22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 16 AĞUSTOS 2009 PAZAR CUMHURİYET SAYFA DEPREM 9 İTÜ Jeofizik Mühendisliği Bölümü Yer Fiziği Anabilim Dalõ Başkanõ Prof. Dr. Haluk Eyidoğan: Sadece durum tespiti yapıldı Merkez üssü Kocaeli’nin Gölcük ilçesi olan 7.4 büyüklüğündeki depremin üzerinden 10 yõl geçti. 16 Ağustos’u 17 Ağustos’a bağlayan gece saat 03.02’de meydana gelen ve 45 saniye süren dep- remde resmi verilere göre 17 bin 480 kişi yaşa- mõnõ yitirdi, 675 bin kişi evsiz kaldõ. Depremden en çok etkilenen kentlerden biri olan Kocae- li’nde 9 bin 477 kişi yaşamõnõ yitirdi, 9 bin 881 ki- şi yaralandõ, 35 bin 180 konut, 5 bin 770 işyeri yõ- kõldõ. Kocaeli’nde 40 bin 757 konut, 6 bin 57 iş- yeri orta; 45 bin 86 konut, 6 bin 128 işyeri de ha- fif hasar gördü. Depremde İstanbul’da da 454 ki- şi hayatõnõ kaybederken 18 bin 162 konut oturulamayacak hale geldi. Bu acõ ka- yõplarõ yaşayanlar depremi hiç unutma- dõ. Ancak 30 yõl içinde özellikle İstanbul’u etki- lemesi beklenen 7 ve üzerindeki depremi herkes unuttu. Konunun uzmanlarõ, 10 yõlda olasõ bir dep- remde tamamen yõkõlacağõ tahmin edilen binala- rõn güvenli binalar haline dönüştürülmesinin mümkün olduğu konusunda hemfikirler. Okullar, hastaneler gibi kamu binalarõnõn güçlendirilmesi işlemleri çok yavaş iler- lerken eleştiri oklarõ; kent nüfusunun yaşadõğõ 1.6 milyonluk bina stokunda hiçbir önlem alõnma- masõna yöneldi. 10 yõlõ “kayõp zaman” olarak gö- ren uzmanlara göre bu sürede yapõlan bazõ iyi şey- ler de oldu. Örneğin; İstanbul’un köprü-viyadük ve otoyollarõnda güçlendirme çalõşmalarõ nere- deyse bitmek üzere. Akademik araştõrmalar ko- nusunda da yerli ve yabancõ uzmanlar oldukça önemli mesafeler kat etti, Marmara Denizi dün- yanõn üzerinde en çok araştõrma yapõlan denizle- rinden biri oldu. Biz de konunun uzmanõ dört önemli isim Prof. Naci Görür, Prof. Gülay Altay, Prof. Haluk Eyi- doğan ve Dr. Erhan Karaesmen ile yapõlan araş- tõrmalarõn sonuçlarõnõ, kentte 10 yõldõr bir türlü başlayamayan deprem risklerini azaltma çalõş- malarõnõ masaya yatõrdõk. İTÜ Jeofizik Mühendisliği Bö- lümü Yer Fiziği Anabilim Dalõ Başkanõ Prof. Dr. Ha- luk Eyidoğan, beklenen büyük Marmara depreminin risklerine ilişkin tartõşmalarõn, hâlâ planõ olmayan bir kentte yapõldõğõna dik- kat çekti. İstanbul’da, bir kentin anayasasõ olan nâzõm imar planõnõn henüz hazõrlanmadõğõnõ, 1/100 bin ölçekli Çevre Düzeni Planõ’nõn da mahkemelik olduğunu anõmsatan Eyidoğan, “Plan yokken riskleri nasıl azaltacağız?” di- ye sordu. 10 yõlõn sadece durum tespiti yapõ- larak geçirilmesini eleştiren Eyidoğan, orta- ya konulan yol haritalarõnõn, eylem planlarõ- nõn hayata geçirilmesi sürecinin çok yavaş iş- lediğini vurguladõ. İstanbul için yerli ve yabancõ uzmanlar ta- rafõndan yapõlmõş bir düzineye yakõn deprem risk haritasõ bulunduğunu dile getiren Prof. Eyidoğan, İstanbul Büyükşehir Belediye- si’nin Avrupa ve Anadolu Yakasõ’nda yaptõ- ğõ “Sismik Mikro Bölgeleme” çalõşmasõnõn çok önemli olduğunu söyledi. Eyidoğan, 1/2000 ölçeğinde 250 metrede bir alõnan ör- neklere dayanarak hazõrlanan haritaya göre deprem sõrasõnda yerin nasõl hareket edece- ğinin, nerelerde sõvõlaşma-heyelan olacağõnõn belirlendiğini kaydetti. Eyidoğan, bu çalõş- manõn, İstanbul özelinde yapõ tasarõmõ için in- şaat mühendislerinin kullanõmõna verilmesi ge- rektiğini vurguladõ. Türkiye’de deprem böl- geleri haritasõnõn 2 milyon ölçekli olduğunu ve ihtiyaca yanõt vermediğini dile getiren Eyi- doğan, “İstanbul için hazırlanan mikro harita onaylatılıp bir genelge ile mühen- dislere sunulmalı ki, milyonlarca dolar harcanmış bu çalışma anlam kazansın. İstanbul Deprem Master Planı gibi rafta durmasın” dedi. 10 yıl nasıl geçti? Deprem odaklõ kentsel dönüşümün henüz başlamadõğõna dikkat çeken Eyidoğan, 10 yõl- da geldiğimiz noktayõ şöyle özetledi: “10 yılda bütün binaları depreme hazır- lamak mümkün değil ama, toptan göçme- leri engellemek mümkündü. Çünkü konut üretme kapasitemiz çok yüksek. Ama biz 10 yıldır depremin büyüklüğünü tartışı- yoruz. Akademik ortam üzerine düşeni faz- lasıyla yaptı. Sorun akademisyenlerin üre- timlerinin, yerel ve merkezi yöneticiler tarafından anlaşılamaması. Anlaşılsa da ey- leme dönüştürülemedi. Siyaset ile teknik bir araya gelemedi. ” ‘Gökdelenler pıtrak gibi yükseliyor’ Depreme hazõrlõk konusunda eyleme geçi- lememesinin sadece ekonomik sorunlardan kaynaklanmadõğõna dikkat çeken Eyidoğan, “Pıtrak gibi gökdelenlerin, rezidansların ya- pıldığı bir kentte, çok daha hızlı bir şekil- de okul ve hastaneleri güçlendiremez miy- dik? Kamu binalarının güçlendirilmesini kapsayan İSMEP için Dünya Bankası 620 milyon Avro kredi verdi. Güçlendirme için yüzde kaçını harcadılar bilmiyorum. Para duruyor, biz faizini ödüyoruz. 6 ay- da dünyanın en yüksek gökdelenini dik- mekle övünürken devlet ve üniversite has- taneleri olduğu gibi duruyor” dedi. Endüstrinin yüzde 40’ı İstanbul’da Eyidoğan, Marmara’nõn Avrupa’daki sayõlõ endüstri merkezlerinden biri olduğunu, Tür- kiye’deki endüstrinin yüzde 40’õnõn, sanayi- de çalõşan işçi sayõsõnõn da yüzde 30’unun İs- tanbul’da bulunduğunu kaydetti. Eyidoğan, “Sanayi Odası Başkanı, ‘İstanbul’u yeniden planlarken sanayi üvey evlat gibi görülümez’ diyor. Böyle bir şey söz konusu değil zaten. Sanayi Odası’na soruyorum: 10 yılda kaç tane fabrikanızı depreme karşı güçlen- dirdiniz? Sanayinin güçlendirmede ör- nek olması gerek. Marmara’da 7 ve üze- rinde bir deprem olduğunda Türkiye’de sa- nayi çökecek, işsizlik artacak, GSMH’nin yüzde 8’i kaybedilecek. Ekonominin ya- şayacağı artçı şokları düşünebiliyor mu- sunuz?” diye konuştu. G İ R İ Ş K.ÇEKMECE’DE DURUM HALKA AÇIKLANMIYOR Bugüne dek Bakõrköy, Zeytinburnu, Kü- çükçekmece ve Fatih’te bina envanteri ça- lõşmasõnõn tamamlandõğõnõ anõmsatan Eyi- doğan, hiçbir ilçede sonuçlar göz önüne alõ- narak güçlendirme çalõşmasõ yapõlmamasõ- nõ eleştirdi. Zeytinburnu’nda can kayõplarõ- na yol açacak toptan çöküşün yaşanacağõ bi- nalarõn saptandõğõnõ, ancak burada da hiç- bir güçlendirme çalõşmasõ yapõlmadõğõnõ vurgulayan Eyidoğan, “Küçükçekmece Be- lediye Başkanõ bir toplantõda bana ‘Envan- ter çalõşmasõnõ yaptõrdõk ama, sonuçlar o ka- dar kötü ki halka açõklayamõyorum’ dedi. Bi- nalarõn dayanõklõlõğõ tahminlerin üstünde kö- tü çõkmõş. Bu, halka açõklanmalõ mõ bilmi- yorum.. Bir şey yapamadõktan sonra açõk- lasan ne olacak?” diye konuştu. Sorunun sa- dece para olmadõğõnõ vurgulayan Eyidoğan, bunu şu örnekle açõkladõ: “İBB’nin şirketi Kiptaş, Zeytinburnu’nun son kalan arazilerinden birine Merkez Efen- di Evleri yaptõ. Bu evler 400 bin TL’ye satõ- şa sunulan lüks konutlar. Zeytinburnu’nda alt ve orta gelir grubu yaşõyor. İlçeye neden üst gelir grubuna göre evler inşa ediliyor? Ka- mu hizmeti yapmak durumundaki belediye şir- ketinin lüks konut üretmesi caiz midir? Zey- tinburnu’nda çürük evlerde oturanlar ne ya- pacak? 5 yõldõr Sümer Mahallesi’ni yõkaca- ğõz, halka dağõtacağõz diyorlar. Bunun ya- põlamamasõnõn bir nedeni olmalõ.” AB ’nin “Avrupa Deniz Ta- banı Gözlem İstas- yonu Ağı” (ESO- NET) projesi kapsamõnda Mar- mara Denizi’nin tabanõnda kurulacak istasyonlarõn yeri- ni belirlemek üzere Fransõz Le Suriot ve İtalyan Urania gemileri ağustos ayõnõn so- nunda Türkiye’ye geliyor. 17 Ağustos 1999 Depremi’nin 10. yõlõnda ülkemizde tekrar in- celeme yapacak gemilerin ça- lõşmalarõ hakkõnda bilgi veren İTÜ Maden Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Naci Görür, en son 2007 yõlõnda fa- ya denizaltõ ile dalarak yaptõklarõ araştõrmalar so- nucunda kõrõk boyunca gaz ve su çõkõşlarõ tepsit ettiklerini anõmsatarak “Belirlenen noktalara ko- nulacak istasyonlar ile günler hatta aylar ön- cesinde olmaya başlayan depremi önceden tes- pit etmek mümkün mü onu göreceğiz. Fay düzleminde çıkan akışkanları izleyerek dep- remi önceden belirlemeye çalışmak dünyada çok yeni bir konu” dedi. Prof. Görür, Fransõz Le Atalante gemisi ve in- sanlõ denizaltõ Nautile ile fay boyunca tespit et- tikleri gaz ve su çõkõşlarõnõn, depremin gerçek- leştiği derinliklerden gelmesi nedeniyle büyük önem taşõdõğõnõ anlattõ. Bu akõşkanlardaki ani de- ğişikliklerin “depremin ayak sesleri” olabile- ceğini dile getiren Görür, “Depremi bizler yeryüzünde meydana geldiği zaman hissedi- yoruz. Oysa 10-15 km. derinliğinde günler, ay- lar önce deprem olmaya başlıyor. Herhangi bir yerde fay düzlemi boyunca gaz ve su gibi akışkanlar çıkıyorsa bunları incelemek, gö- zetim ve denetim altına almak gerek” diye ko- nuştu. Bu verilere ulaştõktan sonra denizaltõ gözlem istasyonlarõ kurulmasõ gerektiği yönün- de açõklamalar yaptõklarõnõ ifade eden Görür, bu- nun için gerekli 350 bin TL’yi vermeyi kabul eden İBB’nin daha sonra bu kararõndan vaz- geçtiğini anõmsat- tõ. Görür, 2008’deki Gü- neydoğu Asya’yõ vuran tsunami fe- laketinden sonra özellikle Akde- niz’de gerçekle- şebilecek doğal afetleri önceden belirleye- bilmek için AB’nin 7. Çerçeve Programõ kapsamõnda araştõrma odaklõ bir proje olan ESONET’i hazõrladõğõnõ dile getirdi. Türki- ye’den destek bulamayõnca hemen bu projeye başvurduklarõnõ ifade eden Görür, “Hiç düşün- meden kabul ettiler. AB projenin oluşturul- ması için ilk yatırımları yaptı. Bizden resmi muhatap istediler. Aylarca uğraştık DPT’den bir mektup alabildik. Rica ile İstanbul Vali- liği’ni bu projede resmi bir adres olarak kullanmaya ikna ettik” dedi. İzmit kırığına pilot istasyon Görür, bu zahmetli uğraşlarõn ardõndan önü- müzdeki günlerde Le Suroit ve Urania’nõn Tür- kiye’ye tekrar geleceğini anlatarak gemilerin ya- pacağõ çalõşmalarõ şöyle anlattõ: “Amacımız daha önce saptadığımız gaz ve su çıkışlarını net olarak belirlemek. Nerede, ne tip gözlem istasyonları kurulacağını, ne tip sensörler kullanılacağını, nereye otur- tulacağını tespit etmek için yer uygunluk ça- lışmaları yapacağız. Çalışma kasıma kadar sürecek. Urania gemisi ile İzmit Körfe- zi’nde 1999’daki depremde oluşan kırığın Marmara’ya dayandığı yere pilot gözlem is- tasyonu kuracağız. Burayı seçtik çünkü olabilecek depremi ilk hissedecek yer burası. Yalnız, alacağımız verileri ulaştıracağımız bir merkez yok. Hükümet bizi duyar da bu işe el atarsa karada bir istasyon kurmayı da çok istiyoruz. Ama şimdilik bilgileri istasyondan ge- milerle gidip alacağız.” İstanbul Haber Servisi - İstanbul İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Sabri Kaya, İs- tanbul’da Sismik Riskin Azaltõlmasõ Pro- jesi (İSMEP) kapsamõnda 772 kamu bi- nasõnõn güçlendirme fizibilite çalõşmasõ kapsamõna alõndõğõnõ, bugüne kadar 237 ka- mu binasõnõn güçlendirildiğini ve 93 kamu binasõnõ güçlendirme çalõşmasõnõn devam ettiğini söyledi. Anadolu Ajansõ’na açõk- lama yapan Kaya, 12 ilçede 505 okulun deprem analizini yaptõrarak takviye pro- jelerini hazõrladõklarõnõ, 175 okulun yõkõ- lõp yeniden yapõldõğõnõ, 83 okulun da güç- lendirildiğini belirtti. Kaya, İstanbul Eği- tim ve Araştõrma Hastanesi, Baltalimanõ Kemik Hastalõklarõ Hastanesi ve Şişli Et- fal Hastanesi ek binasõnõn depreme karşõ takviyesinin yapõldõğõnõ ifade etti. Marmara’nõn tabanõna deniz gözlem istasyonu kurulacak İTÜ Maden Fakültesi Öğ- retim Üyesi Prof. Dr. Na- ci Görür, “Belirlenen nok- talara konulacak istasyonlar ile günler hatta aylar önce- sinde olmaya başlayan dep- remi önceden tespit etmek mümkün mü onu görece- ğiz” dedi. ‘BİZİM DE KAYNAK AYIRMAMIZ GEREK’ G örür, projedeki asõl sorunun istasyonlarõn ku- rulmasõ aşamasõnda çõkacağõnõ kaydederek “Biz yerleri tespit ettikten sonra istasyonlarõn kurul- masõna AB destek verecek ama bizden de kaynak bekli- yorlar” dedi. Gelecek depremin hiç kimse için sürpriz ola- mayacağõnõ belirten Görür, Marmara’nõn ciddi bir deprem denizi olduğunu söyledi. İstanbul’un 10 yõldõr ye- rinde saydõğõna dikkat çeken Görür, şunlarõ söyledi: “1999’dan sonra Marmara’nõn dibindeki fay sistemi te- tiklenmiş durumda. 99 depremleri fay sistemine 220 yõl- da birikecek tektonik enerjiyi 55 saniyede yükledi. İs- tanbul’da 2029’a kadar herhangi bir anda 7’nin üzerinde deprem olacak. Ancak halk ve yönetim üzerine düşeni yap- mõyor. İstanbul 10 yõlda depreme hazõrlanõrdõ. Alarm ve- rilmiş bir kenti depreme hazõrlamak için seferberlik ha- vasõnda çalõşmalõydõk. Hükümet, AB için 24 saatte ya- sa çõkardõ. Ancak kenti depreme güvenli hale getirme- nin önünü tõkayan yasalarõ 10 yõldõr değiştiremedi.” SÜRECEK Naci Görür Yalova Deprem Anıtı 10 yõl önce 10 yõl sonra Eyidoğan Depremzedeye dayak İzmit’teki deprem konutlarında dün olay çıktı. Vali yardımcıları ile daire müdürlerine lojman olarak verilen ko- nutlara yerleştirilen Bölge Çalışma Müdür Yardımıcı Ercan Kale’nin eş- yaları dün kamyonetle bölgeye gönde- rildi. Depremzedeler aracın geçişine izin vermeyince polislerle eylemciler arasında arbede yaşandı. 10 deprem- zede gözaltına alınırken bazı deprem- zedeler de binaların önünde çekyatları ateşe verdi. Olaya müdahale edene po- lis ekipleri, eylemci gençlerden birini çöp kutusuyla itmesi dikkat çekti. www.hurriyet.com.tr’denalõnmõştõr HEKİMLER UYARDI: Hastaneler hazõr değil İTÜ VE YTÜ RAPORLARI Çocuklar riskli ‘bölgede’ 237’Sİ GÜÇLENDİRİLDİ Kamuda binalar ‘güçsüz’ İstanbul Haber Servisi - Yõldõz Teknik Üniversitesi (YTÜ) Doğa Bilimleri Araş- tõrma Merkezi Başkanõ Prof. Dr. Şükrü Er- soy, Türkiye’de okul çağõndaki 10 mil- yondan fazla çocuğun, sağlam olmayan, gü- vensiz binalarda doğal afetlere karşõ risk al- tõnda eğitim gördüğünü söyledi. Marma- ra depreminin 10. yõlõ dolayõsõyla YTÜ Odi- toryumu’nda düzenlenen “Afet, Çocuk ve Okullar” sempozyumunda konuşan Ersoy, Türkiye’de 1999 yõlõnda meydana gelen depremde çok sayõda okulun yõkõldõğõnõ ve okullarõn büyük çoğunun deprem güven- liği açõsõndan kapalõ kaldõğõnõ anõmsattõ. Nüfusun yarısı risk altında İTÜ Jeofizik Mühendisliği Bölümü’nün raporu da, Türkiye’nin 71 milyon 517 bin 100 olan nüfusunun yüzde 45’inin birinci, yüzde 26.6’sõnõn ikinci, yüzde 14.6’sõnõn üçüncü, yüzde 12.3’ünün dördüncü ve yüzde 1.5’inin beşinci derece deprem böl- gesinde yaşadõğõnõ gösterdi. İstanbul’da olasõ bir depremde can kaybõnõn Raporda, Türkiye’de 47 ilde bulunan 66 havaalanõ- nõn 27’sinin birinci, 23’ünün ikinci, 9’unun üçüncü ve 7’sinin dördüncü derece deprem bölgesinde olduğu vurgulandõ. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türk Tabipleri Birliği (TTB) tarafõndan ya- põlan araştõrmada, yataklõ tedavi kurum- larõnda görevli hekimlerin yüzde 9.6’sõnõn “Çalıştıkları hastanenin olağandışı du- ruma hazır olduğu”, yüzde 73.3’ünün ise “hazır olmadığı” görüşünü dile getirdiği belirtildi. TTB 2. Başkanõ Feride Aksu, “Hazırlıklı olmak, fiziksel açıdan güvenli bir binada hizmet vermekten olağandı- şı durumda kullanılacak tıbbi malze- menin depolanmasına, kriz anında na- sıl işlev göreceğini, görev tanımını ve ne yapacağını bilmekten, bunun tatbikat- larını yapmış olmaya dek uzanan bir yel- pazeyi kapsamalıdır” diye konuştu. Araştõrmaya göre, hekimlerin yüzde 57.5’i yangõn, sõzõntõ, kirlilik gibi teknolojik nedenleri, yüzde 52.6’sõ depremi, yüzde 19.4’ü salgõn gibi biyolojik nedenleri, yüzde 13.4’ü hastane binasõnda çökme ris- kini, yüzde 10.9’u meteorolojik nedenle- ri, hastaneleri için olağandõşõ durum oluş- turabilecek riskler kapsamõnda görüyor. He- kimlerin yüzde 45.7’si de çalõştõğõ hasta- nede afet planõ olup olmadõğõnõ bilmiyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle