23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 16 AĞUSTOS 2009 PAZAR 4 HABERLER DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN ‘Entelektüel’li Yıllar Sevgili, Ellili-altmışlı yıllarda içindeki çiçekçiler yüzün- den hâlâ ismiyle müsemma olan Çiçek Pasajı’nın Beyoğlu’ndan girişte sağdaki dükkânı ve galiba o zamanların en ünlüsü olan, Sev-İç’te garson ola- rak çalışırdı, hemşehrisi Celâl ile birlikte, tahmi- nime göre, o sıralarda yirmili yaşlarındaydı. Çiçek Pasajı’na ilk kez ne zaman nasıl gittiği- mi bilmiyorum; herhalde yaşıtım diğer Galata- saraylılar gibi olmalı. Kimimiz daha önce başla- mıştık, kimimiz daha sonra. Ben 11 –12. sınıfta olmalıydım, oraya adım attığımda. Bira yıllarımızdı tabii. Bira denince de akla Arjantin bardaklar ge- lirdi. Birayı büyükbabamla birlikte, daha önce de içerdim. Ama, pasaj kendi başıma bira içtiğim, kendi ıs- marladığım üzeri buğulanmış Arjantin bardağı bek- leyip, sonra cebimden 1 lirayı çıkarıp verdiğim ilk yerdi. Tünel’den çıkıp, pasajın içinden geçip, Sofya- lı sokağa girdiğimde, Refik’in kapının hemen ya- nında bira sifonlu uzun bir tezgâhın uzandığı dük- kânında, Tekel birası (o zamanlar zaten başkası yoktu) içerdim bir tane. Cebimde parayı denk- leştirdiğimde Refik’e, bira çekmedeki ustalığı dolayısıyla uğrardım. Çiçek Pasajı ise başlı başına bir dünyaydı. Çi- çekçi dükkânlarının arasına serpiştirilmiş mey- haneler, dükkânların dışında, üzerlerine yerleşti- rilen mermerlerle masa haline getirilmiş dikine kon- muş fıçılar, ortada karidesçiler, fıstıkçılar, koko- reç ve midye dolmacılarıyla hele hele akşam ışık- ları yandığında, çağrısına karşı koyulması güç da- vetkâr bir dünya... Hayata atılır gibi, biraz ürkek, büyük umutlar- la dolu daldık Çiçek Pasajı’na, Galatasaray Li- sesi’nin son yıllarında. Okuldan mezuniyet belgemizin yanına eklen- miş bir de Çiçek Pasajı şahadetnamesi varmış ya da daha doğrusu olmalıymış gibi gelir bana hep. Umutlarımız, çiçekçi vitrinlerine, hüznümüz Haydar’ın midye, aşklarımız karides tezgâhları- na karışır gider anı yaşamlarımızda. Cavit o pasajın en unutulmaz simalarından bi- riydi, cerbezenin ötesinde bir karizması vardı. Onu hemen tanıdık, hemen benimsedik. Diğerlerinin arasından sivrilmesi, sevimli çok bil- mişliği, becerikliliği ve kendisini sevdirmesi sa- yesinde, köyünden birlikte geldiği, Celâl (o genç yaşta öldü sonra) ile birlikte girdiği Çiçek Pasa- jı’nda dükkân sahibi oldu. Onu benim gibi Sev-İç’ten hatırlayanlar artık azaldılar. Çoğunluk üç yıl öncesine kadar ortağı olduğu “Huzur”dan bilirler onu. “First Class, My fair Lady, Ekselans” gibi hi- taplarından hoşnuttu çoğunluk. Ben ise onlarda gizli bir gırgır sezerdim. Cavit kısa sürede Çiçek Pasajı’nın değil, İs- tanbul’un onsuz olmazlarından biri haline gelmişti. İstanbul’un gevrek kahkahası, Çiçek Pasajı’nı Cavit’ten önce tanımış olan Aydın Boysan, Bü- lent Ecevit’i tanımlarken “Entelektüel”e şöyle ben- zetirdi: - Bülent Ecevit “Entelektüel Cavit”e benzer, iç- mez içirir, yemez yedirir. Gerçekten de Cavit elli yıllık birahanecilik ya- şamında, ağzına tek damla içki koymamıştır. İnancı gereği hayatında damla içmemiş olan Ca- vit, hoşsohbet bir adamdı. Bir gece Mustafa Ekmekçi ile birlikte kalabalık bir grup halinde “Huzur”a gitmiştik ve Ekmekçi bermutat gazetesini sekize katlamış ceket cebi- ne koymuştu. Biraz sonra Cavit masamıza yaklaştı, mutadı veçhile oturmadan lafını attı: - Beyefendi Ankaralı galiba... Bunu söylerken Ekmekçi’yi işaret ediyordu. - İyi bildin de, nereden bildin? diye sorunca ce- vabı yapıştırdı: - Bir tek Ankaralılar gazeteleri böyle katlayıp kat- layıp ceketin yan cebine koyarlar. Başta M. Ekmekçi hepimiz patlattık kahkaha- yı. Cavit’in büyük bölümü Çiçek Pasajı’nda geçen yaşamı, hafta içinde noktalandı. Çiçek Pasajı’na adım atmamdan belki de 10 yıl önce oraya giden Cavit, bizleri orada ilk karşıla- yanlardan biriydi. Yaşamımıza renk kattı. Şimdi ise yok artık ... Anı yaşamımın bira bardağı da kırıldı... asirmen@cumhuriyet.com.tr Başbakan, açõlõmla ilgili destek gelmese de yola devam edeceklerini söyledi ‘Geçişsüreciyaşanõyor’ İstanbul Haber Servisi - Başbakan Re- cep Tayyip Erdoğan, Büyükada Anadolu Kulübü’nde Adalar’daki cemaat vakõflarõ, bazõ sivil toplum kuruluşlarõ ve Adalar Vakfõ işbirliğiyle organize edilen yemekte, diğer dinlerin liderleri ve temsilcileriyle bir araya geldi. Başbakan Erdoğan yemekte “Ne Kürt ne Alevi ne azınlık kardeşlerimin so- runları hiçbir zaman birbirinden üstün veya az değildir. Hepsine yaklaşım tar- zımız aynıdır” dedi. Türkiye’nin şu anda bir geçişi yaşadõğõnõ belirten Erdoğan, “Geçiş esnasında tabii ki ülkemizin de vatan- daşlarımızın da soydaşlarla ilgili konu- larda çektiğimiz sıkıntılar var” diye ko- nuştu. Bir demokratik açõlõmõn mücadelesini, kavgasõnõ verdiklerini belirten Erdoğan, “Eğer birilerinin ağzına bakacak olsak, bu adımı atmamız mümkün değil” dedi. Başbakan Erdoğan, Büyükada’dan ayrõ- lõrken gazetecilerin “demokratik açılım” konusundaki sorularõnõ yanõtladõ. Başbakan Erdoğan, bu süreçte CD ve kitapçõklarõn ha- zõrlanacağõnõ, konferans dizileri, sempoz- yumlar ve panellerle konuyu Türkiye ge- nelinde bir söylem birliğine kavuşturarak bir ortak akõlla, ortak düşünceye koşmak ge- rektiğini vurguladõ. ‘Taşın altına elimizi koyalım’ Başbakan Erdoğan, “Biz istiyoruz ki toplumsal mutabakat nasıl sağlanmışsa, bunun üzerinde siyasi parti, sivil toplum örgütü yöneticileri, akademisyenler, ya- zılı ve görsel medyanın temsilcileri, hep birlikte bu taşın altına elimizi koyalım ve birlikte bu demokratik açılımı gerçek- leştirelim. Bunun için de olmaması gibi bir şey düşünemiyorum” diye konuştu. Siya- si partilerin bu işe destek vermesi halinde çok daha kõsa zamanda işi çözeceklerine inan- dõğõnõ ifade eden Erdoğan, şunlarõ şöyledi: “Fakat destek verseler de vermeseler de biz yola çıktık. Bütün çalışmalardan sonra ortaya çıkacak olan raporu açık- layacağız. Bu raporu açıklarken de tüm iletişim noktasındaki kanalları devreye sokacağız. Bir iletişim başarısını bura- da tabii sağlamamız gerekiyor ve bu ile- tişimi azami müşterekleri olanlarla be- raber yapacağız. Asgari müşterek de- miyorum.” Başbakan Erdoğan, muhalefet partileri ile görüşmelere ilişkin olarak ise, “Yazılı da- vetlerimiz gitti. MHP’den yazılı ret cevabı geldi. CHP’den yazılı bir ret cevabı gel- medi, ama söylemlerde bazı olumsuz- luklar var” yanõtõnõ verdi. Bir gazetecinin, DTP ile görüştüğünü anõmsatmasõ üzerine Erdoğan, TBMM’deki Grup Başkanvekil- liği odasõnda daha önceki talepleri üzerine kendilerini kabul ettiğini ve orada görüşme yaptõğõnõ söyledi. MHP’nin afişi kaldırıldı Yemekten önce iskelenin korkuluklarõna MHP’nin astõrdõğõ “12 kötü adama ithaf olunur” yazõlõ afiş apar topar indirildi. Yemeğe, Başbakan Yardõmcõsõ Bülent Arınç, Bakanlar Egemen Bağış, Faruk Çe- lik, Nimet Çubukçu, Ertuğrul Günay, Fe- ner Rum Patriği Bartholomeos, Süryani Ka- dim Kilisesi Patrik Vekili Yusuf Sağ, Er- meni Patrikhanesi temsilcisi Başpiskopos Aram Ateşyan, Süryani Ortodoks Kilise- si Metropoliti Yusuf Çetin, işadamlarõ Cem Hakko ve İshak Alaton da katõldõ. İstanbul Haber Ser- visi - Demokrat Parti (DP) Genel Başkanõ Hüsamettin Cindoruk, hükümetin Kürt açõlõmõ çalõşmalarõnõ “içi boş şişeye” benzeterek Baş- bakan Recep Tayyip Erdoğan’a “Sakın sı- nırlarımızı tehdit eden, vatandaşlık ilke- lerini zedeleyen bir planla karşımıza gel- me” uyarõsõnda bulun- du. Türk Silahlõ Kuv- vetleri’nin PKK ile mü- cadeleden galip çõktõğõ- nõ da söyleyen Cindo- ruk, “Kazanan taraf biziz. Bir hukukçu ola- rak söylüyorum. Te- rör örgütü liderliğin- den müebbet hapse mahkûm olmuş bir ki- şi siyasi yasaklıdır. Böyle bir kişiyle diya- loğa giren parti kapa- tılır” dedi. Cindoruk, dün partisi- nin Zincirlikuyu’daki İstanbul İl Başkanlõ- ğõ’nõn açõlõş törenine ka- tõldõ. Tören sonrasõ ga- zetecilerle bir araya ge- len Cindoruk, hüküme- tin Kürt açõlõmõ çalõşma- larõyla ilgili değerlen- dirmelerde bulundu. Cindoruk, “Açılım sözü yalnızca bir etikettir. Boş bir şişeye yapıştı- rırsanız hiç bir anlam ifade etmez. Hüküme- tin, açılım diye bahset- tiği de böyle bir şey. Etiketi var.. içi boş. Bi- ze anlatılan yalnızca bir sunumdu. Bir şeyi söylemek istiyor da söyleyemiyorsanız çe- kindiğiniz bir şey var demektir” dedi. Erdoğan Büyükada’ya neden geldi? CİNDORUK ‘Açılım içi boş şişe’ Şahin: Liderlerle görüşebilirim KARABÜK (Cumhuriyet) - TBMM Başkanõ Mehmet Ali Şahin, Kürt açõlõmõ sürecinde uygun atmosferin oluşmasõ durumunda siyasi parti liderleriyle bir araya gelebileceğini söyledi. Memleketi Karabük’ü ziyaret eden Şahin, köyünün yakõnlarõnda gazetecilerle birlikte ormanda mantar topladõ. Sorularõ da yanõtlayan Şahin, “Hangi siyasi görüşten olursa olsun, ülke insanõmõzõn bir araya gelerek konuşup çözemeyeceği çok az problem olduğuna inanõyorum. Yeter ki bir araya gelelim, oturalõm, konuşalõm. İktidar partisinin, muhalefet partilerinin bu terör sorununun bir an önce çözülmesi kanaatinde olduğuna inanõyorum” diye konuştu. ÖZLEM YÜZAK BÜYÜKADA - Ben Başbakan Tayyip Er- doğan’õn Büyükada’yõ neden ziyaret ettiğini bir türlü anlamadõm. Başbakan Büyükada Anadolu Kulüp’te dü- zenlenen yemekli toplantõya beraberinde 5 ba- kan, bazõ AKP İstanbul milletvekilleri ile birlikte katõlarak ve dini cemaat temsilcileri ile sohbet ederek başlattõğõ demokratik açõlõm yolunda nasõl ilerlediğini mi göstermek istedi? Yoksa gerçekten ilgileniyor mu, yerel se- çimlerde CHP’ye kaptõrdõğõ Adalar ilçesinin so- runlarõ ile? Ya da başka bir konu mu var ortada henüz or- talõklarda sözü edilmeyen. Ancak birtakõm ilginç gelişmelerin olduğu ke- sin. Önce birkaç yõl önce Büyükada’da bir ev sa- tõn alarak Adalõlar kervanõna katõlan avukat Kezban Hatemi’nin önayak olmasõ ile başlatõ- lan ve yaklaşõk 20 kişinin katõldõğõ bir çalõştay- da Adalar’õn sorunlarõ masaya yatõrõldõ. Ardõn- dan “Adalar için öncelikli beklentilerimiz” ad- lõ rapor oluşturuldu. Dünkü toplantõda ise rapor başbakana verildi. Şöyle bir göz attõğõmda raporda son derece doğ- ru ve herkesin katõldõğõ öneriler var. Üstelik bun- larõn önemli bir kõsmõ CHP’li Belediye Başka- nõ Dr. Mustafa Farsakoğlu’nun seçim bildir- gesinde de yer alan öneriler. Ancak raporda bun- larõn arasõnda sivrilen yenileri de var. Örneğin: “Adalar için Kalkınma Ajansı kurulmalı” “Özel Avrupa Birliği fonları açılmalı ve bu ko- nuda STK’ler desteklenmeli”, “Elektrikli toplu taşıma sistemi yapılandırılmalı”... Tüm bunlar bana Adalar’õ yeni bir rant kapõsõ olarak hazõrlanmaya çalõşõldõğõ izlenimini verdi. Ve işin açõkçasõ ürktüm. Evet Adalar Belediye- si’nin hizmetlerini düzgün olarak sürdürebilme- si için acil olarak gelire ihtiyacõ var. Sadece kõş nüfusuna göre dağõtõlan pay ile yazlõk ada nüfu- su ve buna ek olarak günübirlik turiste hizmet ver- mek neredeyse imkânsõz. Bu yüzden “acilen kı- sa kaynak yaratılmalı” talebine katõlõyorum ama bunu karşõlõğõnda aralanacak kapõlar ve verilecek ödünlerden de korkuyorum doğrusu... Sadece AA ve TRT’nin izlemesine izin verilen yemekte Erdoğan, “Bütün sorunlar A’dan Z’ye çözülmüştür” demediğini, sıkıntıların olduğunu ifade etti. (Fotoğraf: AA)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle