02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
31 TEMMUZ 2008 PERŞEMBE, CUMHURİYET SAYFA 17 Mars Şefik Alan: "Dünyayı şoke edecek gelişmeler kapıda: Ergenokon sekizinci dalga zanlıları Mars bağlantılı çıktı." Elektronik posta: [email protected] Tel: 0.212.343 72 74 Faks: 0.212.343 72 60 Arap ülkeleh "Gümüş" dizisini sevmiş. Hep altını sevecek değillerya! Komedi Ahmet önen: "Darbecileri yargılamadan olmayan darbenin hayali faillerini yargılamak başarısız bir komedi filmi çekmektir!" Ciippe Erol Barutçugil: "Adnan Menderes'in kara cüppelilerini AKP'nin YÖK'ü 'ak' cüppeli yapıyor!" İfade Ercüment Akat: "Gizli tanıkların ifadesine göre Fransız Devrimi'ni Ergenekon yaptırmış ve Konyakçı'yı eylemlerde kullanmış!" YATIP kalkıp "Verilmiş sadakamız yarmış" diyor başka bir şey demiyor Kemal Öncü. Neden mi? Çünkü şöyle diyor: "Yatalım kalkalım, şu Ergenekon darbecilerini hiçbir fedakarlıktan kaçınmayarak medyada teşhir eden, yargılayan ve mahkum edenlere dua edelim. Verilmiş sadakamız varmış beyler! Bunlar darbe yapabilseymiş eğer, 12 Martları, 12 Eylülleri mumla arayacakmışız da haberimiz yokmuş. Türkiye, Türkiye otalı böyle darbe görmedi derim de başka bir şeycikler demem. Bir kere 'darbe' dediğinin arkasında ABD olur. ABD'nin izni olmadan, parmağı olmadan darbe yapmak kimin haddine? Ama bunlar yapacakmış meğer! Ne kadar bağlantıları varsa birer birer açıklandı, Atatürk'ten Ahmet Necdet Sezer'e herkes bir şekilde Ergenekon'a bağlandı ama Sadaka - RTE ile Gül gizlice buluşmuş... "Hem de çukur gibi bir yerde!" ABD bağlantısı yolunda en ufak bir ima bile yok. Demek ki bunlar ABD'ye rağmen darbe yapacak kadar güçlü bir örgütmüş, Allah razı olsun bunları teşhir edip kendilerini savunma fırsatı bile vermeden infaz edenlerden. Sonra; açıklandı da ben mi görmedim, var mı bu teröristlerin yerli yabancı büyük sermaye bağlantısı? Türkiye'de darbe olacak, arkasında sermaye olmayacak. Arkasında sermaye olmayan darbe ne demek? Sermayeye karşı darbe demek! Bunlar arkalarına ABD'yi almadıkları gibi sermayeyi de almadan yapacaklarmış meğer mahut darbeyi. Şeytan kulağına kurşun... O ne güçlü bir örgütmüş yarabbi! Benim aklım hâlâ almamakta ama sizinki elbette alır. Baksanıza silahlara ne kadar müthiş; üç el bombası, beş pompalı tüfek, sekiz de bıçak. Her babayiğidin harcı mıdır? Değildir! Askeri birlik yok, zırhlı birlik yok, arkada ABD yok, darbe finansörünün kendi cenazesini kaldıracak parası yok ama ortada yapılacak bir darbe var. Hani diyorum, asker olmadan on bin kişiye kırmızı kalpak, on bin kişiye kırmızı bere giydirerek mi yapacaklardı acaba darbeyi renkli devrim misali? Bunların George Soros bağlantısı da açıklanmadı ki birader! Allah, bunları derdest edip yargıç karşısına çıkarmadan posalarını çıkaranlardan, ölüme gönderenlerden razı olsun. Böyle medya her memlekete lazım, çok şükür ki bizde var." SESSÎZ SEDAS1Z (!) Oral, borcunu çift taraflı ödüyor! GEÇEN akşam televizyon kanallarından birine çıkan Radikal gazetesi yazarı Oral Çalışlar, Ergenekon iddianamesi üzerine engin görüşlerini sıralarken ilginç laflar da etmiş. Programı seyreden Sıtkı Ergüney anlatıyor: "Oral iddianameyi savunurken, llhan Selçuk'un bir sohbet sırasında 'iyi' ve 'kötü' darbe ayırımı yaptığını büyük bir heyecanla açıkladı ve 'Inanmazsanız gidip kendisine sorabiliriz' dedi. Ergenekon'da aynı adı paylaştığı ülkücü teröristle soyadı benzerliğinden başka bir benzerliği olmadığını kamuoyuna açıkladıktan sonra 'Doğrucu Davut' rolüne soyunan Oral, böylece bir yandan savcıya yardımcı olmaya çalışan bir yandan da ne kadar güvenilir bir insan olduğunu sergilemekten kendini alamadı. Bu vesile ile iddianamedeki gizli tanıklardan birinin Oral olabileceği yolundaki düşüncelerimiz pekişti. Öteki gizli tanıklar arasında Hasan Cemal'i de görürsek hiç şaşmamak gerek. Meslek yaşamında Başbakan RTE'nin uçağına binebilen ilk ve tek Cumhuriyet yazarı olma payesine erişen Oral, Cumhuriyet'ten ayrılırken yazdığı veda yazısında llhan Selçuk'tan övgü ile söz etmiş ve kendisine çok şey borçlu olduğunu söylemişti! Demek ki yeni konumuyla birlikte borcunu çift taraflı olarak böyle ödüyor." Bir Arpa Boyu Yol Gidememek MEHMETGDLER Yazar '68 kuşağının kendini bir düş, ütopya uğruna harcadığı sanılır. Elbette ki geleceğe dönük düşleri, umutları vardı o kuşa- ğın. Hem de herkesten, her ku- şaktan daha çok... "Gerçekçi ol, imkânsızı iste" diyenleronlardı. Gerçekçilikten kopmayan düşler, umutlar, ütopyalar üretmenin hiç de olumsuz bir yanının olduğunu düşünemiyorum. '68 kuşağı, günün koşulları- na göre çok fazla gelen im- kânsızı istedikleri için düşleri- ne ulaşamadılar. '68 kuşağı, düşlerini suya yazmış gibi görülür bazılarınca. Hiç de öyle değil. Içlerinden dönekler, liboşlar çıksa da bü- yük bir kesimi devrimci- de- mokrat olarak türlü mevkileri iş- gal etmişlerdir bugün. lleti- şimde, iş dünyasında, politi- kada, daha başka önemli mev- kilerde yer almışlardır. Yaşa- saydı, Deniz Gezmiş şimdi nerelerde, hangi makamlarda olurdu, yaşamı nasıl yorumlardı diye merak ettiğim anlar çok olmuştur. O yılların toplumunda ana çelişkiyle, bugünkü ana çeliş- kinin değiştiğini görüyoruz. O yıllarda kapitalizmin karşısına al- tematif olarak sosyalizm ko- nuyor, o ideolojinin değerleri üzerinden savaşım veriliyordu. Solun korkusu faşizm, sağın korkusu komünizmdi. Bugün, dünle pek ilişkisi ol- mayan yapay çelişkiler üze- rinde düşünce patinajı yaptı- ğırnızı görüyoruz. Dün, uğruna savaştığımız kapitalizm/sosyalizm çelişkisi unutulmuş, onun çok alt bi- rimleri olan ulusalcılık/ılımlı Is- lam çelişkileri gündem yapıl- mıştır. Kimse madenlerimizin ulusallaştırılmasını, toprak re- forrnunun yapılmasını savun- muyor. Yaşamı değiştirmek, dönüştürmek adına gelinen bu nokta ülkemiz adına bir aşama sayılamaz. 30-40 yıllık süreçte, Türkiye kapitalizm/sosyalizm çelişki- sinden ulusalcılık/ılımlı Islam çelişkisine savrulmuşsa, bir kesimin korkusu cumhuriyet, diğerlerininki ılımlı Islam ol- muşsa, şapkamızı önümüze koyup düşünmemiz gerekir. Bu bir gerilemedir. Büyük su- lardan çıktığımızın, küçük, kir- li sularda yüzmeye çalıştığımı- zın işaretidir çünkü. Hemen belirtmeliyiz ki kapi- talİ7m/sosyalİ7m savaşımı, in- sanlık kültürünün yarattığı uç bir savaşımdı. Ve de ileri bir sa- vaşımdı. Sorun, sistemler üze- rine temellenmekte, dönü- şümler, değişimler gibi daha radikal sorunlar onların üstün- den biçimlendirilmekteydi. Ya bugün?.. Cumhuriyet/ılımlı Islam tar- tışması geriye çekilmiş, ar- kalara düşmüş bir tartışmadır. Şimdilerde, yüz - yüz elli yıl ön- ce tartışılmış konuları gün- demde tutuyor Türkiye. Dü- şündüğümüzde, bizleri çar- şafla, tesettürle oyalayanların, bütünüyle ılımlı Islama çek- meye çalışanların, ülkemizi ideolojik, kültürel anlamda ne kadar gerilere düşürdükleri or- taya çıkar. Sonuç Avrupa bunları çok önceler- den tartıştı, çözdü. Osmanlı Imparatorluğu çö- kerken meleklerin dişi mi, erkek mi olduğu tartışılıyordu. Televizyonları izleyin, tartışı- lan konuların çoğu bu türden sığ ve düzeysizdi; siyasileri- mizin tartıştıkları konular da ay- nı sığlığı, düzeysizliği yansıtıyor ne yazık ki. Türkiye'nin bugün çağ dışı, düzeysiz tartışmalardan bir an önce kurtarılması gerekir: On- ların yerine kuantum fiziği, uzayda yaşam, dünya vatan- daşlığı, küresel ısınma, küresel barış gibi insanlığı daha ya- kından ilgilendiren sorunların gündeme girmesi beklenir. Ne yazık ki bu konulardan, konuları yaratan bilim, sanat ve kültürel düzeyden çok uzak- lardayız şimdilik... K1M K1ME DUM DUMA BEHIÇAK vfco • \ '-4 ¥ i [email protected] \% ( • V ) HARBİ SEMİHPOROY 5BİH4LA OTOBUSTEKİLER Softuumii A 1 KEMAL h <*yır\ı r , . ı , • ¥?- URGENÇ Ar,[email protected] ,t, cocka 4SnitU v,&... (ÇÖPLÜK ÇOCUKLARI) TAYYAR ÖZKAN T.C. ERZİNCAN 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN ESAS NO: 2007/630 Davacı Sainıe Erdoğan vekili Av. Didar Selcan Özarslan tarafından Malıkememize açılan gaiplik davasının yapılan yargılaması sırasında verilen ara karan gereğince; Davacı vekilinin Mahkememize açmış olduğu gaiplik davasında mii- vekkili Sainıe Krdoğan'ın 30 yıldır evli bulundıığu eşi Isnıail Erdo- ğan'ın 25 yıl kadar önce evini lcık cltiğini, tarafların bu evliliklerinden 24.04.1974 dogumlu Oğuzhan Erdogan ve 22.06.1980 doğumlu Mu- ratlıaıı Erdoğan isimlı iki çocuklannın buluııduğunu, 15 yıldır tüııı aıa- malara rağmen Ismail Erdoğan'dan hiçbir şekilde irtibatın kunılmadı- ğını, bu nedenlerle müvekkilinin eşi Ismail Erdoğan'ın gaipliğine ve nıüvekkili ile eşi Ismail Erdoğan'ın evliliklerinin gaiplik nedeniyle fes- hine karar verilmesini istemiş olmakla, tiilgisi bulunan kişilerin TMIC.nun 33- mad. gereğince ilk ilan tarihin- den iıibaren en geç 6 ay içensinde Mahkememize bilgi vermeleri, ak- si halde Ismail Erdoğan'ın gaipliğine karar verileceği hususu ilan olu- nur. Basın: 12196 KENDIMIZE AIT ODALARIMIZIN OLMASI SINIRSIZ YAŞIYAMIYACAdlMi: CÖSTERİR www.junkidz. com IYIPE BEHIMODANIN KAPISI HEPAÇIKTIR! TARİHTE BUGUN MÜMTAZARIKAH 31 Temmuz www.mumtaz-arikan.com /C4Y8OLDC//. 1944 'TE BUGÜN, C/MLÛ FRANSIZ YAZARl ANmtU£ DE SAtNr-EXVPE£Y(£ENTSSZÜF'Eeİ) , UÇAĞI İLE AK£>E - NİZ'PE KAYBOLPU- 19OO'D£ DO6AN SAlW-aX, HAI/A- C-ILI&IAI Y£Nİ MESLEK. SAYILP/Ğt Y/LLAfSDA PlLOT OL- MUynj.K. PÜNYA SAVAŞI 'NDA ff&AL£ UĞSAYAN FRAN SA'DAN KAÇIP ASP'yE 6İTMİŞI SONRA Ofi MÜ7TEFK- LEfZİN HAi/A tOJVVETLEZİNE KAriLMIfTt.SON UÇUŞU PA GÖREY IÇlNPİ. SAlhlT-Ey"İN K.ISA YAZARLIK YAÇAMI, GBNELLİKLB W/l\/ACtUK YAŞANTISIN- DAN KAYNAKLAfJMtŞTI. OAJUN "GECE UÇOftl" "SAVAŞ PİLOTU" GİBİ ROMAHLAftf, HAMciLIKl &İRLİKTE, İUSAU/U DtfAMIAJI AML4rAAJ LlRİK YAPITLARDIR. "KÜÇÜtC PRENS"AOLI FANTASTİK ÖYKUSÜ ISE, ÇDCUttARA SESLENMBKLE Bifiülcrt: Y£Tİ?KAfLE/ g O Û Ü Û İ DÜZ ÇİZGİ UMIT ZILELI 'Ergenekon 1923'te Kuruldu' Ergenekon iddianamesi geçen cuma günü açıklandı. Cumartesi günü Taraf gazetesinin manşeti şöyleydi: - 1923'te kuruldu, 2008'de arınıyor. Neydi 1923'te kurulan?.. Ergenekon!.. 1923 neyin tarihiydi?.. Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunun!.. Öyleyse neymiş Ergenekon? Türkiye Cumhuriye- ti'nin ta kendisi!.. Bu durumda, 2008'de Ergenekon'la birlikte kimden arınıyormuşuz?.. - Türkiye Cumhuriyeti'ndenü! Utanmasalar, bir türlü bulamadıklan " 1 numara" ola- rak da "Büyük Devrimci'y\ gösterecekler!.. Aslına ba- karsanız Cumhuriyeti hedef göstererek bunu zaten yapmış durumdalar!.. Ben, bugüne dek, işbirlikçiliğin, emperyalizme alet, kendi yurduna düşman olmanın pek çok çeşidini gördürn ama böylesine açık, böyle- sine göstere göstere "misyonerlik" faaliyetine ilk kez tanık oluyorum... - Kutlarım!.. ••• Aslında, kendi mantıklarında ve de yapılan uzun erimli plan çerçevesinde son derece tutarlı yol aldık- larını teslim etmek lazım!.. Geçen hafta yazdığım "Yeni Mandacılar" başlıklı ya- zımda, bir Alman ajanının, "Türkiye yapay bir dev- let, Türk ulusu yapay bir ulus. Atatürk Ermenile- ri ve Rumları yok ederek bu devleti zorla yarattı" sözlerini anımsattıktan sonra, bir Türk profesörün, AKP'nin anayasa taslağını hazırlayan komisyonun baş- kanı Ergun Ozbudun'un şu satırlarına yer vermiştim: - Olan şey, Mustafa Kemal'in var olmayan, fara- zi bir varlığı, Türk miltetini ayağa kaldırarak ona ha- yat vermesiydi. Onun girişmiş olduğu projenin ger- çek boyutlarını bize veren ve düşüncesinin ütop- yacı niteliğini ortaya çıkaran, olmayan bir şey için sanki varmış gibi çalışması ve onu var etme yo- lundaki kabiliyetidir... Bu aynı tornadan çıkmışçasına birbirini tamamla- yan "düşmanlığıri" üzerine şöyle bir yorumla devam etmiştim: - Yıllar önce üstü kapalı bir şekilde, "Türkiye yal- nızca Türklere bırakılmayacak kadar önemli bir ül- kedir" diyorlardı. Artık "Türkler zaten yoktu"ya ka- dar geldiler... Yeni aşama ise Taraf'ın manşetinden ilan edilmiş bu- lunuyor. - Zaten Türkiye Cumhuriyeti de yoktu!.. Bir imparatorluğun küllerinden, emperyalizme kar- şı başarıya ulaşmış ilk Kurtuluş Savaşı'nı vererek ku- rulmuş Türkiye Cumhuriyeti aslında yalnızca elleri kan- lı birçeteydi!.. Tam 85 yıl, görünürde cumhurbaşkanları seçerek, hükümetler kurarak, bütçeler yaparak, dış po- litikalar oluşturarak kanlı yeraltı faaaliyetlerini sürdü- ren bu karanlık çete, nihayet, dış dünyanın da desteği ile afişe edildi ve şimdi 2008 yılında arınıyor!... Kim arınıyor sorusunun yanıtı yok. Ben bir tahmin- de bulunayım; arınacak olan yapay Türk ulusu ola- mayacağına göre, kendisini Türk zanneden milyon- larla birlikte her türden topluluklar, cemaatler, etnik gruplar, bu yapay cumhuriyetten arınacak 70 küsur milyonu oluşturuyor!.. - Pekiii, arındıktan sonra ortada yapay ulus, ya- pay devlet fllan kalmayacağına göre, bu ahali ne- reye sokuşturulacak?.. Çok kolay!.. Elde zaten harita mevcut... Hatırlasa- nıza canım, Amerikan Genelkurmayı'nın yarı resmi der- gisinde geçen yıl yayımlanmıştı hani... Türkiye'yi parçalara ayırmış, Kürt devletine Karadeniz'e çıkış yo- lu bile vermiş, Doğu Anadolu'nun göbeğine Erme- nistanı oturtmuş olan haritadan söz ediyorum!.. Yine mi anımsamadınız? Hafızanız çok zayıf!.. O hal- de çok uzatmadan, Lozan'la yırtıp tarihin çöp sepe- tine attığımız Sevr anlaşmasının yeni versiyonu desem? Evet işte o: - Yeni Sevr!.. * • • Türkiye, tarihinin en keskin virajını dönüyor... Öyle ki; bu tam anlamıyla bir "var oluş-yok oluş" mücadelesi... Ve her şey çok açık oynanıyor. Yüzle- rindeki maskeleri tamamen atan işbirlikçiler, kapısı- na bağlandıkları efendilerinin talimatlarını, üzerine ruh- larını, kinlerini ve nefretlerini de koyarak açıkça yeri- ne getiriyorlar... Pekiii, olmayan Türk ulusu bu durum karşısında ne yapıyor?.. Son zamanlarda yurdun dört köşesinden edindiğim izlenimle bitireyim: - Olmayan millet, fena halde bileniyor!.. AKP kapatılmadı Ancak laikliğin odağı haline geldiği de saptandı. Bu kararın AKP'nin aklının başına almasını sağlaya- cağını, Türk ulusunun ise geleceğini karartmayacağını ümit etmek istiyorum. e-posta: [email protected] BULMACA SEDAT YAŞAYAN SOLDAN SAĞA: 1/ Büyük bir -| yapının zengin „ biçimde süslen- nıiş anıtsal giriş 3 kapısı... Anado- 4 lu halklanrun en c cski ana taıırı- çası. 2/ Şarkı, 6 türkü... Ada- 7 na'nın bir ilçesi. o 3/ Özellikle taş- q lamalanyla ta- nınmış halk ozanımız. 4/Temel, csas... Şap- ka, çanta, scpct ömıc- de kullanılan parlak, renkli ve dayanıklı şe- rit. 5/ Alevi-Bektaşi törenlerine verilen ad... Güneş doğma- dan önceki alacaka- ranlık. 6/ Bir şeyi bir yere ulaştırma... Avcı ya da bekçi kulübcsi. 7/ Şekerkami!}indan elde edi- len sert bir içki... "Sevda bir yana çeker körolası / bir yana" (B. R. Eyuboğlu). 8/ lpueu... Oylumlu. 9/ Bir elçiliğe bağlı uzman... Sahip. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Eskiden Ege üenizi'nde kullanılan yelkenli bir tek- ne. 2/ Mevki, makam... Manisa'nın bir ilçesi. 3/ Vü- cudun herhangi bir yerini hafifçe çizip üzerine boy- nıız, bardak ya da şişe oturtarak kan alnıa. 4/ Içine su- lu şeyler konulan kap... Yabancı... Eski Mısır'da gü- neş tannsı. 5/ Tehlike işareti... Tavlada "altı" sayısı. 6/ Dar ve kalınca tahta... Baryum eleınentinin simgesi. II "Kuşpalazı" da denilen bulaşıcı hastalık. 8/ F-'as'ın plaka imi... Dua. 9/ Eksiklik, kusur, ayıp... Kirli. 1 2 3 4 !> 6 7 8 9 1 T cS M A R A •A S 2 0 c A K | V "A L E 3 M A D [ M A K •R 4 A K I | [.. R •T E 5 R •M [ N f M E N 6 A V A R E •A R • 7 •A K | M A N A S 8 A l •[ F R A 7 T 9 S T R E • I N
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle