25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 9 ŞUBAT 2012 PERŞEMBE dishab@cumhuriyet.com.tr 12 DIŞ HABERLER Rusya Devlet Başkanı Medvedev, Erdoğan’a Suriye için çözüm arayışlarının sürmesi gerektiğini söyledi ‘Operasyon seçenek olmamalı’ FIRAT KOZOK Medvedev ANKARA Rusya Devlet Başkanı Dımitriy Medvedev, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile yaptığı telefon görüşmesinde, BM Güvenlik Konseyi’ndeki çabalar dahil, Suriye için çözüm arayışlarının sürmesi gerektiğini ifade ederek dış müdahalenin seçenek olmaması gerektiği görüşünü iletti. Erdoğan ise Medvedev’e, mevcut Suriye yönetiminin inandırıcılığını ve meşruiyetini tümüyle yitirdiğini söyledi. Erdoğan ile Medvedev akşam saatlerinde Suriye’deki son gelişmelerle ilgili olarak telefonla görüştü. Erdoğan, görüşmede BM Güvenlik Konseyi’nde Suriye konusunda karar alınamamasından ve konuya ilişkin karar tasarısının veto edilmiş olmasından duyduğu üzüntü ile endişeyi Medvedev’e iletirken Suriye’de toplam can kaybının 7 bini aştığına işaret etti. Erdoğan, Suriye’de istikrar ve barışın sağlanması için Türkiye ve Rusya’nın eşgüdüm ve istişare içinde çalışmalarında yarar gördüğünü ifade etti. Medvedev ise görüşmede BM Güvenlik Konseyi’ndeki çabalar dahil, Suriye için çözüm arayışlarının sürmesi gerektiğini ifade ederken, dış mü ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkan Yardımcısı Faruk Loğoğlu, “ev sahipliğini Türkiye’nin yapacağı, BM Genel Sekreteri, Arap Birliği, AB, Rusya ve İran’ın katılımlarıyla, Suriye muhalifleri ve rejim temsilcilerinin bir araya geleceği bir toplantı düzenlenmesi seçeneğinin değerlendirilmesini” istedi. Loğoğlu, Suriye’deki olaylarla ilgili olarak “Şiddet sarmalının sorumlularını kınıyoruz. Esad rejimi, Suriye’de dökülen kanı durduramadığı takdirde, uluslararası toplum nezdinde zedelenmiş olan meşdahalenin bir seçenek olmaması gerektiğini belirtti. Görüşmede, Türkiye ve Rusya’nın dışişleri bakanlarının Suriye konusunda istişare için bir araya gelmeleri konusunda mutabakat sağlandı. ABD ziyareti öncesinde Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Suriye konusunda, zulmün devamına Loğoğlu: Türkiye’de toplantı yapılsın ruiyet ve desteğini tamamen yitireceğini ve yalnız kalacağını bilmelidir” dedi. AKP iktidarının “uluslararası hukuk normlarıyla bağdaşmayan tek boyutlu Suriye politikasını” eleştiren Loğoğlu şu ifadeleri kullandı: “Washington ve Brüksel’in paralelinde sürdürülen bu politika otonom, yaratıcı ve yapıcı bir nitelikten yoksundur. Türkiye Suriye’nin içişlerine karışmaktan vazgeçmelidir... CHP, Suriye halkının yanındadır. Rejimin kaderini dış müdahale olmaksızın Suriye halkının kendisi belirlemelidir.” Saldırı, yaptırım kıskacında İran (V) “Obama, Beyaz Saray’a çıktığında vaat ettiği gibi İran’a gerçekten el uzatacak olsa Tahran’la ne tür bir uzlaşma hedefleyebilir?” İran uzmanları bu soruya basit, yalın bir yanıt veriyor ve Obama’nın İran’a uzatılabileceği elin UAEAUluslararası Atom Enerjisi Ajansı denetimiyle Tahran’ın “uranyum zenginleştirme programını sürdürebilmesine” olanak vermek olduğunu söylüyor. Tahran, “nükleer programını” baştan beri gerçi zaten hep UAEA denetiminde sürdürmüş. Ancak UAEA denetiminin iki tür uygulaması bulunuyor. İlkinde UAEA denetçileri; yalnız kendilerine gösterilen yerleri gidip görebiliyor. “Ek protokol” denen ikinci yöntem çerçevesinde ise kendi tercihlerine göre denetçiler diledikleri yeri inceleyebiliyor… İran, 2000’lerin başında bir iki yıl için, “güven arttırıcı önlemler” kapsamında “ek protokolü” uygulamayı kabul etmiş. Ancak taraflar arası karşılıklı güven olmadığından “ek protokol” yürümemiş ve rafa kalkmış. Sürdürüldüğü şekliyle mevcut denetimleri de ABD yeterli bulmuyor. ABD ve İsrail’in istediği son kertede İran’ın uranyum zenginleştirmesinden yekten vazgeçmesi. Obama’nın bu şartlarda Tahran’a uzattığı el; tabii boş oluyor ve Tahran’la dozu giderek arttırılan şiddetli bir yaptırım sarmalıyla, amansız bir bilek güreşine oturuluyor. “Mahallenin ‘kötü çocuğu İran’a’ zaten en baştan kuralların işlemeyeceği düşünülüyor” diyor görüştüğüm bir İran uzmanı; “Beri yandan ‘ABD ve müttefiklerinin de kafadan iyi çocuklar’ olduğu varsayıldığından, kurallara hiç ihtiyaç duymadıkları savlanıyor. Hal böyle olunca gelsin İranlı nükleer fizikçilere yönelik suikastlar, nükleer tesislere yönelen siber saldırılar, insansız hava uçakları, örtülü operasyonlar vs. Bu iş artık baştan sona kuralsızlığın geçerli olduğu bir mecrada tırmanıyor.” ABD’nin “İran’la diplomasi kapısını” kapattığına (ya da bu kapıyı gerçekte hiç açmadığına) dikkat çeken Harvard’lı uluslararası ilişkiler profesörü Stephen M. Walt örneğin vaktiyle ABD’nin Sovyetler Birliği’nden yönelen binlerce nükleer başlığa rağmen Moskova ile Washington’ın yoğun diplomasi faaliyetine girmekte hiçbir sakınca görmediğine parmak basarak şunları ekliyor: “Sovyetler’i İran’ı tanıdığımızdan çok daha iyi tanıyorduk. Otuz yılı aşkın süredir diplomatik ilişkimiz olmayan İran’ı biz bilmiyoruz. Başka hiçbir ülkeyle diplomatik ilişkilerimiz bu kadar uzun zaman kesilmemişti. İran da farklı kesitlerin misal ABD politikalarına hangi farklı yaklaşımlar içinde olduklarını değerlendiremiyoruz. İran bizim için kapalı kutu. Bunca az tanıdığımız ve nerdeyse hiç konuşmadığımız bir ülkeyle, ciddi olarak savaşa girmeyi düşünmek de çok garip.”(İran’la Neden Müzakere Etmiyoruz?/ Why aren’t we negotiating with Tehran?” Foreign Policy, 3 Şubat) Bazı jeostrateji uzmanları Walt’ın sorduğu “Neden diplomasi kapısı kapalı?” sorusunun çok ötesinde, İran’la savaşın çoktan başladığını iddia ediyor. İtalya’nın ünlü jeostrateji uzmanı Lucio Caracciolo örneğin genel yayın yönetmenliğini yaptığı “Limes” dergisinin son İran sayısının ilk sayfalarda özetle bunu söylüyor: “Dünya kaygıyla çoktan başlamış olan bir savaşı bekliyor. İsrail, ABD (ve İngiltere) ve bu ülkelerin yanında muğlak biçimde saf tutan körfezin Arap krallıkları; İran’la suikastlar, siber saldırılar, sızmalar ve çok net anlaşılmayan karşıt manevralar yoluyla tüm yerküreyi kapsayan bir bahis üzerinden İran’la görünmeyen bir savaş fitillediler. Körfez’den Batı’ya ve Asya’ya yönelen enerji hatları denli, atom silahlarının kontrolü, Pasifik, Hint Okyanusu ve Akdeniz’e uzanan stratejik yolların denetimi, Büyük Ortadoğu’nun güçler dengesi ve Süveyş’ten Hindukuş Dağları’na, Afrika Boynuzu’ndan Arap Denizi’ne uzanan, ortasında da İran’ın bulunduğu büyük dengesizlik alanını içeren bahis bu. Bahsin sonucu; 21. yüzyılın süper gücü olmak için yarışan ABD ile Çin arasındaki yarışın kazanını da belirlemeye katkıda bulunacak. Sorun, İran’ın nükleer silah yapımını denetlemenin çok ötesine gidiyor. Meselenin özünde, İran’ın atom bombası değil, bu ülkenin büyük Ortadoğu’nun egemen gücü olmasını engellemek yatıyor. İran jeostratejik dengelerde (Irak savaşı sonuçlarından yararlanırken Arap Baharı ayaklanmalarının kaybedeni olması hasebiyle) bıçak sırtı noktada duruyor. Suriye’deki iç savaşın sonuçları; İran’ın bölgedeki kayıpları/kazançları açısından belirleyici önem taşıyacak… İran’ın nükleerde zamanla girdiği yarış, işte bu konjonktür içinde önem kazanıyor. İran nükleer kartıyla bölgesel ve küresel güçleri, emperyal oyunun merkezinde olduğuna ikna etmeye çalışıyor. Jeopolitik bu çekişmenin, İran’ın nükleer kartı üzerinden girmiş olduğu bu aşağı eğimli mecrasıeğimi tersine çevirecek ivedi atılımlarla engellenmezse er geç savaşla sonlanacak.” “Kemerlerinizi bağlayın”dan başka ne denir? İran’ı daha çok konuşacağız. ‘Mutabakat platformu oluşturalım’ ve bölgenin istikrarsızlığa sürüklenmesine izin vermeyeceklerini söyleyerek bunun için yeni bir yol haritasının çalışmasını yürütmek durumunda olduklarını bildirdi. Davutoğlu, geniş kapsamlı bir uluslararası mutabakat platformu oluşturmayı istediklerini vurguladı. AFP ajansı Türkiye’nin Suriye krizini çözmek amacıyla, uluslararası bir konferans düzenlemek istediğini belirtti. Yekten vazgeçmesi isteniyor Erdoğan’ın önerisi gündemde BATI BASINI Hükümet güçleriyle birlikte 3 aileden 20 kişiyi katlettikleri iddia edildi Humus’ta milis dehşeti Dış Haberler Servisi Suriye’de şiddet olaylarının yerleşim yerlerinin içlerine doğru giderek yoğunlaştığına dikkat çekilirken muhalif kaynaklar Humus’ta önceki gece 3 ailenin katledildiğini iddia etti. İngiltere merkezli muhalif Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, 3 ailenin evlerine hükümete bağlı güvenlik güçleri ile bunlarla bağlantılı Shabiha isimli silahlı milislerin baskın düzenlediklerini ve 20 kişiyi katlettiklerini bildirdi. Öldürülenler arasında yaşları 5 ve 7 yaşlarında iki çocuğun bulunduğu, 15 yaşındaki bir kız çocuğun da kurbanlar arasında olduğu kaydedildi. AFP’nin haberinde bir aktivistin 20 kurbanın boğazlarının kesildiğini söylediği aktarıldı. Muhalifler Humus’ta önceki geceden bu yana askeri operasyonların şiddetlendiğini ve aralarında 20 çocuk da olmak üzere Dış Haberler Servisi Suriye ile ilgili olarak Batılı ülkelerin bundan sonra atabileceği adımlar tartışılırken Türkiye yine gündemde. İngiliz Telegraph gazetesi, “Ankara ve Washington’un, güvenli bölge ve uçuşa yasak bölgeyi değerlendirdikleri konusunda artan spekülasyonlar var” diye yazarken Amerikan Los Angeles Times gazetesi, diplomatlara dayanarak, “BatıArapTürk ittifakında muhalefetin silahlandırılması çağrıları yapıldığını” belirtti. Telegraph, “Türkiye Yeni bir İnisiyatif Planlıyor” başlıklı haberinde, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın “Suriye konusunda yeni bir inisiyatif başlatabiliriz” yolundaki sözlerini hatırlattı. ABD Senatosu’nun önde gelen üyelerinden John McCain ve Joe Lieberman’ın, Suriye muhalefetinin silahlandırılması olasılığından bahsettiğini yazan gazete, ancak Beyaz Sarayı Sözcüsü Jay Carney’nin, “Şu an itibarıyla böyle bir adım üzerinde durmuyoruz” dediğini vurgulayarak, “Türk hükümetine yakın uzmanlar ve kaynaklara göre, güvenli bölgeye ilişkin görüşmeler erken bir aşamada bulunuyor ancak Rusya’nın, Suriye’ye yönelik diplomatik misyonu sonuçsuz kalır ve Devlet Başkanı Esad şiddeti durdurmazsa hızlandırılır” diye yazdı. Öte yandan ABD’li Senatör McCain de “Suriyeli muhalifleri silahlandırmayı düşünmeye başlamalıyız” diyerek bunun ABD’nin müttefiki Türkiye ile işbirliği içinde yapılabileceğini söyledi. McCain ? Muhalif kaynaklar, güvenlik güçlerinin dün de Humus’a yönelik operasyonlarını sürdürdüğünü duyurdu. Humus’ta önceki gece güvenlik güçleriyle bunlara bağlı Shabiha milislerinin kanlı baskınında 3 çocuğun da yaşamını yitirdiği kaydedildi. 50’den fazla kişinin yaşamını yitirdiğini belirtti. Yine Humus’ta geçen cuma düzenlenen saldırılarda Fransız haber ajansı AFP için çalışan bir serbest gazetecinin de öldürüldüğü bildirildi. Bazı kaynaklar “Suriyeli Ömer” adı altında çalışan Mazhar Tayyara’nın (24) yaralılara yardım ederken vurulduğunu duyurdu. Suriye devlet televizyonu Humus Rafinerisi’ne “silahlı terör gruplarının” saldırı düzenlendiğini bildirdi. Bir grup ulema, Suriye’de yaşananlar konusunda önceki akşam bildiri yayımladı. Aralarında Uluslararası Müslüman Âlimleri Birliği Başkanı Dr. Yusuf el Karadavi, Mısır Müftüsü Dr. Ali Cum’a’nın da bulunduğu toplam 107 kişinin imzasını taşıyan bildiride, Esad rejimine bağlı olmaktan vazgeçilmesi çağrısı yapıldı. AA’nın haberine göre, bildiride “Özgür Suriye Ordusu ve devrimciler, maddi ve manevi her alanda desteklenmeli” denildi. Bildiride, güvenlik güçlerinin halkı katletmesinin kabul edilemez olduğu ifade edilirken rejimin insanları öldürme emrine karşı gelinmesi istendi. Daha önce bu emre karşı gelmeyenler için de “tövbe” kapısının açık olduğu belirtildi. Muhalifler Humus’ta önceki geceden bu yana 50’den fazla kişinin yaşamını yitirdiğini belirtti.(Fotoğraf: AP) ‘Savaş çoktan başladı bile’ Şam’ın istihbaratçı pazarlığı ŞAM FM’İN İDDİASI HATAYLILAR SURİYE İLE İLİŞKİLERİN BOZULMASINDAN ŞİKÂYETÇİ Dış Haberler Servisi Suriye’de 49 Türk kullanıp işi zora sokuyorlar. Bunlar Hasan Kabakulak: da ilişkilerin kopma noktasına istihbarat yetkilisinin yakalandığı yönündeki Benim hem Halep’te, hem geldiğini gösteriyor. iddialar sürerken Beşşar Esad yönetimine yakın Lazkiye’de yakınlarım var. Bir radyo kanalı Şam FM, konuyla ilgili Ankarasüre Suriye’de de çalıştım. Selim Kamacı: Benim eşim Şam arasında görüşmelerin sürdüğünü duyurdu. Komşu ülke dediğimiz Suriyeli. Çok sayıda yakınım AFP ajansının radyoya dayandırdığı haberine Suriye’ye komşunun asla Halep’te. Son olaylardan sonra göre Şam’ın, Türk istihbarat yetkililerinin yapmayacağı yaptırımları Suriye’ye gidemez olduk. Suriye’de serbest kalmasına karşılık sürdüğü şartlar yaptık. Bana kalırsa böyle MEHMET ALİ SOLAK günde 8 saat elektriklerin kesilmesi, mazotun arasında Türkiye’de bulunan muhalif Özgür komşuluk olmaz. Türkiye olmaması, her şeyin pahalı oluşu, ister istemez Suriye Ordusu militanlarının iade edilmesi ANTAKYA Türkiye ile Suriye Cumhuriyeti bir İslami yakınlarımızın sıkıntılı olduğunu gösteriyor. bulunuyor. Ayrıca Özgür Suriye Ordusu’nun arasındaki gerginliğin her geçen devlettir. İslam devleti, Beşşar Esad’a yapılan haksızlık. Alevilerin, Suriye’ye sızmalarının önlenmesi ve gün artması, Suriye’de yakınları kardeş bilip, kardeş Sünnilerin ve Hıristiyanların çoğu Esad’ı çok Türkiye’nin bu kişileri eğitmeyi sona olan Hataylıları endişelendirmeye tanıttığı Suriye’ye bu seviyor. erdirmesi de Şam’ın Türk istihbarat başladı. Komşuluk ilişkilerinin düşmanlığı yapamaz. Corc Yıldız: Kuzenlerim Suriye’de. yetkililerini salıverme şartları arasında. yanında, yaklaşık her Hataylının bir Mehmet Telefonlarının dinlenebileceğini düşünerek Lübnan ve İran medyasına yansıyan akrabasının Suriye’de olduğu Erdoğan: Kaynım rahat konuşamıyoruz. Aynı korkuyu onlar Türk istihbarat yetkililerinin Suriye’de varsayımı ile konuştuğumuz ve baldızım Cisril da bizim için taşıyor. Kökenleri Antakya, gözaltına alındıkları yönündeki iddialar, yurttaşlar, son günlerde telefon Şuğur’a yakın bir yerde Hatay olanların belli bir bölümü her bir süredir Türkiye basınında da yer görüşmelerinde yaşanan oturuyor. Söylediğim sohbette Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı alıyor. Şam FM, haberinde istihbarat aksaklıkları dile getirerek yer, olayların olmak istiyor. Kendilerine öyle bir fırsat yetkililerinin gizli bir operasyon sırasında Hasan “Eskiden her hafta sonu ya onlar yoğunlukta olduğu bir tanınsa, ilk fırsatta vatandaş olurlar. yakalandıklarını belirtirken konuya ilişkin Kabakulak bize ya biz onlara giderdik. bölge. Zaman zaman Ankara’nın suskunluğuna dikkat çekti. Şimdi haber almakta Özcan Üzüm: Akrabalarımızın evlerini terk edip, Haberde ayrıca Suriye’nin konuya ilişkin zorlanıyoruz” dedi. yaşamından elbette endişe duyuyoruz. evlerinin dışında ölüm kalım Türkiye ile görüşmelerde İran’ın da yer almasını Konuyla ilgili Ortadoğu’daki gelişmeleri izledikçe, halklar mücadelesi verdiklerini duyduk. istediği savunuldu. AFP’nin haberinde ayrıca, yurttaşların arasında çıkartılmak istenen düşmanlığın sonu Geçmişte evlilikler çok kolaylaşmıştı. birçoğunu ordudan saf değiştirenlerin görüşleri şöyle: hiç iyi olmayacak. Hataylı gibi ben de Şimdi baldızımdan oğlum için gelin oluşturduğu Özgür Suriye Ordusu’nun yaşananlardan endişe duyuyorum. istiyorum. Gelin vermekte çelişkili ifadeler liderliğinin Türkiye’de konuşlandığı kaydedildi. ‘Artık kız vermiyorlar’ C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle