Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK
Baştarafı 1. Sayfada
Fakat patenti CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur
Öymen’e ait bu slogan AKP’nin dışarıda verici nite-
liğini ortaya çıkarıyor.
Çünkü 29 Mart seçimlerinden bu yana:
1- Bu hükümet Peygambere hakaret eden karika-
tür nedeniyle İslam âleminden özür dilemezse Dani-
marka Başbakanı Rasmussen’in NATO Genel Sek-
reterliği’ne oy vermeyeceğini ilan etti.
Rasmussen af dilemedi. Türkiye, Genel Sekreter-
liğe evet dedi.
2- Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy, 70 milyonu
Müslüman olan bir ülkenin AB üyeliğine karşı olduğunu
saklamıyor.
Fransa’nın NATO’nun askeri kanadına dönme ka-
rarını gerçekleştirebilmesi için üyelerde ittifak arayan
NATO ilkelerini kullanacağı yerde Türkiye; Fransa’ya
sessiz sedasız boyun eğdi. Türkiye’nin oluruyla Fran-
sa askeri kanada döndü.
Türkiye, Fransa’nın isteğine karşı örneğin AB ko-
nusunda pazarlık fırsatını kaçırdı.
3- Hükümetin koro halinde Azerbaycan’ı üzmeye-
ceği, Ermenilerin işgal ettiği, orada yaşayanları kat-
lettikleri, eziyet ettikleri Yukarı Karabağ sorunu çö-
zümlenmeden sınır kapısını açmayacağı yolunda
son açıklamaları gerçeği yansıtmıyor.
Ermenistan Cumhurbaşkanı başta, Dışişleri Ba-
kanları “yakında sınır kapılarının açılacağını” ısrar-
la açıklıyorlar.
Bu açıklamaların dayandığı kanıt-belge Bakû’da açık-
landı:
Azerbaycan’da çoğu zaman hükümetten aldığı
haberleri yayımlayan Müsavat gazetesi; Rusya’nın, İs-
viçre’de sürdürülen Türkiye-Ermenistan görüşmele-
rinde varılan anlaşmaların metnini Azerbaycan Cum-
hurbaşkanı’na verdiği bu anlaşma; Türkiye’nin Yukarı
Karabağ sorununun çözümünü koşul olarak dayat-
madan sınır kapısını Ermenistan’a açmayı onayladı-
ğını belgeliyor.
Türkiye, 15 yıldır izlediği, ödün vermeye yanaşma-
dığı Yukarı Karabağ ile ilgili politikasından… birden vaz-
geçiyor.
Aliyev de soluğu Moskova’da alıyor. Cumhurbaş-
kanı Medvedev’le görüşmelerden sonra Azerbaycan
petrol ve doğalgazıyla doğrudan bağımlı “Rusya ile
Azerbaycan arasında enerji alanında geniş işbirliği ko-
nusunun ele alındığını, olumlu sonuçlara varıldığını”
açıklıyor.
Böylece, şu sıra Türkiye’deki hükümetten umudu-
nu kesen Aliyev; Rusya’ya “Karabağ sorununu çözün,
enerji işbirliğimiz artsın” mesajını vermiş oluyor.
Aliyev; Türkiye’nin AB ile stratejik ortaklığına kar-
şın; Rusya’dan stratejik ortağımız diye söz eden bir
mesaj veriyor.
4- Barack Obama’nın son ziyaretindeki isteğini ge-
ri çevirmemek için hükümet; Heybeliada’daki Rum
Ruhban Okulu’nun açılması için formül aramaya
başlıyor.
Ruhban Okulu’nun açılması, üstelik Fener Patrikli-
ği’ne bağlanması, anayasaya göre olanaksız. Fakat hü-
kümet anayasal koşula karşın çare üretmekte karar-
lı görünüyor.
Pazar günü (bugün) KKTC’de seçim yapılacak. Ya
AKP hükümetine bağlı hükümet partileri yönetimden
uzaklaştırılacak… ya da AKP hükümetinin çoğunlu-
ğu yakalaması olası Ulusal Birlik Partisi’nin seçim ba-
şarısını engellemek için giriştiği uygulamalar kazana-
cak. M. A. Talat güdümündeki parti yine iktidarda ka-
lacak! Ama hangi yöntemlerle?
Ergenekon virüsünü Kuzey Kıbrıs’a bulaştıran ter-
tiplerle... AB ile ilgili Devlet Bakanı Egemen Bağış’ın,
AKP milletvekillerinin Kuzey Kıbrıs’taki özel çabalarıyla!
“Dışarıya verici” olayların ardı arkası kesilmiyor. Ya-
kında ABD Genelkurmay Başkanı geliyor.
Görüşmelerde Irak’taki Amerikan askerlerinin Tür-
kiye üzerinden çekiliş yöntemleri konuşulacağı gibi,
artık ABD ile ilişkilerde gündemin değişmez madde-
si terör konusunun da ele alınması bekleniyor.
ABD Başkanı Obama; TBMM’deki konuşmasında
Irak’taki El Kaide’yi “yerinde sökeceğiz, yeneceğiz”
dedi.
Lakin PKK’nin “yerinden sökülüp atılmasına” gelince;
sorunu “Irak hükümeti, Barzani ile” çözmemizi istiyor.
Bir yandan da azınlık diye söz ettiği Kürtlere hak-
lar tanınmasını istiyor.
Güldürü sanatında usta rahmetli Muammer Kara-
ca bir zamanlar dış politikadaki gelişmelere bakmış,
bakmış; “Güldürmeyin beni Hariciye” demiş.
Bugünlerde de içeride gerici hamlelere, dışarıda ve-
rici gelişmelere bakıyor, bakıyor kamuoyu ve:
Gülmekle ağlamak arasında bocalıyor.
SAYFA 19 NİSAN 2009 PAZARCUMHURİYET
18 HABERLERİN DEVAMI
İstanbul B 22
Edirne Y 25
Kocaeli B 22
Çanakkale B 21
İzmir B 25
Manisa PB 26
Aydın B 26
Denizli PB 25
Zonguldak PB 16
Sinop PB 16
Samsun PB 17
Trabzon PB 16
Giresun PB 17
Ankara PB 18
Eskişehir B 19
Konya B 17
Sıvas PB 15
Antalya B 26
Adana B 24
Mersin B 22
Diyarbakır PB 18
Şanlıurfa PB 21
Mardin PB 17
Siirt PB 17
Hakkâri Y 8
Van Y 10
Kars Y 9
Oslo B 11
Helsinki B 6
Stockholm B 13
Londra PB 17
Amsterdam PB 18
Brüksel B 17
Paris Y 16
Bonn PB 17
Münih PB 15
Berlin PB 16
Budapeşte PB 23
Madrid Y 19
Viyana PB 20
Belgrad Y 22
Sofya Y 21
Roma Y 16
Atina PB 21
Zürih PB 20
Moskova Y 5
Aşkabat PB 21
Astana PB 18
Taşkent PB 26
Bakû Y 15
Bişkek PB 23
Tiflis Y 14
Kahire A 28
Şam A 24
Ülkenin kuzey ve do-
ğu bölgeleri parçalı ve
çok bulutlu, Kırklareli,
Edirne, Kars, Iğdır,
Ağrı, Van ve Hakkâri
çevreleri yağmur ve
sağanak yağışlı, diğer
yerler az bulutlu ge-
çecek. Hava sıcaklığı
ülke genelinde 3 ila 5
derece artacak.
“Kara gözlüklü iki adam
Anıtkabir’in önünde bekleşi-
yor. İçlerinden biri, telefonla
hesap veriyor: Bekliyoruz
amirim, çıkar çıkmaz gözal-
tına alacağız” (Turhan’ın çiz-
gisiyle).
On ikinci dalga da geldi! Bu
gidişle dalgalar denizleri dol-
duracak... Güzeldir denizin, rüzgârın dalgala-
rı, ruhumuzu okşar; ama bunlar öylesi değil, içi-
mizi karartıyor...
Her şeyi önceden bilenler, öğrenenler, tetikte
bekliyorlardı. Yeni dalga ne zaman gelecek di-
ye!.. Sonunda geldi. İlk iş olarak Türkan Say-
lan’ın evi basıldı. Aylardır hasta yatağındaki ün-
lü toplum öncüsünün evinin her yeri arandı.
Başta Prof. Haberal olmak üzere, Atatürkçü
rektörler, profesörler, aydınlar, kendilerini hiz-
met vermeye adamış kadınlar, erkekler suç-
luymuşlar gibi yakalandı. Gazetemiz yazarı Prof.
Erol Manisalı dostum da sevgili Mustafa Bal-
bay’ın yanına götürüldü...
Demokrasilerde her şey, insanın huzurunu,
rahatlığını, güvenliğini sağlamak içindir. Dev-
letten, hükümetten kimsenin bir korkusu yok-
tur. Sabahın köründe evinin basılacağını ha-
yal bile edemez. Yurttaş olarak görevini yap-
mıştır, askerliğini bitirmiştir, vergisini ödemiş-
tir, suç diye bir durumu yoktur... Sabah uyan-
dığında kapısını çalanın mahallenin sütçüsü ol-
duğunu bilir.
Siz, kendinizi önemli biri mi sayıyorsunuz?
Mesleğinizin en yükseğine çıkmışsınız, ününüz
yaygın, yapıtlarınız kitaplıkları doldurmuş, top-
luma hizmetleriniz tüm ulusça bilinmiş.. yine de
kendinize o kadar güvenmeyin. Sabah beştir,
kara kara adamlar birden odanıza doluverirler,
her şeyi altüst eder, ne var ne yok toplar gö-
türürler. En özel mektuplarınızı, notlarınızı bi-
le!.. Sonra kolunuza giren iki kişi sizi ite kaka
bir taşıta sokar, doğru Silivri’ye...
Orada günlerce, belki aylarca
bekler durursunuz yargıç önüne çı-
karılacağınız günü, saati... Bir de
hastalandınız mı, sizi zorunlulukla
GATA’ya Mata’ya götürdüklerinde,
uzaklardan biri seslenir: ‘Gatagulli’ler
döndürülüyor diye!..
Sevgili Turhan’ın karikatürü öyle
çok şey anlatıyor ki!.. Atatürk çıka-
cak alıp Ergenekon’a götürecekler! Bir şaka,
bir mizah, bir takılma ama Atatürk’ün her gün
biraz daha itilip kakılmaya başlandığını gör-
müyor muyuz?.. Olmadı mı böyle gülünç du-
rumlar, bir yetkili çıkmadı mı, “Han-ı Yağma”
şiirindeki “Yiyin efendiler çatlayıncaya kadar yi-
yin” şiirinin yazarı Tevfik Fikret’i suçlu sayıp
arama emri çıkarmadılar mıydı, Menderes dö-
neminde?..
Turhan’ın çizgileriyle daldım böyle düşün-
celere!.. Bir arkadaş soruyordu geçenlerde:
“Atatürk rozeti takmak da suç sayılacak mı?”
On ikinciyi gördük. Şimdi sıra on üçüncüde!..
Bu gidişle düşünen, duyan, anlayan insan bı-
rakmayacaklar ortalıkta!..
EVET / HAYIR
OKTAY AKBAL
Bu Dalgalarla Dalga Geçilmez!
/ IŞIL ÖZGENTÜRK
10 gündür hastanedeydim. Her dört sa-
atte bir kan şekerim alõndõ, sürekli tansi-
yonum ölçüldü ve beynimin, bedenimin
her noktasõ didik didik edildi ve ben ha-
yatõmda yedi hap birden aldõm ve kurşun
kalemi bile söyleyecek gücüm kalmadõ.
Ama bütün bunlar, o güzel günleri bey-
nimden silemedi.. tam tersi, bütün canlõ-
lõğõyla gözlerimin önünde canlandõ.
Kaç yõl önce.. epeyce yõl önce Çağdaş
Yaşamõ Destekleme Derneği beni İdil’e ça-
ğõrmõştõ, İdil’i İdil Biret’ten dolayõ merak
ederdim. Doğuda uzak bir yer, hani gör-
mediğimiz, gitmediğimiz.. ama bizim
olan yerler (!). Koşarak gittim, orada bir
sokağa Dr. Ayşe Yüksel adõ vereceklerdi.
İdil bütün doğu kasabalarõ gibiydi. Bir
Cumhuriyet caddesi, hükümet konağõ,
ailelerle bekârlarõn ayrõ ayrõ oturdukla-
rõ bir yazlõk çay bahçesi. Gerisi bir yõ-
ğõn kahve ve her evden en az dokuz ço-
cuğun elinde bir dilim ekmek sokağa fõr-
ladõğõ bir büyük köy.
Oralara pek çok defa gitmiştim ama, bu
kadar çocuğu hiç bir arada görmemiştim.
Kadõnlar bitmişti, ilk kõz çocuklar şim-
diden anne olmuş gibiydiler. En çok on-
lara üzülmüştüm. Bu derdimi söylemiş-
tim, Dr. Ayşe Yüksel, “Kaymakamla
ortak bir şey yapıyoruz, buralarda
devletin aile planlaması çok güç.. din
var, gelenekler var, ayrıca burası çok
göç aldı, köylerinden kovulan ailelerin
çocukları çok fazla, her şey çok zorlaştı.
Ama kadınlara istihdam yolları aça-
cağız, çocuklara yuva yapacağız, baş-
ka çaremiz yok. Türkiye böyle” de-
mişti.
Dr. Ayşe Yüksel’e bakmõştõm, gencecik,
ipince bir bir kõz çocuğu gibiydi. Oysa o
neler yapmõştõ.. gözlerini açtõğõnda, yani or-
taokuldayken, Türkan Saylan diye bir
doktor bellemiş ve kendi kendine onun yo-
lunda ilerleyeceğine ant içmişti. Öyle de
yaptõ.. doktor oldu, bir süre Afrika’da ça-
lõştõ ve bir gün “Benim ülkemin çocuk-
larının da bana ihtiyacı var” dedi ve ül-
kesine döndü. O günden sonra da en
uzaklara, kimselerin gitmeyi istemediği
yerlere gitti.. yüzlerce çocuğa hayat ver-
di, kadõnlara temiz yaşamasõnõ öğretti,
erkeklere özel dersler verdi. Tek bir ama-
cõ vardõ, hayata ve ülkesine karşõ kendini
borçlu hissediyordu ve onu en onurlu şe-
kilde ödemek istiyordu. Hay Allah.. aklõ-
ma Aziz Nesin geldi, o da öyleydi.
İdil, Dr. Ayşe Yüksel’in kõymetini bil-
di ve ona bir sokağõn adõnõ verdi. Şimdi
İdil’de bir Dr. Yüksel Sokağõ var.
O gün çok neşelenmiştik; çadõrlarda
gözleme yiyip Türkiye’nin geleceği hak-
kõnda konuşmuştuk ve ben sanõrõm Ay-
şe Yüksel’le bahse tutuşmuştum: “Ben
buradan da evime bir şeyler alırım”,
“İmkânsız” demişti. Ben bir pazara gir-
dim ve Suriye’den gelmiş mor dantel per-
deler buldum. Bahsi kazanmõştõm; şimdi
o perdeler yatak odamda duruyor ve ben
on gün sonra evime döndüğümde en çok
bu perdelere bakõyorum. Sanki güzel, ha-
yal kurulabilen günleri gösterir gibi...
Dr. Ayşe Yüksel’le daha sonra Van’da
karşõlaştõk; ben onun orada olduğunu bil-
miyordum, meğer Van’a gidip üniversi-
tede Halk Sağlõğõ Bölümü’nü kurmuş, dört
yõldõr da Rektör Yardõmcõlõğõ yapõyormuş
ve Prof. olmuş, onun için Prof, unvanlar
hiç de önemli değildi, işi zordu. Van son
derece yoksuldu, öğrenciler yõrtõk ayak-
kabõlarla üniversiteye geliyorlardõ. Hemen
işe koyulmuştu, bir giysi fabrikasõ kur-
muştu.. öğrenciler daha çok ekmek içi pa-
tates yiyorlardõ; yememiş içmemiş, büyük
bir yemekhane kurmuştu. Şimdi öğren-
cilerinin yemek yediklerini görünce mut-
luluktan gözleri yaşarõyordu. O gün ko-
nuştuk ve İstanbul’a geldiğinde buluşmaya
söz verdik.
Ben hastanede, Prof. Dr. Ayşe Yüksel
mapushanede.. iyi bir buluşma oldu. Cu-
ma günü dünyanõn en güzel insanõ Tür-
kan Saylan onun için ayaktaydõ ve Ayşe
Yüksel çõkmadan bu işin ucunu bõrak-
mayacağõnõ söylüyordu.
Türkan Saylan böyledir, o aynõ za-
manda bir hocadõr ve talebelerini asla yal-
nõz bõrakmaz. Bu onu daha büyük yapar.
Şimdi kim, ne isteği varsa hepimize
söylesin ve Prof. Dr. Ayşe Yüksel için saf
tutalõm. Ben saf tutacağõm.
isilozgenturk@gmail.com
Dr. Ayşe Yüksel Sokağı
Vergi kaçırana
kurtuluş göründü
MURAT KIŞLALI
ANKARA - Devlet Bakanõ ve Başbakan Yar-
dõmcõsõ Nazım Ekren’in “Yeni varlık barışı
makul olur” sözleriyle gündeme taşõdõğõ yeni
vergi affõ yasasõ taslağõna göre, 2008 yõlõ gelir,
kurumlar ve katma değer vergilerinin de vergi
incelemesi dõşõnda bõrakõlacağõ öğrenildi. Taslak
bu şekliyle yasalaşõrsa, 2008 yõlõnda vergi kaçõ-
ranlar, kaçõrdõklarõ miktarõn yüzde 2-5 gibi bir
oranda vergi ödeyerek, 2008 yõlõna dönük vergi
incelemesinden muafiyet kazanacaklar.
Hükümetin 2008 sonunda getirdiği ve “Varlık
Barışı” olarak adlandõrdõğõ vergi affõ ile “Yurt-
dışındaki paralarını, yüzde 2 vergi ödeyerek
Türkiye’ye getirenler ile yurtiçinde paralarını
yüzde 5 vergi ödeyerek beyan edenlere” hem
varlõklarõ yönünden sorgulama kapsamõ dõşõnda
kalma istisnasõ, hem de vergi incelemesi yönün-
den 2003-2007 yõllarõna dönük “örtülü bir af
avantajı” sağlandõ. Edinilen bilgilere göre, hü-
kümet, bu süreçte sisteme ne kadar para gireceği
henüz belli olmadan, vergi affõyla ilgili ikinci bir
“Varlık Barışı” yasa taslağõ hazõrladõ. İlk Yasa
2007 yõlõna kadar olan 5 yõllõk dönemi kapsar-
ken, yeni taslakta 2008 yõlõ Gelir, Kurumlar ve
KDV’sinin de vergi incelemesi dõşõnda bõrakõla-
cağõ ve böylece ilk yasadaki vergi affõnõn 2008’i
de kapsayacağõ öğrenildi.
Şimdi yeni taslak yasalaşõrsa, bu dönemde ver-
gi kaçõrmõş olanlar, kaçõrdõklarõ verginin gele-
cekte incelenerek bulunmasõ durumunda çok da-
ha yüksek vergi, ceza ve faiz ödeyeceklerine,
şimdiden yüzde 2 ile 5 arasõnda bir vergi ödeye-
rek, geçmişe dönük vergi incelemesinden kurtul-
muş olacaklar. Böylece hükümet, vergi kaçõran-
lara bir tür “sigorta” yaptõrarak ileride bu kaçak-
çõlõk nedeniyle doğabilecek vergi, ceza ve faizin-
den kurtulma olanağõ tanõmõş olacak.
Zirve Yayınevi
kurbanlarına tören
İZMİR (Cumhuriyet Ege Bü-
rosu) - TÜYAP tarafõndan Tür-
kiye Yayõncõlar Birliği işbirli-
ğiyle düzenlenen 14. İzmir Kitap
Fuarõ, kapõlarõnõ “kitap kurtla-
rına” açtõ. Kültürpark Uluslararasõ
Fuar Alanõ’nda gerçekleştirilen et-
kinlik, 306 yayõnevi ve sivil top-
lum kuruluşunun katõlõmõyla 26
Nisan’a dek sürecek.
Fuar, İzmir Büyükşehir Be-
lediyesi Başkanvekili Sırrı Ay-
doğan, İzmir Vali Yardõmcõsõ
Sait Topaloğlu, Kültür ve Tu-
rizm Bakanlõğõ Kütüphaneler
ve Yayõmlar Genel Müdürü
Aytekin Yılmaz, Milli Eğitim
Şube Müdürü Zayide Mutlu-
kan, etkinliğin bu yõlki onur ko-
nuğu Tarık Dursun K. ve ya-
zarlarõn katõlõmõyla açõldõ. TÜ-
YAP Genel Koordinatörü Deniz
Kavukçuoğlu, fuarõn geçen yõ-
la oranla yüzde 10 büyüdüğünü
belirterek, “Geçen yıl fuarımızı
226 bin ziyaretçi gezdi. Bu yıl
daha da artmasını bekliyo-
ruz” diye konuştu.
Kavukçuoğlu, Ergenekon so-
ruşturmasõ kapsamõnda tutukla-
narak Metris Cezaevi’ne konu-
lan gazetemiz yazarõ Prof. Dr.
Erol Manisalı’nõn kitap fuarõn-
daki imza gününe katõlamamasõ
nedeniyle üzüntülü olduklarõnõ
da vurguladõ. Türkiye Yayõncõ-
lar Birliği Başkanõ Çetin Tüzü-
ner, gençlere okuma alõşkanlõ-
ğõnõn kazandõrõlmasõ gerektiğini
söyledi. Tüzüner, fuarda geniş
bir konu yelpazesi içinde kon-
ferans, söyleşi, panel, şiir dinle-
tisi gibi 142 etkinliğin gerçek-
leştirileceğini de belirtti. Ko-
‘Kitap kurtlarõ’ buluştu
45. Cumhurbaşkanlığı
Türkiye Bisiklet Turu’nun
Finike - Antalya etabını,
Almanya’nın Team Mil-
ram Kulübü’nden Robert
Forster kazandı. Yaklaşık
60 kilometrelik yarışı 2 sa-
at 34 dakika 31 saniyede
bitiren Forster’in ardından
Avusturya’nın Elk Haus
Kulübü’nden Daniel
Schorn ikinci oldu. Yokuş
sprintinde İspanya’nın Ga-
licia Kulübü’nden Gonzalo
Rios Rabunal, Türkiye gü-
zellikleri sprintinde ise Sa-
pone’den (İtalya) Alessan-
dro Fantini birinci oldu.
(COŞKUN GÜLBAHAR)
Engelliler Konfederasyonu’ndan Hayrünnisa Gül’e mektup
‘Tanıtımtoplantısınakatılmıyoruz’
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Engelliler Konfederas-
yonu Başkanõ Turhan İçli, Cum-
hurbaşkanõ Abdullah Gül’ün eşi
Hayrünnisa Gül’e bir mektup
göndererek, himayesinde gerçek-
leştirilen “Eğitim Her Engeli
Aşar” kampanyasõnõn Çankaya
Köşkü’nde gerçekleştirilecek ta-
nõtõm toplantõsõna katõlmayacak-
larõnõ bildirdi.
İçli, mektubunda “Eğitim Her
Engeli Aşar” kampanyasõnõn yan-
lõş gerekçelere dayandõrõldõğõnõ ve
yanlõş yöntemlerle uygulandõğõnõ
belirtti. İçli, “Eleştirilerimiz, özel
eğitim alanının özelliklerini ve
engellilere ilişkin Türkiye’deki
örgütlenmeyi bilmemesi olağan
olan zat-ı âlinize değil, esas ola-
rak Milli Eğitim Bakanlığı’na
yöneltilmiştir” dedi.
İçli, mektubunda “Kampanya
çok programlı özel eğitim mer-
kezlerinin kurulmasını öngör-
mektedir, bu tamamıyla yan-
lıştır. Çünkü, her engel grubu-
nun özellikleri ve ihtiyaçları
farklıdır. Bu kampanya için
konfederasyonlar, federasyon-
lar bir yanda dururken özel
misyon sahibi ve az sayıda şu-
besi ve üyesi bulunan Türkiye
Beyazay Derneği tercih edilerek
daha baştan yanlış bir yöntem
izlenmeye başlanmıştır” dedi.
SELAHATTİN GÖKATALAY / ZEYNEP ŞAHİN
MALATYA/İSTANBUL - Malatya’da iki yõl
önce Zirve Yayõnevi katliamõnda yaşamõnõ yiti-
ren Tilmann Ekkehart Geske ve Uğur Yük-
sel, Malatya’da mezarlarõ başõnda, İstanbul’da
ise kilise töreni ile anõldõ.
Geske’nin Malatya Ermeni Mezarlõğõ’ndaki
mezarõ başõnda düzenlenen törene Geske’nin eşi
ve çocuklarõnõn yanõ sõra, Diyarbakõr Protestan
Kilisesi Ruhani Lideri Ahmet Güvener ile çev-
re kentlerdeki Protestan cemaati üyeleri katõldõ.
Türkçe ilahilerin okunduğu törene ailenin isteği
üzerine gazeteciler alõnmadõ. Uğur Yüksel’in
Elazõğ’õn Sün köyüne bağlõ Mansuruşağõ mezra-
sõndaki mezarõ başõnda da tören yapõldõ.
Yüksel, Aydõn ve Geske için İstanbul’daki St.
Espirit Katedrali Kilisesi’nde de tören düzenlen-
di. Törene, Protestan Kiliseler Derneği, Zirve
Yayõncõlõk ve Geske’nin eşi Suzanna Geske me-
saj gönderdi. Suzanna Geske, “Bize hâlâ baba-
sız ve eşsiz yaşamak çok zor geliyor. Bu bü-
yük bir yük” dedi. Aydõn’õn eşi Şemse Aydın
ise gönderdiği video mesajõnda, eşi ve arkadaşla-
rõnõn Türkiye Cumhuriyeti’nde inançlarõ uğruna
öldürülen ilk Hõristiyanlar olduğunu kaydetti.
VARLIK BARIŞIYLA GÜN DOĞDU
Bahçeli el öptürmedi
Cem Vakfı tarafından düzenlenen “Tarihten Bu-
güne Alevilik” konulu sempozyumda ilginç an-
lar yaşandı. Sempozyuma MHP Genel Başka-
nı Devlet Bahçeli’nin de aralarında bulunduğu
çok sayıda siyasetçi katıldı. Sempozyumda, es-
ki Diyanet İşleri Başkanı ve eski bakan Lütfi Do-
ğan, “Milletine saygılı büyük bir devlet adamı-
nın elini öpmek istiyorum. Müsaade eder misi-
niz? Ben öpeceğim siz de benimkini öpeceksiniz”
diyerek Bahçeli’nin elini öpmek istedi. Bunun
üzerine Devlet Bahçeli, Lütfi Doğan’ın elini öp-
tü ancak kendi elini öptürmedi. (Fotoğraf: AA)
14. İzmir Kitap Fuarı, 306 yayınevi ve pek çok sivil toplum kuruluşunun katılımıyla açıldı
nuşmalarõn ardõndan etkinli-
ğin onur konuğu Tarõk Dur-
sun K.’ya plaket verildi. Pla-
keti gazetemiz yazarõ Server
Tanilli’den alan Tarõk Dur-
sun K., Tanilli’nin demokrasi
uğruna savaş verdiğini vur-
guladõ.
Cumhuriyet
Kitapları da fuarda
Cumhuriyet Kitaplarõ, bu
yõl da gazetemizin yazarlarõ-
nõ okurlarõyla buluşturacak.
Dün Zeynep Oral, Sevgi
Özel, Öner Yağcı, Deniz
Som, Ümit Zileli, Ataol Beh-
ramoğlu, Bahadır Selim Di-
lek, Tarõk Dursun K. ve Şeref
Bakşık, okurlarõyla söyleşti-
ler ve kitaplarõnõ imzaladõlar.
Cumhuriyet Kitaplarõ’nõn
İzmir Dil Derneği’yle birlik-
te düzenlediği, “Tarık Dur-
sun’un Dilinden İncelikler”
söyleşisi de Ahmet Önel,
Mehmet Atilla ve Özlem
Fedai’nin katõlõmõyla ger-
çekleştirildi.
Bugün de Cumhuriyet Ki-
taplarõ Standõ’ndaki etkinlik-
ler 3 No’lu salonda saat
13.15’te emekli Cumhuriyet
Savcõsõ Talat Şalk’õn kita-
bõyla aynõ ismi taşõyan “İm-
ralı’da Öcalan’a Soruldu”
başlõklõ söyleşisiyle başlaya-
cak. Şalk, söyleşinin ardõndan
14.30-15.30 saatleri arasõnda
Sabriye Okkır’la birlikte ki-
tap imzasõna katõlacak. Cum-
huriyet Kitaplarõ’nda Hik-
met Çetinkaya ve Serdar
Kızık’õn imza etkinliği de
bugün 15.30-16.30 saatleri
arasõnda gerçekleştirilecek.
Büyük yarõş
devam ediyor
‘Fazla porsiyon’
soruşturmasõ
Yurt Haberler Servisi -
Sağlõk Bakanlõğõ, Sakarya
Eğitim ve Araştõrma Hasta-
nesi’nde yemek ihalesini
alan 2 şirketin personel ve
hasta sayõsõ aynõ olduğu
halde fazla porsiyon yemek
vererek hastaneye zarara
uğrattõğõ iddiasõyla soruş-
turma başlattõ. Bir ihbar
üzerine müfettişler tarafõn-
dan yapõlan incelemede
hastanede 2007 yõlõnõn
ocak ayõnda 2 bin 83 hasta
yatarken, 58 bin 154 porsi-
yon yemek çõkarõldõğõ,
2008 yõlõnda yatan hasta sa-
yõsõ 2 bin 12 iken, 71 bin
94 porsiyon yemek çõkarõl-
dõğõ belirlendi. İnceleme
sonucunda 4 yõllõk dönem-
de yaklaşõk 200 bin porsi-
yon yemeğin fazladan çõka-
rõldõğõ kararõna varõldõ.
İSTANBUL