18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 27 ŞUBAT 2012 PAZARTESİ [email protected] 12 EKONOMİ 2005’te 106 olan alışveriş merkezlerinin sayısı geçen yıl 302’ye çıksa da semt pazarları hâlâ gözde Pazarın modası geçmiyor Pazarlar payını korudu Ekonomik durgunlukla birlikte indirim mağazalarının pazar payı en hızlı artan satış kanalı olurken semt pazarları yerlerini olduğu gibi koruyor. Bu da AVM’lerin semt pazarlarının alternatifi gibi değerlendirilmediğini gösteriyor. mümkün: AVM’lerin ziyaretçisi artıyor 2012 verilerine göre toplam nüfusun yüzde 56’sı ayda en az bir kez bir alışveriş merkezine gidiyor. Ziyaretçi sayısı hızla artıyor. Ama bu ziyaretçi kesimin tamamının alışveriş yaptığını söylemek mümkün görünmüyor. 20 Milyon Kadın Evde... Kızlar da Eve... Milli Eğitim Bakanı, evirip çevirip “Eğitimde esneklik, demokratiklik” gibi süslü laflarla kamufle etmesin. Amaç o kadar açık ki: 4+4+4 şeklinde formüle edilen proje, tamamen kız çocuklarını, (onların deyimiyle buluğ çağındaki kızları) okul ortamından çekip evlere almak. Eğitimden koparmak berbat bir görüntü ya… Onun yerine ikame edilen “açık eğitim”. Yani? Çocuklar evde televizyonun önünde oturup güya öğrenecekler, sonra da yılda bir sınava sokulup ellerine diplomaları verilecek ve 12 yıl sonunda kapı gibi diplomaları olacak… Dönüp 8 yıllık kesintisiz eğitimin sonuçlarına bakın, neden paniklediklerini görürsünüz. OLCAY BÜYÜKTAŞ AKÇA Vural Çakır Ne eticaretin gelişerek özellikle Sevgililer Günü, Anneler Günü gibi özel günlerde patlayan hacme ulaşması ne de neredeyse her ay bir yenisi açılan alışveriş merkezleri, semt pazarlarının etkisini azaltıyor. Özellikle son yıllarda yaşanan ekonomik durgunluğun da etkisiyle en çok tercih edilen alışveriş kanalı indirim mağazaları olurken semt pazarlarının yerini koruduğu görülüyor. Araştırmacıların sahibi olduğu ve 84 ülkede faaliyet gösteren Ipsos KMG’nin “hane tüketimi paneli”, “yaşam tarzı araştırmaları” ve “perakende tüketim kanalları” araştırmaları verilerine dayanarak sorularımızı yanatlayan Ipsos KMG Yönetim Kurulu Başkanı Vural Çakır’ın verdiği bilgiye göre, günlük alışveriş en büyük payla ulusal zincirlerden yapılıyor. En hızlı büyüyen alışveriş kanalı indirim mağazaları olarak karşımıza çıkıyor. Bakkalların payı azalırken pazarlar yerini koruyor. Yapılan bu araştırmalarda sorulara verilen yanıtları yorumlayan Çakır’ın verdiği bilgiye göre ülkedeki alışveriş manzaralarını şöyle özetlemek VM’lerin etkisi artıyor çünkü.. Genelde alışveriş birbiriyle iç içe geçmiş dört ana bileşenden oluşuyor. Yapılması gereken bir iş ve bütün işler gibi sıkıcı. İkincisi sorumluluk, özellikle ev bütçesini idare edenler için. Eldeki parayı en iyi şekilde kullanmak gerekiyor ki bu her geçen gün biraz daha önem kazanıyor. Üçüncüsü sorumluluğu yerine getirerek görülen mutluluk hissi. Sonuncusu yaşanan özgürlük duygusu... Kadınlar için evin kısıtlayıcı ortamından çıkıp birçok seçeneğin olduğu bir dünyaya gidiş, özgürlük duygusu yaratıyor. Alışveriş merkezleri, sundukları ortamla birlikte alışverişin sıkıcı ve sorumluluk isteyen yanını görece azaltıp daha keyif sağlayan taraflarını güçlendiren bir değişikliğe yol açtı. Gençler için ilaveten bir sosyal mekân oldular. Böylece alışveriş ve tüketim özellikle son 10 yılda hayatımızda çok daha önemli bir rol oynamaya başladı... A VM’ler benzer ülkelerde daha yaygın AMPD verilerine göre Türkiye’de 302 alışveriş merkezi var. Ülke toplamı olarak bu hızlı gelişimle ortaya çıkan rakamlar büyük gibi görünse de Avrupa ülkelerine bakıldığında ortalamanın oldukça altında. Bin kişiye düşen kiralanabilir AVM alanı Norveç’te 734, İngiltere’de 230, İtalya’da 150, Çek Cumhuriyeti’nde 143 metrekareyken Türkiye’de 67.7 metrekare. Öte yandan, İstanbul’da durum farklı. 108 aktif AVM var ve 28’i de yapım aşamasında. Bu da kentin planlamacılarının ve yatırımcıların yeni yatırımlar konusunda daha dikkatli olması gereken bir kapasite oluşturuyor. 2012 verilerine göre toplam nüfusun yüzde 56’sı ayda en az bir kez bir alışveriş merkezine gidiyor. Ziyaretçi sayısı hızla artıyor. Ama bunların tamamının alışveriş yaptığını söylemek mümkün değil. A Kadın temizlik delisi, erkek kıyafetini bile almaktan aciz lışveriş yapılan kategoriye göre roller farklılaşıyor. Genel olarak alışveriş bir kadın işi olarak yerleşmiştir desek de erkeklerin de ön plana çıktığı alanlar var. Örneğin teknoloji... Erkekler giyim alışverişlerini bile eşsiz yapmıyor. Hatta kendi giyim alışverişlerini eşlerine sipariş edenler azımsanmayacak ölçüde. Alışverişte en büyük grubu fiyat avantajı aramayı esas alan grup oluşturuyor. Oranları yüzde 19. İkinci grup “yeni”ye çok duyarlı olanlar. Yeni bir şey özellikle dikkatlerini çekiyor; oranları yüzde 17. Bir üçüncü grup daha var ki mağazalar için tehlikeli... Zira onlar “kayıtsız” diye tanımlanıyor ve sayıları da gittikçe artıyor. Kategori olarak payları yüzde 17. Ağırlığını erkekler oluşturuyor ve şirketlerin yürüttüğü pazarlama ve promosyon faaliyetlerinden etkilenmiyorlar. A Marka konusunda da hassas değiller. SaMarka düşkünlüğü dece ihtiyaçlarına göre alışveriş yapımağaza değiştirtiyor yorlar. Alışveriş tutumuna ilişkin tabAradığı ürünü markette loya bakıldığında da erkeklerin bulamayan yurttaşların en az teknoloji, kadınların temizlik yarısı aynı ürünün başka bir bomalzemesi aldığı görülüyor. yunu tercih ediyor. Yüzde 15’i alışTeknoloji alışverişi yapan verişini erteliyor. Başka markaya kadınların oranı yüzde 9’da yönelenlerin oranı yüzde 35. Bu nekalırken erkeklerde bu oran denle firmalar açısından ürünlerinin yüzde 26’ya çıkıyor. Birlikte doğru perakende noktalarda ve o yapanların oranı yüzde 47. mağazaların da doğru yerlerinde Gıda içecek alışverişlerinin bulunması çok büyük önem tayüzde 40’ını, temizlik ürünlerişıyor. Zira tüketici aradığı markayı bulamazsa yüzde 50 nin yüzde 71 ve giyimin yüzde oranında o mağazadan 31’ini kadınlar yapıyor. Alışverişbir daha alışveriş yapte erkek ve kadınların eşitlendiği tek mıyor. alan yüzde 17 ile beyaz eşya. Uygulamanın başladığı ilk yıl, 19971998’de kız öğrencilerin okullaşma oranı, yani okul çağında olup da okula gidebilenlerin oranı ilkokulda yüzde 79, ortaöğrenimde yüzde 34 idi. Bugün geldiğimiz yer, sırasıyla yüzde 98 ve yüzde 62’dir. Ortada, özellikle ortaöğrenimde kızların hızla okullaşması gerçeği var. Bu sonuçta, kızları okula göndermeyi teşvik eden kampanyaların, maddi desteklerin de katkısı var. Ama bu trend rahatsız etmiş olacak ki; şimdi “Haydi kızlar eve” harekâtı başlatılıyor. Kızlar eve, engelliler eve, erkek çocuklar 11 yaşında çıraklığa… Bu hamle, kadının yeri evidir, biçimindeki gerici bakışın doğal bir uzantısı. Dönüp bir de eve tıkılmış kadın nüfusa bakın, dudağınız uçuklar. Öyle böyle değil, 15 yaş üstü kadınların dörtte üçü, yani 20 milyona yakın kadın evde oturuyor, evde yaşıyor. TÜİK’in hanehalkı işgücü anketi yapılırken işgücü piyasasına çıkmamış bu erişkin (15 yaş üstü) kadın nüfusa sorulduğunda, 13 milyonu, kendisini “ev işleriyle meşgulüm” diye tanımlıyor. 1 milyon kadarı, aslında çalışmak isterim ama iş yok, evimde oturuyorum, diyor. 1 milyonu, emekli kadın. 3 milyonu da çeşitli nedenlerle evde… Evet, 24 milyon kişinin çalıştığı Türkiye’de 20 milyon kadın evlerde. Evin, aslında bir tür ücretsiz köleleri, bağımlıları. S i l i v r i ’ de “ D u r uş m a l a r ı İzleme Eylemi” BASK BAŞKANI AKAY: Eylem Sürüyor! 28 Şubat’ta Silivri’deyiz! Tecri t H ücresi ’ nd e 365 G ün! • Saat: 08.00’de c’in bahçesinde olalım. • Önceden Başvuru : 0535.636 59 11 0535.270 56 84 Kızılcahamam Pazar köylü, Hasanoğlan Köy Enstitüsü ve Gazi Eğitim Enstitüsü Müzik Bölümü mezunu, Yozgat Lisesi, Yalvaç Ortaokulu, Karaman Lisesi, Kayseri Lisesi, Ankara Demetevler Lisesi ve Namık Kemal Ortaokulu’nun emekli müzik öğretmeni, Toplu sözleşme tasarısında ‘hısım ayarı’ Ekonomi Servisi Bağımsız Kamu Görevlileri Sendikaları Konfederasyonu (BASK) Başkanı Resul Akay, TBMM’ye sunulan Sendika Kanunu Tasarısı ile “toplusözleşmenin” içinin boşaldığını dile getirdi. BASK Başkanı, 12 Eylül 2010’da yapılan referandumdan sonra bir türlü yasalaşmayan tasarıyla ilgili olarak Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ ın 4 Aralık 2012’de MemurSen Bursa İl Temsilciliğinin açılışında şöyle dediğini anımsattı: “Toplusözleşme olsun diye bağıran sendikalardan bir tanesi, MHP doğrultusunda ‘hayır’ için çalıştı. Bir diğeri sol ve başka fraksiyonların temsilcisi olarak... O ‘hayır’ diyenler sonucun ardından ‘hadi toplusözleşmeye başlayalım’ dediler. Buna sadece MemurSen’in hakkı var.” Kendilerini geliştirmeleri, ayaklarının üstünde durmaları, çalışarak ekonomik bağımsızlıklarını kazanmaları şöyle ya da böyle önlenmiş milyonlarca kadından söz ediyoruz. Kadını eve hapsetmenin temelde, laikşeri bir yanı yok. Erkek egemenlerin genel bir tutumu bu. Neoliberal gericilik ise bunu şimdi biraz daha pekiştirecek bir hamle peşinde. Bir yandan yetişkin kadına dirsek gösterip iş vermeyerek eve kapatıyor, bir yandan da bu zinciri kırmayı deneyen kız çocuklarını 4 yıllık eğitimin ardından “evdekiler” ordusuna katmanın peşinde. Kadına zaten her yerde dirsek gösteriliyor. 11 milyon sigortalı işçinin ancak 2.5 milyonu (yüzde 24.5) kadın. Ama bu, muhafazakârlığın kaleleri Kayseri ve Konya’da yüzde 15’lere kadar düşüyor. Kasım 2011 SGK verilerine göre, Kayseri’de sigortalı 178 bin kişiden sadece yüzde 16’sı kadın. Konya’da 222 bin işçinin sadece yüzde 14.5’i kadın. Bu oranlar Denizli’de yüzde 30, İzmir, İstanbul, Tekirdağ’da yüzde 29… Bir Demirel repliği ile soralım: “Va mı başka izah tarzı?”… Gerçek niyetin şifreleri ise muhafazakâr kalemlerde. Habertürk’te yazan başörtülü Nihal Bengisu Karaca, 24 Şubat Cuma tarihli yazısında mesajı taşıyor: “Ya başörtüsü ile okula gidilmesine çıngar çıkarmayacaksınız ya da çocukları evlere çekip alacaklar…” Tehdit açık…Devamını ise Fehmi Koru 26 Şubat tarihli Star’da getiriyor: “Nazik beyler ve daha nazik hanımların kızların eğitilmesi konusunda samimiyet sınavından geçebilmeleri için her şeyden önce, kız liseleri uygulamasının yeniden başlamasını ve başörtüsü yasağının resmen kalkmasını savunmaları gerekiyor”. “Va mı başka izah tarzı?..” BABAMIZ; MESUT AYKEN Sevgili eşi, annemiz Hayriye Ayken’e kavuştu. Naile Müjdat Tohumcu Uğur Ayken Zeynep Barış Atakan Taylan Ayken Cenazesi 27 Şubat 2012 Pazartesi günü (bugün) öğle namazında Emek Camisi’nden (73. Sok.) sonra Gölbaşı Ahiboz köyünde toprağa verilecektir. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle