez daha ince bir mizahla okurunu kendi yaşantısının dışına çıkarıyor. Muzaffer İzgü’nün sayısız kitapları var. Bunları okursanız İzgü’nün büyük mizahçı gücünü görebileceğiz gibi toplumsal eleştiriciliğine de hayran kalabilirsiniz. Bu arada Necati Tosuner’in “Susmak Nasıl da Yoruyor İnsanı” adlı yapıtı... Gerçekten susmak, zorlanarak benimsemek zorunda olduğumuz bir koşul. Susmazsan, konuşursan nereye gider bu yolun ucu? Bu yüzden boşuna kâğıtları kirleteceksin; sus, kimi zaman susmak da bir bağırıştır. Sonunda patlayışa varan bir susmak... Son yıllarda politika konularında başı çeken yazarlardan biri Levent Kırca. Kitabını da ayrıca belirtmeliyim “Önüm Arkam Sağım Solum Dönek”... Kırca’nın bir sanatçı duyarlığıyla yaşantımızın çelişkileriyle eğlenen yazıları. Eğlenmek için mi yazmış, yoksa gerçeklere değinmek, sergilemek için mi? “Bir zamanlar sözün senet olduğu ülkemizde bugün sözler yerlerde sürünüyor. Kimsenin sözüne güvenilemiyor. Dahası ortalık döneklerle dolu” diyor. Prof. Dr. Coşkun Özdemir’in “Urfa’dan Harvard’a” adlı anıları kişisel bir anlatım değil, bir gelişmenin, bir güzel yaşantının öyküsü. Genç bir hekimin ustalık yolundaki çalışmalarıdır anlatılan. Coşkun Özdemir’in bir özelliği de edebiyata yazılarında yer vermesidir. Güldal Mumcu’nun anıları ise büsbütün değişik; sevgili Uğur Mumcu’yu yaşamının güzel anılarına kadar bize anlatan, aynı zamanda onurlu bir savaşımın kitabı. Uğur Mumcu’yu en iyi tanıyan ve tanıtacak olan da elbet sevgili eşidir. Evet, her kitap önemlidir. Coşkun Özdemir’in anıları ile Güldal Mumcu’nunkiler, hepsi bizleri yakın geçmişin gerçeklerine götürüyor.  ANKARA  Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) ders kitaplarının incelenmesinde, değerlendirmeye esas olacak kriterleri yeniledi. “Fareler ve İnsanlar” ve “Şeker Portakalı” gibi eserleri öğrencilerine tavsiye eden öğretmenlerin soruşturma geçirmesi ile eleştirilen MEB, edebi eserlerin ardından ders kitaplarında da tartışılacak bir düzenlemeye imza attı. MEB Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı, 14 Ocak’ta daha önce yenilenen Ders Kitapları ve Eğitim Araçları Yönetmeliği’ne uygun olarak hazırladığı “Taslak Ders Kitaplarının İncelenmesinde, Değerlendirmeye Esas Olacak Kriterler”i yayımladı. Böylece kurul, daha önce her ders için ayrı ayrı hazırladığı inceleme kriterlerini birleştirmiş oldu. Değişikliğe göre, taslak ders kitaplarının içeriği “anayasa ve yasalara uygunluğu”, “bilimsel olarak yeterliliği”, “eğitim ve öğretim programının kazanımlarının gerçekleştirme yeterliliği” ve “görsel ve içe  rik tasarımının, öğrenmeyi destekleyecek nitelikte olması ve öğrencilerin gelişim özelliklerine uygunluğu” genel kriterlerine göre değerlendirilecek. Ancak bu kriterlerde kullanılan bazı ifadeler “kime göre, neye göre” sorularını gündeme getirecek.  ‘Makul’	cinsiyet	eşitliği Anayasaya ve yasalara uygunluk denetiminde ise “konuların işlenişinde ya da örneklerde insanların ve olayların sunulmasında toplumsal eşitlik ilkesinin gözetilmesi, içerikte ve görsel öğelerde bireylerin hak ve özgürlüklerini ihlal edecek unsurların bulunmaması” koşulları aranacak. Kitapta kullanılan birey adlarının eşitlik ve genellik ilkesinin gereği ola  rak “toplumda kullanılan adlardan dengeli bir biçimde seçilmesine ve toplumun yalnızca belirli bir kesmini temsil edecek şekilde kullanılmamasına” dikkat edilecek. Ancak tüm bunlara karşın “verilen örneklerde ve kullanılan karakterlerde cinsiyet açısından makul bir denge” gözetilecek. Kriterlerde “makul denge”nin ne olduğuna ilişkin bir değerlendirme ise yapılmadı. Kitaplarda, “Alternatif ve kesin olmayan teoriler ile geçerliliği tartışılan konular ve bilgiler, kesin bilgiymiş gibi” sunulmayacak. “Birden fazla teorinin olduğu konularda bir teoriye dayalı bilgi sunulurken bu açıkça ifade edilecek, o bilgiye ilişkin farklı teori ve açıklamaların da olduğu” belirtilecek.  BİLGİ DEĞİL GELEnEkLEr ön pLanDa Bilimsel bilgi dışında kanaat niteliğinde bilgiler için ise TTK, “hangi	kaynağa	ya	da	kişiye	ait	olduğunun	açıkça	belirtilmesi” koşulunu arayacak. Böylece bilimsel bir yönü olmayan görüş veya kanaatler de ders kitaplarında yer alabilecek. Taslak ders kitapları “Anlatım	 ve	görsel	öğelerde	toplumun	değer	yargıları,	giyim	ve	hayat	tarzı	doğru	olarak	yansıtılır” kriterine göre değerlendirilecek.  SBS’nin kaldırılmasının ardından okulların nasıl öğrenci alacağı tartışılıyor  Adalet istiyorlar u SBS tartışması yaşanırken Eğitim Sen Genel Basın Yayın Sekreteri Tuğrul Culfa “Eğitim sisteminin baştan sona yeniden yapılandırılması gerekir” açıklamasında bulundu. FİGEN ATALAY  Seviye Belirleme Sınavı, 8 Haziran 2013 tarihinde son kez yapılacak. İlköğretim çağında çocuğu olan annebabalar, “gözde” okulların nasıl öğrenci alacağı konusundaki açıklamayı merakla bekliyor. Halen ilköğretim 7. sınıfta öğrenim gören öğrenciler, 2014’te nasıl bir sistemle liseye gideceklerini bilmiyor ve Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı’dan “adaletli bir uygulama” bekliyor. Özel okulların sınavsız öğrenci alması çok uzak bir olasılık ve eğer ortak sınav yapmazlarla bir öğrencinin yaklaşık 20 sınava girmesi söz konusu olabilir! Türkiye Özel Okullar Birliği Başkanı Cem Gülan, bütün liselerin Anadolu lisesine dönüştürülmesinde sakınca olmadığını belirterek şunları söyledi: “Galatasaray, İstanbul Erkek, Kabataş Erkek, Kadıköy Anadolu gibi liselerin muhafaza edilmesi lazım. Bu okullar yine sınavla öğrenci almalı.”  gerektiğini vurgulayan Gülan, şöyle konuştu: “Özel okullar sınavına şimdiye kadar en çok başvuru 32 bin oldu. Başvuru çok olmadığı için daha özelliği olan, analize, senteze dayalı sınavlar yapmak mümkün. Yasa ve yönetmeliğe göre özel okulların tek tek sınav yapmalarında sakınca yok. Ama o zaman İstanbul’da bir öğrencinin yaklaşık 20 sınava girmesi gerekir. Kendi sınavımızı ortak yapma talebinde bulunacağız.” İlköğretim 7. sınıf öğrencileri ise, sistemin birkaç yılda bir değişmesinden çok rahatsız olduklarını belirterek “Liseler not ortalamalarına göre öğrenci alacaksa öğretmenlerin adil not vermeleri lazım ama böyle bir şey olmaz. Özel okullarda yüksek not veriyorlar, devlet okullarında vermiyorlar. Kimseye haksızlık olmasın, yeni sistem adaletli olsun” dediler.  aygün’ün kitabına da el konuldu  Ucuz işgücü olmasınlar Eğitim Sen Genel Basın Yayın Sekreteri Tuğrul	 Culfa, var olan eğitim sisteminde yoksul çocukların, bilimsel eğitime ulaşmasının giderek zorlaştığını, bu çocukları sermayenin ucuz işgücü olarak gören bir algının bulunduğunu söyledi. Culfa, “Bu	algının	değişmesi	gerekiyor.	Eğitim	sisteminin	 baştan	sona	akademik	 niyetlerle	tartışılması,	 yeniden	yapılandırılması	 gerekir”	dedi. AKP’nin 10 yıllık iktidarı boyunca eğitim sisteminin sınava endeksli olduğunu hatırlatan Culfa, şunları söyledi: “Sınav	kalkacak	diyorlar	 ama	sadece	SBS	ile	ilgili	3	olumsuz	adım	attılar,	 dershaneye	gitme	yaşını	4,	5.	sınıfa	indirdiler.		 Sınavı	kaldırdıktan	sonra	yerine	ne	getirdiğiniz	 önemlidir.	Biz	çocukların	 evlerine	en	yakın	okula	 gitmesini,	bilimsel	eğitim	 almasını	istiyoruz.	Yeni	 gettoların	oluşumunu	da	 kabul	etmemiz	mümkün	 değil,	sınav	yerine	başka	bir	at	yarışı	gelmemeli,		eşitsizlikler	kaldırılmalı,	sistem	bütün	halinde	sorgulanmalı.”  n İstanbul Haber Servisi  DHKP operasyonu kapsamında 18 Ocak’ta yapılan baskınlarda CHP milletvekili Hüseyin Aygün’ün Dipnot Yayınları’ndan çıkan “Dersim 1938, Resmiyet ve Hakikat” adlı kitabına da el konuldu. Aygün, Twitter’da “Kitabım hakkında toplatma kararı yok, polis ve yargı Tayyip Erdoğan’ın tetikçisidir. Tayyip kitaba ‘bomba’ derse polis, milletvekiline ait kitabı DHKPC kanıtı yapar” dedi. n ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Milletvekili Şevki Kulkuloğlu, telefon görüşmesi mahkeme kararıyla yapılan dinlemeye takılan AKP Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş’ın Kayseri’deki bir yolsuzluğun Ergenekon’la ilişkili olduğu haberlerine yayın yasağı getiren hâkimi Ali Çamlı adlı imam aracılığıyla yönlendirdiğine işaret etti. Kulkuloğlu, Elitaş’ın medya ve cemaatle, yargıya baskı kurarak ortaklaşa kirli bir tezgâh planladığını ifade etti. n İstanbul Haber Servisi  Türkiye’nin ormancılık konusunda yetiştirdiği önemli bilim insanlarından Prof. Dr. Uçkun Geray ölümünün 4. yılında yakınları, İşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı emekli Tuğgeneral Servet Cömert, Doç. Dr. Cüneyt Akalın’ın da katıldığı törenle Hasdal’daki mezarı başında anıldı. Ergenekon davası kapsamında Temmuz 2008’te gözaltına alınan Geray, kısa süre sonra hayatını kaybetmişti.  ‘Elitaş, kirli bir tezgâh planladı’  prof. Dr. Uçkun Geray anıldı  Özel	okullar	konusu Özel okulların, “adrese kayıt” sistemiyle öğrenci almasının mümkün olmadığını, mutlaka sınav yapılması  Eski Bakan Şahin’den Erdoğan’a sert eleştiri ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)  Eski İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, görevden alınmasının nedenini “Birilerinin işine çomak sokunca böyle oldu” diye değerlendirdi. Meclis’te gazetecilerin sorularını yanıtlayan Şahin, görev değişikliğinin olağan bir durum olduğunu, ancak hakkında medya üzerinden karalama ve itibarsızlaştırma kampanyası yürütüldüğünü söyledi. Şahin, “Bu adam birilerinin oyununu bozdu. Siz de bu adamı bozun, denilerek talimat verildi” dedi. Şahin, “Başbakan, İmralı süreci için bakan harcadı” diyen MHP lideri Devlet Bahçeli’nin sözleri için de “Doğru söylemiş” yorumunda bulundu.  erkezi	sınav	şart Fen Bilimleri Dersanesi’nden Ali Ekber Pekşen de liselere öğrenci seçme ve yerleştirme işleminin, bireysel farklılıklara dayalı bir ölçüte göre yapılması gerektiğini vurguladı.  M  Dinçer’in görevden alınmasıyla umutlanan öğretmenlere atama müjdesi  Değişiklik onlara yaradı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)  Özür grubu atamalarında öğretmenler eski Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer’den umudu keserek gözlerini yeni Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı’ya çevirmişken, Başbakan Tayyip Erdoğan “şubat ayında sağlık ve eş durumu özür grubu atamalarını gerçekleştirecekleri” açıklamasını yaptı. Bakan Avcı’da “Son 10 yılın verileri kullanılarak isteğe bağlı, özür durumu, görev değişikliğine bağlı öğretmen hareketliliği ayrıntılarıyla incelenmiştir” dedi. “Şubat ayında özür grubu ataması yok” diyen Ömer Dinçer’in görevinden alınması, öğretmenlerin umutlarını yeniden canlandırmıştı. Şubat ataması konusunda gözlerin çevrildiği yeni Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, dün şunları söyledi: “MEB istihdamında yaşanan bu arz ve talep uyumsuzluğunu gidermeye yönelik bilimsel temelli bir çalışma yürütülmektedir. Proje, ihtiyaç duyulacak öğretmen sayılarını; alanlar bazında bilimsel yöntemlerle kestirmeyi amaçlamaktadır.” Avcı’nın bu açıklamasından sonra Erdoğan da net bir açıklama yaptı ve “Konuyla ilgili olarak Milli Eğitim Bakanımıza verdiğimiz talimatla, süratle bu işi artık çözelim, artık gündemimizden düşsün dedik” diye konuştu.  n ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Sağlık Bakanlığı, son zamanlarda basında çıkan “domuz gribi” haberleriyle ilgili yazılı açıklama yaptı. Domuz gribinin Türkiye’de görülmeye devam ettiğini belirten Sağlık Bakanlığı, salgın riskinin söz konusu olmadığını açıkladı.  ‘Domuz gribi var, salgın yok’  3 kişiye 201 biner TL  ‘Bahçeli	doğru	söylemiş’  n ANKARA (AA)  Şans Topu’nun bu haftaki çekilişinde kazanan numaralar, “5, 6, 12, 32, 33 +13” olarak belirlenirken, 5+1 bilen 3 kişi, 201 bin 778 lira 15’er kuruş ikramiye kazandı. 5 bilenler 4 bin 656 lira 65’er kuruş, 4 +1 bilenler 302 lira 95’er kuruş, 4 bilenler 27 lira 70’er kuruş, 3 +1 bilenler 15 lira 95’er kuruş, 3 bilenler 2 lira 95’er kuruş, 2 +1 bilenler 4 lira 65’er kuruş, 1 +1 bilenler ise 2 lira 75’er kuruş ikramiye kazandı.   
            
    
